Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Yelkenci gözü ile Piri Reis ve Kitab-ı Bahriyye

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
"Aspre Petre" denilen kayalıklar aşağıdaki haritada Kaş yönünden gelip Uluburun'u dönüp Aperlai'ye doğru giderken görülen 2 küçük adacık mıdır?
(Üzerindeki arapça veya osmanlıca yazıyıyı büyütüp kalitesini arttırıp google translate'e çevirtmeye çalıştım ama anlamlı bişey çıkmadı! Osmanlıca ise gugıl anlamamış olabilir tabi..)



Bu bölgenin güncel deniz haritaları ve uydu fotolarına göre burada tehlikeli kayalık olarak görülebilecek birşey görünmüyor.
Bir yarım ada gibi ÇILPACIK adası ve ileride küçücük bir ada olan KÖRMEN adası var ki ikisi de kıyıya yakın, Kaş-Kekova hattında (veya Kaş-Aperlai) seyirde tehlike yaratacak pozisyonda değilller. (Muhtemelen Piri'nin haritasında görülen iki küçük ada bunlar..)

Navionicsden derinlik haritalarına (SonarChart) da bakıyorum, bölgede öyle su altında kalmış, sivri bir çıkıntı, kayalık vb. yok.

Bölgede bana tek seyir tehlikesi olarak görülen şey Kaş'dan Uluburun'a gelirken, hemen uluburun'a varmadan görülen SIĞTAŞ adası. ki o bile tam seyir rotası üstünde değil, o adaya çarpmak için uluburun'u kurtarmayan bir seyir yapıyor olman gerekir. (Adaya çarpmasan burna çarpacaksın gibi!)

Peki nerede bu Aspre Petre?
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bir de Piri Reis'e bir serzenişim var;

Aşağıdaki Fethiye körfezi haritasına bakınız, detaylar, ölçekler ne kadar kötü!
Arkadaş dünyanın baya başarılı haritasını çizmişsin, toparlamışsın, akdeniz deniz ticaretinin en önemli limanlarından biri olan fethiye bölgesini ne kadar az detayla çizmişsin?
Diğer haritalara göre biraz başarısız buldum.. (Ne haddime ise artık!!)

Neyse, şaka bir yana, ilginç birşey gördüm bu haritada.
Kelebekler vadisi civarlarında, ölüdeniz önlerinde şimdi olmayan bir ada çizilmiş, acep nedir nedendir?

ve farkettiğim bir güzellik ise Afkule manastırının haritada yer alması.. (Bilmeyenler için Afkule manastırı Kayaköyden 30-45dk'lık bir yürüyüşle ulaşılabilen, deniz kıyısından yüksekte, dimdik kayalıklara oyulmuş muhteşem bir manastır. Trabzondaki Sümela manastırının aynısını düşünün, onun 1/10 ölçülerinde küçüğü gibi.. aynı...)

bir de haritada Babadağ diye düşündüğüm (Ölüdeniz'in arkasındaki) tepenin üstünde aynı St.Nicholas'ın üstündeki gibi bir kale çizilmiş.
Ama bildiğim kadarı ile Babadağ veya oralardaki yüksek tepelerde böyle bir kale vb. yok.


  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 439


Neyse, şaka bir yana, ilginç birşey gördüm bu haritada.
Kelebekler vadisi civarlarında, ölüdeniz önlerinde şimdi olmayan bir ada çizilmiş, acep nedir nedendir?





O dönem haritacılarının,özellikle Portekizli ve ispanyolların sevdikleri yada aşık oldukları kadınlar için aslında varolmayan adaları haritalara işlediklerini bir yerlerde okumuştum, hatta bazıları o adalara o kadınların isimlerini bile verirlermiş.
Eğer depremler ile batan bir ada değil ise,Piri reisin Fethiyeli bir sevdiceği olabilir mi??  ;D ;D
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Aşk adası mı? Kim bilir, neden olmasın! :)

ama bazı haritalarda şaşırtıcı detaylar varken Fethiye bölgesinin böyle zayıf olmasına şaşırdım doğrusu.
Göcek koyları, Ölüdeniz lagün gibi o dönemin denizciliği için korunma/saklanma/ikmal için önemli olabilecek detaylar görünmüyor.

Ama Afkule gibi (ki denizden kolay görünmez, kıyıya yaklaşıp bakmak lazım..) ince bir detay verilmiş. İlginç.

bu arada bu haritalara baka baka birşeyden emin oldum ki bu harita gülleri transit hatları değil, sadece rüzgar yönleri, kerte hatları.
Şuradan şuraya bu hat üzerinden gidersin gibi bir kolaylık yapılmamış.
Yönler belli, pusulanı kullanıp kendin parakete seyrini yapacaksın diye düşünülmüş.

