Çok doğru yazmışsınız önümüze ne konursa yiyoruz.Ya yemek yapmayı öğreneceğiz yada yemek seçmeyi.Heyamola belki yemek yapmayı öğretemez şimdilik ama sanırım aykırı yazanlar araştıranlar sizler gibi bildiğini paylaşanlar ile yemek seçmeyi öğreneceğiz gibi gözüküyor.
Yıllardır ve yıllardır hep bunu anlatmaya çalıştım. "Önümüze ne konursa yiyoruz"
Neden ? Niçin? Nasıl? sorusunu sormaktan kaçınıyoruz. Belki de sürünün güvenli ortamından atılmaktan korkuyoruz.
Kalfanın yaptığı inşaatta daireyi, evi,
Ustayım diyenin yaptığı şirazesi kayık tekneyi,
PR ile pazarlanan pahalı tekneleri,
Tereyağ olmayan tereyağlarını,
İçinde et olmayan hamburgerleri,
Kanser yayan tavukları,
meçhul kimyasal karışımlı zehirlileri,
hepsi aynı olan sadece markaları değişik cep telefonlarını ve bağlantılı hizmetlerini
Daha çook uzatabiliriz listeyi.
"Vasatların dayanışması" içinde boğuluyoruz.
Sanıyorum yemek seçmeyi de yapmayı da öğrenmeden bu kısır döngüden çıkış yok.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.