Heyamola Hey
Havuzluk => Seyir Anıları => Konuyu başlatan: Eyüp Oğan - 20 Haziran 2017, 00:34:36
-
Sevgili Reisler,
Eşim, kızkardeşim ve eşi ile 21.06.2017 Carsamba günü Marmaris'den avara olup aşağıdaki rotada yaklaşık 1 ay sürecek bir seyir yapacağız.
Teknemiz Papirus adlı 45 DS Jeanneau Sun Odyssey marka.
Bu sayfalarda gezimi sizlerle fırsat buldukça paylaşmayı düşünüyorum. Seyir bittiğinde ise eksikleri, fotograf ve anıları, adaların güncel bilgilerini tamamlayacağımı söylemek isterim.
(https://i.hizliresim.com/lW9Rgg.jpg) (https://hizliresim.com/lW9Rgg)
Rotayı Ateş Erim, Zafer Türkmen, Hakkı Algın, Tunç Aytunç, Azmi Özer, Meltem Sarıkaya Reislerin deneyimlerini paylaştığı yazılarından ve eski seyirlerimden faydalanarak hazırladım.
Rota hakkında ve cycladesler hakkında önerileri olan dostların düşüncelerini paylaşmalarını özellikle isterim.
Sevgilerle..
-
Harika rota gezi notlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.Temmuz sonu uzun bir seyir planlıyoruz eşimle bu rota biraz zor olur sanırım bizim için.Temmuz da gerçekten hava çok sertmi olur Cyclades rotasında ? Selametle Eyüp Reis.
-
Yolunuz açık olsun. Yalnız Egede planlar pek tutmaz.
SM-G930F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Bir gün nasip olursa bende bu rotayı yapmak hayalindeyim. Gezi notlarınızı ilgiyle takip edeceğim. Selametle.
-
Eyüp reis takip edeceğim. Selametle..
-
Eyüp reis,
Rüzgarınız kolayınıza olsun , seyir notlarınızı merakla bekliyorum selametle.
-
Çok güzel olacak. Heyecanla bekliyoruz.
-
Eyup Reis guzel bir seyir rotasi yapmissiniz.Hava durumuna gore revizeler gerekebilir.Milos Kea cikisi size biraz gun kaybettirebilir.Rotayi tersinden yapmak daha konforlu bir seyir olabilirmiydi diye dusundum.Kervan yolda düzülür demis atalarimiz.Allah seyrinizi selametle bitirsin.
-
Rotayi tersinden yapmak daha konforlu bir seyir olabilirmiydi diye dusundum.Kervan yolda düzülür demis atalarimiz.Allah seyrinizi selametle bitirsin.
Sahiden düşünülebilir bir öneri Eyüp Abi. Rüzgarın yönünü hesaba katınca, bana tutarlı geldi. Daha kısa tırmanış, daha çok apaz, geniş apaz.
-
Sevgili Reisler,
Çok güzel öneriler yapıyorsunuz.
"kervan yolda düzülür" deyişini çok severim.
Hava, deniz durumu daha da önemlisi mürettebatın durumu ve sizlerin değerli düşüncelerinizi de gözönüne alarak çeşitli revizeleri yaparım.
Sağolun..
-
Yolunuz açık olsun kaptanım... C:-)
Haritadan tam göremedim ama söyleyen mutlaka çıkacaktır. Çıkmazsa ben yine söyleyeyim. Mykonos'a sakın tekneyle uğramayın :)
Çok keyif almanız dileğiyle gezinizden...
-
Rota güzel, coştum :)
Astipalya dan oraya geçerken sen zaten dikkat edeceksindir de, Anafi nedense bana hep "zayıf halka" olarak gelmiştir.
En ilginçi "Donosua" ya uğraman.
Keyifli seyirler Eyüpcüğüm emeklilik böyle bir şey işte :)xx :)
-
Sevgili Reisler,
Çok güzel öneriler yapıyorsunuz.
"kervan yolda düzülür" deyişini çok severim.
Hava, deniz durumu daha da önemlisi mürettebatın durumu ve sizlerin değerli düşüncelerinizi de gözönüne alarak çeşitli revizeleri yaparım.
Sağolun..
Bir de "gelin ata binmis ya nasip demis" var. Tam denizciler icin soylenmis sanki.
SM-G610F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Çok güzel bir seyir olacağı muhakkak. Keyifli, kolayına seyirler dlerim
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Seyir notlarimdan; Symideyiz..
[23/06 23:54] Eyüp Ogan: Symi giriste Hakan Bicen ve teknesi Bitola ile karsilastik, Önce saat kulesi önüne aborda olup pasaport vb işlemlerden sonra limana bağlandık. . kictankara..
Daha sonra belgelerle gümrük işleri.. en sonunda liman md..
Tüm işlemleri kendimiz yaptık.
Gümrükte 30 euro liman md ise 15 euro ödedik..
[23/06 23:55] Eyüp Ogan: Bağlama ve elektrik için 24 euro aldılar..
[23/06 23:55] Eyüp Ogan: Liman şimdilik sakin.. biraz boş yer var..tum tekneler türk..
[23/06 23:56] Eyüp Ogan: Akşam 8.00 gibi gelinirse limana bağlanıp resmi giriş yapmadan gecelenebilir..
[24/06 00:01] Eyüp Ogan: Yarın sabah Nisiros a avara olacağız..
[24/06 00:01] Eyüp Ogan: Sonraki gün Astipalia..
[24/06 00:02] Eyüp Ogan: Sanırım bi hava geliyor.. ondan önce kikladlara varmayı planlıyorum..
[24/06 09:37] Eyüp Ogan: Dün akşam Pantelis taverna da yemek yedik.
Greek salad
Cheese saganaki
Patlıcan saganaki
Symi schrimps
Kalamar
Spagetti mussels (çok guzeldi)
Ve 1 lt kırmızı ev şarabı ( bu da çok guzeldi)
Son olarak tatlı tabağı ikram geldi.
4 kisi Toplam 83 euro ödedik.
Pantelis limana girerken iskele tarafında.. deniz yol kenari..
[24/06 09:38] Eyüp Ogan: Sabah kahvaltı teknede yaptık.
[24/06 09:42] Eyüp Ogan: Cosmote kart aldık. 1 aylık.
100 dk konuşma ve 9 gigabyte internet var. 5 euro sim kart +30 euro toplam 40 euro ödedik.
O kartı modem gibi kullanıyoruz.teknede hepimizin telefonu internete açık oldu böylece..
[24/06 23:42] Eyüp Ogan: Nisiros a saat 16.00 gibi bağlandık.
Yaklaşık 1 saat kadar sonra Ihsan Kalaycı geldi, Özlem ve Ali Tuna da buradalar.. Sohbet ettik..
Limanın yanındaki plajda denize girdik, dus sonrası tekneyi yıkadık.
Görevli bayan memur geldi ve 7 euro liman 3,5 euro elektrik toplam 10,5 euro ödedik.
Daha sonra 25 euro araba kiraladik.. mandraki merkeze sonra volkan kratere en son tepedeki nikia köye gittik. Orada gezip kilisenin meydanında kahve içtik.
Limana gelip arabayı teslim ettik.
Limandaki Aphrodite tavernada nefis bir ahtapot ızgara, grek salat, balık çorbası, spagetti, ceheese saganaki, sofra şarabı yedik..
Toplam 47 euro ödedik..
....
Şimdi Astipalia yolundayız..
Ali Tuna korsan Özlem ı ikna ederse onlarda bizi takip edecek, umarım Astipalia da buluşuruz.
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Astipalia ya bağlandık.
Erken konuşmuşum, Kos batı ucunu bordalar bordalamaz önce 16-20 knot sonra 25-30 Astipalyaya 10 nm kala 35 knot kuzey-kuzeybati rüzgarla karşılaştık. Önce full arma sonra camadanli yaklaşık 60-70 derecelerden dar apaz seyir ile uçarak liman ağzına geldik .
Limanda 5-6 teknelik bir yer vardı.
2,5 m ye 35 m kaloma verdik. Liman icinde Tam pruvadan 20 knot esiyor
Iskelede yaşlı bir bey palamar halatimizi aldı.
Hanımlar öğle yemeği taze fasulye, yoğurt ve domates biber salatalık sogus olarak hazırlanırlar, yolda birşey yenmeyince iştahla hepsini silip supurduk..
Şimdi istirahat zamanı..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Biraz dinlenip soluklandik.
Yaklaşık 2 saat kadar sonra Ozlem- Ali Tuna Bahadır korsanlar limana geldi ve yanibasimiza kictankara bağlandı.
Zincirleri bizim zincirin üstünde.. " bi daha bizden habersiz gitme diye yaptik" dediler..😊
Hanımlar hemen karşıdaki plaja gittiler..
Mahir 'in bahsettiği Ouzeri Anastasia ya uğrayıp Şebnem hanımla tanışmışlar hatta koyu bir sohbete başlamışlar..
Liman görevlisi geldi liman parası 7,40 euro , elektrik için 3,30 euro ödedik.
Sonra ben de yüzmeye gittim, Şebnem hanim a akşam 21.00 için 6 kişilik rezervasyon yaptık.
Tunc'un bahsettiği kaleye zorlu bir çıkış yaptık..
Fotolar dönünce..
Yeldegirmenlerinin orada birer kahve içtik. Internet wi-fi şifresi aldım ve bu mesajı yazıyorum..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
[26/06 13:20] Eyüp Ogan: Ouzeri Anastasia dan çok olumlu izlenimlerle ayrıldık. Ozlem-Ali Bahadır çifti ile biz toplamda 6 kişi, greek salad, yaprak salma, kalamar, ahtapot salatası, fava, tabula, humus, patates salatası benzeri bir meze, bekri meze, caciki, ev yapımı sosisli sote ve 2,5 litre nefis ev şarabı ve 3 bira, su, ekmek yedik içtik ve 120 euro hesap ödedik.
Şebnem hanim ve Yunanlı eşinin güleryüzlü davranışlarını , bizleri memnun etme gayretlerini ise söylemeden geçemiyeceğim.
Özkan ve Mahir e çok teşekkür ediyoruz.
...........
Geç saatlere kadar kumsaldaki masamızda çok keyifli sohbetler ederek ismi lazım değil (Lotus diye bir teknesi var) bir arkadasimizin kulaklarini da epeyce cinlatarak oturduk.
Daha sonra birlikte teknelerimize döndük. Sabah 6.30 da uyanmak için sözleşip yattık.
Ben hemen sızmışım.
...........
26 Haziran 2017
Sabah 06.00 gibi uyandım. Deliksiz bir uyku çekmişim.
Biraz sonra Mustafa da uyandi. Yan teknede once Ali sonra Ozlem ellerinde kahve bardaklariyla havuzluğa çıktılar.
Önce Ali sonra biz yavaşça demirimizi alıp Astipalyadan ayrıldık.
Rota Anafi...
Ilk defa gideceğiz.
..........
Rota açımız 250 derece, rüzgar dar apazdan 5 bofor esiyor. Full arma koşturuyoruz.
Hava güneşli açık, dalga pek yok..
Çevremizde yelkovan kuşları...
[26/06 21:29] Eyüp Ogan: Saat 12.30 da Anafi önlerinde 3 metreye 25 metre kaloma vererek demirimizi attık. Unutmadan bosa kancamizi da taktım.
Biraz sonra Ali ve Özlem SISU adlı tekneleriyle yanibasimiza demirlediler.
Deniz pırıl pırıl bizi çağırıyor.
............
Ben önce deniz sonra uyuyayım istiyorum. Ama önce yemek...
Kızlar her zamanki gibi adaya yanasirken uyandilar. Ve hemen yemek hazirligina giristiler.
...............
Tekneye gelmeden önce evde menemen altlığı diye tarif edebileceğimiz taze domates ve biberden konserve gibi cam kaplara koyup getirmislerdi...
Bol yumurtali nefis bir menemen, peynir, zeytin, domates, biber, salatalık.. ve çay... güzelce doyduk..
Biraz sonra botlarıyla Ali ve Özlem geldiler.. Hülyanın yazliklarinin bahçesindeki limondan hazırlayıp getirdiği limonatayi buz gibi içtik, arkasından sade kahveler içildi..
...............
Yeri gelmişken yazayim evde hazırladıkları kavurma, et vb bozulabilecek gıdaları, peynir, kuruyemişler vb vakumlatip tekneye getirdik. Yine zeytinyaglilar onceden pisirildi, Reyhanin diyet kurabiyeleri uzun seyirlerde çok ikrama geçti...
Meyva ve sebzeler fazla su sarfiyatı olmasın diye önceden yıkanıp posetlendi...
................
Su konusu'ndan da kısaca bahsedeyim;
Ornek olmak için seyre başlamadan saçlarımı üstü 4 yanlar 3 numara makina ile tras olmuştum.
Gün içinde her denize girip çıkışta duşu yasakladım. Akşamları son kez denizden çıkışta dus hakkı var.😁
Konu nerden nereye geldi.
[27/06 07:30] Eyüp Ogan: Anafi, ilk bakışta niye geldim diye düşündürecek tipte bir ada.
Tekne bağlayacak bir iskelesi yok, demir yeri lodosa ve güneyli havalara acik. Oldukça sığ, allah'tan dip tamamen kum... karşınız kumsal ve plaj..
Bir taverna, bir market ve bir cafe var kıyıda.. Feribot iskelesi hemen yanımızda...
Bizimle birlikte 5-6 tekne var alargada..
............
Yemek ve kahve faslından sonra tertemiz billur gibi denize atladım. Reyhan da denize girdi..
Hulya ve Mustafa ise yüzerek kıyıya kumsala çıktı..
Ben tekneye çıkıp hemen kamarada uyudum..
Saat 18.00 de otobüs varmış Chora ya..
15 dk kala uyanıp teknedeki botu indirip, dıştan takma motorunu oynak zeminde denize düşmeden zar zor takıp, çalıştırmak içinde epeyce uğraşarak kıyıya çıktık. Kıyıda Ali ve Özlem ellerinde fotoğraf makinası belki denize düşeriz diye beklesirken onların botunun yanına bağlayıp indik.😎
Biraz sonra otobüs geldi ve kişibaşı 1,5 euro bilet parası ödeyip Chora ya çıktık.
Son durakta indik.
Biraz yürüyüp en tepeye çıktık. Bir meydan kenarda yıkık bir yeldeğirmeni, ortada şehitler anıtı. Tertemiz minik ev ve sokaklar.. Bayram olduğunu hatırlayıp bayramlastik. 😘
Sokaklara rasgele girip yürümeye başladık. Bol bol fotoğraf çektik.
Biz Anafiyi çok beğendik. Küçük, sessiz daracık, çiçeklerle donatılmış , beyaz evler ve bahçeler...
Hanımların çok beğendiği dar ve küçük bir Ouzeri bulduk, minder ve sandalyelerine kurulduk, manzara harika..
Ali, Reyhan ve ben barbayani marka 20 lik bir uzo içip, 3 kisilik küçük bir meze tabagini paylastik, Ozlem sade bir kahve, Hulya ve Mustafa ise birer cappucino içtiler. Güzel, bol kahkahali sohbet sonrası 24 euro hesap ödeyip çıktık.
Yine güzel sokaklarda dolaşıp, yürüyerek dolambaçlı patika bir yoldan sahile indik.
Reyhan yüzerek tekneye gitti.
Biz bota bindik ama meret bi türlü çalışmıyor. Zaten bu hep başıma gelir. Asıl kureklere Eyüp...
Tekneye Reyhanla aynı zamanda vardık.
Hicbirimizin canı yemek yemek istemeyince, havuzunda milyonlarca yıldız altında sadece demir fenerimiz açık diger ışıkları kapatip , karşımızda da Anafi sahilden uzaktan çocuk sesleri geliyor, sohbet edip oturduk..
Mustafa ve ben birer duble single malt viski içip sonrası gec vakit uyuduk.
Velhasi kelam; Anafi yı çok sevdik, bir daha geliriz dedik. Iyi ki gelmişiz dedik.
............
Biraz da yeri gelmişken adaları neye göre sevdik diyoruz kısmından bahsedeyim;
Eğer, gittiğimiz adada olumsuz bir durumla karşılaşmadıysak orn: demirleme, bağlanma, hava durumu, solugan olup olmaması, demir tarama vb..
Birlikte seyir yaptığımız kişilerle iyi anlaşıp, kaynaştıysak, ortak noktalar bulup dünya görüşlerimiz birbirine benziyorsa,
Ve adalar sessiz, sakin temiz, insanlar güleryüzlü ise seviyoruz.☺
Yani duygu durumumuz belirliyor herşeyi. Bizim sevdik dediğimiz bir adayı bir başkası begenmiyebiliyor veya tam tersi olabiliyor.
.........
Hem beceremeyip hem de felsefe yapmak buna denir herhalde... 😅
.......
Yarın sabah 06.00 da kalkacağız.
