Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: ersinboke@icrs.com.tr - 24 Mayıs 2018, 21:05:08
-
Yelkenli tekne yelken ile gider.
Cenova bir yarış yelkenidir. Kullanmak için ekip gerekir.
Furling sistemleri yerine yer çekimi ile aşağı düşen yelken en güvenlisidir.
sadece ana yelken ile seyir , sadece cenova ile seyirden çok daha güvenlidir.
Ana yelken tekneyi rüzgar üstüne döndürür.
Cenova tekneyi rüzgar altına döndürür. Bu yüzden sadece cenova açarsanız motor çalıştırmanız gerekir.
ana yelkeni kontrol etmek cenovayı kontrol etmekten daha kolaydır. Iskotayı boşlamanız yeter.
Yelken yaparken yelkeni görmek şarttır.
Çok bayılan tekne az yürür.
Tekneniz eviniz değildir. Teknede ıslanmaktan rahatsız oluyorsanız denizde ne işim var diye sorunuz.
Denizin kuralları olur. Onları kendinize göre değiştiremezsiniz. Siz denize uyarsanız ve uyumlu olursanız dayak yemezsiniz.
Tek başına kullanılacak olan tekne boyu 28 feet tir. Bu boydan büyük her tekne için ikinci kişi gerekir. Teknenizde ne varsa elektrikli dahi olsa bu böyledir.
Elbette 28 feet üzeri tekneyi de tek başına kullanırsınız. Ancak iki kişi kadar güvenli olmaz.
-
Hocam ana yelkeni basmak zor mudur, yoksa direği kırmak istendiği için mi sadece ön yelken açılır?
:P
-
Ne bu şimdi?
Yelkenciliğin Türkan Şoray kanunları mı?! :D
öZgür (tapatalk)
-
Ne bu şimdi?
Yelkenciliğin Türkan Şoray kanunları mı?! :D
öZgür (tapatalk)
:) :)
-
Sağdan soldan topladıklarını dönüp 28 feete bağlayıp bize satıyor.
Tez yazsa ne yapardı acaba?
İntihal miydi o kelime?
-
Seni ben bile kurtaramam !
( imza : Ismet İnönü , yıl 1958-59 felan...Ders almayan almıyor demek nitekim ? ) ;D
-
Şimdi diğer başlıkta, bu başlığın açılmasına neden olan yazışmaları okudum.
Ben bu tartışmanın parçası olmam.
Yukarıda yazdıklarım için de tüm camiadan ve Ersin'den özür dilerim.
-
Teknem 28.1 hiç zorlanmıyorum,tek başıma 34 de zorlanacağımı düşünmüyorum :)
ama alt taraftda yazdıklarınıza katılıyorum :)
Normal hayatta böyle değilmi :)
Ula Ersin ömür adamsın vesselam :) seni boşuna sevmiyor herkes.
Denizin kuralları olur. Onları kendinize göre değiştiremezsiniz. Siz denize uyarsanız ve uyumlu olursanız dayak yemezsiniz.
-
Yelkenli tekne yelken ile gider.
Cenova bir yarış yelkenidir. Kullanmak için ekip gerekir.
Cenova tekneyi rüzgar altına döndürür. Bu yüzden sadece cenova açarsanız motor çalıştırmanız gerekir.
Tek başına kullanılacak olan tekne boyu 28 feet tir. Bu boydan büyük her tekne için ikinci kişi gerekir.
- Disk frenler de yarış arabaları için bulunmuştur. Şimdi kampana frenlere dönelim de ilk kaza tehlikesinde beynimiz mi patlasın ?
- Genova kullanmak için niye iki kişi gerektiğini anlayamadım. Sırasıyla 25' ve 35' olan iki teknemde de tek başıma genova kullandım ve kullanıyorum.
- Teknen doğru tasarlanmışsa evet ön saha yelkeni orsacıdır ama, sadece bir kaç derecelik dümen pala açıklıği ile teknen düz gider, gitmiyorsa tekne kötüdür veya direk trimin yanlıştır. Ya da genovan yelken değil torba olmuştur veya baş ıstralyan fazla gevşektir.
- Genova ile motor çalıştırmak gerekmez.
- 60 yaşında ufak tefek kilosuz bi adamım. 35' tekneyi tek başima ana yelken + genova düzeninde rahatça kullanıyorum ; hiç de sportif bir tip sayılmam hem.
Başta pek bi revaçta olan " tek başına denize çıkılmaz..." zırvası dahil olmak üzere hiç bir kayıt kuyut, şart şurt insan oğluna sökmez, gün gelir biri yapıverir ; sonra da arkası gelir...
Kesin çıkarım ve iddialardan kaçın derim dostça ;)
-
Sağdan soldan topladıklarını dönüp 28 feete bağlayıp bize satıyor.
Tez yazsa ne yapardı acaba?
İntihal miydi o kelime?
Bunu anlamadım? Özür dilenecek bir şey mi var . ? Ben göremedim.
-
Şimdi Aali'nin yorumlarına değinelim.
en hoşuma giden şu fren sistemi örneği. Kampana ve disk örneği.:)
sevgili Aali, Tek bir yelken açman gerektiğinde Cenova mı daha güvenle kullanılır ana yelken mi. ?
35 feet tekneyi hangi havada kullandığın da önemli tabi.
Bu yıl , Babakale'yi Asos istikametinde döndüğümde çok ciddi bir civarna ile karşılaştım. Sadece Bocurum ve Trinket açık olduğu halde rüzgar öyle şiddetliydi ki, Bu küçük yelkenlerle dahi çok zorlandım.
35 feet bir tekne ile ve %120 büyüklüğünde bir cenova ile böyle bir rüzgar ile karşılaşmak istemezdim doğrusu.
Bu durumda yanımda birisi olsun isterdim mesela.
-
Katı görüşlü veya peşin fikirli olmadığından emin olduğumdan ve merak ettiğini, araştırmayı sevdiğini ve aslen saga sola kılçık atmayı sevdiğini bildiğimden bi şi daha söyliyeyim...
Evet, hepimiz tekne ( boyu) büyüdükçe kullanımının zorlaşacağından dem vuruyoruz, ben de dahil. Ama kullanım zorluğunun esas nedeni teknenin boyu değil : deplasmanı.
Hepimizin kafasında alışılageldik, bildik tekne yapısı var : büyüdükçe ağırlaştığını dolayısıyla kullanımının zorlaşacağını biliyor veya hissediyoruz.
Ama kazın ayağı öyle değil !
28- 30' ağır bir tekne senin canını burnundan getirebilir buna karşılık 40-42'lik hafif bir tekne çok daha kolay abranabilir.
van de Stadt'ın artık plan portfolyosundan çıkardığı 12 metrelik harika tasarımlı bir teknesi vardı. Boyuna göre dar sayılacak, asma dümenli, yekeli, hiç bir yarış formülüne göre düşünülmemiş ; tek amacı hızlı gitmek olan bir kayık.
Galiba kamarası tam boy bile vermiyordu ; ama hafifliğinden ötürü değil 12m , ancak 9-10m boyunda bir gezi teknesininki kadar arması ve yelken alanı vardı ( ucuz, hafif, abraması kolay
) ; fakat elbette tüm kısıtlamalara rağmen 28, 30, 33, 35 ' bir tekneden çok daha fazla yaşam alanına sahipti.
Yani tekneyi ( aşırıya kaçıp gezi seyri için tahammül edilmez hale getirmeden ) hafıfletip boyunu ve yaşam alanını büyütmek de olası. Aslen ölçü tek başına, iki kişıyle, bir ekiple kaç metrekare yelken alanıyla baş edebileceğine bağlı.
-
5,5 yıldır 34 ayak bir tekne kullanıyorum. Ezici çoğunluk, tek-el.
Ersin'in teorik önermesini anlamakla beraber, mutlak bir doğru olarak kabul etmiyorum. En azından kendi tecrübem öyle.
Şu ana kadar yaşadığım hiç bir koşulda, Masal'ı abramakta zorlanmadım. Hava zorladı, Masal zorlamadı. Ne istediysem yaptı.
Eğer havanın ağırlaşacağını öngörürseniz, yelkeni azıcık erken azaltırsınız. Kasılmazsınız da böylece.
Vinçler, elinizin altındaysa,(bir adım önünüzde değil) daha da rahat edersiniz.
Tek başına ana yelkenle apaz ve orsa seyir daha güvenlidir, dediğin gibi Ersin.
Geniş apaz ve pupa seyirlerde ise cenova bal gibidir.
Alanya'dan ta Sündürmeye, 7.2, 7,5 bahri mil, 2/4 Cenova ile bebek gibi gittik.
Hiç de yorulmadıydım.
Dediğin gibi yerçekimi ile kendiliğinden düşen hem ana yelken hem cenova şahanedir herhalde.
/Ama cenovayı mesela19 parçaya bölüp, 1/19,2/19, ......7/19 gibi anayelkenimle paralel istediğim onlarca kombinasyonu da furlingle sağlıyorum. Yapmam gereken, birazcık korkak olmak. Hava beni ürperttiği zaman yelkenlerimi herkesten biraz önce küçültmek.
Evet evet, balenlerim olmadığı için hem ana yelkende hem de cenovamda rüzgarı olabileceğinden az tutuyorum. Ama ben yarışmıyorum ki. Ben gezginim. Yola çıkıyorum ve şuraya gidiyorum.
Benden daha hızlı, daha iyi, daha deneyimli yelkencilere selam olsun.
-
Daha yeni 58 feet bir tekne kullandım 100 mil kesinlikle hem yelkeni hem motorla yanaşma manevrası küçük teknelerden çok daha kolaydı Cenovası 90 m2 ana yelkeni 80 m2 elektrikli vinç var efor yok çocuk oyuncağı.Önemli olan büyük tekneyi bakımlı tutabilecek paranız varmı gerisi yeni teknoloji ile kabaca söylemek gerekirse bebek işi.Ana yelken mi açarsınız sadece cenovamı yoksa motor yelkenmi bu tamamen tekneye ,havaya ve gitmek istediğiniz yöne göre değişir kesin bir tarifi yok bana göre eğer aradığınız hız değilde konforsa.
-
Ben anlatamıyorum gerçekten. Ne zaman bu ve benzer bir şeyler yazsam, çoğunlukla benzer tepkiler ile karşılaşıyorum.
Ben tekne almaya kalktığımda ilk ilan için aradığımda ne soracağımı dahi bilmiyordum. Adama hiç bir şey soramadım ve adam bir şeyler anlattı sadece. Aldığım tekneyi sadece görüntüsü çok hoşuma gittiği için aldım. deneme seyrinde neredeyse almaktan vaz geçiyordum.
İçindeki motor Yanmar mış. Hiç adını duymamıştım. Omurga salma konusunda hiç birşey bilmiyordum. O zaman birileri bana bu tekne ile Gökova ya kadar gidersin deseydi güler geçerdim. Hala mandar ile ıskotayı yazarken karıştırırım.
Yani ben bu işlere başladığımda hiç bir şey bilmiyordum. Oysa burada şimdi bu yazdıklarıma yanıt veren bir çok kişi benden çok ama çok daha bilgiliydiler. Hala da öyleler. Bülent benden daha deneyimli bir yelkencidir. Ahmet aileden beridir, Aali , Matay, Cem Gür, Ne bileyim buradaki bir çok kişi işte.
Bir şeyi bildiğinizde o size sanki çok kolaymış gibi gelir. Bilmeyen için öyle değildir işte. Ben kendi yaşadığım zorlukları bildiğimden kendi tecrübelerimi aktarıp, başkaları benzer sıkıntılar yaşamasınlar diye buralarda sürtüyorum.
Eğitmen değilim. Kimseye bir şey öğretemem. sadece kendi yaşadıklarımı, araştırdıklarımı yazıyorum.
Dünyada kabul görmüş , artık evrenselleşmiş kimi kurallar var. Yelkencilik de böyle. Aali araba freninden örnek vermiş. Ben de futboldan örnek vereyim.
Gol az oluyor sıkılıyoruz biz Türkler olarak , zaten atamıyoruz da , o yüzden taç çizgisinde bir kale daha koyduk artık futbolu böyle oynayacağız diyebilirsiniz. İşte püf nokta burada. Bunu yapabilirsiniz ama artık oynadığınız oyunun adı futbol olmaz.
Bugün eli yüzü düzgün bir tekne almanın maliyeti 50 bin Avro bu ülkede. Herkes büyük tekne almak peşinde. Sadece bu yazılanlar yüzünden bu böyle. Küçük bir yelkenliye binmek istemiyor kimse. Kendisi tekne yapmak isteyenlere koro halinde " sakın ha " deniyor.
Bir çok kişi " aman denizde kalabalık olmayalım böyle iyiyiz " derdinde. Global sailingi ilk gördüğümde hayran kalmıştım. Bana dönüp, sakın yazma ha. Gelmesin kimse diyenleri biliyorum ben.
Ben tam tersi görüşteyim. Tene sahibi oldunuzmu elinizden biraz iş gelmeli. Bir patalya yapabilirsiniz mesela. Alın işte Ziya hoca yapmış.
16 ayak bir yelkenli yapıp, hafta sonu keyifle yelken yapabilirsiniz pekala. Bir arkadaşım şu küçük katamaranlardan aldı. Yazın adalar arasında fink atıyorlar bununla.
Denizde çoğalmalıyız. Çoğalmak için "tekne " lazım. Bizim denizlerimize uygun, kolay yapılabilir , ulaşılabilir teknelere ihtiyaç var.
Her zaman olduğu gibi kavramları alıp, çarpıtıp ya da içini boşaltıp öyle kullanıyoruz. " amatör denizci " kavramını da öyle yaptık işte.
Ben bu camiada hep şunu duyarım. Şu hale bak , üç bir yanımız deniz. Denizci bir millet değiliz falan filan. sonra aynı adam dönüp, aman buralara kimse gelmesin diyebiliyor ben de şaşıp kalıyorum.
O yüzden 58 feet tekne alan arkadaş her kimse hayırlı olsun. Güle güle kullansın. Benim ilgi alanımda değil kendisi.
Ben , küçük bir tekne ile de olsa yelken yapmayı özendirmeye çalışıyorum. Hedefimiz bu olmalı. Yoksa bu saatten sonra tercihlerini belirlemiş ve işi bilen birisi ben böyle yazdım diye fiber teknesini satıp , küçük ahşap bir tekne alacak değil elbette.
Derdimiz , zamanında benim gibi hiç birşeyden haberi olmayan ancak bu işlere merek salmış kişilere ufuk açmak olmalı. Başka alternatifler olduğunu da göstermeliyiz.
Dün akşam baktım hepi topu 22 üye vardı forumda. Geçenlerde bir arkadaşımızın nikah töreni için kurduğu whats up gurubu bunun beş katı filandı her halde.
Madem derdimiz arkadaşlık dostluk filan falan.. açarız bir heyamola whatsup gurubu biter gider. Bakın dün Oğuzhan teknesinin fotoğraflarını whatsup Kıbrıs gurubuna koymuş.
Foruma koymamış ama. Oğuzhan çok yetenekli bir adam. Kendisini çok geliştirdi. Teken alım sırasında ve sonrasında
forumdan çıkmaz , hem tekne transferi hem de daha bir çok konu ile ilgili kendinden daha bilgili insanların resmen beynini emerdi.
Şimdi işleri öğrendi. aya roket atmıyoruz sonuçta. Ben kendi teknemin motor bakımını hala yapamazken o yapabiliyor mesela.
Teknesini aldığı günden bu güne manyak bir duruma getirdi. Tekne olumlu yönde tanınmaz hale geldi.
Oğuzhan'ı eleştirdiğim nokta şudur. Oğuzhan bu anlamda bu foruma borçludur. O yüzden teknesinin fotoğraflarını da ilk burada paylaşmalıydı bana göre.
Yaptığı tercümeler ile borcunu ödemiş sayılmaz üstelik. Neden ? Çünkü dağılmış bir tekneyi üç otuz paraya alıp, adam etti. Bu çok önemli bir örnek aslında. Müthiş bir hikaye. Üstelik bunu başta Burak , hepimizin tekneyi ilk gördüğümüzde sat hemen dediğimiz halde yaptı.
Ama bir tane bile yazısı yok.
Oğuzhan, teknenin macerasını adam gibi yazmazsan havuzluğun tik kaplamalarını kendi başına yaparsın. :)
Bu forumun amacı bu olmalı.
Bu işe yeni girenlere ufuk açabilmek, denize çıkmaya cesaretlendirmek. Yoksa ne gereği var ki buralarda yazmanın?
-
Çok uzun yazmışsın.
Hepsini okumadım.
Rahatsız olduğum noktayı söyleyeyim.
Yelken ve tekne işini çok iyi bilenler bile kesin yargılarda bulunmazken, sen yeni duyduğun, gördüğün ya da yaşadığın şeyleri harmanlayıp kesin, köşeli ifade ediyorsun.
Bu beni rahatsız ediyor. O nedenle de bu ve benzeri tartışamalarda olmak istemiyorum.
Çünkü çıkış noktası saçmalıklarla dolu:
Yelkenli yelkenle giderden başla, admiralty en iyidir’le devam et.
Buyur istediğin gibi devam et.
Ama böyle iddialı yazıp yazıp sonra, millet cevap verince, mağduru oynama.
-
Şurada şu kadar yazı yazdım bir kimseye " saçmalıyorsun " demedim. Hele "mağduru " oynamak da nereden çıktı ?
Yazdığım yazı " saçmalık " ise o zaman çıkıp neden saçma olduğunu yazsan daha faydalı olmaz mı ?
Şu şu nedenle admiraltı çapa artık günümüz tekneleri için uygun değildir desen mesela. ?
Kısa yazdım okuyasın diye. Bak sana bir de video. Admiralti 'nin nasıl işe yaramadığını anlatıyor. Gerçekten.
https://www.youtube.com/watch?v=2qz8TBVKXIA
ben de neden öyle olmadığını " saçmalayayım "
-
Çok uzun yazmışsın.
Hepsini okumadım.
Rahatsız olduğum noktayı söyleyeyim.
Yelken ve tekne işini çok iyi bilenler bile kesin yargılarda bulunmazken, sen yeni duyduğun, gördüğün ya da yaşadığın şeyleri harmanlayıp kesin, köşeli ifade ediyorsun.
Bu beni rahatsız ediyor. O nedenle de bu ve benzeri tartışamalarda olmak istemiyorum.
Çünkü çıkış noktası saçmalıklarla dolu:
Yelkenli yelkenle giderden başla, admiralty en iyidir’le devam et.
Buyur istediğin gibi devam et.
Ama böyle iddialı yazıp yazıp sonra, millet cevap verince, mağduru oynama.
Ben neden bazı arkadaşları daha çok seviyorum diye hep düşünmüşümdür. ;)
Bu arada Far Out'un acil durum çapası ne tip çapa,bilin bakalım. ;D
Admiraltiiii. C:-)
Bazılarımız Amerika'yı yeniden keşfediyor. 8)
-
Bravoooo dede...Hani durdun durdun turnayı gözünden vurdun. :)xx :)xx :)xx
Keşke şunu daha önce yazsaydın hatta Admiralti ile ilgili yaşadıklarını yazsaydın da benim gibi salaklar Amerikayı bir daha, bir daha keşfetmeselerdi...
Hem bildiklerini yazmayacaksın, sonra benim gibiler bata çıka bir şeyler öğrenip yazı yazacaklar , sonra oturduğun yerden soğuk birandan bir yudum alıp dalga geçecek, bazıları Amerikayı yeniden keşfediyor diyeceksin.
daha ne diyeyim ben sana. sözün bittiği yer işte.
-
(kendime eleştiri)
Irgata odaklanıyorum, konu buzdolabı, yelken oluyor. Tam yelkeni okuyorum hop bir bakmışım çapa işine girmişiz.. Tabii anlıyorum bunlar güncel meselelerimiz ve başlıklar arasında geçişler var ama benim devrelerim hayli hararet yapıyor..
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Aslında başlık cuk oturmuş. Yani yelkenli tekne hakkatten yelken ile gitmeli. Yelken ile gittiğinde kendi yaşam tarzını da zorlamış oluyor. Adamlar taa britanyadan buraya geliyor , bir bidon yakıt kullanmıyor. Onların yok mu parası , o kadar vardır elbet. Ama yola rüzgar varsa çıkıyor. Rüzgar yok ise eyleniyor. Bu vakit ister. Bizim o kadar vaktimiz yok. Hele Marmara gibi iç deniz ve rüzgar nereye gitmek isterseniz baştan geliyor ise çok problem. Zikzaklar çizerek ilerlemek en azından benim yaptığım bir şey değil. Kapatıyorum yelkeni marşa basıp motor ile devam ediyorum.
Cenova konusunda Ersinin iddiasına katılıyorum. Benim tekne 22 ayak. Tek gövde değil, katamaran. Rüzgar üstüne dönmek resmen işkence. Tekne rüzgara tam girecek iken pat kalıp geri dönüyordu. Kaç kere gölcük donanmasının karşısında başım belaya girdi. Tekne rüzgar üstüne dönmüyor bir türlü, her rüzgar altına dönüşte donanmanın yasak bölgesine daha çok yaklaşıyorum. Aksi gibi motorda da problem çıktı . Bir türlü çalışmıyor. Yanımdaki arkadaş ben uğraşırken motoru dağıtıp yeniden topladı resmen. Adi motor çalışmadı bir türlü. Neyse o gün güç bela donanma inzibatlarınca tutuklanmadan kurtulduk ama tekneden soğudum resmen. Sonradan işte katamaranın fizyolojisi, tek gövdenin fizyolojisi falan baya bir kafa yordum. Ama sonuç yok. Sonra bir gün tesadüfen benim cenova açık değilken , sadece ana yelken açıkken rüzgara daha fazla girebildiğimi fark ettim. Hatta rüzgar üstüne dönmek de daha kolay. Daha sonra bunu arabalardaki önden çekişli ve arkadan itişli sistemine benzettim. Önden çekişli araçlar arkadan itişli araçlara nazaran yolu daha sağlam tutarken, arkadan itişli araçlar kıç atmaya daha meyillidir. Ana yelkenin verdiği güç tekne gövdesinde cenovanın verdiği güce nazaran daha geride olduğundan tekne rüzgar üstüne dönerken daha rahat kıç atıyor yani dönüyor. Şimdi benim cenova ana yelkene nazaran ufak. Yani tam açtığımda ana yelkenin güngörmez yakasından daha geriye düşmüyor. Hal böyle iken cenova kapalı iken rüzgar üstüne dönmek daha kolay olacaktır. Cenovanın torlanması teknenin pruvasına ne kadar yakın veya öte ise teknenin burnu o kadar güç toplayacak,bu toplanan güç s sizin ana yelkeninizin verdiği güçten eksiltecektir. ileri doğru giderken problem yok. Hatta iki güç ileri doğru götüreceğinden daha iyidir ama rüzgar üstüne dönerken bu dezavantaj olacaktır. Benim teknede durum en azından bu. Yani tekne daha rahat kıç atacaktır güç merkezi tekneni kıçına ne kadar yakın ise.
Kullandığım terminoloji bildiğim kadar o yüzden, "kıç atma-spin atma" terimini eklemek kaldım kusura bakmayın.
-
Şurada şu kadar yazı yazdım bir kimseye " saçmalıyorsun " demedim. Hele "mağduru " oynamak da nereden çıktı ?
Yazdığım yazı " saçmalık " ise o zaman çıkıp neden saçma olduğunu yazsan daha faydalı olmaz mı ?
Şu şu nedenle admiraltı çapa artık günümüz tekneleri için uygun değildir desen mesela. ?
Kısa yazdım okuyasın diye. Bak sana bir de video. Admiralti 'nin nasıl işe yaramadığını anlatıyor. Gerçekten.
https://www.youtube.com/watch?v=2qz8TBVKXIA
ben de neden öyle olmadığını " saçmalayayım "
Seni kırmamak için yazıyorum:
1. Milim kıpırdamaması gereken, petrol platformları, araştırma gemileri, sondaj gemileri; bunlara ilaveten ticari gemiler, askeri gemiler, dünyayı gezen gezginler admiralty dışında çapa kullanıyorlar. Demek ki admiralty tek en iyi çözüm değil.
2. Yazıyorsun mesnetsiz ya da tek taraflı bir şeyler, yüklenince de bize “ama tek ben yazıyorum, üstüme geliyorsunuz” diye şikayet ediyorsun. O nedenle mağduru oynadığını iddia ediyorum.
-
Bravoooo dede...Hani durdun durdun turnayı gözünden vurdun. :)xx :)xx :)xx
Keşke şunu daha önce yazsaydın hatta Admiralti ile ilgili yaşadıklarını yazsaydın da benim gibi salaklar Amerikayı bir daha, bir daha keşfetmeselerdi...
Hem bildiklerini yazmayacaksın, sonra benim gibiler bata çıka bir şeyler öğrenip yazı yazacaklar , sonra oturduğun yerden soğuk birandan bir yudum alıp dalga geçecek, bazıları Amerikayı yeniden keşfediyor diyeceksin.
daha ne diyeyim ben sana. sözün bittiği yer işte.
Ana bu ayan beyan oltayı yuttum olmuş ;D ;D ;D
Dedeye cevap vermeyeceğim gibi, tutamıyacağın kararlar verme bir daha. ;)
Neden olduğun zararlar için açık bir başlıkta özür yazana kadar dokunduracağım. :)
Bir karış suda fırtına çıkarıp bazı arkadaşların denize dökülmesine neden olmayacaktın. :D
Özür yazılarınızı bekliyorum. :)xx :)xx :)xx
Olay sen olunca içimdeki şeytanı dizginliyemiyorum, arkadaşlardan bu nedenle özür dilerim.:(
Burada bir çok güzel arkadaş edindim ama hava bozulduğundan beri tadı kaçtı buraların :'(
-
Bu arada şunu da ilave edeyim; hem senin için hem okuyanlar için kendimi daha iyi ifade etmiş olurum.
Üslubun o kadar kesin ve köşeli ki, tartışmaya katılmak yerine beni dışında kalmaya itiyor.
“Admiralty en iyi çapadır. Nokta” diyen birisi ile ben tartışmam.
“Kendi bilir” der, devam ederim.
-
Ersin Merhaba,
Dediklerine özü itibarı ile katılıyorum. Yelkenli tekneyi, yelkenle kullanmak için alıyorsun. Diğer yandan genellemek, teori değilde, kanun gibi ifade etmek biraz iddialı olmuş. Örneğin tek başına kullanılabilecek yelkenli tekne boyu kaç metredir? Slocum’ un Spray’i kaç metreydi? Ben 12 metre diye hatırlıyorum.
Selamlar,
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Ersin Merhaba,
Dediklerine özü itibarı ile katılıyorum. Yelkenli tekneyi, yelkenle kullanmak için alıyorsun. Diğer yandan genellemek, teori değilde, kanun gibi ifade etmek biraz iddialı olmuş. Örneğin tek başına kullanılabilecek yelkenli tekne boyu kaç metredir? Slocum’ un Spray’i kaç metreydi? Ben 12 metre diye hatırlıyorum.
Selamlar,
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ama Joshua Dede, ticaret gemilerinde miçoluktan yetişmiş bir "efendi kaptandı". Yani denizi, dalgayı, rüzgârı, sekstant kullanmasını, jurnal tutmasını, harita okumayı, mevki koymayı, akıntı seyrini ve fırtınaları yaşamış, biliyordu. Yıllarca at üstünde yaşayıp ansızın dur ben bir dünya turu atıp geleyim dememişti. :) Başarısının önem ve evrenselliği o çağda, o boyda bir tekne ile ve tek başına Dünya turunu tamamlamış olması...
-
Bu romanda yazılan hiç bir şey gerçek değil, hepsi doğrudur.
Bence, tüm yanlış anlaşılmalar ve yanlış anlatımlar bundan kaynaklanıyor.
-
Dede , seninle sorunumuz şu. "Bu kısımdaki ifade Donatan Temsilcileri kararıyla kaldırılmıştır."
O yüzden anlam ifade etmiyor yazdıkların. Yanlı ve kendi egonu tatmin için yazı yazıyorsun. eğleniyorsun işte. Adil değilsin. her konuda doğru sandığın konularda tarafsın. sana aksini de ispat etseler fikrini değiştimeyenlerdensin.
O yüzden seninle birşeyler tartışmak bana bir şey ifade etmiyor . O yüzden seninle bir tartışmaya girmek istemiyorum. Yazdıkların sadece ortalığı bulandırmaktan ibaret. Bir sonuca hizmet etmiyor. O yüzden yazdıklarına değer vermiyorum.
Bak neden değer vermiyorum. Nuri Kongur'un yazısını oku. Yaşadığı zorluğu anlatıyor. Sonra kendi kendisine tesadüf eseri ana yelken kullanırken daha rahat ettiğini yazıyor bak. senin ne kadar tecrübeli olduğunu bilmiyorum ancak tecrübeli olduğunu varsayarak yazıyorum çünkü her iki forumda da torunların ve bira sevmenden başka bir tane bile seyir anını görmedim.
Yazı yazmak için sadece forumda kavga çıkmasını beklemesen ve burada tecrübelerini de paylaşsaydın belki de Nuri Reis bu yazını okuyacak ve o sıkıntıyı yaşamayacaktı.
Sana ve senin gibi yazmayanlara bunu anlatmaya çalışıyorum . Olmuyor.
sonra nerede bir kavga var Utku dede orada. Hemen ortalığı karıştırma peşinde.
Konu başlığı yelkenli tekne. Bildiğim sen de de var bir tane yok mu yazacak bir şey. ? Bir cümle yada bir kelime. ?
Her konuda fikrin var da bununla ilgili hiç mi yok. ? Hiç atmadın mı admiraltiyi ?
Daha ne yazayım ki ben sana. Yok oltaya gelmiş yok bilmemne .
-
Ersin Merhaba,
Dediklerine özü itibarı ile katılıyorum. Yelkenli tekneyi, yelkenle kullanmak için alıyorsun. Diğer yandan genellemek, teori değilde, kanun gibi ifade etmek biraz iddialı olmuş. Örneğin tek başına kullanılabilecek yelkenli tekne boyu kaç metredir? Slocum’ un Spray’i kaç metreydi? Ben 12 metre diye hatırlıyorum.
Selamlar,
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ama Joshua Dede, ticaret gemilerinde miçoluktan yetişmiş bir "efendi kaptandı". Yani denizi, dalgayı, rüzgârı, sekstant kullanmasını, jurnal tutmasını, harita okumayı, mevki koymayı, akıntı seyrini ve fırtınaları yaşamış, biliyordu. Yıllarca at üstünde yaşayıp ansızın dur ben bir dünya turu atıp geleyim dememişti. :) Başarısının önem ve evrenselliği o çağda, o boyda bir tekne ile ve tek başına Dünya turunu tamamlamış olması...
Kesinlikle katılıyorum. Haklısınız. Bu yetkinliklerde biri, elektroniği olmayan, modern vinçleri, halatları olmayan Spray ile bunu başardı. Hatta çok da zor olmadı dedi.
Daha az (biraz daha az) yetkin biri, belki elektroniklerle bunu yapabilir.
Ben de 11,5 metre teknemle tek başıma, Marmaris - Göcek yapabilirim. Tüm Navionics, otopilot, vs ile. Belki hepinizden daha yavaş giderim. Hepinizden daha fazla motor çalıştırırım, ama giderim.
Ama 28 ayaktan büyük tekne tek kişi ile kullanılmaz demek, çok iddialı değil mi?
Benim belirtmek istediğim bu konuydu. Katılıyorum, 28 ayak tekne tek başına çok daha rahat abarılır. Yelkenin varsa kullanmak iyidir. Hem kendi sağlığın, hem çevrenin sağlığı, hem de cüzdanın için. Ama herşeyi çok kesin kalıplarla ifade etmek, sınırlamak da bana hoş gelmiyor :)
Selamlar
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Matay,
Ben kolay kolay kırılmam. En son birlerine küstüğümde beş yaşındaydım. Madem yazıyı okumadın uzun yazdım diye o zaman "saçmalık " yazman doğru değil. En azından hepsini okusaydın da öyle saçmalık deseydin.
Yine de saçmalık demen hoş değil . Sonra seni kırmamak için yazıyorum diyorsun. anlamadım ki ben ne demek istediğini.
Madem admiralti ile yazdıklarım doğru değil, sen doğrusunu yaz. Benimle tartışmak zorunda değilsin ki. Beni görüşüm şudur der çıkar gidersin.
Çok mu zor ?
Hiç olmaz ise başkaları okur ve bir fikir sahibi olurlar. Kötü mü olur ?
-
Dede , seninle sorunumuz şu. "Bu kısımdaki ifade Donatan Temsilcileri kararıyla kaldırılmıştır."
O yüzden anlam ifade etmiyor yazdıkların. Yanlı ve kendi egonu tatmin için yazı yazıyorsun. eğleniyorsun işte. Adil değilsin. her konuda doğru sandığın konularda tarafsın. sana aksini de ispat etseler fikrini değiştimeyenlerdensin.
O yüzden seninle birşeyler tartışmak bana bir şey ifade etmiyor . O yüzden seninle bir tartışmaya girmek istemiyorum. Yazdıkların sadece ortalığı bulandırmaktan ibaret. Bir sonuca hizmet etmiyor. O yüzden yazdıklarına değer vermiyorum.
Bak neden değer vermiyorum. Nuri Kongur'un yazısını oku. Yaşadığı zorluğu anlatıyor. Sonra kendi kendisine tesadüf eseri ana yelken kullanırken daha rahat ettiğini yazıyor bak. senin ne kadar tecrübeli olduğunu bilmiyorum ancak tecrübeli olduğunu varsayarak yazıyorum çünkü her iki forumda da torunların ve bira sevmenden başka bir tane bile seyir anını görmedim.
Yazı yazmak için sadece forumda kavga çıkmasını beklemesen ve burada tecrübelerini de paylaşsaydın belki de Nuri Reis bu yazını okuyacak ve o sıkıntıyı yaşamayacaktı.
Sana ve senin gibi yazmayanlara bunu anlatmaya çalışıyorum . Olmuyor.
sonra nerede bir kavga var Utku dede orada. Hemen ortalığı karıştırma peşinde.
Konu başlığı yelkenli tekne. Bildiğim sen de de var bir tane yok mu yazacak bir şey. ? Bir cümle yada bir kelime. ?
Her konuda fikrin var da bununla ilgili hiç mi yok. ? Hiç atmadın mı admiraltiyi ?
Daha ne yazayım ki ben sana. Yok oltaya gelmiş yok bilmemne .
Sevgili Böke seni incittiğim için senden ve tüm forumdan özür diliyorum. :'(
Beni buraya davet eden arkadaşım zaten beni sildiği için ayrılma zamanıdır diyerek insanları incittiğim bu ortamdan ayrılıyorum.
Sevgi,sağlık ve dostlukla kalın. :)
-
Melih,
Bari sen yapma. Bak burak 58 feet teknenin nasıl kolay kullanıldığını yazmış. Kullanırsın tek başına da her tekneyi.
Riskin artar demeye çalışıyorum. Furlingin bozuldu tek başınasın. Ne olacak. ? Bak bu şekilde kalp krizi geçiren bu camiadan insanlar var burada.
Sıkışan furling yüzünden kalp rahatsızlığı geçirdi.
Tek başına tekne kullanmak kayık bile olsa risklidir. 28 feet tek başına tekne kullanmak açısından "en büyük " teknedir.
Bundan sonra da kullanırsın elbet . ama riskin artar. Daha çok risk alırsın. Budur. risk alırsın.
Söylenen bu. Bunu diyen de ben değilim. Bir yerden çalıp size satmıyorum yani . John Vigor söylüyor ben de katılıyorum.
-
Stevenson da ( adi buydu galiba...) şimendifer'i icat ettiğinde kimi bilimadamları insan beyninin saatte 30km'den fazla hıza dayanamayacağını ;pelte veya hoşaf olacağını iddia etmişler !
Tarih ; zeka ve bilgileri tartışılmaz yetkinlikte olan uzmanların dehşetengiz öngörü yanlışlarıyla dolu. Meşhur hikayedir, galiba dönemin IBM'inin CEO'sunun kişisel bilgisayara dünyada 3-5 kişinin müşteri olabileceğini söylemesi.
Ya da benzin motorunun mucidi Nikolaus Otto otomobilin bir geleceği olamayacağını, çünkü otomobil yayılirsa mesela onları kullanmak için bir kaç yüz bin şoförün bulunamayacağı kehanetini savurmuş.
Onun için şu an için doğru görünse bile büyük sözler, keskin saptamalar tehlikeli ve zamana yenilmeye mahkum.
-
Melih,
Bari sen yapma. Bak burak 58 feet teknenin nasıl kolay kullanıldığını yazmış. Kullanırsın tek başına da her tekneyi.
Riskin artar demeye çalışıyorum. Furlingin bozuldu tek başınasın. Ne olacak. ? Bak bu şekilde kalp krizi geçiren bu camiadan insanlar var burada.
Sıkışan furling yüzünden kalp rahatsızlığı geçirdi.
Tek başına tekne kullanmak kayık bile olsa risklidir. 28 feet tek başına tekne kullanmak açısından "en büyük " teknedir.
Bundan sonra da kullanırsın elbet . ama riskin artar. Daha çok risk alırsın. Budur. risk alırsın.
Söylenen bu. Bunu diyen de ben değilim. Bir yerden çalıp size satmıyorum yani . John Vigor söylüyor ben de katılıyorum.
İki gözüm,
Haklısın, risk alırım. Riski yönetmiyorsam dediğin gibi bir yerde furlingle uğraşırken kalp krizi geçirebilir veya denize düşebilirim.
Üstelik bu, riski yönetsem de olabilir, tamamen bertaraf etmediğim sürece. Aynı şey 28 ayak kayıkda da var daha düşük olasılıkla.
28 ayakda bu riskleri yönetmek, azaltmak daha kolay, ama 40 da da imkansız değil diye düşünüyorum. 28 düzeyine inmez belki ama....
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Tamam ama gelecek ile ilgili büyük laflar etmiyoruz ki. Hepi topu bir demirden bahsediyoruz. Mevcutlar üzerinden konuşuyoruz.
Ben , bu işerlin zannedildiği kadar pahalı olmadığını , ucuz ve basit çözümler de olduğunu, Bunların unutulmak üzere olduğunu, Bu şekilde yazılamsının potansiyel denzcileri korkuttuğunu yazıyorum.
Melih aynı şeyi söylüyoruz işte. Ben söylemiyorum hem. Hay kendim kadar taş düşsün kafama.
-
Tamam ama gelecek ile ilgili büyük laflar etmiyoruz ki. Hepi topu bir demirden bahsediyoruz. Mevcutlar üzerinden konuşuyoruz.
Ben , bu işerlin zannedildiği kadar pahalı olmadığını , ucuz ve basit çözümler de olduğunu, Bunların unutulmak üzere olduğunu, Bu şekilde yazılamsının potansiyel denzcileri korkuttuğunu yazıyorum.
Melih aynı şeyi söylüyoruz işte. Ben söylemiyorum hem. Hay kendim kadar taş düşsün kafama.
Sen ne söylediğinle, nasıl söylediğinin farkında değilsin.
O nedenle tepki gelince de şaşırıyorsun.
Bu yaştan sonra ne sen ne ben değişiriz. Böyle gider bu iş.
-
şaşırdığım filan yok.
bak sabah 22 kişi vardı, koşan gelmiş , yan sokak da kavga çıktı sanıp gelmiş +100 ziyaretçi.
Biliyorum ben bu işi ya.. :)
Erman yatak sardı ama o kadar olacak artık. Dur ben bir de ne gerek var buz dolabına yazısı patlatayım.. Eee mevsimi geldi. :)
-
Dışarıdakiler kadar, içeridekilere de önem vermeni rica ederim.
Soğuyorum gittikçe bu manasız tartışmalardan.
“biliyorum ben işi” lafını “reyting arttırmak için yaptım” diye kullanmadığını umuyorum.
-
şaşırdığım filan yok.
bak sabah 22 kişi vardı, koşan gelmiş , yan sokak da kavga çıktı sanıp gelmiş +100 ziyaretçi.
Biliyorum ben bu işi ya.. :)
Erman yatak sardı ama o kadar olacak artık. Dur ben bir de ne gerek var buz dolabına yazısı patlatayım.. Eee mevsimi geldi. :)
Şimdi bakıyorum açtığınız konuyu ekseninden çıkarıp 28 ft yol teknesi randa arma admiralti çapalı buzdolapsız durumuna hep siz çıkarıyorsunuz gibime geliyor..
Irgata sorduğunuz soruya herkes bildiğince cevap verdi. Önerilerde bulundu. Belki de tek bir cevapla kapanabilecek bir konuydu. O cevapta birisi 5'lik 10'luk kaç birimse kaçlık kabloysa o cevabı vermiş olsaydı konu bitecekti.. ama ben değil de konu yatak sardı ;)
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Tamam ama gelecek ile ilgili büyük laflar etmiyoruz ki. Hepi topu bir demirden bahsediyoruz. Mevcutlar üzerinden konuşuyoruz.
Ben , bu işerlin zannedildiği kadar pahalı olmadığını , ucuz ve basit çözümler de olduğunu, Bunların unutulmak üzere olduğunu, Bu şekilde yazılamsının potansiyel denzcileri korkuttuğunu yazıyorum.
Melih aynı şeyi söylüyoruz işte. Ben söylemiyorum hem. Hay kendim kadar taş düşsün kafama.
Erman Reis gibi benim de devreler hararet yaptı.
Ben tekne boyunu tartıştığımızı sanarak öngörüler üzerine yazdım, sen " ne alaka yav...Şurda bin senedir bilindik çapayı konuşuyoz ! " diye cevap verdin.
Admiralti en iyi çapa olsaydı hala hepimiz onu kullanıyor olurduk.
Bugünün teknelerinin Admiralti taşımaya uygun olmaması da tasarımcıların veya tekne sahiplerinin hatalı seçimlerinden değil ; zaman içinde yayılan ve benimsenen CQR / pulluk, Danforth, Bruce, Delta, mantar, Bügel...çapaların başka şekilde tekne üzerinde taşınması gerektiğinden. Admiraltide kalınsa idi elbette taşımak için de pratik çözüm modern teknelerde de bulunurdu.
Ucuz ve basit çözümler elbette elzem ve yararlı. Benim Delta çapam da fiyat olarak piyasadaki en pahalı/makbul malın herhalde beşte altıda biri fiyatına...Testlere baktığımda evet en iyi tutunan çok pahalı iki üç marka seviyesinde değil ; ama pekala idare eder.
-
Ersin'cim,
Sana, daha önce başka bir zamanda, paragraftan cümle cımbızlama ile ilgili anlattığın bir fıkranın aynısını, ama farklı bir bakış açısı ile itirazların sebebini ifade etmeye çalışayım.
Önce bilmeyenler için kısaca fıkra ;
Papa uçakla bir şehre gelir, havaalınında gazeteciler beklemektedir. Uçağın kapısında papa görünür görünmez bir gazeteci hemen sorar ;
- " Sayın Papa, genelevi de ziyaret edecek misiniz ?"
Papa şaşkın,
-"bu şehirde genelev var mı?" diye sorar.
Ertesi gün gazete manşeti şöyledir, "Papa, daha uçağın kapısındayken "bu şehirde genelev var mı?" diye sordu."
Gazetenin yaptığı haber tamamen doğrudur ama gerçek değildir.
İşte, senin "ama ben doğruları söylüyorum" demen de buna benziyor. Kimse sana yanlış söylüyorsun demiyor.
Doğrular sadece senin doğrularındır, gerçekler ise tartışmaya yer bırakmaz.
Şöyle örneklemeye çalışayım,
28ft bir tekne abralayabileceğiniz en büyük boydur.
( Gerisi yok, NOKTA yani. Bu senin şartlarında ve anlatmak istediğin nokta da doğrudur ama gerçeği yansıtmaz, itirazlar bu noktada var.)
Oysa ki, kendi doğrunu şöyle yazsan;
Klasik ahşap bir yelkenlide, gerek deplasmanı gerek yelken kullanımı nedeni ile, vinç, elektrik yada işlemi kolaylaştıran sistemler kullanılmadığından dolayı, 28ft bir teknenin tek başına abranabilecek en büyük boy olduğunu düşünüyorum. Fiber teknelerde bu boy daha da yukarılara çıksa da, yine de çok büyük boylarda tek başına kullanımın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.
( Böyle yazdığında ise kimse itiraz etmeyecek, en fazla belki bir iki soru, konu ile ilgili itiraz, o da fikir yönünden olacaktır)
Yada
Admiralti çapa en iyi çapadır. Bilmiyorsunuz bari laf etmeyin.
Demek yerine,
Yüzyıllardır kullanılan Admiralti, özellikle ahşap tekne sahipleri için, inanılmaz faydalı olduğunu düşünüyorum. Şayet tekneniz bu tür çapayı kullanmak için müsaitse, şiddetle kullanmanızı tavsiye ederim.
Tavsiye nedenlerim şu, şu ......dur.
Şayet bu şekilde yazılırsa, "potansiyel denizcileri" korkutmadan üstelik çok daha "doğru" bilgiler verilmiş olmaz mı ?
Hamiş; Sana nasıl yazacağını söylemiyorum, yanlış anlama lütfen, sadece ve bence, yazım şeklinden kaynaklı, yanlış anlamalara neyin sebep olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
-
Kaan,
Eline sağlık; benim sabırsızlık ve bezginlikle doğru ve nazik ifade edemediğimi çok iyi ifade etmişsin.
Sana teşekkür eder, rahatsızlık verdiklerimden özür dilerim.
-
Bu hobinin ( amatör denizciliğe hobi diyebiliyor muyduk ? :-[ ) sanal ortamdaki eski meraklıları bilir ; denizcilerin ilk haberleşme gurubunun sahibi konunun saptığını veya tartışma çıkacağını düşündüğü anda hoop ! ilave yeni bir gurup kurar, bunlara " Lokal " , " Kahve " , " Polemik " gibi adlar verir ; beğenmediği topikleri oraya buraya taşırdı.
Tartışmaya açık veya o yöne evrilen konulara biz de aynısını yapsak ?
" Heyamolahey Sen Bi Çiksana Dışarı ! " alt gurubu ; " Heyamolahey Arena " , " Heyamolahey Fight Club " felan ?
DT'lere çok fazla zahmet mi vermiş oluruz ? ;) ;) ;)
-
Bu hobinin ( amatör denizciliğe hobi diyebiliyor muyduk ?
Bunu dediniz ya Âli abi, artık öyle bir sayfa şart oldu,
bak hele, bi o sayfaya gelsenize...
-
Ben Ersinin yazdıklarını yanlış anlamıyorum Anlatmak istediği bu işin temeli.1990 lı yıllarda teknelerde ırgat yani tamamen zincirli çapa opsiyonel ,Sarma cenova opsiyonel.
Opsiyonel demek rahatınız için extra para vererek alabilirsiniz demek yani olmazsa olmaz değil.Elektrikli vinç opsiyonel sarma anayelken ,selftacking jib opsiyonel .Bunlar varsa tabiki kocaman tekneyi bile tek başınıza kullanırsınız .Bunlar yoksa Ersinin dediği noktaya geri dönüyoruz tekne küçük olmak zorunda .
Siz bilmiyorsunuz o yüzden yelken kullanmıyorsunuz deniyorsa eğer o da doğru küçük bir teknede yelken öğrenmediyseniz büyük bir tekneyle başladınız en az 5 sene yelkenlerinizi depower etmeyi veya düşük havada tam güç üretecek şekilde kullanmayı tam anlamıyla beceremezsiniz ve tekneyi yelkenle doğru ayarlarla yüksek havalarda kullanmanız neredeyse olanaksızdır.
Yelkenci olmak için illa bu pahalı ve konforlu opsiyonlara sahip olmanız gerekmez yani basit armalarla veya pahalı olmayan ekipmanlarlada daha fazla efor ve güç harcayarak yelken kullanabilirsiniz bunuda büyük bir tekneyle yapamazsınız diyor en azından ekipsiz.
Selamlar
-
Bu hobinin ( amatör denizciliğe hobi diyebiliyor muyduk ?
Bunu dediniz ya Âli abi, artık öyle bir sayfa şart oldu,
bak hele, bi o sayfaya gelsenize...
Hayır yani sayfaların olası içeriği konusunda bir örnek vereyim demiştim safiyane his ve samimi duygularımla... ;D
-
Bizim Triton motorla gidebiliyor.
Motoru mu söksem
-
Bizim Triton motorla gidebiliyor.
Motoru mu söksem
Uğraşıp yormayın kendinizi...
Zamanla zaten kendiliğinden ölür.
Pek bir yeni dönem motoruysa üzerinde engine management system :o filan gibi fiyakalı adlı ; kapalı kutu bi beyin durur, Matay'ın eski ( yani azami 5 senelik) motorundaki gibi su koyar durur, yenisini takarsınız ; yanar. Üçüncüsü prensip olarak deniz havasını sevmez, yine çalışmaz.
Benimki gibi eski tarz bişeyse ya eşanjörü çürür, delinir. Ya contası yanar yağa su karışır, ya yatak sarar, ya süpap kırar...Bi şekilde kendi kendini halleder. Gövde içi safrası olarak da yelkenlide faideli hizmet verir vefatını müteakip 8)
-
İyi de motor olmazsa nasıl gideceğim.
yelkenli teknem var ama yelken yapmıyorum.
Pıtı pıtı motorla ulaşıyorum gideceğim yere
-
İyi de motor olmazsa nasıl gideceğim.
yelkenli teknem var ama yelken yapmıyorum.
Pıtı pıtı motorla ulaşıyorum gideceğim yere
Bu tercihi neden yaptığınızıda açıklarsınız daha anlaşılır olabilir ne demek istediğiniz.
-
Ben Ersinin yazdıklarını yanlış anlamıyorum Anlatmak istediği bu işin temeli.1990 lı yıllarda teknelerde ırgat yani tamamen zincirli çapa opsiyonel ,Sarma cenova opsiyonel.
Opsiyonel demek rahatınız için extra para vererek alabilirsiniz demek yani olmazsa olmaz değil.Elektrikli vinç opsiyonel sarma anayelken ,selftacking jib opsiyonel .Bunlar varsa tabiki kocaman tekneyi bile tek başınıza kullanırsınız .Bunlar yoksa Ersinin dediği noktaya geri dönüyoruz tekne küçük olmak zorunda .
Siz bilmiyorsunuz o yüzden yelken kullanmıyorsunuz deniyorsa eğer o da doğru küçük bir teknede yelken öğrenmediyseniz büyük bir tekneyle başladınız en az 5 sene yelkenlerinizi depower etmeyi veya düşük havada tam güç üretecek şekilde kullanmayı tam anlamıyla beceremezsiniz ve tekneyi yelkenle doğru ayarlarla yüksek havalarda kullanmanız neredeyse olanaksızdır.
Yelkenci olmak için illa bu pahalı ve konforlu opsiyonlara sahip olmanız gerekmez yani basit armalarla veya pahalı olmayan ekipmanlarlada daha fazla efor ve güç harcayarak yelken kullanabilirsiniz bunuda büyük bir tekneyle yapamazsınız diyor en azından ekipsiz.
Selamlar
budur.
-
Ben Ersinin yazdıklarını yanlış anlamıyorum Anlatmak istediği bu işin temeli.1990 lı yıllarda teknelerde ırgat yani tamamen zincirli çapa opsiyonel ,Sarma cenova opsiyonel.
Opsiyonel demek rahatınız için extra para vererek alabilirsiniz demek yani olmazsa olmaz değil.Elektrikli vinç opsiyonel sarma anayelken ,selftacking jib opsiyonel .Bunlar varsa tabiki kocaman tekneyi bile tek başınıza kullanırsınız .Bunlar yoksa Ersinin dediği noktaya geri dönüyoruz tekne küçük olmak zorunda .
Siz bilmiyorsunuz o yüzden yelken kullanmıyorsunuz deniyorsa eğer o da doğru küçük bir teknede yelken öğrenmediyseniz büyük bir tekneyle başladınız en az 5 sene yelkenlerinizi depower etmeyi veya düşük havada tam güç üretecek şekilde kullanmayı tam anlamıyla beceremezsiniz ve tekneyi yelkenle doğru ayarlarla yüksek havalarda kullanmanız neredeyse olanaksızdır.
Yelkenci olmak için illa bu pahalı ve konforlu opsiyonlara sahip olmanız gerekmez yani basit armalarla veya pahalı olmayan ekipmanlarlada daha fazla efor ve güç harcayarak yelken kullanabilirsiniz bunuda büyük bir tekneyle yapamazsınız diyor en azından ekipsiz.
Selamlar
budur.
Decoder döneray ;)
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Tan Kaan’ın yazısı ilham verdi (Papa) 😎
-
Konuya katkıda bulunacak bilgi ve tecrübeye sahip değilim ama ilgiyle takip ediyorum ve öğreniyorum. Bu arada bir MOB vakası oldu galiba. Konu çok hararetli olduğu için mi yoksa düşen önemsiz görüldüğünden mi fark edilmedi? Ya da ben serap mı gördüm :(?
-
Bu işlerin (Forumların, yelkenin) fıtratında MOB var Erdal reis.
-
Sevgili Kaan yazını dikkat ile okudum. Şöyle bir sorun var. Ve bu sorun artık bir hastalık halini aldı.
Bak üşenmemiş oturmuş ciddi bir yazı yazmışsın. Güzel tavsiyeler de var. Altına Matay yorum yapmış. Şimdi Matay benim yazdıklarıma " saçmalık " demiş.
Bu ayıptır. Bununla ilgili tek bir yorum yapmamışsın. Bu camiada birileri birilerini sopalar. diğerleri de bak öyle yapmasan sopa yemezdin diye yazar. senin yazın da işte böyle bir yazı.
Burada yazılan bir yazıya " saçmalık " demek bana göre doğru değil.
Yazılana teknik bir cevap yazmayacaksın , çok uzun yazmışsın yazının tümünü okumadım yazacaksın, sonra okumadığın yazıya saçmalık diyeceksin. Biraz ayıp olmuyor mu ?
Üstelik bu yazdıklarımı ben demiyorum. adamlar tam benim burada yazdığım gibi yazıyorlar. Çünkü doğrusu bu .
Bak bugün admiralti çapanın HR nin standart çapa olarak teknelerine mutlaka koyduğunu öğrendik mesela.
Bu da " saçmalık " mı.?
Bence " saçmalık " diyeni de eleştiriyor olasan yazın daha objektif olabilirdi.
-
Bu işlerin (Forumların, yelkenin) fıtratında MOB var Erdal reis.
Burak Reis selam
Bence Erdal Reis başka bir MOB vakasına işaret etti sanki
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Ben Ersinin yazdıklarını yanlış anlamıyorum Anlatmak istediği bu işin temeli.1990 lı yıllarda teknelerde ırgat yani tamamen zincirli çapa opsiyonel ,Sarma cenova opsiyonel.
Opsiyonel demek rahatınız için extra para vererek alabilirsiniz demek yani olmazsa olmaz değil.Elektrikli vinç opsiyonel sarma anayelken ,selftacking jib opsiyonel .Bunlar varsa tabiki kocaman tekneyi bile tek başınıza kullanırsınız .Bunlar yoksa Ersinin dediği noktaya geri dönüyoruz tekne küçük olmak zorunda .
Siz bilmiyorsunuz o yüzden yelken kullanmıyorsunuz deniyorsa eğer o da doğru küçük bir teknede yelken öğrenmediyseniz büyük bir tekneyle başladınız en az 5 sene yelkenlerinizi depower etmeyi veya düşük havada tam güç üretecek şekilde kullanmayı tam anlamıyla beceremezsiniz ve tekneyi yelkenle doğru ayarlarla yüksek havalarda kullanmanız neredeyse olanaksızdır.
Yelkenci olmak için illa bu pahalı ve konforlu opsiyonlara sahip olmanız gerekmez yani basit armalarla veya pahalı olmayan ekipmanlarlada daha fazla efor ve güç harcayarak yelken kullanabilirsiniz bunuda büyük bir tekneyle yapamazsınız diyor en azından ekipsiz.
Selamlar
Tartışma ve yazışma kriterlerimiz muhakkak günün birinde iyi yönde gelişip değişecek. Selim'in aklı yaygınlaşacak ve yazanlar ile okuyanlar daha fazla lezset alacak. Burak da, Kaan da mesajlarında bunu bize ayna tutarak yaptılar.
Her ikisine de teşekkür ediyorum.
-
Ersin'cim
Evet "saçmalıklar" var demiş.
Üstüne ikiniz konuşmuşsunuz, sen hoşlanmadığını demişsin, adam neden dediğini demiş, ben daha ne diyeyim.
Benim yazım, bence öyle bir yazı değil, çünkü aynı şeyleri bin kez yazdın, bin kez itiraz ettik, bin kez öyle demek istemedim dedin ama bin kez daha aynı tarz yazıyorsun ve eminim ki yazacaksın. Ama artık ben yoruldum. Oynamayacağım. Artık bu tarz yazdıklarına kesinlikle cevap vermeyeceğim ama biliyorsun ki fikir tartışmalarını seviyorum. Hele ki seninle fikir kavgasına bile varım. Bu yüzden fikir temelli her konuda elbette yazarım ama ucunda bu tarz keskin "gerçekler" varsa yazmayacağım.
Lakin konuyu olduğu gibi kabullenmek lazım, mesela, admiralti konusunda iki, üç kez fikrimi yazdım, orada ne dedim, sezonda gerektiğinde kullanılmak üzere demonte olarak durur. Bence de olmalıdır. Sağlam bir havada demir yerinde atarsın 35kg Admiraltiyi kafan rahat olur ama şuan kullanılan yoğurt kaplarında ana demir değildir. Bunun için bu teknelerin kaptanları da o anlamda iş bilmez değildir. Sadece "güncel" olanı, daha kolay ama iş göreni kullanmaları suç değildir.
