Peki Piri Reis'ten sonra ne oldu? Bu bölüm de en az bir önceki kadar acı. Yine bir solukta okunan bir makale.
Yine Portekiz kaynakları ile karşılaştırmalı olarak Ertuğrul Önalp 'in müthiş makalesini okumanızı tavsiye ederim.
Gelin O'nun kaleminden kısaca ne olduğunu öğrenelim.
Linki aşağıda verdim.
http://kames1979.or.kr/cont/105/tab1_file/2009103002-20121204223102.pdfBu makalede Donanmayı Seydi Ali Reis 'e Basra 'dan kalan donanmayı acil olarak Süveyş 'e getirmesi istenir.
Yine aynı dönemde benzer bir çalışma da Özalp benzer titizlikle Sefer Reis 'in Hint okyanusundaki faaliyetleri anlatılır.
Burada verilen denizcilik bilgileri inanılmaz. Bu bilgiler bize antik çağda Kadırgaların atası olan Triremeler ile ilgili bilgiler de verecek.
Ama öncelikle Portekizlilerin Hintli savaşçıları yerel balıkçı kılığında BAsra 'da Türk donanması hakkında nasıl casusluk yaptıklarına dikkat çekelim.
Bir ikinci önemli detay ise Hürmüz boğazında kadırgaları bekleyen ağır Portekiz donanmasının nerede beklediği. Maskat 'da. Yani Piri Reis'in Hürmüz 'e saldırmadan önce yapılmakta olan Portekiz kalesini yıktığı ve ele geçirdiği Maskat'dan bahsediyorum. Piri Reis Hürmüz'ü alamayacağı durumda bir B planı yapmış olmalı. Maskat'ın Hürmüz alınamadığı takttirde ne kadar stratejik bir konuma geldiğini Piri Reis ^ten sonra Portekiz 'in tekrar Maskat 'ı ele geçirmesi ve ağır donanmasını burada bekletmesinden anlayabiliriz.
Haritaya bakarsanız Maskat 'ın stratejik önemini görmeniz için asker ya da stratejist filan olmanız gerekmez.
Piri Reis 'in Maskat 'ı ele geçrimesi ve Portekiz kalesini yerle bir ederek Portekiz varlığını neden yok etmek istediği çok net olarak gözüküyor. HEY KOCA PİRİ REİS NE DE YAZIK OLMUŞ SANA!
Sydi Ali Reis görüldüğü kadarı ile iyi bir taktisyen. Barbaros'un Preveze zaferinde önemli görevler üstlenmiş.
Nitekim kıl payı tüm donanmayı Portekizlilerden kurtarmak üzereyken 6 kadırgayı ve tüm askerlerini kaybetmiş. BUndan sonrası ise çok ilginç.
Seydi Ali Reis Suveyş'e dönmek yerine rüzgar uygun olmadığı için Suveyş yerine Hindistan'a dümen kırar. Geri kalan Kadırgalar da burada telef olur. Suveyş'e muhtemel boynu vurulacağından korkarak dönmemiş olmalı.
Seydi Ali Paşa'nın Hindistan 'dan İstanbul'a dönmesi 4 koca yıl sürer. Oysa Suveş tarafında Sefer reis Portekizlilere ciddi sıkıntı yaratıyordu. İşin en acı yanı Donanmayı Basra'dan getirmek için giden Seydi Ali Reis'in İstanbul 'a karadan ve 4 yılda dönebilmesi diye düşünüyorum.
Piri Reis belki Hürmüz 'ü alamadı ancak en az Hürmüz kadar önemli Maskat 'da Portekiz varlığını sona erdirmişti ve eğer burası elde tutulsaydı. Donanma kaybedilmeyecekti. Bu öyle kesin ki.
Okuduklarımdan kendi çıkarımım şu oldu. Piri Reis Kanuni 'nin Portekizlileri tahatsız etmeden önce Basra'ya geçip , sonra Hürmüz'e geri dönüp saldırmayı çok anlamsız bulmuş olmalı. Denzcilikten bir haber sadrazam Rüstem paşanın etkisi ile hazırlanmış olan bu saçma savaş taktiğinin uygulanması yaptıklarına bakılırsa hiç de kafasına yatmamış olmalı.
MUhtemel Aden 'de olduğu gibi Hürmüz Kalesini de çok kolaylıkla alşacağını düşünmüş olmalı. İşte evdeki hesap burada çarşıya uymamış. Dişli çıkan ve casuslık ağı sayesinde Türk'lerin Hürmüz'e saldıracağını anlayan kale komutanı Piri Reis 'in donanmasını an be an takip ettirmiş.
Nitekim Maskat gibi önemi limanı da Portekizlilerden alınca Hürmüz'ü çantada keklik görmüş olmalı. Kader anı kesinlikle Piri reis 'in oğlu olduğu idda edilen Ahmet'in yelkenleri geç mayna etmesi nedeni ile gözcü iki fustayı kaçırması olmuş.
Osmanlı'nın kendine olan bu aşırı güveni, askeri önlemleri dikkatlice almamış olduklarını rahatlıkla görmek mümkün. Yine Portekiz'in bunun tam tersi çok daha profesyonel bir askeri düzene sahip olmaları.
Merak ettiğim Portekiz Hindistan 'da bu derece söz sahibi olduktan sonra nasıl olup buraları İngilizlere kaptırdığı. Neyse bu şimdilik konumuz dışında.
Benim yine ilgimi çeken ise Piri Reis 'in Bahriye 'den sonra ölümüne kadar geçen sürede başkaca hiç bir eser yayınlamamış olması.
Özünde bir tirireme olan kadırgalar ise öyle sanıldığı gibi Hint okyanusu için uygun olmayan tekneler değillerdi. BU konuyu da ayrıca çalışacağız. Kimilerinin idda ettiği gibi Osmanlı 'nın Hint denizindeki başarısızlığı sahip olduğu teknelerden öte saray entrikaları ve bunlardan çok etkilenen padişahın yanlış kararları.
Şimdi tarihte geriye gidip, Rodos seferini çalışacağız. Bakalım orada hangi denizcilik uygulamalarını öğreneceğiz?
Küçük bir detay. Seydi Ali Reis, denize düşen Omanlı denizcilerinin sandallar indirilerek toplandığını yazıyor. Bu da akla kadırgalarda kayıklar nerede taşınıyordu sorusunu akla getiriyor. Keza burada kürekçilerin sadece kürekçi olmadıkları, savaşa fiilen katıldıkları da görülüyor.