[Kemal Gündüz]

Evet, beklemedeyiz. Teşekkürler


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[O.Utku Uçkan]

Benim hiç ilgimi çekmedi ama çok hasetlendim.

[Eyüp Oğan]

Rotamız Halki…  (21 Kasım Perşembe)

En erken Deniz kalkmış, bu durum tüm seyir boyunca böyle devam etti.

Kimseyi uyandırmamaya çalışarak sessizce çıkıp, güneşli ama serin sabah saatlerinde boş Rodos sokaklarında gezip, açık bulduğu “bakery” den taze ekmek ve tuzlu, tatlı unlu mamullerle eli kolu dolu tekneye geldi..

Bizlerde uyanmıştık.. Kubilay aynı zamanda mutfak şefimiz.. Tekne havuzluğunda çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı.. Çaylar demlendi, yumurtalar haşlandı, domates, biber, salatalık söğüş, beyaz peynir ve kaşar, zeytin, yağ ve bal.. Reyhan’ın gönderdiği poğaçalar da henüz bitmemiş..



Valla keyfimize diyecek yok, sofrayı görseniz böylesi Acem Şah’ında yok.

Kahvaltı sonrası, havuzluk ve masayı toplayıp temizledikten sonra yavaş yavaş seyir hazırlıklarına başladık.

Pasarellayı topladık, hafif bir rüzgar var, rüzgar altı koltuk halatını topladık. Motoru çalıştırıp, navigasyonun sigortasını panelden açıp, telsizi 16.kanala getirip, havuzluğa çıktım.

Tekne kaptanı olarak tüm yanaşma, bağlanma ve ayrılmaları ben yaptım. Tabi bu deneyimli ekiple bu işi yapmak inanın çocuk oyuncağı.. Birlikte çok uzun yıllardır seyir yapıyoruz..

Herkes işini son derece iyi biliyor, birbirini tamamlıyor, herhangi bir uyarıya gerek kalmıyor, sesler yükselmiyor, huzur içinde yanaşıyor ve ayrılıyoruz..

Rüzgar üstü koltuk halatını Deniz aldı, Ünal demiri topluyor, yeni Rocna 33 ve 12 ilk zincirle zıpkın gibi duruyoruz, sanırım ilk ve son kez Rodos’ta demirledik.. Diğer tüm limanlarda bomboş rıhtım ve iskelelere aborda olduk..

Pardon, bir kere de Nisiros Paloi Limanda 3 m suya demirledik, gerçi orda da aborda olabilirdik..

Rodos Mandraki limanın çamurlu zeminine gömülmüş çapamızı biraz zorlanarak yerinden söküp, topladıktan sonra yavaşça limandan çıktık. Akif ve Ünal usturmaçaları toplayıp vardavelaya asıyor.

İskelemize dönerek güney batı yönünde uzanan Rodos’u iskele bordamızdan izleyerek Halki ye doğru yaklaşık 35 nm sürecek seyrimize başladık..

Hava güneşli, açık bir gökyüzü var, rüzgar maalesef yok, anayelkeni bastık ama motorla seyrediyoruz.

Yeri gelmişken yani henüz stokları bitirmemişken içki durumundan bahsedeyim.

Ev yapımı 4 kg rakı ve 3 şişe viski’yi yapımcı arkadaşımız getirdi. Teknede 4 şişe şarap, 1 şişe viski ve yaklaşık 10 adet Bomonti Filtresiz bira vardı, ayrıca Marmaristen 4-5 şişe şarap, 2 düzine Bomonti filtresiz bira, bir litrelik rakı daha ilave alındı. Bunlar benim hatırladıklarım, eksiği varsa arkadaşlar hatırlatır ,yazarlar.. (Heyamola Hey üyesi seyir arkadaşlarım)

Deniz ve Akif seyire içki içmediklerini beyan ederek başladılar..

Neyse sonuç olarak bu stok daha ilk hafta bitmeden suyunu çekti, gittiğimiz yerlerde tavernalarda içtiğimiz uzo, rakı (Yunanlılara has, anasonsuz, küçük bardaklarda shot tarzı içiliyor), homemade  sofra şarapları hariç bu yazdıklarıma..

Neredeyse her akşam 5 kişi bir şişe viski bitirdik..

