Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Eski Tekne-Yeni tekne / İyi ve daha iyi mi ? İyi ve daha az iyi mi ?

T
  • *
  • İleti: 2171

Çok iyi denizciler gördüm,
çok donanımlı yelken severler gördüm,
Çok aşık tekneciler gördüm,

Ama maalesef birçoğunda malzeme bilgisi, sıfır idi.
Denizci olmanın bence birinci şartı iyi bir malzeme bilgisinin olmasıdır.


Bence, kesinlikle birinci şart değildir.
Evet bilirse çok çok iyi olur. Her işini kendisi yapabilir, zor bir durumda işi toparlaması daha kolay olur, büyük işler gerektiğinde kimsenin sözüne kanmadan iyi sonuçlar alabilir.
Ama birinci şart ? bence kesinlikle değil.

Zaman içerisinde her denizci bir şeyler öğrenir, kendini geliştirir. Her bir arıza, her bir tamirat bir şeyler katar insana. Bir kaç yıl içerisinde teknesini selametle bir yerlere götürecek sağlıkta tutmayı başaracak birikime kavuşur.

Buzdolabı bozuldu tamir edemedi ? Ne oldu, denizciliğine zeval mi geldi.  Elektronikleri arızalandı, kaç denizci kendisi tamir edebilir ki ? Fiber işi çıktı, ufak tefek işleri herkes yaparda, kocaman bir yırtık olduğunda, birilerine sorup yardım almadan kaç kişi tamir edebilir ?
Denizci toplulukları bunun için var, her bilen bir diğerinin pişmesinde yardımcı oluyor.
Hep söylüyorum, takip ettiğim bir sürü dünya turu atan denizci var. Hepsi arızalar, kazalar yaşıyorlar. Gördüğüm çok çok azının, çok iyi malzeme bilgisi, çok iyi tamir yeteneğinin olduğu. Sadece normal, meraklı birisinin bilebileceği kadarı ile yapıyorlar. En çokta, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Skype aracılığı ile birilerine danışıyor, fikir alıyor ve öyle başlıyorlar. Hiç tanımadığı insanlar arasında ciddi bir yardımlaşma var.

Demem o ki, her ikisini de bilen olursa ne âla ama ikiside birbirinin ilk şartı değildir.
İyi denizci ise bir şekilde o tekneyi dünyanın her yerine götürür, denizcidir lakin tamirci değildir ama iyi malzeme biliyor ve iyi tamirciyse, ama denizcilik tecrübesi yetersizse sadece tamircidir.
Birbirlerini zaman içerisinde tecrübe ile tamamlarlar, bu durumda ilk şart olmaktan çıkar. Elinden iş gelen ve bilen denizci olur. Zaten ona gerçek tecrübeli denizci diyoruz.

Sürekli her şey için şartlar koşuyoruz. Herşeyi abartıyoruz, malzemeler, özel donanımlar, büyük sözler. Sadece ülkemizde,burada ve sadece biz yapıyoruz. Dış dünyaya bakınca, 20 yaşında çocuklar okyanuslarda fink atıyor, Standart bir eğitim alıyor, ucuz bir tekne ve iş hayatına başlamadan önce bir okyanus geçip, bir kaç ülkeyi denizden dolaşıyor. Ne müthiş malzeme bilgisi, ne müthiş tamir yetenekleri.
Sadece yapıyorlar.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 237
  • Hep gülelim birbirimize, saygı ve sevgi ile.
Şimdi gördüm hepsini okudum, ve hepsi doğru. Konu güzeldi, önemliydi. Değerlendirmelerin de çoğuna katıldım; birbirine ters bile olsa herbiriniz doğruluk payı içindeydi zaten.

