Eyüp abi aslında belli bir sistematik izliyorum. O yüzden sanki bir yerden bir yere atlıyormuş gibi duruyor:)
Şimdi çalışma şeklim şöyle . Önümde Navionics deniz haritaları ve Google Earth sürekli açık. İlk etapta deniz yollarını bulmaya çalışıyoruz aslında.
Bu konuda eksik bilinen konularının başında bu geliyor. Örnek , Çoğunlukla furni kanalı zorlukları nedeni ile ticaret filolarının güzergahı değil gibi gözüküyordu. ancak 2015 yılında 58 Batık bulunmuş burada.
Denizyollarını tahmin edebilmek için o dönemki ticareti incelemek gerekiyor. Bu açıdan Karadeniz özellikle sinop limanı kritik. Ticaretin başı burası mesela.Özellikle balık ve buna dayalı ürünler hep karadenizden geliyor.
Sonuçta gece seyri yapıldığını biliyoruz artık. O yüzden fener olan limanlar çok önemli. Demek bu noktalardan gece de geçiliyordu ya da gece varılabiliyorsu. Teknelerin yelken yapabilme yeteneklerini biliyoruz da . O yüzden en son çıkış limanı da bulunur . O yüzden tabi karışıkmış gibi duruyor.
Keza fenerleri incelerken Patara ile ilgili çok önemli bir detay ilgimi çekti. Ben Patara'nın nehir kenarında sanıyordum. Oysa değilmiş. Patara limanını kum doldurmuş resmen.
az biraz uklalık edeyim. Ben mesleğe ilk otoyollarda başlamıştım. Beni harita bölümüne vermişlerdi. Tüm yol aplikasyonlarını, köprüleri viadüklerin yerini sahaya tespit eden bölüm bu. Yani haritadan iyi anlarım. Sonrasında Kırkağaç Manisa İzmir otuyolu ön proje çalışmasında görev almıştım. Topoğrafyadan anlarım yani.
Sevgili yelkenci dostlar , sizden ricam burasının Google earth tan lütfen açın. Fenerin yerini bulun. Ağırlıklı batılı rüzgar estiğini de unutmayalım. Şimdi Patara limanına zaman içinde deniz kum taşımış. Ve liman denizden kopmuş.
Şİmdi fenerin yeri çok önemli. Sonuçta limana girişi belirliyor. Peki yüzyıllar içinde buraya neden kum doldu?
Madem deniz bu limana kum taşıyor, kullanıldığı zaman da taşıyor olmalıydı. Niye dolmadı? Çünkü muhtemel şu anda kumsal gibi gözüken yerde bu kumun ttulması için bir mendirek olmalı. Sabahtan beri akıntı ve rüzgarın yönünü, dalgaları ve mevcut topoğrafyaya bakarak limanın hangi yönden denizin kum taşıdığını bulmaya çalışıyorum. Buna göre mendireğin yerini, böylece liman ağzının yapısını, böylece gemilerin nasıl limana girdiğini ve böylece nereden geldiklerini öğreneceğim. Derdim bu.
Bülent, o dönemde makara ya da bir palanga sistemi kullanılmıyormuş. armanın sereninde o yüzden öyle çok taşıyıcı halat var kanımca. BUnlar blogda yazdığım üzere koloma taşları olmalı. Çipa ise ağırlığı taş olan ahşaptan yapılma bir çapa olmalı. Blogda resim koymak kolay diye derli toplu orada yazıyorum.
Mantığım şu. Denizcilik gelenekleri ve yöntemleri hiç değişmedi. Malzemelerin özelliğine göre yöntemler kolaylaştı sadece. Biz koloma vermeyi biliyorsak , muhtemel antik çağlarda da koloma biliniyor olmalı.
detayları yazdım blog da. Özellikle biriİsrailde birisi yunanistan da bulunmuş iki ahşap çapa var. Bir bakım isterseniz.
Sürücü reis , sizin dergiler ile ilgili ayrıca yorum yazacağım.
Cem Gür teşekkürler. Bu arada senin yaptığın nefis çevirmeyi bloğa yükleyemiyorum nasıl yapacağım bilen var mı?