Rota Ios..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Not: geziyle ilgili fotoğrafları yükleyemiyorum. Bu nedenle seyir sonrası eve döndüğümde yapar ve toplu olarak seyri yazarım diye düşünmüştüm.
Ama geç kalıp, bu sıralar benzer seyri yapacak olan reislere yardımcı olamam endişesiyle copy paste ederek paylaşıyorum.
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
IOS da buraya da uğrarsınız herhalde :) : 36°39'29.08" N 25°22'8.92" E
-
Bir de bizim hikayeyi dinleseniz. :)
-
27 Haziran Salı
Alargada sorunsuz bir geceden sonra sabah 06.00 da kalktık. Hanımlar uyuyor.
Tekneyi neta edip, demirimizi aldık.
Allahaısmarladık Anafi...
Anafi liman ve alarga yerinin 360 derece fotosunun çekimini Zafer ağabeye bırakarak güneş arkamızdan yükselirken ayrıldık.
Rotamız 30 nm uzaklıkta İos...
SISU teknesi uyuyor.. onlar yola biraz geç çıkacaklar..
Hava açık, güneşli, rüzgar şimdilik yok (büyük konuşmayayım simdi)
Chartplotteri açtım. İos 310 derece kuzeybatıda..
Santorini 270 derecelerde ve güneydoğu ucu 10nm görünce hazır herkes uyuyorken dümeni Santoriniye kırdım.
Santorini calderasina geldiğimde uyandırıp sürpriz yapacağım.
Santorini ye bağlanmak oldukça sıkıntılı, daha önce 2-3 kez geldiğimiz için bu sefer planda yok. Ablamlar da yakın bir adadan günübirlik feribotla gelip gezecekler diye konusmustuk.
Hemen yanibasindan gectigim Santorini güneyi oldukça sığ. Burun vb yerlerde derinlikler çok daha azalıyor. Seyir yapacakların dikkatli olması gerekir. Bazı yerlerde deniz üstünde minik kayalıklar da var.
Vlikhada marina ise sanırım girişi derinleştirmek için çalışma yapılıyor ve 6-7 tekne liman dışında alargadaydi.
Calderaya girince hanımları ve Mustafayı uyandırdım.
Fotoğraf makinalar ellerinde...
Caldera da kocaman ferryler ve cruise gemiler dubalara bağlı.. aralarından geçtik..
Bu sırada Santorini'nin kuzeyinden Oia tarafından beyaz " ETS TOUR" cruise gemisi gelip yanimizdan gecti..
Oia kasabasını bordalip geçerken son fotolar da çekildi ve calderayı terkedip İos a 345 dereceye dümen tuttuk.
Köy peyniri ve yine ablamın yaptığı zeytinle Reyhan in kurabiyesi ile hafif bir kahvaltı yaptık..
Kahvaltı sonrası deniz suyuyla havuzlugu yıkadım.
Yine mi erken konuştum bilemiyorum, rüzgar kuzey batıdan 24-25 knot bandına oturdu, karşımızda sırasıyla İos, Sikinos ve Folegandros nedeniyle fazla dalga yok.
Tam orsa seyir yapılacak hava ama hanımların muhalefetiyle karşılaştık. Tekne yatmasın istiyorlar...
Yaklaşık 2 saatlik bir seyirle İos ana limanına girip Feribot iskelesinin karşısına demir atıp kictankara bağlandık. Elektrik ve su var...
Limanda 7-8 teknelik yer var..
Karşımızdaki feribot iskelesine yarim saat arayla 2 feribot geldi.
Şimdi makarna ve salata zamanı...
Hanımlar mutfakta..
Ben de bu notları yazma bahanesi ile havuzlukta serin serin oturuyorum.
Yemek sonrası karşıdaki plaja gidilecek..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Bulentcim, geçmiş olsun..
Sorunlar bitip, seyir tamamladığınızda bu günleri unutursunuz..
Sağlıcakla..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
IOS da buraya da uğrarsınız herhalde :) : 36°39'29.08" N 25°22'8.92" E
Zafer abi senin de kulaklarını cinlatiyoruz..😊
DADD flamamiz kiklad adalarinda keyifle dalgalanıyor.
Sevgiler...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Keyifli selametli seyirler Eyüp hocam.
-
Selametle , ilgiyle izliyoruz.
-
Eyüp Kaptanım,
keyifli seyirleriniz olsun... C:-)
Ah Bir de fotoları görebilsek, tadından yenmez.
-
Bence yazı, seyir yazısı yazacaklara sahici bir öneri sunuyor.
İlkin, ilkin tekne yaşantısını sıradan-gündelik olarak anlatıyor. Bu, özellikle uzun ve ailecek yapılan seyirlere alışkın olmayan ve/veya hiç böyle bir deneyim yaşamamış kişilere işi abartmamaları gerektiğini gösteriyor. Fazla ayrıntılı değil, keyifli, kelimenin tam anlamıyla gündelik yaşam.
Rota bilgilerini abartılı olmadan veriyor. Bu bilgiler, ortalama bir denizci için sunulmuş. Basit, anlaşılır, genel. Muhakkak bir pilot kitap değil. Ama ortalama denizci, sığlıklar, genel yanaşma yerleri, hava hakkında ön bilgiye sahip oluyor. Gerisi zaten kaptana kalmış.
Ve kuşkusuz, bir Eyüp Oğan klasiği olarak, kişinin gündelik hayatında da zarafet içinde davranabileceğini anlatıyor ki, asıl mesele burada :)
Seyir anılarını böyle yazmalıyız.
-
Eyüp reisim takibe devam,Sayenizde bedava tatil yapıyoruz okuyarak:)
-
İos;
Gelen giden feribotların haddi hesabı yok, neden oldukları çalkantılardan endişe ederek tekneyi iskeleden biraz daha açtım.
Feribotlar devasa boyutlarda, o dar yerde yaptıkları manevralara hayran kaldım, hepsini izliyorum.
Ve dikkatimi çeken bizim banliyö trenlerinden bile kısa kalıp hemen ayrılıyorlar...
Her gelen feribottan bir sürü turist çantalarıyla iniyor. Gençler çoğunlukta..
.........
Mustafanin ve benim günlerdir hayalini kurduğumuz tereyağlı, domates ve biber soslu, kavurmalı makarnayı ve yanında cacik'i iştahla yedik. Arkasından da çay demlenmiş... Aferin kızlar..
........
Yine suyu idareli harcamak, mutfakta bulaşıkla bu sıcakta bunalmamak, denizi kirletmemek için disposeble bardak, tabak ve kağıt masa örtülerimizi bolca almıştık.
Liman ve koylarda bulaşık yıkamıyoruz, açık denizde ise seyir sırasında tekne içinde uzun süre bu işle uğraşınca mideler bulaniyor, renkler değişiyor.
Bu çözümü herkese öneririm.
Özellikle hanımlar mutlu oluyor.
Ekip mutlu ise kaptan da mutlu..☺
........
Limana girerken bize yer gösterip, palamar halatimizi alan ve kibarca hoşgeldiniz diyen gorevliden su ve elektrik nasıl alacağımızı öğrendik.
10 euro verip, elektrik ve su aldık. 10 euro da kart için depozit ödedik. Bunu giderken kartı teslim ettiğimizde geri alacağız.
..........
Sularimizi doldurduk. 5 günde toplam suyumuzun 3/8 ini harcamışız. ( nasıl hesap ama) Çok acımasız davrandigimi düşünüyorum. Su kullanımını biraz daha serbest bırakmaya karar verdim.
.........
Güleryüzlü, sevimli bir bayan port police gorevli geldi, kaptan kim, evraklarla beraber hemen arkamızdaki binayı tarif ederek davet etti.
Mustafa, hemen atılıp kaptan benim diyerek keyifle bayan polisi takip ederek gitti.
Biz de karşıdaki plaja gittik.
Mustafa da hemen geldi,transit log a giriş kaşesi basmislar. Ne zaman cikis yapacagimizi ve nereye gidecegimizi sormuslar. Biz Milos'a diye onceden konusmustuk. Sikinos ve Folegandros' dan bahsetmeyecektik.
Plaj çok güzel incecik kum olmasına rağmen denizini hiç beğenmedik.
............
SISU teknesi Özlem ve Ali de bizden 2 saat kadar önce gelmişler, arkası durak, fırın ve caddelerin olduğu cadde kısmına tonoz alıp kictankara olmuşlar.
Plajda karşılaştık.
............
Plaj dönüşü zeytin ağacından bir iki minik parça süs hediyelik alıp tekneye döndük.
Halis zeytinyağından yapılmış sabunla dus yapılabilir izni veriyorum, suyumuz bol nasılsa.. 😎
Mürettebat çok mutlu oluyor, onlar mutlu kaptan da...
..............
Dus sonrası temiz şort ve tişörtleri giydik. Hanımlar ne ara süslendi ve tekneye gelirken nasıl da düşünüp o kıyafetler getirilmis anlamadım mutlu mesut güverteye çıktılar.
20 dk bir Chora ya otobüs var. 1,80 euro kişibaşı ödeyip gittik.
Ali ve Özlemle buluşup, bir tur atip, çocuklara da birer hediye alıp tekrar limana indik. Biz inerken kızlı erkekli birçok genç Chora ya yeni yeni geliyordu.
...........
Limanda Enigma adlı bir Tavernaya oturduk.
6 kisi bir kuzu fırın, 3 porsiyon sardalya, 2 pizza, fava, zeytin ezmesi, 1 uzo, yarım lt sofra şarabı ve meyve tabağına toplam 80 euro hesap odedik.
Keyifli sohbet sonrası burukca vedalastik. Yarın ayrılıyoruz, Ozlem ve Ali küçük sikladlara, biz ise Sikinos, Folegandros uzerinden Milos a dogru gidecegiz.
Çok keyifli yol arkadaşı oldular... Yolları açık olsun..
..............
Tekneye geldik, bir çay içip yatacağım.
Hemen sancagima kocaman bir motoryat bağlanmış ve jeneratörü çalışıyor, havada bir eksoz kokusu...
Canımız sıkıldı, teknede kimse de yok uyaracagimiz.
Yattık uyuduk..
..............
Sabah en erken ben uyandım.
Biraz sonra ablam uyanıp geldi havuzluga, hemen kıyıdaki fırından 2 si çikolatalı, ikisi tereyağlı 4 kruvasan ile kalamata zeytini alıp geldi.
Tekne salonu serin olunca kahvaltımızı orda yaptık.
Bu arada yandaki motoryatin filipinli gemicisine geceki sorunu birazda sert bir şekilde söyledik. Cunku ters
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Cunku ters cevaplar vermeye baslamisti...
Biraz sonra kaptan geldi ve noldu benzeri biseyler sorup , eğer rahatsız olduysak çıkın gidin benzeri bis eyler söyleyince iyice sinirlendik.
Mustafa, port polisten çıkış için transit logu kaşeletip, elektrik ve su kartının depozitosunu alıp geldi. Bu arada liman görevlisi 2 günlük bağlanma parası talep etti, yine biraz tartıştık ama yapacak bişey yok 16 euro ödedik.
................
Elektrik kablosunu, su hortumunu toplayıp, pasarellamizi yerine koyduk.
Elektronikleri açtık, motoru çalıştırdım. Sonra Mustafa dumende, Hulya ruzgaralti, Reyhan rüzgarüstü koltuk halatlarını alacak, ben demirdeyim.
Demir almaya başladım, birden ırgat zorlamaya başladı, işler ters gidecek ya!
Yanımızdaki motoryatin gıcık kaptanı demiri bizimkinin üstüne atmış ve bizim irgat gıcırdayarak o kocaman baklalı zinciri yukarıya çekti.
Kıyıya bağırıp zincirlerini boşlayıp, Reyhan in getirdiği halatla askıya alıp demirimizi aldık.
Bu arada ben kan ter içinde kalıp, engin ingilizcemle adama saydırıyorum. Adam da oldukça mahcup olmuş gibi davraninca son defa stupid diye bağırıp, içimi rahatlatıp yola çıktık...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Ne motoryatin jeneratörünün, kaptanının, demirin üstüne zincir serilmesinin, ne de liman görevlisinin davranışlarının moralimizi bozmasina izin vermiyoruz.
Minik ve cozebildigimiz sorunlar ekibin kendine güvenini artırıyor. Moraller yüksek...
İos u da çok sevdik diye konuşuyoruz.
Gerçi biz sanırım her gittiğimiz yeri seveceğiz.
...........
28 Haziran Carsamba
Rotamız Sikinos adası.
Hava açık ve güneşli, uzaklik 6 nm, rüzgar yok denecek kadar az, dalga yok..
Limandan çıkarken giren feribot yolda bizi geçti ve Sikinos a gitti, biz yaklaşırken o diğer bir adaya yönelmişti bile..
..........
Sikinos limana mendirek hizasına 2,5 metreye 30 m kaloma verip, bosa kancamizı da vurduktan sonra, tertemiz masmavi suya atladık..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Çok keyifle yazıyorsunuz.
-
Okumuyorum.. Sonra okuyacağım .. Canım çekiyor..
-
Okumuyorum.. Sonra okuyacağım .. Canım çekiyor..
:)
-
29 Haziran Persembe
Sikinos ;
Limana girişte çok dikkatli olmak lazım.
Feribot iskelesinin yan tarafındaki koyun dibi incecik kumdan bir plaj, plaj ılgın ağaçlarıyla çevrili...
Mendirek hizasından itibaren derinlikler hızla azalıyor, bizim tekne kuma hafifçe oturdu, hemen tornistanla kurtulduk.
Deniz dibi tamamen kum olduğu için hasar olmadı ve çok iyi demir tutuyor.
Capanin ve zincirin dibe yerleşmesini tekneden rahatca görebiliyorsunuz.
Yani deniz pırıl pırıl..
Bizden sonra 3-4 tekne daha geldi alargada..
Hemen arkama hayalini kurduğum Malö 46 bir tekne demir attı.. Teknede sadece bir kişi var.
Yemek faslı, deniz faslı ve biraz dinlenip, botla kıyıya çıktık.
Kıyıdaki cafede otobüs beklerken bira içip, wi-fi şifresi alınca herkes telefonlarına yoğunlaştı. Meğer otobüs sadece ferry geldiğinde önümüzden geçiyormuş. Böylece otobüsü kaçırdık.
Bir sonraki otobüs oldukça geç geleceği için canımız sıkıldı..
Bu arada birisi otobüs şoförünün telefonunu verip, ararsak bizim için geleceğini söyledi.
Inanmasak da aradık. Adam 5 dk sonra ordayım deyince hem sevindik, hem şaşırdık. Gerçekten 5 dk sonra bir hyundai i20 ile birisi geldi ve bizi alıp Chora ya hareket ettik.
Yolda adama bizi Vinery house a götürmesini, chorayi da görmek ve sonrası tekrar limana gelmek istediğimizi söyleyince, yol üstünde bir evin önünde durup, araba kullanmayı biliyor musunuz? Siz kullanın, gezip tozun sonra limanda bırakın ben yarın gelir alırım, 20 euro ödeyin dedi ve indi arabadan. Çok şaşırdık, ada insanı olmak böyle diye konuşup, 20 euroyu ödeyip arabayı teslim aldık.
................
Vinery house' ı Meltem Sarıkaya ( moshonis teknesi) seyir anılarında okumuş, ayrıca Zafer abinin organize ettiği Istanbul Göz hastanesi etkinliklerinde Ali Sarikaya- Meltem Sarıkaya sunumunda da dinlemistim.
Güneş batmadan orada olalım diye hızla oraya gittik.
...........
Çok Güzel, dik bir yamaçta, uzum bağlarının içinde güneşin battığı yönde neredeyse Sikinos adasının kuzeyi ve kuzey batı ve doğusu yonunde tüm kiklad adalarını görüş mesafesinde muhteşem manzarası olan nefis bir restoran...
Meltem Sarikaya'ya binlerce teşekkür ederek, çok güzel bir masaya oturduk.
Güneş batmaya yakın, cok iyi bir zamanda gitmişiz.
..............
Hemen fotoğraf makineleri ve telefonlar ellerde yüzlerce kare fotoğraf çektik.
Güzel bir müzik eşliğinde kendi üretimleri şaraplari içerek güneşin batışını romantik duygular ile gozleyip, arkasından yemek yedik. Gece de çok güzeldi, gökyüzü açık ve binlerce yıldız...
.............
Hesap kısmını buraya yazayım da üstteki yazının duygusu bozulmasın.. 😊
4 kisi şarap ve yediğimiz 5 çeşit yemek ve mezeye toplam 65 euro ödedik.
............
Chora ya gidip gezecek halimiz kalmadığı için limana dönüp botla tekneye döndük. Bot deyince anladiniz, botun motoru yine su koyverince o güzel, romantik gece asıl kureklere sekilde sona erdi...
Tekneye dönüp uyuduk...
..........
Işte asıl sınav yeni başlamış da haberimiz yok..