Burak'a soralım, HR'ın standart ana demiri mi, Admiralti ?
Mesela, Burak, senin yazdıklarını 6-7 satırda neden, niçin, nasıl'ı olacak şekilde yazıvermiş ne güzel. Kim itiraz edebilir ki bu şekilde yazdığında.
-
Yelkenli tekne yelken ile gider.
Cenova bir yarış yelkenidir. Kullanmak için ekip gerekir. - Saçma: furlingle de, furlingsiz de tek başına kullanılır.
Furling sistemleri yerine yer çekimi ile aşağı düşen yelken en güvenlisidir. - Saçma; raya sıkışan yelken hikayesi hiç azımsanmayacak kadardır.
sadece ana yelken ile seyir , sadece cenova ile seyirden çok daha güvenlidir.
Ana yelken tekneyi rüzgar üstüne döndürür. - Doğru: adı üstünde “ana” yelken
Cenova tekneyi rüzgar altına döndürür. Bu yüzden sadece cenova açarsanız motor çalıştırmanız gerekir. Saçma - Her iki yelken birbirini dengeler. Bir eksikse, dümenle desteklemek gerekir. Her ikisi dengeli ve iyi trimli ise tekne dümeni ellemeden dümdüz gider.
ana yelkeni kontrol etmek cenovayı kontrol etmekten daha kolaydır. Iskotayı boşlamanız yeter. - doğru; çünkü adı gibi “ana” yelken
Yelken yaparken yelkeni görmek şarttır. - eee? Önünü de görmen şarttır. Bunu eksik yazmışsın.
Çok bayılan tekne az yürür. - Doğru ama ne alaka
Tekneniz eviniz değildir. Teknede ıslanmaktan rahatsız oluyorsanız denizde ne işim var diye sorunuz. - Sana ne? Teknemi nasıl kullanndığıma ne karışıyorsun?
Denizin kuralları olur. Onları kendinize göre değiştiremezsiniz. Siz denize uyarsanız ve uyumlu olursanız dayak yemezsiniz. - Nasıl yani? Mesela kurallara uyarsam, Knidos’u her havada rahat döner miyim? Vize mi veriyorlar
Tek başına kullanılacak olan tekne boyu 28 feet tir. Bu boydan büyük her tekne için ikinci kişi gerekir. Teknenizde ne varsa elektrikli dahi olsa bu böyledir. - “Bu böyledir” demek dünyada kimsenin haddi değildir. Herkesin, tecrübesi, fiziksel becerisi ve teknenin özelliklerine göre değişir.
Elbette 28 feet üzeri tekneyi de tek başına kullanırsınız. Ancak iki kişi kadar güvenli olmaz. - Bir üst satırda olmaz dedin. Bu satırda ne değişti? Hangi tecrübeye, deneyime, kitaba, araştırmaya göre? Bu yargı nereden geliyor?
Bak cevaplarım yukarıda. Ve ısrar ediyorum, argümanlarının çoğu saçmalık; ifade şekli itici.
Zaten daha başlıktaki “!” işareti ile başlıyor sivrilik.
-
peki.
-
Ersin'cim
Evet "saçmalıklar" var demiş.
Üstüne ikiniz konuşmuşsunuz, sen hoşlanmadığını demişsin, adam neden dediğini demiş, ben daha ne diyeyim.
Benim yazım, bence öyle bir yazı değil, çünkü aynı şeyleri bin kez yazdın, bin kez itiraz ettik, bin kez öyle demek istemedim dedin ama bin kez daha aynı tarz yazıyorsun ve eminim ki yazacaksın. Ama artık ben yoruldum. Oynamayacağım. Artık bu tarz yazdıklarına kesinlikle cevap vermeyeceğim ama biliyorsun ki fikir tartışmalarını seviyorum. Hele ki seninle fikir kavgasına bile varım. Bu yüzden fikir temelli her konuda elbette yazarım ama ucunda bu tarz keskin "gerçekler" varsa yazmayacağım.
Lakin konuyu olduğu gibi kabullenmek lazım, mesela, admiralti konusunda iki, üç kez fikrimi yazdım, orada ne dedim, sezonda gerektiğinde kullanılmak üzere demonte olarak durur. Bence de olmalıdır. Sağlam bir havada demir yerinde atarsın 35kg Admiraltiyi kafan rahat olur ama şuan kullanılan yoğurt kaplarında ana demir değildir. Bunun için bu teknelerin kaptanları da o anlamda iş bilmez değildir. Sadece "güncel" olanı, daha kolay ama iş göreni kullanmaları suç değildir.
Burak'a soralım, HR'ın standart ana demiri mi, Admiralti ?
Mesela, Burak, senin yazdıklarını 6-7 satırda neden, niçin, nasıl'ı olacak şekilde yazıvermiş ne güzel. Kim itiraz edebilir ki bu şekilde yazdığında.
Admiralty konusunda paylaştım evet sdantart demir olarak
-
Burak, bilmediğim için soruyorum,
Standart olarak verilen demirin, ana demir olarak verilmeme ihtimali var mı ?
Yani fabrika çıkışında, baş makara buna uygun mu oluyor ? Yada nasıl bir tertibat ile kullanılıyor makara ve ırgatta ?
-
Burak, bilmediğim için soruyorum,
Standart olarak verilen demirin, ana demir olarak verilmeme ihtimali var mı ?
Yani fabrika çıkışında, baş makara buna uygun mu oluyor ? Yada nasıl bir tertibat ile kullanılıyor makara ve ırgatta ?
Benim teknede kıçada makara koydum baştan karada admiralty kullanabiliyorum kıçtada admiralti için bir dolabı var.
Tan Kaan Reisim Irgat fenerli konuluyor halat veya zincir çekebiliyorsun.Genel uygulama Admiraltiyi fırtına demiri olarak kullanmak Nedeni ise tamamen güvertede depolama zorluğu.Dolabı var kaldırıyorsun katlanır tip. Irgat almazsanız ise 10 metre 10 luk zincir ve 30 metre 3 kollu halat ile geliyor baş makaradan kolayca çekebiliyorsun ırgat yoksa .Halatın boşunu toplayıp 10 metre yukarı makara yardımıyla alıyorsun zor değil makara olduğundan.
-
Yani öyle bir yere geldi ki şu çapa,?
HR veya bir başkasının standart demirinin bu olması diğer çapaları zavallı mı kılıyor? Etmeyin yahu,
Kusura bakmayın arkadaşlar ama buradan, hele bu üslupla, işe yarar bilgi çıkmaz.
Bir Allahın kulu admiralti kötü çapa mıdır dedi? Eğer biri böyle bir şey savlamış olsaydı, bu tartışılabilir, o kişiye bu çapanın hiç de öyle çok eski zamanlardan kaldığı için burunlanacak bir çapa olmadığını anlatıverirdik. Bu da bir işe yarardı. Ama yeniden söylüyorum, buradan bir şey çıkmaz.
-
Yani öyle bir yere geldi ki şu çapa,?
HR veya bir başkasının standart demirinin bu olması diğer çapaları zavallı mı kılıyor? Etmeyin yahu,
Kusura bakmayın arkadaşlar ama buradan, hele bu üslupla, işe yarar bilgi çıkmaz.
Bir Allahın kulu admiralti kötü çapa mıdır dedi? Eğer biri böyle bir şey savlamış olsaydı, bu tartışılabilir, o kişiye bu çapanın hiç de öyle çok eski zamanlardan kaldığı için burunlanacak bir çapa olmadığını anlatıverirdik. Bu da bir işe yarardı. Ama yeniden söylüyorum, buradan bir şey çıkmaz.
Zavallı değil tabiki ucuz ve güvenilir bir çapa olduğunu ispat ediyor bu Admiralti çapanın .Parası olan CQR ,Ultra ,Rocna ne istiyorsa kullanır bir çapaya herkesin 4 -5 bin lira vermek zorunda olmadığını gösteriyor bu yazışmalar.
-
Burak, bilmediğim için soruyorum,
Standart olarak verilen demirin, ana demir olarak verilmeme ihtimali var mı ?
Yani fabrika çıkışında, baş makara buna uygun mu oluyor ? Yada nasıl bir tertibat ile kullanılıyor makara ve ırgatta ?
Benim teknede kıçada makara koydum baştan karada admiralty kullanabiliyorum kıçtada admiralti için bir dolabı var.
Tan Kaan Reisim Irgat fenerli konuluyor halat veya zincir çekebiliyorsun.Genel uygulama Admiraltiyi fırtına demiri olarak kullanmak Nedeni ise tamamen güvertede depolama zorluğu.Dolabı var kaldırıyorsun katlanır tip. Irgat almazsanız ise 10 metre 10 luk zincir ve 30 metre 3 kollu halat ile geliyor baş makaradan kolayca çekebiliyorsun ırgat yoksa .Halatın boşunu toplayıp 10 metre yukarı makara yardımıyla alıyorsun zor değil makara olduğundan.
Teşekkür ederim.
Benim de bildiğim ve yazdığım, özellikle fiber teknelerde Admiralitiyi fırtına demiri olarak kullanmak.
Ben hiç, fiber teknelerde teknenin başında duran admiralti görmedim.
Onun için sordum, düzeneği nasıl diye, fabrika çıkışı ana demir admiralti ise mutlaka uygun bir düzenek olmalı.
-
Burak, bilmediğim için soruyorum,
Standart olarak verilen demirin, ana demir olarak verilmeme ihtimali var mı ?
Yani fabrika çıkışında, baş makara buna uygun mu oluyor ? Yada nasıl bir tertibat ile kullanılıyor makara ve ırgatta ?
Benim teknede kıçada makara koydum baştan karada admiralty kullanabiliyorum kıçtada admiralti için bir dolabı var.
Tan Kaan Reisim Irgat fenerli konuluyor halat veya zincir çekebiliyorsun.Genel uygulama Admiraltiyi fırtına demiri olarak kullanmak Nedeni ise tamamen güvertede depolama zorluğu.Dolabı var kaldırıyorsun katlanır tip. Irgat almazsanız ise 10 metre 10 luk zincir ve 30 metre 3 kollu halat ile geliyor baş makaradan kolayca çekebiliyorsun ırgat yoksa .Halatın boşunu toplayıp 10 metre yukarı makara yardımıyla alıyorsun zor değil makara olduğundan.
Teşekkür ederim.
Benim de bildiğim ve yazdığım, özellikle fiber teknelerde Admiralitiyi fırtına demiri olarak kullanmak.
Ben hiç, fiber teknelerde teknenin başında duran admiralti görmedim.
Onun için sordum, düzeneği nasıl diye, fabrika çıkışı ana demir admiralti ise mutlaka uygun bir düzenek olmalı.
Düzenek yok Tan Kaan Reis dolabına kaldırmak zorundasınız o yüzden katlanır tipi kullanılıyor fiber teknelerde. Aşağıdaki resimde ırgatsız ve sarma ön yelkeni olmayan standart Hr 352
(https://i.hizliresim.com/pn4Lr0.jpg) (https://hizliresim.com/pn4Lr0)
-
Teşekkürler.
Şimdi Admiraltinin, fiber teknelerde neden ana demir olarak kullanılamadığı daha anlaşılır olmuştur.
-
Komik bir şey söyleyeyimmi yelken yaparken demir başta taşınmaz dolabına kaldırılması gerekir normalde. Okyanus geçen tekneler demirlerini kaldırırlar seyir boyunca.
-
Aslında en mantıklısı. Özellikle uzun pasajlar için.
Kısa mesafeler içinse, o disiplini sağlayacak kaç kişi vardır, bilemiyorum.
-
Ooooops !!!
Biraz sakinleşip konuyu bir başka mecraya çekelim.
Batı Dünyasında, örneğin, ABD, Avrupa ülkelerinin bazılarında "Dönem canlandırma" denen bir kavram var. Örneğin Fransa'da I. Büyük Savaş- Ortaçağ- Roma İmparatorluğu- Golois'lar ana şemsiyesi altında, yılın belli dönemlerinde, genel olarak her yıl da değişik bir kent veya kasabada insanlar bir araya geliyor. Hangi dönem ile ilgili ise o dönem kostümlerini kuşanıp, o dönem sosyal etkinliklerini yapıyorlar. Benim özellikle takip ettiğim Ortaçağ. O kadar önem veriyorlar ki geçtiğimiz yıl Ortaçağ'da var olduğu bilinen, sonradan yıkılıp yok olan bir manastır ile bir un değirmenini yine o dönem malzeme ve el aletleri ve yapım teknikleri ile yapmaya başladılar.
Etkinlik süresince çalınan müzikten, yenen yemeklere, artizanal ürünlerin imalatına kadar her şey özgün.
Etkinlik filmleri için
https://www.facebook.com/F%C3%AAtes-M%C3%A9di%C3%A9vales-144642958882/videos/ (https://www.facebook.com/F%C3%AAtes-M%C3%A9di%C3%A9vales-144642958882/videos/)
Fotoğraflar için Özellikle bakmanızı öneririm.
https://www.facebook.com/pg/F%C3%AAtes-M%C3%A9di%C3%A9vales-144642958882/photos/?ref=page_internal (https://www.facebook.com/pg/F%C3%AAtes-M%C3%A9di%C3%A9vales-144642958882/photos/?ref=page_internal)
Aynı mantıkla, geçmişi geleceğe taşıyabilmek amacı ile İskandinav ülkelerinde, Fransa'da, Portekiz, İrlanda, Katalunya, Polinezya'da ve Amerika'da yelken çağını anlatan deniz şenlikleri yapılıyor.
Bütün bu insanlar gönüllülük esası ile bütün bir yıl çalışıp fantastik bir dünyayı yaratıyorlar.
Deniz şenliklerinde de en doğal hali ile ardıç katranı üretiyor, tekne yapıyor, dönem tekneleri ile meraklıları gezdirip hiç bıkmadan, gocunmadan anlatıyorlar.
Böylece edindikleri mirası koruyup aktarma yoluna gidiyorlar. Hem bilgi ve bilinç diri kalıyor hem de turizm gelirlerine katkı sağlıyorlar.
Bu heyecanı yaratmak, diri tutmak ve aktarmak onlar için önemli. Bizde ise ya "boş işler"dir ya "özenti" ya da "kanarya severler" seviyesinde değerlendirilir.
Ben analatmaktan bıktım. Ersin daha yeni başlıyor. Ama bu topraklar, hele bir de geçmişle ilgili ise iyi, güzel, yararlı, olanı değersizleştirir, çağ dışı ilan edip soldurur.
Son olarak benim yaşamımda çok önemli bir iz olarak kalan anımı paylaşmak istiyorum. 1973 veya 74 yılında bir akrabamız İstanbul Fatih kütüphanesinde Abdülbaki Gölpınarlı'ya hem asiste ediyordu hem de kütüphanenin onemli bir çalışanı idi.
Bir gün, akşam saatlerinde babamla birlikte davetli olarak kütüpkaneye yakın bir medrese binasına gittik. Çok az sayıda sandalye konmuş tonozlu küçük bir salonda yerimizi aldık.
Konser 13.yy da müzik temalı. Flütte Jean Pierre Rampal ney de Niyazi Sayın çalıyor. O gece her fırsatta dile getirilen "müzik evrenseldir" deyişinin ne olduğunu anladım. Aynı zamanda bir çağın bireyler üzerindeki etkisini de. Ezgilerin, müzik cümlelerinin benzerliği ve birbirlerini tamamlayışı, 13. yy insanının Tanrı'ya bakışı, pastoral-pagan geçmişini unutmayan çevrenin insanın ruhunu kıpır kıpır etmesini izledim.
Acaba derdimi anlatabildim mi?
-
Ersin,
bilgiye kolay erişilmemeli diyorsun ya gayet haklı olarak...Ben de iş edindim , üşenmedim gittim Germanischer Lloyd'un tekne inşa ve donatım kurallarına baktım.
Buyur ; sen de buradan bakabilirsin :
http://docplayer.org/28643448-Sicherheitsrichtlinien.html
Sayfa 44'de uygun çapanın seçimi için aslen hesaplanması gereken bir formülü vermiş ; bununla çok uğraşmak istemezsen tekne deplasmanına göre taşınması gereken birinci ve ikinci çapa için asgari ağırlıklar verilmiş.
Kendi teknem için baktım örneğin, birinci çapa 15 kg, ikinci çapa 13 kg olmak zorunda.
Ilginç bulduğum ise şu iki not :
Die in Tabellen angegebenen Ankergewichte gelten für „Anker hoher Haltekraft“.Folgende Ankertypen sind vom GL bisher als Anker hoher Haltekraft anerkannt:
BRUCE-Anker
CQR (Pflugschar-) Anker
Danforth-Anker
D’Hone-Anker
Heuss-Spezial-Anker
Pool-Anker
Kaczirek-Bügelanker
Ein Stockanker kann verwendet werden, wenn sein Gewicht dem 1,33fachen des tabellarischen entspricht.
Yukardakinde mealen diyor ki tablodaki değerler " yüksek tutma kuvveti " olan çapalar içindir. Yüksek tutma kuvveti olan çapalar olarak da GL tarafından şimdiye kadar kabul edilmiş çapalar şunlardır....demiş ve saymış. Gördüğün üzere Admiralti bu listede yok.
Gelelim aşağıdaki kurala " Admiralti çapa tabelada gösterilen değerin 1,33 katı ağırlıkta ise kullanılabilir " buyurmuş.
Ülkelerin kurumları arasında görüş farklılıkları da olabileceğini göz ardı etmeden, yani Germanischer Lloyd ile Lloyd Sweden arasında kural ve tavsiyeler açısından sapmalar da olabileceğini varsaysam bile benim için durum netleşti :
Admiralti çapa benim tercihim olmaz.
Bu tarz kurumlar yeniliklere çok da açik değillerdir, yapısal ataletleri ve talimatlarının güvenliğinden emin olmak için haklı olarak güncelin de bir parça gerisinden gelirler.
Listede adı olmayan yeni bir çapanın Lloyd'un tavsiye ettiklerinden daha da iyi olabileceğine ihtimal veririm de ; Lloyd'un listesine koymadığı, kaç yüzyıldır bilinen çapa tipinin yenilerden iyi olmadığı da açık.
Dolayısıyla HR öyle uygun görmüş demek benim için bir şey ifade etmez oldu.
Madem bilgiye kolay ulaşılmamalı diyorsun, madem bilenin bildiğini yazması diğer denizcilere borcudur...diyorsun ; sen de günde üç yeni başlık açacağına bir tane aç ; lütfedip biraz kaynak araştır ardından iddialarda bulunup, yaz. Forum da anladığım kadarıyla pek çoğumuzun evrilmeyi zaten uygun görmediği kulüp lokali muhabbeti havasından kurtulsun.
Not : GL kurallarını arayıp bulmak çok vaktimi aldığından araya başka mesajlar ve asıl Cem'in " bi soluklanalım, rahat nefes alalım " mesajı girdi...O mesajı daha önce görsem bu gönderiyi yapmaz, konuyu kaşimaya devam etmezdim. Cem ve herkesten özür dilerim :)
-
İngiliz Lloydu ile Alman Lloydu arasında fark olması yada eskiden uygun görüp şimdi görmemeleri benim Fisherman çapaya olan beğenimi yada güvenimi azaltmıyor işe yarıyormu yıllarca yaramışmı bu değerli aslında ispat istendiği için bu örnekler verildi.Bakınız doğru bildiğimiz yanlışlar kitabına neler var neler .
-
Peki !
Benim için bu konu Cem'in gönderisiyle kapandı.
Şimdi şunu dinliyorum :
Otis Redding / Sittin' on the Dock of the Bay
https://www.youtube.com/watch?v=rTVjnBo96Ug
-
Sevgili Âli, özür dilenecek ne var ki?
Yaşadığımız günler tarihte sayısına az rastlanır nitelikte ve hepimiz farkında olmadan bu "iklimden" etkileniyoruz. Sinirler keman teli gibi. Genel olarak "naturamıza" uymasa da laf yetiştiriyoruz.
Bir yandan Seferihisar'da yeni eve göç, bir yandan aksak topal İyonia'nın işleri, bir yandan ....
diğer yandan....
Onun için çok da takılmamak gerek diye düşünüyorum.
-
Kanonun kolayında bir de fırtına demiri olacak. Yani yedek demire bir de fırtına demiri eklendi. Toplam etti üç. Fırtına paraşütünü de eklersek etti dört. Kano ağırlık nedeniyle batmasa bari. ;D
-
Konuya katkıda bulunacak bilgi ve tecrübeye sahip değilim ama ilgiyle takip ediyorum ve öğreniyorum. Bu arada bir MOB vakası oldu galiba. Konu çok hararetli olduğu için mi yoksa düşen önemsiz görüldüğünden mi fark edilmedi? Ya da ben serap mı gördüm :(?
Hiç tanışmadık Erdal Bey. Çok isterim.
Evet bir MOB yaşadık. Serap da görmediniz.
-
İyi tartışmaydı aslında..
En ufak fikir ayrılıgında illa kavga çıkacak diye irite olmamak lazım..
Bir sürü şey öğrendik çapa/çıpalar hakkında..
Ben gidip danford'a yazılmıştım mesela :)..
Ersin Böke'nin tavrı bu (kendi dogrularını alabildiğine savunuyor)
Polemik,tartışma,yankılanmayı seviyor (dogal bu da).
Adamın hakkını yemeyin,kişisel sürtüsmelere çok girmiyor,adabını bozmuyor..
Yalnız bugün ilk yaptı ''dede''ye verdiği cevap biraz subjektifti,umarım gönlünü alır..
Tartışma ve fikir ayrılıkları olmasa insanlık çok yol alamazdı,yeterki edep,erkan bilinsin.
-
Ne oldu? Denize kim düştü? Ne düştü?
-
Madem derdimiz arkadaşlık dostluk filan falan.. açarız bir heyamola whatsup gurubu biter gider. Bakın dün Oğuzhan teknesinin fotoğraflarını whatsup Kıbrıs gurubuna koymuş.
Foruma koymamış ama. Oğuzhan çok yetenekli bir adam. Kendisini çok geliştirdi. Teken alım sırasında ve sonrasında
forumdan çıkmaz , hem tekne transferi hem de daha bir çok konu ile ilgili kendinden daha bilgili insanların resmen beynini emerdi.
Şimdi işleri öğrendi. aya roket atmıyoruz sonuçta. Ben kendi teknemin motor bakımını hala yapamazken o yapabiliyor mesela.
Teknesini aldığı günden bu güne manyak bir duruma getirdi. Tekne olumlu yönde tanınmaz hale geldi.
Oğuzhan'ı eleştirdiğim nokta şudur. Oğuzhan bu anlamda bu foruma borçludur. O yüzden teknesinin fotoğraflarını da ilk burada paylaşmalıydı bana göre.
Yaptığı tercümeler ile borcunu ödemiş sayılmaz üstelik. Neden ? Çünkü dağılmış bir tekneyi üç otuz paraya alıp, adam etti. Bu çok önemli bir örnek aslında. Müthiş bir hikaye. Üstelik bunu başta Burak , hepimizin tekneyi ilk gördüğümüzde sat hemen dediğimiz halde yaptı.
Ama bir tane bile yazısı yok.
Oğuzhan, teknenin macerasını adam gibi yazmazsan havuzluğun tik kaplamalarını kendi başına yaparsın.
Bu forumun amacı bu olmalı.
Bu işe yeni girenlere ufuk açabilmek, denize çıkmaya cesaretlendirmek. Yoksa ne gereği var ki buralarda yazmanın?
Erzinnn
yoğunluktan bugün marinaya gidemedim. Teknenin denize indirilmesi gerekiyordu yarına kaldı. Yoksa hiç yazmaktan çekinmedim. Yazdıklarım da ortada. Fotoğraflara gelince , içi de tamamlanıp pırıl pırıl olunca hepsini birden yayınlayacaktım. Lafı yiyince yayınladım
Motor bakımına da geleceğiz merakın olmasın. Basit bir youtube videosu izleyerek yaptım . Denemesi de yapıldı sorunsuz çalıştı . Daha geçen gün teknenin metasentrik yüksekliğinin nasıl hesaplandığını daha doğrusu tespit edildiğini anlatan deney makalesini yayınladım. Vaktim olmadığından çeviremedim ama resimlerden anlaşılıyor zaten
öderiz borcumuzu 
Benim tekne sahibi olmaktan anladığım ilk marşa basarken zorlanıyorsun (motordan bahsetmiyorum). Bu zorlanmayı da Ahmet , sen, Burak , can hoca , cem reis ve Öcal reisin başını şişirerek atlattım. Sonrası gelmeye başladı zaten.
Motor - yelken konusunda kendi fikrim zaten şehir içinde yeterince ses tacizine maruz yaşıyorken denizde denizi yaşamak adına yelkeni seviyorum . Romantik kısmından öte sivriada dönüşü hararet yapınca motor tuzlaya 7 saatte gelebildim yelkenle. Ama geldim sonuçta
bir dost demişti ki “yelkenlerimiz bizim 2. Motorumuzdur. Onlara iyi bakmak lazım” . Güzel söz. Ben de ilave yapayım o zaman. Sadece iyi bakmak değil iyi anlamak ve öğrenmek de lazım sanırım
.
İrokolar hazır ... Bezdiririm 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
İyi tartışmaydı aslında..
En ufak fikir ayrılıgında illa kavga çıkacak diye irite olmamak lazım..
Bir sürü şey öğrendik çapa/çıpalar hakkında..
Ben gidip danford'a yazılmıştım mesela :)..
Ersin Böke'nin tavrı bu (kendi dogrularını alabildiğine savunuyor)
Polemik,tartışma,yankılanmayı seviyor (dogal bu da).
Adamın hakkını yemeyin,kişisel sürtüsmelere çok girmiyor,adabını bozmuyor..
......
Tartışma ve fikir ayrılıkları olmasa insanlık çok yol alamazdı,yeterki edep,erkan bilinsin.
Katılıyorum ... :)xx :)xx
-
Madem derdimiz arkadaşlık dostluk filan falan.. açarız bir heyamola whatsup gurubu biter gider. Bakın dün Oğuzhan teknesinin fotoğraflarını whatsup Kıbrıs gurubuna koymuş.
Foruma koymamış ama. Oğuzhan çok yetenekli bir adam. Kendisini çok geliştirdi. Teken alım sırasında ve sonrasında
forumdan çıkmaz , hem tekne transferi hem de daha bir çok konu ile ilgili kendinden daha bilgili insanların resmen beynini emerdi.
Şimdi işleri öğrendi. aya roket atmıyoruz sonuçta. Ben kendi teknemin motor bakımını hala yapamazken o yapabiliyor mesela.
Teknesini aldığı günden bu güne manyak bir duruma getirdi. Tekne olumlu yönde tanınmaz hale geldi.
Oğuzhan'ı eleştirdiğim nokta şudur. Oğuzhan bu anlamda bu foruma borçludur. O yüzden teknesinin fotoğraflarını da ilk burada paylaşmalıydı bana göre.
Yaptığı tercümeler ile borcunu ödemiş sayılmaz üstelik. Neden ? Çünkü dağılmış bir tekneyi üç otuz paraya alıp, adam etti. Bu çok önemli bir örnek aslında. Müthiş bir hikaye. Üstelik bunu başta Burak , hepimizin tekneyi ilk gördüğümüzde sat hemen dediğimiz halde yaptı.
Ama bir tane bile yazısı yok.
Oğuzhan, teknenin macerasını adam gibi yazmazsan havuzluğun tik kaplamalarını kendi başına yaparsın.
Bu forumun amacı bu olmalı.
Bu işe yeni girenlere ufuk açabilmek, denize çıkmaya cesaretlendirmek. Yoksa ne gereği var ki buralarda yazmanın?
Erzinnn
yoğunluktan bugün marinaya gidemedim. Teknenin denize indirilmesi gerekiyordu yarına kaldı. Yoksa hiç yazmaktan çekinmedim. Yazdıklarım da ortada. Fotoğraflara gelince , içi de tamamlanıp pırıl pırıl olunca hepsini birden yayınlayacaktım. Lafı yiyince yayınladım
Motor bakımına da geleceğiz merakın olmasın. Basit bir youtube videosu izleyerek yaptım . Denemesi de yapıldı sorunsuz çalıştı . Daha geçen gün teknenin metasentrik yüksekliğinin nasıl hesaplandığını daha doğrusu tespit edildiğini anlatan deney makalesini yayınladım. Vaktim olmadığından çeviremedim ama resimlerden anlaşılıyor zaten
öderiz borcumuzu 
Benim tekne sahibi olmaktan anladığım ilk marşa basarken zorlanıyorsun (motordan bahsetmiyorum). Bu zorlanmayı da Ahmet , sen, Burak , can hoca , cem reis ve Öcal reisin başını şişirerek atlattım. Sonrası gelmeye başladı zaten.
