Öcal abi mutlaka gidelim birlikte Marmara adasına. Tüm Ege 'ye mermer gitmiş o adadan zamanında..
Bu arada konumuza dönersek batık sayısı bundan çok daha fazlo olmalı ancak Hem Gelidonya batığının hem de Uluburun batığının neden bu kadar limanlara yakın yerlerde battığını için de mantıklı bir açıklamamız oluyor. Kayalara bindirdiler çünkü gece seyri yapıyorlardı!
Gelidonya için sert hava ihtimali de mümkün Böke. Google Earth'ten de görebilirsin ama çıplak gözle oraları gören herkes bilir;
Diğer adı yanılmıyorsam 5 adalar. Adanın biri hayli açıkta, güneydoğu yönünde.
Ben foto bilmiyorum; o nedenle işaretleyeyim; "K" karayı, A adayı temsil ediyor. "a" ise küçük adaları. Alt Alta A'lar Devecitaşı adını alan en büyük adayı
Adrasan
Finike körfezi K K AAAAAAAAA (Sulu ada)
K K
KKKKK
A
a
A
A
A
A
a
a
Şimdi kazılara göre gemi güneydoğu yönünden geliyor. Kıbrıs diyelim; muhtemel Milattan Önce 13. yüzyıl olduğuna göre ve güneydoğudan geldiğine göre, ya Finike'ye, ya Kaş bölgesine gidecek. Bu büyük Devecitaşı adasına çarpıyor. Sonra yükünü saça saça gidiyor ve az ötede (batıda) bir yerde kıçının üstüne oturuyor.
Güneydoğu yönünden geldiğine göre; ilkin büyük adanın bir mil kadar güneydoğusunda kalan adaya bi değdirmesi lazım ki, değdirmiyor.Büyük adanın yarım mil güneyinde bir ada daha var, adam bunu da atlatıyor, gidiyor, zifir karanlıkta bile görülebilecek, takriben 30-40 metre belki biraz daha fazla tepesi olan kocaman adaya vuruyor. Bu ihtimal bana düşük geliyor. Ha şu ise, önce asıl ilkin diğer küçük adalardan birine çarptı sonra kontrolü yitirip, geldi burada asıl darbeyi aldı, olabilir.
Ama ben şunu tahmin ediyorum. Tabii spekülasyon yapıyorum; doğru yanlış neyse;
Şimdi aslına bakarsan o adaların etrafı, arası pek öyle sığlık filan değil. Hayli, ama hayli derin, 20-25 metre, 50 metre,100 metre, belki fazla. Ama Ersin, deniz bir oynar, bir oynar, ne oluyoruz dersin. Küfredersin. Çukur olur, acayip dalga yapar, üstelik her yönden gelir denizler. Hepi topu yarım milde, belki daha az mesafede olup biter, tekrar denizler oturur yerine. Bu bir.
İkincisi, esti mi, çok ama çok fena eser. Hatta Suat Reis anlatmıştı, orada esti mi, Körfezin içini kaldırır diye. Birine de denk gelmiştim ben.Sazak koyuna nasıl girdim gece yarısı,of!
Şimdi düşün; hava palpa iken bile oynak bir deniz sert havada ne hale gelir? Ben bu ihtimali, adaların konumu ve ilk çarpma yeri dikkate alındığında , daha kuvvetli görüyorum.
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.