Sabaha kadar solugandan içimiz dışımıza cıktı, calkalandik durduk.
Hiçbirimiz doğru dürüst uyuyamadık.
Sabah olsa da gitsek diyorum ama sanki zaman hiç geçmiyor gibi...
Gece 02.30 da gelen dev bir feribotun o minnacık koyda manevra ile yanaşması ise inanılmazdı..
................
Sabah 06.00 gibi kalktım, herkes uyuyor. Hemen denize atladım, deniz süper tam benim istediğim serinlikte. Epeyce yüzüp tekneye geldim, bu sırada arkadaki Malö nün kaptanı da denize girip bizim tekneye doğru gelmeye başladı, yaklaşınca ben de kalkıp kıca gittim. Bana türkçe Merhaba, günaydın deyince çok şaşırdım.
Panayotis, tek başına seyir yapmaktan çok keyif alan, gökçeada doğumlu, uzun seneler Istanbul da yaşayan 13 yaşında Atina ya mübadele ile giden çok iyi bir denizci.
Şu anda dünya turu yapan Nadire Berker ve Selim Yalcın in arkadaşıymış..
Uzunca sohbet ettik, çok aydın ve kültürlü biri. Iletişim bilgilerimizi verdik birbirimize.. o Milos'a gidiyor, demir alıp ayrıldı.
................
Bizimkileri uyandırdım, hepsinin gecesi kötü geçmiş, ama denizcilik de böyle durumlarda var, hazırlıklı olmak lazım diye konuştuk.
Kahvaltı yaptık ve demirimizi alıp Folegandros a dümen tuttuk.
.............
Mesafe 10 nm. Hava açık ve güneşli, dalga çok az, rüzgar bir ara 16 kanıtları buldu ama ortalama 10 knot... Ana yelkeni açtık, sonra cenovayi da... orsa seyir yapıyoruz, açı kurtarmıyor, tramola gerekecek..
Tramolaya gerek kalmadı, rüzgar azalınca cenovayi kapattık, motor çalıştırıp devam ettik.
Sikinos Folegandros arasında küçük adacıklar ve kayalıklar var, dikkatli seyir etmek lazım.
1,5 saat kadar sonra Folegandros Karavostasis limana girip, iskeleye kictankara bağlandık.
Iskele yaklaşık 9-10 teknelik. Sanırım birazdan dolacak ve geç gelenler alargada kalacak.
Oldukça büyük bir koy, dip taraf plaj, kıyıda yazlık ve taverna ve cafeler var.
...........
Hava cok sicak, biraz dinlenme zamani..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Folegandros;
Beton iskelenin feribotların yanaştığı tarafa dibe bağlanıp iskele taraftan beton rıhtıma aborda da olunca, haliyle endişelenip tekneyi açmazlarla deli gibi bağlayıp, gelecek ferrylerin yaratacağı etkiyi ortadan kaldırmak istiyorum.
Bu arada birazdan tamamen dolan iskeledeki son yere bir Beneteau 57 kictankara olunca biz iyice sıkıştık.
Hanımlar ise biz erkeklerin endişesinin farkında değil, çok mutlular, ne hoş hiç sallanmiyoruz, güzelce teknede oturup, gece de uyuyabileceğiz diyorlar.
..............
Güzel bir bulgur pilavı, vakumlu gelen bonfile, acı biber turşusu ve çoban salatadan oluşan soframız müthişti..
Iyice de acıkmış ve bu yemekleri özlemişiz. Hep yunan meze ve ahtapot, kalamar vb yenmiyor, bir süre sonra insan bıkıyor.
..............
Liman görevlisi bağlanma için 7 euro istedi, aslında makbuzda 6,70 euro yazıyordu.
Hemen arkamızdaki port police deki bayan polis ise evraklara bakıp, Milos'a gideceğiz diye İos dan ayrıldığımızı görünce, bir işlem yapmadı, sabah ayrilacagiz deyince okeylestik.
..................
Hanımlar önce sonra da Mustafa ve ben plaja yürüdük , plaj kıyısında oturup birer bira içtik, Hulya ise frappe...
Deniz çok Güzel, temiz... kıyı biraz çakıl ama denize girince 3 m sonra tamamen kum.
............
Adalarda dikkatimizi çeken, hiçbir plajda duş yok, sanırım su en değerli sey. Çoğu adada sarnıçları görünce, eskiden yağmur sularını biriktirdiklerini, hala da kullandiklarini, yeni yeni reverse osmozla deniz suyunu kullandiklarini öğrendik.
............
Tekneye dönüp, duş ve istirahatten sonra giyinip Chora ya giden otobüse gittik, durak teknemize 50 m mesafede..
........
Durak çok kalabalıktı, otobüs tıkabasa doldu, Mustafa ayakta kaldı.
Chora limana 3-4 km uzaklıkta.
Oldukça sorun. Dar ve temiz sokaklarında yürüdük, fotoğraflar çektik.
Güneş batmaya yakın ise kayaların kıyısında çok zevkli mimarisi ve dekorasyonu olan bir otelin bahçesinde güneşi batırıp birşeyler içtik.
Bulgar garsonla samimi bir sohbet yapıp, tekneye döndük.
..............
Tekneye indiğimizde liman çok kalabalıktı, biraz sonra kocaman feribot yavaşça önümüze bağlandı, teknemizi açmazlarla öyle güvenli bağlamışız ki hiç etkilenmedik bile..
Feribottan yüzlerce insan indi.. herkesin elinde çanta, sırtlarında çanta... her yaştan ve milletten...
..........
Bu gece son feribotmus, feribot gidince büyükce bir motoryat önümüze aborda oldu.
Biz sabah erken çıkacağız, bakalım nasıl olacak. Motoryatin kaptanına söyledik, ben uyanırım dedi.
Bu arada sanatımızdaki tekne ise Avustralya ya gidecek. Tekneyi yeni Hirvatistandan almışlar, Elan 434 ...
O teknede baştan bir halatla kıyıdan açmaz alınca biz hapis kalmış gibiyiz, ona da söyledik sabah erkenciyiz diye, o da ben uyanırım dedi.
.............
Folegandros minicik olmasına rağmen çok fazla turist çeken, popüler bir adaymış. Her yer turist kaynıyor...
Gelen giden teknelerin haddi hesabı yok.
............
Teknede bir şişe kırmızı şarap içip peynir yedik, biraz da kuruyemis...
Sonra da uyuduk.
......
Biz Folegandros'u da cok sevdik...😊
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Eyüp ağabey..uyandılar mı acep ? ::) :)
-
Bence uyanmamışlar ki, sabah sabah yazmış ;)
-
30 Haziran Cuma;
Sabah saat 05.45 de Mustafa beni uyandirdi, deliksiz bir uyku uyumuşum.
Açmazları toplamaya başladım, yan tekne de, karşımdaki motoryat kaptanı da uyuyor.
Motoru çalıştırıp, koltuk halatlarını alıp çıkacağız. Bow thrustur da çalışır halde, Hakan Erim'in kulaklarını çınlatıyorum.
Çok gerekli bir yerde işe yarıyor.
Başı yavaşça iskeleden açıp, motoryatin yanibasindan süzülerek avara oluyoruz.
Bu arada usturmacamizin birinin olmadığını farkettim, aradık bulamadık. Canım sıkıldı bu işe.. Milos da alır yerine koyarım dedim.
Koyun ağzında, mendiregin arkasında olduğu için göremediğimiz kocaman bir cruiser demirli...
Dün geceki kalabalık turist yoğunluğunun nedeni olduğunu anlıyoruz.
Cruise gemiyi sancagimizda bırakarak 330 derecelere dümen kırıyoruz.
Güneş Sikinos üzerinden doğmaya başladı..
Dün akşam fırından aldığımız susamlı çörekle, Reyhan'in yaptigi diyet kurabiyeden birer tane yedik.
Dün akşam gittiğimiz chorayi denizden fotoğraflayıp, bir süre sonra adayı bitirince 290 dereceye rotamızı revize edip adadan uzaklaşıyoruz.
Kocaman bir yunus sürüsü çevremizde avlanıyor. Keyifle izliyoruz...
Önümüzde Milos görünüyor. Mustafa uyumaya gitti.
Hanımlar uyuyor.
Deniz kağıt gibi dümdüz, rüzgar sıfıra yakın, hava açık ve güneşli..
...............
Milos'un kuzey doğu ucuna doğru yaklaşıyorum. Sancağında Kimolos adası ile oldukça sığ dar bir geçit var.
Haritaya bakarak, biraz endişeli yavaşça geçiyorum. Derinlik yer yer 5 metrelere kadar düşüyor.
Ama sorunsuzca geçiyorum.
.................
Hava iyice yanık..
Bugün hiç yelken seyri yapamadık..
Milos körfezine girdik, herkesi uyandirdim. Iskelemizdeki kıyıya yakın seyrediyor, şirin minik deniz kenarında rengarenk boyalı yerleşim yerlerinin fotoğraflarını çekiyoruz.
................
Adhamas iskelemde göründü, yelkenli direklere doğru yöneldim. Kıyıdan genç biri el ediyor. Onun gösterdiği yeri beğenmeyip, arkamızda cafe ve dükkanların ayrıca coast fuardın ofisinin olduğu rıhtıma su ve elektrik pedestalinin önüne demir atıp, kictankara bağlandık...
Elektrik 4,5 euro, liman ücreti 7 euro, hizmet bedeli için ise bir defalık 3 euro ödedik.
Suyu musluktan akar bulunca depoyu doldurup, tekneyi yıkamıştım bile..
Böylece su için para ödemedik.
Şimdi yemek zamanı... sucuklu yumurta yapacaklar...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Eyüp ağabey..uyandılar mı acep ? ::) :)
Merhaba Dilekcim,
Maalesef uyanmadılar...😣
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Keyifle okuyorum.
Google Earth'en izliyorum.
Her ne kadar resimler eksik olsa da, onları da Google Earth'teki resimlerden idare ediyorum.
Keyfiniz daim olsun
-
Keyifle okuyorum.
Google Earth'en izliyorum.
Her ne kadar resimler eksik olsa da, onları da Google Earth'teki resimlerden idare ediyorum.
Keyfiniz daim olsun
Mehmetcim, çok foto çektik ama foruma telefondan yükleyemiyorum.
Güzel bir seyir oluyor.. Günler geçtikçe mürettebatta çok uyum sağladılar.. yanaşma, ayrilmalarda kırk yıllık denizci gibiler..
Görüşmek üzere..
Sevgiler..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Eyüp reis,
Bayılarak okuyorum... Harika yerler geziyorsunuz, Allah bozmasın keyfinizi...
Bu arada her gittiğiniz yeri ben de Google Earth ile inceliyorum, notlar alıyorum..
Ama hep birer gün kalıyorsunuz, yetişilmesi gereken bir program mı var?
Bol keyifler dilerim.... :)
-
Milos;
Adamas limani, körfezin sonunda denizden gelirken minik bir burnun arkasında iskelenizde önünüze cikiverecek.
Yelkenli direkleri de göreceksiniz zaten..
........
Bir görevli genç baglanmaya yardımcı olup, yer gösteriyor. Eger sahipli tekne yeri degilse bos buldugunuz tercih ettiğiniz yere de baglanabilirsiniz, görevli genc bu konuda israrci olmadi. Limanın uç ponton kısmında tonoz imkani da var. Biz orayı tercih etmedik.
Beton mendirekle korunmus limanin iç kısmını günlük tur tekneleri kullaniyor.
Mendirek bir pontonla uzatılmış, mendiregin ve pontonun diş kısmı ile feribot iskelesine kadar olan Izmır kordon boyuna çok benzettigimiz arkası kaldırım ve yol ve cafe, dükkan, taverna vb olan uzun rıhtıma 5 m derinliğe demir atıp, bizim gibi kictankara olabilirsiniz.
Kıyıda su ve elektrik var.
Aksama doğru 1-2 teknelik yer disinda heryer doldu...
Türk bayraklı bizden başka tekne yok.
.............
Bugün çok sıcak.
İstanbul ve Ankara'nin da çöl sıcakları ile kavruldugunu öğreniyoruz.
Kahvalti sonrasi karşımızdaki cafeye gecip, soguk birseyler icip wifi sifresini de alinca herkes telefonuna sariliyor.
...............
Araba kiralayıp adayı gezeceğiz.
Ama önce hemen arkamızdaki port police gidilecek.
Port polislerin hemen hepsinin genc ve dinamik kiz ve erkeklerin olmasi dikkatimizi cok cekmisti.
Mustafa, port polis kızla sohbeti ilerletip, bu durumu sormuş. Bu gençler adalarda mecburi hizmet gibi ilk yıllarda çalışıp, daha sonra ana karaya görevli gidiyorlarmış.
Yani bir nevi şark hizmeti.
Bize göre böyle şark hizmetine can kurban, ama onlar çok mutlu değiller gibi..
Port polis evrakimizi mühürlüyor, yarın için çıkış mührünü de basıyor.
Bu işlem ücretsiz..
................
Araba kiralamak için çok uğraştık, onlarca rent a car şirketi olmasına rağmen hiçbirinde araba yok.
Oturduğumuz cafenin yaşlı sahibi adi Zacharias ama biz Zekeriya amca diyoruz. O da bize Istanbul, istanbul diye melodik sesleniyor.😊
Zekeriya amca iş edindi aradı taradı bize bir araba buldu.
Günlüğü 45 euro Panda marka küçük şirin bir araba... ( diğer heryerde günlük araba kirası 50 euro)
Birde adanın haritası ile gitmemizi önerdikleri yerleri işaretlediler.
.................
Bağlı olduğumuz yere yürüme ile 5 dk mesafede bir plaj var.
Ama biz nasılsa arabamız da var diye daha güzel plajlara gideriz diyoruz.
Ilk olarak adanın kuzey tarafındaki çok methettikleri Sarakiniko ya gideceğiz.
Ay yüzeyi gibi, bir tane yeşillik olmayan beyaz sert kalker gibi zeminde güneş tepemizde, arabayı bıraktıktan sonra yokuş aşağı yaklaşık 500 m yürüyüp, kayalar arasından girintili cikintili, derin ama girince cikmakta oldukca zorlandigimiz bir yer.
Hicbir golgelik yok, ama yuzlerce insan, hepsi genc..
Kayaların tepesinden denize atlıyorlar..
Benim gençken çok sevdiğim, pervasızca yaptığım gibi...
20-25m yükseklikten atliyanlara özendim haliyle ama yaş kemale erdi ve bir patara çıkmasın diye daha enine boyuna düşünüyor insan. Ama yine de o yüksekliğe cesaret edemesem de 10 m civari bir kayayi gozume kestirip, dibi de kontrol edip cumburlop atladim..😀
Deniz hamam suyu gibi, çok temiz de görünmeyince hemen pilimizi pırtımızı toplayip, geldiğimiz o yolu o sıcakta bu sefer yokuş yukarı oflayıp oflayıp döndük..
...............
Şimdi sırada Kuzeydoğu uçtaki Pollonia köyü var...
5-6 km sonra vardık. Şirin bir koy ve çevresinde yeralan yerleşim yeri.
Koyun tamamı ılgın ağaçlarıyla çevrili kum plaj..
Çoluk çocuklu aileler denize giriyorlar. Denizde alargada 5-6 yelkenli var.
Koyun sağ tarafında minik bir iskele var, adanın hemen karşısındaki Kimolos'a yolcu tekneleri buradan gelip gidiyor.
................
Biz su ana kadar Yunan adalarında hiç beach görmedik. Sahiller tamamen halka açık..
...............
Plajın arkasında yanyana birkaç taverna var, birisine oturduk.
2 porsiyon ızgara sardalya, bir tane portakal ve limonla pişirilmiş ev dilimli patates, bir tane french fries patates, bir greek salad, 4 bira ve 3 sise su ve son olarak ikramdı sanırım, krem karamel ve baska benzer bir tatli ki çok lezzetliydi, toplam 45 euro odedik.
.............
Reyhan, denizine bayıldı.. oldukça uzun yüzdü ve tüm sahilinde yürüdü...
.............
Pollonia yı öneririz..
.............
Şimdi sırada Plaka..
Plaka adanın chorasi, kuzey batı yönünde yukarıdan açık denize bakıyor, uzakta Sifnos görünüyor..
Dar ve temiz sokaklar, bakımlı evler, pansiyon ve oteller, hediyelik eşya satan dükkanlar, bir müze, sanat galerileri ve cafe ve tavernaların olduğu bir yer..
Deniz tarafında kayanın tepesinde kale ve bir kilise var..
Yine sunset zamanı, herkes elinde fotoğraf makinesi...
...........
Çok yorulduk, tekneye döndük. Bize önerilen Trikeri ye gidecek halimiz kalmadı..
.............
Adamas'a geldiğimizde hava kararmıştı.
Ama her yer cıvıl cıvıl, kalabalık, ışıl ışıl dükkanlar.