Motor - yelken konusunda kendi fikrim zaten şehir içinde yeterince ses tacizine maruz yaşıyorken denizde denizi yaşamak adına yelkeni seviyorum . Romantik kısmından öte sivriada dönüşü hararet yapınca motor tuzlaya 7 saatte gelebildim yelkenle. Ama geldim sonuçta
bir dost demişti ki “yelkenlerimiz bizim 2. Motorumuzdur. Onlara iyi bakmak lazım” . Güzel söz. Ben de ilave yapayım o zaman. Sadece iyi bakmak değil iyi anlamak ve öğrenmek de lazım sanırım
.
İrokolar hazır ... Bezdiririm 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bana borcun yok Oğuzhan ben boyacılardan komisyonumu aldım 😜
-
Ama bir tane bile yazısı yok.
Oğuzhan, teknenin macerasını adam gibi yazmazsan havuzluğun tik kaplamalarını kendi başına yaparsın. :)
Bu forumun amacı bu olmalı.
Bu işe yeni girenlere ufuk açabilmek, denize çıkmaya cesaretlendirmek. Yoksa ne gereği var ki buralarda yazmanın?
Taş olur tonoz olursun
Foruma bakış açılarımız farklı biraz. Ben teknik hatta yeri gelirse akademik bilginin paylaşılmasını amaçladığına inanıyorum forumların. Elbette dar sayılabilecek bir topluluk olunca farklı bir kümeye Evriliyor ve bundan rahatsız değilim. Senin amacından farklı değil benimkisi. Balon yelkeni ilk defa ve tek başıma basmadan önce Burak’la telefonda 2-3 saat kafa şişirdim
yazdım da sonra. Ancak burada vurguladığın amaç ile yazdığın çelişebiliyor. Ben işin doğrusu kadar eldeki ile ne yapabilirim sorusunu da kendime çokça soruyorum . Bakınız el gps ini otopilota ve telsize bağlamak. El gps ini yaktım bu arada. Bilime ve denizciliğe kurban verdim ... neyse konuya dönelim. Ben gibi oldukça kısıtlı bütçe ile ne yapabilirim ki diye ilk marşı basıp basmama konusunda kararsız kalan insanlara yardımcı olabilmek adına kesin doğrular değil de alternatiflerin eksileri artıları da potada olmalı. Teknede cqr çapa Yok diyelim ama en doğru Çapanın da o olduğunu varsayalım (örnek olması açısından yazdım yeni tartışma başlatmak değil Amacım) ancak tekneyi alacak arkadaşın teknede en ucuzundan bir çapa var. Şimdi tekneyi aldıktan sonra yapacağı harcamalara bu maliyeti eklemek belki de onu vaz geçirecek alımdan. Ben vazgeçmedim ama araştırıp verdim kararımı. Araştırmayı öğrenmeyi sevdiğimden belki de!. Herkesin araştırmayı yapamayabileceğini ki çok açık söylemem gerekirse crusiers forum da çok önümü açtı bu konuda ; o zaman keskin yol tarifi yerine tali yollardan da aynı B noktasına gidilebileceğini düşünmek daha doğru olur diye düşünüyorum . Zaten tartışma bölümlerini okuyunca da aynı resim çıkıyor ortaya. Aslında yazan değerli reisler de seninle aynı varış noktasına varıyorlar belki ama gidiş yollarınız farklı. Bu da herkesin kendi doğrusu olduğu gibi okuyanlara da farklı alternatiflerin avantaj ve dezavantajlarını gösteriyor . Tartışmadan kastım teknik tartışma elbette. Bu da karar verme aşamasındaki örnekte bahsettiğim reis adayının maliyet çalışmasında varyasyon yapabilmesinin önünü açacaktır . O zaman da çoğalacağız denizlerde.
İlk marşı basmak zor demiştim . Sonrasında öğrenmek de yaşanılan zorluklarla doğru orantılı . Denizde yalnızsın ve sorununa en pratik çözümü bulup B noktasına varmalısın başka yolun yok. Bu da benim gibi eski ve yaşlı küçük bir tekne sahibini öğrenme konusunda teşvik ediyor hatta zaman zaman denizden bile soğutma pahasına
.
Cengiz Arslan diye bir kaptanımız 31 feet eski bavaria (35 yaşında olabilir) okyanus geçti (facebookta takip ediyorum.) Yolda direği kırılmış. Balon gönderinden direk yapıp elinde kalan yelken bezi ile cenova uydurup varmış gideceği yere. Sanırım şu anda hepimizden daha bilgili birisi kendisi.
Ben hala “bir tane yazısı Yok” cümlesindeyim. Kavgada söylenmez 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Madem derdimiz arkadaşlık dostluk filan falan.. açarız bir heyamola whatsup gurubu biter gider. Bakın dün Oğuzhan teknesinin fotoğraflarını whatsup Kıbrıs gurubuna koymuş.
Foruma koymamış ama. Oğuzhan çok yetenekli bir adam. Kendisini çok geliştirdi. Teken alım sırasında ve sonrasında
forumdan çıkmaz , hem tekne transferi hem de daha bir çok konu ile ilgili kendinden daha bilgili insanların resmen beynini emerdi.
Şimdi işleri öğrendi. aya roket atmıyoruz sonuçta. Ben kendi teknemin motor bakımını hala yapamazken o yapabiliyor mesela.
Teknesini aldığı günden bu güne manyak bir duruma getirdi. Tekne olumlu yönde tanınmaz hale geldi.
Oğuzhan'ı eleştirdiğim nokta şudur. Oğuzhan bu anlamda bu foruma borçludur. O yüzden teknesinin fotoğraflarını da ilk burada paylaşmalıydı bana göre.
Yaptığı tercümeler ile borcunu ödemiş sayılmaz üstelik. Neden ? Çünkü dağılmış bir tekneyi üç otuz paraya alıp, adam etti. Bu çok önemli bir örnek aslında. Müthiş bir hikaye. Üstelik bunu başta Burak , hepimizin tekneyi ilk gördüğümüzde sat hemen dediğimiz halde yaptı.
Ama bir tane bile yazısı yok.
Oğuzhan, teknenin macerasını adam gibi yazmazsan havuzluğun tik kaplamalarını kendi başına yaparsın.
Bu forumun amacı bu olmalı.
Bu işe yeni girenlere ufuk açabilmek, denize çıkmaya cesaretlendirmek. Yoksa ne gereği var ki buralarda yazmanın?
Erzinnn
yoğunluktan bugün marinaya gidemedim. Teknenin denize indirilmesi gerekiyordu yarına kaldı. Yoksa hiç yazmaktan çekinmedim. Yazdıklarım da ortada. Fotoğraflara gelince , içi de tamamlanıp pırıl pırıl olunca hepsini birden yayınlayacaktım. Lafı yiyince yayınladım
Motor bakımına da geleceğiz merakın olmasın. Basit bir youtube videosu izleyerek yaptım . Denemesi de yapıldı sorunsuz çalıştı . Daha geçen gün teknenin metasentrik yüksekliğinin nasıl hesaplandığını daha doğrusu tespit edildiğini anlatan deney makalesini yayınladım. Vaktim olmadığından çeviremedim ama resimlerden anlaşılıyor zaten
öderiz borcumuzu 
Benim tekne sahibi olmaktan anladığım ilk marşa basarken zorlanıyorsun (motordan bahsetmiyorum). Bu zorlanmayı da Ahmet , sen, Burak , can hoca , cem reis ve Öcal reisin başını şişirerek atlattım. Sonrası gelmeye başladı zaten.
Motor - yelken konusunda kendi fikrim zaten şehir içinde yeterince ses tacizine maruz yaşıyorken denizde denizi yaşamak adına yelkeni seviyorum . Romantik kısmından öte sivriada dönüşü hararet yapınca motor tuzlaya 7 saatte gelebildim yelkenle. Ama geldim sonuçta
bir dost demişti ki “yelkenlerimiz bizim 2. Motorumuzdur. Onlara iyi bakmak lazım” . Güzel söz. Ben de ilave yapayım o zaman. Sadece iyi bakmak değil iyi anlamak ve öğrenmek de lazım sanırım
.
İrokolar hazır ... Bezdiririm 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bana borcun yok Oğuzhan ben boyacılardan komisyonumu aldım 
Olmadığını biliyorum
foruma varmış. Ben de veresiyeye yazdırdım artık 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Ben Dorko ile ilgili demiştim. 8)
-
Yelkenli tekne yelken ile gider.
Cenova bir yarış yelkenidir. Kullanmak için ekip gerekir. - Saçma: furlingle de, furlingsiz de tek başına kullanılır.
Furling sistemleri yerine yer çekimi ile aşağı düşen yelken en güvenlisidir. - Saçma; raya sıkışan yelken hikayesi hiç azımsanmayacak kadardır.
sadece ana yelken ile seyir , sadece cenova ile seyirden çok daha güvenlidir.
Ana yelken tekneyi rüzgar üstüne döndürür. - Doğru: adı üstünde “ana” yelken
Cenova tekneyi rüzgar altına döndürür. Bu yüzden sadece cenova açarsanız motor çalıştırmanız gerekir. Saçma - Her iki yelken birbirini dengeler. Bir eksikse, dümenle desteklemek gerekir. Her ikisi dengeli ve iyi trimli ise tekne dümeni ellemeden dümdüz gider.
ana yelkeni kontrol etmek cenovayı kontrol etmekten daha kolaydır. Iskotayı boşlamanız yeter. - doğru; çünkü adı gibi “ana” yelken
Yelken yaparken yelkeni görmek şarttır. - eee? Önünü de görmen şarttır. Bunu eksik yazmışsın.
Çok bayılan tekne az yürür. - Doğru ama ne alaka
Tekneniz eviniz değildir. Teknede ıslanmaktan rahatsız oluyorsanız denizde ne işim var diye sorunuz. - Sana ne? Teknemi nasıl kullanndığıma ne karışıyorsun?
Denizin kuralları olur. Onları kendinize göre değiştiremezsiniz. Siz denize uyarsanız ve uyumlu olursanız dayak yemezsiniz. - Nasıl yani? Mesela kurallara uyarsam, Knidos’u her havada rahat döner miyim? Vize mi veriyorlar
Tek başına kullanılacak olan tekne boyu 28 feet tir. Bu boydan büyük her tekne için ikinci kişi gerekir. Teknenizde ne varsa elektrikli dahi olsa bu böyledir. - “Bu böyledir” demek dünyada kimsenin haddi değildir. Herkesin, tecrübesi, fiziksel becerisi ve teknenin özelliklerine göre değişir.
Elbette 28 feet üzeri tekneyi de tek başına kullanırsınız. Ancak iki kişi kadar güvenli olmaz. - Bir üst satırda olmaz dedin. Bu satırda ne değişti? Hangi tecrübeye, deneyime, kitaba, araştırmaya göre? Bu yargı nereden geliyor?
Bak cevaplarım yukarıda. Ve ısrar ediyorum, argümanlarının çoğu saçmalık; ifade şekli itici.
Zaten daha başlıktaki “!” işareti ile başlıyor sivrilik.
Bunları geç gördüm biraz. İlk maddeden gidelim.
Cenova (genoa ) ilk kez 1930 lu yıllarda ,belkide daha eskidir, Tayfun Timuçin 'in kitabında var america's Cup ta kullanılmış. Temelde bir flok. ancak Açıldığında neredeyse ana yelkenin bir miktarını da örttüğünden ve bu yelken sayesinde ekip yarış kazandığından bu yelkenin adına cenova denmiş.
Cenova, ana yelkenile birlikte dikkate alındığında ciddi bir performans sağlamakta. Bakınız Murat Erciyes 'in muhteşem çevirisi konu başlığı slot effect bölümüne.
Cenovanın yarışçılar tarafından tercihinin nedeni öncelikle performans elbette ama bir diğer özelliği ise çok büyük bir yelken alanını çok daha az donanım ile kullanabiliyor olmak. Cenova , performans sağladığı gibi zaman da kazandırıyor yani.
Şimdi bu yelkeni üreticiler çok sevdiler. Büyük ve performanslı olduğundan hem imalatı daha ucuz ! (alın size bir bilgi daha . yelken büyüdükçe maliyeti düşüyor ) Hem de daha büyük gövdeli tekneler yapmak mümkün bu sayede.
Hazır cenova bu kadar büyümüşken, havuzlukta sıkıntı veren ana yelken bumbasını da kısaltma imkanı doğdu.
Aslında bu tasarımın bir avantajı var. Bildiğiniz Cat aramaya döndürdüler iş neredeyse.
Şimdi bu kadar büyük bir cenova ile 10 knot havada müthiş keyifli seyir yaparsınız. Rüzgar artarsa kapatıp , motor açarsınız biter gider. 15 knot havada ise işler değişir. Cenovayı küçültme ihtiyacı doğar.
Bu kadar büyük cenovayı küçültmek için mecbur rüzgar üstüne dönülür. Ancak büyük cenova öyle bir yapraklamaya başlar ki çoğu yelken ve furling arızaları tam da bu sırada verilir. Yapraklamayı minimuma indirmek için birilerinin iskotaları germesi gerekir. Kimse yoksa ve furlinginiz de bu yapraklama yüzünden sıkıntı yaratırsa başınıza büyük dert alırsınız.
açın bakın " zor anlar " bölümlerini. Çoğu bu tür sıkıntılardan oluşur. Bir diğeri de demir tarama maceralarıdır.
Üstelik cenovayı küçültmek bir işe yaramaz. Çünkü rüzgar etki merkezi siz yelkeni küçülttükçe öne kayar. Yelkenin üzerindeki kuvvet azalır ancak moment kolu uzadığından , teknenin üzerindeki dönme kuvveti artar. Daha dümen dinlemez olur.
Oysa cenova yerine ana yelkeni açarsanız , bir kere böyle şiddetli bir yapaklama yaşamazsınız. Sadece ana yelken ıskotasını gevşeterek, teknenizi bayıltmadan çok keyifli yelken yaparsınız. Eğer çok rüzgar üstüne kaçıyorsa bir miktar cenova açarsınız. Küçük cenovayı kapatmak daha kolaydır . Rüzgar üstüne dönmeden de kapatmak mümkün olur bu sefer.
ayrıca ana yelken sizi rüzgar üstüne döndürme eğliminde olacağından bu iyi bir şeydir. Teknenin sert bir rüzgarda bayılması , rüzgar üstüne dönmek ile önlenir. Rüzgar üsütne dönen tekne doğrulur, yelkende artık güç kalmaz ve siz hangi önlemi almak isterseniz alabilirisiniz.
Yazdıklarımı " saçmalık " olarak tanımlamdan önce denemenizi öneririm. sonra karar verirsiniz "saçmalık " mı değil mi. ?
Gelelim ana yelken furling sistemlerine. Bunları son zamanlarda hayli geliştirdiler. artık eskisi gibi sorun yaşanmıyor ve birde sanırım artık insanlar kullanmayı da öğrendi. İyi tarafları " loose foot " olmaları. Yani alt yaka bumbaya sabit değil. Böyle olunca fazla rüzgarı kaçırmak mümkün.
Sarma ana yelkenin bir diğer faydası, en azından furling olması sayesinde insanlar cenova yerine bu yelkeni de kullanır oldular. Sorun psikolojik aslında . İnsan beyni , koskoca yelkenin nasıl olup, o küçük direğe girdiğini algılayamıyor bence. Bir de sıkışır korkusu ile sarma ana yelken açmak yerine yine cenova tercih ediliyor.
Ana yelken ray içinde hareket ettiğinde de sıkışması mümkün. Zaten ve aslında ben raya da karşıyım ya. :) Neyse.
Ancak rayın sarma yelkene göre avantajları var. sıkışsa bile yer çekimi sizinle beraber. Vücut ağırlığınız , yelkenin ağırlığı , her şey yelkenin aşağı düşmeye zorluyor. sarma yelkende ise sıkışırsa yandı gülüm keten helva.
Bu işin kuralı basitlik. Ne kadar basit ise kullandığınız sistem , o kadar az sorun yaşarsınız. Bunu da dener görür " saçmalık " olup olmadığına karar verirsiniz.
Şimdilik bu kadar. Devam ederiz daha "saçmalamaya "
-
İyi tartışmaydı aslında..
En ufak fikir ayrılıgında illa kavga çıkacak diye irite olmamak lazım..
Bir sürü şey öğrendik çapa/çıpalar hakkında..
Ben gidip danford'a yazılmıştım mesela :)..
Ersin Böke'nin tavrı bu (kendi dogrularını alabildiğine savunuyor)
Polemik,tartışma,yankılanmayı seviyor (dogal bu da).
Adamın hakkını yemeyin,kişisel sürtüsmelere çok girmiyor,adabını bozmuyor..
Yalnız bugün ilk yaptı ''dede''ye verdiği cevap biraz subjektifti,umarım gönlünü alır..
Tartışma ve fikir ayrılıkları olmasa insanlık çok yol alamazdı,yeterki edep,erkan bilinsin.
Gerçi konu dışı ama o yazıdan sonra dede ayrıldı zannedersem.
-
A a...
-
Bunları geç gördüm biraz. İlk maddeden gidelim.
Cenova (genoa ) ilk kez 1930 lu yıllarda ,belkide daha eskidir, Tayfun Timuçin 'in kitabında var america's Cup ta kullanılmış. Temelde bir flok. ancak Açıldığında neredeyse ana yelkenin bir miktarını da örttüğünden ve bu yelken sayesinde ekip yarış kazandığından bu yelkenin adına cenova denmiş.
Şuraya önemsiz bir düzeltme birakalım...
Cenova'nın adı üzerinde ; bir Isveçli yelkenci tarafından ilk defa Italyada, Cenova şehrindeki bir yarışta kullanılmıştir.
The famous Swedish sailor and shipowner Sven Salén (1890–1969) first used the genoa on his 6 m R-yacht May-Be by the 1926 in Coppa di Terreno in Genoa, hence the name. He successfully used it during the Scandinavian Gold Cup's races of 1927 in Oyster Bay (US)
-
Ben de sizin dediğiniz gibi bilirim.
-
............................
............................
Şimdilik bu kadar. Devam ederiz daha "saçmalamaya "
Ersin, bu yazını iki kere okudum.
Yazdıklarına katıldığım ve katılmadığım yerler var. Ayrıca doğru sonuca vardığın bence yanlış açıklamaların da var.
Önemli olan ana fikir dersek, yelken seyrinde sadece Cenova açılmasına yönelik eleştirine katılıyorum. Fakat, bu düşünceni ifade ederken yazdığın argümanların çoğuna katılmam mümkün değil. Yazdıklarına saygısızlık etmek istemem ama çoğu sanırım kendi sınırlı deneyimlerinden kaynaklanıyor.
Ve 10 knot, 15 knot gibi örneklerin de 30 feet civarı tekneler için geçerli olabilir. Çünkü, benim Soprano (40 feet G.Soleil) 20 knot sonrası tam arma şahlanıyor..
Sadece Cenova ile seyir yapmanın yanlışlığını ifade ederken alternatif olarak sadece ana yelken ile seyri ön plana çıkarman ise bu yazıları okuyan denizcilerin kafasını karıştıracak mahiyette..
Bu işin Ana Yelken + Cenova birlikte yelken seyrinin yapılmasının en doğrusu olduğudur.
Yelken seyrinde ana yelken denge unsurudur, Cenova ise yelken seyrinin motor gücüdür diye anlatılır.
Sağlıklı ve güvenli bir seyir için her ikisi de açılmalıdır.
İstisnai durumlar elbette vardır ama genelleştirilemez. (Örn. iğnecik seyirlerinde sadece Cenova açılabilir. Ayı bacağı seyrin deneyim istediği ve riskleri açısından)
Furling sistemler ile klasik yöntemlerle ilgili sorunları belirtmen iyi olmuş, ama bu konuda farklı deneyimlerin de paylaşılması lazım.
Bu tartışmayı ilgiyle takip edeceğim.
Selametle
-
Eğer sarma sisteme dayalı ana yelkeninizi en başından beri uygunca sarıyorsanız, başınıza iş gelme ihtimali klasik yelkeni geçmez.
Yapmanız gereken çok ama çok basit bir şey vardır; Sistem hangi yöne doğru içine alıyorsa, o yönden 5-7 derece (ve kesinlikle daha fazla değil, açıyla yelkeninizi sarmak. BU sayede rüzgar yelkeni azıcık dolduracak ve yelken kırışmadan sarılacaktır, bana kalırsa.
Bir de eğer, sonsuz halat kullanmıyor da benim gibi direk dibinden sarıyorsanız, bir elinizle usulca yelkeni tutun. Olup bitecektir.
Dikkat, camadan için söylemiyorum. Tamamı açık yelkeninin tamamen toplanması için söylüyorum. Yoksa, ayı bacağı gibi seyirleri bir kenara bırakırsak, direk içine sarılan yelkene camadan vuracaksanız, üstünde yük olduğu sürece sıkışma ihitmali olmadan sarabilirsiniz. Buradaki mesele mandarın boş kalmamasıdır.
Öte yandan, sarma sistemlerde, sonsuz sayıda camadan olanağı da ayrı bir avantajdır, diye düşünüyorum.
-
Anlaşılıyor ki, fazla tutucuyum.
Cenova'da yelkenin profil üzerine sarılmasını anlayabiliyorum da, ana yelkenin hermetik ve dar bir hacim içine sarılmasını sağlıklı bulmuyorum.
Geçmişte, çokça ana yelken sarma sistemli teknelere çıktım ve seyir de yapıp gözlemledim. Yanlış uygulamadan kaynaklanan sıkışan sistemin nelere mal olduğunu gördüm. İki el boyu direkteki kapaktan müdahale tam anlamı ile Çin işkencesi.
Bir dönem, özellikle iri boy guletlere, direk dışına monte edilen ana yelken sarma sistemleri vardı. Hâlâ kullanılıyor mu bilmiyorum. O bile daha makul geliyor.
Bülent'in vurguladığı sarma sistemli ana yelkenin sonsuza yakın camadan olanağı doğrudur. Ama ön yelkenin sarılarak camadan vurma sistemi bana göre yanlış. Camadan vurularak küçülen yelken etki alanı ve merkezi hem yükseliyor hem de iyice öne kayıyor. Öte yandan sert hava seyrinde iyice küçültülen cenova fırtına floku etkisine benzer etki oluşturuyor. Tabii baş istralya yeterince gergin ise.
-
Ana yelkende bom içine sarma sistemi niye tutmadı ve niye aşırı pahalı : akıl erdiremiyorum....
Uğraşacak halim olsa şeytan diyor otur yap ; sat ( kimse de almasın ! :D ) .
-
Ana yelkende bom içine sarma sistemi niye tutmadı ve niye aşırı pahalı : akıl erdiremiyorum....
Uğraşacak halim olsa şeytan diyor otur yap ; sat ( kimse de almasın ! :D ) .
Şimdi marka teknelerin neredeyse tamamında bu opsiyon var.. Ve evet, aşırı pahalı..
Düsseldorf fuarı'nda Iskandinav teknelerin hepsi bu opsiyonla satılıyordu.
-
Bir zamanlar bizde bir ithalatçı/mümessile sormuştum benim teknem için 3500 Euro gibi bir rakam söylemişti...
Günün birinde veriririm o parayı yahu...demiştim kendime ; fakat şimdi üreticilerinin sitelerine bakıyorum 20.000 Eurolar filan havalarda uçuyor :-\
-
Bumba içine sarma sistemleri, direk içine sarmalara göre yaklaşık 4 ila 5 kat yüksek fiyatlı. Artık bumbanın aşırı ağır olmaması için bumbayı alüminyum yerine karbon veya kompozit yapıyorlar. Buda fiyatı artıran önemli bir etken
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Bumba içine sarma sistemleri, direk içine sarmalara göre yaklaşık 4 ila 5 kat yüksek fiyatlı. Artık bumbanın aşırı ağır olmaması için bumbayı alüminyum yerine karbon veya kompozit yapıyorlar. Buda fiyatı artıran önemli bir etken
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
[/quot
Diğer taraftan amatör yapım için büyük bir avantaj.
Arma için uygun aluminyum malzemeyi bulup, şekil verdirip yapmak etmek mecburen profesyonel destek gerektirecekken karbon veya kompozit yapmak amatör şartlarda yapım için kolaylık.
-
Bir dönem, özellikle iri boy guletlere, direk dışına monte edilen ana yelken sarma sistemleri vardı. Hâlâ kullanılıyor mu bilmiyorum. O bile daha makul geliyor.
Evet, halen yelken taşıyan az sayıdaki guletlerin hepsi bu şekilde, ahşap direğin arkasına/dışına monteli sarma sistemi kullanıyor.
Klasik yelken taşıyan gulet hiç görmedim henüz. :)
öZgür (tapatalk)
-
Bumba sarma sistemlerinde balenli yelkeninde yeni bu sisteme göre yapılması gerektiğini ve sert havalarda yelken kapatmanın klasik sisteme göre hiçbir üstünlüğü olmadığını yelkeninizi yırtma şansının çok fazla olduğunu bilmenizi isterim .Bu para verilecekse eğer yelkenine ödeyeceğiniz para çok yüksek olacaktır.Yelken tamiri yapanlara bumba sarma sistemli balenli yelkenlerde ne kadar yırtılma vakası olduğunu sordum çok fazla özellikle rüzgara belli bir açıda durmanız gerektiğinden en ufak hatada yelkenin kapanması sırasında bumbanın yer değiştirmesi ve sıkı sarılamamasından kaynaklı yelkenin yırtılması ile sonuçlanıyormuş.
Klasik balenli sistem bana göre hala en efektif en ekonomik en performanslı ve en uzun ömürlü yelkeni sunuyor.
Direğe sarma sistemlerinde ise evet yelken daha ucuz ama daha kısa ömürlü daha az performanslı ama yanında kullanım kolaylığı ve her havada camadan vurma kolaylığı var . Belki bumba sarma sistemlerindede balenli yerine balensiz yelken kullanıldığında daha ekonomik ve kolay kullanımlı olabilir ama balensiz yelken kullanacaksam neden kocaman bir bumba taşıyayım ve o kadar para vereyim bana mantıklı gelmiyor.
Selamlar.
-
Aali 'nin notu doğru . Neden benim aklımda öyle kalmış bilemedim. Timoçin 'in kitabında da bu şekilde yazılmış. Düzeltirim.
Ancak , bir diğer ilginç bilgi , bu zamanlara tekne yarış ratinglerinin direk gerisindeki yelkenlere göre belirlediği imiş. Yani ön yelkenler bu hesaplamaya dahil edilmiyormuş. Ön yelkenlerin büyümesinin ana yelkenlerin de küçülmesinin bir nedeni de bu detay imiş.
İlginç değil mi?
sevgili Eyüp Ogan'ın yorumlarını önemsiyorum. Elbette "sınırlı " tecrübelerime göre yazıyorum. Kendi okuduklarım ve gözlemlerim sonucu yazıyorum. Bunlar benim doğrularım. ama sonuçt hepimiz " sınırlı " bilgilerimiz ile yazmıyormuyuz ? Kimimizin sınırı daha geniş elbette.
Yorumlara gelince ; elbette doğrusu ana yelken ve cenovanın birlikte kullanılması. Ancak burada risklere göre bir sıralama yapıyoruz aslında.
Ana yelkeni kumanda etmek cenovayı kumanda etmekten daha kolaydır.
ana yelken tekneyi rüzgarüstüne döndürür ki bu sıkıntılı durumlarada önemli bir avantajdır.
ani bir rüzgar değişikliğinde sadece cenovası açık bir yelkenliye göre , ana yelkeni açık bir yelkenli daha kolay yönetilir.
Sert bir havada ana yelken açık iken çok fazla rüzgar üstüne dönme eğilimi söz konusu ise , flok belli oranlarda açılarak denge sağlanır.
Bir de Burak ile konuşurken duyduğum şu yastıklı cenova ve bunun 3 aşamalı camadanı konusu var ki bunu Kendisi anlatsa daha faydalı olur. Ben hiç kullanmadım. Dedim ya elbette bilgilerim sınırlı.
-
Ben 54 ft Hanse’de hpm kumaş balenli yelken için yelkeni ile birlikte sarma bumbanın liste fiyatı olarak 70.000 € olduğunu biliyorum. Diğer taraftan Dudullu’da Admiralty firmasını belki bilirsiniz. Ana yelken sarma (direk dışına), genoa için elektrikli ve hidrolik sarma (yurt dışı markaların yaklaşık yatı fiyatına) yapıyor. Asimetrik balon sargı sistemleri yurt dışında ödül aldı. Bir arkadaşım kullanıyor asimetrik balonunda, çok memnun
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Eğer sarma sisteme dayalı ana yelkeninizi en başından beri uygunca sarıyorsanız, başınıza iş gelme ihtimali klasik yelkeni geçmez.