………………………………

Biz, kendi küçük dar grubumuzla yıllardır kış ve bahar aylarında seyirler yapıyoruz, bu grupta arkadaşlar bana “komodor” der.. Bunun nedeni denizle ilk temas eden ve diğer arkadaşlara da bu güzel hobiyi tanıştırmamdır.

Çoğuna ilk yelken eğitimini ben ve Burhan vermişizdir.

Hatta bu işi sonradan profesyonelce yapmaya başladığımızda grubumuzun adından esinlenerek bir yelken okulu kurmuştuk. Hala eğitimlere devam ediyor.

Şimdi bu faaliyeti ben sürdürmediğim için rahatça yazıyorum.

Eğer çevremizde yelken eğitimi almak isteyen olursa her zaman yazıp, söylediğim şey Türkiye Yelken Federasyonu’nun kurumsal sitesindeki yelken okullarını tavsiye etmektir.
https://www.tyf.org.tr/sayfalar/tuyep-uygulama-merkezleri/

Artık arkadaşlarımızın bir kısmı tekne sahibi oldu, hepsi deneyimli yelkenci oldu..

Niye anlatıyorum;

İlk bakışta 5 kaptanın olduğu bir ortamda teknenin yolunu zor bulacağı düşünülebilir.

Ssonuçta 2 hafta süren uzun seyirde nasıl oluyor da sakin, kavgasız gürültüsüz keyifli seyir yaptınız sorusu aklınızda oluyordur.

Tüm kararları ortak alıyoruz,  tartışmalı durumlarda herkesi dinledikten sonra son kararı ben veriyorum, tüm arkadaşlar saygı duyuyor ve uyguluyoruz..

Bu kadar basit..

Şimdi bu seyrin ekibini tanıyalım..

………………………………………..

Uzakta Alimnia adası ve ardında Halki siluet olarak belirdi..

Sancak kıç omuzluktan gelmeye başlayan rüzgar biraz artınca Cenovayı da açtık, motoru kapadık hafif hafif tekne yürümeye başladı, ekipte herkesin keyfi yerine geldi, ince trimlerle uğraşmaya başladılar..

Yavaştan karnımız da acıkmaya başladı, önce biraz meyve yedik, biraz da kuruyemiş, bira eşliğinde...

Ama kesmedi…

Kubilay mutfağa indi, biraz sonra elindeki tahta tepsi ve üzerindekini görünce gözlerimize inanamadık..

Neyse ne dediğimi anlatamam en iyisi fotografını paylaşayım..



Göz açıp kapayana silip süpürdük, daha var mı? diye yalanarak Kubi’ye yalvaran gözlerle bakmaya başladık ama Halki’de akşam yemek yiyemeyiz diye yeter dedik..

Rotamızı Halki’ye doğru biraz düzeltince rüzgar da yön değiştirince tramola atmaya başlayınca Deniz dümende tekne dönmüyor dedi..

Ve denizde zor anlar..

(Devam edecek)

[Eyüp Oğan]

Oyyyy. Bu konuyu kaçırmışım. Eyüp abim, notlarını merakla bekliyorum.

Çetocum, senin enfes yazılarından sonra benimkisi çok yavan kalıyor, beni stresse sokma.. beklentilerini yüksek tutma..

[Eyüp Oğan]

Eyüp abi harikasın .   Daha önce yazmadım ama Leo,Ahmet,Kemal,Mustafa abi ayni tarihlere bu geziyi planlamistik sonra  Leo trafik kazasi gecirdi arkasindan Mustafa abinin engeli çıktı  . İptal etmek zorunda kaldık Sayende gitmiş kadar oluyoruz.Teşekkürler.

Burakcım, Leo ya geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen! umarım ciddi bişey yoktur..

Siz de seneye gidersiniz.. hatta HeyamolaHey rallisi yaparsınız..

Selam ve sevgiler..

[Eyüp Oğan]

Benim hiç ilgimi çekmedi ama çok hasetlendim.

Evet, beklemedeyiz. Teşekkürler

Harika gidiyor.Devamını bekliyoruz.

Etsin tabii. çok büyük bir zevkle okuyorum.

Hoşgeldin abi 

Bol videolu ve fotolu olsun ama... Bu kış gününde daha güzel oluyor 

Okuyan, takip eden, yorum yapan tüm dostlara teşekkürler..

Sevgiler..

[Deniz Eskier]

Komodorum eline sağlık...tekrar yaşıyorum o günleri sayende..nasılda şaşırmışım Kubinin pizza tahtasına?

[Bülent Büyükdağ]

Tarifini de isteriz abi.

[Ahmet Kabaalioğlu]

Bizde tekne de yemek yapıyoruz sanıyorduk, acayip imrendim şimdi.   Ne kadar keyifli görünüyor herkes video da. Keyfiniz daim olsun. Devamını merakla bekliyorum.

[Cemalettin Özen]

Eyüp Reis ne iyi etmişsiniz de böyle bir yolculuk yapıp sonra yazıyorsunuz.

Kış günleri ve ıssız boş limanlar.. Ne kadar severim böyle zamanları. Bilindik yaz seyirlerinden bir farkı olmalı.

Paylaşımınız için teşekkürler. Keyifle takip ediyorum.

[Eyüp Oğan]

Halki açıklarında zor anlar..!

Deniz tramola atarken iskeleye dümen kıramayınca biz hep beraber “iskele yapsana, iskele yapsana” diye bağırmaya başladık. Elbette Deniz bu işi hepimiz kadar, muhtemelen daha iyi biliyor..

“Dümen iskeleye dönmüyor!” dedi..

Birden teknede bir sessizlik oldu, Deniz’e bir daha dene derken acaba palaya bişeyler mi doladık vb düşünceler beynimden hızla geçti..

Kubilay dümen palasına baktı ve herhangi bir ağ, çuval vb bişey olmadığını söyledi..

Ve o ilk anda tekne sancağa biraz zorlanarak dönüyordu.

Önce yelkenleri kapadık, motoru çalıştırdık..

Önümüzde Alimnia adası artık oldukça net bir şekilde görünüyor.. Motorla yavaş yavaş ilerliyoruz ama tekne dümen dinlemiyor, o haldeyiz yani..

Açıkçası hiç birimiz böylesi bir durumla önceden karşılaşmamışız…

Aklıma Dilek Ergül’ün Atlantik Okyanusu’nda teknesinin palasını kaybetmesi ve sonucu yaşadıkları geliyor.

Gezgin Korsan forumda o dönem yapılan tartışmalar, böylesi durumda tekneye nasıl dümen işlevi görecek donanımlar yapılır vb şeyleri hatırlamaya çalışıyorum.

Allahtan eşimle, çoluk çocuk böyle bir durumda kalmadım diye de teselli ediyorum kendimi..

Teknede acil dümen yekesi nerde diye hemen portuçtaki Demir dümen yekesini çıkardık. Havuzluğun kıç kısmında bulunan acil yekenin takılacak minik kapağını söktük ve yekeyi taktık ama yeke de çalışmıyor.. Canımız iyice sıkıldı..

İçimizde en serinkanlı kalan Deniz, dümen dolabına nasıl ulaşırız diye sordu ve açıkçası bu yeni teknemde ben de bilmiyordum.

Önce arka kamaradan ulaşabilir miyiz diye arka kamaradaki yatağı kaldırdık, arka duvarındaki ahşabı sökmeye çalıştık ama görünürde sökebileceğimiz herhangi bir vida vb görmeyince vaz geçtik.

Tekrar havuzluğa dönüp, tekneye arka girişteki vidaları söktük, can salını bulunduğu yerden çıkarıp arka kapağı yerinden çıkardık ve bingo ! O kapağı kaldırınca dümen tesisatı karşımızdaydı, o girişe iki kişi bir sehpada oturur gibi rahatça oturup, elimizle de rahatça dümen tesisatına ulaşabilir haldeydik.

Havuzluktan acil durum yekesini takmak için açtığımız yere kuvvetli el fenerimizi yakıp soktuk, kuvvetli ışık sayesinde dümen tertibatının olduğu yer aydınlandı.. (video da ters durumda sarı renkli feneri göreceksiniz)

Bir video paylaşacağım, eminim fikriniz oluşacaktır.

10 dk lık bir videomuz daha var ama uzun olduğu için paylaşmıyorum.

Deniz Eskier reisimiz belki daha anlaşılır bir izahat yapar.

Sağ ve sol tarafta 2 ‘er adet bir makara var, bu makaralara çelik tel sarılı, bu çelik teller sağ ve soldaki makaralardan geçip, ortada yer alan bir dairenin 1/3 ü büyüklüğünde bir dilim oluşturan bir kasnağın arka tarında birbirini çaprazlıyor ve iki farklı ön tarafta birer somunla kilitleniyor. Bu somunlar (loctide galiba) bir kimyasalla sabitlenmiş, somunları biz gevşetemedik..

Biz baktığımızda bu çelik teller makaralardan ve kasnaktaki yuvalarından çıkmış haldeydi. Açıkçası neden çıktığını bilmiyoruz. Nedenini henüz bilmemekle birlikte şimdi iyi ki orada çıktı, başka bir kombinasyonda ve şartta (marinaya yanaşırken, dar ve kalabalık bir yerde manevra yaparken vb ) çıksaydı kimbilir n’olurdu? Düşünmek istemiyorum..

Ayrıca hidrolik bir düzenek var. Tüm teller gresli..

Halkalara teli tekrar takmak kolay oldu ve sorunu çözdük sandık fakat sonrası kasnağın arkasına da bu tellerin yuvalarına geçirilmesi gerektiğini farkettik (Deniz uzunca bir gözlemle bu düzeceği inceleyip, farketti) ama tel o kadar sınırıda gerilmiş ki.. bir türlü teli yerine layıkıyla takamadık, sonunda Kubilay benim yerime girip, Deniz’in yönlendirmesi ve açıklamasıyla  durumu inceledi ve kasnağı gevşetip, teli takıp sonra tekrar kasnağı sıkıştırarak sorunu çözdü.



Daha detaylı bakımı Marmaris’te ustalara yaptırmayı düşündük. Tüm seyir boyunca bir daha da benzer bir sorunu yaşamadık.

Sorunu çözünce ortalığı neta edip, elleri kolları temizleyip, yağ, kir pas olan üstümüzü değiştirip, hızla Halki’ye dümen tuttuk.



Yaklaşık 1,5 saat uğraşmışız. Ama akşam henüz güneş batmadan Halki Liman’a varıp, feribot gelmeyeceğini de öğrenip, aborda olduk..

Halki limanın girişinde sancakta yelkenli tekneler için bir ponton vardı, onu muhtemelen sezon bitti diye sökmüşler..



Şimdi deniz zamanı..



Deniz sefası sonrası Halki’yi gezdik, zaten hava kararmaya başlamış ve terkedilmiş kasaba görüntüsündeki Halki’yi gezme işi 1 saatte bitti..

Halki, bence en şirin ve güzel Yunan adalarından birisi, şiir gibi bir ada..Bol bol fotograf çektik



Deniz kenarında açık 2 taverna var. Biz içkimizi getirebilir miyiz diye sorup evet cevabını alınca sahibi Arnavut olan ve sonradan giderek kalabalıklaşan tavernaya gittik..

Beklentimizin üzerinde lezzetli bir yemek yedik, bol bol rakı eşliğinde..



Yemek sonrası kısa bir tur atıp tekneye geldik, havuzlukta oturup, sohbet edip, biraz müzik dinleyip yatmadan birer duble viskimizi de içip yattık.

Ünal bizden sonra eski Halki günlerini anarak bir süre daha oturup, rıhtımda yürüyüş yapan ve köpeklerini gezdirenleri izleyip, köpeklerini severek vakit geçirip öyle yattı..

Gece şimşekler eşliğinde giderek artan güzel bir yağmur yağdı, pıtır pıtır yağmur seslerini dinleyerek uyuduk..

Yarın Rotamız Karpathos…

(Devam edecek)

[Bülent Büyükdağ]

Aynı sorun bizim gibi küçük teknelerde olsa... fena! Nasıl sığacaksın daracık yere.

[Doğan Erbahar]

Şu hengame bitsin rahat rahat okuyacağım, çok güzel yazıya benziyor, hızlıca göz gezdirebildim...

[Âli San]

Sevgili Eyüp bey,
eski Kalamışlı dostlarınız ne keyifle okuyoruz bilemezsiniz...
Sağolun varolun !

[Eyüp Oğan]

Sevgili Eyüp bey,
eski Kalamışlı dostlarınız ne keyifle okuyoruz bilemezsiniz...
Sağolun varolun !

Sevgili Ali, okuyup beğendiğin için çok sevindim... Sizler de sağolun, varolun.!

Kalamış günlerimizi yad ederek anıyorum, tekrar görüşmeyi çok isterim..

Sevgiler..