Ama ben de eski Chaika of Vah adlı ahşap 1962 model 35 fener teknemin suda verdiği güven duygusu ve oturmuş tekne hiçini, kayarak gidişini Özlem'le hatırlıyorum. Şimdiki teknem 13 yaşında ve 39 fert ve daha geniş, konforlu. Ama aralarında bir fark var. Hep biraz daha konforlu olaydı onu bırakmazdım diyorum. Tabii tekne eskidikçe bakım ihtiyacı artıyor ve bu da insanı zorlayıp değiştirme ihtiyacını doğuruyor.
Keyif aldım yazılanları okurken. Sağolun Tan Kaan kardeşim.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 394
Ersin reis benimki de ben oceanis 41.1 olacak inşallah. Doğru seçim diye düşünüyorum.

Kaan reisim öyle şey olur mu, niye alınayım, kırılayım. Daha önce yazmıştım ama tekrar etmiş olayım.

Konu başlığı güzel, siz açtınız ve diğer reislerin katkılarıyla birlikte; çok güzel bilgi, yorum ve birikimler paylaşıldı. Baksanıza 1 günde 7 sayfa doldu, ne güzel. Hayat bilgi ve sevgiyi paylaşınca güzel. Tabii ki farklı yaşanmışlıklar ve kişisel özelliklerle beraber farklı görüşler olacak.

Bi de konuyu mecrasına çevirip yorum yazayım.

Yazdığınız eski teknelerin denizci özelliklerini anlayabiliyorum, ama yorum yapmak için yeterli bilgim yok. İnşallah Rodos gezisinde kendi teknemi başka bir reise verip, sizden birinin , bahsettiğiniz özelliklerde, eski model teknesinde miçoluk yapma şansım olur.

İnşaat ve mimari işlerle uğraştığım için; benim gördüğüm, elleyip, kokladığım:

Yeni teknelerde (bilinen ve fazla üretilen markalarda) iç dizayn gelişiyor, ergonomi artıyor ama bitiş malzeme kaliteleri çok kötü. Özellikle ahşap işleri. 20 liralık laminant malzemeyle kaplıyorlar tekneyi. Zemin parke kaplamaları keza. Bi dünya para verip, bu malzemeyi hak etmiyoruz. Toplam 200 m2 malzeme gitse (attım) iyi malzeme kötü malzeme farkı biri tl biri euro desek , 3200 euro fark eder maliyette. (Masif değil de ,üst 3-5 mm doğal , altı endüstriyel ahşap lamine)

Nerede eski maun kaplamalar, nerede beneteau da kullanılan kırmızı , acayip çirkin, kötü kalite kaplama. Sırf bu yüzden çok sevmesem de alpi açık meşeye geçtim. en azından kalite ve görsel hissi az daha iyi.



  • IP logged

O

Oktay Eryılmaz

Ahmet reisindediği gibi herkesin ama ufak ama büyük ama eski ama yeni denizin üzerinde olabileceği bir deniz aracına sahip olmasını dilerim , ve umarım herkesin hayali gerçek olsun
Teknenin eskisi yenisi , iyisi kötüsü olmaz

Mutlu edeni mutsuz edeni olur bence .


Ben bu sevdayı geç keşfettim yanarım ona yanarım , erken yaşlarda denizle hasır neşir olmuş insanlar zaten şanslı....
Bende çocuklar erken keşfetti diye seviniyorum.


 
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Aziz abi, beğenip katkı yaptığınız için ben teşekkür ederim.





Yeni teknelerde (bilinen ve fazla üretilen markalarda) iç dizayn gelişiyor, ergonomi artıyor ama bitiş malzeme kaliteleri çok kötü. Özellikle ahşap işleri. 20 liralık laminant malzemeyle kaplıyorlar tekneyi. Zemin parke kaplamaları keza. Bi dünya para verip, bu malzemeyi hak etmiyoruz. Toplam 200 m2 malzeme gitse (attım) iyi malzeme kötü malzeme farkı biri tl biri euro desek , 3200 euro fark eder maliyette. (Masif değil de ,üst 3-5 mm doğal , altı endüstriyel ahşap lamine)

Nerede eski maun kaplamalar, nerede beneteau da kullanılan kırmızı , acayip çirkin, kötü kalite kaplama. Sırf bu yüzden çok sevmesem de alpi açık meşeye geçtim. en azından kalite ve görsel hissi az daha iyi.