Yapmanız gereken çok ama çok basit bir şey vardır; Sistem hangi yöne doğru içine alıyorsa, o yönden 5-7 derece (ve kesinlikle daha fazla değil, açıyla yelkeninizi sarmak. BU sayede rüzgar yelkeni azıcık dolduracak ve yelken kırışmadan sarılacaktır, bana kalırsa.
Bir de eğer, sonsuz halat kullanmıyor da benim gibi direk dibinden sarıyorsanız, bir elinizle usulca yelkeni tutun. Olup bitecektir.
Dikkat, camadan için söylemiyorum. Tamamı açık yelkeninin tamamen toplanması için söylüyorum. Yoksa, ayı bacağı gibi seyirleri bir kenara bırakırsak, direk içine sarılan yelkene camadan vuracaksanız, üstünde yük olduğu sürece sıkışma ihitmali olmadan sarabilirsiniz. Buradaki mesele mandarın boş kalmamasıdır.
Öte yandan, sarma sistemlerde, sonsuz sayıda camadan olanağı da ayrı bir avantajdır, diye düşünüyorum.
Bir ilave daha yapayım. Yelken basarken balançinayı biraz boşlamak (bumba 2-3 derece açı farkı yapacak yatayda) sararken de tam tersini yapmak. Bumba üzerindeki arabanın hareketini rahatlatıyor.
Ayrıca tüm sistemin inciğini cıncığını söküp taktığımdan olsa gerek, bumba içindeki makaralar kırılmış veya eğilmişse değiştirmek çok farkettiriyor sarma sistemlerde. Son olarak da bumba üzerindeki arabayı seyire çıkmadan önce silikon yağ ile yağlamak gerektiği kitapçığında da yazıyor.
-
sevgili Eyüp Ogan'ın yorumlarını önemsiyorum. Elbette "sınırlı " tecrübelerime göre yazıyorum. Kendi okuduklarım ve gözlemlerim sonucu yazıyorum. Bunlar benim doğrularım. ama sonuçt hepimiz " sınırlı " bilgilerimiz ile yazmıyormuyuz ? Kimimizin sınırı daha geniş elbette.
Başlığın içeriğinde yön değişikliği oluşturacak bir tartışmaya girmek istemiyorum.
"sınırlı deneyim" derken yanlış anlaşıldım sanırım, senin geçen sene yaptığın uzun güney seferini keyifle takip ettim ve çok takdir ettim. Bu seyirde bence çok değerli gözlemlerin oldu, dersler çıkardın. "sınırlı" olan sadece Tayo Mar ile yaptığın seyirlerde çıkarımların anlamında diye düzeltmek isterim.
Bir diğer nokta ise bu gözlem ve çıkarımlarını genelleme şeklinde ifade etmen, tartışmadan faydalanmanın etkisini azaltıyor.
.....................................
Havanın iyice yükseldiği durumlarda klasik ana yelkenlerde camadan vurmanın ne kadar zorlaştığını biliriz. Elbette yelken indirmekte aynı derece zorlaşır. Mandar halatını boşlasanız dahi yelkenin düşmediğini gözlemlemişsinizdir. Dümendeki kişi ne kadar rüzgar üstüne dönerse dönsün problem olur.
O nedenle tecrübeli denizciler rüzgar hızı artmadan camadanını vurur.
Cenova ise genellikle -ki gezi teknelerinin neredeyse tamamı-furling sistemi olduğundan camadan vurmak veya ön yelkeni kapamak kolaydır.
Albatros'un kanadında başlığında Aygün Reis'in bahsettiği Harken Battcar sisteminin klasik ana yelkenin indirilmesinde oluşacak sıkıntıları minimuma indirdiği söyleniyor.
-
Yok yanlış anlamadım. Deneyimlerimin sınırlı olduğunun farkındayım. Bundan da bir rahatsızlık duymuyorum. Söylenmesinden de rahatsızlık duymam. Bu iş sonuçta tecrübe işi. Ne kadar çok yol, o kadar çok deneyim.
Tek başına cenova seyri riskli bir seyirdir yazıyorum , hava şartları tek bir yelken açılmasına imkan veriyor ise ana yelken açık olması daha iyidir çünkü ana yelken bumbası ve ıskotası nedeni ile daha rahat kontrol edilir yazıyorum , Matay çıkıp buna " saçmalık " yazabiliyor.
Anlatamadığım şu; Ben bunları Matay için yazmıyorum. Bana ne Matay nasıl yelken yapıyor. Tercihlerini belirlemiş . İster cenova açar açmaz. Kendi bileceği iş. Bir gün tatlı tatlı cenovası ile giderken sert bir sağnak yediğinde gözünün önüne benim sırıtan fotoğrafım gelsin yeter bana. O zaman kendi yazdıklarının saçmalık olduğunu fark eder belki.
Ben bu işe benim gibi sonradan merak saran , yine benim gibi başladığında yeterli bilgisi olmayanlara yaşadıklarımı okuduklarımı aktarmaya çalışıyorum.
Kısıtlı bütçelerle de bu işin yapılabileceğini anlatmaya çalışıyorum.
Bakın buraya da yazıyorum. Fiyat -performans olarak değerlendirildiğinde admiraltiden daha iyi çapa yoktur.
15 Kg Admiralti 250 TL . 15 Kg Ultura 6000 TL. 40 feet üstünde 2000 Euro civarında çapalar.
Ben 10 bin TLlik demiri denize atamam. Sever okşar teknenin baş köşesinde saklar , üzerine bir de dantel örterim.
admiralti hem ağırlığı hem de geometrisi ile ön plana çıkıyor. Tırnak yüzeyi az diye admiraltiyi pulluk tipi çapalar ile karşılaştırmak doğru değil.
Admiralti 'nin dezavantajlarını da yazıyorum bildiğim okuduğum kadarı ile .
Dediğim gibi Matay umrumda değil benim. Ben bu işe yeni başlayanlara aslına bu işin daha basit yöntemler ile belki daha fazla yorularak yapılabileceğini anlatmaya çalışıyorum.
Kimsenin anasından 40 feet ve üstü tekne ile doğmadığını anlatmaya çalışıyorum. 28 feet bir teknenin aslında çok da küçük bir tekne olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Ben yazdıkça odunu kapan geliyor. eh kıstırırım ben de onları bir tenhada elbet.
-
Tartışmak istemiyorum ama hiç bunu yazmadın. En ideal budur dedin . Bu iddia üzerine konuştuk. Neyse , herkes zaten yukarıda yazdıklarını yazmıştı. Mutabakat sağlanmış oldu. :)
-
Sıkıştıramazsın çünkü haksızsın.
Yine sopa yer oturursun.
Dön ilk yazdığın mesajı oku, sonra da sana cevap verenlere yazdığın cevapları oku. Farkı göreceksin.
Göremiyorsan, böyle devam edecek.
Karate biliyorum.
-
Karate biliyorum.
[/quote]
İşte bu cümle buzları eritmeye yetecek.
-
değer verdiğim insanlardan tahammül sınırlarımı zorlayan yorum gelince, duramıyorum.
Ersin’le aramda buz olmaz.
Buz olacak kişilerle tartışmıyorum zaten.
Endişeye, çekirdeğe gerek yok.
-
Hep yazıyorum, önemli görüyorum. en son birisine küstüğümde beş yaşındaydım.
-
Tek başına cenova seyri riskli bir seyirdir yazıyorum , hava şartları tek bir yelken açılmasına imkan veriyor ise ana yelken açık olması daha iyidir çünkü ana yelken bumbası ve ıskotası nedeni ile daha rahat kontrol edilir yazıyorum , Matay çıkıp buna " saçmalık " yazabiliyor.
Ben bişeyi kaçırdım sanırım;
Neden sağanak gelince ana yelken ıskotası kolay boşlanabiliyor da cenova zor oluyor, tehlike yaratıyor?
Üstelik çoğu modern plastik teknede ana yelken ıskotası kasara üzerinde, dümenciye uzak ama cenova dümencinin elinin altındaki vinçteyken?
öZgür (tapatalk)
-
Tek başına cenova seyri riskli bir seyirdir yazıyorum , hava şartları tek bir yelken açılmasına imkan veriyor ise ana yelken açık olması daha iyidir çünkü ana yelken bumbası ve ıskotası nedeni ile daha rahat kontrol edilir yazıyorum , Matay çıkıp buna " saçmalık " yazabiliyor.
Ben bişeyi kaçırdım sanırım;
Neden sağanak gelince ana yelken ıskotası kolay boşlanabiliyor da cenova zor oluyor, tehlike yaratıyor?
Üstelik çoğu modern plastik teknede ana yelken ıskotası kasara üzerinde, dümenciye uzak ama cenova dümencinin elinin altındaki vinçteyken?
öZgür (tapatalk)
Elbet vardır bi hikmeti : biz göremeyyoss işte... :-[
Ersin'i ben de çok seviyorum 8)
( bi de benim kayıkta bi ana yelken ray ve arabası var, sanırım sırf misafire eziyet olsun diye havuzluğun ortasına konmuş, ne işe yarar o ? :) )
-
( bi de benim kayıkta bi ana yelken ray ve arabası var, sanırım sırf misafire eziyet olsun diye havuzluğun ortasına konmuş, ne işe yarar o ? :) )
Havuzluk ortasındaki anayelken arabası candır, hayat kurtarır.
Ersinin kolay dediği de o zaten (muhtemelen TayoMar da da elinin altındadır), ama yeni plastik gezi teknelerinin neredeyse hepsi anayelken ıskota ve arabalarını dümenciden uzağa koymuşlar, tam tersi tek kişi kullanım için çok güvensiz.
öZgür (tapatalk)
-
Taşımanın bur yolu yok mu ? Makul cinsten bir yol.
-
Yeni nesil plastik teknelerin hepsi bir alem canım... ;)
En son Najad ( 395 di galiba ? ) havuzluğun sonuna yere bir ray koymuş. Sonra bakmışlar ki araba ani boşlanırsa iskota palangası dümenciyi de alıp rüzgaraltindan denize atacak ; can havliyle havuzluk masasına bir mapa yapıp palangayı buna bağlamışlar ? ( Lakin firma Najad olduğundan mapanın sadece plastik masaya değil, aşağıda görünmeyen bi yerlere de sağlamca bağlandığını tahmin ederim ).
-
Taşımanın bur yolu yok mu ? Makul cinsten bir yol.
Bulunabilir bi çözüm herhalde.
Aslında benim Dehler'in CWS , central winch system'i çok hoşuma giderdi, niye vaz geçildi veya yayılamadı bilemiyorum ( muhtemelen havuzlukta oturup yelkenle de zerre ilgilenmeyen ekibin rahatliğı nedeniyle ) .
Hemen dümenin önüne yerleştirilmiş sağlam bir köprü üzerine diğer donanımın yanı sıra bir iskota vinci konsa tek-el seyir için biçilmiş kaftan.
-
( bi de benim kayıkta bi ana yelken ray ve arabası var, sanırım sırf misafire eziyet olsun diye havuzluğun ortasına konmuş, ne işe yarar o ? :) )
Havuzluk ortasındaki anayelken arabası candır, hayat kurtarır.
Ersinin kolay dediği de o zaten (muhtemelen TayoMar da da elinin altındadır), ama yeni plastik gezi teknelerinin neredeyse hepsi anayelken ıskota ve arabalarını dümenciden uzağa koymuşlar, tam tersi tek kişi kullanım için çok güvensiz.
öZgür (tapatalk)
Özgür'e katılıyorum.
Gezi yelkenlileri'nde havuzluğu rahatlatmak, bimini vb güneşliklerin seyirde de sabit olarak kullanılabilmesi gibi bazı öncelikler nedeniyle ana yelken arabası kasara üstüne taşınmış durumda..
Hatta yeni teknelerde artık raylı sistemlerden vazgeçilmiş sadece çok kuvvetli bir yaya bağlı halatlarla yönlendirme yapılır halde donatılıyor.
Ben, yıllarca tekne kullanıp ana yelken arabasının ve Cenova arabasının trimiyle hiç uğraşmamış çok kişi biliyorum. Bunu kınamak için söylemiyorum. Gezi yelkenciliğinde, seyirlerde ihtiyaç duymadıklarından diye düşünüyorum. 7 knot hızla gitmezler, 6 knotla giderler.. Rüzgar arttığında yelkeni kaparlar veya en yakın koyda eğlenirler.. Yani bu tercih meselesi..
-
Taşımanın bur yolu yok mu ? Makul cinsten bir yol.
Bulunabilir bi çözüm herhalde.
Aslında benim Dehler'in CWS , central winch system'i çok hoşuma giderdi, niye vaz geçildi veya yayılamadı bilemiyorum ( muhtemelen havuzlukta oturup yelkenle de zerre ilgilenmeyen ekibin rahatliğı nedeniyle ) .
Hemen dümenin önüne yerleştirilmiş sağlam bir köprü üzerine diğer donanımın yanı sıra bir iskota vinci konsa tek-el seyir için biçilmiş kaftan.
Benim kayıkta sancak kasara üstünde. Yönlendirme makaralariyla cemkilite nihayetlenen, cenova vincinin hemen önüne tasinsa?
Tamam tamam saçmaladım ama niye?
-
Taşımanın bur yolu yok mu ? Makul cinsten bir yol.
Bulunabilir bi çözüm herhalde.
Aslında benim Dehler'in CWS , central winch system'i çok hoşuma giderdi, niye vaz geçildi veya yayılamadı bilemiyorum ( muhtemelen havuzlukta oturup yelkenle de zerre ilgilenmeyen ekibin rahatliğı nedeniyle ) .
Hemen dümenin önüne yerleştirilmiş sağlam bir köprü üzerine diğer donanımın yanı sıra bir iskota vinci konsa tek-el seyir için biçilmiş kaftan.
Benim kayıkta sancak kasara üstünde. Yönlendirme makaralariyla cemkilite nihayetlenen, cenova vincinin hemen önüne tasinsa?
Tamam tamam saçmaladım ama niye?
Niye saçmalamış olasın ki ?
Alinabilir belki de...Ama her yönlendirme, her makara iskotanın boşunun alınmasını veya laçka edilmesini zorlaştıracak. Halatın geliş açılarına dikkat etmek lazım . Ayrıca laçka edilirken halat gam yapıp ( kastettiğim gam yapması değil aslında, halatın kendi üzerinde dönüp halka yapması, Almancada bunun için bir tabir var : Klinke ) kilit veya makaraya sıkışması mesela...Riskli bir durum tam iskotayı boşlayıp tekneyi rahatlatmaya uğraşırken.
Bir de donanıma ( belki uygunsuz geometri nedeniyle ) binecek yükleri iyi düşünmek lazım. Ya makara kopar giderse ?
Pek makbul, çok pahalı bir teknede tersane sahibi performans gösterisi yapmak isterken güverte üzerindeki genova iskota yönlendiricisinin fiber güverte ve teak kaplamadan bir A4 boyutunda parça kopararak havaya fırlamasını yaşadım ben. ???
-
Çalışıyorsa elleme
-
Taşımanın bur yolu yok mu ? Makul cinsten bir yol.
Alınır elbet ama havuzluktaki konfordan vazgeçmek gerekir.
Cenova vincinin yanına orada ikinci bir vinç (balon vinci gibi) yoksa olmaz ama. Aynı anda kullanmak gerekirse sıkıntı.
Herkesin hemfikir olduğu üzere, gezi teknesinde çok da şeetmemek lazım netekim... :)
Meraklısı kocaman dümenli, bumbası uzun ve kafa kıracak kadar aşağıda, biminisiz, kıçı açık bir performans teknesine bakacak artık. :)
öZgür (tapatalk)
-
[
Herkesin hemfikir olduğu üzere, gezi teknesinde çok da şeetmemek lazım netekim... :)
Meraklısı kocaman dümenli, bumbası uzun ve kafa kıracak kadar aşağıda, biminisiz, kıçı açık bir performans teknesine bakacak artık. :)
öZgür (tapatalk)
Ikisinin arası da var canım...
Bizim kayık da koca dümenli, uzun bumbalı ( ama en azından bizim aileden kimsenin kafasına vurmayacak kadar yüksek :D ) , biminisiz ama kıçı açık değil ( kıçı açik tekneden hep denize düşermişim psikozu var bende ), hatta neme lazım diye 80cm kadar bi kıç güverte bile var. 8)
-
Aa kıçı açık olmazsa yeterli performansı alamazsın ama.. trimlerin tutmaz ayol! :D
öZgür (tapatalk)
-
Aa kıçı açık olmazsa yeterli performansı alamazsın ama.. trimlerin tutmaz ayol! :D
öZgür (tapatalk)
İşte ama sonuçta gezi şeysi...Fazla da şeytmemek lazım. ;D
-
Hmmm... ben bunu GEKO da yazdığımda da bir araba sopa yemiştim. O zaman daha bu işlerde çok acemi idim. Dolap dümenin arkasından ana yelken kumanda etmek imkansız idi.
Havuzluk konforundan feragat. ? Bakınız sahibinden. com da bir HR Monsun var 1976 model. Kalamış'ta duruyormuş.
İncelemenizi öneririm. Kendisi bir yelkenli tekne oluyorlar.
Sahibini aradım. Bu hafta son tekneye gidip bakacağım. Baktıktan sonra bir fiyat teklifi vereceğim. Kabul ederse Tayo Mar 'ı satmadan alabilirim kendisini.
Benim yelkenli bir tekne denince anladığım budur. Halberg Rassy Monsun 31 feet. Bu teknenin ilk sahibi bir Alman imiş. Dünyayı gezmiş bununla. Sonra Türkiye de bir doktor almış ve Şimdi de son sahibindeymiş.
Şimdi bu teknenin size planını buraya kopyalıyayım.
(https://i.hizliresim.com/DDoN1m.jpg) (https://hizliresim.com/DDoN1m)
Bu tekne , bir "yelkenli " . Yani " modern " diye tabir ediyorsunuz ya şimdikileri. Modern olabilecek olan bu. Referans bu yani. BU tekneye bakınız. Kendi tekneniz bu tekneden ne kadar farklı ise o kadar " yelkenli " değil.
Bakınız neden. ?
Elbette , kusurları var klasik yelkenli tekneye göre ama sonuçta gezi teknesi olduğundan ve kıçında bir yüzme platformu gerektiğinden pala , teknenin altına kaydırılmış. eh o kadar hata kadı kızında da olur.
arma gövde uyumu muhteşem. Gördüğünüz gibi markoni armaya da karşı değiliz aslında. ana Yelken bumbası , yüksekte ve havuzlukta bir çapariz vermiyor.
ana yelken ıskotasının yerine bakınız. Hiç yazıldığı gibi havuzlukta çapariz filan vermiyor. Olunca oluyor demek ki.
Elbette omurga salma. ancak daha önce yazdığım gibi omurga salmalar da farklı. Bu gerçelten iyi tasarlanmış olan bir omurga salma. Geriye doğru bir kanat şeklinde açılıyor ve klasik omurga salma tekneye göre önemli bir hız avantajı sağlıyor.
Şimdi şu serpinti körüğünün güzelliğine bakarmısınız. ? Ben bu HR lerdeki cam üstü tente serpinti körüğünün hastasıyım. Bir bira soğutmak için bu kadar para verebiliyorsanız serpinti körüğünüzü neden böyle yaptırmıyorsunuz hiç anlamam.
Ne avantajı mı var. ? Önünüzü görmenizi sağlıyor ! Ne hikmetse HR de bimini yok. Cimri adamlar işte . Biminisiz yelkenli mi olur. ? Olmaz. Yelken olmasa da olur ama bimini yelkenli teknede şart.
Yok illa yapacağım dersen, bumbanın hemen gerisinde yarım bir bimini hiç de o kadar kötü durmuyor. Bu tekneyi alan doktor yaptırmış yarım biminiyi . Üzerinde de güneş paneli koymuş tabi.
Garibim Alman ne anlar yelkenli tekneden. Dünyayı dönmüş durmuş biminisiz. Bunlar soğuk ülkelerden geldiklerinden ne bilsinler Akdeniz sıcağını. Dünyanın en sıcak yeri burası kardeşim. Dünyada başka sıcak yer yok zaten bizim Mersin - Fethiye hattı dünyanın en sıcak bölgesidir.
Neyse.. Cumartesi gidip bakacağım tekneye. Bir deneme seyri de yaparım sahibi izin verirse. en kötüsünden yelken yapmış olurum ir efsane " yelkenli " ile.
İLan da burada . Fotoğraflarını görmek isterseniz. Tek problem birisi dolap dümen yaptırmış. Orjinali böyle değil. Çağası da rocna bu arada ;)
https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-deniz-araclari-yelkenli-hallberg-rassy-monsun-31-561536609/detay
-
HR düşünüldüğü gibi çok ağır bir tekne değildir ilginç bir şekilde görüntüsüne göre yelken seyri hızlıdır. Moody gibi bu forumda söylenenin yalancısıyım 40-50 mm gövde kalınlığı yoktur yani tank gibi bir tekne değildir sadece 25 mm kabuğu vardır. Yeni tasarım geniş kıçlı tekneler gibi dümen dinlemesi için 2 mil sürate ihtiyacı yoktur 0,5 -1 mil hızda bile dümen dinler 31 feet teknede kendinizi 38 feet 35 feet teknede 42-45 feet teknede gibi hissedersiniz nedenini bilmiyorum .Tornistan manevrası evlere şenliktir Mustafa reisin tabiriyle kafasına göre marinadaki en pahalı tekneye doğru gider .Hiç nedensiz bazen mükemmel tornistan dinler. Deniz domuz gider diye bir şey yoktur kuru bir teknedir ıslanmazsınız.Yatmaz deselerde gayet güzel yatar bayılmaz.Kıç denizlerinde otopilot dinlemez illa dümeni ele almanızı ister acemilik yapıp yalpaya düşürürseniz bumbayı çok güzel kafanıza geçirir kolunuzu bacağınızı kırar. Dalgayı yarabilen bir baş yapısı vardır ataletini uzun bir süre korumaya çalışır .Kısacası eski çapalar gibidir doğru kullanmanızı ister çok affedici değildir yelken bilmiyorsanız hafif havada götüremezsiniz.Tüm bu yorumlarım Enderlein dizynı içindi yeni Frers dizaynlar daha hızlı ve affedicidir yelken performanslarıda aynı modern çapalar gibi.
HR sahibi olarak yazmak istedim ne menem bir teknedir bilin diye yoksa hayatında 100 mil yelken yapmadan yelken trimi öğretmek isteyenler gibi ahkam kesmeye niyetim yoktu. Hayatında HR yada bunun gibi eski dizayn teknelere hiç binmeyenler alırım ben bunu okyanus geçerim demesin diye yazdım tekne işte boşuna dememiş İngiliz her tekne kaptanı kadar denizcidir diye.
Sevgiler
-
Sen bu üslupla daha çok dayak yersin ama bugün halim yok.
-
Matay , bence çok şanslı adamsın. Türkiye 'de yaşıyorsun. es kaza bi İngiliz filan doğsaydın ve bu görüşlerini orada da yazsaydın bence beni çok daha iyi anlardın.
Önce allah uzzuuuun ömürler versin. Torununun torununu göresin. ama eğer reenkarnasyon filan varsa , noolur seni İngiliz olarak dünyaya geri getirsinler. Ceza olarak ise görüşlerin değiştirmesinler.
Bak adamlar nasıl bimini yapmışlar. Yarım. Öyle güzel yapmışlar ki seyir sırasıda yelkenini de görüyorsun. Sen bırak benim üslubumu. Nasıl tekne ama ?
Niye böyle tekne yapmıyorlar artık?
İşin gücün yoksa al bunu , en az bir yıl uğraşmak gerek. Üstelik sahibi bir çok şeyi yaptığı halde.
-
Ersin tekne konularında çok bilgili biri değilim ilanı inceledim yok yok teknede ,buzdolabı bile var :)
googleden başka fotoğraflarına baktım serpinti körüğüne bayıldım kaçırma bu tekneyi.
Cumartesi giderken beni ararsan bende gidip incelemek isterim,bu marka konusunda bilgim yoktu bilgilenmek isterim ,tekne bakınan biri olarak en azından fikrim olur değişik markalar konusunda.
-
O kadar özelikten tek bunu mu gördün? :)
-
O kadar özelikten tek bunu mu gördün? :)
kaçırırsan otur ağla benden söylemesi :) 3,4 tane videosunu izledim harika görünüyor.
-
Matay , bence çok şanslı adamsın. Türkiye 'de yaşıyorsun. es kaza bi İngiliz filan doğsaydın ve bu görüşlerini orada da yazsaydın bence beni çok daha iyi anlardın.
Önce allah uzzuuuun ömürler versin. Torununun torununu göresin.
Niye böyle tekne yapmıyorlar artık?
Dileğin için teşekkür ederim.
İkinci soru çok doğru soru. Bunu tartışmak keyifli olur. Ama gözünü seveyim böyle sor. Tartışmalar sopasız başlasın.
Bence niye yapmıyorlar:
1. O yıllarda bu gibi tekneler ağırlıklı kuzey ülkelerde imal ediliyordu. Akdeniz havzasında imal edilen klasikler (gulet, tırhandil) küçük kamara büyük güverte yok mu?
2. O yıllarda imal edilen bu gibi teknelerle kuzey denizindekiler, çok sert denizler geçmek zorunda ve üstelik, dünyayı dolaşmak gibi hayalleri de var. HR’ın hedef kitlesi zaten kısa süreli kullanıcılar değil, uzun yol sevdalıları
3. Charter endüstrisi gelişmemişti.
4. Bilgisayar destekli hidrodinamik gelişmemişti. Bakınız: America’s Cup, Volvo Ocean Race tekneleri
Gözlemlediğim bir kaç nokta da var:
> mesela bir dönem Beneteau HR’a benzer, center cockpit, çok güzel tekneler yaptı. Sonra o pazardan çıktı.
> Fransa ciddi denizci bir ülke ve özel markalarının da formları sıradan tekneler gibi
> Amerika başka pazar ve zengin pazar; ciddi Fransız tekne hakimiyeti var
> Dünyayı gezmeye meraklı, uzun mesafe seyri yapan bir çok kişi, neredeyse bir HR’dan daha pahalı katamaran tercih ediyor.
Benden sabah sabah bu kadar.
-
Size bir uzman sorusu Newyork’tan çıkan bir yelkenli katamaran Rio de Janeiro’ya gitmek için Atlantik okyanusunu kaç kere geçmek zorundadır ? Bu soruyu sorma nedenim amaca yönelik tekne seçiminin önemini vurgulamak için başka sebebi yok.
-
Size bir uzman sorusu Newyork’tan çıkan bir yelkenli katamaran Rio de Janeiro’ya gitmek için Atlantik okyanusunu kaç kere geçmek zorundadır ? Bu soruyu sorma nedenim amaca yönelik tekne seçiminin önemini vurgulamak için başka sebebi yok.
Burak biladerim,
Ahmet Davran kaptanım Kuşadası'ndan Cape Town'a bir HR transferini anlattı. Kızıldeniz geçişini ve Afrika'nın doğusundaki korsan tehlikesi olan bölgeyi geçişlerde izlediği yolu harita üzerinde gösterdi.
''Neden Akdeniz üzerinden ve Afrika'nın Batısından gitmediniz daha güvenli değil mi idi? diye salakça ve cahilce bir soru sordum. ''Atlantiği 2 kere geçmemek için'' diyerek kibarca cevapladı.
Acayip bir denizci bu Ahmet kaptan.Benim gibi geveze bir adam bile sözünü kesmeden saatlerce dinleyebiliyor.
Bu arada dediğin gibi moody'ler de 4.5 cm fiber yok vede sabah güneş doğunca kamara aydınlanıyor.Yani ışığı geçiriyor polyesteri.Ama pis su güverde çıkışı mecburi olunca vana takmak için bordayı üst kısımdan panç ile delerken pançın derinliği yetmedi, bunu da söyleyebilirim. Beneteau'nun arkasında aynı işlemi tek seferde yapmıştık.Çıkan parçanın dışı fiber, içi balsa, öbür tarafı da fiber idi. Ama bunu da zayıf anlamında söylemiyorum.Yapım tekniği farklı idi. ;)
-
Size bir uzman sorusu Newyork’tan çıkan bir yelkenli katamaran Rio de Janeiro’ya gitmek için Atlantik okyanusunu kaç kere geçmek zorundadır ? Bu soruyu sorma nedenim amaca yönelik tekne seçiminin önemini vurgulamak için başka sebebi yok.
Burak biladerim,
Ahmet Davran kaptanım Kuşadası'ndan Cape Town'a bir HR transferini anlattı. Kızıldeniz geçişini ve Afrika'nın doğusundaki korsan tehlikesi olan bölgeyi geçişlerde izlediği yolu harita üzerinde gösterdi.
''Neden Akdeniz üzerinden ve Afrika'nın Batısından gitmediniz daha güvenli değil mi idi? diye salakça ve cahilce bir soru sordum. ''Atlantiği 2 kere geçmemek için'' diyerek kibarca cevapladı.
Acayip bir denizci bu Ahmet kaptan.Benim gibi geveze bir adam bile sözünü kesmeden saatlerce dinleyebiliyor.
Bu arada dediğin gibi moody'ler de 4.5 cm fiber yok vede sabah güneş doğunca kamara aydınlanıyor.Yani ışığı geçiriyor polyesteri.Ama pis su güverde çıkışı mecburi olunca vana takmak için bordayı üst kısımdan panç ile delerken pançın derinliği yetmedi, bunu da söyleyebilirim. Beneteau'nun arkasında aynı işlemi tek seferde yapmıştık.Çıkan parçanın dışı fiber, içi balsa, öbür tarafı da fiber idi. Ama bunu da zayıf anlamında söylemiyorum.Yapım tekniği farklı idi. ;)
Utku hocam Moody için 40 mm gibi bir şey yazılmıştı forumda sanırım Dilek korsandı .HR o kadar sağlam ve kalın gövdeli değil 25 mm sadece .Verdiğiniz örnek gibi katamaranlar rüzgara karşı tek gövdeli tekneler kadar orsa gidemediklerinden yukarıdaki örnekte verdiğim rotayı yapmak isteyen biri katamaran tercih etmez.Edersede 4-5 kere atlantik geçerek ulaşır .Akdenizde ise orsa kabiliyeti düşük olan omurga salmalı tekneler yerine fin salmalı tekneler az rüzgarda ve orsa gidilmesi gereken hava ve rotalarda daha kullanışlıdır daha çok yelken yapar az motor çalıştırırlar.Sıcak ve tropik bölgelerde bzdolapsız biminisiz teknede yaşam herhalde sıcak ve yağmurdan dolayı herhalde imkansızdır.Genelleme yapmak çok zor kişisel tercihleri ve tekne seçimlerini yada bimini güneş paneli bunlar tamamen ihtiyaçlara göre şekilleniyor .Sorgulamamak lazım yaşa ve gör neye ihtiyacımız varsa teknemizi ona göre donatırız. İlk teknelerimizde malesef çok doğru seçimler yapılamıyor gerekli gereksiz bir çok şey alıyoruz sonra atmaya yada dağıtmaya kıyamayıp öyle yaşamaya çalışıyor çoğumuz.Radar neden gereklidir hala anlamış değilim Göcek Marmaris yada adalara gidenler için ama vardır bir gerekçesi asla kimseye neden aldın diye sormam. Hatta herkeste var bende almalımıyım diye soru işaretleri kafamda dolaşır hemen yaşadığım bir anım aklıma gelir almaktan vazgeçerim yada aldığım birşeyi gerçekten ihtiyacı olduğunu düşündüğüm birine veririm.
Aslında benim için malzemenin önemi 2003 yılında bitti hikayesi şu TTR bir motokrosum vardı Dakar kazanmış yağ soğutmalı karter korumalı inanılmaz büyük kayalardan oluşan kimsenin hiç bir offroad aracının geçemeyeceğini düşündüğüm 1200 metre rakımlı bir yere kayalardan atlaya atlaya gittim .Etrafta kimse yok o gece meteor yağmuru var ateşimi yaktım uyku tulumumu serdim meteor yağmurunu seyrederek uyudum. Ertesi sabah uyandığımda yanıbaşımda bir tane scooter vardı.Kısacası isteyen istediği heryere her türlü gider malzemenin vasıtanın türünün çok bir önemi yok en azından benim öğrendiğim derste bu böyle.
Selamlar.
-
Dede nerelerdeydin? Islak gördüm seni. 😀 man over paserella oldu dedilerdi..😀 şükür bi şey olmamış😀
-
Ersin sahiden güzel tekneymiş...
O dümen simidi olmamış gerçi, onu söküp duvara asabilirsin veya bir motoryatçı dostuna hediye edebilirsin.
Ama kayığa bayıldım.
-
... Ne hikmetse HR de bimini yok. Cimri adamlar işte . Biminisiz yelkenli mi olur. ? Olmaz. Yelken olmasa da olur ama bimini yelkenli teknede şart.
Hangi markada fabrikasyon standart bimini veriliyor?
Bildiğim tüm markalarda opsiyon olarak alınıyor, armacı monte ediyor.
Bu gün Portekizde 42ft alüminyum tekne gördüm mesela, havuzluk koymamış adamlar!! :D
http://www.yachtworld.co.uk/boats/1987/Hegoa-42-3185307/Portugal#.Wwz0IGWuqK1
Kendi bölgenin (akdeniz, ege) teknelerini, geleneklerini takip etsen daha mantıklı olur diye düşünüyorum.
öZgür (tapatalk)
-
Niye böyle tekne yapmıyorlar artık?
.
Yapıyorlar, niye yapmasınlar ? Biraz daha büyük ve geniş yapıyorlar ama artık.
http://www.hutting-yachts.com/en/custom-built-yachts/hutting-40/
-
(kendime eleştiri)
Irgata odaklanıyorum, konu buzdolabı, yelken oluyor. Tam yelkeni okuyorum hop bir bakmışım çapa işine girmişiz.. Tabii anlıyorum bunlar güncel meselelerimiz ve başlıklar arasında geçişler var ama benim devrelerim hayli hararet yapıyor..
Erman Reisim'e katılıyorum -ki daha 2.sayfada devreleri hararet yapmıştı- şimdi ne haldedir bilmiyorum.
Nerden başladık nereye geldik..
Konu başlığına bakılınca sanki yelkene dair, armalar farklılıklar, trimler çeşitleri, trim enstrümanları vb gibi konular tartışılıyor sanırsınız.
Ama aynı başlıkta elli farklı konu tartışılıyor. Ve hiçbirisi de tamamlanıp, sonuçlanmadan..
"Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına
Ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına
Ayrılık görünmüşken yar tutmuyor elimden
Misafirim bugün ben gurbet akşamlarına.." güzel güftesi gibi..
ama "Kapıldık gidiyoruz Ersin'in rüzgarına" şeklinde düzeltiyorum..
-
Ne şahane şarkıdır. Güzel efkarlandirir da bu Ersin de hiç efkar dagitmalik adam değil.
-
Eyüp abi, hangi konu hatırlamıyorum. Geko da idik o zaman.
Bindiğim bir marka yelkenlide , ana yelken ıskotası dümenden 3 m. ileride kamara girişinin orada idi. Yani dümende iken ve tek başına iseniz ana yelkeni trimleme şansınız yok. Bunu yazdığımda otopilot var ama dedilerdi.
Dahası böyle yazdım diye kıyamet koptu. Şimdi Cenova'yı kumanda etmek ana yelkeni kumanda etmekten daha zordur dediğimde , bu sefer ama ana yelkenin de ıskotası ulaşılacak yerde değil diye cevap veriliyor.
Birde Özgür fikir yürütmüş, tabi kendisininki hemen önündedir diye. Aynen öyle. Randa arma demedik, gargari halkası demedik , yahu en temel yelkencilik öğretilerine bile ben yazdım diye karşı çıkılıyor.
Kötü örnek örnek olamaz. ana yelkenin ıskotası dümenin önünde olacak. Nasıl olacak. ? Olmuyor bimini var , güneş panelleri var. sonra havuzluk konforu denen bir şey var. Yazınca da tercihini bu yönde kullananlar kızıyor.
Ben , ahşap tekne kullanıyorum. ahşap tekne zordur diyenlere çemkiriyormuyum. ? sadece öyle olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Modern çapalar erişte ve sert zeminde tutmuyor. Bilen zaten biliyordu. Bu sayede bir kişi bile bunu öğrenmiş olsa kötü mü ?
Kibar kibar da yazarım, mühendis diliyle de yazarım. Patlarsınız sıkıntıdan. Kimse de okumaz.
Normal şartlarda bir yelkenlide , dümen/yeke ile ana yelken iskotası aynı anda ulaşılabilir olmalıdır. Doğru mu .? Doğru. Tercihler nedeni ile bu böyle olamayabilir. Ayvalıktaki adam gibi , bumbayı söktüm gitti sırf cenova ile gidiyordum diyordu. Gidilir mi gidilir. Olur mu olur. Tercihmidir evet. Ama bu kişi üzülecek diye de olması gerekeni yazmayalım mı. ?
Nasıl yazalım? elin adamı pat diye yazıyor. Biz de ayıp olur diye yazılmıyor. Bu yüzden adamın başına bir şey gelse daha mı iyi.
Cenova hafif hava yelkenidir. Daha bunun üzerinde öyle değildir denebilir mi. ? Siz çok iyi yelkenci olabilir ve 20 knot havada tam arma gidebilirsiniz. Ama bu cenovanın bir hafif hava yelkeni olduğu gerçeğini değiştirmez.
KOnu bu yüzden eğilip bükülüyor. Cenova hafif ana yelkenidir dendiğinde direk öyle değildir denmiyor da elli tane başka şey söyleniyor.
Cenovayı kontrol etmek zor dendiğinde "ama ana yelkenin de ıskotası taa nerede o da zor" diye yanıt geliyor.
Baktım anlatamıyorum ben de denizciliği tartışmasız HR nin yelken planını ve kesitini koyuyorum . Ne yapayım başka ?
-
Dede nerelerdeydin? Islak gördüm seni. 😀 man over paserella oldu dedilerdi..😀 şükür bi şey olmamış😀
Alıntı yapılan: Ersin Böke - 25 Mayıs 2018, 12:27:38
Dede , seninle sorunumuz şu. "Bu kısımdaki ifade Donatan Temsilcileri kararıyla kaldırılmıştır."
O yüzden anlam ifade etmiyor yazdıkların. Yanlı ve kendi egonu tatmin için yazı yazıyorsun. eğleniyorsun işte. Adil değilsin. her konuda doğru sandığın konularda tarafsın. sana aksini de ispat etseler fikrini değiştimeyenlerdensin.
O yüzden seninle birşeyler tartışmak bana bir şey ifade etmiyor . O yüzden seninle bir tartışmaya girmek istemiyorum. Yazdıkların sadece ortalığı bulandırmaktan ibaret. Bir sonuca hizmet etmiyor. O yüzden yazdıklarına değer vermiyorum.
Bak neden değer vermiyorum. Nuri Kongur'un yazısını oku. Yaşadığı zorluğu anlatıyor. Sonra kendi kendisine tesadüf eseri ana yelken kullanırken daha rahat ettiğini yazıyor bak. senin ne kadar tecrübeli olduğunu bilmiyorum ancak tecrübeli olduğunu varsayarak yazıyorum çünkü her iki forumda da torunların ve bira sevmenden başka bir tane bile seyir anını görmedim.
Yazı yazmak için sadece forumda kavga çıkmasını beklemesen ve burada tecrübelerini de paylaşsaydın belki de Nuri Reis bu yazını okuyacak ve o sıkıntıyı yaşamayacaktı.
Sana ve senin gibi yazmayanlara bunu anlatmaya çalışıyorum . Olmuyor.
sonra nerede bir kavga var Utku dede orada. Hemen ortalığı karıştırma peşinde.
Konu başlığı yelkenli tekne. Bildiğim sen de de var bir tane yok mu yazacak bir şey. ? Bir cümle yada bir kelime. ?
Her konuda fikrin var da bununla ilgili hiç mi yok. ? Hiç atmadın mı admiraltiyi ?
Daha ne yazayım ki ben sana. Yok oltaya gelmiş yok bilmemne .
Sevgili Böke seni incittiğim için senden ve tüm forumdan özür diliyorum. :'(
Beni buraya davet eden arkadaşım zaten beni sildiği için ayrılma zamanıdır diyerek insanları incittiğim bu ortamdan ayrılıyorum.
Sevgi,sağlık ve dostlukla kalın. :)
Sen kaşındın Böke.
Tırnağı olan kafasını kaşısın derler bazı durumlarda.
Benim için önemi harbin yok diye yazmışsın ama cerahat tutmuş çıban misali patlamışsın ve boşalmışsın aklın sıra.
Geçirmişsin geçirdikçe dağıtmışsın. Ne biralar ne torunlar kalmış,ne kavgacılığım kalmış karıştırmadığın.
Torunuma diye yazdıklarımı senin gibi basit yazıları, ya da sadece prospektüs okuyabilecek IQ ye sahip olanlar anlamasın da araya girmesin diye yazdım.
Aklı olan olan anladı ne anlatmak istediğimi.
Senin anlamanı istediğim zaman direk seni örnek vererek yazdım ama liberallerin genel tanımı eğilip bükülür her kaba uyum sağlarlar.Sanki hiç bir sorumluluğun yokmuş gibi ortalığı karıştırdığın halde lay lay loma devam.
Bir de dede ortalık karıştırıyormuş da bilmem neler.
Benim ağzım bozuktur ve lafımı söylerken çokça lokum yerine başka şeyler dediğim olur.
Ama burada senin gibi yok askerlik dersinde şaklattım falan gibi okuyan erkekleri bile okuduklarında rahatsız edecek cümlelerim olmaz.Yazdığımı en az 2,3 kere okurum.
Yazdığın cevapdan sonra sana ve diğer üye arkadaşlara fazla rahatsızlık vermeyeyim diyerek sessizce çıkış butonuna bastım.Asla lafımı yemem, senin gibi değilim çok şükür.
Burada tanıdığım,beni ve yazılarımı anladıklarını ve de burada bulunmamın onlar için önemli olduğunu ifade eden arkadaşlarımın israrı ile yine sessizce sanki hiç bir şey olamamış gibi geri döndüm.
Çok aşağılayıcı yazını hiç yokmuş gibi davrandım.
Benim dileğim yazının hiç bir satırı kaldırılmadan orada kalması ve senin ne mal olduğunun sürekli bir belgesi olması idi.
Yazı giriş cümlesi olmadan tamamen dedenin Böke'ce yorumu olmuş.
Ama burası sizin çöplüğünüz olduğundan herhalde seni korumak için acil de sana ilk müdahale eden ekip sadece senin ufak yani ilk cümleni kesmiş ve sanırım gerekli müdahaleyi yaptık diye çekilmişler.
DT lerinden ricam kaldırılan ilk cümlenin yeniden yerine konulması.
Ha lafa daldık neredeydin soruna cevap vereyim.
Aşağıya düşerken tutunacak küçük bir şey görür gibi oldum, tutamadım çok küçüktü ama düştüğüm yerden doğrulup baktım de baktım ki Kasımpaşa'dayım. ;)
Cem yılmazın o meşhur hareketi var ya çakıyor sol yumruğuna sağ şaplağı,buyur diyor buradan. ;D
Kalın harfler ile yazına verdiğim cevabı bir daha oku ve nasıl adam olunur diye bir kez daha düşün 8-)
-
Eyüp abi, hangi konu hatırlamıyorum. Geko da idik o zaman.
Bindiğim bir marka yelkenlide , ana yelken ıskotası dümenden 3 m. ileride kamara girişinin orada idi. Yani dümende iken ve tek başına iseniz ana yelkeni trimleme şansınız yok. Bunu yazdığımda otopilot var ama dedilerdi.
Dahası böyle yazdım diye kıyamet koptu. Şimdi Cenova'yı kumanda etmek ana yelkeni kumanda etmekten daha zordur dediğimde , bu sefer ama ana yelkenin de ıskotası ulaşılacak yerde değil diye cevap veriliyor.
Birde Özgür fikir yürütmüş, tabi kendisininki hemen önündedir diye. Aynen öyle. Randa arma demedik, gargari halkası demedik , yahu en temel yelkencilik öğretilerine bile ben yazdım diye karşı çıkılıyor.
Kötü örnek örnek olamaz. ana yelkenin ıskotası dümenin önünde olacak. Nasıl olacak. ? Olmuyor bimini var , güneş panelleri var. sonra havuzluk konforu denen bir şey var. Yazınca da tercihini bu yönde kullananlar kızıyor.
Ben , ahşap tekne kullanıyorum. ahşap tekne zordur diyenlere çemkiriyormuyum. ? sadece öyle olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Modern çapalar erişte ve sert zeminde tutmuyor. Bilen zaten biliyordu. Bu sayede bir kişi bile bunu öğrenmiş olsa kötü mü ?
Kibar kibar da yazarım, mühendis diliyle de yazarım. Patlarsınız sıkıntıdan. Kimse de okumaz.
Normal şartlarda bir yelkenlide , dümen/yeke ile ana yelken iskotası aynı anda ulaşılabilir olmalıdır. Doğru mu .? Doğru. Tercihler nedeni ile bu böyle olamayabilir. Ayvalıktaki adam gibi , bumbayı söktüm gitti sırf cenova ile gidiyordum diyordu. Gidilir mi gidilir. Olur mu olur. Tercihmidir evet. Ama bu kişi üzülecek diye de olması gerekeni yazmayalım mı. ?
Nasıl yazalım? elin adamı pat diye yazıyor. Biz de ayıp olur diye yazılmıyor. Bu yüzden adamın başına bir şey gelse daha mı iyi.
Cenova hafif hava yelkenidir. Daha bunun üzerinde öyle değildir denebilir mi. ? Siz çok iyi yelkenci olabilir ve 20 knot havada tam arma gidebilirsiniz. Ama bu cenovanın bir hafif hava yelkeni olduğu gerçeğini değiştirmez.
KOnu bu yüzden eğilip bükülüyor. Cenova hafif ana yelkenidir dendiğinde direk öyle değildir denmiyor da elli tane başka şey söyleniyor.
Cenovayı kontrol etmek zor dendiğinde "ama ana yelkenin de ıskotası taa nerede o da zor" diye yanıt geliyor.
Baktım anlatamıyorum ben de denizciliği tartışmasız HR nin yelken planını ve kesitini koyuyorum . Ne yapayım başka ?
İşte bu yüzden center cockpit bir tekne en kolayı olabilir, hem böylece 40-43 feet bile olabilir. Bir de Hallberg Rassy olursa daha ne ister ki insan ;D ;D
-
Dede seninle sonra hesaplaşırız. Benim yazdığım cümle niye kaldırıldı. ? Ben argo kullandım. Aha forum kuralı.
Yerinde argoya elleşmeseler de, hakarete izin vermeyeceklerini de garanti ederler.
Üstelik forum sahipleri deniyor. Cümle şuydu geri konmasına gerek yok.
"Ben diyorum Çanakkale boğazı , senin ne dediğin ise bu cümlenin gerisi " yazmıştım.
Bu cümleyi mi kaldırdınız. ?
Neden kimse bana bilgi vermedi bu bir. İkincisi argonun edebiyat ta yeri vardır. aynı Denizcilik dili gibi kimi konulara dikkat çekmek , ve bir konuyu kısaca anlatmak adına çok sıklıkla kullanılır. Türkçe de mükemmel argo yapılır.
Can Yücel 'in dediği gibi " biz bizim böyde göt 'e göt deriz " artık küfür sayılmaz bu bir argodur.
"Bahtsız bedevi ile kutup ayısının bitmeyen hikayesi" yazdınız mı bu argo dur.
" Ekime kadar " derseniz bu bir argodur.
askerde tuvalette görmüştüm. " bunu yazan tosun bu tuvalette de hizmetinizde " yazıyordu. Bu argodur. adamı güldürür.
argonun küfürden en önemli farkı , kısa bir cümle ile çok şey anlatması, içinde bir "zeka " ve " espiri " barındırmasıdır.
Ben diyorum Çanakkale boğazı sen diyorsun... argosu ne kadar farklı konulardan bahsedildiğini anlatan en iyi " argo " cümlelerden dir.
Yuh artık .. demek bu cümle kaldırılmış. Görmemiştim.
Tebrik ediyorum moderasyon.. çok iyi iş çıkartmışsınız. Çok çalışmışsınız.
Hayır merak ediyorum Tiryaki ne oy verdi ?
Oy birliği ile aldıysanız ..
Biz geko dan moderatörler yüzünden kaçtık. Yahu ne menem bir işmiş bu moderatörlük. ? Ben niye anlayamadım bu işin sırrını..
Zello da da moderatör yaptığımız abilerimiz arkadaşlarımız vardı, kafayı sıyırdılardı. Burada da GEKO dan beter moderasyon çıktı başımıza.
Ne moderasyonmuş be..
-
Utku Dede,
Bulunduğumuz ortam dolayısı ile yazışarak anlaşmayı öncelikli görüyorum. Olmadığında bir telefon yeterli oluyor.
Kimseye bunu yazamazsınız filan diyemem haliyle, haddim değil.
Araya da girmeyi sevmiyorum ama bazen hepimiz girmek zorunda kalıyoruz. Bu yüzden kusura bakmayınız.
Ersin bir şeyler yazmış, üzülmüş olabilirsiniz elbette, forum kuralları dışına çıktığını düşünüyorsanız, bunu DT'ler başta olmak üzere belirtebilirsiniz.
Yok, kural dışına çıkılmamış ama yine de rahatsız olduğunuzu düşünüyor ve bunu dile getirmek istiyorsanız, elbette duygu ve düşüncelerinizi yazarak dile getirirsiniz.
Lakin, Ersin'in yazdığı yazının, dengi olmadığını düşünüyorum yazdıklarınızın. Sanki biraz kantarın topuzu kaçmış gibi, ne dersiniz ?
Ayrıca, burası kimsenin çöplüğü değil ve kimsenin kimseyi korumak gibi bir derdi yok.
Hele ki, şuan görevde olan DT arkadaşlara bir hayli haksızlık olmuş diye düşünüyorum.
-
Niye böyle tekne yapmıyorlar artık?
.
Yapıyorlar, niye yapmasınlar ? Biraz daha büyük ve geniş yapıyorlar ama artık.
http://www.hutting-yachts.com/en/custom-built-yachts/hutting-40/
Ne güzel teknedir şu Koopmans 40 Birde Hutting yaparsa kalite konuşur ama fiyatlar gerçekten ulaşılmaz oluyor o zamanda.Bu tekneyi kullandım bu arada tornistan gene imkansız 2 botla zor yanaşıyor insan ama yelkende rüya gibi gidiyor Hallberg yanında Fransız kalıyor.(Benim kullandığım çelikti Aluminum olan çok daha iyidir diye düşünüyorum )
-
Haklısın Tan biladerim.
Kantarın topuzu hakkında bırakalım DT karar versin.
Bak adam yukarıda ''senin ile sonra hesaplaşırız'' diyor.
Desene ''bilader ne hesaplaşması bu ? diye.
Ben kendi adıma pek hayra yormadım. :o
Bindik bir alemete gidelim selamete diyeceğiz artık.
Ben açıkça özrümü diledim ve kişiye yönelik yazmamaya karar vermiştim.
Ama hep diyorum benim sol omuzumdakine pek laf geçiremiyorum artık. ;)
-
Te allaam, yine gerginlik çıktı.. :(
Konuya dönelim;
Birde Özgür fikir yürütmüş, tabi kendisininki hemen önündedir diye. Aynen öyle. Randa arma demedik, gargari halkası demedik , yahu en temel yelkencilik öğretilerine bile ben yazdım diye karşı çıkılıyor.
Yelken Teorisi kitabı yazıyorsan iyi de şurada kendi tecrübelerimizi paylaşıp derdimize derman bulalım diyosak karşılıksız kalıyor yazdıkların.
En temel yelkencilik kitabında "anayelken ıskotası havuzlukta olur" yazıyodu da ben mi görmedim acaba!?
Sor bakalım forumlarda toplam kaç tane anayelken ıskotası havuzlukta olan tekne var? Olmayan kaç tane?
Olmayan adama tek anayelken kullanmak daha güvenli, cenova güvensiz dersen hatalı olur.
Senin doğrun senin için geçerli, evrensel değil. Tecrübelerini paylaşma yöntemin yanlış.
öZgür (tapatalk)
-
Cenova hafif hava yelkenidir. Daha bunun üzerinde öyle değildir denebilir mi. ? Siz çok iyi yelkenci olabilir ve 20 knot havada tam arma gidebilirsiniz. Ama bu cenovanın bir hafif hava yelkeni olduğu gerçeğini değiştirmez.
Cenova hafif hava yelkeni değildir.
Valla çok şey yazayım diye düşündüm ama sadece yukarıdaki tek cümle de yeterli olur dedim.
-
Ersin otorite değilki kendi doğrularını yazıyor isteyen kendi doğrusu olarak benimser İsteyen güler geçer yada kendi doğrusunu yazar . Sadun Boro bile bir şey sorduğunuzda oğlum ben ne biliyorumki der sonra anlatırdı.Leo gene aynı ısrarla sorarım what do i know der sonra anlatır anlamışsın anlamamışsın umursamaz.
Bu yelkeni denizi bilen adamlar sanırım en az konuşanlar.Benim tanıdığım en iyi iki denizci onlar bir kişi daha var örnek aldığım hayranlık duyduğum bu forumdan adını söyleyince kızıyor .
Saygı ve sevgi ile.
-
Cenova hafif hava yelkenidir. Daha bunun üzerinde öyle değildir denebilir mi. ? Siz çok iyi yelkenci olabilir ve 20 knot havada tam arma gidebilirsiniz. Ama bu cenovanın bir hafif hava yelkeni olduğu gerçeğini değiştirmez.
Cenova hafif hava yelkeni değildir.
Valla çok şey yazayım diye düşündüm ama sadece yukarıdaki tek cümle de yeterli olur dedim.
Ben de düşündüm, hiç yazmayayım....dediydim :-\
-
Cık cık cık.....
Ben bu filmi çok seyrettim. O nedenle de bıktım.
Antarkı beklemeden salondan çıkmayı tercih ediyorum.
Hadi biz yine ana yelken ıskotasına dönelim.
Her şeyden önce Thomas Gillmer'in tasarladığı Blue Moon Yawl'da ana yelken ıskotası bumbanın bitişinde ve düşeyinde duran bir çift dilli makaraya monte edilir şekildedir ve de hatalıdır. Çünkü o nokta her ne kadar yekenin çalışmasını engellemiyor ise de benim alışık olduğum seyir sırasında ana yelken ıskotasının elimin altında olmasına uygun değildi.
O nedenle Iskota çift dilli 2 makaralı palangasının cımasını bumbaya eklediğim bir tek dilli makaraya oradan da havuz ön duvarı dibine eklediğimiz bir ayak üzerine koyduğum yine tek dilli ama bir yay vasıtası ile ayakta duran makaraya taşıdım. Hemen arkasına da bir Klem kilit ekledim ki gerektiğinde ıskotayı sabitleyebileyim.
Özetle Tayo-Mar'daki ana yelken ıskota sistemi dümencinin önüne her an müdahale edilebilir olmasını ben yaptım.
Diğer tarftan klasik bir kaç yöntem uygulanıyor: Ya iskotanın düştüğü yere bir "hors" yani bir yatay boru konuyor ve alt makara bu hors üzerinde alabandalara gidip gelebiliyor. Tayo-Mar'da trenkete tek ıskotası böyle bir hors üzerinde çalışıyor. Iskota cıması yine dümencinin arkasında.
Bir diğer sistem de bumbanın bittiği yerin düşey alabandalarına konan 2 makara ve bir de bumbada bulunan makara var. Bu sistemde ise yine ıskota çıması sadece tek tarafta çalışıyor. Yine dümenin arkasında.
Örneğin Galway Hooker'larda ise ana yelken palangası bumbanın orta merkezinden geriye biraz kaçık, farşta tek makara olmakla birlikte bumba üzerinde 3 makara ile palangalayıp güçü iyice bölüyorlar. Bu sistemde ıskota çıması dümen önünde ve dümencinin elinde.
Başkalarını bilmem ama kendi adıma eğer uygulaması müsait ise dümencinin önünde ve bir ray üzerinde alabandalara kaçabilecek ıskotayı ve çımasını elimde tercih ederim.
Tayo-Mar'da bu bahsettiğim ray veya boru olmadığı için boşu alınan ıskota ile bumba omurga hattına yaklaşıyor. Oysa bazı seyirlerde boşu alınsa bile o azıcık alabandaya yaklaşma gerekiyor.
-
Markoni armada hafif havada kullanabileceğiniz en büyük yelkendir diye biliyorum bende Cenova’yı sonrasında Working jib ve storm Jib dersek hafif hava yelkeni oluyor Cenova yanlış değil yani belli bir kuvvet havaya kadar kullanabilirsiniz sonrasında %100 yani working jib kullanmak sonrasında storm jib kulanmak zorundasınız.Code zero diyorsanız oda bir hafif kumaşlı bir cenovadır.
Bunu ben böyle biliyorum yanlış biliyorsam doğrusunu bende öğrenmek isterim .
-
Te allaam, yine gerginlik çıktı.. :(
Konuya dönelim;
Birde Özgür fikir yürütmüş, tabi kendisininki hemen önündedir diye. Aynen öyle. Randa arma demedik, gargari halkası demedik , yahu en temel yelkencilik öğretilerine bile ben yazdım diye karşı çıkılıyor.
Yelken Teorisi kitabı yazıyorsan iyi de şurada kendi tecrübelerimizi paylaşıp derdimize derman bulalım diyosak karşılıksız kalıyor yazdıkların.
En temel yelkencilik kitabında "anayelken ıskotası havuzlukta olur" yazıyodu da ben mi görmedim acaba!?
Sor bakalım forumlarda toplam kaç tane anayelken ıskotası havuzlukta olan tekne var? Olmayan kaç tane?
Olmayan adama tek anayelken kullanmak daha güvenli, cenova güvensiz dersen hatalı olur.
Senin doğrun senin için geçerli, evrensel değil. Tecrübelerini paylaşma yöntemin yanlış.
öZgür (tapatalk)
Özgür biladerim, ;)
Olay falan yok ''don't make any panic'' :)
Uyuyanları uyandırmak için arada atraksiyon yapıyoruz Böke biladerim ile. ;D ;D ;D
Bu arada yelkenli bir Moody sahibi olarak söyleyebilirim ki ana yelken ıskotası dümen başında otururken elimin altında arkamda yanımda. Cenoa ıskotası ise önümde yanımda.Ama maalesef ana yelken mandarı direk dibinde.
Bira kutusu için bir şey yazmam yasak. :'(
-
Markoni armada hafif havada kullanabileceğiniz en büyük yelkendir diye biliyorum bende Cenova’yı sonrasında Working jib ve storm Jib dersek hafif hava yelkeni oluyor Cenova yanlış değil yani belli bir kuvvet havaya kadar kullanabilirsiniz sonrasında %100 yani working jib kullanmak sonrasında storm jib kulanmak zorundasınız.Code zero diyorsanız oda bir hafif kumaşlı bir cenovadır.
Bunu ben böyle biliyorum yanlış biliyorsam doğrusunu bende öğrenmek isterim .
Benim bildiğim bir takım yelkenlerin ( asimetrik balon, balon, code 0 ve eski / yeni benzerleri...) hafif hava yelkeni diye nitelenebileceği ; gerçi buna karşılık sert havada da basılan balon var.
Ama tip yada tarzlarına göre hafif hava / sert hava diye ayrım yapılmış bir tablo hiç görmedim.
Tek bildiğim ( bir) yelkenin kumaş ağırlığına göre hafif hava için mi, sert hava için mi olduğunu belirleyebileceğimiz.
Benim kesirli armada sadece de %110'luk bir genovam var. Muhtemeldir ki bu genova aynı boy ama direkbaşı armalı bir teknenin floğundan bile küçüktür, şimdi benim genovam niye salt hafif hava yelkeni olsun ?
Sert havada genovamı küçültmek zorundayım ( ya da bir flokla değiştireceğim ) ; ama bunu yaparken aynı anda ana yelkenimi de camadana vurmak zorundayım. Ersin'in mantığına göre o zaman ana yelkenim de hafif hava yelkeni ? ?0-?
-
Yaklaşık aynı boy teknelere sahibiz fark olarak benim teknem tam arma sizinki kesirli demek istediğimi aşağıdaki metin tam özetliyor.Hafif havada en hızlı gitmek için hangi yelkeninizi kullanırsınız balon konuşmuyoruz balon varken cenova açılmaz. Çok büyük bir bastonunuz yoksa.
(https://i.hizliresim.com/nlGGPN.png) (https://hizliresim.com/nlGGPN)
-
Ben tabii, sizler kadar bilmiyorum ama sanki sorun; büyük genellemelerden çıkıyormuş gibi geliyor bana.
Burak'ın sınıflandırması doğru tabii,
ama Cenova'nın hafif hava yelkeni olduğunu genel bir doğru olarak yazmak yanlış.
Şu önerme; bence herşeyi özetliyor; "Cenova hafif havada açabileceğiniz en büyük yelkendir."
Ama bu onun hafif hava yelkeni olduğu anlamına gelmez bana kalırsa.
Eğer teknenizde flokunuz / fırtına flokunuz var ise ve bunları donatacak durumda iseniz, elbette hava şartlarına göre bu yelkenleri tercih edersiniz. Ama bu cenovanın hafif hava yelkeni olduğu anlamına gelmez.
Çoğu teknede ön yelken olarak cenovadan başka yelken bulunmaz. Bu sizin cenovanızı 30 havada açamayacağınız anlamına gelmez. Yalnızca onu, teknenizin özelliklerine göre küçültme/azaltma/camadan vurma zorunda kalacağınızı gösterir.
Ama Cenova hafif hava yelkeni dersek, içinden tamamen yanlış bilginin çıkacağı, spekülatif biraz da öznel bir önermede bulunmuş oluruz, diye düşünüyorum.
-
Burak bey, benim bir yelken dolabım yok. Ayrıca ön saha yelkeni sarma sistemli olduğu için o yelkeni indir ; bunu bas yapacak halim yok. Senede veya iki senede bir genovamı söküp yıkadığımda furler rayından yerine basana kadar dilim dışarı fırlıyor zaten. Yani ben her havada tam açık veya küçültülmüş genova ile seyir yapmak zorundayım.
Ileride gerçekten uzun seyirler yapmak zorunda kalırsam hevesim sarılı genova üzerine iliştirilebilen bir fırtına floğu edinmek.
-
Ali Reisim ne demek istediğinizi anladım.Konu zaten ne benim teknem ne sizin tekneniz eğer büyük bir cenova yaptırırsanız bunu hafif havada kullanırsınız çünkü cenova hafif kumaştan yapılır 3 camadanlı orsa yastıklı bir cenova yaptırırsanız ortalama ağırlıkta optimum bir yelkene sahip olursunuz henüz her havada kullanılacak bir yelken kumaşı icad edilmedi.O yüzden hafif hava yelkeni demeyebilirsiniz.Her havada yelken yapmanın yolu burda başlıyor zaten.Emek ve doğru yelken
-
Te allaam, yine gerginlik çıktı.. :(
Konuya dönelim;
Birde Özgür fikir yürütmüş, tabi kendisininki hemen önündedir diye. Aynen öyle. Randa arma demedik, gargari halkası demedik , yahu en temel yelkencilik öğretilerine bile ben yazdım diye karşı çıkılıyor.
Yelken Teorisi kitabı yazıyorsan iyi de şurada kendi tecrübelerimizi paylaşıp derdimize derman bulalım diyosak karşılıksız kalıyor yazdıkların.
En temel yelkencilik kitabında "anayelken ıskotası havuzlukta olur" yazıyodu da ben mi görmedim acaba!?
Sor bakalım forumlarda toplam kaç tane anayelken ıskotası havuzlukta olan tekne var? Olmayan kaç tane?
Olmayan adama tek anayelken kullanmak daha güvenli, cenova güvensiz dersen hatalı olur.
Senin doğrun senin için geçerli, evrensel değil. Tecrübelerini paylaşma yöntemin yanlış.
öZgür (tapatalk)
BU tartışmayı önemsiyorum. Çok şükür benim yekemin hemen önünde ana yelken iskotası . Cem Gür ne güzel anlatmış. Ellerine sağlık ne de güzel yapmış.
Bakının burası tartışmada püf nokta . Özgür diyor ki " sor bakalım havuzlukta ana yelken ıskotası olan kaç tekne var "
1 ana yelken ıskotası , dümenin hemen önünde olmalı. (Bana göre böyle . Bakınız buraya " olsa iyi olur " da yazabilirdim. ancak öyle yazarsam bu konunun önemine gereken vurgu yapılmamış oluyor. bilmem anlatabildim mi neden böyle üslup kullandığımı ) Bakınız Baba Tunca örneği. Aksi durumda ana yelken trimi için otopilot ya da ikinci bir adama ihtiyaç var. Sanırım buraya kadar sıkıntı yok.
2 "modern " bir yelkenlideyiz , minimum iki kişi var teknede ve ana yelken ıskotası kamara girişinin sağında ya da solunda. Birinci durumda sadece cenova açık gidiyoruz. aniden hava sertledi. Tekne rüzgar altına kaçmaya başladı.
Teknesine göre az ya da çok. Ama her durumda rüzgar altına kaçmak isteyecek. Siz yelken küçültmek için rüzgar üstüne dönmeye çalışacaksınız. Motor desteği olmadan çok zor dönersiniz
3 Oysa " modern " bir yelkenlidesiniz . Yani kocaman bir cenovanız var. ana yelkeniniz küçük. Tek başına cenova açmak yerine ana yelkeni tamamen açar, gelen rüzgar yönüne ve şiddetine göre üretmek istediğiniz güç kadar cenovanızı açar keyifli keyifli gidersiniz. Diyelim aynı durum oluştu. Birden sert bir sağnak geldi ve devam ediyor.
Otopilota geçer, ya da diğer kişiden ana yelken iskotasını boşlamasını istersiniz. ana yelken üzerindeki güç kaybolur. Ya da azalır. Tekne doğrulur ancak cenovadan dolayı rüzgar altına dönmek ister. Yaşasın. Ne gam ! Teknenizi gitmek istediği yöne yani rüzgar altına dönmesine izin verirsiniz. Bir süre sonra ana yelken cenovayı gölgeler . Cenovanızı rahat rahat küçültür ya da kapatırsınız.
4 Diyelim aynı durumda sadece ana yelken açık gidiyorsunuz. Rüzgar sertledi. Arkadaşınızdan ıskotayı boşlamasını istersiniz. ana yelken üzerindeki güç kaybolur ya da azalır. Hiç bir şey yapmasanız da tekne rüzgar üstüne döner ve doğrulur.
Görüleceği üzere ana yelken ıskotası dümenin önünde olmasa dahi, ana yelken ile tekneyi kullanmak her durumda daha " konforludur " , daha güvenlidir.
Sonra en temel yelkencilik kitabında "ana yelken ıskotası havuzlukta olur " niye yazsın? Bu teknenin tasarımı, hangi amaç için yapıldığı ile ilgili bir konu.
Benim böyle bir yelkenlim olsa , er durumda ve bir şekilde ana yelken ıskotamı dümen tutarken kontrol edebileceğim bir yere taşırdım.
Bunları nereden mi çıkarttım.? Benimle seyir yapanlar bilirler. Başkasının teknesini kullanmaya bayılırım. Merak ederim çünkü. En son Ahmet 'in HUnter ile böyle oynayıp duruyordum. Dönerken rüzgar bir anda sertledi. Ben dümendeydim. HakanE de vardı. Ahmet cenova da , HakanE ana yelken ıskotasını aldı. Ben de oynayıp durdum Hunter ile . Tabi her yön değiştirmede yelken trimi değiştiğinden bunlar kan ter içinde kaldılardı. en son HakanE nin dönüp, " yeter lan geberdik gitsene adam gibi ! " uyarısı sonrası bırakmıştım denemeleri.
Hep hatırladığım , Yüksek bordalı Hunter'i iskele bordasını suya sokmak üzereyken Ahmet'in ters ters bakışıdır. :)
Keza , Baba Tunca ile Sivri ada dönüşü sert bir rüzgarda diğerleri havuzluk dışında oturmuş muhabbet ederken ben , Baba Tunca ile trim yapıp duruyordum. Baba Tunca da ana yelken ıskotası tam da dümenin önünde. Bildiğim Mustafa abi değiştirdi düzeneği. Bülent bence sen bunu Mustafa abiye bir sor. Senin tekne ile seyir de yaptı hem. Nasıl taşıyacağın konusunda belki bir fikri olabilir.
Benzer bir uygulamayı Leros -Didim arasında orsa seyrinde 47 feet eski bir Bavarya da da denemiştim. Koça kıçlı teknede öyle bir cenova vardı ki , ana yelkene rağmen tekneyi neredeyse kontrol etmek mümkün değildi. Motor çalıştırmak zorunda kalmıştık.
Yani yukarıda yazdıklarım benim teknemin , Tayo Mar 'ın özellikleri değil. Canını sevdiğim Tayo Mar. Şimdi kotra arma yazmaya başlayacağım ama yeteri kadar uzun oldu yazı zaten. Kızıyorlar sonra.
Bu yukarıda yazdıklarım benim deneyimlerim. Hem de farklı farklı teknelerden çıkarımlarım. Belki yanlıştırlar. :)
Siz de deneyin. Her şeye rağmen ben cenova ile giderim arkadaş diyenlere , teknesi sert bir sağnakta bayıldığında benim sırıtan yüzümü hatırlamalarını isterim sadece. Bir de meşhur kahkahamı ... Pu ha ha ha.
Dün çok keyifsiz bir gündü. Bir sürü sıkıntılı işle uğraştım durdum. Kafam o kadar bozuktu ki Eşim beni Kalamış Marina ya Halberg Rassy Monsun 31 'e bakmaya götürdü. Kendime geldim. Akıllı kadın.
Hayır ayrı konu başlığı mı açsam buraya mı yazsam bilemedim şimdi. Yok ben ayrı bir konu açayım daha iyi.
-
Ersin bu markayı bilmiyordum sen yazdıktan sonra baya baya inceledim googul amcadan kral tekneler. Gördüğüm kadarı ile yurt dışı fiyatlarına baktım 90 modelden yukarısında olanlarda 70 bin $ aşağı rakama tekne yok :) bayıldım bu teknelere param olsa bir dakika düşünmem alırım bir tane Halberg Rassy 31 :)
Halberg Rassy görmüş biri olarak fikirlerini yazarsan sevinirim..
https://www.yachtworld.com/boats/Sail/Cruiser/Hallberg-Rassy/31
Hallberg-Rassy 310 (2018) Walkthrough
https://www.youtube.com/watch?v=yJ1e7CMDlns
-
Yelkene yeni başlayacak biri olarak bu başlıktaki bilgiler bana çok faydalı olacağını düşünüyorum. Genellikle yelken yapacak olduğum zamanlarda yelkenlere tek başıma müdahele edeceğim. O yüzden muhtemelen sadece ana yelken ile seyir yapacak gibi duruyorum. Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Demir konusuna gelince şimdiki teknemde delta benzeri bir çapa mevcut. Gittiğim koylarda şuana kadar bir problem yaşamadım ama yelkenli tekne aldığım zaman mutlak suretle yedek demir olarak bir adet admiralti temin edeceğim.
-
Cenk reis, BUrada benim yazdıklarımı ve diğer yazılanları da dikkat le değerlendirmenizi öneririm. Bu ve benzer yaşanmışlıklar sonrasında siz de bizler gibi bir dolu macera yaşayacaksınız:) Benim Talebim sonrasında siz de yaşadıklarınızı bu işi benden daha iyi bilenler ne der ? diye korkmadan yazabilmeniz.
Burada yazı yazan kimi dostlar fazla mütevazi olduklarından yazmazlar. Ben yazayım. Özgür Ökten yelken eğitmenidir. Yine Eyüp Ogan yelken eğitmenidir, Cem Gür, Aali San yelkenli tekne imal etmiş kişilerdir. Burak Doneray , Marmaris de bir üst klasman da yarıştırdıkları halde birinci gelir Hollandalı arkadaşı ile.
Mütevazi yazılar yazan, sanki bir şeylerden haberi yokmuş gibi yazı yazan Bülent'in yaptığı bahri mil , yarım dünya turu eder.
Şu Matay bile benden çok daha fazla yelkencidir aslında . Yetmedi Uzun süreler yelken kulübü yönetmişliği vardır.
Yani demem o ki bunların arasında en az deneyimli yelkenci benim. Benim sesim çok çıkıyor sadece :)
Bu şekilde değerlendiriniz. Unuttuğum varsa kusura bakmasın. Hatta çok ender yazan Çetin reis bildiğim tam beş yıldır yarışıyor . Hiç bir şey yazmaz o ayrı.
dediğim gibi siz yazınız. Siz de tecrübelendikçe yazdıklarınız bir başkasına ilham kaynağı olsun.
-
Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Önce bir tespit(kesinlikle yergi değil) Genova değil, Cenova demeliyiz bence. Bizim dilimizde bu şekilde yanlış bilmiyorsam. Hem kendi dilimiz diyor hem de başka dilde yazıyorsak, gün gelir anlaşamayız. Yabancı dillerden sözcük apartılmasına karşı olduğum sanılmasın, ama uyduğu sürece. Karşılığı varsa hele, kesinlikle kullanmamalıyız, kanısındayım. Bana kalırsa Washington diye de yazılmamalı, Vaşington dediğimizde olmuyor mu? Bunun ucu Prag'a Praha demeye kadar gider.
Tramola atmaya gelince, benim kanaatim odur ki, fazla büyük bir tekne kullanmadığınız sürece sorun yaşamazsınız. Hiç de zor olmaz, az yavaş atarsınız, az hızlı atarsınız, sonunda olur. Kimi şeyleri gereğinden fazla büyütmeyin Cenk Reis. Adamlar yapmış kayığı, gidiyor.
Biz burada bazen işin tadını kaçırıyoruz. Bak iddia ediyorum, bu sitede güvenliğe en fazla önem verenlerden biriyim. Ama güvenlik diye diye, yok onu yapamazsın bunu yaparsan tehlikeli olur diye diye, neredeyse seyre çıkamaz hale geleceğiz. Bazen de anarşistlerin kullandığı terimle "Ad hoc" demek lazım; "Ne olsa gider".
-
Daha dün yazdım, center cockpit dedim, Hallberg Rassy dedim, daha ne diyeyim ;D
Beşinci senedir ana yelken iskotası ve arabası ile keyifli bir ilişki içerisindeyim fakat bu İstanbul kıyılarının düzensiz, dengesiz rüzgar müsveddesi yüzünden çok değişken bir ilişkimiz var, sessizce ağzımı bozuyor alçak 8)
Kendimi asla tecrübeli, bilgili görmüyorum, alçakgönüllülük de yapmıyorum..
Şu Monsun 31 hakkındaki yorumlarını merakla bekliyorum, dışarıdan çok güzel duruyor...
-
Cenk reis, BUrada benim yazdıklarımı ve diğer yazılanları da dikkat le değerlendirmenizi öneririm. Bu ve benzer yaşanmışlıklar sonrasında siz de bizler gibi bir dolu macera yaşayacaksınız:) Benim Talebim sonrasında siz de yaşadıklarınızı bu işi benden daha iyi bilenler ne der ? diye korkmadan yazabilmeniz.
Burada yazı yazan kimi dostlar fazla mütevazi olduklarından yazmazlar. Ben yazayım. Özgür Ökten yelken eğitmenidir. Yine Eyüp Ogan yelken eğitmenidir, Cem Gür, Aali San yelkenli tekne imal etmiş kişilerdir. Burak Doneray , Marmaris de bir üst klasman da yarıştırdıkları halde birinci gelir Hollandalı arkadaşı ile.
Mütevazi yazılar yazan, sanki bir şeylerden haberi yokmuş gibi yazı yazan Bülent'in yaptığı bahri mil , yarım dünya turu eder.
Şu Matay bile benden çok daha fazla yelkencidir aslında . Yetmedi Uzun süreler yelken kulübü yönetmişliği vardır.
Yani demem o ki bunların arasında en az deneyimli yelkenci benim. Benim sesim çok çıkıyor sadece :)
Bu şekilde değerlendiriniz. Unuttuğum varsa kusura bakmasın. Hatta çok ender yazan Çetin reis bildiğim tam beş yıldır yarışıyor . Hiç bir şey yazmaz o ayrı.
dediğim gibi siz yazınız. Siz de tecrübelendikçe yazdıklarınız bir başkasına ilham kaynağı olsun.
Daha sahibi olduğum motoryatı satma aşamasındayım. Bu arda yelkenli tekne ile hiç bir deneyimim olmadığı için eğitim alarak kendimi hazırlıyorum. Ama en önemli eğitim deniz üzerinde kendi başımıza öğrendiklerimiz. Burası gibi forumlardan okuduğumuz, gördüğümüz bilgileri kendi teknelerimiz de uygulamaya çalışmamız gerekir.
Sizler gibi çok fazla edebi yönüm yoktur. o yüzden çok fazla yazı yazma becerim yok. Ama olurda bir yelkenli tekne alırsam öğrendiklerimi yaşadıklarımı ben de paylaşmak isterim.
-
Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Önce bir tespit(kesinlikle yergi değil) Genova değil, Cenova demeliyiz bence. Bizim dilimizde bu şekilde yanlış bilmiyorsam. Hem kendi dilimiz diyor hem de başka dilde yazıyorsak, gün gelir anlaşamayız. Yabancı dillerden sözcük apartılmasına karşı olduğum sanılmasın, ama uyduğu sürece. Karşılığı varsa hele, kesinlikle kullanmamalıyız, kanısındayım. Bana kalırsa Washington diye de yazılmamalı, Vaşington dediğimizde olmuyor mu? Bunun ucu Prag'a Praha demeye kadar gider.
Tramola atmaya gelince, benim kanaatim odur ki, fazla büyük bir tekne kullanmadığınız sürece sorun yaşamazsınız. Hiç de zor olmaz, az yavaş atarsınız, az hızlı atarsınız, sonunda olur. Kimi şeyleri gereğinden fazla büyütmeyin Cenk Reis. Adamlar yapmış kayığı, gidiyor.
Biz burada bazen işin tadını kaçırıyoruz. Bak iddia ediyorum, bu sitede güvenliğe en fazla önem verenlerden biriyim. Ama güvenlik diye diye, yok onu yapamazsın bunu yaparsan tehlikeli olur diye diye, neredeyse seyre çıkamaz hale geleceğiz. Bazen de anarşistlerin kullandığı terimle "Ad hoc" demek lazım; "Ne olsa gider".
Yazdıklarınızı yergi olarak algılamadım. Neden o şekilde yazdığım konusunda da herhangi bir fikrim yok açıkçası. Muhtemelen başka okuduğum yerlerde o şekilde yazıldığı için olmuş olabilir.
Şehir isimleri bence oldukları gibi yazılması daha doğru gibi geliyor. Yani Washington'u yada Prag'ı olduğu gibi yazmalıyız. Prag şehri yabancı dilde de Prag olarak yazılmakta Praha ise prag şehrinin bir bölümüne verilen isimdir. Gerçi ikiside kullanılmakta. Yani demek istediğim şehir isimlerini gerçeğinde olduğu gibi yazılıp söylenmesidir. Nasıl ki kendi şehirlerimizin bizim dilimizde söylenmesini istediğimiz gibi.
Ama başka kelimelerin mümkün olduğunca türkçe karşılıklarını kullanma konusunda sizinle aynı fikirdeyim.
Tekne konusuna gelince. İlk tekne işine başladığım zaman ,yani 3 sene önce, ablamlar ile beraber işe kalkıştık. O yüzden acemi olmamıza karşın büyük sayılacak bir motoryat aldık. İlk olarak ablamlar ayrıld. Kaldık çekirdek aile olarak 3 kişi. Oğlumda yurtdışında yatılı olarak okula gitmeye başlayınca biz eşimle beraber yalnız kaldık. Şimdi tekne bize büyük gelmekte. O yüzden almayı planladığım tekne 36 feet civarında. Hatta Utku abinin kızı ile flörtteyiz. Kısmet bakalım gelecek bize neler gösterecek.
Benim yazdıklarıma cevap verecek arkadaşlarımdan bir şey rica edeceğim. Gerçi kimse ile şahsen tanışma imkanım olmadı ama lütfen bana reis olarak hitap etmezseniz sevinirim. Bir şekilde bu kelime hoşuma gitmemekte. Direkt olarak Cenk diye başlayabilirsiniz. Alınmam gocunmam. Hatta daha samimi olur.
-
Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Önce bir tespit(kesinlikle yergi değil) Genova değil, Cenova demeliyiz bence. Bizim dilimizde bu şekilde yanlış bilmiyorsam. Hem kendi dilimiz diyor hem de başka dilde yazıyorsak, gün gelir anlaşamayız. Yabancı dillerden sözcük apartılmasına karşı olduğum sanılmasın, ama uyduğu sürece. Karşılığı varsa hele, kesinlikle kullanmamalıyız, kanısındayım. Bana kalırsa Washington diye de yazılmamalı, Vaşington dediğimizde olmuyor mu? Bunun ucu Prag'a Praha demeye kadar gider.
Tramola atmaya gelince, benim kanaatim odur ki, fazla büyük bir tekne kullanmadığınız sürece sorun yaşamazsınız. Hiç de zor olmaz, az yavaş atarsınız, az hızlı atarsınız, sonunda olur. Kimi şeyleri gereğinden fazla büyütmeyin Cenk Reis. Adamlar yapmış kayığı, gidiyor.
Biz burada bazen işin tadını kaçırıyoruz. Bak iddia ediyorum, bu sitede güvenliğe en fazla önem verenlerden biriyim. Ama güvenlik diye diye, yok onu yapamazsın bunu yaparsan tehlikeli olur diye diye, neredeyse seyre çıkamaz hale geleceğiz. Bazen de anarşistlerin kullandığı terimle "Ad hoc" demek lazım; "Ne olsa gider".
Yazdıklarınızı yergi olarak algılamadım. Neden o şekilde yazdığım konusunda da herhangi bir fikrim yok açıkçası. Muhtemelen başka okuduğum yerlerde o şekilde yazıldığı için olmuş olabilir.
Şehir isimleri bence oldukları gibi yazılması daha doğru gibi geliyor. Yani Washington'u yada Prag'ı olduğu gibi yazmalıyız. Prag şehri yabancı dilde de Prag olarak yazılmakta Praha ise prag şehrinin bir bölümüne verilen isimdir. Gerçi ikiside kullanılmakta. Yani demek istediğim şehir isimlerini gerçeğinde olduğu gibi yazılıp söylenmesidir. Nasıl ki kendi şehirlerimizin bizim dilimizde söylenmesini istediğimiz gibi.
Ama başka kelimelerin mümkün olduğunca türkçe karşılıklarını kullanma konusunda sizinle aynı fikirdeyim.
Tekne konusuna gelince. İlk tekne işine başladığım zaman ,yani 3 sene önce, ablamlar ile beraber işe kalkıştık. O yüzden acemi olmamıza karşın büyük sayılacak bir motoryat aldık. İlk olarak ablamlar ayrıld. Kaldık çekirdek aile olarak 3 kişi. Oğlumda yurtdışında yatılı olarak okula gitmeye başlayınca biz eşimle beraber yalnız kaldık. Şimdi tekne bize büyük gelmekte. O yüzden almayı planladığım tekne 36 feet civarında. Hatta Utku abinin kızı ile flörtteyiz. Kısmet bakalım gelecek bize neler gösterecek.
Benim yazdıklarıma cevap verecek arkadaşlarımdan bir şey rica edeceğim. Gerçi kimse ile şahsen tanışma imkanım olmadı ama lütfen bana reis olarak hitap etmezseniz sevinirim. Bir şekilde bu kelime hoşuma gitmemekte. Direkt olarak Cenk diye başlayabilirsiniz. Alınmam gocunmam. Hatta daha samimi olur.
Cenk ( isteğiniz olarak öyle hitap edeyim ) ,
Sizinle aynı evreleri geçiriyoruz tek fark benim teknem batmıştı ;D ;D ;D , ben de yelken eğitimi aldım . Bunlarla birlikte serde Göztepe olunca ve sağ olsun Derya yenigün gel bizimle yarış demişti o sayede az biraz yarış tecrübem oldu . Sizin gibi bizde 33-36 feet aralığında bir yelkenli düşünüyoruz daha arayışa başlamadık eylül gibi aramaya başlayacağız , teosa bağlamayı da düşünüyoruz . Bir gün denk gelirsek teosta ,daha detaylı sohbet edebiliriz :).
-
Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Önce bir tespit(kesinlikle yergi değil) Genova değil, Cenova demeliyiz bence. Bizim dilimizde bu şekilde yanlış bilmiyorsam. Hem kendi dilimiz diyor hem de başka dilde yazıyorsak, gün gelir anlaşamayız. Yabancı dillerden sözcük apartılmasına karşı olduğum sanılmasın, ama uyduğu sürece. Karşılığı varsa hele, kesinlikle kullanmamalıyız, kanısındayım. Bana kalırsa Washington diye de yazılmamalı, Vaşington dediğimizde olmuyor mu? Bunun ucu Prag'a Praha demeye kadar gider.
Tramola atmaya gelince, benim kanaatim odur ki, fazla büyük bir tekne kullanmadığınız sürece sorun yaşamazsınız. Hiç de zor olmaz, az yavaş atarsınız, az hızlı atarsınız, sonunda olur. Kimi şeyleri gereğinden fazla büyütmeyin Cenk Reis. Adamlar yapmış kayığı, gidiyor.
Biz burada bazen işin tadını kaçırıyoruz. Bak iddia ediyorum, bu sitede güvenliğe en fazla önem verenlerden biriyim. Ama güvenlik diye diye, yok onu yapamazsın bunu yaparsan tehlikeli olur diye diye, neredeyse seyre çıkamaz hale geleceğiz. Bazen de anarşistlerin kullandığı terimle "Ad hoc" demek lazım; "Ne olsa gider".
Yazdıklarınızı yergi olarak algılamadım. Neden o şekilde yazdığım konusunda da herhangi bir fikrim yok açıkçası. Muhtemelen başka okuduğum yerlerde o şekilde yazıldığı için olmuş olabilir.
Şehir isimleri bence oldukları gibi yazılması daha doğru gibi geliyor. Yani Washington'u yada Prag'ı olduğu gibi yazmalıyız. Prag şehri yabancı dilde de Prag olarak yazılmakta Praha ise prag şehrinin bir bölümüne verilen isimdir. Gerçi ikiside kullanılmakta. Yani demek istediğim şehir isimlerini gerçeğinde olduğu gibi yazılıp söylenmesidir. Nasıl ki kendi şehirlerimizin bizim dilimizde söylenmesini istediğimiz gibi.
Ama başka kelimelerin mümkün olduğunca türkçe karşılıklarını kullanma konusunda sizinle aynı fikirdeyim.
Tekne konusuna gelince. İlk tekne işine başladığım zaman ,yani 3 sene önce, ablamlar ile beraber işe kalkıştık. O yüzden acemi olmamıza karşın büyük sayılacak bir motoryat aldık. İlk olarak ablamlar ayrıld. Kaldık çekirdek aile olarak 3 kişi. Oğlumda yurtdışında yatılı olarak okula gitmeye başlayınca biz eşimle beraber yalnız kaldık. Şimdi tekne bize büyük gelmekte. O yüzden almayı planladığım tekne 36 feet civarında. Hatta Utku abinin kızı ile flörtteyiz. Kısmet bakalım gelecek bize neler gösterecek.
Benim yazdıklarıma cevap verecek arkadaşlarımdan bir şey rica edeceğim. Gerçi kimse ile şahsen tanışma imkanım olmadı ama lütfen bana reis olarak hitap etmezseniz sevinirim. Bir şekilde bu kelime hoşuma gitmemekte. Direkt olarak Cenk diye başlayabilirsiniz. Alınmam gocunmam. Hatta daha samimi olur.
Cenk ( isteğiniz olarak öyle hitap edeyim ) ,
Sizinle aynı evreleri geçiriyoruz tek fark benim teknem batmıştı ;D ;D ;D , ben de yelken eğitimi aldım . Bunlarla birlikte serde Göztepe olunca ve sağ olsun Derya yenigün gel bizimle yarış demişti o sayede az biraz yarış tecrübem oldu . Sizin gibi bizde 33-36 feet aralığında bir yelkenli düşünüyoruz daha arayışa başlamadık eylül gibi aramaya başlayacağız , teosa bağlamayı da düşünüyoruz . Bir gün denk gelirsek teosta ,daha detaylı sohbet edebiliriz :).
Çok sevinirim. Bu hafta sonu marinada olacağım. Hava pazar günü benim teknem için açılmaya uygun. Eğer musait olursanız aileniz ile beklerim. Beraber çıkarız.
-
Genovayı tek başıma tramolalar da kontrol etmem aldığım eğitimlerden gördüğüm kadarıyla zor olacak.
Önce bir tespit(kesinlikle yergi değil) Genova değil, Cenova demeliyiz bence. Bizim dilimizde bu şekilde yanlış bilmiyorsam. Hem kendi dilimiz diyor hem de başka dilde yazıyorsak, gün gelir anlaşamayız. Yabancı dillerden sözcük apartılmasına karşı olduğum sanılmasın, ama uyduğu sürece. Karşılığı varsa hele, kesinlikle kullanmamalıyız, kanısındayım. Bana kalırsa Washington diye de yazılmamalı, Vaşington dediğimizde olmuyor mu? Bunun ucu Prag'a Praha demeye kadar gider.
Tramola atmaya gelince, benim kanaatim odur ki, fazla büyük bir tekne kullanmadığınız sürece sorun yaşamazsınız. Hiç de zor olmaz, az yavaş atarsınız, az hızlı atarsınız, sonunda olur. Kimi şeyleri gereğinden fazla büyütmeyin Cenk Reis. Adamlar yapmış kayığı, gidiyor.
Biz burada bazen işin tadını kaçırıyoruz. Bak iddia ediyorum, bu sitede güvenliğe en fazla önem verenlerden biriyim. Ama güvenlik diye diye, yok onu yapamazsın bunu yaparsan tehlikeli olur diye diye, neredeyse seyre çıkamaz hale geleceğiz. Bazen de anarşistlerin kullandığı terimle "Ad hoc" demek lazım; "Ne olsa gider".
Yazdıklarınızı yergi olarak algılamadım. Neden o şekilde yazdığım konusunda da herhangi bir fikrim yok açıkçası. Muhtemelen başka okuduğum yerlerde o şekilde yazıldığı için olmuş olabilir.
Şehir isimleri bence oldukları gibi yazılması daha doğru gibi geliyor. Yani Washington'u yada Prag'ı olduğu gibi yazmalıyız. Prag şehri yabancı dilde de Prag olarak yazılmakta Praha ise prag şehrinin bir bölümüne verilen isimdir. Gerçi ikiside kullanılmakta. Yani demek istediğim şehir isimlerini gerçeğinde olduğu gibi yazılıp söylenmesidir. Nasıl ki kendi şehirlerimizin bizim dilimizde söylenmesini istediğimiz gibi.
Ama başka kelimelerin mümkün olduğunca türkçe karşılıklarını kullanma konusunda sizinle aynı fikirdeyim.
Tekne konusuna gelince. İlk tekne işine başladığım zaman ,yani 3 sene önce, ablamlar ile beraber işe kalkıştık. O yüzden acemi olmamıza karşın büyük sayılacak bir motoryat aldık. İlk olarak ablamlar ayrıld. Kaldık çekirdek aile olarak 3 kişi. Oğlumda yurtdışında yatılı olarak okula gitmeye başlayınca biz eşimle beraber yalnız kaldık. Şimdi tekne bize büyük gelmekte. O yüzden almayı planladığım tekne 36 feet civarında. Hatta Utku abinin kızı ile flörtteyiz. Kısmet bakalım gelecek bize neler gösterecek.
Benim yazdıklarıma cevap verecek arkadaşlarımdan bir şey rica edeceğim. Gerçi kimse ile şahsen tanışma imkanım olmadı ama lütfen bana reis olarak hitap etmezseniz sevinirim. Bir şekilde bu kelime hoşuma gitmemekte. Direkt olarak Cenk diye başlayabilirsiniz. Alınmam gocunmam. Hatta daha samimi olur.
Cenk ( isteğiniz olarak öyle hitap edeyim ) ,
Sizinle aynı evreleri geçiriyoruz tek fark benim teknem batmıştı ;D ;D ;D , ben de yelken eğitimi aldım . Bunlarla birlikte serde Göztepe olunca ve sağ olsun Derya yenigün gel bizimle yarış demişti o sayede az biraz yarış tecrübem oldu . Sizin gibi bizde 33-36 feet aralığında bir yelkenli düşünüyoruz daha arayışa başlamadık eylül gibi aramaya başlayacağız , teosa bağlamayı da düşünüyoruz . Bir gün denk gelirsek teosta ,daha detaylı sohbet edebiliriz :).
Çok sevinirim. Bu hafta sonu marinada olacağım. Hava pazar günü benim teknem için açılmaya uygun. Eğer musait olursanız aileniz ile beklerim. Beraber çıkarız.
Bu hafta sonu İzmir dışında olacağım , inşallah başka bir zaman denk geliriz.
-
36'yı güle oynaya kullanacağınızdan yana kuşkum yok Cenk.
-
36'yı güle oynaya kullanacağınızdan yana kuşkum yok Cenk.
Alabilsek anlayacağım ama fiyatlar o kadar arttı ki yanlarına bile yanaşılmıyor artık.
-
......................
3 Oysa " modern " bir yelkenlidesiniz . Yani kocaman bir cenovanız var. ana yelkeniniz küçük.
......................
Ersin, burada da bir düzeltme gerekli.
" modern yelkenli"de kocaman cenova 1970lerde moderndi bugün değil.
Matay'a sor ; 10 metrelik Sarıyaz II'nin cenovası yeni 42 feet'lik teknesinin cenovasından daha büyüktü muhtemelen...
O tarihlerde sanırım geçerli IOR formülü nedeniyle % 150'lilik cenova dahi alışıldık bir şeydi, bugün değil.
-
Üslup doğru olduktan sonra her şey tartışılır.
Ersin’in anlayıp da, anlamazlıktan geldiği nokta bu. Ve şunu da araya not edeyim; eğer bunu devam ettirirse, beni aptal yerine koyduğunu düşüneceğim. Bu beni üzer.
Tekne konusunda gelirsek:
Dünyayı dolaşacaksam, center cockpit neredeysa tartışmasız en iyi çözüm.
Hem büyük iç hacim sağlıyor, hem de emniyetli ve kontrol olanakları yüksek bir havuzluk sunuyor.
Ama bizim gibi sahillerde, sürekli iskele ya da taşa kıçtan kara yanaşıp duracaksanız, center cockpitte kan kusarsınız; ya da yanınızda anlayan bir daha olmalı.
Ben iskeleye bağlanacaksam, dümendeyken, tüm manevraları yapıp, bir yandan da iskeledeki kişiye ip atıp, tekneye bağlayabiliyorum. Bunu tek başıma center cockpitte yapamam.
Keza kıçtan kara bir taşa bağlanacaksam da, bir yanda yüzen kişiye verdiğim ya da ondan gelen halatı kollarken, manevra yapmaya devam ediyorum. Ama centercockpitte, olanaklı görmüyorum. Meğer ki çok atlet olup, sürekli koş ileri, koş geri yapmadığınız müddetçe.
-
Üslup doğru olduktan sonra her şey tartışılır.
Ersin’in anlayıp da, anlamazlıktan geldiği nokta bu. Ve şunu da araya not edeyim; eğer bunu devam ettirirse, beni aptal yerine koyduğunu düşüneceğim. Bu beni üzer.
Tekne konusunda gelirsek:
Dünyayı dolaşacaksam, center cockpit neredeysa tartışmasız en iyi çözüm.
Hem büyük iç hacim sağlıyor, hem de emniyetli ve kontrol olanakları yüksek bir havuzluk sunuyor.
Ama bizim gibi sahillerde, sürekli iskele ya da taşa kıçtan kara yanaşıp duracaksanız, center cockpitte kan kusarsınız; ya da yanınızda anlayan bir daha olmalı.
Ben iskeleye bağlanacaksam, dümendeyken, tüm manevraları yapıp, bir yandan da iskeledeki kişiye ip atıp, tekneye bağlayabiliyorum. Bunu tek başıma center cockpitte yapamam.
Keza kıçtan kara bir taşa bağlanacaksam da, bir yanda yüzen kişiye verdiğim ya da ondan gelen halatı kollarken, manevra yapmaya devam ediyorum. Ama centercockpitte, olanaklı görmüyorum. Meğer ki çok atlet olup, sürekli koş ileri, koş geri yapmadığınız müddetçe.
Mehmet Reis center kokpit çok sorun değil yanaşmalarda ana sıkıntı skegli palada genelde center kokpit teknelerde daha çok görülüyor bu skeg .Tekne tornistan dinlemediği için teknenin kıçına müdahale etmek aft kokpit teknelerden daha zor ama insan bir çözüm buluyor mutlaka.Ben beceriyorsam herkes becerir o kadar karamsar olmayın center kokpit için.
-
Bana göre böyle . Bakınız buraya " olsa iyi olur " da yazabilirdim. ancak öyle yazarsam bu konunun önemine gereken vurgu yapılmamış oluyor. bilmem anlatabildim mi neden böyle üslup kullandığımı ) Bakınız Baba Tunca örneği. Aksi durumda ana yelken trimi için otopilot ya da ikinci bir adama ihtiyaç var. Sanırım buraya kadar sıkıntı yok.
Bak ne güzel "bana göre böyle" deyip, farklı yelken ve ekip durumuna göre örnekler vermişsin.
Herkes için mecburi kanun maddesi gibi "cenova güvensizdir" den çok daha iyi oldu böyle! ;)
Senin örneklerindeki gibi pek çok farklı kombinasyon oluşuyor, ezbere bu yelkeni kullanmak tehlikelidir, yanlıştır demek asıl yanlış.
öZgür (tapatalk)
-
Bana zor gelen daha çok koç boynuzuna bağlanmak ve ayrılırken çözmekti.
Manevrada gerektiğinde guletçi taktiği (ben minibüsçü diyorum) uyguluyorum: dümeni bas bir tarafa, kuvvetli ileri ver. Tekne kıçını atarken sert tornistan ile geri gel. Ama tornistanlar kısa kısa, sert olacak ki, pervane yürüme etkisi az olsun.
-
Bana zor gelen daha çok koç boynuzuna bağlanmak ve ayrılırken çözmekti.
Manevrada gerektiğinde guletçi taktiği (ben minibüsçü diyorum) uyguluyorum: dümeni bas bir tarafa, kuvvetli ileri ver. Tekne kıçını atarken sert tornistan ile geri gel. Ama tornistanlar kısa kısa, sert olacak ki, pervane yürüme etkisi az olsun.
Ben Kokpite alıyorum hazırladığım halatları.Aborda olacağım zamanda öndeki koç boynuzuna hazır ettiğim halatımı ve kıç halatını da kokpite alıyorum .Yanaşıp atlıyorum her iki halatta elinizde olduğu için çok kolay oluyor bazen insan neler yapabileceğine şaşırıyor .
Dışarıdan insanlara farkl bir şey yaptığınız için garip geliyor ne usta adam diyorlar mecburiyetten yaptığınızı bilmiyorlar tabi.
-
......................
3 Oysa " modern " bir yelkenlidesiniz . Yani kocaman bir cenovanız var. ana yelkeniniz küçük.
......................
Ersin, burada da bir düzeltme gerekli.
" modern yelkenli"de kocaman cenova 1970lerde moderndi bugün değil.
Matay'a sor ; 10 metrelik Sarıyaz II'nin cenovası yeni 42 feet'lik teknesinin cenovasından daha büyüktü muhtemelen...
O tarihlerde sanırım geçerli IOR formülü nedeniyle % 150'lilik cenova dahi alışıldık bir şeydi, bugün değil.
Eskisi kadar büyük olmasada bugünde öyle Tam armada baş ıstıralyası direğin tepesine kadar olan teknelerde cenova ana yelkenden büyüktür.Kesirli armalarda anayelken cenovadan büyüktür, kesirli armada aslında flok kullanılır tam armada %130 çok görülen bir ölçü günümüzde diye biliyorum.
-
Bana zor gelen daha çok koç boynuzuna bağlanmak ve ayrılırken çözmekti.
Manevrada gerektiğinde guletçi taktiği (ben minibüsçü diyorum) uyguluyorum: dümeni bas bir tarafa, kuvvetli ileri ver. Tekne kıçını atarken sert tornistan ile geri gel. Ama tornistanlar kısa kısa, sert olacak ki, pervane yürüme etkisi az olsun.
Dışarıdan insanlara farkl bir şey yaptığınız için garip geliyor ne usta adam diyorlar mecburiyetten yaptığınızı bilmiyorlar tabi.
Çok güldüm. ;D
Bir de beni gör. :'(
-
......................
3 Oysa " modern " bir yelkenlidesiniz . Yani kocaman bir cenovanız var. ana yelkeniniz küçük.
......................
Ersin, burada da bir düzeltme gerekli.
" modern yelkenli"de kocaman cenova 1970lerde moderndi bugün değil.
Matay'a sor ; 10 metrelik Sarıyaz II'nin cenovası yeni 42 feet'lik teknesinin cenovasından daha büyüktü muhtemelen...
O tarihlerde sanırım geçerli IOR formülü nedeniyle % 150'lilik cenova dahi alışıldık bir şeydi, bugün değil.
Eskisi kadar büyük olmasada bugünde öyle Tam armada baş ıstıralyası direğin tepesine kadar olan teknelerde cenova ana yelkenden büyüktür.Kesirli armalarda anayelken cenovadan büyüktür, kesirli armada aslında flok kullanılır tam armada %130 çok görülen bir ölçü günümüzde diye biliyorum.
Ikimizin söyledikleri arasında ben bir fark göremedim ?
-
Ben yanlış anlamışım . Büyük cenovalar artık modern değil dediniz sanmışım.Kusura bakmayın. (Sarıyaz 2 ve 42 feet teknenin armasını hangi model ve yaşta olduğunu bilmediğimden m2 çıkarımı yapamam)
-
Aslında Ersinin yazısında modern bir yelkenlidesiniz ana yelkeniniz küçük sözü doğru olmayabilir. Eski teknelerde ana yelkenler teknenin yarış ratingini yükselttiğinden küçültülmüş.Modern teknelerde İki yelken arasında uçurum yok m2 olarak eskisi gibi .Ana yelkenler normale döndü büyüdü cenovalar bir miktar küçüldü teknelerdeki yelkenler daha dengeli hala geldi desem yanlış bir şey söylemiş olurmuyum. Sanırım sarma anayelkenler için çok doğru olmayacak bu söz ama nedersiniz?
-
Sarıyaz II benim adını ezberlemeyi bir türlü beceremediğim ünlü bir Fransız tasarımcının projesiydi ve sanırım 80lerin başında yarışmak içın yapılmış bir tekneydi ( eski adı Saliha II ) , üzerindeki masthead arma da esaslıydı. Diğer örnek ise henüz bir kaç yaşında olan bir Bavaria . Aralarında rahat bir 30 seneden fazla fark var.
-
Aslında Ersinin yazısında modern bir yelkenlidesiniz ana yelkeniniz küçük sözü doğru olmayabilir. Eski teknelerde ana yelkenler teknenin yarış ratingini yükselttiğinden küçültülmüş.Modern teknelerde İki yelken arasında uçurum yok m2 olarak eskisi gibi .Ana yelkenler normale döndü büyüdü cenovalar bir miktar küçüldü teknelerdeki yelkenler daha dengeli hala geldi desem yanlış bir şey söylemiş olurmuyum. Sanırım sarma anayelkenler için çok doğru olmayacak bu söz ama nedersiniz?
Herhalde doğru...
70lerde, belki 80lerde IOR yarış formülündeki açığı fark eden tasarımcılar ön saha yelkenini büyütmüşler. Böylelikle de yelken alanı büyük ama büyük ön yelkenler cezalandırılmadığından ratingi düşük tekneler ortaya çıkmış.
Tuhaf olan ise tabii yarışma niyeti olmayan reislere yarışma potansiyeli de olmayan gezi tekneleri imal eden kimi üreticilerin bu tarzı bir müddet benimsemeleri...
Belki de doğruydu ama, 1600 dizel motorlu bir orta halli arabam olsaydı da görünüşü süper spor arabalara benzeseydi belki pek de şikayet etmezdim sanırım ? ;)
Her şey pazarlamada biter.
-
Aslında Ersinin yazısında modern bir yelkenlidesiniz ana yelkeniniz küçük sözü doğru olmayabilir. Eski teknelerde ana yelkenler teknenin yarış ratingini yükselttiğinden küçültülmüş.Modern teknelerde İki yelken arasında uçurum yok m2 olarak eskisi gibi .Ana yelkenler normale döndü büyüdü cenovalar bir miktar küçüldü teknelerdeki yelkenler daha dengeli hala geldi desem yanlış bir şey söylemiş olurmuyum. Sanırım sarma anayelkenler için çok doğru olmayacak bu söz ama nedersiniz?
Herhalde doğru...
70lerde, belki 80lerde IOR yarış formülündeki açığı fark eden tasarımcılar ön saha yelkenini büyütmüşler. Böylelikle de yelken alanı büyük ama büyük ön yelkenler cezalandırılmadığından ratingi düşük tekneler ortaya çıkmış.
Tuhaf olan ise tabii yarışma niyeti olmayan reislere yarışma potansiyeli de olmayan gezi tekneleri imal eden kimi üreticilerin bu tarzı bir müddet benimsemeleri...
Belki de doğruydu ama, 1600 dizel motorlu bir orta halli arabam olsaydı da görünüşü süper spor arabalara benzeseydi belki pek de şikayet etmezdim sanırım ? ;)
Her şey pazarlamada biter.
Çok doğru yazmışsınız önümüze ne konursa yiyoruz.Ya yemek yapmayı öğreneceğiz yada yemek seçmeyi.Heyamola belki yemek yapmayı öğretemez şimdilik ama sanırım aykırı yazanlar araştıranlar sizler gibi bildiğini paylaşanlar ile yemek seçmeyi öğreneceğiz gibi gözüküyor.
-
Çok doğru yazmışsınız önümüze ne konursa yiyoruz.Ya yemek yapmayı öğreneceğiz yada yemek seçmeyi.Heyamola belki yemek yapmayı öğretemez şimdilik ama sanırım aykırı yazanlar araştıranlar sizler gibi bildiğini paylaşanlar ile yemek seçmeyi öğreneceğiz gibi gözüküyor.
Yıllardır ve yıllardır hep bunu anlatmaya çalıştım. "Önümüze ne konursa yiyoruz"
Neden ? Niçin? Nasıl? sorusunu sormaktan kaçınıyoruz. Belki de sürünün güvenli ortamından atılmaktan korkuyoruz.
Kalfanın yaptığı inşaatta daireyi, evi,
Ustayım diyenin yaptığı şirazesi kayık tekneyi,
PR ile pazarlanan pahalı tekneleri,
Tereyağ olmayan tereyağlarını,
İçinde et olmayan hamburgerleri,
Kanser yayan tavukları,
meçhul kimyasal karışımlı zehirlileri,
hepsi aynı olan sadece markaları değişik cep telefonlarını ve bağlantılı hizmetlerini
Daha çook uzatabiliriz listeyi.
"Vasatların dayanışması" içinde boğuluyoruz.
Sanıyorum yemek seçmeyi de yapmayı da öğrenmeden bu kısır döngüden çıkış yok.
-
Tayo Mar , ne yazık ki haziran ayı başından beri süren transferinin son etabına geldi. Gökova'nın Bodrum girişinde Pabuç koyunda alargayım. Ören marinaya 20 mil kaldı. Bugün Pabuç koyu İstanbul otobanı gibi idi.
Ne guletler, uskunalar, keç armalı koca koca tekneler geldi , geçti ya da demirledi.
Bugün Gökova girişinde mükemmel rüzgar vardı. Özellikle Karaada Bodrum arasında ki kanal muhteşemdi. 20 knot rüzgar ve sıfır dalga.
Tayo Mar, sadece flok ve bocurumu ile 4.5 knot hız ile adeta gösteri yaptı. Birçok fotoğrafı çekildi yine.
Çünkü benden başka yelken yapan kimse yoktu neredeyse..
-
Nostalji olsun.
-
Bu başlıkta Ersin ile Tayomarın yelken videosu olmazsa olmazdı İyi seyirler.
https://gopro.com/v/m0O1923Wom1QO
-
Vay canına.. görmemişim bunu. Sağol Burak. Ören Marina günleri. Nasıl da güzel bir hava. Ama an itibarı ile önemli farklar var. Artık o göbek ve kıç yok:)
Ayrıca Tayo Mar 'ın havuzluğu o kadar bakımsız değil. Ama bu video ile ilgili esas anlatmak istediğim şey başka. Hani Burak soruyor ya o gelen ses ne? diye.
Benim umursamadığım güneş panelinden gelen o sesin anlamını Gemiler adasında motor çalışmadığında öğrendim.
O ses ile zavallı güneş paneli akülerini şarj edemiyorum. Akülerin gidiyor diyormuş meğerse. Benim akülerimin birisi 90 diğeri 120 amper ve ben bunları both şalterde "both" ta ttuğumdan 90 lık 120 lik aküyü yemiş. Bu sesi önemsememem bana son derece kaliteli İtalyan malı 120 amper aküyü kaybetmeme neden oldu. Şimdilerde artık asla ve asla both şalteri both ta tutmuyorum. Ya 1 ya 2 konumunda duruyorlar.
Güneş paneli da artık ötmüyor Burak:)
-
Bu başlıkta Ersin ile Tayomarın yelken videosu olmazsa olmazdı İyi seyirler.
https://gopro.com/v/m0O1923Wom1QO
Keyifle izledim.. çok güzel bir çekim olmuş.. eline sağlık
-
:) :)
Oooof of !!!!
-
Madem beğendiniz bir tane daha .Mardek ile karşılaşma.
https://gopro.com/v/kVaar2we9WK7n
-
Buda Tayomar’ın tanıtımı şaka ile karışık.Seyre çıkmadan önce çektik karanfili basmayı unuttuk ama .Aralık 2019
https://gopro.com/v/OWPPgl4kEvE9K
-
Bu arada bizim yaz seyrimiz yokmuş hep kış Buyrun ağır tekneler bunlar yelken yapmaz diyenlere gelsin Bidarka Dümende Kemal Tesbihçi Havlu atmaya hazırlanan Ahmet.
https://gopro.com/v/7ammpVvpz6mZz
İstanbul varışta yağmur ve Mustafa abinin şakası hala gülerim.
https://gopro.com/v/7ammplPE6RW2e
-
Bu arada bizim yaz seyrimiz yokmuş hep kış Buyrun ağır tekneler bunlar yelken yapmaz diyenlere gelsin Bidarka Dümende Kemal Tesbihçi Havlu atmaya hazırlanan Ahmet.
https://gopro.com/v/7ammpVvpz6mZz
Mücahit reis, rüzgar üstüne geçince tekne düzeldi.. Ahmet Reis iyi ki yerinden kalkmamış.. :))
-
Bu arada bizim yaz seyrimiz yokmuş hep kış Buyrun ağır tekneler bunlar yelken yapmaz diyenlere gelsin Bidarka Dümende Kemal Tesbihçi Havlu atmaya hazırlanan Ahmet.
https://gopro.com/v/7ammpVvpz6mZz
Mücahit reis, rüzgar üstüne geçince tekne düzeldi.. Ahmet Reis iyi ki yerinden kalkmamış.. :))
😀 Cm oynamadı tekne valla.
-
Bu arada bizim yaz seyrimiz yokmuş hep kış Buyrun ağır tekneler bunlar yelken yapmaz diyenlere gelsin Bidarka Dümende Kemal Tesbihçi Havlu atmaya hazırlanan Ahmet.
https://gopro.com/v/7ammpVvpz6mZz
Mücahit reis, rüzgar üstüne geçince tekne düzeldi.. Ahmet Reis iyi ki yerinden kalkmamış.. :))
😀 Cm oynamadı tekne valla.
Burak Reisim, bütün videolar çok güzel eline sağlık.
Eyüp Reisim, Bidarka videosu başlamadan az önce Ahmet Reis içerde uyuyordu. Benim meşhur yol yemeğimin kokusundan rahatsız olup kendini havuzluğa zor atmıştı. Zaten ben de videoda önce rüzgar üstüne sonra kuzineye yemeği kontrole iniyorum. Ahmet ne çektiyse benden çekti🙂
-
Beğendiğinize sevindim hiç edit yok videolarda nasıl çekildiyse öyle . Eğlencesine çekimler işte anı olsun.Sevgiler.
-
Bir tanede editli videosunu yayınlayalım Tayomar’ın.
https://gopro.com/v/G1qqzJE8nV1lw
-
Hadi Amiga’nında videosu bulunsun Sert hava orsa seyri.Tekne hızı 7 knot .Rüzgar 25 Knot arada 30.
https://gopro.com/v/V2OOrq7mvNGQX
-
Hepsi çok güzel
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Hadi Amiga’nında videosu bulunsun Sert hava orsa seyri.Tekne hızı 7 knot .Rüzgar 25 Knot arada 30.
https://gopro.com/v/V2OOrq7mvNGQX
Şahane seyir ! :)xx
-
Hadi Amiga’nında videosu bulunsun Sert hava orsa seyri.Tekne hızı 7 knot .Rüzgar 25 Knot arada 30.
https://gopro.com/v/V2OOrq7mvNGQX
Şahane seyir ! :)xx
Teşekkürler Doğan kaptan beğenmene sevindim 50 millik kategori 3 2020 sanırım Ekim ayı sonundaki bir yarıştı bizden daha kıyıda ve daha açıkta yaklaşık 50 tekne daha var Zor bir yarıştı orsa gittik orsa döndük Aksaz önünde gece hava kaldı . Tshirt şort ile yarışan bir salak ben vardım herhalde Rota Start Marmaris - Nar ada sancakta - Marmaris Finish .
Hava 25 -30 değil diyen çıkarsa 49 tekne daha var o havada yarışan onuda söyleyeyim dedim. Zormu zor ama herkes bitirdi yarışı 3-5 tekne hariç.
-
Burak ne güzel süpriz. Ne iyi etmişsinde çekmişsin bu videoları. Fakat bendeki havlu toplamaya bakarmısınız sanki deterjan reklamındayım.
-
Evet valla havlu olduğunu bilmesem bayrak katladığını sanırdım .Titiz düzenli adamın havlu katlayışı bile farklı oluyor Sevgiler.
-
Bu arada Tayo Mar videolarını Ahmet görüp iştahlanmıştır. O kadar halat v.s. Ahmet olsaydı sağda solda öyle halat filan olmazdı. :)
Yelkenli tekne yelken ile gider konu başlığında yelkenle giden teknelerin videolarının olması da çok yakıştı bence.
Sağol Burak. İyi ki koydun videoları.
-
Kıç ıstralyadaki dönen cihaz nedir?
-
Yedek navigasyon ışıkları + SOS güneş ve rüzgarla şarj oluyor. Kokpiti aydınlatmadada kullanılabiliyor.