Şimdiki haritalarda feneri, liman girişi, sığlık, kanal gibi yerlerde sıklıkla kullanılan transit hatlarının olmaması ilginç. (belki var, ben göremedim?)
zira şimdiki imkanlarla transit hatttı çok büyük ihtiyaç değil, ama o dönem için çok basit ama hayat kurtarıcı bilgiler olabilirdi.
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 3573
Özgür, Aspre Petre diye bahsedilen kayalıklar tam da Nefertiti (Uluburun)  batığının olduğu yerde çizili. Hem de farklı haritalarda özellikle çizilmiş.







Çok net tarifler. Piri Reis açık bir şekilde körfeze girdikten sonra bir kayanın olduğunu ve dikkat edilmesi gerektiğini yazıyor.

BU Özgür'ün Nefertiti (Uluburun ) batığının batış şekli ile ilgili yorumunu destekler nitelikte.

Piri reis'in koca Akdeniz'de her bir taşı tek tek bilmesi mümkün değil. Muhtemel kendinden önceki haritaları da kullanarak Bahriye 'yi ortaya çıkardı. ASPRE PETRE diye işaretli noktalar belki de Piri Reis'in haritalarında başka bir detayı , batığı yada batıkları ifade ediyordu. Kim bilir?

Rüzgar güllerine gelince, bunlar haritaların doğru şekilde kopyalanması için kullanılan çizgiler. Haritanın her kenarı 100 Deniz mili olarak alınıyor ve paftaya önce bu rüzgar gülleri ve bunları birbirine bağlayan çizgiler çiziliyor olmalı. Sonrasında bu çizgilere göre harita çiziliyordu.

Piri Reis haritalarının kopyalarının birbiri ile bu kadar benzer olmasının nedeni de bu.

Yine Özgür çok doğru bir yorum yapmış Fethiye körfezi ile ilgili. Osmanlı'nın yönetimindeki yerler çok da önemsenmemiş gibi. Sonuçta Piri Reis'in bir deniz savaşçısı günümüz deyimi ile Amiral olduğu unutulmamalı.

Avrupa Kıyıları özellikle İtalya kıyıları çok daha detaylı anlatılıyor eserde. Keza Osmanlı'nın Avrupa politikaları ve buraya doğru genişleme arzusu bence esere de yansımış durumda.

Burada akademik çalışma yürütenlerin gözden kaçırdığı bir detay var. Bu haritalar birer portalan. Yani limanları anlatıyorlar. Ancak bunların eserdeki dizilişini limanlar arasında bir rota gibi düşünmek doğru değil.

Bu yanlış yorum yüzünden şu basmakalıp ifade hala günümüzde doğru kabul ediliyor. Akdeniz 'de seyir saat yönünün tersi ve kıyıdan yapılır ifadesi küllüyen yanlış.

Adamlar çatır çatır Avrupa limanlarından İskenderiye 'e gidiyorlar. Hem de Akdeniz'in ortasından. Kaç gün sürdüğüne kadar her türlü detay antik yazarlar tarafından kayıt altına alınmış durumda.

Ancak yine altını çizmeliyim ki Piri reis haritaları ne yazık ki birçok akademik çalışmada bir kaynak olarak dikkate alınmıyor. Bunun ne kadar yanlış olduğunun Kanıtı Nefertiti batığının bir şekilde Piri Reis haritalarında işaretli olduğu gerçeği.





  • IP logged
« Son Düzenleme: 15 Ekim 2020, 22:33:35 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 3573
Ve işte gecenin bu erken saatinde Piri Reis 'e başvuracağımız bir konu daha.

Önemli bir çalışmayı antik rotalar bölümünde anlattım.

SEYİRLERE IŞIK TUTAN KAYIP İŞARETLER – ANTİKÇAĞ’DA PHAROS’LAR İLE SİNYAL KULELERİ –
VE M.Ö. I. YÜZYILIN SONU – M.S. I. YÜZYILIN BAŞINDA ROMA DÖNEMİ ANEMORIUM’UNDAN
GÜNÜMÜZE ULAŞAN İKİ KÜÇÜK SİNYAL KULESİNE İLIŞKİN NOTLAR

T.M.P. DUGGAN∗ AYKAN AKÇAY

Bu çalışma ile ilgili yorum diğer konu başlığında. Ancak başlıktan da anlaşılacağı üzere Kıbrıs seyri için çok önemli bir noktada olan Anamur antik limanındaki  iki fenerden bahsediliyor.

Bu fenerlerin Proa ve Anti Proa olarak konumlandırıldığını , Farkı yükseklike kurulan bu fenerlerin gece temiz havalarda Kıbrıs'tan görülebildiğini , farklı yüksekliklerde olmasının liman girişini tanımlamak için olabileceğini öne süren son derece iddalı bir çalışma.