Teknede duşumuzu alip, günün yorgunluğu gidince, açtık sarabımızı, ceviz, badem, peynir eşliğinde önümüzde kordonboyu gezen insanları seyrederek ictik....havuzlukta uzunca oturduk.
Çevremizdeki cafelerden güzel müzik sesi geliyor, yürüyüşe çıkan insanlar geçerken bize, biz onlara bakıyoruz.
.........
Hava hala sıcak ama havuzlukta hafif bir esinti var.
Bu nedenle havuzluk bu gece kıymete bindi. Bir tarafı Reyhan kaptı bile, yastığını alıp gelmiş...
..........
Hiç düşünmediğimiz ise bir bar ve yukarı taraflardaki bir diskonun sabah 4,30 a kadar gürültülü müziği oldu...
.........
Sabah 07.00 de uyandım biraz yürüyüş yaptım. Yine gizlice depolarımızı iyice su doldurdum.
08.30 gibi bizimkiler uyandı, market alışverişi ve kıyıdaki Balıkhane'den balık aldıktan sonra kahvaltı yaptık.
..........
Demir aldık..
Rotamız Sifnos..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Çok teşekkürler paylaşım için Eyüp hocam :)
-
Sifnos;
Mustafa dümende, hanımlar koltuk halatlarını alacak, ben demirdeyim.
Kısaca bahsedeyim, hanımlar iyice ustalastilar, rüzgar altı, rüzgar-üstü kavramları, halatları roda etmeyi, koç boynuzuna düzgünce volta etmeyi, vardavela teli altından koltuk halatlarını önceden hazırlamayı, halatları yumak yapmadan düzgünce kıyıya atmayı vb işleri sorunsuz ve uyarilmadan yapıyorlar artık..
Elbette her düzgün yapılan eylem tarafimdan takdir görüyor ve pozitif geri bildirim yapmayı unutmuyorum.
Uzun seyirde ise sırasıyla el inceleriyle gemici bağları çalışıyorlar.. Sırasıyla kropi, sancak bağı, camadan ve kazikbagi öğrenildi gibi...
Bugün sırada izbarco var. Bakalım nolacak? 😉
................
Milos körfezden çıkmadan denizden "Klima" adlı kıyıdaki küçük rengarenk boyanmış köyün fotoğraflarını çekiyoruz.
..........
Körfezden çıkınca 30 dereceye döndük..
Birazdan önce 10-12 knot, Kimolos adasını bordalarken 16-18 knot, sonra ise Sifnos a kadar 20-24 knot bandına oturan rüzgar 340 derecelerden gelince, full arma keyifli bir orsa, dar apaz seyirle kosturmaya basladik.
Rüzgar Sifnos yaklaşırken sanırım adanın etkisiyle yıldıza drise edince koyun girişini tutturamama endişesi oldu ama rüzgarın artan hızı tekneyi giderek orsalatinca Kamares girişine kadar yelken seyri ile geldik..
............
Hanımlar artık yelken seyrine de iyice alıştı, bir ara Reyhan dümen tuttu..
Teknede geçen günler ilerledikçe deniz tutması vb durumlar da iyice azaldı sanki.. Ilk günler dramamine alıp uyuyorlardı..
.............
Sifnos limanı, denize dik mendiregin iç kısmı ve on kısmı feribotların yanaşıp, bağlanması için ayrılmış.bu mendiregi geçip sancaginiza dönünce yolun ön kısmında 10 tekne kadarlık demir atıp kıçtan kara bağlayacağınız bir beton iskele var. Derinlikler gayet uygun.
Kıyıda elektrik ve su mevcut.
Bu iskelenin hemen arkasında port polis binası var.
.........
Biz Kamares'e vardığımızda, bağlı 2 yelkenli var-dı, kıyıda halat alacak kimse yoktu ve koyun dibinden kuvvetli bir rüzgar vardı.
Iskele ise yüksek sayılır.
.............
Hazırlıkları yaptık.
Usturmacalar bağlandı, demir loçasından cikarildi, biraz tekne pruvasindan sallandirildi, (her seyirde demiri aldiktan sonra bir el incesiyle tedbir olarak bastaki vardavela bağlıyorum, nolur nolmaz di mi? )
Koltuk halatları hazır, kızlar ellerinde roda edilmiş halatlar bekliyorlar. Her ihtimale karşı yedek bir halatta havuzlukta...
.............
Ben demirdeyim, 6-7 metrelere demiri indirip, kaloma vererek tornistanla kıyıya yaklaşmaya başladık, kıyıda kimse yok, yan teknedekiler ise kıyıdan rüzgar üstü halatimizi alacak yerde ellerinde yedek bir usturmaca teknelerini korumaya calisiyor.
Kıyıya halatı atip bağlayana kadar teknenin kici dönmeye başladı, Mustafaya tekrar ileri yolla çıkmasını söyledim.
Zinciri toplamadan zincir üzerine doğru yürüdük, yan teknedekilerin hala kılı kıpırdamıyor.
Tepem attı, zaten rüzgar üstindeler, bizim onlara zarar vermemiz söz konusu değil..
Tekrar tornistanla ama bu sefer yandaki teknenin pruvasina doğru geliyoruz. Adamların gözleri faltaşı gibi oldu.
Rüzgar bize yandan geldiği için yavaşça yan yan kayıyoruz, teknenin başı demir ve zincir nedeniyle tutuyor zaten..
Ben de zinciri bıraktım, kıca geldim ve uygun mesafede beton iskeleye bağlanmış araba lastigine basarak kıyıya çıkıp, Reyhan'in attığı koltuk halatını hemen aneleye voltaladim.
Sonra Hulya nin ruzgaralti halatını aldım ve doblin yapıp geri verdim.
Attigim demir ve kaloma kıyıya o mesafeye gelmemize tam izin vermiş, hızla yaptığımız bu işler sonunda yerimize cuk diye oturduk.
Ekip olarak, yan tekneye yuh, kendimize ise aferin verdik.
Artık bu sıcakta canımız çıktığı için buz gibi suyla kendimizi ödullendirdik.
...........
Önce elektriği kendimiz kimseye sormadan bağladık.
Port polise gidip işlemleri yaptırdık.
Milos dan aldığımız taze barbunlari, patates salatasi ve coban salata yaninda yine soguk birayla afiyetle yedik.
...............
Hanimlar hemen koyun dibinde yine ilgin agaclari icinde upuzun uzanan plaja gitti.
Ben biraz dinlenmek için yattım. Yelken seyrinde kendimi koruyamamışım, sırtım ve ensem iyice yanmış, sızlıyor. Bir havluyu ıslatıp, buzdolabında soğutup, sırtıma koydum ve yattım.
...............
2 saat kadar sonra harbour master teşrif etti. 68 yasında, upuzun ak sakallı biri.
Elektrik, su ve bağlama için toplam 10 euro ödedik.
..............
Biz de hanımların yanına gidip, denize girdik.
Ilk kez plajda soyunma kabini ve duş vardı. Çok sevindik..
Plaj incecik kum, çoluk çocuk denizde oynuyor. Üstsüz guneslenenleri gorunce Mikanos'a hazırlık olsun, gözlerimiz alissin diye hanımları ikna edip, uzunca süre plajdan ayrılmadık.😅
............
Akşam 20.00 e doğru birer top dondurma alıp, tekneye döndük ve 20.30 otobüsüyle Apollonia adlı Chora ya çıktık.
Chora çok güzel, bu ada biraz daha yeşil, ağaç daha çok..
Güzel dar ve temiz sokaklarında yürüdük..
Çok şirin çam, ardıç ağaçları ve çiçekler içinde uzaktan deniz gören bir cafede oturup, romantik müzikler dinleyerek,
Ben, soğuk rose şarap, Hulya ev yapımı limonata, Mustafa bira, Reyhan buzlu su içtik.
Toplam 15 euro hesap ödedik.
Garson kız çok seker bişeydi. Gülüşerek biraz sohbet ettik, bize "scuba claude" adli filmi izlememizi onerip, benim giydigim üzerinde scuba&sail yazan tisortumun fotografini cekti..
............
Oldukça yorgunuz, erken bir otobüsle Kamares limanına döndük.
Liman çok kalabalıktı, tüm taverna ve cafeler dolu..
Bir pizzacida bir porsiyon pizzayı paylaşıp, tekneye geldik.
Teknede çay demleyip, ictik. Saat 23.30 olmus bile..
..........
Port polis binasındaki nöbetçi genç polise yarın erken çıkacağımızı söyleyip, evrakı imzalamasını sağladik, kızlar uyudu, hava çok sıcak, esiyor ama sıcak sıcak esiyor...Reyhan yine havuzlukta yer kapmis, pijamasini giyip, yastigini almis...
Biz,biraz da yarın ki rotayı çalıştıktan sonra Mustafa da uyumaya gitti..
Ben de günlük notlarımı yazmaya başladım..
............
Sifnos'u da çok beğendik diye notlarımı bitiriyorum.😊
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Eyüp Reis harika bir şey yapıyorsunuz, harika yazıyorsun. Viya böyle. Selamlar
BALIM SY
-
Serifos ;
Sifnos Kamares de herzamanki gibi erken uyandım, Mustafayı kaldırdım. Ben demirde, Mustafa dümende sessizce ayrıldık.
Kızlar uyuyor..
...........
Serifos'a yaklaşık 11 nm var.
Önce Adanın tam kuzeyinde bir fiyord gibi ıçeri giren ormos ay georgius adlı koya Tunc' un mutlaka gör diye önermesi üzerine girdik. Koy her havaya kapali, guzel bir koy, demir atip, kayalara baglanabilir veya biraz genis yerde alargada kalabilirsiniz.
Mahir 'in bahsettiği Vathi ye ise bir başka zaman gideriz dedik. Merem de Vathi de Manolis diye bir yeri methetmisti.
Demek ki buralara daha sonra yine gelinecek.😉
..............
Uyandigimdan beri her yanım ağrıyor, sanki dayak yemiş gibiyim. Ateşim de var. Mustafa bir parol verdi..
............
Serifos'un güney doğusunda Livadhi adli koyda denizden girişte iskelenizde önce bir mendirek ve Feribot rıhtımı, sonra kucuk bir marina var. Reyhan ve Hülyayı uyandırdım.
.............
Marina'nin dış tarafına tekneler aborda olmuş, iç tarafta ise pontonlarda boş yer olduğunu görüp, içeri girdik.
Derinlikler 5 m.
Gözümüze kestirdigimiz yere yanaşmaya başladık. Bu sefer hazirlikliyiz, pontona yaklaşınca Mustafa atlayip, koltuk halatlarini alacak, ben de ileri yolda bekleyip, sonra tonoz halatimizi baglayacagiz. Bu arada baş pervane ile de teknenin başını tutacağız.( H.Erim'in yine kulağını çınlatıyorum)
Bu esnada portondaki yan tekneden bir genç indi ve tonoz halatını verip, koltuk halatlarımızı aldı. 😊
Mutlu son...
.................
Biraz sonra yanımızdaki tekneler gidince pontonda tek kaldik.
Hemen karşımızda Carrefour, onun yanında port police var.
...............
Su var ama elektrik yok.
Marina'nin bir işleteni filan yok.
Tonoz bir kaç tane var.
..............
Hanımlar kahvaltı hazırladılar, ateşim arttı, canım hiç bisi istemiyor.
Hava çok sıcak. Şıpır şıpır terliyorum. Reyhan, tedavimi üstlendi. Aspirin complex, bol sıvı.
Başımı kaldıramıyorum. Havuzlukta soğuk suyla dus alıp yattım.
Buzdolabında soguttuklari ıslak havluyla soğuk kompresler yaptılar.
Ben aksama kadar uyumuşum. Arada analjezik, antipiretik için uyandırdılar..
..............
Önce herzaman ki gibi kızlar, arkasından Mustafa karşıdaki plaja gitti.
Akşam olduğunda kendimi biraz daha iyi hissedince, giyinip, hemen karşımızdaki Caŕefourun önünden saat başı kalkan otobüsle Chora ya gittik.
Saat 21.00
..............
Chora 5 km uzakta, oldukça dar ve virajlı bir yolu var.
Otobüsten inince minik bir meydan çevresi bar ve cafeler..
Dar bir yoldan yukarıya çıkınca tavernalar, hediyelik eşya satan dükkanlar var.
Fazla yorulmayayim diye tepedeki Venediklerden kalma kaleye çıkmadık.
...............
Tesadüfen yaşlı bir karı kocanin işlettiği yerel ev yemekleri yapan bir restoranda tarzanca anlaşarak domates dolması, lazanya, musakka, radika otundan bir yemek ve sonra karpuz yedik.
Toplam 26 euro ödedik.
Ben hala istahsizim, biraz domates dolması yiyebildim. Karpuzun ise çoğunu yedim.
.............
Bizden başka 2 masa daha var.
Yanımızdaki masadaki Italyan yaşlı çift 25 sene önce Turkiyeye gelmişler ve Nemrut, Van, Erzurum, Trabzonu görmüşler...
Şimdi gidemeyiz diyorlar.. Malum nedenlerle...☹
..............
23.00 otobüsüyle geri döndük.
Hava anca biraz serinlemiş..
Ilk kez bu adada sivrisinekle karşılaştık.
..............
Yarın Siros'a dümen tutacağız.
Biraz rota ve hava durumu çalıştık.
.............
Yorulmuşum, ilacımı içip hemen uyudum...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Geçmiş Olsun Eyüp Kaptanım,
Tatillerde hep koşturmadan dolayı insan çabuk hasta olabiliyor gerçekten. Aynısı bende de oluyor, ama hergüne bir seyir koyarsam oluyor.
Siz neden her gün bir seyir yapıyorsunuz? Zaman kısıtı var mıdır?
Selametle
-
Bir gün yatak istirahati iyi gelirdi be Eyüp abi. Kalaydınız azıcık.
-
Eyüp Reisim,
Geçmiş olsun. Bol su ve her zamankinden biraz fazla tuzu eksik etmeyin.
-
Geçmiş Olsun Eyüp Kaptanım,
Tatillerde hep koşturmadan dolayı insan çabuk hasta olabiliyor gerçekten. Aynısı bende de oluyor, ama hergüne bir seyir koyarsam oluyor.
Siz neden her gün bir seyir yapıyorsunuz? Zaman kısıtı var mıdır?
Selametle
Murat kaptanım, kusura bakma geç cevap için, haklisiniz, maalesef biraz koşturmaca oldu..
Küçük oğlum Italya da okuyor Ayın 15 inde Turkiye' ye gelecek. O nedenle dönmek zorundayız.
Geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkürler.. Bugün çok iyiyim. Eşim de hekimdir. ☺
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Bir gün yatak istirahati iyi gelirdi be Eyüp abi. Kalaydınız azıcık.
Bulentcim, bugün çok iyi kalktım. Yelken seyri de iyi geldi..
Sevgiler..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Eyüp Reisim,
Geçmiş olsun. Bol su ve her zamankinden biraz fazla tuzu eksik etmeyin.
Sağol Hasan reisim, içim dışım sıvı oldu, tuzlu ayranlar, sular... Dediginiz gibi bundan sonra daha özen göstereceğim..
Selamlar
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Bir gün yatak istirahati iyi gelirdi be Eyüp abi. Kalaydınız azıcık.
Bulentcim, bugün çok iyi kalktım. Yelken seyri de iyi geldi..
Sevgiler..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Bir denizciye başka ne iyi gelebilir :) haydi geçmiş olsun Eyüp Kaptanım...
-
Siros'a doğru ;
Deliksiz bir uyku uyumuşum.
Sabah 06.30 da uyandım, kendimi oldukça iyi hissediyorum, dünkü kirginliktan eser yok.
............
Dışarda ise şiddetli bir rüzgar choradan koya doğru esiyor, iskelemizden bastırıyor. Yanımızdaki catamaran tüm heybetiyle bana yaslanmis durumda, kıçı ise pontona vuruyor, belki de bu seslere uyandım.
............
Catamarani uyandırdım. Hemen motor çalıştırıp, sancak motora yol verip tekneyi pontondan actilar, biz de rahatladık biraz. Ama rüzgar şiddetini artırınca yine yaslandılar, baktılar olmuyor rüzgarın etkisini kırmak için tam yol verip çıktılar, ben de tüm gücümle ittirerek bize zarar vermesini önlemeye çalışıyorum. Benim tonoz halatına teğet geçerek ( gözümü kapadım bu esnada) fakat kiclarindaki balon usturmacayi takip düşürerek marinadan çıktılar.
Diğer tarafımızdaki 56 feetlik ocean star yelkenli de kici tehlikeli pontona yanaşınca demirini topladı ve koya alargaya cıktı.
Ben, vasattan bir halatla ruzgarustunden kıyıdan bir acmazla tonozu da rahatlatinca o havada zıpkın gibi duruyorum.
...............
Hızla karar verdik, ayrılıyoruz.
