Sifnos;
Mustafa dümende, hanımlar koltuk halatlarını alacak, ben demirdeyim.
Kısaca bahsedeyim, hanımlar iyice ustalastilar, rüzgar altı, rüzgar-üstü kavramları, halatları roda etmeyi, koç boynuzuna düzgünce volta etmeyi, vardavela teli altından koltuk halatlarını önceden hazırlamayı, halatları yumak yapmadan düzgünce kıyıya atmayı vb işleri sorunsuz ve uyarilmadan yapıyorlar artık..
Elbette her düzgün yapılan eylem tarafimdan takdir görüyor ve pozitif geri bildirim yapmayı unutmuyorum.
Uzun seyirde ise sırasıyla el inceleriyle gemici bağları çalışıyorlar.. Sırasıyla kropi, sancak bağı, camadan ve kazikbagi öğrenildi gibi...
Bugün sırada izbarco var. Bakalım nolacak? 😉
................
Milos körfezden çıkmadan denizden "Klima" adlı kıyıdaki küçük rengarenk boyanmış köyün fotoğraflarını çekiyoruz.
..........
Körfezden çıkınca 30 dereceye döndük..
Birazdan önce 10-12 knot, Kimolos adasını bordalarken 16-18 knot, sonra ise Sifnos a kadar 20-24 knot bandına oturan rüzgar 340 derecelerden gelince, full arma keyifli bir orsa, dar apaz seyirle kosturmaya basladik.
Rüzgar Sifnos yaklaşırken sanırım adanın etkisiyle yıldıza drise edince koyun girişini tutturamama endişesi oldu ama rüzgarın artan hızı tekneyi giderek orsalatinca Kamares girişine kadar yelken seyri ile geldik..
............
Hanımlar artık yelken seyrine de iyice alıştı, bir ara Reyhan dümen tuttu..
Teknede geçen günler ilerledikçe deniz tutması vb durumlar da iyice azaldı sanki.. Ilk günler dramamine alıp uyuyorlardı..
.............
Sifnos limanı, denize dik mendiregin iç kısmı ve on kısmı feribotların yanaşıp, bağlanması için ayrılmış.bu mendiregi geçip sancaginiza dönünce yolun ön kısmında 10 tekne kadarlık demir atıp kıçtan kara bağlayacağınız bir beton iskele var. Derinlikler gayet uygun.
Kıyıda elektrik ve su mevcut.
Bu iskelenin hemen arkasında port polis binası var.
.........
Biz Kamares'e vardığımızda, bağlı 2 yelkenli var-dı, kıyıda halat alacak kimse yoktu ve koyun dibinden kuvvetli bir rüzgar vardı.
Iskele ise yüksek sayılır.
.............
Hazırlıkları yaptık.
Usturmacalar bağlandı, demir loçasından cikarildi, biraz tekne pruvasindan sallandirildi, (her seyirde demiri aldiktan sonra bir el incesiyle tedbir olarak bastaki vardavela bağlıyorum, nolur nolmaz di mi? )
Koltuk halatları hazır, kızlar ellerinde roda edilmiş halatlar bekliyorlar. Her ihtimale karşı yedek bir halatta havuzlukta...
.............
Ben demirdeyim, 6-7 metrelere demiri indirip, kaloma vererek tornistanla kıyıya yaklaşmaya başladık, kıyıda kimse yok, yan teknedekiler ise kıyıdan rüzgar üstü halatimizi alacak yerde ellerinde yedek bir usturmaca teknelerini korumaya calisiyor.
Kıyıya halatı atip bağlayana kadar teknenin kici dönmeye başladı, Mustafaya tekrar ileri yolla çıkmasını söyledim.
Zinciri toplamadan zincir üzerine doğru yürüdük, yan teknedekilerin hala kılı kıpırdamıyor.
Tepem attı, zaten rüzgar üstindeler, bizim onlara zarar vermemiz söz konusu değil..
Tekrar tornistanla ama bu sefer yandaki teknenin pruvasina doğru geliyoruz. Adamların gözleri faltaşı gibi oldu.
Rüzgar bize yandan geldiği için yavaşça yan yan kayıyoruz, teknenin başı demir ve zincir nedeniyle tutuyor zaten..
Ben de zinciri bıraktım, kıca geldim ve uygun mesafede beton iskeleye bağlanmış araba lastigine basarak kıyıya çıkıp, Reyhan'in attığı koltuk halatını hemen aneleye voltaladim.
Sonra Hulya nin ruzgaralti halatını aldım ve doblin yapıp geri verdim.
Attigim demir ve kaloma kıyıya o mesafeye gelmemize tam izin vermiş, hızla yaptığımız bu işler sonunda yerimize cuk diye oturduk.
Ekip olarak, yan tekneye yuh, kendimize ise aferin verdik.
Artık bu sıcakta canımız çıktığı için buz gibi suyla kendimizi ödullendirdik.
...........
Önce elektriği kendimiz kimseye sormadan bağladık.
Port polise gidip işlemleri yaptırdık.
Milos dan aldığımız taze barbunlari, patates salatasi ve coban salata yaninda yine soguk birayla afiyetle yedik.
...............
Hanimlar hemen koyun dibinde yine ilgin agaclari icinde upuzun uzanan plaja gitti.
Ben biraz dinlenmek için yattım. Yelken seyrinde kendimi koruyamamışım, sırtım ve ensem iyice yanmış, sızlıyor. Bir havluyu ıslatıp, buzdolabında soğutup, sırtıma koydum ve yattım.
...............
2 saat kadar sonra harbour master teşrif etti. 68 yasında, upuzun ak sakallı biri.
Elektrik, su ve bağlama için toplam 10 euro ödedik.
..............
Biz de hanımların yanına gidip, denize girdik.
Ilk kez plajda soyunma kabini ve duş vardı. Çok sevindik..
Plaj incecik kum, çoluk çocuk denizde oynuyor. Üstsüz guneslenenleri gorunce Mikanos'a hazırlık olsun, gözlerimiz alissin diye hanımları ikna edip, uzunca süre plajdan ayrılmadık.😅
............
Akşam 20.00 e doğru birer top dondurma alıp, tekneye döndük ve 20.30 otobüsüyle Apollonia adlı Chora ya çıktık.
Chora çok güzel, bu ada biraz daha yeşil, ağaç daha çok..
Güzel dar ve temiz sokaklarında yürüdük..
Çok şirin çam, ardıç ağaçları ve çiçekler içinde uzaktan deniz gören bir cafede oturup, romantik müzikler dinleyerek,
Ben, soğuk rose şarap, Hulya ev yapımı limonata, Mustafa bira, Reyhan buzlu su içtik.
Toplam 15 euro hesap ödedik.
Garson kız çok seker bişeydi. Gülüşerek biraz sohbet ettik, bize "scuba claude" adli filmi izlememizi onerip, benim giydigim üzerinde scuba&sail yazan tisortumun fotografini cekti..
............
Oldukça yorgunuz, erken bir otobüsle Kamares limanına döndük.
Liman çok kalabalıktı, tüm taverna ve cafeler dolu..
Bir pizzacida bir porsiyon pizzayı paylaşıp, tekneye geldik.
Teknede çay demleyip, ictik. Saat 23.30 olmus bile..
..........
Port polis binasındaki nöbetçi genç polise yarın erken çıkacağımızı söyleyip, evrakı imzalamasını sağladik, kızlar uyudu, hava çok sıcak, esiyor ama sıcak sıcak esiyor...Reyhan yine havuzlukta yer kapmis, pijamasini giyip, yastigini almis...
Biz,biraz da yarın ki rotayı çalıştıktan sonra Mustafa da uyumaya gitti..
Ben de günlük notlarımı yazmaya başladım..
............
Sifnos'u da çok beğendik diye notlarımı bitiriyorum.😊
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi