Gönderen: Eyüp Oğan - 06 Kasım 2019, 19:54:30
Lucky Luke ile 20 Kasım Çarşamba günü Marmaris Yat Marina'dan palamar halatlarımızı çözerek tahmini 3 hafta sürecek bir seyre başlayacağız.
Girit'e kadar sırasıyla Rodos-Halki-Karpathos-Kassos adalarını ziyaret etmeyi düşünüyoruz.
Dönüş rotamız henüz netlik kazanmadı, belki Astipalya- Nisiros-Symi üzerinden Marmaris'e döneceğiz.
Aşağıdaki haritada planlanan rotayı görebilirsiniz.
(https://i.imgyukle.com/2019/11/05/Et4KTN.png)
2011 Yılında yine bu aylarda 2 tekne olarak Girit seyri yapmış ve blogumda seyir anılarımızı paylaşmıştım.
http://eyupogan.blogspot.com/2011/11/ve-girit-omerta-sonbahar-gezimiz-2011.html
Bakalım 8 yıldan bu yana neler değişmiş.. :)
Elimden geldiğince bu başlık altında gözlem ve anılarımızı paylaşmaya çalışacağım.
Selam ve sevgiler..
Gönderen: Mustafa Ertör - 06 Kasım 2019, 21:03:46
Gönderen: Murat Erciyes - 06 Kasım 2019, 21:47:28
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 06 Kasım 2019, 22:37:03
Gönderen: Kaan Erdem - 07 Kasım 2019, 01:09:59
Bakalım bu yaz kısmet olacak mı planlamamızda korinth in öbür tarafını ziyaret etme var.
Keyifli bir gezi olsun.
Gönderen: Serkan Güvenen - 07 Kasım 2019, 08:29:36
Keyifle takip edeceğim , selametle .
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 07 Kasım 2019, 08:44:59
her şey kolayınıza olsun.
Gönderen: Taner Özer - 07 Kasım 2019, 09:59:07
8 yıl önceki seyrinin daha dün gibi olması.
Her zaman olduğu gibi keyifle okumuştum.
Ne çabuk geçmiş...
Eminim bu da öyle olacaktır.
Her şey kolayınıza olsun, selametle gidin gelin.
Not: Ekip de Reyhan abla var mı?Eğer varsa okuması çok daha zevkli olacak. ;D
TANER
Gönderen: Ziya GÜNEŞ - 07 Kasım 2019, 15:34:07
Kıskanmadım desem yalan olur
Gönderen: Öcal Turan - 07 Kasım 2019, 16:30:10
Gönderen: Eyüp Oğan - 07 Kasım 2019, 16:39:23
Tanercim, bu seyirde Reyhan olmayacak ama sen yine de keyifle okursun.. :)
Kaancım, senin o gezini hatırlıyorum, telefonun kayıtlı bende gerektiğinde ararım seni..
Murat Reisim, nazik davetin için çok teşekkür ederim, Gökova ya sanırım seneye dümen kırarız..
Ziyacım, kıskanmana gerek yok, seneye de sen gidersin.. :)
Sevgili Öcal, Serkan, Bülent, Ahmet ve Mustafacım teşekkürler..
Seyirde, Zello kanalımızdan haberleşiriz..
........................
Bu gezinin hazırlığını yaparken Cem Eğrikavuk'un Wikiderya'da paylaştığı yazılardan çok faydalandım. https://www.wikiderya.org/wiki/girit
Ayrıca internette tesadüfen https://bizimizimiz.com adresine denk geldim, merak edenlere güzel bilgiler var.
Sevgili Denizci dostumuz Azmi Özer'in hazırladığı http://azmiozer.blogspot.com/p/girit.html sitede çok güzel bilgiler içeriyor.
Son olarak https://www.greeka.com/where-to-go/ çok güzel, fotograflarla desteklenmiş, çeşitli bilgileri içeren bir site, Yunan adaları seyri düşünen dostlar için şiddetle tavsiye ederim.
........................
Bu seyirde - biliyorsunuz sanıyorum, bizim OMERTA adını verdiğimiz bir yelkenci grubumuz var, yıllardır beraber seyir yaptığımız deneyimli, denizci dostlarımdan- bu gruptan 5 kişilik bir ekip olacağız.
Deniz Eskier ( Heyamolahey forum üyesidir, teknesi Ören Marinada), Dr Akif Seval, Ünal Çilingir, Dr Kubilay Çağlar ( teknesi YatMarinada) ve Ben..
Gönderen: Kemal Gündüz - 07 Kasım 2019, 18:02:00
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 07 Kasım 2019, 19:48:07
Gönderen: Hakan Biçen - 08 Kasım 2019, 14:23:14
Omerta anılarını özlemiştik :)
Gönderen: Murat Ayduk - 08 Kasım 2019, 14:37:46
Harika bir seyir, bol keyifli anılar dilerim.
Yazılarınızı bekliyoruz sabırsızlıkla...
Gönderen: Aziz Eryavuz - 08 Kasım 2019, 14:40:57
Gönderen: Erman Yerman - 10 Kasım 2019, 22:28:47
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 10 Kasım 2019, 23:48:18
Selamet dilerim Eyüp abi.. paylaşımlarınızı heyecanla bekliyorum...Erman'ın toprağı... muhtemelen hepimizden heyecanlıdır hikayeleriniz için.
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Erman Yerman - 10 Kasım 2019, 23:58:51
Utanmasam beni de alın ekibe diyecemSelamet dilerim Eyüp abi.. paylaşımlarınızı heyecanla bekliyorum...Erman'ın toprağı... muhtemelen hepimizden heyecanlıdır hikayeleriniz için.
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Kemal Tesbihci - 11 Kasım 2019, 10:23:01
Gönderen: Eyüp Oğan - 04 Aralık 2019, 19:39:34
Arkadaşlar, Girit seyrimizi tamamladık, İstanbul'a döndüm..
Şimdi sıra seyir anılarını yazmaya geldi..
Sevgiler..
Gönderen: Murat Ayduk - 04 Aralık 2019, 19:48:59
Bol videolu ve fotolu olsun ama... Bu kış gününde daha güzel oluyor :D
Gönderen: Eyüp Oğan - 04 Aralık 2019, 21:01:02
Akif , Deniz ve Ben İstanbul’dan, Ünal ve Kubilay Eskişehir’den 19 Kasım Salı günü arabayla yola çıktık.
Tekne seyre hazır, su depolarımız dolu, temiz çarşaflar serildi, nevresimlere battaniyeler takıldı, salondaki masa kısa ayakları monte edilerek yatak haline getirildi, bizi bekliyor.
Lucky Luke bildiğiniz gibi 2 kamaralı ve 2 tuvaletli, arka kamara master kabin olarak düşünülmüş oldukça geniş, ön kamarada oldukça geniş ama dolapları biraz az..
Akif ve Ben arka kamarada, Deniz ve Ünal ön kamarada yatacağız, Kubilay - ki aynı zamanda mutfak sorumlumuz ve aşçıbaşımız- salonda yatacak..
Kasım ayının son günleri havalar soğudu, özellikle güneş batınca soğuk insanın içine işliyor artık..
Tekneye seyir öncesi webasto taktırdım. Artık üşümeye son..
Tekne alış verişini Kubilay Eskişehirden yapacak, taze meyve, sebze ve ekmeği ise yoldan alacak.
Sadece su, bira vb içecek ve eksikleri Marmaristen tamamlayacağız.
Biz İstanbuldan, diğer 2 arkadaşımız Eskişehirden neredeyse aynı saatlerde Marmaris’e girdik..
Netsel Marina’nın arkasındaki okulun bahçesi park olarak kullanılıyor. Oraya park ettik, sarılıp, kucaklaşıp hasret giderdik.
Lucky Luke Yalancı Boğaz YatMarina’da..
Bu nedenle tekneye gitmeden Marmaris Liman önünde yanyana dizili restoranlardan bildiğimiz bir tanesinde karnımızı doyurup, bir iki kadeh içip öyle tekneye gitmeye karar verdik.
Yolda restoran ararken tanıyanlarınız olacaktır mutlaka MIYC eski başkan ve 2 dönem komodorluğunu yapmış dostum İhsan Kalaycı ile karşılaştık. Onun tavsiye ettiği bir restorana oturduk, “hayırdır bu mevsimde ne işiniz var buralarda?” Sorusuna Girit seyrinden bahsedince çok imrendi, keşke haberim olsaydı, ben de gelirdim dedi..
Gec vakte oturduk, Balık- Meze- Rakı içip, önce hal hatır sorup, eş dost hakkında konuşup, sonrası yarın ki seyri planlayıp, içki içmeyen Akif’in yolda polis vb kontrol var mı
Diye önden benim arabayla , arkamızdan bu nedenle 2 kez ehliyeti alınan arkadaşlar takip ederek Yat Marinaya gelip, tekneye yerleştik..
Tekneye yerleştik derken, yapılan tüm alış verişi -ki suyu bile oldukça ucuz diye Metro dan almışlar- tekneye, buzdolapları ve sintinedeki saklama kaplarına, dolaplara yerleştirdik..
Güneş batınca hava iyice soğumuş, yol yorgunluğu ve arkasından iyice doymuş midelerimizle oldukça üşümüştük..
Ama ne gam.. Lucky Luke’da artık webasto var. Hemen yaktık kaloriferimizi, 2 dk içinde tekne hamam gibi oldu.. Birer duble de yatmadan viskimizi içip uyuduk..
…………………………………..
Çıkış İşlemleri ve Rota Rodos (20 Kasım Çarşamba)
Sabah 8.00 gibi kalkıp, elimizi yüzümüzü yıkayıp, duşlarımızı aldıktan sonra ilk kahvaltımızı Reyhan’ın da yolluk olarak gönderdiği ev yapımı puana ve börekleri eşliğinde teknede yedik..
Gümrük, pasaport, çıkış ve giriş işlemlerimizi Marmaris’te tanıdığım acentesi olan Uğur yapacak, whatsupla istediği belgeleri gönderdim. “Abi, 1- 1.5 saat sonra işlemler biter, siz o sırada Netsel Marina’nın bitişiğindeki yer alan Gümrük binası iskelesinde hazır olun” dedi..
Bizde belirlediğimiz eksikleri marina marketinden tamamlayıp, avara olduk. Önce Netsel yakıt istasyonundan mazotumuzu fulleyip, gümrüğe gitmeye niyetlendik. Yakıt için gittiğimizde koca bir motoryat yanaşmış mazot alıyordu.
Bizde önce gümrüğe gitmeye karar verdik, gümrük, pasaport, transit Log vb işlemleri bitirdikten sonra tekrar yakıt istasyonuna gittik, motoryat hala mazot alıyordu..
Eski yıllarda Gümrük önünde bizim gibi yelkenlilerin bağlanması için ponton vardı, şimdi o kaldırılmış, Marinanın dış mendireğinin ucuna büyük feribot ve Cruise gemilerin bağlandığı yüksek beton rıhtıma aborda olup, büyük araba lastiklerine basarak çıktık..
(https://i.hizliresim.com/9YB2GZ.jpg) (https://hizliresim.com/9YB2GZ)
Sonunda mazotumuzu alıp rotamızı Rodos Mandraki limana çevirdik.
Hava güneşli, açık, rüzgar yok gibi.. Motor seyriyle gidiyoruz.. Yolda Rodos’ta acentelik yapan Figen’i telefonla aradım (0030 695 735 4714), benden crew listi ve pasaportların fotograflarını ve Sigortayı istedi, bu sigorta’nın özellikle Yunanistan ile ilgili klozunu görmek istiyorlar (ingilizcesini). Whatsup tan yolladım.
Tepai vergisi içinde teknenin register belgesi lazım..
4-5 saat kadar sonra Rodos Mandraki limanda Figen bizi karşıladı ve bize gösterdiği yere Demir atıp, kıçtankara olduk..
Figen, tüm işlemleri tamamlamış, Tepai vergimizi yatırmış (bizim tekne için 118 euro) sadece Gümrük polisi bizi görmek istediği için Figen’in babasının kullandığı minik arabaya sığışarak, bir arkadaşımızda Figen’in motorunun arkasında Cruise gemilerin bağlandığı rıhtımda bulunan Gümrik binasına gittik.
Orda 5 dk kadar süren bir işlemden sonra evrakları bir dosya içinde bize verip, tekrar Mandrakiye geldik, Figen ve babasıyla teşekkür edip, vedalaştık.
(https://i.hizliresim.com/AOl51z.jpg) (https://hizliresim.com/AOl51z)(https://i.hizliresim.com/4pJbap.jpg) (https://hizliresim.com/4pJbap)(https://i.hizliresim.com/JVgnQW.jpg) (https://hizliresim.com/JVgnQW)(https://i.hizliresim.com/OrX7oz.jpg) (https://hizliresim.com/OrX7oz)(https://i.hizliresim.com/GZro9N.jpg) (https://hizliresim.com/GZro9N)(https://i.hizliresim.com/yGOL09.jpg) (https://hizliresim.com/yGOL09)
(Devamı var)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Aralık 2019, 08:18:32
Gönderen: Çetin Kent - 05 Aralık 2019, 10:35:51
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 05 Aralık 2019, 11:05:51
Oyyyy. Bu konuyu kaçırmışım. Eyüp abim, notlarını merakla bekliyorum.
Niye ?
Senin Samos'un var . Gözünü Girit'i de mi diktin. :)
Ordan kaç kitaplık malzeme bulursun Çeto kaptanım
Gönderen: Eyüp Oğan - 05 Aralık 2019, 23:15:54
Yunanistan’a giriş işlemlerimizi Figen sayesinde zahmetsizce yaptıktan sonra, kısa bir şehir turu, kale içi gezisi yaptık, heryer bomboş, aslında bu benzetmeyi tüm seyir boyunca yapacağız ve yazacağız..
(https://i.hizliresim.com/NLQ1DO.jpg) (https://hizliresim.com/NLQ1DO) (https://i.hizliresim.com/kMPW6W.jpg) (https://hizliresim.com/kMPW6W)
Zaten Mandraki Limanın bu kadar boş olmasından ve rahat bağlanmamızdan şüphelenmiştik..
Sezon dışı olması nedeniyle, turist yok, seyirde tekne yok, dükkanlar kapalı, tavernalar büyük yerleşim yeri bulunan adalar dışında çoğu yerde kapalı..
Bu mevsimde seyrin en büyük avantajı hangi saatte gidersen git, bomboş bir limanla karşılaşıyorsun.
Çok kişisel bir yorum olacak ama sıcak olmaması, nem olmaması, sinek vb olmaması gibi durumlar beni çok mutlu etti..
Güneş batınca havanın soğuması, havanın çok erken kararması ise dezavantaj sayılabilir.
Ama arkadaşlar neredeyse her gün denize girdiler, öğlen saatlerinde güneş oldukça ısıtıyor ve deniz hala sıcak..
Zaten rotamızın giderek güneye doğru olması nedeniyle hava hiç çok soğuk olmadı..
………………………………………………
Hava kararmaya başlayınca karnımız da iyice acıkmıştı..
Figen’in bize tavsiye ettiği Tavernaya doğru yollandık..
(https://i.hizliresim.com/anZGYz.jpg) (https://hizliresim.com/anZGYz)
Tahminlerimizin üzerinde bir kalabalık vardı, oldukça da şirin bir yer.. Açık havada bahçesinde 5 kişilik bir masaya yerleştik, güzel bir yemek yedik, mezeler deniz mahsulü, ana yemek ise et ağırlıklı tercihler yapmışız..
(https://i.hizliresim.com/4pJMQ7.jpg) (https://hizliresim.com/4pJMQ7)
Barbayani Uzo ve ev şarabı eşliğinde yemeği yedikten ve Grek kahve içtikten sonra Rodos sokaklarında yürüdük, daha önce gittiğimiz bazı barları aradık ama maalesef kapalıydılar, ekipte bir parça hayal kırıklığı olsa da umutları Girit’e taşıyarak tekneye döndük..
Oldukça yorulmuşuz, bu ilk gün hep böyle oluyor zaten, tekneye yerleşme, alış verişler, çıkış işlemleri ve 25 nm yol sonrası bağlanma ve 4-5 saat yürüyerek gezme derken yemek sonrası ve akşam gezisi bizi çok yormuştu..
Birgün önce Kubilay havuzlukta uyuyunca, Ünal salonda yatmaya, Deniz önkamarada tek yatmaya başladı, tüm gezi boyunca da böyle devam etti..
Birer duble viski içip yel değirmenlerinin hemen önünde kıçtankara bağlı olan teknemizde yattık..
(https://i.hizliresim.com/BOBALg.jpg) (https://hizliresim.com/BOBALg)
Yarın rota Halki adası..
(Devam edecek)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Aralık 2019, 23:29:08
Gönderen: Burak Doneray - 05 Aralık 2019, 23:38:21
Gönderen: Kaan Erdem - 05 Aralık 2019, 23:58:49
Gönderen: Kemal Gündüz - 06 Aralık 2019, 07:04:02
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: O.Utku Uçkan - 06 Aralık 2019, 10:55:36
Gönderen: Eyüp Oğan - 06 Aralık 2019, 15:17:20
En erken Deniz kalkmış, bu durum tüm seyir boyunca böyle devam etti.
Kimseyi uyandırmamaya çalışarak sessizce çıkıp, güneşli ama serin sabah saatlerinde boş Rodos sokaklarında gezip, açık bulduğu “bakery” den taze ekmek ve tuzlu, tatlı unlu mamullerle eli kolu dolu tekneye geldi..
Bizlerde uyanmıştık.. Kubilay aynı zamanda mutfak şefimiz.. Tekne havuzluğunda çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı.. Çaylar demlendi, yumurtalar haşlandı, domates, biber, salatalık söğüş, beyaz peynir ve kaşar, zeytin, yağ ve bal.. Reyhan’ın gönderdiği poğaçalar da henüz bitmemiş..
(https://i.hizliresim.com/P7bDoQ.jpg) (https://hizliresim.com/P7bDoQ)
Valla keyfimize diyecek yok, sofrayı görseniz böylesi Acem Şah’ında yok.
Kahvaltı sonrası, havuzluk ve masayı toplayıp temizledikten sonra yavaş yavaş seyir hazırlıklarına başladık.
Pasarellayı topladık, hafif bir rüzgar var, rüzgar altı koltuk halatını topladık. Motoru çalıştırıp, navigasyonun sigortasını panelden açıp, telsizi 16.kanala getirip, havuzluğa çıktım.
Tekne kaptanı olarak tüm yanaşma, bağlanma ve ayrılmaları ben yaptım. Tabi bu deneyimli ekiple bu işi yapmak inanın çocuk oyuncağı.. Birlikte çok uzun yıllardır seyir yapıyoruz..
Herkes işini son derece iyi biliyor, birbirini tamamlıyor, herhangi bir uyarıya gerek kalmıyor, sesler yükselmiyor, huzur içinde yanaşıyor ve ayrılıyoruz..
Rüzgar üstü koltuk halatını Deniz aldı, Ünal demiri topluyor, yeni Rocna 33 ve 12 ilk zincirle zıpkın gibi duruyoruz, sanırım ilk ve son kez Rodos’ta demirledik.. Diğer tüm limanlarda bomboş rıhtım ve iskelelere aborda olduk..
Pardon, bir kere de Nisiros Paloi Limanda 3 m suya demirledik, gerçi orda da aborda olabilirdik..
Rodos Mandraki limanın çamurlu zeminine gömülmüş çapamızı biraz zorlanarak yerinden söküp, topladıktan sonra yavaşça limandan çıktık. Akif ve Ünal usturmaçaları toplayıp vardavelaya asıyor.
İskelemize dönerek güney batı yönünde uzanan Rodos’u iskele bordamızdan izleyerek Halki ye doğru yaklaşık 35 nm sürecek seyrimize başladık..
Hava güneşli, açık bir gökyüzü var, rüzgar maalesef yok, anayelkeni bastık ama motorla seyrediyoruz.
Yeri gelmişken yani henüz stokları bitirmemişken içki durumundan bahsedeyim.
Ev yapımı 4 kg rakı ve 3 şişe viski’yi yapımcı arkadaşımız getirdi. Teknede 4 şişe şarap, 1 şişe viski ve yaklaşık 10 adet Bomonti Filtresiz bira vardı, ayrıca Marmaristen 4-5 şişe şarap, 2 düzine Bomonti filtresiz bira, bir litrelik rakı daha ilave alındı. Bunlar benim hatırladıklarım, eksiği varsa arkadaşlar hatırlatır ,yazarlar.. (Heyamola Hey üyesi seyir arkadaşlarım)
Deniz ve Akif seyire içki içmediklerini beyan ederek başladılar..
Neyse sonuç olarak bu stok daha ilk hafta bitmeden suyunu çekti, gittiğimiz yerlerde tavernalarda içtiğimiz uzo, rakı (Yunanlılara has, anasonsuz, küçük bardaklarda shot tarzı içiliyor), homemade sofra şarapları hariç bu yazdıklarıma..
Neredeyse her akşam 5 kişi bir şişe viski bitirdik..
………………………………
Biz, kendi küçük dar grubumuzla yıllardır kış ve bahar aylarında seyirler yapıyoruz, bu grupta arkadaşlar bana “komodor” der.. Bunun nedeni denizle ilk temas eden ve diğer arkadaşlara da bu güzel hobiyi tanıştırmamdır.
Çoğuna ilk yelken eğitimini ben ve Burhan vermişizdir.
Hatta bu işi sonradan profesyonelce yapmaya başladığımızda grubumuzun adından esinlenerek bir yelken okulu kurmuştuk. Hala eğitimlere devam ediyor.
Şimdi bu faaliyeti ben sürdürmediğim için rahatça yazıyorum.
Eğer çevremizde yelken eğitimi almak isteyen olursa her zaman yazıp, söylediğim şey Türkiye Yelken Federasyonu’nun kurumsal sitesindeki yelken okullarını tavsiye etmektir.
https://www.tyf.org.tr/sayfalar/tuyep-uygulama-merkezleri/
Artık arkadaşlarımızın bir kısmı tekne sahibi oldu, hepsi deneyimli yelkenci oldu..
Niye anlatıyorum;
İlk bakışta 5 kaptanın olduğu bir ortamda teknenin yolunu zor bulacağı düşünülebilir.
Ssonuçta 2 hafta süren uzun seyirde nasıl oluyor da sakin, kavgasız gürültüsüz keyifli seyir yaptınız sorusu aklınızda oluyordur. :)
Tüm kararları ortak alıyoruz, tartışmalı durumlarda herkesi dinledikten sonra son kararı ben veriyorum, tüm arkadaşlar saygı duyuyor ve uyguluyoruz..
Bu kadar basit..
Şimdi bu seyrin ekibini tanıyalım..
………………………………………..
Uzakta Alimnia adası ve ardında Halki siluet olarak belirdi..
Sancak kıç omuzluktan gelmeye başlayan rüzgar biraz artınca Cenovayı da açtık, motoru kapadık hafif hafif tekne yürümeye başladı, ekipte herkesin keyfi yerine geldi, ince trimlerle uğraşmaya başladılar..
Yavaştan karnımız da acıkmaya başladı, önce biraz meyve yedik, biraz da kuruyemiş, bira eşliğinde...
Ama kesmedi…
Kubilay mutfağa indi, biraz sonra elindeki tahta tepsi ve üzerindekini görünce gözlerimize inanamadık..
Neyse ne dediğimi anlatamam en iyisi fotografını paylaşayım..
(https://i.hizliresim.com/gP16A2.jpg) (https://hizliresim.com/gP16A2)
Göz açıp kapayana silip süpürdük, daha var mı? diye yalanarak Kubi’ye yalvaran gözlerle bakmaya başladık ama Halki’de akşam yemek yiyemeyiz diye yeter dedik..
Rotamızı Halki’ye doğru biraz düzeltince rüzgar da yön değiştirince tramola atmaya başlayınca Deniz dümende tekne dönmüyor dedi..
Ve denizde zor anlar..
(Devam edecek)
Gönderen: Eyüp Oğan - 06 Aralık 2019, 15:27:06
Oyyyy. Bu konuyu kaçırmışım. Eyüp abim, notlarını merakla bekliyorum.
Çetocum, senin enfes yazılarından sonra benimkisi çok yavan kalıyor, beni stresse sokma.. beklentilerini yüksek tutma..
Gönderen: Eyüp Oğan - 06 Aralık 2019, 15:29:17
Eyüp abi harikasın . :)xx Daha önce yazmadım ama Leo,Ahmet,Kemal,Mustafa abi ayni tarihlere bu geziyi planlamistik sonra Leo trafik kazasi gecirdi arkasindan Mustafa abinin engeli çıktı . İptal etmek zorunda kaldık Sayende gitmiş kadar oluyoruz.Teşekkürler.
Burakcım, Leo ya geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen! umarım ciddi bişey yoktur..
Siz de seneye gidersiniz.. hatta HeyamolaHey rallisi yaparsınız..
Selam ve sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 06 Aralık 2019, 15:33:28
Benim hiç ilgimi çekmedi ama çok hasetlendim. ;)
Evet, beklemedeyiz. Teşekkürler
Harika gidiyor.Devamını bekliyoruz.
Etsin tabii. çok büyük bir zevkle okuyorum.
Hoşgeldin abi :)
Bol videolu ve fotolu olsun ama... Bu kış gününde daha güzel oluyor :D
Okuyan, takip eden, yorum yapan tüm dostlara teşekkürler..
Sevgiler..
Gönderen: Deniz Eskier - 06 Aralık 2019, 16:48:04
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 06 Aralık 2019, 19:51:20
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 06 Aralık 2019, 21:52:28
Gönderen: Cemalettin Özen - 07 Aralık 2019, 00:07:38
Kış günleri ve ıssız boş limanlar.. Ne kadar severim böyle zamanları. Bilindik yaz seyirlerinden bir farkı olmalı.
Paylaşımınız için teşekkürler. Keyifle takip ediyorum.
Gönderen: Eyüp Oğan - 07 Aralık 2019, 12:21:19
Deniz tramola atarken iskeleye dümen kıramayınca biz hep beraber “iskele yapsana, iskele yapsana” diye bağırmaya başladık. Elbette Deniz bu işi hepimiz kadar, muhtemelen daha iyi biliyor..
“Dümen iskeleye dönmüyor!” dedi..
Birden teknede bir sessizlik oldu, Deniz’e bir daha dene derken acaba palaya bişeyler mi doladık vb düşünceler beynimden hızla geçti..
Kubilay dümen palasına baktı ve herhangi bir ağ, çuval vb bişey olmadığını söyledi..
Ve o ilk anda tekne sancağa biraz zorlanarak dönüyordu.
Önce yelkenleri kapadık, motoru çalıştırdık..
Önümüzde Alimnia adası artık oldukça net bir şekilde görünüyor.. Motorla yavaş yavaş ilerliyoruz ama tekne dümen dinlemiyor, o haldeyiz yani..
Açıkçası hiç birimiz böylesi bir durumla önceden karşılaşmamışız…
Aklıma Dilek Ergül’ün Atlantik Okyanusu’nda teknesinin palasını kaybetmesi ve sonucu yaşadıkları geliyor.
Gezgin Korsan forumda o dönem yapılan tartışmalar, böylesi durumda tekneye nasıl dümen işlevi görecek donanımlar yapılır vb şeyleri hatırlamaya çalışıyorum.
Allahtan eşimle, çoluk çocuk böyle bir durumda kalmadım diye de teselli ediyorum kendimi..
Teknede acil dümen yekesi nerde diye hemen portuçtaki Demir dümen yekesini çıkardık. Havuzluğun kıç kısmında bulunan acil yekenin takılacak minik kapağını söktük ve yekeyi taktık ama yeke de çalışmıyor.. Canımız iyice sıkıldı..
İçimizde en serinkanlı kalan Deniz, dümen dolabına nasıl ulaşırız diye sordu ve açıkçası bu yeni teknemde ben de bilmiyordum.
Önce arka kamaradan ulaşabilir miyiz diye arka kamaradaki yatağı kaldırdık, arka duvarındaki ahşabı sökmeye çalıştık ama görünürde sökebileceğimiz herhangi bir vida vb görmeyince vaz geçtik.
Tekrar havuzluğa dönüp, tekneye arka girişteki vidaları söktük, can salını bulunduğu yerden çıkarıp arka kapağı yerinden çıkardık ve bingo ! O kapağı kaldırınca dümen tesisatı karşımızdaydı, o girişe iki kişi bir sehpada oturur gibi rahatça oturup, elimizle de rahatça dümen tesisatına ulaşabilir haldeydik.
Havuzluktan acil durum yekesini takmak için açtığımız yere kuvvetli el fenerimizi yakıp soktuk, kuvvetli ışık sayesinde dümen tertibatının olduğu yer aydınlandı.. (video da ters durumda sarı renkli feneri göreceksiniz)
Bir video paylaşacağım, eminim fikriniz oluşacaktır.
10 dk lık bir videomuz daha var ama uzun olduğu için paylaşmıyorum.
Deniz Eskier reisimiz belki daha anlaşılır bir izahat yapar.
Sağ ve sol tarafta 2 ‘er adet bir makara var, bu makaralara çelik tel sarılı, bu çelik teller sağ ve soldaki makaralardan geçip, ortada yer alan bir dairenin 1/3 ü büyüklüğünde bir dilim oluşturan bir kasnağın arka tarında birbirini çaprazlıyor ve iki farklı ön tarafta birer somunla kilitleniyor. Bu somunlar (loctide galiba) bir kimyasalla sabitlenmiş, somunları biz gevşetemedik..
Biz baktığımızda bu çelik teller makaralardan ve kasnaktaki yuvalarından çıkmış haldeydi. Açıkçası neden çıktığını bilmiyoruz. Nedenini henüz bilmemekle birlikte şimdi iyi ki orada çıktı, başka bir kombinasyonda ve şartta (marinaya yanaşırken, dar ve kalabalık bir yerde manevra yaparken vb ) çıksaydı kimbilir n’olurdu? Düşünmek istemiyorum..
Ayrıca hidrolik bir düzenek var. Tüm teller gresli..
Halkalara teli tekrar takmak kolay oldu ve sorunu çözdük sandık fakat sonrası kasnağın arkasına da bu tellerin yuvalarına geçirilmesi gerektiğini farkettik (Deniz uzunca bir gözlemle bu düzeceği inceleyip, farketti) ama tel o kadar sınırıda gerilmiş ki.. bir türlü teli yerine layıkıyla takamadık, sonunda Kubilay benim yerime girip, Deniz’in yönlendirmesi ve açıklamasıyla durumu inceledi ve kasnağı gevşetip, teli takıp sonra tekrar kasnağı sıkıştırarak sorunu çözdü.
(https://i.hizliresim.com/jq7r6m.jpg) (https://hizliresim.com/jq7r6m) (https://i.hizliresim.com/mX9go0.jpg) (https://hizliresim.com/mX9go0)
Daha detaylı bakımı Marmaris’te ustalara yaptırmayı düşündük. Tüm seyir boyunca bir daha da benzer bir sorunu yaşamadık.
Sorunu çözünce ortalığı neta edip, elleri kolları temizleyip, yağ, kir pas olan üstümüzü değiştirip, hızla Halki’ye dümen tuttuk.
(https://i.hizliresim.com/7BGWdl.jpg) (https://hizliresim.com/7BGWdl)
Yaklaşık 1,5 saat uğraşmışız. Ama akşam henüz güneş batmadan Halki Liman’a varıp, feribot gelmeyeceğini de öğrenip, aborda olduk..
Halki limanın girişinde sancakta yelkenli tekneler için bir ponton vardı, onu muhtemelen sezon bitti diye sökmüşler..
(https://i.hizliresim.com/YdG86Z.jpg) (https://hizliresim.com/YdG86Z)
Şimdi deniz zamanı..
(https://i.hizliresim.com/86yWz7.jpg) (https://hizliresim.com/86yWz7)
Deniz sefası sonrası Halki’yi gezdik, zaten hava kararmaya başlamış ve terkedilmiş kasaba görüntüsündeki Halki’yi gezme işi 1 saatte bitti..
Halki, bence en şirin ve güzel Yunan adalarından birisi, şiir gibi bir ada..Bol bol fotograf çektik
(https://i.hizliresim.com/P7b228.jpg) (https://hizliresim.com/P7b228) (https://i.hizliresim.com/gP1vvN.jpg) (https://hizliresim.com/gP1vvN)
Deniz kenarında açık 2 taverna var. Biz içkimizi getirebilir miyiz diye sorup evet cevabını alınca sahibi Arnavut olan ve sonradan giderek kalabalıklaşan tavernaya gittik..
Beklentimizin üzerinde lezzetli bir yemek yedik, bol bol rakı eşliğinde..
(https://i.hizliresim.com/9YBWA8.jpg) (https://hizliresim.com/9YBWA8)
Yemek sonrası kısa bir tur atıp tekneye geldik, havuzlukta oturup, sohbet edip, biraz müzik dinleyip yatmadan birer duble viskimizi de içip yattık.
Ünal bizden sonra eski Halki günlerini anarak bir süre daha oturup, rıhtımda yürüyüş yapan ve köpeklerini gezdirenleri izleyip, köpeklerini severek vakit geçirip öyle yattı..
Gece şimşekler eşliğinde giderek artan güzel bir yağmur yağdı, pıtır pıtır yağmur seslerini dinleyerek uyuduk..
Yarın Rotamız Karpathos…
(Devam edecek)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 07 Aralık 2019, 20:58:20
Gönderen: Doğan Erbahar - 07 Aralık 2019, 21:07:58
Gönderen: Âli San - 07 Aralık 2019, 21:12:31
eski Kalamışlı dostlarınız ne keyifle okuyoruz bilemezsiniz...
Sağolun varolun !
Gönderen: Eyüp Oğan - 07 Aralık 2019, 23:14:45
Sevgili Eyüp bey,
eski Kalamışlı dostlarınız ne keyifle okuyoruz bilemezsiniz...
Sağolun varolun !
Sevgili Ali, okuyup beğendiğin için çok sevindim... Sizler de sağolun, varolun.!
Kalamış günlerimizi yad ederek anıyorum, tekrar görüşmeyi çok isterim..
Sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 07 Aralık 2019, 23:18:30
Şu hengame bitsin rahat rahat okuyacağım, çok güzel yazıya benziyor, hızlıca göz gezdirebildim... :)
Aslında bu seçim hengamesinde yazılarım güme gidiyor mu diye endişeleniyor ve ara vereyim diye düşünüyordum.
Sonra forumun asli görevi bu tür denizci paylaşımların olması gerektiğini düşünüp, hem belki kafaları da boşaltır bir mahiyette seyir yazısı olduğu için yazmaya devam edeyim dedim..
Doğan hocam, DT olursan hiç okuyamazsın endişe ettim şimdi..
Selam ve sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 07 Aralık 2019, 23:28:22
Aynı sorun bizim gibi küçük teknelerde olsa... fena! Nasıl sığacaksın daracık yere.
Bu dümen, pala vb sorunu küçümsemeyelim bence, teknik konu olarak deneyimli arkadaşlar enine boyuna yazarlarsa iyi olur.
Ben neredeyse 20 yılı aşkın denizlerdeyim, hiç acil durum yekesini kullanma gerekliliğim olmadı, eminim sizlerinde..
Yazdıklarımı okuyunca, fotoğraflardaki gülen yüzlere bakınca içinde bulunduğumuz durumun vehametini anlatamadığımı düşünüyorum.
Ekipte herkes mutlu mesut ve gülüyordu, hem sorunun çözüleceğine emindiler, hem de o ortamda dümensiz kalsak bile "ohh ne iyi, istanbul'a, trafik yoğunluğu, kalabalık ve dertlerden uzak kalmanın en keyifli mazereti" diye düşünüyorlardı herhalde..
Gönderen: Erman Yerman - 08 Aralık 2019, 00:19:23
Anınızı keyifle okuyurum... Devamını sabırsızlıkla bekliyorum
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 08 Aralık 2019, 00:26:32
Gönderen: Erman Yerman - 08 Aralık 2019, 00:41:26
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Mücahit Karabaş - 08 Aralık 2019, 10:23:13
Gönderen: Öcal Turan - 08 Aralık 2019, 11:19:42
Dümen palasına hükmeden hidrolik piston bağlı olduğu mesneti kırdı ağır havada . Hemen aşağıya indim ,pistonun pala bağlantısını sökerek bir gün başıma gelirse diye hazırda tuttuğum ve takacak yerini de yaptığım yedek yeke kolunu taktım ve o zamanlar tek marangoz un olduğu Akyaka ya kadar gittim ve orada onarımı yaptık. Aklımı sevdim o an. :)
İkincisinde aynı piston problemi Erman reis in teknesinde başımıza geldi geçen kış Kıbrıs a giderken .
Bu sefer pistonun bağlantısını sökemedik, her ne hikmetse dümen palası bağlantısının kaynakla tutturulmuş olmasından dolayı ve dümen kasıldı kaldı.
Zaten sökse bile idik bir yeke bağlantısı yok idi , ama belki bir süpürge sapı filan bağlardık. :)
Problem aslında geliyorum dedi bana daha önce başıma geldiği için ama teknedeki diğer üç kaptana lafımı dinletip müdahale ettiremedim , zamanında müdahale edip pistonu yerinden kopmadan önce sağlamlayabilirdik en azından. Bir oylama yapıldı o an teknede ve tecrübeli olanın değil keyif yapmak isteyen tecrübesiz in dediklerinin yapılmasına karar verildi , sonunda da bu işler oldu. Sonrasında Allah dan hava yardımcı oldu da Bülent reis Kıbrıs a kadar çekebildi tekneyi.
Yukarıdaki ''dört kaptan batırıyorduk'' lafına inanmayın. Sesi çok çıkan ve cüssesi de iri bir kaptan tekne sahibini de etkisine aldı ve o batırıyordu. Ben etkisi yetkisi olmayan turist gibi idim. :)
Demem o ki ekip uyumu da çok önemli kalabalık seyahatlerde. Sizin ekip moralini bozmadan iyi çalışmış. Birbirine yardımcı olmuş ve gerilmemiş. Tebrikler.
Bu durumlarda iskele veya sancak kıç dan atılıp vinçlerle trim edilecek ,ucuna bir şeyler bağlanmış bir halat ,dümen vazifesi yapabilir o an için.
Bir diğer yöntem de botu indirip başa yakın olarak bordaya başından ve kıçından sıkıca bağlamak ve onun motoru ile tekneyi yönlendirmek.
Selametle ,
Gönderen: Deniz Eskier - 08 Aralık 2019, 13:00:26
Deniz tramola atarken iskeleye dümen kıramayınca biz hep beraber “iskele yapsana, iskele yapsana” diye bağırmaya başladık.
Ben buradan konuya dahil olayım. Komodorum gezi anısı olduğundan okuyanların keyfini fazla kaçırmak istememiş :)
Henüz yelkenleri yeni açmış, rotaya girmek üzereydik. Hava sakin ve deniz dalgasızdı. Zaten video da görülüyor. Öncesinde beklenmedik bir ses veya alışkın olmadığımız birşey olmadı. Bir anda dümen palasını tutan bir kuvvetle karşılaştım. Oto pilot standby. Eyüp komodorumun yelkenlisinde elektronikler türkçe. Kırmızı renkli BEKLEMEDE yazıyor. İskeleye dönemiyorum deyince ekip yerinden fırladı ve çalışmalar başladı. İlk aklımıza; ağa veya halata takıldık mı? sorusu geldi. Ama hafif yol gidiyoruz. Kubilay kaptan yukarıdan bakarak kontrol ettikten sonra palaya takılı birşey yok deyince motoru çalıştırdık. Pervane ve motorda sorun yok. Tekneyi kontrol edemiyoruz. Aslında tam tanımı dümen kilitlendi.
Benim yelkenliden önceki motor yatımda hidrolik dümen yağı eksilince benzer bir durum olurdu. Kırmızı yağı ekleyince düzelirdi. Ama bunda hidrolik yok. Bir arkadaşımın yelkenlisinde Fenerbahçe marinaya yanaşırken benzer bir durumla karşılaşmıştık. Bir anda dümen iskeleye dönüyor ama pala dönmüyordu. Sancak tarafa sorunsuz çalışıyordu. Marinada olduğumuz için sorun yaşamamıştık.
Acil durum yekesiyle de önceden tesadüfen karşılaşmıştım. Merakımdan kendi yelkenlimde, pontona bağlıyken takıp denemiştim. Her yelkenli de farklı yerden ama dümen palasının milinin tam tepesine takılıyor. Kıvrılmış bir su borusu görünümünde olsa da işe yarar bir alet.
Acil durum yekesini dümen palasının tepesindeki mile takınca kontrol etmeyi bekliyordum. Olmadı. Kubilay kaptanımla biraz zorladık yine olmadı. İşte o anda elim ayağım buz kesti.
Şimdi dümende dönmüyor, dümen palası da hareket etmiyor...
Gönderen: Eyüp Oğan - 08 Aralık 2019, 13:06:24
İki sefer başıma geldi Eyüp hocam.
...........................
...........................
Bu durumlarda iskele veya sancak kıç dan atılıp vinçlerle trim edilecek ,ucuna bir şeyler bağlanmış bir halat ,dümen vazifesi yapabilir o an için.
Bir diğer yöntem de botu indirip başa yakın olarak bordaya başından ve kıçından sıkıca bağlamak ve onun motoru ile tekneyi yönlendirmek.
Selametle ,
Katkınız için sağol Öcal Reisim, önemli paylaşımlar yaptınız..
Kıbrıs seyrinizi okumuştum, hatırlıyorum. Arkadaşlar, sana hissettirmeseler bile, senin deneyimini bildikleri için rahatlardı eminim,
Olaylar, başa gelenler , o anki gönül koymalar gelip geçici, içinden çıkarılacak dersler önemli.. Pozitif yönünden bakmalı hayata..
Sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 08 Aralık 2019, 13:08:00
Halki açıklarında zor anlar..!
Ben buradan konuya dahil olayım. Komodorum gezi anısı olduğundan okuyanların keyfini fazla kaçırmak istememiş :)
Hah işte Deniz geldi..daha detaylı yazıyor..
Sağolasın..
Gönderen: Hamdi Atalay - 08 Aralık 2019, 18:35:20
8-7 sene once bende elan 33 vardi resimdeki sitemden
Gulluk balikci barinaginda baglarken dumeni baglayip sabitlemeden tekneden cikip gitmistim geri geldigimde pala firtinadan teli koparmis ve dumen palasini tam alabanda yapip alt govdeye sikistirmisti (klavye ingilizce kusura bakmayin ) neyse geldim dumen adeta kitlenmis inceledim 3 mm olan quadrant denilen yarim daireye palanin miline bagli tel kopmustu
uzun ugraslardan sonra pedestalda pusula ve nersa bosaltip pedestal icindeki zincir dislisine gecen zinciri ve ucundaki quadran a giden telleri sokup temizledim Bodrum alizeden 5 mm krom tel ve krom tel kilitleri civatali teli icine hapsedip sikilan parcalari alip tekneye dondum ve tum sitemi tekrardan yeniledim Eyup abinin tekne buyuk 33 feet te cok daha dardi uzun ugrastan sonra hallettim
bir kac gun sonra arkadaslarim geldi hadi cikalim dedik halatlari koyverdik verdik yolu demiri toplayip barinakta dar alanda manevra yapayim derken :P telleri ters baglamisim ;) iskele yapinca sancaga sancak yapinca iskeleye gidiyor o gun bayagi bir eglenmistik :) :) :)
Gönderen: Eyüp Oğan - 08 Aralık 2019, 18:58:45
Dün gece uyumadan önce teknede bugünün rota ve planlamasını yapmıştık.
Aslında önemli bir sorunumuz vardı. Tüm hava tahmin siteleri Akdeniz üzerinden gelen bir fırtınanın bizim seyir rotamızın üzerinde olacağını öngörüyordu.
(https://i.hizliresim.com/qAXzyW.jpg) (https://hizliresim.com/qAXzyW)
Bu seyirde biraz da bu fırtınaya yakalanmamak, fırtınanın şiddetini artıracağı günde sağlam, güvenilir bir limanda bulunmak için fırtına ile köşe kapmaca oynadık.
Eskiden olsa bu kadar temkinli olmaz hatta fırtınada seyir yaptım, şöyle dalga vardı, şu kadar bofor havada çıktım, yelkenleri ufalttım, yardım geçtim denizleri minvali sohbetlerin öznesi olma isteği gizliden içimde boy gösterirdi..
Seneler geçtikçe, ya yaşlandığımızdan, ya korkumuzdan, ya da geride kalan sevdiklerimizi düşündüğümüzden adına ne derseniz deyin, ben aslında olgunlaşmak diyorum, çok daha temkinli davranıyorum.
Elbette, tekenin kaptanı olmak, sorumluluğu artırıyor.
Bu satırları okuyan denizci dostlarımın da bu konuda değerli düşünceleri mutlaka vardır.
Testesteron dolu dünyamızda gündelik hayatta yaşadığımız, okuduğumuz olumsuzlukların denizde de tezahür etmemesi için çaba sarfetmemiz gerekiyor.
Neyse uzatmayayım, sözün özü denizle, doğayla göz göre göre efelenmemek lazım.
Denizde seyirdeyken mutlaka sert havalarla, fırtınalarla karşılaşabiliriz, böylesi durumlarla karşılaşıldığında doğru seyir tekniklerini bilmek ve uygulamak için bilgi ve deneyim olarak hazırlıklı olmak gerekir.
Ama bu durum bizim tartışma konumuz dışında..
……………………………….
Kararımız şu şekilde; sabah erken yola çıkacağız, Karpathos’un kuzey doğusunda Diafani Limana gideceğiz, yaklaşık 35 nm.
Diafani de araba kiralayıp meşhur bir dağ köyü olan Olimpia ya gidip gezeceğiz, sonra tekneye dönüp Karpathos ana liman olan Pigadia ‘ya gidip bağlanacağız 16 nm, ertesi sabah ise Kasos’a gideceğiz, fırtınayı orda karşılayacağız.
Ne demişler, “Tanrıyı güldürmek istiyorsan plan yap..! “
…………………………………
Gece boyu yağan yağmur, Rodos semalarında şimşekler, yıldırımlar, gökgürültüleri derken sabah saat 06.00 da Deniz beni uyandırdı.
Diğer arkadaşlar uyuyor. Havuzlukta yatan Kubilay’ın uyku tulumu biminin kenarlarında serpen yağmurla ıslanmış ama Kubi uykusuna devam ediyor..
Önce açmazları çözdük, kıç ve baş halatlarını doblin yapmıştık. Seyir fenerlerini yakıp, navigasyonu ve telsizi açıp, hadi bismillah deyip motoru çalıştırdım.
Motor sesiyle birlikte arkadaşlar uyanırken ağır yolla rıhtımdan ayrıldık.
Deniz süt liman, hava bulutların etkisiyle çok karanlık.
Kah siyaset, kah hayata dair sohbetlerle, müzik dinleyerek, çay, kahve içerek, zaman zaman herkes sessizleşerek, düşüncelere dalarak, balık tutmaya çalışarak -ki bu konuyu başlı başına daha detaylı anlatırım ilerde- , çok az yelken yaparak, yoğun gri bulutlarla beraber saat 13.30-14.00 arası Diafani önlerine geldik.
Videoyu izleyip de fondaki müziğe dikkat eden olduysa, ekibin yaş ortalamasını rahatça anlamıştır. :)
Diafani mendirek arkasına beton rıhtıma limandaki tek yelkenli olarak aborda olduk. Rıhtımda bir iki kişi balık tutuyor.
(https://i.hizliresim.com/odMJkq.jpg) (https://hizliresim.com/odMJkq)
Fotografta rıhtıma aborda olmuş tek yelkenli biziz..
Biz yanaşırken bir siyah minibüsle bir adam geldi hatta halatımızı o aldı..
Bağlanır bağlanmaz Akif ve Ünal hemen denize atladı..
(https://i.hizliresim.com/yGOkpy.jpg) (https://hizliresim.com/yGOkpy)
Fotograflarda görmüşsünüzdür, ben en kalın kıyafetler içindeyim, biraz üşüyorum ama onlar devamlı hergün denize girdiler..
Tekneyi net ederken genç bir resmi kıyafetli adam geldi, Port Polismiş, tekneye havuzluğa davet ettik, transit Log, Tepai vergisi ödeme makbuzu, Pasaportlar ve Tekne sigortasına (özellikle Yunan kozunu soruyorlar) baktı, sonra dosyayı aldı ve işlemlerden sonra getiririm dedi, gitti..
Diafani çok küçük bir yerleşim yeri, Limanda bizi karşılayan adamın minibüsünü gidiş dönüş kiralayıp vakit geçirmeden dağların içinde dolana dolana tepelere çıkıp, adanın kuzey batısına bakan hakim bir yerde yerleşimi olan Olimpia köyüne gittik.
(https://i.hizliresim.com/nbq4Oa.jpg) (https://hizliresim.com/nbq4Oa) (https://i.hizliresim.com/1pARJb.jpg) (https://hizliresim.com/1pARJb) (https://i.hizliresim.com/yGOkq0.jpg) (https://hizliresim.com/yGOkq0) (https://i.hizliresim.com/6DzjNN.jpg) (https://hizliresim.com/6DzjNN)
Köy çok güzel baştan sona gezdik, çok turistik bir yer ama her yer kapalı, hatta orada yerel bişeyler tadarız, yemek yeriz düşüncemiz vardı, suya düştü..
(https://i.hizliresim.com/anZ7YR.jpg) (https://hizliresim.com/anZ7YR)
Köyde çok eski ve bakımlı bir kilise var, buranın fotograflarını çekerken içerden ilahi sesleri gelince girdik.
Papaz kürsüde ilahi okuyor ama kendisinden başka kimsecikler yoktu.
(https://i.hizliresim.com/EO1jAn.jpg) (https://hizliresim.com/EO1jAn) (https://i.hizliresim.com/VQJjzr.jpg) (https://hizliresim.com/VQJjzr)
Zaten kedilerden başka kimsecikler yok köyde..
Papazdan izin alıp kilisenin içinde de video ve fotograflar çektik.. Daha sonra duasını bitiren Papazla kilise bahçesinde kısa bir sohbet ve birlikte fotograf çektirdik..
Kilise neredeyse 1200 yılından beri kullanılıyor, Papaz ise 84 yaşındaymış..
Kilisenin önündeki sokakta minik bir taverna-cafe açıktı, bizim şoför bize orada bir rakı ısmarlamak için davet edince içerde Papazı da oturuyor gördük, onunla beraber birer bardak rakı içtik, nihayet kafamıza göre bir din adamı bulmanın huzuru içinde Diafani’ye tekneye dönmek için ayrıldık. :)
(https://i.hizliresim.com/r0bG5B.jpg) (https://hizliresim.com/r0bG5B)
Mevsim nedeniyle hava erken kararıyor, köyde yemek de yiyememiştik, karnımız acıkmıştı, Tekneye dönünce kararımızı yeniden gözden geçirdik ve akşam burada yatmaya karar verdik..
Akif, Port Polis’e gidip dosyamızı aldı..
Maalesef Diafani de de sadece bir taverna açık. Arkadaşlar gidip baktı ve pek beğenmediler.. Sorun yok, en iyi ahçı zaten bizimle birlikte..
(https://i.hizliresim.com/9YBjbQ.jpg) (https://hizliresim.com/9YBjbQ)
Hava kararınca hava da iyice soğuyor.. Kubi, önce içimiz ısınsın diye tarhana çorbası -ki 2 er kase içtik, çok lezzetliydi- , güzel bir domates salatası, bol soğanlı, cacık ve tereyağlı kapuskalı bulgur pilavı.. Tatlı olarak tahin helvamız var. Meyvamız var, çay, kahve ve bol içkimiz var.
Çok iştahla yedik. Bir detay ama biraz bayatlamış ekmeği küçük parçalarla tereyağında ısıtılmış olmasına inanamadık..
(https://i.hizliresim.com/gP1QvR.jpg) (https://hizliresim.com/gP1QvR)
Tekneye geldiklerinde içmem diyenler önce bira sonra şarapla oruçlarını bozmuşlardı.. ilerleyen günlerde bizim viski ve rakılara da dadandılar.. :))
Yemeği hava soğuk olduğu için teknenin salonunda masayı kurup yedik..
Yemek sırasında önümüzdeki rota planlamasını tekrar revize ettik ;
Çok sık aralıklarla ve farklı sitelerden hava durumunu saat saat kontrol ediyoruz.. Fırtına yarın akşam saatlerinde şiddetini artıracak ve 2-3 gün sürecek.
Eğer, yarın Kasos adasına uğrarsak, 2-3 günü orada geçirmek zorunda kalabiliriz. Kasos’u, Ünal, Kubi ve Ben önceden gördüğümüz için çok küçük bir yerleşim yeri var ve muhtemelen bu kış vakti orası da terkedilmiş görüntüde olacak, her yer kapalı ve sıkılacağız, daha önemlisi gezimizin esas hedefi Girit’i gezip görmek için zamanımız kalmayacak..
Son olarak, geçen seneki Adana seyahatımızdan devam edegelen bir whatsup grubumuz var. (Belki adı Heyamola Hey yapılıp, genişletilmeli)
Ordaki paylaşımlarda Bülent Kassos’u görmeyi çok istediğini yazmıştı. Ben de “madem Bülent yok ben de gitmem” dedim.. :)
Son karar; sabah 06.00 da motor çalışacak, avara olunup, 16 nm ilerdeki Karpathos ana limana gidilecek, orası gezilip, görüldükten sonra, fazla vakit geçirmeden yola çıkıp, Girit Agios Nikolaos Marina’ya bağlanılacak. Rotamız yaklaşık 100 nm.
(https://i.hizliresim.com/GZrjPV.jpg) (https://hizliresim.com/GZrjPV)
Sabah erken kalktığımız ve yoğun bir gün geçirdiğimiz için erken yattık..
(Devam edecek)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 08 Aralık 2019, 20:36:42
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 08 Aralık 2019, 20:43:55
Bu arada Eyüp Abi sizin seyir anısını seçim falan etkileyemez ki, bakarmısınız iki gündeki okunma sayısına. sürekli bakıyoruz yeni ileti varmı diye. Viya böyle.
Gönderen: Necip Bulut - 08 Aralık 2019, 21:15:42
Gönderen: Erman Yerman - 08 Aralık 2019, 21:22:22
İki sefer başıma geldi Eyüp hocam. Birisi ilk teknem de Gökova da sene 1998 de.Öcal abi bu mesajı hem Eyüp abinin konu bütünlüğünü bozmamak adına, ilaveten o gece o tekne olan ve dahi o filotilloda yer alan diğer insanlara cevap hakkı doğmaması için bu mesajınızı buradan kaldırmanızı rica ediyorum... Bu konuyla ilgili hala daha yazacağınız birşeyler varsa lütfen sadece ilgili konu başlığında beni eleştirmeye devam edebilirsiniz...
Dümen palasına hükmeden hidrolik piston bağlı olduğu mesneti kırdı ağır havada . Hemen aşağıya indim ,pistonun pala bağlantısını sökerek bir gün başıma gelirse diye hazırda tuttuğum ve takacak yerini de yaptığım yedek yeke kolunu taktım ve o zamanlar tek marangoz un olduğu Akyaka ya kadar gittim ve orada onarımı yaptık. Aklımı sevdim o an. :)
İkincisinde aynı piston problemi Erman reis in teknesinde başımıza geldi geçen kış Kıbrıs a giderken .
Bu sefer pistonun bağlantısını sökemedik, her ne hikmetse dümen palası bağlantısının kaynakla tutturulmuş olmasından dolayı ve dümen kasıldı kaldı.
Zaten sökse bile idik bir yeke bağlantısı yok idi , ama belki bir süpürge sapı filan bağlardık. :)
Problem aslında geliyorum dedi bana daha önce başıma geldiği için ama teknedeki diğer üç kaptana lafımı dinletip müdahale ettiremedim , zamanında müdahale edip pistonu yerinden kopmadan önce sağlamlayabilirdik en azından. Bir oylama yapıldı o an teknede ve tecrübeli olanın değil keyif yapmak isteyen tecrübesiz in dediklerinin yapılmasına karar verildi , sonunda da bu işler oldu. Sonrasında Allah dan hava yardımcı oldu da Bülent reis Kıbrıs a kadar çekebildi tekneyi.
Yukarıdaki ''dört kaptan batırıyorduk'' lafına inanmayın. Sesi çok çıkan ve cüssesi de iri bir kaptan tekne sahibini de etkisine aldı ve o batırıyordu. Ben etkisi yetkisi olmayan turist gibi idim. :)
Demem o ki ekip uyumu da çok önemli kalabalık seyahatlerde. Sizin ekip moralini bozmadan iyi çalışmış. Birbirine yardımcı olmuş ve gerilmemiş. Tebrikler.
Bu durumlarda iskele veya sancak kıç dan atılıp vinçlerle trim edilecek ,ucuna bir şeyler bağlanmış bir halat ,dümen vazifesi yapabilir o an için.
Bir diğer yöntem de botu indirip başa yakın olarak bordaya başından ve kıçından sıkıca bağlamak ve onun motoru ile tekneyi yönlendirmek.
Selametle ,
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Gönderen: Öcal Turan - 08 Aralık 2019, 22:02:03
Ben kötü bir şey yazmadım ki ,niçin gerginlik oldu anlamadım Erman ?
Peki bir daha konuşmam bu mevzuyu, özür dilerim Eyüp hocamdan da.
Gönderen: Serkan Güvenen - 09 Aralık 2019, 08:37:53
Çok keyifle okudum ,merakla da takip ediyorum teşekkürler.
Gönderen: Eyüp Oğan - 09 Aralık 2019, 21:06:02
Sanırım bugünkü seyrin yaklaşık 100 nm olması, fırtınaya girip girmeyeceğimiz gibi sorular kafamı meşgul ettiğinden olsa gerek sabahı zor ettim.
Sabah 06.00 da motoru çalıştırdım.
Deniz’de uyanmış. Kubilay da kalktı.. Halatlarımızı çözerken Akif ve Ünal da havuzluğa geldi..
Yavaşça avara olduk, süzülerek ağır yolla limandan ayrıldık. Hava henüz ağarmamış, karanlık.. Seyir fenerlerimiz yanıyor..
Limandan ayrılıp, sancağa döndüğümüzde denizin üzerinden doğu yönünden bir kızıllık yükselmeye başlamıştı..
Deniz dümdüz, hışır hışır seslerle denizi yararak ilerliyoruz. Bizim Deniz ise her zaman ki gibi oltasını hazırlayıp çok uzun bir kaloma vererek sırtıyı denize atıyor.
Karpathos kuzey güney yönünde ince uzun bir ada, sancağımızda ada boydan boya adayı aşağıya doğru geçiyoruz..
Henüz güneş denizin içinde tam olarak yükselmeden Karpathos Ana Liman karşımıza geldi, çok geniş bir körfez içinde sahilde oteller, plajlar, köşede büyük bir mendirek arkasında beton rıhtımıyla liman ve onun içinde küçük teknelerin barındığı daha sığ bir barınak daha.. Bayağı evleri, binaları, bankası, çarşısı, marketi, cafeleri ile bir şehir..
Uzatmayayım, fotograf ve videoda göreceksiniz zaten..
(https://i.hizliresim.com/anZV44.jpg) (https://hizliresim.com/anZV44) (https://i.hizliresim.com/r0bW6M.jpg) (https://hizliresim.com/r0bW6M)
(https://i.hizliresim.com/3O4rp2.jpg) (https://hizliresim.com/3O4rp2) (https://i.hizliresim.com/NLQzya.jpg) (https://hizliresim.com/NLQzya)
Bu seyirde alıştığımız gibi mendireği döner dönmez beton rıhtıma aborda olduk, bizden başka tekne yok..
Aborda olurken, o bordadaki vasattan kısa bir halatla tekneyi kıyıdaki babaya bağlıyor ve sonra baş ve kıç koltuk halatlarımızı ayarlayıp açmazları alıyoruz..
Saat daha 08.30 Hemen şehri gezeceğiz, önce bir cafede kahvaltı yapacağız. Şehir henüz daha uyanmamış..
(https://i.hizliresim.com/WXOB6Q.jpg) (https://hizliresim.com/WXOB6Q)
Akif tekneden çıkarken belgelerimizi de dosyayla yanına aldı, Liman çıkışında bulunan Liman polisine gidip sorduğunda, biz sizin Diafani ye geldiğinizi biliyoruz, orda işlem yaptığımız için gerek yok demişler.
Ana cadde ve ara sokaklara girip yürüdük, bir köşede gördüğümüz bakery de oturup, kahvaltımızı yaptık. Sonra yine gezdik, sahil boyunca yürüyüp, ileride gördüğümüz minik marianaya kadar gittik, 5-6 yelkenli tekne ve küçük motoryat bağlıydı. Daha sonra limana yakın bir cafede oturup kahve içtik ve tekneye döndük, Akif, Kubi ve Ünal teknenin arkasında denize girip biraz yüzüp, sonrası duş alıp, kurulanıp giyindikten sonra Karpathos ana limandan avara olduk.
Rotamız 85 nm ilerde Girit Agios Nikolaos marina..
Karpathos’u bordalayıp Kasos adasının güneyinden geçerek Girit’e doğru dümen tuttuk, kah yelkenle, kah motor + yelkenle, kah motorla gece saat 24.00 e kadar süren bir seyirle Agios Nikolaos Marina’nın önüne geldik.
Acıktığımızda Kubilay’ın nefis aperatiflerini yedik, meyve yedik, kuruyemiş ve viski yudumladık..
Yeri gelmişken anlatayım; yola çıktığımız günden beri arkamızdan olta atıyoruz, hiç balık yakalayamadan geldiğimiz bu süre içinde Deniz’le dalga geçip, kızdırıyoruz. Çünkü olta kamışı ve sırtıları İstanbul’dan beri taşıyoruz. Ben pek anlamam ama Deniz kaptan, Haldun Sevel’in de tavsiyesiyle oldukça kaliteli ve pahalı bir kamış almış. Her seyrin başlamasıyla üşenmeden tertibatı hazırlıyor ve oltayı denize salıyor.. Elbette seyrin sonunda hüsran içinde tüm bu oltayı toplamak var..
Karpathos’u bordalayıp, önümüzde Kasos’u gördüğümüz geçitte birden cırrr.. sesiyle irkildik, hemen motoru boşa alıp, tekneyi yavaşlattık ve Deniz heyecan içinde oltayı çekmeye başladı, giderek yakınlaşan oltanın ucunda balığı görünce daha da keyiflenip balığı tekneye aldık, fakat Kubilay balığın orkinos yavrusu olduğu söyleyerek tekrar denize bıraktı.
Sonuçta ilk balığımızı yakalamıştık ve tekrar denize bırakmıştık..
Böylece sabah gün ağarmadan başlayan seyrimiz yine gece yarısı bitti..
(https://i.hizliresim.com/9YBM98.jpg) (https://hizliresim.com/9YBM98)
Yolda Agios Nikolaos Marina’yı arayıp geleceğimizi bildirmiştik.
Fırtına nedeniyle marina’da yer problemi yaşayabiliriz endişesi ile Karpathos’dan ayrılmadan konuşup rezervasyonumuzu yaptırdık.
(https://i.hizliresim.com/M1MNP9.jpg) (https://hizliresim.com/M1MNP9)
Marina önlerine geldiğimizde telsizden çağrı yapıp bildirdik. Marina girişi sancakta yeşil, iskelede kırmızı fenerlerin arasından girince görevli bizi karşıladı ve mendirek tarafına aborda olmamızı istedi, biz kıyıya uzak yürüme mesafesinde olduğu için itiraz edip, kıyı önündeki yere aborda olduk, yarın sabah yerimizi uygun pontona alarak değiştirecekler..
Tuvalet ve duşların kapısını açmak için 20 euro kaparo alarak bir anahtar verdiler..
Çok yorgunuz, uzun bir yoldan geldik ve güvenli bir yerde bağlandık…
Kubilay’ın yaptığı sandviçleri yedikten sonra birer duble viski içip yattık..
Yarın GİRİT..
(Devamı var)
Gönderen: Kemal Gündüz - 09 Aralık 2019, 21:18:48
2013 ylında Vural Perk, Karpathos’ta havadan fena hırpalanıp iki üç denemeye rağmen Girit’e gidemediğini anlatmıştı diğer forumda. Karpathos için rüzgarlar adası derlermiş galiba.Onun seyahat galiba Eylül sonu veya Ekim ayı idi.
Çok güzel paylaşımlar yapıyorsunuz. Devamını bekliyoruz.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 09 Aralık 2019, 22:39:03
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 09 Aralık 2019, 22:52:55
Gönderen: Eyüp Oğan - 09 Aralık 2019, 22:55:10
Çok teşekkürler paylaşım için Eyüp kaptanım. Zevkle takip ediyorum.Necipcim, sağol..
Eyüp resim,Serkan reisim, takip ettiğin sana da teşekkür ederim..
Çok keyifle okudum ,merakla da takip ediyorum teşekkürler.
Eyüp HocamVural'ın o gezisini okumuştum. Evet! Karpathos konusunda gözüm korkmuştu o yazıdan dolayı.. Bizim gezi biraz fırtına öncesi sessizliğe denk geldi..
2013 ylında Vural Perk, Karpathos’ta havadan fena hırpalanıp iki üç denemeye rağmen Girit’e gidemediğini anlatmıştı diğer forumda. Karpathos için rüzgarlar adası derlermiş galiba.Onun seyahat galiba Eylül sonu veya Ekim ayı idi.
Çok güzel paylaşımlar yapıyorsunuz. Devamını bekliyoruz.
Fotoğraflar pek güzel abi. Usta işi çekimler.Bülentcim, Kasos'a inşallah birlikte gideriz. Ben, senin Halki'yi de sevdiğini bilirim, orda kulağını çınlatmıştım..
Fotografları benim samsung Galaxy S9 la çekiyorum. Deniz Reis, daha profesyonel makina ile çekimler yapmıştı, belki paylaşır..
Fotoğraf ve videodaki bulutlar hiç hoş değil, sabah kızıllığı deriz biz kuzeyde buna, oralarda da benzeri bir şeydir sanırım. Hava göstere göstere geliyor .Valla biz Marinaya girdik sabaha karşı şimşekler eşliğinde şiddetli yağmur ve rüzgar başladı..
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 09 Aralık 2019, 23:22:49
Valla biz Marinaya girdik sabaha karşı şimşekler eşliğinde şiddetli yağmur ve rüzgar başladı..
Geçmiş olsun Eyüp kaptanım
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 10 Aralık 2019, 00:29:15
Gönderen: Eyüp Oğan - 10 Aralık 2019, 22:07:30
En nihayetinde hedefimize varmıştık.
Güvenli bir marinaya sağlam bir şekilde bağlanmış, fırtına nedeniyle açıkta yakalanırsak endişemiz sona ermişti.
Artık Girit’i güzelce gezebilirdik..
Girit çok büyük bir ada (Akdeniz’in 5. Büyük adası) 3 günde gezilecek gibi değil, o yüzden Girit günlerini kısa geçeceğim.
Girit eski Minos uygarlığının beşiği.. Minos , Tunç döneminin en görkemli uygarlığı, Avrupa’nın bilinen ilk uygarlığı.. (M.Ö 3500)
Bu uygarlığın Santorini’deki yanardağın patlamasıyla oluşan tsunami sonucu yok olduğu söyleniyor. Santorini adasına gidenler bilirler, bu patlama sonucu oluşan Caldera görülmeye değerdir.
Aşağıdaki youtube videosunu üşenmeyip izleyin, çok ilginizi çekeceğine eminim.
Gelelim yakın tarihe;
Osmanlı Girit’i Venediklilerden 24 yıl süren çok çetin savaşlar sonunda almış, Girit yaklaşık 250 yıl kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Osmanlı’nın güçsüzleştiği 1900 lü yıllarda Avrupalı büyük devletler tarafından Yunanistan’ın hakimiyetine geçirilmiş..
Erman’ın yarasını deşmek istemem ama bu süreçte Girit halkı çok acı günler geçirmiş .
……………………………………………………………………..
Sabah önceki günlere göre daha geç ve dinlenmiş uyandık.
Deniz ise her zamanki gibi en erken uyanmış, şehri dolaşmaya çıkmış, yine bir bakery bulmuş, eli kolu taze ekmek, poğaça vb ile dolu geldi..
Bu sırada aborda olduğumuz marina girişine yakın yerden, B pontonunda boş gösterdikleri yere 2 ayrı tonoz alarak kıçtankara bağlandık.
Çifter kıç halatı ve vasattan açmazlarla olabildiğince kendimizi güvene aldık. Pontonda diğer teknelerde hummalı bir şekilde fırtınaya hazırlık yapıyordu. Hemen sancağımızda teknede yaşayan İngiliz aile ile Akif, güzel bir sohbete başladılar.. Ege, Akdeniz geziyorlarmış, eski ama oldukça güzel bir tekneleri var, bu sene İstanbul’a kadar gelmişler..
Marina duşlarında uzun ve bol sıcak suyla duşlarımızı alıp, tekne havuzluğunda mükellef bir kahvaltı yaptık.
Kahvaltı sonrası yürüyerek Marina’nın aksi yönünde eski liman bölgesinde, Feribot ve günlük gezi teknelerin bağlandığı limanda bulunan Port Polis’e gittik, orda evrakları alıp, çıkış yapacağımız gün Marina ücretini ödediğimize dair ödeme makbuzunu kendilerine ibraz etmemizi ve çıkış işlemlerini yapacaklarını söylediler..
Port Polisten çıkınca zaten Agios Nikolaos şehrinin turistik özelliğe sahip olan bu bölgesini gezdik,
(https://i.hizliresim.com/gPQ47Z.jpg) (https://hizliresim.com/gPQ47Z) (https://i.hizliresim.com/9Yj9no.jpg) (https://hizliresim.com/9Yj9no)
Deniz’in bilgi almak için gittiği Turizm İnformation bürosundaki görevli kız bir Rent a Car firmasına telefon edip, açık olduğunu öğrenip bizi oraya yönlendirdi.
Akif ve Deniz biraz büyük bir araba kiraladı, son gün arabayı Marina’ya bırakıp anahtarını ise marina görevlisine teslim edeceğiz.
(https://i.hizliresim.com/9Yj9Mo.jpg) (https://hizliresim.com/9Yj9Mo)
Arabayı alınca fazla oyalanmadan yola çıktık. Direksiyonda Akif, yanında elinde Girit haritası ile Deniz, biz arabanın arka koltuklarına yayılmış durumdayız.
(https://i.hizliresim.com/XbZDa0.jpg) (https://hizliresim.com/XbZDa0)
Gezi teknelerinin gözde yeri olan Spinolonga yöresinden geçerken kıyıya yakın bir ada üzerinde kalıntıları hala bulununan eski zamanlarda Cüzzamlıları sürdükleri adayı fotografladık..
Dağ yollarından döne kıvrıla sahile de paralel bir şekilde Girit’in kuzey kıyısından batıya doğru ilerliyoruz.
Dağ taş zeytin ağacı.. heryer zeytinlik.. oldukça da bakımlılar..
Bugünkü hedefimiz Girit’in baş şehri konumunda olan Iraklion. (Bizim eski adıyla bildiğimiz Kandiye..)
Bir ara dağ yollarında kaybolduk mu diye düşündük, aslında biraz da kaybolmak istiyorduk..
Yeşillikler arasındaki köylerden geçtik..
(https://i.hizliresim.com/kM51V9.jpg) (https://hizliresim.com/kM51V9)
Bir tanesinde indik, sokaklarında yürüdük, bir diğerinde köy kahvesinde oturup, kahve içtik..
Yine sahilde güzel bir kasabada adını hatırlayamadığım, Akif’in daha gelmeden önce araştırıp beğenilen bir tavernanın kapalı olduğunu görünce, orada bize önerilen bir Tavernaya gittik, kuzu eti ve keçi eti yedik.
Ve hava kararmadan Iraklion’a vardık.
Önce arabayla sahil tarafındaki geniş caddeden geçip, limanını ve kalesini görüp, daha sonra şehir merkezine yakın bir yere park edip, yürüyerek şehrin en kalabalık, cafe ve restoranların, alış veriş merkezinin bulunduğu meydanına gittik.
(https://i.hizliresim.com/NLj9vL.jpg) (https://hizliresim.com/NLj9vL) (https://i.hizliresim.com/an7yOg.jpg) (https://hizliresim.com/an7yOg)
Dünyamız nasıl da değişiyor, bitcoin (sanal para) için otomatlar gördük..
(https://i.hizliresim.com/gPQnnL.jpg) (https://hizliresim.com/gPQnnL) (https://i.hizliresim.com/7BjYYm.jpg) (https://hizliresim.com/7BjYYm)
Dondurma yedik, alış veriş yaptık, tarihi binaların fotograflarını çektik, yorulunca da bir Cafeye oturduk, bişeyler içip, dinlenip, arabaya binip, Marinaya teknemize döndük..
(https://i.hizliresim.com/2OpYBE.jpg) (https://hizliresim.com/2OpYBE) (https://i.hizliresim.com/odJYoX.jpg) (https://hizliresim.com/odJYoX)
(https://i.hizliresim.com/BOjR3L.jpg) (https://hizliresim.com/BOjR3L) (https://i.hizliresim.com/Z5lAm3.jpg) (https://hizliresim.com/Z5lAm3)
(devamı var)
Gönderen: Atilla Serdar Erdoğan - 11 Aralık 2019, 00:09:57
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 11 Aralık 2019, 10:39:58
Calderayı görememiştim ben Santorini de . Bir görseli varmı?
Gönderen: Eyüp Oğan - 11 Aralık 2019, 12:43:29
Eyüp kaptanım ellerine sağlık. :)xx :)xx :)xx
Calderayı görememiştim ben Santorini de . Bir görseli varmı?
(https://i.hizliresim.com/5NjdOD.png) (https://hizliresim.com/5NjdOD)
Yarım ay şeklindeki adanın açıklığının baktığı yere "Caldera" deniyor. Yani Thira'dan (Santorini adasındaki büyük yerleşim yerinin adı) aşağıya doğru denize baktığınızda bu calderayı görüyorsunuz.
Volkan patlamış ve oluşan bu alana deniz suyu dolmuş. Hala geceleri daha iyi farkediliyor, buradan bir gaz çıkışı görülmekte..
not: Caldera; Volkan konilerinin tepesinde bulunan, patlama ya da çökmeyle oluşan geniş çukurluklara verilen ad.
Gönderen: Eyüp Oğan - 11 Aralık 2019, 14:21:28
Yoğunluktan forumu yeterince değerlendirmiyordum,son oy kullanmak için girmiştim.Bu gece nöbetteyim,ameliyathanede stresli bir 4 saatten sonra uyku tutmadı,mutlaka birşeyler bulurum okuyacak deyip foruma girdim. Bu kadar mı güzel olur,nasıl koptum hastahane odasından ve denizlere gittim anlatamam. Çok sağol Eyüp’cüm,eline yüreğine sağlık.
Atillacım, teşekkürler..
Bu nöbet işleri en kıdemlilere de düşüyor mu? Yetti artık de, isyan et..! ;)
Sen de emekli ol, beraber gezelim.. :)
Herkese selam ve sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 11 Aralık 2019, 22:19:51
Ertesi sabah yine erken bir saatte uyandık.
Fırtına bu gece üzerimizden geçti..
Gece sabaha kadar rüzgarın ve yan teknedeki mandarın sesinden doğru dürüst uyuyamadık, yağmur hiç dinmedi neredeyse.. Herkes defalarca kalktı, tekneyi kontrol etti..
Bugün fırtınanın hırsı geçecek, biz de önce Knossos Sarayına sonra Hanya’ya gideceğiz, bu gece Hanya’da bir otelde kalacağız.
Salı akşamı Agios Nikolaos’a dönüp, Çarşamba günü marinayla ilişkimizi kesip, arabayı teslim edip, Port Polis’e uğrayıp saat 14.00 gibi avara olmayı düşünüyoruz.
Kahvaltımızı yapıp doğruca Knossos Sarayı için yola çıktık. Bu sefer ana yoldan gidiyoruz.
Knossos sarayı ile ilgili merak edenler aşağıdaki video yu izlesinler.
(https://i.hizliresim.com/7BjMkl.jpg) (https://hizliresim.com/7BjMkl) (https://i.hizliresim.com/gPQZ5N.jpg) (https://hizliresim.com/gPQZ5N)
(https://i.hizliresim.com/P7jPq8.jpg) (https://hizliresim.com/P7jPq8)
Yolda whatsup tan Celal Kırdar arkadaşımız Kurna gölünü görmeden Hanya’ya geçmeyin yazmış.
Bunun üzerine anayoldan çıktık ve yine dağ yolundan Kurna gölüne gittik, yolda yağmur sonrası gördüğümüz gökkuşağı ise şahaneydi, Doğan Erbahar hocanın kulaklarını çınlattım. Gökkuşağı ile ilgili açıklamalarını ilgiyle takip etmiştim.
(https://i.hizliresim.com/7BjMPP.jpg) (https://hizliresim.com/7BjMPP)
Kurna Göl’ü hayal kırıklığı yarattı, 2 tur otobüsü daha gelmiş, turistler gölün fotografını çekiyordu, bunlar bizim Bolu’daki Abant’ı, Gölcük’ü görmemişler..
Göl çevresindeki taverna ve Cafeler kapalıydı,
Vakit geçirmeden Hanya’ya gittik.
Liman çevresini, tarihi kale ve binalarını gezdik, bol bol fotograf çektik.
(https://i.hizliresim.com/GZjo3v.jpg) (https://hizliresim.com/GZjo3v) (https://i.hizliresim.com/yGkLVM.jpg) (https://hizliresim.com/yGkLVM)
(https://i.hizliresim.com/6Dj5mk.jpg) (https://hizliresim.com/6Dj5mk) (https://i.hizliresim.com/WXj1bE.jpg) (https://hizliresim.com/WXj1bE)
Hanya turistik bölgesi olan Limana yakın bir yerden oldukça temiz bir otele yerleştik.
Yemeğimizi yine buraya yakın küçük ama şirin bir Taverna da sofra şarabı ve rakı eşliğinde yedik.
Otele dönüp, biraz dinlenip dışarıya çıkarız, biraz barları dolaşırız diye düşünürken ben odada uyuyup kalmışım. Akif’in sabaha karşı 04.00 gibi odaya girmesine uyandım..
……………………………………………..
26 Kasım Salı
Ertesi sabah gece hakkında bana hiç bişey anlatmadılar.. Omerta!! Dediler..
Otelde umduğumuzun çok ötesinde çok çeşitli ve nefis bir kahvaltı yaptım.
Bizim haytalar dünden kalma uykusuz ve yorgun suratlarla canları pek bişey istemiyor ve çok az yiyorlar.. Mide ilaçları filan alıyorlar..
Merakım iyiden iyiye arttı ama üstelemiyorum, nasılsa yarın 90 millik seyir var, çözülürler bir ara.. :)
Kahvaltı sonrası otele hesabımızı ödeyip, eşyalarımızı arabaya yerleştirip, yine yürüyerek Hanya sokak ve caddelerini gezmeye başladık.
Bir yanda yağmur yağıyor..
Süngerci, rakı ve şarapçı, Girit bıçakçısı, torunumun yaşgünü için hediye alacağız derken öğle oldu, karnımız acıktı bir dönercide döner yedik.
Bu arada Girit'li emekçi sınıfı partisinin de fotografını çektik..
(https://i.hizliresim.com/Z5l73Z.jpg) (https://hizliresim.com/Z5l73Z) (https://i.hizliresim.com/P7jPB6.jpg) (https://hizliresim.com/P7jPB6) (https://i.hizliresim.com/an72l5.jpg) (https://hizliresim.com/an72l5)
Tekrar limana indik, rıhtım önündeki cafelerden birinde oturup kahvemizi içtik ve yolcu yolunda deyip, arabamıza binip Hanya’dan ayrıldık.
(https://i.hizliresim.com/6Dj59N.jpg) (https://hizliresim.com/6Dj59N)
Agios Nikolaos’a vardığımızda hava kararmıştı.. Eşyaları tekneye taşıdıktan sonra tekrar Agios Nikolaos’u gezmek için dışarıya çıktık, uzun bir yürüyüş yaptık.
Tekneye dönüp, birer viski içip yattık..
………………………………………………………..
27 Kasım çarşamba
Sabah kahvaltımızı marinanın hemen dışındaki cafede yaptık.
Sonra Akif ve Ünal önce marinanın hesabını ödediler 3 gece için 105 euro ödedik.. tuvalet, banyo için aldığımız anahtarı geri verip, kaporoyu geri almışlar,
Daha sonra limana port polise transit logu imzalatmaya gittiler. Dönüşte de önünden geçtikleri Rent a Car’a arabanın anahtarını vermişler..
(https://i.hizliresim.com/zGNr06.jpg) (https://hizliresim.com/zGNr06)
Biz de bu arada Deniz’le oğluna hediyelik almaya gittik,
Dükkan sahibi hanım Türk ve İstanbul’dan geldiğimizi öğrenince Deniz’le sıkı bir İstanbul muhabbeti yapmaya başladı.
Kubilay ise uzun seyir için mutfaktaki eksikleri giderme peşinde market, pazar gezip, sebze, meyve, yeşillik vs alıyor.
Sonunda Balıkçı’da buluştuk. Yolda yiyeceğimiz buğulama için Grida’lar çok pahalı geldiğinden 2 adet levrek satın aldık.
Çarşıda meydana bakan bir cafede oturup, Giritteki son kahvelerimizi içtik.
Elimizde alış veriş torbaları Marinaya yürüdük, tekneye yerleşip, hazırlıklarımızı yapıp, Ünal’ın 2 tonozu sırasıyla atması ile koltuk halatlarımızı toplayıp ağır yolla avara olduk,
En son 8 sene önce gelmişim, bakalım bir daha ne zaman yolumuz düşecek..
Saat 15.00..
Önümüzde 90 millik bir yol var.. Pusula rotamız 20 derece
Rota Astipalya..
(https://i.hizliresim.com/va3npR.jpg) (https://hizliresim.com/va3npR)
(Devam edecek)
Gönderen: Doğan Erbahar - 11 Aralık 2019, 22:33:11
Şu hengame bitsin rahat rahat okuyacağım, çok güzel yazıya benziyor, hızlıca göz gezdirebildim... :)
Doğan hocam, DT olursan hiç okuyamazsın endişe ettim şimdi..
DT oldum, ilk iş bir çırpıda okudum... :D
Elinize sağlık, ilaç gibi geldi Aralık ayında...
Gönderen: Özhan Sezgin - 12 Aralık 2019, 00:39:34
Yazınızın büyüsü kaçmasın ama tasvirlerinizde bir şey dikkatimi çekti hoşuma da gitti , yazının tamamı bitince denk gelir umarım paylaşırım..
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 12 Aralık 2019, 09:21:21
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 11:56:26
Anlaşıldı şimdi dönüşün neden öyle asker sevkiyatı gibi olduğu; Kaptan, mürettabatı teslim aldığı gibi, sağlam karaciğerlerle memlekete teslim etmek istemiş.
Bülentcim, Karpathos'a ilk, Girit'e 2. gidişim oldu. Ama diğerlerine onlarca kez gitmişimdir..
Bana kalsa seyre daha erken çıkar ve Mora üzerinden geniş bir yay çizerek dönerdim. Kubilay hariç diğer arkadaşlar ya emekli ya da Home ofis çalışıyorlar, o nedenle onlara da uyardı bu rota ama Kubilay'ın 2 Aralık Pazartesi işe gitmesi lazım.
Seyire çıkmak Kasım ayının 20 sini bulunca, bu seferde benim Torun'un 1.yaşgününe yetişmem gerekti..
Karaciğer konusuna hiç girmeyelim, hala detoks yapıyorum evde, Reyhan ablan içkileri saklamış.. :))
Selamlar, sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 11:58:52
Eyüp reisim kaleminize sağlık diyim, her aksam soyle bir bakip yeni yaziniza denk gelince keyifle okuyorum..
Yazınızın büyüsü kaçmasın ama tasvirlerinizde bir şey dikkatimi çekti hoşuma da gitti , yazının tamamı bitince denk gelir umarım paylaşırım..
Özhan Reisim, bu yazının hala sıkılmadan okunuyor olmasına sevindim.
Pehlivan tefrikasına döndü, bitmek bilmedi..
Bu arada yazdıkların merakımı çok artırdı, paylaşmanı bekliyeceğim..
Selam ve sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 12:01:33
Şu hengame bitsin rahat rahat okuyacağım, çok güzel yazıya benziyor, hızlıca göz gezdirebildim... :)
Doğan hocam, DT olursan hiç okuyamazsın endişe ettim şimdi..
DT oldum, ilk iş bir çırpıda okudum... :D
Elinize sağlık, ilaç gibi geldi Aralık ayında...
Doğancım, fırsat bulduğuna ve beğendiğine sevindim..
Şu gökkuşağı konusuna tekrar bakacağım, arkadaşlara o bilgiyi satayım dedim ama unutmuşum.. :)
Selam ve sevgiler..
Gönderen: O.Utku Uçkan - 12 Aralık 2019, 12:16:17
Ama böyle bir yolculuğa''abi uygunsan sen de gel,aramızda hiç arıza yapacak kaptan yok sıkılmayalım''
demeden çıkmana üzüldüm.İlla biz de mi İstanbullu olmalıyız.Tıp okurken İzmir'li olmuştun ya. ;)
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 12:26:02
Var ya bu yolculuğu ben yapsam 10 sezonluk dizi yazardım. :)xx
Ama böyle bir yolculuğa''abi uygunsan sen de gel,aramızda hiç arıza yapacak kaptan yok sıkılmayalım''
demeden çıkmana üzüldüm.İlla biz de mi İstanbullu olmalıyız.Tıp okurken İzmir'li olmuştun ya. ;)
Utku Abim benim..! Hiç olur mu öyle şey, başımızın üzerinde yerin var..
Biz bu geziyi "Omerta Geleneksel Kış seyri" olarak organize etmiştik.
Yaklaşık 15 yıldır, düzenli yapıyoruz. (son 2 yıl biraz aksadı) eski seyirlerimizi blogumda yayınlamıştım.
Bu seyirde de bir arkadaşımız Bursa, diğer bir arkadaşımız Eskişehir'den katıldı..
......................
Yazdıklarından, bu seyir anısını keyifle okuduğunu anlıyorum.. :)
Evdekilere selamlar..
Sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 13:37:05
Efsane bu; kim, hangi kafayla hayal dünyasında bu fantezileri kaleme almış ve nesiller boyu günümüze kadar gelmesine yol açmış bilemiyorum..
Knossos sarayının 1400 odalı olması ile günümüz arasındaki ironiye mi yoksa Minotor’un bu sarayın labirentlerindeki masalına mı şaşayım bilemedim..
(Çetin Kent’in bu foruma yazdığı köşe yazılarından esinlenerek paylaşmak istedim..)
…………………………………….
Minotor Efsanesi,
(https://i.hizliresim.com/4pN0r4.jpg) (https://hizliresim.com/4pN0r4)
Minotor, Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık. Özgün sözcük Minotor'dur ve Yunanca "Minos’un Boğası" anlamına gelir.
Girit'te hüküm süren güçlü kral Minos, gücünü kanıtlamak için Poseidon’dan ona kurban edeceği bir boğayı denizden çıkartıp vermesini ister.
Ama hayvan Minos’a o kadar güzel görünür ki onu kurban etmeye kıyamaz ve saklar.
Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder.
Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısı Pasiphae’de boğaya karşı bir aşk uyandırır.
Pasiphae’nin boğayla çiftleşmesinden boğa başlı ve kuyruklu, insan bedenli Minotor doğar.
Minotor, sanatçı Daidalos’un yaptığı, Labyrinthos adlı, içinden kimsenin çıkamayacağı yapıya kapatılır.
Minotor insan etiyle beslenmektedir. Bunun için, Atinalılara karşı savaş kazanmış olan Minos onlardan, haraç olarak, her yıl Minotor’un yemi için yedi genç erkek, yedi genç kız ister.
Üçüncü haraç yılı geldiğinde, Theseus Minotor’u öldürmek için Girit’e giden gemiye biner.
Labyrintos’a sokulacak kafile halkın gözü önünden geçirilirken, kralın kızlarından Ariadne Theseus’u görür görmez ona aşık olur.
Daidalos’un öğüdüyle Theseus'a bir yumak iplik verir. İpliğin ucunu girişe bağlamasını, böylece dönerken ipi takip edip çıkışı bulabileceğini söyler.
Ariadne Theseus'un kendisiyle evleneceğine dair bir de söz alır.
Theseus, uykuda yakaladığı Minotor’u kıpırdamaz halde yere bastırıp yumrukları ile öldürür.
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 12 Aralık 2019, 13:47:00
Anlaşıldı şimdi dönüşün neden öyle asker sevkiyatı gibi olduğu; Kaptan, mürettabatı teslim aldığı gibi, sağlam karaciğerlerle memlekete teslim etmek istemiş.Karaciğer konusuna hiç girmeyelim, hala detoks yapıyorum evde, Reyhan ablan içkileri saklamış.. :))
Selamlar, sevgiler..
Eyüp kaptanım Risus'un mahseni her zaman emrindedir. Beklerim yasakları delmen için :)
Gönderen: Çetin Kent - 12 Aralık 2019, 21:53:11
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 22:24:47
Rüzgar da çıkınca kapkara yağmur bulutları peşimizde biz önlerinde ful arma koşturmaya başladık…
Her zamanki gibi oltamızda denizde..
(https://i.hizliresim.com/EOjRgg.jpg) (https://hizliresim.com/EOjRgg)
Giderek bulutlardan uzaklaştık..
Güneş iskele kıç omuzluğumuzdan tüm göğü kızıla boyayarak batmaya başladı, orda olmanızı isterdim o kadar güzel bir manzara vardı ki, bol bol fotograflar çekildi..
(https://i.hizliresim.com/nb4WEM.jpg) (https://hizliresim.com/nb4WEM) (https://i.hizliresim.com/jqdWBL.jpg) (https://hizliresim.com/jqdWBL)
Teknede wanderboom adında Teknosa’dan aldığım bir bluetooth bağlantı yapabildiğimiz bir hoparlör var, hem çok kaliteli ses veriyor, hem de waterproof özellikte ve şarjı çok uzun gidiyor.
Sırasıyla hepimiz telefonlarımızla bağlanıp, sevdiğimiz müziği dinletiyoruz.
Bu arada çocuklarla telefonla konuşuyoruz, yeri gelmişken Akif'in kızı Amerika'da Mimar, Deniz'in bir oğlu Kanada'da, bir oğlu Türkiye'de Üniversitede okuyor, Kubilay'ın kızı Norveç'te Doktor, Benim ufak oğlum İtalya'da okuyor, Ünal'ın oğlu Türkiye'de o da Doktor..
Seyirde en önemli gündemlerden birisi çocuklar.. Benim ayrıca bir de büyük oğlum ve torun var malumunuz..
Çocuklardan biri telefonla ararsa herkes susuyor, aranan babanın keyfini, gözlerinin parlamasını görmek ömre bedel..
Havada hem güneşin batması, hem de kuzeye doğru çıkmamızın sonucu oldukça soğumaya başladı, kalın polarlarımızı, berelerimizi filan giydik..
Belki de açlıktan üşüyorduk.. :)
Meyve, kuruyemiş ile açlığımızı biraz bastırdık, bu arada mutfakta hummalı bir faaliyet var. Biraz sonra Kubi havuzluğa çıktı ve bir tencerede haşladığı Levrekleri bir kabın içinde kılçıklarından ayıklamaya başladı, biz o nefis balık kokusunu duyunca o haliyle bile yiyebilirdik..
Defnesinden, karabiber çekirdeğine, havucundan, patatesine, şimdi adını unuttuğum yeşilliklerine kadar nefis bir balık buğulaması yaptı.
Ya Arkadaş, bu kadar mı becerikli olunur, vallahi ben bu kadar nefisini yememiştim. Sadece ben aynı düşüncede değilim ki hepimiz 2 er tabak yedik..
………………………………..
Deniz fırtına sonrası oldukça kaba dalgalı idi, yemeğin güvenli yapılabilmesi (dalga neticesi koca tencere devrilirse çok üzülürdük) ve rahat yiyebilelim diye ve bu yeni teknemde ilk kez deneyeceğimiz faça yelken (heave to) yaptık. Aşağıda videosunu izleyebilirsiniz.
Açıkçası tahmin ettiğimin üzerinde başarılı bir sonuç aldık. Çok rahat yemeğimizi yedik..
Arkasından Deniz’in Hanya’dan aldığı bol bademli tahin helvası masaya gelince bayram ettik..
……………………………….
Neredeyse Astipalya önlerine kadar tek kontrada yelken yaptık. Rüzgar oldukça istikrarlı 12-15 knot arası iskeleden apaz esti..
Gece ilerledikçe uykumuz geliyor diye, vardiya yapalım diyoruz ama önceleri kimse yatmaya gitmiyor..
Gökyüzü alabildiğine yıldız..
Whatsup grubunda arkadaşlarla yazışırken şöyle yazmışım..
“ Şahane gece seyri, tepemizde samanyolu, milyonlarca yıldız,
Jüpiter ve Venüs ardarda dizilmiş yolumuzu aydınlatıyor.
Kayan göktaşlarının haddi hesabı yok..
Merak etmeyin hepinize yetecek dilekler tuttum..”
Arkamızda Girit’in ışıkları iyice görünmez oldu..
Bu arada iskelemizde uzaktan ışık hüzmeleriyle karanlıkta ufukta aydınlanan Santorini seçiliyor..
Rotamızı kesen Gemi yolu üzerinde seyir yapıyoruz sanırım, önümüzden gelip geçen gemilerin silyon ve seyir fenerlerini gözlemleyip, yönünü ve çatışma riski var mı diye yorumlamak uykumuzu iyice kaçırdı..
Sancak tarafımızda 2 ayrı adacığın fenerini de takip ediyoruz..
Bu arada tam karşımızdan gelen ve 100 metre arayla borda borda bir yelkenli tekne ile karşılaştık.. O da full arma yelkenleri açıktı.. gecenin karanlığında çok hoş görünüyordu..
Deniz’in tekneye getirdiği laptop da yüklü Navionics seyir boyunca açık ve dümencinin önünde.. Ayrıca telefonlarımızda da navionics yüklü..
Gece ilerledikçe uykusu gelen yattı, ben de havuzlukta yatıyorum, Ünal ise sabaha kadar dümende kaldı.
Hava yavaş yavaş yine çok güzel görünümlerle ağarmaya başladı,
(https://i.hizliresim.com/7BjNAL.jpg) (https://hizliresim.com/7BjNAL)
Astipalia artık önümüzde giderek büyümeye başladı.
(https://i.hizliresim.com/P7jrQd.jpg) (https://hizliresim.com/P7jrQd)
Herzamanki gibi Ünal demirde, yavaşça Astipalia limana 3-4 metrelere demir atıp kıçtankara bağlandık.
(https://i.hizliresim.com/gPQWX0.jpg) (https://hizliresim.com/gPQWX0)
Bizden başka tekne yok..
(https://i.hizliresim.com/nb4WRB.jpg) (https://hizliresim.com/nb4WRB)
(devam edecek)
Gönderen: Ünal Çilingir - 12 Aralık 2019, 22:48:52
Hanya nın tarihi güzellikleri sabaha kadar gezsen bitmiyor. 😁
Gönderen: Eyüp Oğan - 12 Aralık 2019, 23:13:12
Eyüp abi otopilotun aşağıdaki pistonunun yerinden çıkan zincirle alakası var mı? Zincir olmasa da otopilot tekneyi götürmez miydi?
Çetocum, haklısın..
Normal şartlarda otopilot tekneyi götürürdü..
Bizde ise; Çelik tel makaralardan çıkınca dümen mekanizmasına dolanmıştı..yani dümen kilitlenmişti..bundan dolayı yeke ve otopilot çalışmıyordu..biz teli yerine takmayı beceremeseydik kesmek zorunda kalacaktık..o zaman otopilot ve yeke çalışıcaktı..otopilot mekanizmasında kırılma kopma yoktu...
(bu detayı Deniz Eskier anlattı)
Gönderen: Doğan Erbahar - 12 Aralık 2019, 23:24:06
Gönderen: Eyüp Oğan - 13 Aralık 2019, 21:58:49
Sabah bir ada için çok erken sayılabilecek bir saatte Astipalya’ya gelip bağlanmıştık..
(https://i.hizliresim.com/003r2L.jpg) (https://hizliresim.com/003r2L)
Biraz dinlenelim dedik, Deniz ise her zamanki gibi giyindi çıktı, adam hiperaktif, yerinde duramıyor.. :)
Önce rıhtımdaki kedileri sevip, biraz besledi sonra adanın yerleşim olmayan tarafına doğru yürümüş, çevreyi kolaçan etmiş ve güzel fotograflar çekmiş, geldi..
(https://i.hizliresim.com/003r7R.jpg) (https://hizliresim.com/003r7R)
(https://i.hizliresim.com/kM50Y9.jpg) (https://hizliresim.com/kM50Y9)
Karşı plajın kenarında şirin bir yer olan, sahibini eski seyirlerimizde tanıdığımız Şebnem Hanım’ın Anastasia Ouzeri’si kapalı..
Aslında sezon bittiği için heryer kapalı gibi..
(https://i.hizliresim.com/lQA40g.jpg) (https://hizliresim.com/lQA40g) (https://i.hizliresim.com/nb4y5B.jpg) (https://hizliresim.com/nb4y5B)
Bağlı olduğumuz beton iskelenin arka tarafındaki büyük ve yüksek beton rıhtıma Feribotlar yanaşıyor.
Kendi aramızda konuşup oy birliği ile karar verdik; Astipalia’yı gezeceğiz, kalesiyle, Chorasıyla, sonra Nisiros’a gitmek için ayrılacağız. Anlaşılan, arkadaşlara 90 millik yol az gelmiş.. :)
Limanın hemen çıkışında biraz yüksekçe taraçada bir cafe açık, daha çok kahvehane gibi..
Deniz orada taze poğaça vb bulunduğunu söyledi,
Oraya gittik teras kısmında boş bir masaya oturduk, dolu bir kaç masa daha var. Biz sıcak poğaça ve otlu böreklerle kahve eşliğinde karnımızı doyurduk.
Limanın rıhtımına bir kaç araba ve bir minibüs yanaştı, yanımızda gelenler de kahvelerini bitirip Rıhtıma doğru gitmeye başladılar, o esnada uzaktan denizi yara yara bir feribot yaklaşmaya başladı, güzel bir manevrayla iskeleye yanaşıp, bir kaç araba ve yolcu indi, rıhtımda bekleyen bir kaç araba ve biraz önce yanıbaşımızda kahve içenler dahil 5-10 kişi feribota bindiler, feribot geldiği gibi hızla ayrılıp gözden kayboldu..
(https://i.hizliresim.com/Z5lnAo.jpg) (https://hizliresim.com/Z5lnAo)
Rıhtım ve sahil yine sessizliğe büründü..
(https://i.hizliresim.com/XbZlB0.jpg) (https://hizliresim.com/XbZlB0)
Oldukça yorucu merdivenlerden döne kıvrıla, evlerin arasından tertemiz taş yollardan yürüyerek tepeye meydana çıktık.
Ben daha önce bir kaç kez gördüğüm için daha da yukarıda olan kaleye çıkmadım, açık bir kahvenin bahçesine oturdum.
Arkadaşlar kaleye de çıkıp gezdiler ve fotograflar çekmişler,
(https://i.hizliresim.com/QPjyRv.jpg) (https://hizliresim.com/QPjyRv) (https://i.hizliresim.com/JVjWpW.jpg) (https://hizliresim.com/JVjWpW)
Kubilay kalede çeşitli otlar bulmuş toplamış, elinde bir tutam ebegümeci ile biraz sonra gelip yanıma oturdular,
(https://i.hizliresim.com/bvP9lG.jpg) (https://hizliresim.com/bvP9lG)
(https://i.hizliresim.com/qAzy4B.jpg) (https://hizliresim.com/qAzy4B)
Biraz da oradaki yel değirmenleri ve çarşının fotograflarını çekip, kahve içip, yokuş aşağı kolay bir yürüyüşle minik limana döndük.
(https://i.hizliresim.com/M1jR6k.jpg) (https://hizliresim.com/M1jR6k) (https://i.hizliresim.com/odJyYR.jpg) (https://hizliresim.com/odJyYR)
Tekneyi seyre hazırladık, hava güneşli ve açık, rüzgar yok..
Nisiros, yaklaşık 40 nm mesafede..
Saat 12.00 gibi Astipalya’ dan çapamızı toplayıp, ağır yolla avara olduk..
Mendireği döner dönmez arkadaşlar bugün denize girmedik dediler ve tekneyi durdurup tertemiz mavi suya atladılar, önce biraz soğuk gelen denizden kimse çıkmak istemiyor, yolumuz uzun hadi diye söylenince biraz da zorla çıktılar denizden..
Havuzluk arkasında duşlarını alıp, giyindikten sonra rotamıza girdik..
(devamı var)
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 13 Aralık 2019, 23:02:03
Sonra burda yerleşim yok diye kelebeğin kuzey doğusundaki koyuna giderken girişte balık çiftliklerini gördük. Bu koyda restoran önüne demirleyip karaya çıktık. dip görünmüyor yemyeşil
Maç seyredecekler var dedik, bizim tv çekmiyor, kocamda güneydeki restorana indi deyince , çaresiz dibi görünmeyen koyda geceledik. restoranda bayat veya buzluktaki yiyecekleri yemedik.
Kuzeydoğu koyunu tavsiye etmem
Gönderen: Eyüp Oğan - 14 Aralık 2019, 18:16:31
Hava günlük güneşlik, rüzgar da yok..
Dün geceden de yorgunluk olunca teknede derin bir sessizlik var, havuzlukta hafif bir müzik çalıyor, herkes uyku modunda, pupadan saldığımız olta da peşimiz sıra uzun kalomasıyla geliyor.
Ben aşağıya yatmaya gittim, aslında uykum tam olarak yok ama uzanmak iyi gelecek..
Arka kamarada motorun sesi ninni gibi düzenli bir ritmle çalışıyor, kamara da ılık olunca içim geçmiş, uyumuşum..
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, motorun sesinin değişmesi ve yavaşlamamızla uyandım. Hemen havuzluğa çıktım.
Evet! Tahmin ettiğiniz gibi bu seyrin 2.balığını tutmuştuk.
Tutmuştuk da biz mi balığı tutmuştuk yoksa o mu bizi tutmuştu belli değil..
Tekne havuzluğunda büyük heyecan var, şimdi anlatacaklarıma başta Merem olmak üzere muhtemelen hepiniz güleceksiniz ve inanmayacaksınız, balığı şahsen ben de görmedim ama çekmeye çalışan Deniz ve Kubilay kaptanların yalancısıyım, yemin billah ederek en az 70-80 kilogram olduğunu filan iddia ediyorlar. O derece yani..
Her ikisinin de pazuları patlayacak kadar geriliyor, birden vızzzzzzz sesiyle misina hızla denize gidiyor, biraz sonra tekrar çekmeye başlıyorlar filan..
İki kişinin gücü yetmiyor.. Misinanın neredeyse sonuna geldiler..
Ben de aklımca bunlara yardım edeyim diye dümende tekneye tornistan yol vermeye başladım, gerçi bu hareket birazdan olacaklara neden olduysa Ünal’da suç ortağım.
Sonuçta bir anda misina kamışa hızla sarılmaya başladı, hah tamam hayvan sonunda pes etti filan dedik, telefonumun video çekimini açtım, Kubilay nerdeyse boğazda istavrit avlamışçasına kolayca misinayı topladı ve ucunda ne balık var, ne de Deniz’in dünya para verip aldığı rapala..
Deniz ve Kubilay bizi bir güzel haşladı, hiç tekneye tornistan yapılırmıy mış filan… Ben de pek anlamıyorum ama öyle deyince mahçuplandım..
En fazla Deniz, sonra Kubilay çok üzüldüler, dediklerine göre eğer yakalasaydık Ege de böylesi yakalanmamış olacakmış..
Ben içimden tabi “kaçan balık büyük olurmuş” diye kendimi teselli ettim. :)
Öğleden sonra olmuş karnımız da acıkmaya başlamıştı ki, Kubilay elinde tepsiyle Astipalya Kaleden topladığı ebe gümeci ile nefis bir börek benzeri bişey yapmış geldi, her zamanki gibi göz açıp kapayana silip, süpürdük..
Böylesi nefis bir menüyle karnımız doyunca, tutup yakalayamadığımız balığın yarattığı hayal kırıklığını unuttuk..
(https://i.hizliresim.com/7Bjpga.jpg) (https://hizliresim.com/7Bjpga)
Akif, Beyoğlu Belediyesi Halk Meclisi'nde Tabipler Odası temsilcisi, aynı zamanda Avrupa DİEM25 hareketi ile de ilgileniyor. Bu yol boyunca bu konularda bize uzun uzun bilgi verdi, sorularımızı cevapladı..
Yolda başka da aktarılacak bir aksiyon olmadı, sadece uzaktan Nisiros ve Kos adaları göründüğünde rüzgarda başladı ve yelkenleri açtık.
(https://i.hizliresim.com/M1jb6M.jpg) (https://hizliresim.com/M1jb6M)
Nisiros’a yaklaştığımızda hava iyice kararmıştı, silyon ve borda fenerlerimizi yaktık.
Pruvamızda uzaktan Türkiye seçiliyor, Knidos fenerinin ışığı göz kırpmaya başladı…
Işıklar içinde oldukça güzel görünen Nisiros ana yerleşim yerini bordalayıp Paloi limana doğru devam ettik.
Benim defalarca girdiğim ve çok iyi bildiğim bir liman olması nedeniyle yeşil ve kırmızı fenerlerin arasından ve sığ girişi nedeniyle mendireğe yakın bir çizgi tutarak oldukça yavaş yolla Liman’a girdik..
(https://i.hizliresim.com/QPj0Rj.jpg) (https://hizliresim.com/QPj0Rj)
Bu seyirde hep yaşadığımız gibi Limanda bizden başka yelkenli tekne yok, 2 tane gulet muhtemelen kışlama için demirde kıçtan kara bağlılar, bir motoryat ise kenarda aborda olmuş.
Ünal her zamanki gibi demirde, adam uzun yıllardır Omerta yarış ekibimizin baş adamı, balon trimcisi olduğundan olsa gerek, bu gezi teknesinde bile teknenin başından gelmiyor.
3 metre suya çapamızı salıp, 20m kadar kaloma bırakıp kıçtankara olduk, koltuk halatlarımızı akşam ışıkları yanan açık dükkanından çıkan kişi aldı..
Sezonda cıvıl cıvıl kalabalık, tavernaların dizili olduğu sahilde açık hiç taverna yok. Paloi sanki terkedilmiş kasaba görünümünde.
Teknede yedik yemeğimizi, sonrası tüm limanı çepeçevre turladık, biraz sohbet ettikten ve viskilerimizi yudumladıktan sonra erken sayılır bir saatte uyuduk..
(Devam edecek)
Gönderen: Öcal Turan - 15 Aralık 2019, 00:24:08
Gönderen: Eyüp Oğan - 15 Aralık 2019, 19:53:28
Rapalayı kurtardınızmı bari hocam. Yani benim yapamadığım şeyi. :)
Yok ya Öcal reisim, maalesef rapala da gitti..
Misina dediğin öyle bildiğin gibi bişey değil.. oldukça kalın ipek gibi bir malzeme, gam filan yapmıyor..
Gönderen: Eyüp Oğan - 15 Aralık 2019, 21:00:56
(https://i.hizliresim.com/yGkk8N.jpg) (https://hizliresim.com/yGkk8N) (https://i.hizliresim.com/5NjjgR.jpg) (https://hizliresim.com/5NjjgR)
Paloi Liman'ın yukarıdan görünüşü.. (dikkatli bakarsanız, tek yelkenli bizim tekneyi görebilirsiniz)
Nisiros volkanik bir ada, tepede bugün çok sayıda turist çeken krateri var. (en son 1422 yılında patlamış, Stefanos krateri 300 m çapında, 25 m derinliğinde)
Liman’ın hemen yanında volkan patlaması sonucu rengi farklı bir plajı var. Bu plajın köşesinde bir cafe bulunuyor. Cafe’nin sahibesi Yunanlı bir hanım, sevgilisi Adanalı bir Türk ile birlikte bu cafeyi işletiyorlar.
Deniz sabah erken kalkıp gezerken buraya uğramış ve tanışıp sohbet etmişler.. Biz de Akif'le denize nerede gireyim diye sorduğunda gittiğimizde karşılaştık.
Bize güzel bir kahvaltı hazırladılar, kahvaltımız 4/4 lüktü..
Sezon bittiği için Paloi de açık "rent a car" yok. Rica ettik ve bir de kiralık araba ayarladılar..
Tekneyi neta edip, kapıyı kilitleyip, arabaya doluştuk. Önce yoğun kükürt kokusuyla kendini belli eden volkan kraterine, sonra tepedeki Nikea adında şirin köye gittik, en sonunda Nisiros Mandreke ye uğrayıp yürüyerek gezdik, burası da oldukça şirin..
(https://i.hizliresim.com/6Djj79.jpg) (https://hizliresim.com/6Djj79)
(https://i.hizliresim.com/7BjjvW.jpg) (https://hizliresim.com/7BjjvW) (https://i.hizliresim.com/P7jjMN.jpg) (https://hizliresim.com/P7jjMN) (https://i.hizliresim.com/9YjjL3.jpg) (https://hizliresim.com/9YjjL3)
(https://i.hizliresim.com/Ydooql.jpg) (https://hizliresim.com/Ydooql) (https://i.hizliresim.com/86jjPQ.jpg) (https://hizliresim.com/86jjPQ)
Arabayı teknenin hemen önüne parkedip, anahtarını içine bırakıp, Tilos’a gitmek üzere teknemize bindik, hızlıca hazırlık yapıp, durgun suda çapamızı alıp yine dikkatlice mendireğe yakın süzülerek ağır yolla seyre başladık.
Bu sefer oltayı Akif ben atayım dedi, siz bilmiyorsunuz diye de ekleyerek oltayı teknenin pupasından salmaya başladı..
Günaybatı’dan gelecek bir fırtına duyurusu var.. Henüz şiddetli olmasa da güzel bir rüzgar sancak dar apazdan esmeye başladı, hemen yelkenleri açtık.
Yelkenleri açmamızla, arkamızdan gelen vızzzz sesiyle indirmemiz bir oldu, Evet Akif’in şansından olsa gerek, oltayı atar atmaz bir balık yakalamıştık..
Bu balığı da beğenmedik ve ağzından oltanın iğnesini çıkarıp denize saldık. Böylece 2. Balığımızı da denize iade etsek de yakalamıştık.
Nisiros- Tilos arası yaklaşık 15 nm.. yani bizim için geçen günlere bakarsak çocuk oyuncağı..
Yelkenler tekrar açıldı, Nisiros-Tilos arası açıklıktan rüzgar şiddetini artırmaya başladı, sık sık gelen sağanaklar dümende Akif’i zorluyor.
Çok keyifli ve rüzgarın şiddetinin giderek azaldığı bir yelken seyriyle Tilos önündeki körfeze kadar geldik, sonra yelkenleri indirip, koyun sancağında dip tarafta bulunan, küçük limana, önünde feribotların yanaştığı beton rıhtım olan mendireği dönerek aborda olduk.
(https://i.hizliresim.com/zGNNJj.jpg) (https://hizliresim.com/zGNNJj)
Evet, Bildiniz! Küçük barınakta bizden başka tekne yok, sadece karşımızda Coast gard’ın küçük botu aborda olmuş durumda.
Tekneyi bağlayınca, giyindik ve Tilos’u gezmeye başladık.
Ama önce Akif elinde evrak çantası ile limanın hemen kenarında binası olan Port Polis’e gitti, beni de istemişler, seslendi ben de gittim. Evrakları aldılar, birazdan tekneye bırakırız dediler.. Akif tekneye dönüp, beklemeye karar verdi.
Kısa bir süre sonra tekneye getirmişler..
Gezmeye derken upuzun bir sahil var tamamı plaj, sahil yolu ve yolun arkasında sıra sıra pansiyon, motel ve cafeler, tavernalar var ama hepsi kapalı..
Bu sahili baştanbaşa yürüdük, dönüşte arka taraftan köy içinde giden yoldan Tilos’un içine girdik ve açık yer var mı diye sorduk. Bize bir yer tarif ettiler, henüz kapalı..
Bunun üzerine köy meydanına bakan bir meyhanemsi yerde kapı önündeki sıraya oturup, bira, rakı vb içmeye başladık..
Aç karnına iyi oldu.. yani kafalar iyi oldu.. :)
Saat 19.00 olunca açılacağı söylenen tavernaya tam zamanında gittik, bize 5 kişilik bir masa ayarladılar.
(https://i.hizliresim.com/P7jjl5.jpg) (https://hizliresim.com/P7jjl5)
Oldukça doyurucu bir yemek yedik..
Yemek sonrası yapacak bir şey yok, doğruca tekneye gittik ve akşamın o ilk saatlerinde içimizi üşüten hava gitmiş, yerini oldukça ılık bir hava almış, havuzlukta oturup, sohbet edip müzik dinleyip, kuruyemiş ve içkiye devam ettik..
(https://i.hizliresim.com/JVjjZJ.jpg) (https://hizliresim.com/JVjjZJ)
Mendireğin üzerinde bir iki kişi balık tutuyor, giderek insan ve araç sayısı artmaya başladı ve saat 23.00 gibi, ileride önce ışığını görmemize rağmen bişeye benzetemediğimiz bir deniz aracı giderek büyüyerek mendireğe yanaştı.
(https://i.hizliresim.com/NLjjZX.jpg) (https://hizliresim.com/NLjjZX) (https://i.hizliresim.com/an77zQ.jpg) (https://hizliresim.com/an77zQ)
Kocaman ışıl ışıl bir gemi..
(https://i.hizliresim.com/qAzzvd.jpg) (https://hizliresim.com/qAzzvd)
Kısa sürede yolcularını indiren ve alan Gemi karanlık gece içinde etrafını aydınlatarak çekti gitti..
Mendirek ve sahil birden sessizleşti..
(https://i.hizliresim.com/gPQQO5.jpg) (https://hizliresim.com/gPQQO5)
Uykusu gelen gidip yattı, seyrin son günleri geliyor, yorgunluklar birikmiş..
Yarın rotamız Symi..
(Devam edecek)
Gönderen: Hulusi Gülen - 16 Aralık 2019, 07:41:20
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Aralık 2019, 09:48:33
Yaşından beklenmeyecek şekilde, ilk üçe, Lipsi, Tilos ve Nisyros'u yerleştirir.
Gönderen: Mehmet Atay - 16 Aralık 2019, 10:21:08
Nysiros bilmiyorum. Gitmedim; ama volkan sebebi ile ilginç olabilir.
Tilos... gerek yok.
Halki de görülesi...
Niye gerek yok onu da söyleyeyim; belki başkasına göre gerek olabilir.
Ya alargada kalacaksınız, ya da minik barınakta yer bulacaksınız.
Minik barınakda sezonda bile büyük yüzde ile yer bulunuyor; ama kıçtan kara olduğunuzda, arkanızda apartman gibi binalar ver. Bir setin üzerinden 2 ya da 3 katlı yanyana yapışık binalar var. Havuzluktan bakında ya istinat duvarı ya da beton gözüküyor.
Limanın içinde yer bulamazsanız, feribota yer bırakmak kaydı ile, mendirek (iskele) dışına kıçtan kara ya da aborda olmak mümkün ama bir oradayken bayağı solugan geldi. Helak oldular; 8 metrelik bir Hollanda'lı içeride bize aborda oldu.
Çarşısında özel bir şey görmedim. Adanın diğer plajlarına gidelim dedik, pek matah değil.
Ben bir daha Tilos'a gitmem. Ama cüce fil hikayesi ilginç; itiraf etmem lazım. Tşört de aldım haliyle...
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 16 Aralık 2019, 10:43:04
Lipsi evet; çok güzel.
Nysiros bilmiyorum. Gitmedim; ama volkan sebebi ile ilginç olabilir.
Tilos... gerek yok.
Halki de görülesi...
Niye gerek yok onu da söyleyeyim; belki başkasına göre gerek olabilir.
Ya alargada kalacaksınız, ya da minik barınakta yer bulacaksınız.
Minik barınakda sezonda bile büyük yüzde ile yer bulunuyor; ama kıçtan kara olduğunuzda, arkanızda apartman gibi binalar ver. Bir setin üzerinden 2 ya da 3 katlı yanyana yapışık binalar var. Havuzluktan bakında ya istinat duvarı ya da beton gözüküyor.
Limanın içinde yer bulamazsanız, feribota yer bırakmak kaydı ile, mendirek (iskele) dışına kıçtan kara ya da aborda olmak mümkün ama bir oradayken bayağı solugan geldi. Helak oldular; 8 metrelik bir Hollanda'lı içeride bize aborda oldu.
Çarşısında özel bir şey görmedim. Adanın diğer plajlarına gidelim dedik, pek matah değil.
Ben bir daha Tilos'a gitmem. Ama cüce fil hikayesi ilginç; itiraf etmem lazım. Tşört de aldım haliyle...
Ben Lipsi'ye gitmedim, ben en çok Nisiros'u beğenmiştim. Tepedeki köy harika. Eyüp Abinin resimlerini paylaştığı yerde bizde fotoğraflar çekmiştik. Tepe de köyün içinde çok güzel bir cafe vardı. Ama Tilos'ta alargada kalmıştık. Tilos bildiğin köy işte, bu anlamda kafa dinlemek isteyenler için mükemmeldi.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Aralık 2019, 11:28:23
Lipsi evet; çok güzel.
Nysiros bilmiyorum. Gitmedim; ama volkan sebebi ile ilginç olabilir.
Tilos... gerek yok.
Halki de görülesi...
Niye gerek yok onu da söyleyeyim; belki başkasına göre gerek olabilir.
Ya alargada kalacaksınız, ya da minik barınakta yer bulacaksınız.
Minik barınakda sezonda bile büyük yüzde ile yer bulunuyor; ama kıçtan kara olduğunuzda, arkanızda apartman gibi binalar ver. Bir setin üzerinden 2 ya da 3 katlı yanyana yapışık binalar var. Havuzluktan bakında ya istinat duvarı ya da beton gözüküyor.
Limanın içinde yer bulamazsanız, feribota yer bırakmak kaydı ile, mendirek (iskele) dışına kıçtan kara ya da aborda olmak mümkün ama bir oradayken bayağı solugan geldi. Helak oldular; 8 metrelik bir Hollanda'lı içeride bize aborda oldu.
Çarşısında özel bir şey görmedim. Adanın diğer plajlarına gidelim dedik, pek matah değil.
Ben bir daha Tilos'a gitmem. Ama cüce fil hikayesi ilginç; itiraf etmem lazım. Tşört de aldım haliyle...
Sizi Yersu'ya havale ediyorum. :)
Nisiros'ta tepedeki kafeye sütlü tatlılar hemen yanındaki evden geliyor.
Aygün abiyle henüz yeni çıkmış sütlaçları görünce sipariş etmiş, üzerine de dondurma koymasını istemiştik. Garsonun dehşetle açılmış "nasıl yani" diyen gözlerini dün gibi anımsıyorum.
Bir de yine o evde, evin avlusunda, bir teyze oturuyordu. Alnını migreni tutmuş gibi bir yazmayla sıkıca bağlamış, hafifçe başına ve göğsüne vurarak öfkeli öfkeli söyleniyordu.
8-10 dakika sonra, meydana çıkan merdivenlerden bal tatlısı bir amca göründü. Gömlek bağrına kadar açık, bembeyaz saçlar, alkolden pancar gibi bir surat. Meydana bakan kahvedeki herkese ve bizlere keyifle gülerek, belki de olabilecek en sevimli haliyle selam verdi ve o eve doğru yöneldi. Avludan içeri adım atmasıyla bir vaveyladır koptu. Teyze adamı çekiştire çekiştire içeri soktu.
Kendi kendime, bura bildiğin bizim Kocavezir mahallesi dedim. Sahiden de ara sokakları dolaşırken evlerden içeri baktığınızda, televizyonların üzerlerinde dantel örgüler, sedirler... sokakların temizliğin dışında her şey aynıydı.
Gönderen: Eyüp Oğan - 16 Aralık 2019, 18:58:14
Cumartesi sabah erken kalktık, tüm Tilos uyuyor ama motor çalışınca bizim teknede herkes uyandı..
Kahvaltıyı seyirde yapacağız..
Yaklaşık 30 mile yakın bir yolumuz var.
Rüzgar yok gibi, hava açık..
Symi adasının kuzeyinden Datça yarımadasını iskelemizde bordalayarak, Symi darboğaz’a kadar sorunsuzca geldik.
Symi kuzeyindeki dar boğazda derinlikler 4-5 metrelere kadar düşer ama geçiş için yelkenli tekneler için bir sorun teşkil etmez, boğazı ortalayarak rahatça geçilebilir..
Bu geçitte, turkuaz rengiyle çok berrak bir deniz vardır.
Bu geçidi geçer geçmez tam karşımızda Yeşilova körfezine doğru pruvası dönük bir Yunan Hücumbotu uzakta görüldü.. Sanırım bu göçmen konuları nedeniyle devriyedeler..
Biz ise bu temiz denizde bir yıkanma ve yüzme molası vermek niyetiyle durduk..
Akif, Ünal ve Kubilay önce atladılar denize, dayanamayan Deniz ise arkalarından.. Ben teknedeyim..
Yüzdükten sonra sırasıyla şampuanla denizde saçlarını yıkayıp, tekne havuzluğundaki duşla durulandılar..
Artık pirüpak şekilde Symi’ye hazırlar..
Symi limanına girdiğimizde geçmiş görüntüsünden çok uzak bir manzara ile karşılaştık.
Bütün liman bomboş, istediğin yere istediğin gibi yanaşabilirsin.. Öyle ki yer beğenemez olduk..
(https://i.hizliresim.com/odJB1q.jpg) (https://hizliresim.com/odJB1q)
Neyse sonuçta Limanın kuzey kıyısında Manos’a yakın sayılır bir yere sancak bordamızdan aborda olduk..
(https://i.hizliresim.com/an7kmd.jpg) (https://hizliresim.com/an7kmd)
Daha ilerimiz sığlaşan deniz nedeniyle yerel kayıklar var.
Akif ve Deniz çıkış işlemlerini biz yapalım düşüncesiyle Port Polise (bilenler için saat kulesinin arkasındaki binaya) gittiler ama orası göçmen dairesi olmuş sanırım, kimseleri bulamamışlar.
Ordaki bir görevli limanın karşı tarafındaki gümrük polisini tarif etmiş, Akif oraya gittiğinde ise onlar tekrar bu tarafa yönlendirmişler..
Bu duruma sıkıldık ve benim önceden tanıdığım Symi’deki acentayı arayıp, çağırdık.
Kostas ( tel no: 0030 694 646 6255) beş dakika sonra geldi ve 50 euro ya 15 dk içinde işlerimizi halletti..
Artık resmi işlemleri tamamlamıştık, istediğimiz zaman ayrılabilirdik..
Symi, benim için arka mahalle sayılır, son 20 yıl içinde elli kere gelmişimdir belki.. Sezondışı olması nedeniyle neredeyse her yer kapalı.. Akşama doğru bazı cafe ve tavernalar açıldı..
Arka sokaktaki her zaman içki aldığımız büyük dükkan yaz kış açık.. Oraya gidip bol miktarda içki aldık, fiyatlar Türkiye’ye göre ucuz, bize ayrıca bir indirim daha yaptılar.
Akşam olunca her zaman gittiğim Meraklis kapalı olunca yine ara sokaklarda adını şimdi hatırlayamadığım bir tavernada çok lezzetli deniz ürünleri ve çok pahalı bir barbun yiyerek karnımızı doyurduk..
Teknede seyir boyunca yanımızda gezdirdiğimiz son kavunu da sintinedeki yerinden alıp, getirmiştik. Tatlı yerine bu kavunu yedik, 2 büyük dilimini de Taverna sahibine verdik, o da alıp yakındaki evine, çocuğuna götürdü yesin diye..
Oradan kalkınca deniz kıyısındaki şirin bir cafeye oturduk. Bir süre burada oturup, tekneye döndük..
Kimsenin uyumaya niyeti yok, hemen gerimizde sahilde açık bir barın müzikli gürültüsü havuzluğa kadar geliyor..
Ben yattım, ekip n’aptı bilmiyorum, kimsenin de günahını almayayım şimdi..
Sonbahar’da Symi (Ünal Çilingir’in video kaydı)
………………………………………..
Madem döneceğiz bari erken gidelim de evlerimize geceye kalmadan varalım düşüncesiyle sabah yine erken saatte kalktık.
Yavaşça limandan avara olup, Symi’den ayrıldık..
Karşımızda Yeşilova körfezi, sancağa dönünce pruvamızda Rodos, arkamızda Datça.. motor seyriyle gidiyoruz, çantaları sırayla hazırladık..
Aslına bakarsanız kimse bu gezi bitsin istemiyor, günler ne çabuk geçti diyoruz..
Kah yelkenle, kah motorla bildik sularda Marmaris’e doğru ilerliyoruz.
Marmaris körfeze girerken Uğur’u (gümrük acentamız) aradım, bizi Gümrükte karşılayacak..
Önce Netsel Marina girişindeki akaryakıt istasyonundan yakıtı doldurup, gümrüğe geçtik, kısa bir giriş işleminden sonra Yalancı boğazdaki Yat Marinaya gidip, bağlandık.
Not: (ek bilgi) Gezimizin mali sorumlusu Akif, tüm harcamaları bir excel dosyasında tuttuğu için her kalemi detayıyla görmek mümkün oldu, size bu gezinin tüm maliyetinin kişi başı yaklaşık (kişisel hediye vb harcamalar hariç) 3500 TL olduğunu da söyleyerek sözlerimi bitireyim.
……………………………………
Evet, dostlar..!
2019 Kış’a girerken yaptığımız gezimiz bu şekilde sona erdi..
Sürçü lisan ettiysek affedin..
Seyir yazılarımı okuyan, yorum yapan, yazmam için teşvik eden tüm denizcilere teşekkür ederim..
Yeni seyirlerde görüşmek dileğiyle hoşçakalın..
Gönderen: Engin Saygılı - 16 Aralık 2019, 19:13:59
Gönderen: Çetin Kent - 16 Aralık 2019, 19:48:02
Gönderen: Mehmet Atay - 16 Aralık 2019, 20:45:12
Elinize sağlık, kesenize bereket ;)
Gönderen: Öcal Turan - 16 Aralık 2019, 21:02:34
Gönderen: Kemal Gündüz - 16 Aralık 2019, 21:34:02
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 16 Aralık 2019, 22:43:28
Gönderen: O.Utku Uçkan - 17 Aralık 2019, 08:10:55
Bir yerlere gidip gelenlere söylediğimiz bir deyiş var.
''Yediğin içtiğin senin olsun, gezdiğin gördüğün yerleri anlat'' derler.
Gezen, gören kaptanlarımız hadi bakalım şu kış günlerimizi yazılarınız ve de fotoğraflarınız ile güzelleştirin. ;)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Aralık 2019, 09:25:57
Gönderen: Kemal Tesbihci - 17 Aralık 2019, 09:57:19
Gönderen: Deniz Akaltan - 17 Aralık 2019, 11:53:08
Tüm fotoğraflar ve harika anlatımınız için teşekkürler.
Gönderen: Mehmet Erem - 17 Aralık 2019, 13:33:14
Bizi de götür, lütfennn
Gönderen: Mücahit Karabaş - 17 Aralık 2019, 13:58:29
Gönderen: Kenan Biçen - 17 Aralık 2019, 14:16:22
Eyüp reisim,çok faydalı ve akıcı üslubunuzla keyif alarak okuduğum bir seyir yazısı
olmuş.Emeklerinize sağlık,çok teşekkürler
Gönderen: Mehmet Atay - 17 Aralık 2019, 14:19:35
İlk mesajını şöyle bitirmişsin :
"Bakalım 8 yıldan bu yana neler değişmiş.. :)
Elimden geldiğince bu başlık altında gözlem ve anılarımızı paylaşmaya çalışacağım."
Gezi anıları için tekrar teşekkürler; peki gözlemlerin, tavsiyelerin neler? Bir daha bu rotayı yapacaksan olsan, "yapmam" ya da "muhakkak yaparım" dediğin neler var?
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 17 Aralık 2019, 14:35:23
Eyüp Reis,
İlk mesajını şöyle bitirmişsin :
"Bakalım 8 yıldan bu yana neler değişmiş.. :)
Elimden geldiğince bu başlık altında gözlem ve anılarımızı paylaşmaya çalışacağım."
Gezi anıları için tekrar teşekkürler; peki gözlemlerin, tavsiyelerin neler? Bir daha bu rotayı yapacaksan olsan, "yapmam" ya da "muhakkak yaparım" dediğin neler var?
Bence ilk tavsiyesi bu mevsimde gidin her limanda rahat rahat bağlanın, yer bulacağım diye sabahın köründe yollara çıkmayın olacaktır ;D
Gönderen: Cemalettin Özen - 17 Aralık 2019, 18:19:12
Yazılarınızı her gün keyifle okudum. Kışın böyle bir seyir yapmanız farklı olmuş. Issız kasabaları, limanları hep sevmişimdir.
Karada bile motosikletle bu kış gününde aynı şeyi yapıyorum. Issız sahil kasabalarını geziyorum.
Yazınız bitmesin isterdim.
Sevgiler.
Gönderen: Eyüp Oğan - 17 Aralık 2019, 18:34:55
....................................................
Sevgili Deniz Akaltan'ın dediği gibi o mevsimde beklenmeyecek kadar sıkıntısız bir hava ve deniz şartlarında seyir yaptık, bu şansımızdı..
Aslında ukalalık gibi algılanmazsa, biraz da geçmiş yılların deneyimi diyelim, çünkü sert havanın geleceğini biliyorduk, biraz da fırtına öncesi sessizlikten faydalandık ve fırtına geldiğinde biz güvenli bir yerde bağlanmıştık.
Böylesi uzun ayakların olduğu bir seyri eş ve çoluk çocuk planlamanız oldukça zor olabilir.
Eğer planlayacaksanız da bu rotayı 2 hafta değil en az 1 ay gibi düşünmek daha iyi olabilir.. ( örneğin Kaan Erdemler bu rotayı daha da uzatarak 3 ay gibi yaptılar)
Bu arada yolda Kasos adasına ve Girit'in daha detaylı gezilmesine fırsat vermiş olursunuz. Keza Rodos ve diğer adalarda da daha uzun kalınabilir ve seyir yorucu olmaktan çıkar..
Biz tecrübeli 5 denizciydik.
Ve birbirimizi çok uzun yıllardır çok yakından tanıyor olmamızdan dolayı denizcilik dışında o dar ortamda birlikte bu süre yaşamak çok keyifli ve kolay oldu.
Sevgili Mehmet Atay'a cevap gibi olacak biraz; 8 sene önce 2 tekne ve Marmaris-Girit 160 nm yolu hiç durmadan, mola vermeden gitmiştik.
Açıkçası 8 yılda çok fazla bir değişiklik görmediğimi ifade etmek isterim..
Zafer'in dediği gibi sezon dışı olmanın avantajı her limanda rahat yer bulmak..
Mehmet Erem, bizi de götür lütfen! diyor, takılıyor bana.. :) Ben onu çok daha uzaklara götürmeyi düşünüyorum haberi yok..
Utku abiye canı gönülden katılıyorum, her Reis seyrini yazarsa iyi olur. Nerde, ne zaman, kime, nasıl faydası olur bilinmez..
Heyamola Hey'in geçen yıllarda planlamasına başladığı ama çeşitli nedenlerle yapılamayan bir ralli rotasıydı..
Belki önümüzdeki bahar veya sonbaharda bu rotada toplu bir seyir organize edilir.
Ben bu satırları yazarken Cemalettin Reis'in iletisi gelmiş, vallahi biz de seyir hiç bitmesin isterdik..
...................................................
Son olarak; İnanın bu seyri yazmak ve forumda yayınlamak, bu seyri yapmaktan çok daha fazla yordu beni...
Ama sizlerle Heyamola Hey forumu arasında denizci bir bağ oluşturduğunu görmek herşeye bedel..
Selametle kalın...
Gönderen: Engin Saygılı - 17 Aralık 2019, 20:51:21
Ama sizlerle Heyamola Hey forumu arasında denizci bir bağ oluşturduğunu görmek herşeye bedel..
Selametle kalın...
Sevgili Eyüp Kaptanım,
Yıllar önce hisarönü rotası önerisi almak için sorduğumda nezaketle çok güzel bir cevap vermiştiniz. Onu teknemde hala saklarım. Bu nedenle sevgili diye hitap ettim, sizi yakın hissettiğimden.
Bu sene ağustos ayında bizde seneledir hayalini kurduğum kuzey sporadlar gezisi yaptık. Zamanım kısıtlı olduğundan 10 gün kadar, fakat dediğiniz gibi geziyi yazmak, yayınlamak daha zor. Üstelik çıkmadan önce Cemalettin reis'inkiler dahil forumlardaki tüm yazıları okumama rağmen bir türlü yazamıyorum, çok yavan birşey olur diye. Bir zamanlar bu gezi yazıları çok yazılır ve bizde ilk hevesle hepsini okurduk. Sonradan formatın değişmediğini gördükçe ve bazı eleştirilerde geldikçe bu yazılar yazılmaz oldu, sadece özgün olanlar kaldı.Neyse laf ıçok uzattığımın farkındayım ama büyük çoğunluk paylaşmıyor ve yazmıyor demek istediğim bu. Emeğiniz için tekrar teşekkürler,
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 17 Aralık 2019, 22:48:09
Son olarak; İnanın bu seyri yazmak ve forumda yayınlamak, bu seyri yapmaktan çok daha fazla yordu beni...
Ama sizlerle Heyamola Hey forumu arasında denizci bir bağ oluşturduğunu görmek herşeye bedel..
Selametle kalın...
Sevgili Eyüp Kaptanım,
Yıllar önce hisarönü rotası önerisi almak için sorduğumda nezaketle çok güzel bir cevap vermiştiniz. Onu teknemde hala saklarım. Bu nedenle sevgili diye hitap ettim, sizi yakın hissettiğimden.
Bu sene ağustos ayında bizde seneledir hayalini kurduğum kuzey sporadlar gezisi yaptık. Zamanım kısıtlı olduğundan 10 gün kadar, fakat dediğiniz gibi geziyi yazmak, yayınlamak daha zor. Üstelik çıkmadan önce Cemalettin reis'inkiler dahil forumlardaki tüm yazıları okumama rağmen bir türlü yazamıyorum, çok yavan birşey olur diye. Bir zamanlar bu gezi yazıları çok yazılır ve bizde ilk hevesle hepsini okurduk. Sonradan formatın değişmediğini gördükçe ve bazı eleştirilerde geldikçe bu yazılar yazılmaz oldu, sadece özgün olanlar kaldı.Neyse laf ıçok uzattığımın farkındayım ama büyük çoğunluk paylaşmıyor ve yazmıyor demek istediğim bu. Emeğiniz için tekrar teşekkürler,
Bence yazmalısınız, hepimiz yazmalıyız. Çünkü yazdığımızda hiç tanımadığımız kişilere ciddi faydası oluyor. Bir çoğumuz biraz deneyim kazanıp, biraz bilgiye ulaşabilir çevreye ulaşınca bu yazma işi askıya alınıyor. Hatta bu konuda karşılaştığım güzel bir durumu şurada yazmıştım.
https://heyamolahey.com/?topic=2332.0
Bu yaz yaşadığımız çok basit bir örneği var. Fırtına da, gece yarısı, kısıtlı manevramızla Mürefte'ye girmek zorunda kaldık. Bunun için internetten Sevgili dostumuz İsmail Oruç'un Mürefte barınağı anlatan yazısından faydalandık. Bu yazı sayesinde hiç girmediğimiz yere girdik. Geçenlerde bir sunum toplantısında berabar oturduk bunu kendisine anlattım, uzun süre bunun üzerine konuştuk. Meğer bizden önce birisi daha bu yazıdan istifade etmiş ve İsmail Abiye teşekkür etmişmiş.
İşin özü yazmak lazım gerçekten. Tekrar teşekkürler .
Gönderen: Eyüp Oğan - 17 Aralık 2019, 23:01:13
Son olarak; İnanın bu seyri yazmak ve forumda yayınlamak, bu seyri yapmaktan çok daha fazla yordu beni...
Ama sizlerle Heyamola Hey forumu arasında denizci bir bağ oluşturduğunu görmek herşeye bedel..
Selametle kalın...
Sevgili Eyüp Kaptanım,
Yıllar önce hisarönü rotası önerisi almak için sorduğumda nezaketle çok güzel bir cevap vermiştiniz. Onu teknemde hala saklarım. Bu nedenle sevgili diye hitap ettim, sizi yakın hissettiğimden.
Bu sene ağustos ayında bizde seneledir hayalini kurduğum kuzey sporadlar gezisi yaptık. Zamanım kısıtlı olduğundan 10 gün kadar, fakat dediğiniz gibi geziyi yazmak, yayınlamak daha zor. Üstelik çıkmadan önce Cemalettin reis'inkiler dahil forumlardaki tüm yazıları okumama rağmen bir türlü yazamıyorum, çok yavan birşey olur diye. Bir zamanlar bu gezi yazıları çok yazılır ve bizde ilk hevesle hepsini okurduk. Sonradan formatın değişmediğini gördükçe ve bazı eleştirilerde geldikçe bu yazılar yazılmaz oldu, sadece özgün olanlar kaldı.Neyse laf ıçok uzattığımın farkındayım ama büyük çoğunluk paylaşmıyor ve yazmıyor demek istediğim bu. Emeğiniz için tekrar teşekkürler,
Sevgili Engin Reisim, sizinle bu vesile ile tekrar hasbıhal etmekten çok memnun oldum.. :)
Ahmet Reisime katılıyorum, yazmak lazım..
Cemalettin, Ali San, Çetin Kent Reislerin olduğu yerde ister istemez o dediğiniz "yavan olur" endişesi oluyor ama bir süre sonra geçiyor.. ;)
Sonuçta edebi eser yazmıyoruz..
Kuzey Sporadlar gezinizi umarım okuruz..
Ben de o rotayı yapmayı istiyorum, en güncel bilgileri öğrenmek iyi olacak..
Sevgiler..
Gönderen: Eyüp Oğan - 17 Aralık 2019, 23:26:20
Eyüp reisim kaleminize sağlık diyim, her aksam soyle bir bakip yeni yaziniza denk gelince keyifle okuyorum..
Yazınızın büyüsü kaçmasın ama tasvirlerinizde bir şey dikkatimi çekti hoşuma da gitti , yazının tamamı bitince denk gelir umarım paylaşırım..
Özhan Reis, yazı bitti nihayet..
Sanırım, siz de beni meraklandıran konuyu açıklarsınız..
Gönderen: Özhan Sezgin - 18 Aralık 2019, 08:37:16
Eyüp reisim kaleminize sağlık diyim, her aksam soyle bir bakip yeni yaziniza denk gelince keyifle okuyorum..
Yazınızın büyüsü kaçmasın ama tasvirlerinizde bir şey dikkatimi çekti hoşuma da gitti , yazının tamamı bitince denk gelir umarım paylaşırım..
Özhan Reis, yazı bitti nihayet..
Sanırım, siz de beni meraklandıran konuyu açıklarsınız..
Eyüp reisim çok keyifli bir seyir yaşattınız bize de, özellikle kış mevsimi kısmen teknelerimizden uzak olduğumuz aylarda resimler videolar ile bezenmiş yazilar okumak büyük zevk.
Yazilarinizda gezdiğiniz adaları ,girdiğiniz limanlari mekanlari vs. bir gezgin blogu tadinda anlatiyorsunuz bu da zaten yaziyı keyifli kılıyor, ama dikkatimi çeken tekneye binip seyire başlama kısmına geçtiğinizde kaptanlığınız devreye girip deniz ve yelken terimlerini aralara sokarak renklendirmeniz oldu (örn. limandan ayrılışınızı anlatırken ,önce rüzgar altı halatımızı çözdük... demeniz gibi) , bilenler için keyif bilmeyenlere de öğretici bir detay bence.
Bir de akşamları kapanışın viski ile yapılma detayı var ki onun ayri tutuyorum :)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 18 Aralık 2019, 09:57:08
Bir de akşamları kapanışın viski ile yapılma detayı var ki onun ayri tutuyorum :)
Viski deyince aklıma Eyüp kaptanımın bana 1 parmak ayırdığı HIBIKI geldi.
Ama bu ekipten Fatmagül gibi kendini kurtaramamıştır ;D
(https://i.hizliresim.com/BOkENg.jpg) (https://hizliresim.com/BOkENg)
Gönderen: Eyüp Oğan - 18 Aralık 2019, 10:29:16
Bir de akşamları kapanışın viski ile yapılma detayı var ki onun ayri tutuyorum :)
Viski deyince aklıma Eyüp kaptanımın bana 1 parmak ayırdığı HIBIKI geldi.
Ama bu ekipten Fatmagül gibi kendini kurtaramamıştır ;D
Zafercim, vallahi damla viski kalmadı teknede..
Sana sözüm söz, bir gelen olursa alırım içeriz.. :)
Gönderen: Mustafa Ertör - 18 Aralık 2019, 10:47:01
Gönderen: Aziz Eryavuz - 18 Aralık 2019, 16:10:38
Keyifle ve merakla okudum sürükleyici anlatımınızı. Tüm okuyanlar gibi birlikte yaşadım seyrinizi, yani teknenizde beş kişiden daha fazlası oldu. :)
Yeni seyirlerinizi de okumak ve hem istifade edip bilgilenmek hem de keyif almak için bekliyorum.
Gönderen: Serkan Güvenen - 18 Aralık 2019, 17:25:20
Çok keyifle okudum kaleminize sağlık , yok mu başka bir seyir planınız :D.
Teşekkürler
Gönderen: Eyüp Oğan - 19 Aralık 2019, 20:38:23
Okumak için biraz daha tadını çıkarmak için bekledim. Birkerede bütün seyahati keyifle okudum. Bilgilendirici,samimi, keyifli mükemmel birseyir yazısı. Geç okuyup geç yorum yaptım ama tekrar diyorum ki çok güzeldi .Hep yazın.Bizde okuyalım.Teşekkür ederim.
Mustafa Reisim, sizin Tunca'yla yaptığınız seyri imrenerek okumuştum.
Seyir yazısını beğenmenize sevindim..
Sevgili Eyüp Reis,
Keyifle ve merakla okudum sürükleyici anlatımınızı. Tüm okuyanlar gibi birlikte yaşadım seyrinizi, yani teknenizde beş kişiden daha fazlası oldu. :)
Yeni seyirlerinizi de okumak ve hem istifade edip bilgilenmek hem de keyif almak için bekliyorum.
Aziz Hocam, inşallah birlikte seyirler yaparız.. :)
Eyüp reis,
Çok keyifle okudum kaleminize sağlık , yok mu başka bir seyir planınız :D.
Teşekkürler
Serkan Reisim, sağolun..
Bahar aylarında bir aksilik olmazsa ileriye yönelik bir tecrübe olması için Marmaris- Malta seyri yapmayı düşünüyorum. (bir zorunluluk olmazsa herhangi bir adada mola vermeden)
Henüz plan denemez gerçi..
Eyüp reisim kaleminize sağlık diyim, her aksam soyle bir bakip yeni yaziniza denk gelince keyifle okuyorum..
Yazınızın büyüsü kaçmasın ama tasvirlerinizde bir şey dikkatimi çekti hoşuma da gitti , yazının tamamı bitince denk gelir umarım paylaşırım..
Özhan Reis, yazı bitti nihayet..
Sanırım, siz de beni meraklandıran konuyu açıklarsınız..
Eyüp reisim çok keyifli bir seyir yaşattınız bize de, özellikle kış mevsimi kısmen teknelerimizden uzak olduğumuz aylarda resimler videolar ile bezenmiş yazilar okumak büyük zevk.
Yazilarinizda gezdiğiniz adaları ,girdiğiniz limanlari mekanlari vs. bir gezgin blogu tadinda anlatiyorsunuz bu da zaten yaziyı keyifli kılıyor, ama dikkatimi çeken tekneye binip seyire başlama kısmına geçtiğinizde kaptanlığınız devreye girip deniz ve yelken terimlerini aralara sokarak renklendirmeniz oldu (örn. limandan ayrılışınızı anlatırken ,önce rüzgar altı halatımızı çözdük... demeniz gibi) , bilenler için keyif bilmeyenlere de öğretici bir detay bence.
Bir de akşamları kapanışın viski ile yapılma detayı var ki onun ayri tutuyorum :)
Özhan Reisim, teşekkürler..
Denizci forumunda denizci dostlarla birlikte olunca terminoloji de ister istemez öyle oluyor..
Gönderen: Taner Özer - 23 Aralık 2019, 15:38:00
Gerçekten çok keyifli oluyor senin yazıların.
TANER
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 30 Aralık 2019, 11:09:54
Bir de akşamları kapanışın viski ile yapılma detayı var ki onun ayri tutuyorum :)
Viski deyince aklıma Eyüp kaptanımın bana 1 parmak ayırdığı HIBIKI geldi.
Ama bu ekipten Fatmagül gibi kendini kurtaramamıştır ;D
(https://i.hizliresim.com/BOkENg.jpg) (https://hizliresim.com/BOkENg)
https://resimyukle.link/i/eBFLg (https://resimyukle.link/i/eBFLg)