Piri Reis Kitab-ı Bahriyye 'yi okudukça ve kopyalar ile ilgili araştırma yaptıkça karşıma çok başka bir Piri Reis çıktı.
Burada bu konu ile ilgili bilinen tarihi bilgilerden çok Piri Reis'in denizci daha doğrusu yelkenci kişiliği ile ilgili bir şeyler paylaşmak istiyorum.
Döneminde yelken kullanıldığı için bundan sonra kendisinden yelkenci, Bahriyye 'den de Bahriye diye bahsedeceğim.
Denizcilik tarihi ile ilgili okuduğum bir çok akademik çalışmanın sahipleri yelkenli bir tekne ile seyir konusunda çok sınırlı bilgiye sahip.
Geçenlerde bir yelkenci yazdığı seyir notlarında bir pilot kitabı eleştiriyordu. Eleştirdiği nokta pilot kitapta yanaşacağı ada ile ilgili birçok bilgi olduğu ancak demirleme yerleri ile ilgili yeterli bilgi olmadığından yakınıyordu.
" bana ne kardeşim adanın yüzölçümünden! sen bana nereye demirleyeceğim onu söyle " diye yazmış.
Binlerce yıldan günümüze yelkencilerin balış açısı hiç değişmedi. Çok daha modern ekipmanlarımız var ama kaygılarımız hala aynı.
Oysa okuduğum bir akademik çalışmada yazar Bahriye'de yeterli derecede coğrafi bilgilerin yer almadığını eleştiriyordu. İşte bu yorum Bahriye 'nin yazılış nedeninin hiç anlaşılamadığını gösteriyor.
Bahriye ile ilgili birşeyler yazmayı ilk kez bu yorumu okuyunca düşünmeye başladım.
Bahriye seyir sırasında kullanılmak üzere kaptan için yazılmış bir seyrüsefer. Üstelik haritalı. Yani yazı formatı kim tarafından yazıldığı bilinmeyen MS III yüzyılda yazılmış Stadiasmus Maris Magni ile çok benzerlik gösteriyor. Ancak ondan çok daha üstün.
Yazı formatı olarak Bahriye bir periplus formatında yazılmış bir seyrüsefer (stadiasmus ) tur. Konu ile ilgili kullanılan terimleri araştırma yapmak isteyecekler için özellikle yazıyorum. Arama yaparken bu sözcükler çok faydalı oluyor.
Yukarıda modern bir yelkenli ile seyir yapan ve elindeki pilot kitaptan şikayet eden yelkenci dostumuzun yorumu o yüzden çok önemli.
Piri Reis Bahriye ve Stadiasmus Maris Magni'de aralarında bin yıldan fazla zaman olmasına rağmen yelkenci ruhu ile yazılmış günümüz pilot kitaplarıdır. Bu seyrüsefer dökümanlarında sadece kaptanın ihtiyacı olan bilgiler vardır. Aynı yelkenci dostumuz gibi antik çağlarda da kaptanların ihtiyacı aynıydı. Kısa ama ihtiyaç duyulan bilgilere seyir sırasında ulaşabilmek çok önemliydi ve aradan binlerce yıl geçmesine rağmen hala da önemli.
Gelin bir örnek ile devam edelim. İlk örnek Maris Magni 'den Kıbrıs ile ilgili notlardan.
307. Phileous‟tan Akra‟ya (veya Extrema Burnuna) 60 stadia vardır. Her ikisinde de su
bulunan biri açık mavi diğeri beyaz iki demir atma yeri vardır. Üst kısımda Aphrodite
Tapınağı yer alır. Ancak burada uzanan iki adanın her ikisinde de yukarı akıntı vardırVe Piri Reis;
Buradan ötesi 6 mil Magosa'dan tarafta İstadiye denilen iki ada vardır. Bu adalara Yıldız tarafından girilir. On iki kulaç yerde demirlenir Aralarında bin yıldan fazla var. Anlatım benzerliğine dikkat. Kısa ve öz bilgiler. Elbette Bahriye 'de ayrıca portalanlar var.
Gerçi Maris Magni ile ilgili yapılan yorumlarda bu anonim eserde giriş bölümünde anlatılan rotaların önemli bir bölümü eksik. Tam bir eser henüz bulunamadı. Beliki haritalar da vardı. Kim bilebilir?
Anlatım benzerliği ve kitpların ruhuna bakıldığında bir gün bir yerlerden Maris Magni 'nin haritaları da bulunursa hiç şaşırmam.
Bahriye, Yelkenci bir ustanın diğer yelkencilere yol göstermesi için yazılmış bir seyrüsefer idi. Kopyaları çoğaltıldı ve kullanıldı.
Piri Reis görülen eksikliklerin ve değişimlerin haritalara işlenmesini de istemiştir.
Piri reis bu uzun ömründe bile tüm yaşamını bu haritaları çizmeye ayırsa yine de zamanı yetmezdi.
Zaten kendisi Bahriye'de bir çok eski zaman haritalarından yararlandığını yazıyor. demek oluyor ki Piri Reis çok iyi bir harita arşivine sahipti ve elindeki haritalar ile kendi seyir tecrübelerini birleştirerek bu haritaları çizdi.
Piri Reis haritaları sıfırdan kendisi çizseydi bile bu yaptığı Bahriye 'den daha kıymetli olamazdı.
Çünkü Bahriye, kendinden önce yapılmış olan harita ve seyrüseferleri de bir şekilde güncellenerek günümüze aktarılmasını sağladı. Yani Bahriye, kendisinden önce çalışmaları da kapsayan ve bunları doğrulayarak aslında o çalışmaların da günümüze ulaşmasını sağlamış oldu. Gelin bunu kendi cümleleri ile de pekiştirelim.
Bu denizlere ait bilgiler edindim. Gözlerimle gördüm. Okudum. Bütün bunlara dayanarak kusursuzca yazdım. Yine kitabın kime yazıldığı çok açık. Şöyle diyor Piri Reis;
Ümid ederimki bu yolda yürüyen bilginin ehli kardeşler de bu kitabı okudukları ve ona göre hareket ettikleri takdirde bana dua etmeyi unutmazlar.
Yani bu kitap, gemilerini yürüten kaptanlar için yazılmış, onların seyir sırasında ihtiyaç duydukları bilgileri veren bir seyrüsefer idi.
Mütevaziliğe de dikkat çekerim. Hepi topu gemicilerden istenen bir dua. O da eğer bilgiler işe yararsa.
Piri Reis ile ilgili yazmak ciddi iş. İnsan haliyle sen kim Piri Reis ile ilgili yazmak kim diye geçiriyor içinden. Ancak haritaları inceledikçe ve metinleri okudukça insan bunları paylaşmadan edemiyor.
En azından Piri Reis'in yelkenci kişiliğini ve bunu yansıttığı eserlerini bu gözle incelemeye çalışmak belki ufuk açar diye düşünüyorum. Diğer konulardan farklı olarak çok daha ciddi ve belkide sıkıcı gelebilir yazdıklarım. Ancak Piri Reis ile ilgili bir şeyler yazmaya çalışmak bu ciddiyeti gerektiriyor.
Sanemoğlu, çevirisini yaptığı kopyanın önsözünde Fransızların 400 yıl önce yazılmış eserleri günümüz Fransızcasına çevirmeye cesaret edemediklerinden hareketle yaptığı çeviriyi bir hizmet değil de fazla cesaretli buluyor. Burada cesaret kelimesi yazılan eserin büyüklüğü karşısında hadsizlik yaptığını düşündüğü anlamına geliyor.
Gerçekten bu büyük ustanın yazdığı eserin büyüklüğü karşısında yorumlar yapmak insana hadsizlikmiş gibi geliyor.
Peki nelere bakacağız? Hürmüz 'den Hindistan'a seyir yapılırken kullanılan bir çeşit almanağı, Haritalarda çizili gemilerin ne anlama geldiğini, Rüzgar yönlerinin nasıl verildiğini yazacağız. Okudukça günümüz modern deniz haritalarında olan her bilginin benzer bir şekilde Bahriye portalanlarında da olduğunu görüp şaşıracaksınız.
Günümüz haritaları ile kıyaslayacak ve benzerlikleri görünce Bahriye 'nin hala kullanılabilir olduğuna hayret edeceksiniz.
Deniz fenerlerinin de haritada işaretlendiğini, hatta denizcileri ürküten ve dilden dile anlatılan korkunç hikayeleri duyacaksınız.
Gürülmeyen topukları ve belkide batıkların işartlendiğini düşüneceksiniz.
Tüm bu yazdıkları karşılığında kullananlardan sadece basit bir dua isteyen hey koca Piri Reis. Büyük Usta! Elbette dualarımız sana.
Bu vesile ile bu denizlerde yelken basmış göçmüş ya da yaşayan tüm yelkencilere selam olsun.
Başlıyoruz efendim. Yelkenci gözüyle Kitab-ı Bahriyye