Hemen bir çay demlendi, çay, peynir ve zeytinden ibaret basit ve güvenli bir kahvaltı yaptık.
Mustafa, port police gidip, çıkışımızı yaptırdı. Hemen yandaki carefour dan elma ve muz alıp geldi.
Ben de suyu doldurdum ve avara olduk.
O havada sorunsuz ayrılmamız ekibin iyice tecrübe kazandığını gösterdi..
.............
Koydan çıkar çıkmaz yelkenleri açtık. 22 nm mesafede Siros'un güneybatısında melteme korunakli bir liman olan Finikas'a apaz seyirle geldik.
.........
Koya girince gözlerimize inanamadık, onlarca tekne küçük koyda alargada, onlarcası da minik limanında üst üste birbirlerine aborda olmuş halde bağlı..
Bir rallinin içine düşmüşüz.
............
Geldiğimiz gibi çıktık, rotamız Siros ana limanı. Adanın doğusunda 10 nm mesafede..
Tunç' un , whatsup tan 'abi, ana limanda çok solugan olur, rahat edemezsin' diye uyarmasına ragmen gidiyoruz..
.............
Ermoupolis limanina güneyden gelirken kıyıya fazla yaklaşmamak lazim, burunlarda sigliklar oldukça tehlikeli ve denize doğru geniş bir alana yayılıyor.
Limanı gördüğünüzde sanki tamamen mendirekle kapatılmış gibi upuzun mendiregini, sol tarafında ise büyük gemilerin tamiri için havuz ve vinçleri göreceksiniz. Onun da sol tarafında 2 uzun fabrika bacası...
Bu arada çok büyük ihtimalle mendiregin iç tarafında büyük cruise gemi... biz oradayken çok kısa aralıklarla 3 ayrı cruise geldi..
Mendiregin yanından limana girdiğinizde tam karşıda ise adalar arasında vızır vızır işleyen büyük ferry lerin bağlama rıhtımı var.
...............
Liman çok büyük, geniş..
Beton rıhtım tüm koyu çevreliyor, hemen arkası kordonboyu, cafeler, restoranlar, alışveriş mağazaları vs..
Bizim gibi tekneler limana girişte sancagimizda tam karşıdaki rıhtıma 5-6 metrelere demir atıp, kıçtan kara bağlanıp, su ve elektrik alma imkanı da olan kısma bağlanıyor. Kıyıda bir görevli yer gösteriyor ve koltuk halatlarını alıyor.
............
Biz yaklaşırken ayrilan bir motoryattan türkçe seslendiler, bizim yere baglanin diye..
Ama görevli ısrarla bizi kendi dediği yere çağırdı, 5 m demir attık, 30 m de kaloma verdik.. Yanımızda ki yelkenli teknedeki genç, burası biraz çalkalar ama aynı Monako gibidir, süper yere geldiniz..
Pasarellamizi koyduğumuz yerde masalar, gündüz cafe gece bar.. tekneden oturduğumuz yerden masadakilerle kadeh tokusturacak mesadefedeyiz.
..............
Bir anda calkalanip, siddetle sallaninca gerçekle karşılaştık.. soluganlar.. Tunc'un uyarısını hatırladık aniden..
Ben hemen koltuk halatlarını biraz boşlayıp, zinciri kastım.. rıhtımdan biraz uzaklastik.
............
Liman görevlisinin verdiği bir kağıdı doldurup, (tekne adı, boyu vb bilgiler) ofisine gidip elektrik, 400 lt su, baglama ve bir kisi icin dus dahil 21 euro odedik. Bu simdiye dek en pahali baglanmamizdi.. Eee, Monaco gibi demislerdi di mi?
Port polis de hemen yakininda işlemleri yaptırdık. Açıkçası port polisler her adada farklı işlem yapıyor, çoğuna biz öğretiyoruz sanki..
............
Akşam serinlik çökünce adayı gezmeye çıktık, cadde ve sokaklar mermer.. çok ilgimizi çekti, tertemiz..
Hanımlar mağaza ve hediyelik eşya dükkanlarını, biz ise karnımız ac diye restoranları kolluyoruz.
............
Hanımlar seyre başladıktan beri 50 euro dışında kisisel harcama yapmayacaklarını söylediler, bu 12.ada hala 50 eurolari var anlamadım, ne bereketli paraymış, bir türlü bitmiyor...
............
Kısaca bu konudan da bahsedeyim, tüm harcamalar ortak, kasa ve muhasebe işi Mustafa da.. Tatilin birinci gününden beri yapılan tüm harcamalar kayıtlı. Ondan habersiz kimse harcama yapmıyor, fisler onda toplanıyor.
Ama her ne hikmetse hanımların 50 eurosu bitmiyor...
............
Rıhtımdaki tavernaların birinde oturduk.
Bir karides ızgara, bir barbun, bir köfte, bir kardeşli spagetti, bir fava ve greek salad ile yarim litre sofra şarabı ve su yedik, içtik.
Toplam 73 euro ödedik.
Siros biraz pahalı geldi bize..
............
Yemek sonrası Mustafa ve ben tekneye, hanımlar ise daha önceden gözüne kestirdikleri mağazalara alış verişe gittiler..
Artık bu 50 eurolar biter..
.......
Teknede çay içtik, önümüzdeki masalar full dolu..
O kalabalık içinde su aldık, depoları doldurduk..
Ve yattık...
Yarın erkenden Melteminin önünden Paros'a kaçacağız...
.........
Önümüzdeki cafe meğer gece bar oluyormuş..
Sabah 06.00 da hala sokakta dans eden, şarki söyleyen kızlar ve erkeklerle dolu idi..
.........
Sabah erken Mustafa ve ben bizim kızlar uyurken limanda 20 knot rüzgar altında halatlarımızı çözüp Siros dan ayrildik..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Sabah 20 kn?... Öğleden sonra ne olur o hava?
-
" Meltemi is coming ! "
Orta egede, cycladesleri de içine alan sıkı bir fırtına var. Her gördüğümüz denizci ve port polis " Meltemi is coming" diyor.
...........
Poseidon, windguru ve diğer hava durumu sitelerini internetten takip ediyoruz.
Hepsi ağız birliği etmişcesine aynı şeyi söylüyor, 10 bofor şiddeti yazılıyor...
...........
Firtinali havayi, Tunç sporadlarda, Mustafa abi Preveze'de, Ali ve Ozlem Milos'da, Baransel ise Naxos'da karsilayacak.
Whatsup dan haberlesiyoruz.
Biz ise rotamızı yeniden revize ettik. Siros dan kaçalım diye düşündük, yanımızdaki yelkenlinin yunanlı genç kaptanının tavsiyesi ve Tunç un daha önce yazdığını hatırladığım- ki yanlış hatirlamisim- Paros'un kuzey batısında Anti Paros ve Cortes kayalıklarına bakan Paroikia limanına gideceğiz.
...........
Sabah 06.00 da sarhoş genç kızların şen şakrak gülüşmeleri ile ugurladiklari limandan 20 knot rüzgar altında ayrıldık.
.............
Rotamız 160 derece güney, 22 nm yolumuz var.
Güneş uzaktan Mikonos üzerinden doğuyor.
Siros ana limanını çıkınca karşımızdaki minik adanın üzerindeki heybetli fener ve güneşin doğuşunun fotoğrafını çekiyorum.
Bir balıkçı teknesi peşinde kuş sürüsüyle yanımızdan gecip limanına dönüyor.
Bunun da fotoğrafını cekip instagramda paylasiyorum.
.............
Sıkı hava var, 6 bofor yer yer 7 oluyor.
Sadece cenova ile geniş apaz 8 - 8,5 knot hızla uçarcasına Paroikia limanına varıyoruz.
Denizde bizden başka tekne görmüyoruz, ama ferryler vızır vızır işliyor.
Hanımlar uyuyor..
.............
Bu limana gece gelmemenizi tavsiye ederim.
Yaķlasirken kayalıklar çok tehlikeli, birçok tekne hatta cruiser bir gemi burada batmış. 80 kişi ölmüş o kazada..
Haritada bakarsanız göreceksiniz kayalıklari..
Koyun girişinde iskelenizde denizde kırmızı cakan, sancakta ise yeşil bir şamandıra ile tam ortada heryonden geçiş gösteren gece sarı çakan bir şamandıra mevcut.
Çok geniş bir girişi var.
Bizim gibi kuzeyden gelirken kırmızı samandirayi iskelenizde bırakarak bu geniş koya rahatca girebilirsiniz.
Koyun etrafı yamaçlara doğru evlerle dolu, çok uzaktan bu yerleşim görünüyor zaten.
Koya girdikten sonra sancagimizda büyük bir ferry iskelesi, onu geçtikten sonra minik bir barınak göreceksiniz.
Tam karşı sahil ve hafifçe kuzey doğuya doğru yönelen koyun dibi ise kumsal ve plaj...
Paroikianin bu kuzey doğuya dogru giren kivriminda 5-6 m derinliklerde alarga teknelerin demir yeri..
............
Koya girince minik tekne barınağına yöneldik, hanımları uyandırdık, halatları hazırladık, usturmacalar bağladık, demiri hazırladık.
Birkaç boş yer var, ama alargada o kadar tekne niye var?
O kuvvetli rüzgarda barınağa girdim, bir görevli koşa koşa gelip çıkın diye bağırıyor. Manevra yapacak yer bile kısıtlı, her neyse tornistanla kuvvetli yolla çıktım.
Gidip, alargadaki teknelerin arasına 5 m ye 45 m kaloma vererek demirledik.
............
Güzel bir kahvaltı yaptik.
Tunc telefonla beni aradı, uzun uzun konuştuk. Meğer onun önerdiği koy Nouusa daki bir başka yermiş.
Burası yer yer 35 esiyor ama dalga yok.
Zincire boşa vurmuştum. Dip kum, demir iyice gömülü, zıpkın gibi duruyoruz.
Tekne yaklaşık 60 derecelik bir yay içinde gezinip duruyor.
Armadan gelen sesleri, mandar, bumba vs heryeri gözden geçirip sıkıca bağladım.
...............
Barinaktaki diğer tekneleri de çıkardıklarını gördük bu arada, meğerse Finikas da gördüğümüz ralli bugün buraya gelecekmiş.
Onlarla bilmeden aynı rotadayız, internetten rotalarını bulup, biz farklı yere gideceğiz.
.............
Kimse şikayetçi değil, veya söylemiyor..
Hava oldukça serinledi..
Hanimlara, bugün burda teknedeyiz, bu havada içine neresinden su girdiğini bir türlü bulamadığım ve hava kaçıran botla sizi karaya çıkaramam, tehlikeli dedim.
Uzun süredir yapmadığımız sohbetleri yapalım, kitap okuyun dedim.
Hadi dedikodu yapalim deyince gözler açıldı.. 😂
..............
Tüm gün iyice dinlendik, yattık uyuduk..
Uyandık, çay kahve içtik..
Güzel sohbetler ettik.
............
Sayısını saymaktan biktigimiz kadar kocaman ferryler belki 25 olmuştur girip çıkıyor, kaptanlarının manevralarını takdirle bikmadan izliyorum.
...............
Bu havada koy içi 30 knot uçarken minik optimistciler eğitime çıktılar, görmeniz lazımdı, bol
Mustafa ve benim için günün sürprizi hanımların akşam üstü yaptığı domatesli pirinç pilavı, kavurma, acı biber tursu ve cacikti..
Istahla yedik...
Arkasından da " bana az şekerli kahve yap, sade içemiyorum Afitap.." 😉
...............
Gece havuzlukta gökyüzünü seyredip, sarabimizi yudumladık.
Rüzgar mi sarhoş etti yoksa şarap mi bilemedim.
Herkes uyudu, ben biraz daha oturdum.
Sonra ben de yattım...
Hava yarın da böyle gibi..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Abi hani deniz yavaş bir hayattı? Yetisemiyoruz anasını satayim
-
He valla.. okumuyorum ben zaten.. kışın okuycam. Zadece gözüm kayıyo..😀 sarap cekti canim bak..
-
Korkarım bu hızla Cebel-i Tarık.. ;D ;D ;D
Eyüp Ağabey'in bu notlarını tek seferde okuyabileceğimiz bir hale getirsek mevsim sonunda.. Aslında ne güzel olur.. Hem limanı anlatmış, hem yeme içme hem de ailecek yaşadıkları.. Bence en güzel rehber hali.. Ben çok sıkılıyorum sadece limanı anlatan rehberlerden.. Böyle mesela limanı anlamak bana daha kolay geliyor. Bu arada anlatım tarzını çalacağım gibi duruyor. \>>
-
Eyüp reis,
Çok keyifle okuyorum çok teşekkürler, yalnız Dilek resin de dediği gibi ''tek seferde okuyabileceğimiz bir hale getirsek mevsim sonunda.. Aslında ne güzel olur..''
-
Tek seferde okunacak metin haline getirdim ama forum kabul etmiyor (en fazla 20000 karakter diyor)
-
Çarkçıbaşları yazı bitince hallederler.
-
Çarkçıbaşları yazı bitince hallederler.
Evet sezon sonunda bir araya getirelim..Ben bir de çıktı alıp dosya halinde tekneye koyacağım. Eyüp Ogan Rehberi diye.. Hadi bi kişi bana fazla hesap getirsin şimdi o adalarda.. 8) ;D
-
Paros 2.gün;
Sabah 08.30 da kalktım.
Gerçi gece 04.00 gibi rüzgarın ugultusunun artmasıyla da kalkıp, bi göz gezdirmistim tekneye.
Hava dünden beri bayağı soğudu, ilk kez eşofman ve polarlarla oturduk.
............
Güzel bir kahvaltı hazırlamış kızlar..
.............
Kahvaltı sonrası, şansımızı deneyip, Paros Noussaya gitmeye çalışacağız.
Tekneyi seyre hazırladık.
Kaptan olarak bu havada yola çıkma kararını verdiğim için yeşil pantolonumu giydim. Ben hazırım, mürettebatta zaten benim cesaretime hayran..
.............
Demiri aldık, koydan çıktık. Ama ne gorelim; rüzgar ve dev dalgalar bizi karşıladı. Bu şekilde rüzgara ve dalgalara karşı 7-8 nm gitmemiz gerekiyor.
Çok kısa bir an tereddüt etsem de, hemen geri dönüyoruz kararı vererek, 360 derece döndüm ve daha önce demirledigimiz yerin 50 m ilerisine demirledim.
Kızların morali cok bozuk ama caktirmiyorlar.
............
Ben de neredeyse bir tam gün tekneden çıkmamış ve bu durumdan hiç yakınmayan hanımlar için botu iyice şişirdim, denize indirip, motoru taktım.
............
Kesinlikle bot nasıl kullanılır? eğitimine gitmeliyim.
Bu meret yerinde durmuyor.
Habire stop ediyor. Rölantide niye stop eder ki...
Hem gaz ver, hem gaz azalt, hem yön ver, bota birisi bindimi düz de gidemiyoruz.. Sanki içine yengeç kaçmış gibi..yanpiri yampiri gidiliyor...
Üstünde durmak maharet istiyor.
Güvensiz davranislarim, herkesi geriyor..
Böyle bir eğitim Istanbul da var mı acep?
.............
Neyse ki kimseye bişey olmadan, 4 kişi limanın yanındaki küçük barınağa gidip, bir balıkçı teknesine aborda olduk....
.............
Yürüyerek plaja gittik..
2-3 saat kaldık. Duş 50 cent... Yunan genc garson çok sempatik. Biz birer bira, hanımlar ise frappe ve portakal suyu ictiler, hesap öncesi ikram olarak kisi başı minik lezzetli sutlu bir tatli getirdiler.
Deniz, dus ve ortam hepimizi gevşetti, rahatlattı...
Hep bir ağızdan Paros u da sevdik demeye başladık.
...............
Plajdan ayrildik, sahilde yürüyoruz..
Önce güzel bir pizza yiyoruz. Sonra marina'nin tam karşısındaki marketten meyva, biraz domates, salatalık ve ekmek alıyoruz.
Şimdi sıra botla rüzgara karşı tekneye düşmeden gidebilmekte...
Stress bastı yine...
Neyse, önce kızları sonra Mustafayı tekneye götürdüm.
Bu bot kullanmam çok su götürür ya neyse burda bitsin bu konu..
...............
Aali San'in forumda yazdığı tekne tip ve modelleri üzerine başlayan keyifli tartışmayı okuyorum, bir yandan da alargada demirli teknelere bakıyorum.
Hiç bilmediğim, duymadigim modellerde var. Ilgimi çekiyor, gozlemleyebildigim kadariyla kiyaslama yapmaya calisiyorum.
.................
Hava karardı, demir fenerimizi yaktık.
Çay demlendi..
Keyifli havuzluk sohbetlerimiz başladı...
..............