İfade edildiği gibi bunların fener olarak kullanıldığının hiç bir arkeolojik kanıtı yok. Ancak ileri sürülern tez çok mantıklı. Üstelik fenerlerin günümüze kadar olan gelişimini de gösteriyor.

Tamam da bu tezin tarihi bir döküman ile de desteklenmesi gerekir. Ne yazık ki bu çalışmada antik çağın her yazarı yer almış ama Piri Reis yine yok.

Eğer Anamur antik limanında yüksekte kurulmuş olan kuleler eğer deniz feneri ise bir benzeri de yakın bir limanda da olmalı.

Ne yazık ki Anamur ile ilgili Piri reis çok detay vermemiş. Sadece Anamur kalesini nişan olarak veriyor. Ama bakınız Alanya limanı için hem yazılanlar hem de haritalarda çok ilginç bilgiler var. Yukarıda Anamur ile ilgili çalışmanın ışığında gelin Piri reis Alanya haritasına bir bakalım.

Anlaşılan Alanya limanı Piri Reis döneminde önemli bir liman haline gelmiş.



Gelin birde Piri Reis Alanya 'yı nasıl anlatmış bakalım.

Alaiye'nin denizden nişanı üzerindeki yüksek dağlardaki üç kuledir. Ortadaki kulenin altında Alaiye vardır.

Oysa haritada gördüğünüz üzere Alaiye kalesi kule dolu. Peki Piri Reis neden sadece 3 kuleyi nişan veriyor?

Verdiği üç kule haritada görüldüğü üzere içinden duman tüten kuleler. Yani fenerler. Ortadaki kulenin altında da tam da yazıldığı gibi Alaiye var.

Yani Bahriye 'de nişan olarak verilmiş olan yerler deniz fenerlerini gösterebiliyor. Böylece tarihteki bir çok fener ile ilgili bilgileri Bahriye 'de bulabileceğiz demektir.

Doğu tarafa bakan iki kuleden duman tütüyor. BUnlar aynı Anamur antik limanındaki küçük kuleler gibi farklı yükseklikte. Anamur fenerlerinde alçakta olan Sancak girişi gösteriyordu.

Piri Reis'in Alaiye fenerlerinde de alçak olan limanın sancak girişini gösteriyor.

İlginç değilmi ? Şimdi bu bilgiler ile Patara anti paros nerede ve kaç metre tahmin etmek mümkün. 







  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bence bu yazıda bahsedilen bölge Uluburun, Kaş tarafı değil, Kekova adası.
Bölgeyi çok iyi biliyorum, kerelerce tur yaptım, okuyunca direk gözümde canlandı.


  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Sanırım senin yazıyor dediğin aşağıda düzenlediğim haritadaki Kaş-Kekova yönünde Uluburun'u dönünce Aperlai'ye doğru giderken iskelede kalan KÖRMEN ve ÇILPACIK adaları.
ama bunlar pek öyle körfezin ortasında, seyire tehlike oluşturacak adalar değil, hatta Çılpacık ada bile değil, yarımada.



Uluburun batığı için benim tahminim;
- Eğer açıkdenizden (veya Kekova tarafından) Kaş'a doğru geliyorlarsa İçada'nın güney ucundaki sığlıklara çarptılar.
- Eğer Kaş tarafından Kekova'ya doğru gidiyorlarsa Uluburun'un kendisine çarptılar.

Hiçbir gemi öyle çarptığı gibi cumburlop batmayacağına göre, bir şekilde kıyıya, sığlığa, koya gitmeye çalışırken şimdi bulunduğu yerde batmışlardır. (ve hatta o dönemki gemilerin batması için bir yere de çarpması gerekmiyor, yüklerinin/safralarının kaymasına neden olacak bir fırtına bile yeterli batma sebebi..)
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 3573
Piri Reis Akar boğazını çok güzel tarif etmiş yazıda. Buradan geçtikten sonra binaların önünde bir taş vardır dikkat etmek lazımdır diye yazıyor.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Bence bu yazıda bahsedilen bölge Uluburun, Kaş tarafı değil, Kekova adası.
Bölgeyi çok iyi biliyorum, kerelerce tur yaptım, okuyunca direk gözümde canlandı.




"Tamam da Tüm bunları gün doğusu tarafında bırakıp , Lodos tarafında Anadolu burnunun ucndaki bir adanın arasından geçerlerse" diyor. Yani 7 mil uzunluğundaki ada ve arasındaki küçük adaları gün doğusu tarafında bırakıp lodos yönünde ilerlersen Akar boğazına gelmiyormusun?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bence bu yazıda bahsedilen bölge Uluburun, Kaş tarafı değil, Kekova adası.
Bölgeyi çok iyi biliyorum, kerelerce tur yaptım, okuyunca direk gözümde canlandı.




"Tamam da Tüm bunları gün doğusu tarafında bırakıp , Lodos tarafında Anadolu burnunun ucndaki bir adanın arasından geçerlerse" diyor. Yani 7 mil uzunluğundaki ada ve arasındaki küçük adaları gün doğusu tarafında bırakıp lodos yönünde ilerlersen Akar boğazına gelmiyormusun?
Cık..
7mil boyunda dediği ada aslında 3 millik kekova adası.
Girişteki iki kayalık ada arasından geçilmez, bu adalarla kekova adası arasından geçersen 38 kulaç (20m) su bulursun (şu an 38m), tüm bunları doğuda bırakıp, küçük adalarla Anadolunun ucu arasından girersen (şu an tercih edilen giriştir) 25 kulaç (13m) su bulursun. (şu an 33m)
Buradan içeri bir de girişinde görünmez tehlikeli kayalar olan üçağız köyü önüne (binalar) geçilir.

Bu tanımlar akar tarafına uymuyor.
Doğu tarafından girişle birlikte 3 girişi olan sadece kekova var. Bence bu kesin.

Benim anlayamadığım akar ile uluburun arasında, burunların kendileri hariç hiç kayalık yok. Navionics sonarchartı detaylı inceledim, o körfezde öyle batmış, altta kalmış, eskiden ada olabilecek bir çıkıntı da yok, çok derin her yer.

öZgür (mobil)
  • IP logged
« Son Düzenleme: 16 Ekim 2020, 21:18:11 Gönderen: Özgür Ökten »
><(((º>

  • *
  • İleti: 3573
Buraları avucunun içi gibi bilen sensin. Söylediğin mantıklı. Bu durumda iş çok daha ilginç hale geliyor.

Geriye iki alternatif kalıyor. 1700 Lü yıllarda Akdeniz'de çok büyük bir deprem oluyor. Fransız ticaret odasının kayıtlarında Antalya konsolosluğunun kayıtları var. Depremde Antalya limanının hemen karşısında kuş adası olarak bilinen adanın battığını yazıyor. Nitekim bu ada Piri reis haritalarında çok net gözüküyor.

Belki burada bir yerlerde topuk vardı ve depremde battı. Ama o zaman depremin batığı da etkliemesi gerekirdi. İskele kıç omuzluğu dağılmış sadece teknenin. Yani derbeyi buradan aldığı kesin gibi. Jeolojik yapı bir topuk olma olasılığını zayıflatıyor açıkça.

Bundan sonrası biraz senaryo oluyor ama o kayalıklar bence batığın olduğu yerin işareti. Eğer öyle ise iki batık var demektir. Uluburun batığının daha derininde bir batık daha çıkasa şaşırmam en azından.

Senaryolar üretmek mümkün. Belki korsanlar saldırdı ya da bir triremenin mahmuzunun hedefi oldu kim bilir. ?

Ancak bir kesin durum var. O da Uluburun batığında bulunan çapaların fazlalığı bu geminin bilinen limanlarda durmadan uzun bir seyir yapmayı planladığı. Bu kesin. Diğer batıklarda en fazla bir taş çaoa vardı.BU kadar yüklü bir geminin deneyimli kaptanı bu kladar taş çapayı yoksa neden alsın?

Teknede hiç ceset ya da insan vücudu ile ilgili bir parça bulunamadı. Bu teknenin batmadan önce mürttebatın kurtulduğuna işaret olabilir mi?  Sonuçta bu teknenin neden battığı muhteml hiç bilinmeyecek ya da başka bir keşif sonucu ortaya çıkcak gibi geliyor.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Bu pusula gülünün nasıl kullanıldığını anlamaya çalışırken şu dökümana ulaştım, hem gülleri güzel anlatmış, hem içinde çok hoş eski harita örnekleri var;
http://www.kartografija.hr/tl_files/Hkd/dogadjaji/kARTografija/prezentacije/Faricic.pdf


Neticede anladığım bu çizgiler direk üzerinde parakete seyri yapmak için değil harita üzerindeki yönleri anlamak için kullanılıyormuş.

BU çalışmada da Piri Reis yok. Çok ilginç
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Evet, bu gün de bu merkator'un ilk arktik haritası çıktı karşıma, burada da piri'den bahsedilmemiş;

https://sol.org.tr/haber/kuzey-kutbunun-ilk-haritasi-17112



öZgür (mobil)
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bir gemi nasıl kıç omuzluktan yara alır?

Kayalara çarptığını sanmam, bir saldırıya maruz kalmak daha mantıklı geliyor bana.

öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

 
Yukarı git