İç mekan konusunda sanırım herkes rahatsız. Herkes kalitenin ne kadar düştüğünü söylüyor ve bu açığı görsel tasarımlarla örtmeye çalıştıkça, hazır eşyalı, 1+1 residance dairelere benzemeye başlıyor  ;D

Ergonomi artıyor demişsiniz ;
Ergonomiyi, çevrenin insana uyumlu hale getirilmesi olarak ele aldığımızda, geliştiği doğru, lakin insanlar lüx istiyor ve bu yönde artıyor. Bu yüzden bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Oysa, her şeyin denize uyumlu hale getirilecek ve insanın buna adapte olmasını kolaylaştıracak tasarımlar yapılsa, mesela, Sirius teknelerde ki gibi, yada hiç olmadı sade, kaliteli ama işlevselliği denize uyumun önüne geçmeyecek tasarımlar, herşey daha güzel olacak.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ahmet reisindediği gibi herkesin ama ufak ama büyük ama eski ama yeni denizin üzerinde olabileceği bir deniz aracına sahip olmasını dilerim , ve umarım herkesin hayali gerçek olsun


Ki, bu da bu sefer nitelik mi nicelik mi sorusuna geliyor. Bunu bir türlü konuşamadık. Sanıyorum risk teşkil ettiği için  ::)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 394
Kaan korsanım, yine geldik kısır döngüye.

Motoryat endüstri ve pazarının ardından, yelkenli tekneler de kendilerini bu pazardan pay kapmak ve tekneyi yüzen yazlık ev gibi gören kişiler odağında çözüm ve geliştirmelere gittiler bence.

Ergonomi de bu yönde gelişti. Bakınız 20 sene önceki teknelere; giriş , çıkış (kabine, tekneye). Kabin yükseklikleri, yüzmeye gidiş, ... çok uzar.

Yeni yelkenli tekneler rahat yaşama yaklaştı, denize değil. Bu da ergonomi işte (insan ergonomisi, deniz ergonomisi değil)

Zaten okyanus geçmeyecek. Kıyı kıyı geziyor. 20-25 knot üstü parmağını çıkarmıyor koydan. marinadan.

Okyanus geçecek , denizci özellikleri yüksek tekneler de var. Yok değil, isteyen ondan alsın.

Hal ve pazar ihtiyacı böyle olunca, piyasa yelkenlililerinin geldiği yer bu.

Bence eski yeni yok, farklı ihtiyaç ve farklı tekneler var.

Eski tekne özellik , kalite ve tekniğinde üretilen tekneler de halen vardır diye düşünüyorum.

Canı isteyen de ondan alsın.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Doğru. Bu da bizim coğrafyamızdan kaynaklanıyor.
Yarım Akdeniz, yarım ortadoğu insanıyız. Tmamen keyif ve tembellik dengesindeyiz. Biz marinadan saatle çıkıyor ve en yakın koya demir atıyoruz.
Adamlar, marina çıktıklarında zaten okyanusa merhaba diyorlar. Haliyle beklentilerde, araçlarda farklı oluyor.

Alabilene, o tekneler uzakta ama varlar, alamayanlarda ya diğerlerine mahkum yada uzaklardan gelmiş yabancı misafirlerin, hastalanmasını, ölmesini, yorulmasını, yaşlanmasını bekliyoruz ki, üzerinde bir ömür yaşanmış teknelerde, 5-10 yılda biz dolaşalım diye.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Kaan istersen yeniden değerlendir, Malzeme bilgisi şartını.

Ben demiyorum ki iyi bir usta olmak birinci şarttır.
Malzeme bilgisi yeterliyse tekne alımından,
ya da var olan teknenin refit işleminden itibaren doğru bir denklem üzerinden çözüme ulaşırsın.
Ha usta kullan, ha kendin yap burası tercih ve beceriye dayalı bir seçim.

Ama malzeme bilgin eksikse;
-Sorun yok abi, bu çalışır yıllarca hatta bacanağın kayığına takmıştım on senedir tık demedi' ye inanmak durumunda kalırsın.

Çok becerikli denizciler  gördüm, ancak malzeme bilgileri yetersiz olduğu için,
yaptıkları her işlem, kendilerince buldukları her çözüm kısa bir süre içinde bozuldu.

Malzeme bilgin iyi değil, ama çok iyi yelken biliyorsan, çok iyi dümen tutabiliyorsan,
iyi bir denizci değil iyi bir kaptan olursun.

Ve kullanılan malzeme konusunda ustaya inanmak durumunda isen,
gün gelir o malzeme nedeniyle denizin ortasında kala kalırsın.

İş buzdolabı bozuldu, elektronikler çalışmıyor değil yani.
Son bir örnek malzeme bilgin yoksa çıkış flanşını normal 5 liralık silikonla tutturan
ya da güçlü titreşim yaratan eksoz borusunu ağır hizmet tipi değil de sıradan kelepçeyle sıkan ustacık nedeniyle tekneni yitirirsin.

Ya da tam tersi  malzeme bilgin iyi değilse  aynı işi görebilecek çok uygun fiyatlı
aparat yerine ustanın önerdiğine  50 kat fark verirsin.






 
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Fazla fiyat ödeyeceğin malzemeye örnek.

Bu TMC marka.  10 TL 83 Kuruş




Bu Johnson  143 TL 84 Kuruş




Bu Trudesing  125 TL 41 Kuruş




Bu Japsco 155 TL 35 kuruş




Hepsi tuvalete denizden su çekme pompasına antisifon olarak kullanılıyor.

Vetüsün fiyatına  yok artık dersiniz.  O yüzden yazmadım
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Diyelim ki Hidrofor ya da buzdolabı ekovatı almamız gerekti.
Bu durumda güvenilen iyi bir markaya  onca para vermenin bir nedeni olabilir.
Çünkü uzun vadede karşılığını alabiliriz.

Ancak yukarıda resimlerde görüldüğü gibi sıradan,
plastik anti sifonların fiyat farklarını görüyorsunuz.

Durum bundan ibaret yani malzeme bilgisi anlamında.

  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

T
  • *
  • İleti: 2171
"Denizci olmanın ilk şartı" ile bunların arasında bir bağ kuramıyorum abi.

Bilirsen elbette iyi bir şey. Kazıklanmaz, mümkün olanın en uygun bedelli ve en iyisini kullanırsın. Eyvallah buna kimse itiraz etmez zaten.
Ama denizci olmanın ilk şartı malzeme bilgisi ise ; kimsenin tekne alıp, deniz çıkmaması lazım.

Bana göre, başına bir şey geldikçe yada bir başkasının başına gelmişlerden biriktirerek tecrübemizi de bilgimizi de çoğaltırız. Haliyle malzemeyi de tanıyoruz.
Amatör denizciyiz biz abi, her meslek grubundan insanlar var. Burada onca kişiyiz, bedenen çalışan da var, beynen çalışanda. Kaç kişi amatör de olsa "denizci" olmadan evvel bunları biliyordu.
İster tekne olsun ister araba. Muhtemelen arabasının devirdaim kayışını değiştirmemiş adam, tekne ile açılıyor. Bırak malzemeyi bilmeyi. Ama bir kere yolda /denizde başına iş gelince hemen öğreniveriyor. Tamiride öğreniyor, malzemeyide tanıyor. "Acemi denizci" idi, yavaş yavaş "tecrübeli denizci" olma yoluna giriyor. Ama sonuçta "denizci".

İlk bir kaç yılda bir çok şeyi öğreniyoruz ve halen de öğrenmeye devam edeceğiz. Sonu yok bunların.
Bir kere aldatılır insan aynı konuda, ikincisinde aldanıyor ise o, o kişinin aptallığı olur.

Ha, dersen ki benim denizci tanımım farklı, sadece tecrübelerle donanmış insana denizci diyorum, o zaman zaten, kavramları konuşmak gerekir.
Çünkü bu durumda çoğumuz "denizci" değiliz.
  • IP logged

O

Oktay Eryılmaz

Teknede kullanılan tüm Malzemeyi bilmeyebilirsiniz güvendiğiniz  bilen birini / birilerini servisi/servisleri delege edersiniz.

Onları test edersiniz enfazla Bir iki üç diyene kadar kandırılırsınız kimseyi 4 dedirmezsiniz.....
Belki 2 de belki 3 te değiştirirsiniz.

Kandırılırım diye ne kadarını kendiniz yapabilirsiniz....nereye kadar
Kimin buna vakti yeter bazende iki birim fazla ödememek adına esas işinizde 1000 birim kazacağınızdan vazgeçme ihtimaliniz ne olacak...
Vakti yetse bile herkes bu tamirat tadilat işlerinden haz etmez bununla uğraşacağına başka bir hobisi ile meşgul olabilir.
Ben kesinlikle malzeme bilgisi ile Denizciliği bağdaştıramadım.
İdeali elbette az da olsa fikir sahibi olmanızdır ancak daha ideali güvenebileceğiniz işin ehlini delege etmektir.
Çok basit örneği her sabah saat 10:00 da açılıp 22:00 de kapanan 6000 adet kasa ile para toplayan Migros  ya kasada çalışanlar bizi kandırırsa diye düşünse :))

Selamlar


  • IP logged

  • *
  • İleti: 394
İşte bi kısır döngü daha,

Denizci nedir , nasıl olmalıdır.

Bu da kişilere göer değişiyor.

Can hoca mükemmelliyetçi ve tekne hayatının odağı, bilgi, birikim, teknik , duayen seviyesinde. Tüm denizcilerin kendisi gibi olmasını arzu ediyor. Haklı.

Ben bu seviyeye ermeden denizci olamam mı , Kaan resisin dediği gibi bal gibi olurum.

Zamanı ve paramı istediğim gibi kullanıp, canımın istediği kadar öğrenip, denizci olamam mı ?

Az bildiği için kandırılan ve hatta enayi olan denizci olamaz  mı ?

Sadece dümen tutmayı, yelken ve motor manevralarını, hava durumunu, ... gibi seyir işlerini biliyorsam adım denizci değil kaptan ossun. Sıkıntı yok bence.

Sadece tekne işinde mi kandırılıyoruz, Can hocamı tekne ile alakalı kandıramayız , anladım. Ya başka konularda. Mesela tıp, bence kandırırız.

O zaman onu da öğrenelim.

Sonu yok gibi.
  • IP logged

N

Niyazi Ağaçdiken

Bu konuda Oktay ve Ali reisler gibi düşünüyorum. Kişilerin zevk, beklenti ve bütçelerine  göre edindiği tekneler kesinlikle kendileri için en iyisidir. Doğru seçimdir.
Bence de tüm yorumlar “bence” ile başlamalı.

Neden herşeyi çok iyi bilmemiz gerekiyor? Ya da çok iyi denizci olmamız gerekiyor? Ben mesala averaj bir denizci olsam bana yeter. Yanımdakilerin, kendimin ve teknemin güvenliğini sağladıktan sonra benim için en önemlisi keyif alabilmek...
Ne yaparsanız yapın sizden biraz daha iyi bilen birileri mutlaka çıkacaktır. O zaman ne olacak?

Zaten tekneme ayırabildiğim zaman o kadar kısıtlı ki? tekne işlerini çok sevmeme rağmen bu kısıtlı vakti keyfini çıkarmak için kullanmayı tercih ediyorum.

Eskiden otomobiller daha sağlamdı. Saçları daha kalındı. Tank gibiydi. Kazada araç çok hasar almazdı. Ama içindekilerin maruz kaldığı atalet kuvveti nedeniyle ölüm oranları çok fazlaydı. Günümüzde araçlar kaza anında kelimenin tam anlamıyla çarpışma enerjisini sönümlemek için parça parça oluyor. Bu ne demek? Günümüz araçları kalitesiz mi? Yoksa daha teknolojik ve güvenli mi? Bu da bir bakış açısı.

  • IP logged

 
Yukarı git