Yarın fırsat bulursak küçük siklatlara kapağı atacağız..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Korkarım bu hızla Cebel-i Tarık.. ;D ;D ;D
Eyüp Ağabey'in bu notlarını tek seferde okuyabileceğimiz bir hale getirsek mevsim sonunda.. Aslında ne güzel olur.. Hem limanı anlatmış, hem yeme içme hem de ailecek yaşadıkları.. Bence en güzel rehber hali.. Ben çok sıkılıyorum sadece limanı anlatan rehberlerden.. Böyle mesela limanı anlamak bana daha kolay geliyor. Bu arada anlatım tarzını çalacağım gibi duruyor. \>>
Yok be Dilekcim, Cebeli tarik a gitmek kim, biz kim..
Notlar bende kayıtlı zaten, Istanbul a dönünce paylaşırım.
Sevgiler
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
He valla.. okumuyorum ben zaten.. kışın okuycam. Zadece gözüm kayıyo..😀 sarap cekti canim bak..
Ersin merhaba, Istanbul a dönünce senin de seyrin bittiğinde buluşalım. Şaraplar benden..
Sana iyi seyirler..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Abi hani deniz yavaş bir hayattı? Yetisemiyoruz anasını satayim
Bulentcim, biz de duruluruz herhalde..
Şimdi seyir açligimiz var ondan sanırım.. 😉
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Anlatım harika, gezilen yerler harika, bir yandan neresiymiş bu ada diye haritadan bakıyorum.Gezi bittiğinde haritalı bir şekilde toparlayalım süper olur, hatta Eyüp Abi fotoğrafla da destekler. Elinize sağlık Eyüp Abi, Selametle...
-
Bu kez de çok yavaşladınız abicim.
-
Bu kez de çok yavaşladınız abicim.
Evet süper bir yazı dizisi oluyor. Birkaç saat ara ike bakıyorum, yeni birşey göremeyince moral bozuluyor İstanbul'da. Reis selametle gezsin tüm rotasını, inşallah resimlerle desteklenir
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
İki yanlış bir doğru etmez"
Schinoussa yolunda..;
Sabah erken kalktık, hanımlar uyuyor..
2 gündür Paroikia koyunda alargadayiz. Rüzgar koy içinde dahi 25 knot, sagnaklarda 35-40 i buluyor.
Akşamdan sabah erken yola çıkacağız, seyir biraz zahmetli olabilir diye hanımları hazırladık, koyda iyice sıkıldıkları için zahmete girmeye razılar..
............
Koyun çıkışındaki sancak ve iskele şamandıraları ve tam orta yoldaki sığlığı işaretleyen samandirayi geçer geçmez kocaman dalgalar bizi karşıladı..
Rüzgar karayelden esiyor, sancak kontra yelkenleri mendil kadar açtık..
..............
Paros- Naxos arasından geçmek için önce kuzeye, rüzgara ve dalgalara baş vermek gerekecek, çok dayak yiyeceğiz..
Vaz geçtik..
.............
Paros ile Anti-Paros arasındaki dar ve sığ geçitten geçersek yolumuz epeyce kısalacak..
Geçite döndük, giderek dalgalar biraz ufaldı..
Karşımızda bir ada var, adanın hangi tarafından geçebiliriz acaba?
Yelkenleri kapattık, çok yavaş motor seyri ile ilerliyoruz..
Derinlikler 4m. 3m. 2m... giderek azalıyor..
Mustafa derinlik olcerden okumaya devam ediyor.. 1.80, 1.60, 1.30, 1m...
Yüreğim ağzımda, oturduk oturacağız...
Dalgalar tekneye kıçtan vurdukça tekne havalanıp, sonra alçalıyor..
Mustafa derinlik 0 dediği anda, hemen tornistan diye bağırdım..
............
Gittiğimiz onca yola mi yanarsın?
Geçen onca saate mi yanarsın?
O geçitten geçseydik kazanacağımız onca mile mi yanarsın?
Dönerken yiyeceğimiz o havaya mi yanarsın?
Duygularımı yazıya dökemiyorum..
...............
Gerisin geriye döndük, kayalıkların arasından en az 3 m dalgalara kafa vura vura ana yelken 3.camadan, cenova mendil kadar açık orsa seyirle bata çıka Antiparos'u batısından dolanmaya başladık..
..............
Adanın batısına döndükçe önce apaz, sonra geniş apaz, adanın güneyinde ise biraz dalgalar ufaldı ve kavanca ile iskele kontra yine geniş apazdan, apaza seyirle, Anti paros ve Paros arasının güneyinde yine dalgalar büyümeye başladı, Paros Naxos arası güneyinde ise devleşti..
................
Rüzgar 30 knot in altına hiç düşmedi.
Kızlar kamaradan hiç çıkmadı, o çalkantı ve çatırtı, patırtı arasinda n'apıyorlar acaba..?
...............
Denizler arkadan çoğalarak gelirken, hava 30 knotun üstünde dümen tutmak da çok zor...
2 kuru incir ve 1 ceviz yiyerek yola çıkmıştık..
Ama aklımıza bişey yemek gelmiyor..
Bol bol su içiyoruz..
................
Önce Iraklia, sonra Schinoussa ya girdik. Mersini koyu iskelesinde bir catamaran'in sancağına 6-7 metrelere demir atıp 40m kaloma verip, kictankara bağlandık.
...............
Reyhan'in morali çok bozuk.
Kendine minik bir plaj çantası hazırlayıp, ağlamaklı bir şekilde tam karşıdaki ılgın ağaçları içindeki kumsala gitti.
Hulya ise pek sesini çıkarmadan yiyecek birşeyler hazırlıyor..
Ben, soğuk bir şişe su ve ekmek arası biseyler alıp, kumsala Reyhan'a götürdüm.
Reyhan'in gözler kızarık, bana küsmüş galiba... Yemeyeceğim, içmeyeceğim gibi biraz ters cevaplar veriyor.
Neyse elimdekileri plaj çantasına bırakıp, biraz kendi başına kalması için tekneye döndüm..
..............
Iskele'nin ön tarafina koca bir feribot geldi..
Biz feribotun yarattığı dalgadan etkilenmiyoruz..
Mustafa biraz dinleniyor, Hulya da Reyhan'in yanına gitmeye hazırlanıyor.
Ben de çok yorgunum, tekneyi salimen bağlayınca birden tüm enerjim bitti gibi..
Ama aklım Reyhanda.. Acaba bu seyirle çok mu zorladım ekibi..?
...............
Mirsini çok küçük bir koy. Girince sağ tarafta beton iskeleyi hemen göreceksiniz. Beton rıhtımın on tarafına Feribot yanaşıyor, rıhtımın koya bakan kısmına ise yaklaşık 7-8 tekne kıçtankara bağlanabilir, derinlikler uygun. Beton iskelenin tam karsisinda 3-4 teknelik ayrı bir beton yer daha var. Onun da yan tarafi, yanı koyun dibi çok güzel bir kumsal... Deniz pırıl pırıl..
Iskele'nin arkasinda bir market ve taverna var.
Ayrıca onun biraz ilersinde yolun ve denizin kıyısında bir taverna daha var.
O tavernanın 4 tane sezlongu ve şemsiyesi olan minik bir plajı var.
Ve sahilde duşu var.
.................
Reyhan denize girince biraz sakinlesmis, bana olan kızgınlığı azalmış..
Tekrar gittim yanina, hava durumu, Deniz, fırtına vb kem küm etmeye başladım. Baktım şansımı zorluyorum, sustum.
Duş ve golgeligi olan minik yeri gösterip, oraya götürdüm.
Soğuk bira, duş, tertemiz tuvalet ve nefis deniz herşeyi çözdü..
Hulya ve Mustafa da geldiler..
Uzunca bir süre orda kaldık..
.................
Tekneye geldik, giyindik, kızlar süslendi ve o tavernada yemeğe gittik.
Çok güzel, hafif bir esinti var, koy çok güzel..
O tavernayi çok begendik.
..........
Tekneye döndük, birer bardak çay içip, yarın da burda dinlenelim diye karşılaştırıp yattık.
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Schinoussa 2.gün;
Sabah 06.00 gibi uyandım,
Herkes uyuyor, yan tekneler de uykuda, kumsala doğru 4-5 tekne alargada salınıyor.
Akşam yatmadan tekneyi biraz açmış, pasarellayi da kaldırmıştık.
Bugün tatil, seyir yok.. En iyisi gidip biraz daha yatmak..
..............
Tam dalmak üzereyim, tak tak diye bir sesle irkildim.
Havuzluga çıktım, yanımdaki catamaranin iskele kıç tarafı dalga ve rüzgarla beton iskeleye yaslanmis.
Rüzgar karşıdaki vadiden biraz kuvvetlice esmeye başlamış. Bizim teknenin kicida iskeleye yaklaşmış, pruva zincir iyice gerilmiş...
Hemen sancak vasattan bir açmaz ile kıyıda biraz ilerdeki aneleden bağladım.
Mustafayı uyandırdım.
Civarnalar tekneye oldukça kuvvetli vuruyor.
...............
Her ihtimale karşı motoru çalıştırdım, yarim yol ileri verdim.
Diğer tekneler de uyandı..
Yandaki catamaran'in kaptanını uyandirmistim, teknenin kıçını korumaya çalışmak için balon usturmacasini düzeltiyor, çapraz açmazlarla uğraşıyor...
Derken çok kuvvetli bir civarna catamaranin sancak basomuzlugundan bindirince catamaran demirtarayip beton iskeleye iskelesinden yaşlanıp, aborda hale geldi..
Allah'tan benim rüzgar altımda...
...............
Ruzgar koy icinde 40 knotlarla, sagnaklarda 50 knotlarla eserken, Bow thrusterimla, motora ileri yol vermekle ugrasacagima halatlari cozup hizla demir alip koy icine ciktik..
...............
Alargada teknelerde demir tarayanlar, iskelede tekneleriyle uğraşanlar, bağırış cigris...
Koy ici de uygun olmayınca, Mirsini limandan çıktık.
Biraz etrafta dolaşıp, Mirsini limanın bir üstünde, sancagindaki geniş koya gidip, 6-7 tekne arasına uygun bir yere 7-8 m ye neredeyse 60m zincir sererek demirledik.
Burası da çok esiyor, tekne demirde fırıl fırıl dönüyor.
................
Bu arada kızlar uyandı, durumu farkedince moraller bozuldu..
Kahvaltı hazırladılar, bugün burdayiz dedik..
Hepimiz çok yorgunuz, bu havada kimsenin tekrar seyre çıkmaya mecali yok zaten...
............
Oldukça geniş, koyun dibi upuzun bir plaj, kıyıda ağaçlarım arasında bir taverna görünüyor. Yamaçta evler var. Bize yakın olan tarafta ise bir otel görünüyor.
Minik bir patika ise tepeye doğru, sanırım Mirsini ye iniyor...
.............
Yavaş yavaş diğer tekneler demir alıp, koydan ciktilar.
Biz yalnız kaldık... Demirimizi alıp, koyun dibine doğru 4-5 metreye yine 60 m kaloma verip, bosamizi da vurduk.
Bugün ve gece burdayiz.
Dalıp demire Baktım, kuma iyice gömülmüş.. içim rahat uyumak üzere kamaraya girdim.
................
Tüm gün 30 knotun uzerinde esti... Açıkçası rüzgardan sarhoş olduk... tekne habire rüzgara dönüyor...
Uzun güzel sohbetlerle, denize girip çıkarak ve yemek yiyerek vakit geçirdik.
Yarın hava biraz kalıyor gibi, kalıyor dediysem 30 civarı esecek.. Poseidon öyle diyor...
Rotamızı tekrar revize ettik, artık memlekete döneceğiz..
Planlayıp ama göremediğimiz adaları seneye görürüz diye teselli ediyoruz kendimizi..
.............
Çay içtik, şarap içip peynir yedik...
Uykusu gelen gitti yattı..
..............
Yarın erkenden 05.00 gibi demir alacağız, Amargos'un batısından Astipalya ya rota tutacağız...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Kendime söz vermiştim, "Temmuz'da Ege'ye çıkmam" diye...
İyi yapmışım.
-
Yasadiklarimizi düşününce; Siros da yanımızdaki teknenin kaptanı Paroikia limanını önermişti, Onun önerisi yerine Tunc'un önerisini dinleyip ( daha doğrusu hatirlayip) Noussaya gitseydik cok dogru karar vermis olacaktik.
Hem fırtına için daha korunaklı bir limanda 2 gün geçirmiş olacaktık, hem de aşağıya inerken daha kısa ve nispeten daha kolayına bir seyir yapmış olacaktık.
..............
Böylesine bir mevsimde Cyclades seyri yapıyorsan, zaman kısıtı olmaması gerekiyor.
.............
Kısa olsa bile rüzgara karşı seyirler, büyüyen dalgalara karşı seyirler mürettebatın tahammül sınırını zorlayabiliyor. O nedenle rotaları bir satranççı gibi ileriyi düşünerek hazırlamakta çok fayda var.
............
Deneyimli denizci dostların düşünce ve önerilerini dinlemekte de çok fayda var, bu nedenle seyir yazılarını her denizcinin yazması çok değerli...
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Zevkle okudum. Yorum yarına.
-
Şu son yazılana katılmamak elde degil. Hele stok imkanları kısitli ve tek başınıza ege de temmuz ayinda seyir yapmak ciddi planlama gerektiriyor. Her bir etabı ve sonrasi etapları planlamak gerekiyor.
Örnek bugün kuşodası körfezi batıli rüzgat alacak ve ciddi dalga kaldıracak belli. Been samos a gidecegim ve dalgalar sancak bordadan gelecek ki bu 7 m Tayo Mar için ciddi sıkıntı. Çeşme boğazında Tayo Mar in bordadan gelen dalga limitlerini zorladım. Dalga çukuruna düşerken yalpa ciddi tehlikeli oluyor.
Yarın kuşadasi körfezi daha sakin. Ama salı akşamından sonra ahmet sakın denizde olm dadi. Oysa ben çarşamba gumuşlüge girerim diyordum. Hadi bakalim bütün seyir planları revize..😀
-
Çok teşekkürler Eyüp cüm ,ellerine sağlık :)
-
Biraz önce İstanbul'a evimize vardık.
Seyir anılarımızı hızla tamamlayacağım.
Sevgiler..
-
Sahiden çok çok güzel abi. Bekliyoruz.
-
Schinoussa- Astipalia yolunda;
Gece hiç uyuyamadım desem yeridir.
Demirledigimiz koyda kiçimda 50 m geride uzun kayalıklar var. Tekne demir tararsa doğru kayalıkların üzerindeyiz.
Kızlar yarın ki uzun seyrin büyük kısmında uyumak için gece havuzlukta sohbet ediyor, uyumuyorlar..
Ben, durumu anlattım ve beraber bir iki kerteriz alip, demir tararsak beni uyandirmalarini söyleyip yatmaya gittim.
Gece boyu esti durdu...
Ama milim oynamadık, demirimiz delta..
Ben, saat başı uyandım, tilki uykusundayim.
............
Saat 05.00 de Mustafa uyandırdı...
Baktık hala karanlık, yarim saat daha uyuyalım dedik..
Saat 05.45 de gün ışımaya başlamıştı.
Bosa kancamizi toplayip, zincirinizi almaya başladık, demir iyice gömülmüş, irgat biraz zorlandı ama sorun yaşamadan demiri de aldım. El incesiyle bağlayıp, usturmacalar da toplayıp havuzluga geçtim.
Mustafa dümende, koydan çıktık..
.............
Yelkenleri 2.camadanda açtık.
Hava 5- 6 bofor kuzeyli esiyor.
Amargos iskele basomuzlugumuzda tüm heybetiyle doğuya doğru uzanıyor.
Kuzeyli rüzgar üşütüyor. Polarlari ve esofman pantolonlari giydik.
Birer ıncir, badem vb yedik. Çok sağlıklı besleniyoruz.. 
İpoddan Demis Roussos dinliyoruz..
"My friend the wind"
.................
Schinoussa geride kaldıkça dalgalarda büyüyor..
Dalgalar pupadan büyüyerek geldikçe dümen tutmak zorlaşıyor.
Istemsiz bir kavanca yememek için azami dikkat gosteriyorum.
Amargos'u bordaladiktan sonra dalgalarin kuculecegini umuyorum.
..............
Amargos'u bordalayinca dalgalar ufaldi, Rüzgar apaza dönmeye başlayınca ve 30 knot aşmayınca yelkenleri büyüttüm.
Full arma 9- 9.5 knot civari bazen dalgalarin ustunde 10 knoti asan hizda kostururcasina Astipalyaya yaklasiyoruz.
..............
Kah Mustafa, kâh ben dinlenerek sırayla dümen tutuyoruz..
Astipalyaya yaklaştıkça rüzgarın şiddeti artmaya, dalgalar yine büyümeye başladı ama apaz seyir dümen tutmayı kolaylaştırıyor.
.............
Astipalyanin batısından döndük.. Adanın tepelerinden civarnalar bindirmeye başladı.
Yelkenleri hemen 2.camadan vurduk.
Kızlarda uyandı..
Umarım Astipalia limanda yer buluruz. Bir hayal kırıklığı daha yaşatmak istemiyorum.
..............
Usturmacalar, koltuk halatlarımızı hazırladık, motoru çalıştırdım, yelkenleri indirdik.
Havuzlugu neta edilmesi görevi kızların.. tüm halatlar roda edildi..
Yavaşça limana girdik, rüzgar karşı tepeden sancak baş omuzluktan bindiriyor...
Bir catamaran ve bir yelkenli arasında bir teknelik bir yerı gözüme kestirdim.
Birazda rüzgar üstüne 3 m derinliğe demir atip, 40 m kadar kaloma vererek kıçtan kara bağlandık.
..............
65 nm yolu 8 saatten biraz az bir sürede bizce rekor sürede yapıp, sağ salim bağlanmanın huzuruyla havuzluga oturup kaldım.
.............
Rüzgar giderek kaldı..
Murphy kanunu yine işliyor. Ne zaman bağlanmaya başlasak rüzgar var, zar zor stress yaşanıyor bağlanıyoruz, rüzgar kesiliyor..
.............
Karnımız çok aç...
Kızlar, bağlandığımız için çok mutlu..
Hemen yemek hazırladılar. Istahla yedik..
............
Elektrik bağladık..
Su bagladik..
Tum tekneyi bir elimde hortum, bir elimde fırça tertemiz yıkadım, kir ve tuzdan arindirdim.
Hanımlarda bir kovaya ilaçlı su hazırlayıp, teknenin içini, tuvaletleri pırıl pırıl temizlediler..
Mustafa belgelerle port polise gitti..
............
Kızlar karşıdaki plaja, ben ise kamaraya uyumaya gittim.
..............
Herkes yorgun, kimse Astipalyaya gezmeye çıkmıyor.
Karşı sahilde Karabo adında bir tavernada gezimizin en berbat yemeğini yedik.
Yemek sonrası tekneye döndük, çay demlendi..
Yarın sabah bugünkü kadar olmasa da yine uzun bir seyir yapacağız..
Hava durumu giderek düzeliyor..
Artık hızla dönüyoruz..
Rota Nisiros..
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Nisiros'a doğru..;
Bugün Nisiros'a seyir var.
Yol 42 nm.
Bizim için çocuk oyuncağı. Kızlar öyle söylüyor. :)
Hava çok sıcak, rüzgarda düşüyor..
................
Sabah iyice dinlenmiş halde kalktım.
Mustafayı uyandırdım.
Mustafa demirde, ben koltuk halatlarını çözdüm, düzgün sağılsın diye gamlarını düzelttim.
Yavaş yolla ve sessizce iskeleden ayrıldık...
...................
Astipalya çıkışı biraz adacıklar, sığlıklar ve kayalıklar nedeniyle dikkat edilmesi gerekiyor.
Ana yelkeni açtım. Arkasından cenovayı..
Astipalya tepelerinden tekneye sıkı rüzgar bindiriyor. Yelkenler camadanlı..
Adacıklar ve kayalıklar arasında balıkçı motorları var, sabah erkenden balığa çıkmışlar..
Güneş tam karşımızdan doğmuş ve yükseliyor.
................
Astipalyayı doğuya doğru tamamen geçtikten sonra rüzgar iyice azaldı. Yelkenleri full arma actık..
Bu sefer öyle rahatsız edici dalgada yok..
Çok keyifli bir yelken seyri yapıyoruz.
Bu sefer Sezen dinliyoruz... "kalbim egede kaldı.."
...........
Karşımızda Kalimnos, Kos, daha sancakta ise Nisiros..
Birçok Tanker ve Şilep görüyoruz, onların yolu üzerindeyiz..
Find Ship adlı telefon uygulamasından ne bandıralı, boyu, yükü ve rotasını görüyoruz. Vakit geçiyor.
Dümeni yoruldukça birbirimize veriyoruz.
Kızlar uyuyor.. Ama biliyoruz ki çok rahatlar, sessiz ve rahat bir yelken seyri yapıyoruz...
Meyva yiyoruz.
..............
Nisiros giderek büyümeye başladı..
Kos'un batı ucunu bordalarken rüzgarda iyice kaldı, deniz düzleşti..
Cenovayı kapattım. Motoru çalıştırdım. Ana yelken açık, motorla seyir yapıyoruz..
...............
Kızlar uyandı, havuzluğa geldiler..
Keyifleri yerinde..
Ellerinde birer el incesi yine denizci bağlarını hatırlamaya çalışıyorlar.
Hepsini yaptılar, izbarçoyu bile yapınca çok şaşırdım.
.................
Güzel günler geri geldi.. :)
Hayatta böyle değil mi? Fırtınalar var yaşamımızda, sonra durulmalar... İnişler, çıkışlar..
Bu minvalde konuşuyoruz, yarım asrı çoktan geride bırakmış yaşanmışlıklarımızdan örnekler vererek..
Yine de o kadar esmeyeydi iyiydi diye sessizce düşünüyorum..
...............
Mandrakiyi sancağımızda bıraktık.
Derinlik ölçer sapıttı, derinliği göremeyince biraz açtım tekneyi..
Paloi Limana geldik, çok sığ girişinden yavaşça süzülerek girdik ve 3 metreye demir atıp, tavernaların önüne kıçtankara bağlandık.
.............
Elektrik bağladık.
Güzel bir kahvaltı yaptık, sucuklu yumurta bile vardı...
Hava cehennem gibi sıcak..
Reyhan ve Hülya plaja gitti, biz uyumaya..
............
Sıcaktan uyumak mümkün değil. Hemen beton rıhtımda hortumla duş aldım, serinledim.
Soğuk bir birayı bir dikişte içtim.
...........
Akşam oldu, Afrodit tavernaya gittik, artık maceraya gerek yok, bildiğimiz memnun kaldıgımız tavernaya gidilecek..
Yemek, şarap, karpuz yedik..
Sonra uzun bir yürüyüş yapıp tekneye geldik.
Klasik haline gelen çayımızı içip yattık.
...........
Yarın Symi'ye seyir var...
-
Symi' ye yolculuk... ;
Unutmadan yazayım, Nisiros liman görevlisi bayanı en güzel görevli seçtik, hem güzel hem de nazik..
.................
Sabah uykumuzu almış bir şekilde uyandık.
Gece sanki evde yatıyor gibi hiç sallanmadan uyuduk.
Liman ici karıncanın su içtiği kadar durgun, kıpırtısız.
Havuzlukta güzel bir kahvaltı yaptık.
Ablamın evden getirdiği nefis çilek ve böğürtlen reçellerinin kavanozda kalan son kısımları da iyice sıyırarak yedik.
.................
Mustafa dümende, kızlar koltuk halatlarını aldılar, ben demirdeyim.
Limandan mendireğe yakın taraftan yavaşça çıktık.
Hava iyice yanık, esinti bile yok..
Karşımızda Knidos feneri, Anadolu tüm heybetiyle görünüyor.
Memleketi özlemişiz.
İpodda Tolga Çandar çalıyor bu sefer... "deniz üstü köpürür.."
...............
Motor seyriyle gidiyoruz, otomatik pilotta..
Kah meyva yiyoruz, kah kuruyemiş... bol bol su içiliyor.
Sırasıyla Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükünü iskele bordamızda bırakıyoruz.
Symi, derinliklerin 5-6 m ye düştüğü ve denizin renginin nefis göründüğü darboğazdan girip, sancağa döndüğümüzde karşımıza çıkıyor.
................
Yaklaşık 32 nm yolun tamamını motor seyriyle geldik.
3 haftadır denizlerdeyiz, yakıtımızın yarısı dolu görünüyor.
................
Symi limanın güney tarafına kıyıdan düdük çalarak ve el ederek çağırdıkları yere kıçtankara oluyoruz.
Elektrik bağladık, en pahalı liman ücretini yine Symi de veriyoruz.
................
Symi den çıkış yapacağız.
Önce hep beraber Saat kulesinin önündeki tecrit edilmiş alana gidip pasaport polisinden cıkışlarımızı damgalattık.
Görevli polis güneş gözlüklerimizi çıkartarak baktı, biz erkeklerin sakallarda iyice uzamış..
Daha sonra Mustafa port polise gidip, transit logu verdi ve teknenin çıkışını yaptırdı.
Tüm bu işlemler için para ödemedik.
..............
Hava çok ama çook sıcak...
Tüm seyir boyunca hep istediğimiz ama bir türlü yiyemediğimiz döneri nihayet iştahla yedik, biz tavuk döner, Mustafa et döneri yedi..
Sonra bir cafede dondurma yedik, frappe içtik..
Kızlar hediyelik eşya alış verişe gittiler.
Ben, tekneye döndüm, havuzlukta içim geçmiş biraz uyumuşum.
...............
Yanımıza 67 feet dev bir Lagoon marka catamaran bağlanmış. Bu kadar büyüğünü ilk kez gördüm.
Yoldan geçen herkes fotografını çekiyor..
.............
Akşam hava kararınca biraz yürüdük, limanın neredeyse tamamı Türk teknelerle dolu, guletler ve motoryatlar çoğunlukta..
Tanıyanlar bilir, Nectaryus dan biraz içki aldık.
Tekneye geldik, havuzlukta oturup, gelen geçeni izliyoruz.
.............
Yarın sabah kahvaltı sonrası önce Adaboğazı sonra ise Söğüte Muhammed'e ahtapot yemeğe gideceğiz.
Tecrübeyle sabit; tüm gezinin en çok akılda kalan kısmı son bir kaç gün oluyor.
O nedenle hanımların aklında güzel, onlar için keyifli anların kalması için bu son iki günü böylesi tatil modunda geçirmeye karar verdim.
..............
Çayımızı içip, yattık..
-
Adaboğazı ve Söğüt.. ;
Gece o kadar gürültü oldu ki, hiçbirimiz doğru dürüst uyuyamadık.
Tarkan'ın, Serdar Ortaç'ın şarkıları tüm limanı inletiyor.
Hava da çok sıcak.. Sabaha karşı seslerin kesilmesi ve havanın biraz serinlemesiyle dalabildik..
.............
Sabah yine de erken kalktık.
Mustafa fırından ekmek, manavdan da biraz meyva aldı.
Suyumuz az kalmış ama Türkiyeden alırız dedik, Yunan adalarındaki pet şişe sularını sevemedik..
Kahvaltımızı teknenin içinde yaptık, daha serin..
............
Reyhan hemen arkamızdaki cafede bir kahve içmeye gitti..
Ben çöpleri götürüp attım.
Elektriği çözüp kabloyu topladık ve saat 09.45 de palamar halatlarımızı çözüp, demirimizi toplayıp Symiden ayrıldık.
.............
Yaklaşık 10 nm uzaklıktaki Bozburun yakınındaki Adaboğazı'na gideceğiz.
Hava sabah erken olmasına rağmen çok sıcak, rüzgar ise 0...
............
Teknede özellikle hanımlar çok mutlu, Memleketi iyice özlemişler..
Keyifli sohbetler ediliyor.
2 saat tamamlanmadan Adaboğazına motor seyriyle geldik.
Boğazın yukarısında Kiseli adasının Bozburunla yaptığı sığlığa yakın bir yerde 5 m ye demirimizi saldık..
Deniz turkuaz renkte ve çok kışkırtıcı.. Alargadayız, güzel bir esinti rahatlatıyor..
Hemen denize girdik ve uzun bir süre yüzdük..
.............
Neredeyse tüm gün tembellik ettik, denize girdik, yattık dinlendik, güneşlendik..
Kızlar, önümüzdeki senenin programını yapmaya başlayınca ne diyeceğimi bilemedim.
N'olur n'olmaz çok sevindiğimi belli etmeyeyim, bir terslik çıkmasın diye konuya müdahil olmadım. 8)
.............
Karnımız acıkıp, kızlar teknede güzel bir kısır yapıp, kalan son yoğurtla da ayran yapınca değmeyin keyfime...
Saat 18.00 e kadar bu modda kaldık..
Demirimizi alıp, yine motor seyriyle Söğüt'e Muhammed'in iskelesine gittik.
Daha önceden geleceğimizi söyleyip, iskelede yer ayırtmıştım.
.............
Saat 19.00 da iskeleye kıçtankara bağlandık.
Hemen tekrar denize atladık.
Ve doğru sıcacık suyun aktığı duşlara koştuk..
Uzun uzun şampuanlarla, liflerle sabunlarla yıkandık.
............
Hepimiz pamuk gibi çıktık duştan..
Banyo yapmanın insan psikolojisine çok olumlu etkisi var.
Saçlar şampuan vb ile yumuşadıkça, su ile de insan yumuşuyor, daha olumlu düşünüp, mutlu oluyor.
.............
Yanımızdaki teknede DADD bayrağı var, bizde de olunca görüp geldiler..
İmroz teknesi Kaptanı Ömer beyle havuzlukta sohbet ettik. Eşi ve kızı ile birlikte seyirdeler..
Onlarda meslektaş, bizim gibi hekimler..
............
Güneşi batırdıktan sonra deniz kenarında dört kişilik bir masaya kurulduk.
Ustaların karışımı rakı eşliğinde güzel meze ve yeşil salata ile Baby kalamar ve ahtapot ızgarayı iştahla yedik.
Karpuz, tatlı ve sonunda sade kahve ile tıka basa doymuş halde biraz yürüyüp tekneye döndük ve yattık..
............
Yarın Çiftlik...
-
Çiftlik koyu ve Marmaris...
Bugün kendimizi şımartmaya karar verdik..
İyice uyuduk..
Kahvaltımızı Muhammedde yapacağız.
Güzel, menemenli, yağda yumurtalı, serpme kahvaltımızı yine deniz kenarında yaptık.
Özellikle restoranın arka bahçesinden taptaze toplanan biber, salatalık, domatesler nefisti..
...............
Kahvaltı sonrası, yola çıktık. Yine rüzgar yok, yine motor seyri..
Tam karşımızda Symi, sancak başomuzluk hizamızda Datça, Yeşilova körfezinin sağ tarafına dönersek Hisarönü Körfezi uzanıyor..
Biz, sola döndük.. Ve karşımızda kocaman Rodos..
Önce Bozukkale, Korsan koyu, sonra Serçe limanı, daha ilerde Arap adası, Gebekse derken uzunca bir seyir ile Çiftlik koyuna Denizkızı restoranın iskelesine tonoz alarak kıçtankara bağlandık.
................
Hemen denize atladık.
Karşı vadiden esen rüzgar denizi tertemiz yapmış.
Pırıl pırıl ve biraz da serin denizde uzun uzun yüzdük..
..............
Bugün de tembellik yapıyoruz. Herkes mutlu.. :)
Sahil tamamen karadan gelen günübirlikçiler ve denizden gelen günübirlikçiler ile dolu..
Akşama doğru bunlar gidince ortam iyice sessizleşti ve bize kaldı..
...........
Akşam yemeğimizi Denizkızında sahil tarafında bir masada yedik.
Menüde Salata, Lagos ızgara ve Rakı var..
..........
Yarın Marmaris'e dönüyoruz.
Kendi aramızda gezinin muhasebesini yapıyoruz.
O kadar fırtınaya rağmen olumlu anılarla ayrılıyoruz diyoruz.
Gittiğimiz adaları çok sevdik, beğendik.
Hepsinin kendine has ayrı özellikleri var diyoruz.
Seneye daha uzun seyirler yapalım diyoruz..
...........
Yarın hava çok sıcak olacak diye tekneye dönüp, gece serinliğinden faydalanıp çantalarımızı topluyoruz.
........
Ertesi sabah erken kalktım, bizimkileri kaldırdım.
Yolumuz kısa ama gümrük, mazot, tekne teslimi vb işler var..
..........
Kahvaltıyı Denizkızı'nda yaptık.
..........
Kızlar palamar halatlarını bıraktı, ben tonozu ve Mustafa dümende Çiftlikten ayrıldık..
...........
Önce Pasaport ve Gümrük için onların iskelesine bağlandık, işlemleri tamamlayıp, girişimizi yaptık.
Sonra 140 litre mazot aldık ve Netsel Marina M pontonuna kıçtankara bağlandık.
............
Sevgili Dostlar 23 gün süren Cyclades gezimizi tamamladık.
Dilimin döndüğü kadar yaşadıklarımızı, gördüklerimizi sizlere anlatmaya çalıştım.
Eksikler için kusura bakmayın, yazılarımı okuyup, beni teşvik eden tüm denizci dostlara çok teşekkür ediyorum.
Benden sonra benzer bir rotada seyre çıkacak denizcilere minik de olsa bir katkım olmuşsa çok mutlu olacağım.
.............
Seyri yapan ekibimizin bir fotografı ile yazımı bitiriyorum..
Sevgilerimle..
(https://i.hizliresim.com/VMDj6B.jpg) (https://hizliresim.com/VMDj6B)
soldan sağa: Reyhan-Eyüp-Hülya-Mustafa
-
Teşekkürler Eyüp kaptanım. Nice seyirlere inşallah :)
-
Keyifle okudum, notlar aldım, nice güzel seyirleriniz olsun elinize sağlık.
-
Teşekkürler bu güzel paylaşım için.
-
Eyüp Korsanım,
Çok büyük keyifle okudum... Yazınız benim için de rehber olacak. Bunu fotoğrafsız bir şekilde bu kadar güzel anlatmanız da ayrı bir ustalık gerektirir hani...
Şimdi sıra fotoğraflarda sanırım :D
Bu yazıyı toparlayıp, rehber gibi yapmamız lazım.. :)xx
-
Keyifle takip ediyorum fotoğraf da harika,yemek,dostlar,deniz, yelkenli,daha ne olsun..
-
Paros ile Antiparos arasındaki sığlık geçit normal hava şartlarında geçilebilecek bir yer mi? Haritadan bakınca sanki çok küçük bir noktadan geçiş var gibi görünüyor derinlikler doğru ise.
-
Eyüp Reisim
Harika bir gezi, seyir notlarınız çok değerli. Paylaşımınız için çok teşekkürler.
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Paros ile Antiparos arasındaki sığlık geçit normal hava şartlarında geçilebilecek bir yer mi? Haritadan bakınca sanki çok küçük bir noktadan geçiş var gibi görünüyor derinlikler doğru ise.
Hakan Reis, haritada kuzeyden inerken ortada görünen Remmatonisi adacığını iskelenizde bırakarak gözünüz derinliklerde, eliniz yüreğinizde geçebilirsiniz.
O yörede yaşayan denizciler hep kullanıyorlar bu yolu..
Biz, çok kötü bir kuzeyli havada ve dalgaların iyice yükseldiği ve tekneye kıçtan geldiği bir ortamda giderek kırılan cesaretimiz nedeniyle yarısından dönmüştük..
(https://i.hizliresim.com/6XaVA7.png) (https://hizliresim.com/6XaVA7)
-
Hakan Reis, haritada kuzeyden inerken ortada görünen Remmatonisi adacığını iskelenizde bırakarak gözünüz derinliklerde, eliniz yüreğinizde geçebilirsiniz.
O yörede yaşayan denizciler hep kullanıyorlar bu yolu..
Biz, çok kötü bir kuzeyli havada ve dalgaların iyice yükseldiği ve tekneye kıçtan geldiği bir ortamda giderek kırılan cesaretimiz nedeniyle yarısından dönmüştük..
(https://i.hizliresim.com/6XaVA7.png) (https://hizliresim.com/6XaVA7)
Eyüp reis; çok bilgilendirici özendirici ve sürükleyici bir gezi yazısıydı çok teşekkürler
-
Eyüp hocam keyifli ve bilgi dolu bir yazıydı çok teşekkürler
-
Eyüp hocam keyifli ve bilgi dolu bir yazıydı çok teşekkürler
Sevgili Can,
Forumda yazmandan çok mutlu olduğumu söylemeliyim.
Senin her yazını dikkatle okuyorum, katkıların paha biçilmez..
Gezimde senin de kulaklarını çok çınlattım.
Belki haberin vardır, içinde uzun süre yaşamayı da düşündüğümüz bir tekne arayışımız var.
Bu seyrimizde hem kendi kullandığımız tekneyi, hem de cevremizdeki tekneleri bu gözle değerlendirmeye çalıştım.
Bazı adalarda alargada kalmak zorunda olduk. Böyle olunca enerji çok kıymetli hale geldi.
Eşimin ve Ablamın yakınmalarını, merak etmeyin kendi teknemizde bu sorun olmayacak, bu konuda en iyi olanı tanıyorum, benim arkadaşım diye senden sitayişle bahsedip,kulaklarını çınlattık.. :)
Sevgiler..
-
Eyüp hocam çok teşekkürler düşünceleriniz için.
İyi bir hekim, iyi, bir denizci, iyi bir gezi yazarı ve bütün bunlardan daha önemlisi,
aydın düşünceli iyi bir insandan bunları duymak onur verici.
Sevgi ve saygıyla ekibe selamlar.
-
Eyüp Reis,
Gezi yazınız bizim için çok değerli bir rehber oldu. Yazınız yeri gelmiş didaktik, yeri gelmiş teknik, yeri gelmis lirik olmuş. Hani "Satır arası" deyimi vardır; bazı uzun konuşmalardan sonra analizciler konunun özünü anlatırlar ya... Siz kendi satır aralarınızı kendiniz analiz edip bilinmesi gereken bilgilerin tamamına yakınını tam dozunda vererek hekimliğinizin de hakkını vermişsiniz.
:)
Bu arada ekibiniz çok iyiymiş. Önceden koyduğunuz kurallar, görev dağılımı ve birbirinize uyumunuzla örnek bir ekip olmuşsunuz. Tekne tatili kimlerle yapılır? Kaptanın ve tayfanın sorumlulukları? Yapılması ve yapılmaması tavsiye edilenler vb. Ayrı bir konu başlığı olursa sizin ve diğer reislerin deneyimlerinden faydalanabiliriz. Bu tarz bir tatilde teknenin ve sevdiklerinizin sorumluluğunu alırken tatilin de tadını alabilmek çok önemli. Ben de size ve ekibinize selam ediyorum. Rehberliğiniz ve paylaştığınız değerli bilgiler için teşekkür ediyorum. Darısı başımıza. Nice güzel seyirlere.
-
Eyüp Bey,
Çok sade ve aynı zamanda fevkalade detaylı anlatımınız çok değerli bir rehber olacak. Teşekkürlerimle, sağlıcakla kalın
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Seyir yazılarını oldum olası hep sevmişim,hep keyif alarak okumuşumdur.
Bir kaç kere yazdığımdan dolayı da anı yazmanın ne kadar zor olduğunu,hafızayı zorlamasını ve emek ve Zaman gerektirdiğini bilirim.
Eyüp hocam, emekleriniz için gerçekten teşekkürler .Keyif alarak okudum ve bilgilendim.Bu sade ve öğretici dilinizle umarım bundan sonraki gezilerinizi de paylaşırsınız.Size ve gezinizde size eşlik eden bu uyumlu ekibinize sevgiler.
-
Eyüp ağabey, elinize sağlık nefis bir yazı oldu.. Daha da fotoğraf vs var ise kışa boş kalanlar ben de dahil ekler bir albüm yaparız eğer istersen..
-
Eyüp Reis,
Gezi yazınız bizim için çok değerli bir rehber oldu. Yazınız yeri gelmiş didaktik, yeri gelmiş teknik, yeri gelmis lirik olmuş. Hani "Satır arası" deyimi vardır; bazı uzun konuşmalardan sonra analizciler konunun özünü anlatırlar ya... Siz kendi satır aralarınızı kendiniz analiz edip bilinmesi gereken bilgilerin tamamına yakınını tam dozunda vererek hekimliğinizin de hakkını vermişsiniz.
:)
Bu arada ekibiniz çok iyiymiş. Önceden koyduğunuz kurallar, görev dağılımı ve birbirinize uyumunuzla örnek bir ekip olmuşsunuz. Tekne tatili kimlerle yapılır? Kaptanın ve tayfanın sorumlulukları? Yapılması ve yapılmaması tavsiye edilenler vb. Ayrı bir konu başlığı olursa sizin ve diğer reislerin deneyimlerinden faydalanabiliriz. Bu tarz bir tatilde teknenin ve sevdiklerinizin sorumluluğunu alırken tatilin de tadını alabilmek çok önemli. Ben de size ve ekibinize selam ediyorum. Rehberliğiniz ve paylaştığınız değerli bilgiler için teşekkür ediyorum. Darısı başımıza. Nice güzel seyirlere.
Eyüp Bey,
Çok sade ve aynı zamanda fevkalade detaylı anlatımınız çok değerli bir rehber olacak. Teşekkürlerimle, sağlıcakla kalın
Seyir yazılarını oldum olası hep sevmişim,hep keyif alarak okumuşumdur.
Bir kaç kere yazdığımdan dolayı da anı yazmanın ne kadar zor olduğunu,hafızayı zorlamasını ve emek ve Zaman gerektirdiğini bilirim.
Eyüp hocam, emekleriniz için gerçekten teşekkürler .Keyif alarak okudum ve bilgilendim.Bu sade ve öğretici dilinizle umarım bundan sonraki gezilerinizi de paylaşırsınız.Size ve gezinizde size eşlik eden bu uyumlu ekibinize sevgiler.
Eyüp ağabey, elinize sağlık nefis bir yazı oldu.. Daha da fotoğraf vs var ise kışa boş kalanlar ben de dahil ekler bir albüm yaparız eğer istersen..
Sevgili Dostlar, çok teşekkürler..
Hala seyirde olan veya seyri biten denizci dostlarımız var. Onlarda yazarsa cok iyi olacak.
Çünkü, anılar içinde geçen minik bir cümle veya detay başka denizci için çok faydalanacağı bir bilgi olabiliyor.
-
Seyir ve gezi harcamalarımız;
23 günlük gezimizin tüm harcamaları günlük olarak bir excel dosyasına kaydedildi.
Aklınıza gelebilecek tüm harcamalar bu dosyada var.
İlk gün ve son 2 gün hariç tüm kahvaltılarımızı teknede yaptık. (erken seyre çıktığımız günlerde kahvaltıyı basit yöntemlerle geçiştirdik)
Öğle yemeklerimizi de ilk haftalar evden yapılıp getirilen diyet kurabiye vb, meyva, kuruyemiş vb şeklinde yaptık.
Teknede çocuk olmadığı ve yaş ilerlediği, diyet, sağlık vb kaygılarla fazla yememeye çalıştık diyebilirim. Açıkçası çok da aramadık mükellef öğle yemeklerini.
Akşamları alargada mecburiyetten teknede olmadığımız zamanlar haricinde hep dışarıda yedik.
Ya biz bulamadık güzel yerleri, ya da bize özgün lezzetli yerler yoktu, birde hep deniz ürünü, hep meze ve aynı şeyleri yemek bir süre sonra sıkıcı oluyor.
Yazıda da bahsettiğim gibi evden vakumlanmış et, peynir vb yiyecekler tüm seyir boyunca bozulmadan sakladık. Kavurma vb gibi bozulması zor olan gıdaları öneririm.
Yine evde hazırlanmış, benim menemen altlığı dediğim domates, biber den hazırlanmış şişelere doldurulmuş gıdalar yemek yapmayı kolaylaştırdı.
Sanırım bu son yazdıklarımı hanımlar daha iyi anlayacaklar.
Tekne alışverişini Marmarisden yapmıştık.
Tüm alışverişler, yeme içme harcamaları, cafe vb harcamalar, liman ücretleri, elektrik, su, gümrük giriş, çıkış vb harcamalar, gittiğimiz adalardaki otobüs, taksi, araba kiraları dahil, dediğim gibi aklınıza gelen tüm harcamalar, kuruşu kuruşuna hesaplandı. Tekneye Mazot dahil, internet ve sim kart vb dahil..
4 yetişkin kişi olarak bu gezinin tüm maliyeti 4705 tl oldu.
Az mı çok mu? sizlerin değerlendirmesine bağlı..
Elbette çok fotograf çektik, bazılarını buradan paylaşırım.
Sevgilerle..
-
Öncelikle bu seyri bütün yönleriyle bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim.Harcamanız çok az olmuş .Üstelik herşeyi yazmışsınız.Biz iki kişi buna yakım harcadık.Üstelik kredi kartı harcamaları hariç.
-
Eyüp reis,23 günde 4 kişi çok çok hesaplı..
-
Seyir ve gezi harcamalarımız;
4 yetişkin kişi olarak bu gezinin tüm maliyeti 4705 tl oldu.
Sevgili Dostlar, özür dileyerek düzeltiyorum.
Tüm seyir harcamalarımız 9705 tl olmuş..
-
Yine de çok çok hesaplı. Öte yandan, tatil değil de gezgin modu olsa, 4000 liraya çok rahat düşerdi sanıyorum.
-
Yalnız affınıza sığınarak, charter teknenin kira bedelinide koymak gerekmezmi. Ona rağmen bizim güneydeki tesislerde iki hafta beş yıldız uyduruk tatille mukayesesi bile yapılmaz
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Eyüp kaptanım eline sağlık.Allah içinize sindirsin. :)
-
Yalnız affınıza sığınarak, charter teknenin kira bedelinide koymak gerekmezmi. Ona rağmen bizim güneydeki tesislerde iki hafta beş yıldız uyduruk tatille mukayesesi bile yapılmaz
Elbette tekneyi kiralıyorsanız, bu rakamı da düşünmek gerekir.
4 kişi 23 gün 15 i aşkın Yunan adası ve Ege kıyılarımızı yelkenli bir tekne ile gezdik.
Bizce de, düşündüğümüzde ortalama bir harcama bütçesi olarak göründü..
Daha çok harcama da yapabilirdik, daha az da harcama yapabilirdik. :)
Özellikle, bu bir tatildi..
Eşlerimiz (eşim ve ablam) tüm sene çalışıyor, hem ev hem iş, çoluk çocuk derken yoruluyorlar.
Teknede çoğu işi biz erkekler yapalım desek de maalesef bu pek olmuyor, kadınlar bir şekilde mutfaktan çıkmıyorlar gibi bir durum gelişiyor.
Bu nedenle dışarıda yemek yemek, cafe, barlarda bişeyler içmek, gittiğimiz adalarda hediyelik veya çeşitli süs, takı vb mağazalarda minik alışveriş yapmalarını sağlamaya çalıştık. :)
-
Eyüp Reis, tekneyi teslim edeceğiz diye yazdığınızda ben otomatik olarak charter tekne kabul ettim. Öyle dahi olsa her halikarda iyidir karada olmaktan
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Eyüp Reisim teknik bir hata benden kaynaklanan, diğer forumdaki mesajınıza buradan cevap verebiliyorum. Çok sevgili arkadaşım Ali Çayırlıoğlu ve iki misafirinin hala anlayamakta zorluk çektiğimiz bir kaza neticesinde vefatlarına yapmış olduğunuz taziyenize çok teşekkür ediyorum. Ali, etrafındaki herkese - tanıdık/tanımadık- elini uzatmış, kmne yardım etmiş, kimini ağrlamış, vs, gerçekten çok müstesna bir insan idi. Kaza anında şirketinde çalışan kardeşlerinin ailelerine mavi tur yaptırıyordu. Maalesef kardeşi gibi sevdiği bir çalışnının da eşi ve oğlu vefat etti. Böyle insanların kayıpları çok dokunuyor. Birde burada yeri değil ama söylemeden geçemeyeceğim, diğer forumda bir arkadaş sigortadan para almak gibi bir laf etti ki, cevap vermeye bile değmez. Çom teşekkür ederim. Durum hala belirsiz. Kaptan hepimizin, özelliklede Ali'nin evladı gibi sevdiği çok efendi bir kardeşimiz. Zaten yıkıldı. İnşallah birde hukuken yıkılmaz
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
İmla hatalarım için ayrıca özür dilerim. Malum gözler bozuk ve telefondan yazmak zor oluyor. Sağlıcakla kalınız
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Eyüp Reisim teknik bir hata benden kaynaklanan, diğer forumdaki mesajınıza buradan cevap verebiliyorum. Çok sevgili arkadaşım Ali Çayırlıoğlu ve iki misafirinin hala anlayamakta zorluk çektiğimiz bir kaza neticesinde vefatlarına yapmış olduğunuz taziyenize çok teşekkür ediyorum. Ali, etrafındaki herkese - tanıdık/tanımadık- elini uzatmış, kmne yardım etmiş, kimini ağrlamış, vs, gerçekten çok müstesna bir insan idi. Kaza anında şirketinde çalışan kardeşlerinin ailelerine mavi tur yaptırıyordu. Maalesef kardeşi gibi sevdiği bir çalışnının da eşi ve oğlu vefat etti. Böyle insanların kayıpları çok dokunuyor. Birde burada yeri değil ama söylemeden geçemeyeceğim, diğer forumda bir arkadaş sigortadan para almak gibi bir laf etti ki, cevap vermeye bile değmez. Çom teşekkür ederim. Durum hala belirsiz. Kaptan hepimizin, özelliklede Ali'nin evladı gibi sevdiği çok efendi bir kardeşimiz. Zaten yıkıldı. İnşallah birde hukuken yıkılmaz
Kemal Reisim, maalesef dilin kemiği yok derler ya, oluyor öyle densizlikler..
Ali Çayırlıoğlu Bey için -yakın çevremde de tanıyan dostlarım var- hep olumlu sözler işittim. Kaybı çok üzücü..
Geride kalanlara uzun ömürler dilerim..
sağlıcakla kalın..
-
Çok teşekkürler
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi