Efendim konu ile ilgisi yok ancak bu Amerikalı mühendis muhabbeti olunca , bu konu ile ilgili önemli bir anım aklıma geldi.
Maksat muhabbet.. Denizcilkle filan da ilgili değil bu arada. Sıkılırsanız okumayınız. Darılıp gücenmem.
Şimdi efendim , 1990 lı yılların son çeyreği, önemli bir Amerikan proje firmasının Türkiye ofisinde çalışıyorum. Şirket faal, proje de önemli idi isim vermeyeceğim. Amerikanın doğu yakasındaki en öenmli beş şehrinden birisinin sayısal haritalarını yapıyoruz. O zamanlar bu sayısal harita işi çok yeni.. Tüm klasik haritalar yeniden yapılıyor.
Koca şehrin sayısal haritalarını da biz yapacağız. Efendim mesleğe harita deparmanında başladığımdan, konuya az bira vakıfım. Proje bana verildi. Harita genel komutanlığından emekli fotogonometri operatörlerinden bir ekip oluşturduk. Başlarında da dehşet bir adam, Semih binbaşı var. Semih binbaşı harita mühendisi.
Bu harita nasıl yapılır bilirmisiniz? Hani hep konuştuğumuz, Navionics te kullandığımız haritalar? sonuçta bir resim ama mesela o kontur yani derinlik çizgileri nasıl çizilir? Her noktayı da ölçmüyor ya bu adamlar canım? Kotlar , koordinatlar nasıl doğru çıkar?
Her bi halttan anlayan reisiniz elbette bu konuda da profesyonel olarak çalışmıştır gördüğünüz üzere.
Biraz hafif teknik bilgi vereyim. Meraklıların hoşuna gidecek sanırım.
Efendim, haritalar fotogonometri ile yapılır. Yani hava fotoğrafları geometrisi yöntemi desek sanırım daha anlaşılır olacak.
Haritası yapılacak olan bölgenin hava fotoğrafları özel bir kamera ile çekilir. Bu kameranın özelliği iki objektifi olmasıdır. Sanırım sonrasında kısa aralıklar ile aynı bölgeyi tek bir objektif ile çekince de benzer fotoğraflar elde edilmeye başlandi. Bugün de yöntem değişmemiştir.
Hava fotoğrafları çekilmeden önce , haritası yapılacak olan bölgenin yerde nirengi ağı oluşturulur. Bu nirengi noktaları çok önemlidir. GPS de bu nirengi noktalarını kullanır.
Bunlar dünya üzerinde , kot ve koordinatları çok hassas olarak ölçülmüş ve dengelenmiş bildiğiniz kalem ucu gibi noktalardır. Büyük , ağır beton kalıplar üzerine yerleştirilmişlerdir.
İşte haritası yapılacak olan bölgeye , bu çok hassas koordinatlardan ölçülerek alınan yeni noktalar atılır. Bunların her birine poligon denir. Bu poligonlar arazinin özelliklerini yansıtırlar ve hakim noktalarda olurlar. Yüzlerce poligon araziye döşenir. Sonra bunlar sanki inka işaretleriymiş gibi kireçle kocaman kocaman işaretlenir. Ki hava fotoğrafı çekildiğinde görünsünler.
Bu poligonlar teodolit adı verilen dürbünlü , mesafe ve açı ölçerler ile ölçülürler.
Sonra poligon hesabı yapılır. Daha önceden yazmıştık ya bryerlerde matamatik bir modeldir diye. Yaptığınız hiç bir ölçüm doğru olmadığından ve hata payı içerdiğinden, birbirinden hareketle ölçülen bu poligonlar bir ağ şeklinde kapatılır. Kapatma kabul edilebilir hata payı içermelidir. Yani siz bir nirengi noktasından çıkıp, yüz poligon atıp, sonra tekrar aynı nirengi noktasına geri geldiğinizde 10 cm lik bir hata kabul edilebilir bir hata olur. Ama eğer bu hata bir metre olursa sizi işten atarlar. !
Sonra bu hata , ölçümü yapılan o yüz noktaya dağıtılır. Buna mühendislikte dengeleme ,topoğraflar arasında ise sabunlama denir.
Binlerce hava fotoğrafı çekilir. Bunların hepsi aynı kamera açısında ve çifter çifterdir. Bunlar çok özel fotoğraflardır, kamaera açısı, uçak yüksekliği hep bilinemk zorundadır.
Niye fotoğraflar çifter çifter çekilir.? Anlatalım efendim. Fotogonometri makinesini kullanan operatör üç boyutlu görebilsin diye. Efendim imsan gözünün üç boyutlu görebilmesi için iki göz gerekiyor.
Eşer siz , bir objeyi ayrı ayrı kısa saliseler içerisinde sıra ile gözlere gösterebilirseniz üç boyutlu görürsünüz. İşte bu fotogonometri makinesi de operatöre fotoğrafları ayrı ayrı gösteren basit bir cihaz aslında. Böylece operatör fotoğrafları üç boyurlu görür ve haritayı çizer.
Çizer çizmesine de , operatörün çizdiği sadece bir resimdir. Onu o karasal çalışma ile yani polgionlar ile dünya yüzeyine yapıştıran bir hesap yöntemi vardır. İşte poligonlar bunun için kullanılır.
Özetle efendim , harita böyle yapılır. Umarım çok sıkmadım.
Şimdi hikayeye dönebiliriz. Amerikadan bize hava fotoğrafları geliyor, biz de bunları harita olarak çizip, bize Amerikadan gönderilen poligon ağına göre sayısal harita haline getiriyoruz.
İş bu. Binlerce harita yapılıyor. Bir gün Salim binbaşı yanıma geldi . Adam felaket tedirgin. Gözleri kan çanağı. Belli bütün gece uyumamış. Çok sigara içen bir adamdı. Sigara üstüne sigara içmiş belli.
- Ersin bey..
-Salim binbaşı..
- abi bir konu var.
-eee
Salim binbaşı askerlikten kalma alışkanlık felaket rahatsız. Söyleyecek söyleyemiyor bir türlü. Kıvranıp duruyor.
- söylesene be adam ne var.. ?
- abi ben şu poligonları kontrol ediyordum da bir..
- hangi poligonları?
-şu Amerikalıların sabunlayıp gönderdikleri..
- EEEE.. Noolmuş onlara..
- yanlış dengelemişler abi..
-Salim ne diyon olum sen.. ? O kadar haritacı var orada.. Nasıl yanlış dengelerler. ?
- abi iki gecedir uyumadım. Hep kontrol ettim. Yanlış valla.
- ne kadar yanlış.. ?
- Deniz seviyesinde bir metre 12 cm abi..
ÇÜÜÜŞ .. Manyakmısın Salim..
- abi o yüzden iki gecedir uyumuyom ya.. Hep bir daha yaptım hesabı..
- sen şimdi eve git. Dinlen.. Yarın gel salim kafa bir daha hesapla. Sonra bir formül buluruz artık.
Lafı çok uzatmayalım. Salim binbaşının heabı doğru idi. Amerikalı mühendisler yanlış hesaplamış, idare de hatayı görmemiş ve poligonlara onay vermişti ve haritayapımı başlamıştı, kimsenin göremediği hatayı dünyanın öbür ucunda bizim salim binbaşı buldu iyi mi..
Biz durumu Amerikalılara rapor ettik. Amerikalılar hesapları konteol ettiklerini söyleyip , yanlış olmadığını ve projeye gönderilen poligonlara göre devam etmemizi so derece küstah bir yazı ile ilettiler.
Adamlar bizi adam yerine koymuyorlardı iyi mi? Biz önce bu durumu raporladık. Tutanak ile kayır altına aldık. Salim binbaşının düzeltme hesaplarını da ekledik ve doğru poligon değerlerini Amerika ya gönderdik.
Bizim rapor sümenaltı edildi. Kimse bizi dinlemedi. Biz de iki yıl boyunca her gönderdiğimiz partinin başına şerh düştük. Poligon hesabı hatalıdır diye.
İki yıl sonra birgün, Amerikalı Genel Müdür hışımla odaya girdi .. Ağladı ağlayacak, Biz Almanya ya bağlıyız. Almanya bölge müdürü bunu haşlamış belli .. Çok büyük kriz var demekki bizim " managing director " neredeyse yolcu..
- Ersin sizin yaptığınız haritaları ... Diye böğürüyor..
İdare ile geçici kabuke çıkılmış , limanda 1.12 m hata çıkmış. Tam da iki yıl önce Salim binbaşının hesapladığı gibi.
Adam böğürüp duruyor , ben omuz silktim, dur bakalım dedim neymiş bir araştıralım. Amerika da tüm şirket ayağa kalkmış acil bizden rapor bekliyorlar.. Biz daha bakarken talimat geldi , ilk uçak ile Amerikaya gelsin proje müdürü diye.. Amerika ofiste herkes boku bize atıyormuş Türkler hata yaptı diye..
Bizim managing directör , bir bahane bulup Amerika ya gelmedi. Ben tek başıma gitmek zorunda kaldım. Yolda giderken , kendime mükemmel bir Amerika tatil planı hazırladım.
Kocaman bir salonda , genel müdür, genel müdür yardımcıları , tüm harita depatmanı kim varsa koca şirkette beni bekliyorlar. Odaya girdim. Gün benim günüm.
Ağır ve yavaş hareketler ile gösterilen yere oturdum. Koca toplantı odasında çıt yok. Genel müdür son derece sakin bir ses ile haritaların yanlış olduğunu, idare ile yapılan geçici kabulde tüm haritaların reddedildiğini, hakedişlerin durduğunu, ama hepsinden kötüsü idareye rezil olduklarını söyledi. Merkez harita departmanı hatanın bizim tarafımızdan yapıldığını belirten bir rapor hazırlamış.
Harita müdürü, bu iddasını kanıtlayacak karmaşık, kimsenin anlamadığı bir konuşma yaptı. Bitirdiğinde , yine bir sessizlik oldu ve 79 yaşındaki genel müdür , koca eliylebana buyrun dercesine işaret etti. Kimse konuşmuyor.
Ben , iki yıl önce hasıraltı ettikleri raporu çoğaltmıştım ve önce genel müdür olmak üzere tüm ilgililere verdim. Sonra her harita balyası üzerinde yazan şerh yazımızdan örnekleri önlerine koydum. Tam bir klasör evrak. Hepsinde şerhimiz var Türkiye ofsi olarak. Arazide çıkan hata ile bizim iki yıl önce öngördüğümüz hata aynı. Tamı tamına bir metre on iki santim.!
Sonrasında da harita müdürünün bu rapor karşılığında yazdığı küstah devam edin talimatını herkese dağıttım.
İtiraf edeyim, çok keyif aldım. Genel Müdür dödü ve tek bir cümle söyledi. Demek hatayı Türkler yapmamış..
Sonrasında görüntü şöyleydi, her kafadan bir ses çıkıyor, harita deparmanı bbirine girmiş kavga ediyordu. Kıyamet kopmuştu sizin anlayacağınız.
Genel müdür herkesi susturdu. Bana dönüp, madem hatayı bulmuşsunuz.. Düzeltmek için bir Türkiye ofisinin bir önerisi olacak mı ? diye sordu.
Bu fakir mühendis reisiniz, zaten tüm haritaları iki kez yaptırmıştı. Hatalı olanlar gönderilmiş, doğru olanlar arşivlenmişti.
Masanın altından yanımda getirdiğim iki top harita çıkardım. Birisi geçici kabulde red edilen yanlış harita , diğeri de doğru olanı.
Doğru haritaları görünce zavallı genel müdür çocuk gibi çığlık attı. Benden pek hoşlanmayan yardımcısı bile el çırptı.
Ben, haritaların tamamının doğru olarak Türkiye de arşivlendiğini, personelin yaptığı işe inandığını ve biz Türklerin şerefine düşkün iyi mühendisler olduğumuzu bu yüzden tüm personelin fazla mesai almadan aynı haritaları bu kez de doğru olarak ürettiğini, harcanan fazla mesai hesaplarını da ayrı bir dosya olarak sundum.
Genel müdürün biz Türkiye ofisinin bu özverili çalışmasını ödüllendireceğinden emin olduğumu da söyleyip, fazla mesai dosyasını yardımcısının önüne doğru ittirdim.
Genel müdür, önce bu özverili hareketi öve öve bitiremedi ve bu fazla maesailerin de Amerikadaki harita değartmanından kesilerek tarafımıza ödenmesi talimatı verdi.
Biz , Türkiye ofisi olarak o yıl 16 yurt dışı ofis içinde en karlı ve dolayısı ile en başarılı ofis seçildik. Genel Müdür imzalı teşekkür mektubu uzun süre diplomamın yanında asılı durduydu. Terfi edip , Amerika ofisine tayin ettilerdi beni..
Hey gidi günler.. Yani demem o ki , Amerikalı var , Amerikalı var..
Dede sen Amerikalı mühendisten iyi mi bilicen diyince yazmadan edemedim..
Bir de son not,. Bazen forumlarda okuyorum. Tekneler ile ilgili mühendislik hesapları yapılmış tekne filan derler.. Her mühendislik hesabı her zaman doğru olmayabiliyor dostlar..