Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Sen sus , gözlerin konuşsun..

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#135: 17 Ağustos 2017, 09:24:22
Ersin reis,

Rüzgarınız kolayınıza olsun , merakla takip ediyor olacağım selametle .
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#136: 17 Ağustos 2017, 14:46:59
Ahmet aradığında Yunanistan  Thassos adasındaydım.Katılamadığım için üzüldüm.Ne keyifli olurdu.
Size selametle keyifli seyirler dilerim.Takip edeceğim.Dostlara selamlar.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

n

nuri_kongur

Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#137: 17 Ağustos 2017, 22:31:00
Rüzgarınız kolayınıza olsun


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#138: 19 Ağustos 2017, 12:52:10
Tayo-Mar bugün saat 11 itibariyle Gökova'dan avara oldu. Selametle.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#139: 19 Ağustos 2017, 13:14:49
Tayo-Mar bugün saat 11 itibariyle Gökova'dan avara oldu. Selametle.

Yokuş yukarı zordur , biraz geç saate kalmışınız , selametle.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#140: 19 Ağustos 2017, 14:29:24
Tayo-Mar bugün saat 11 itibariyle Gökova'dan avara oldu. Selametle.

Hadi bakalım, kolay gelsin..

Selametle..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 271
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#141: 19 Ağustos 2017, 21:17:14
Reisler, herşey kolayınıza olsun selametle inşallah...
  • IP logged

  • *
  • İleti: 663
    • S/Y DUA-1 SEYİR DEFTERİ
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#142: 22 Ağustos 2017, 01:53:05
Hayırlı yolculuklar.
  • IP logged
S/Y DUA-1 Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir DUA'nın içinde yer almaktır. Şems-i Tebrizi

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#143: 22 Ağustos 2017, 20:24:54
Efendim teşekkürler.. toplam 60 saatte gökova dan çıkıp Ayvalik setur marina ya bağlandık. Dün rüya takımı bildiğiniz kabus gördü. :) Bülente söyliycem şu deniz hülyası muhabbetini düzeltsin. Hep hülya olmuyor. Dün geceki gibi kabuslar da varmış.

Rüya takımı dün akşam Reisi Mustafa Abiyi aradı ve O nun tavsiyesi ile babakaleyi dönmedi. Zaten Mustafa abi önermeseydi Ahmet'i Setur'a döndürmek mümkün olmayacaktı.

Geliyor efendim tekmili birden..
  • IP logged
« Son Düzenleme: 23 Ağustos 2017, 10:12:51 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »

  • *
  • İleti: 232
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#144: 22 Ağustos 2017, 20:57:21
60 saatte Gökova Ayvalık. Bravo


BALIM SY
  • IP logged
BALIM SY

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#145: 23 Ağustos 2017, 10:16:19
60 saatte Gökova Ayvalık. Bravo


BALIM SY

Turgutreis, Doğanbey, Sığacık ve Çeşme'de durduk. Bu süreler de içinde .Aslında seyir 48 saat falan sürdü.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#146: 23 Ağustos 2017, 15:32:48
Yukarı tırmanırken uygun hava çok önemli. Efendim, tırmanışın en heyecanlı günü 21 Ağustos oldu. Ancak seyir öncesi rüya takımı -1 olarak önemli bir karar aldım ve önerdim. Diğer dostlar da uygun buldular.

Malum 23 Ağustos ile ilgili olarak Akın reis uyarmış, öncesinde tırmanışın bitmesini önermişti. Önden hava yok gibi duruyordu ancak  hiç öyle olmadı. Gece seyri yapabiliyor olmak açıkçası böyle durumlarda önem kazanıyor.

Sözün özü gece gündüz seyir yapılacak. Diğer arkadaşlarım birçok konuda benden deneyimli. Ancak Tayo Mar ile ciddi seyir yapmışlığım var ve teknemi benim kadar kimse bilemez.

Duyduğum uzun seyir hikayelerinde hep bir gerginlik yaşanmış. Uzun seyir , sert hava insanların moralini bozuyor ve daha sinirli olunuyor. O yüzden dostlara seyre çıkmadan şöyle bir öneride bulundum.

Arkadaşlar , tekne transfer etmiyoruz. Benim eylül başına kadar vaktim var. Sizler ile seyir yapmak istediğim için davet ettim. Seyir uzayabilir, Malum Tayo Mar küçük, sıkılabilirsiniz. Seyirin her anında ayrılabilirsiniz. Hiç sıkıntı yok. Ayrıca ben ne dersem o olur tekne benim gibi bir tavrım da olmayacak. Her önemli kararı ortaklaşa alacağız. Karar oy birliği ile alınacak.

Hepimiz bu görüşümü uygun buluyoruz. Vardiya düzeni kuruluyor. Zaten iki yatak var. Bu kararın ne derece önemli olduğunu 21 Ağustos seyri bize gösterdi.

Sail Master Burak , ben ve Ahmet serdümen olarak görev alacağız. Reis ise Taşözde geziyor. 😀

21 Ağustos günü sabah dokuz sularında Çeşme marinadan avara oluyoruz. Gece inanılmaz güzellikte bir seyir yaptık. Bu ayrıca anlatılacak. Gece vardiyasında Burak ve ben vardık. Gündüz Ahmet ile devam ediyoruz. Benim oturduğum yerde uyuklama yeteneğim olduğundan Ahmet kontrolünde Çeşme boğazında seyir halindeyiz. Bir saatlik kısa ama derin bir uyku beni kendime getiriyor.

Hava raporlarını inceliyorum. Poseidon fovorim, sonrasında bizim Meteoroloji. Sanki rüzgar bu poseidon a bakıp öyle esiyor. O kadar dakik yani. Sakız Midilli arasında poyraz, iki ada arasından dönüp, batılı esiyor. Hedef Çanakkale olduğundan, mazot stoğumuzun yetmesi için bu yirmibeş mili yelken ile geçmemeiz gerek. O yüzden batılı rüzgar önemli. Burada böyle bir rüzgar estiği sadece poseidon da gözüküyor. Bu rüzgarı bana Tümay söylemişit ve giderken de çok yararlandım.

Ancak beklenen rüzgar saat üç gibi çıkıyor. Biz motor seyri ile zaten ve mecburen yoku yarılamışız. O sırada Burak uyandı. sakızın doğu ucundan, Midillinin doğu ucunna pupa seyri yapmaya başladık. Benim ana yelken açtıktan sonra çalışmıyor diye kapattığım trinket ve floğu Burak öyle bir trimledi ki, bize ilave bir mil kazandırdı bu yelkenler.

Özellikle dahiyane bir ana yelken trimi ile hızımız beş knot civarında. Motor kapalı , keyfimiz yerinde. Ne yazık ki bu keyif kısa sürüyor ve rüzgar bir anda kalıyor. Bu arada ileride " kule " ler gözükmeye başladı. Bunlar en sevimsiz beyaz bulutlar. Sanki bir bacadan yükseliyor gibi tütmüşer resmen. Uçları doğuya doğru tüylenmiş. Belli bu rüzgar aşağı inecek. Hava raporlarını tekrar kontrol ediyorum. Değişmişler. Hava , sanki 23 ünde esecek hava ile birleşmş gibi. Sabah saat 06 ya kadar Çanakkale boğazına girmemiz, en azından bozcaadayı bordalamamız gerek. Sıcak basıyor. Serinlemek için kısa bir yüzme molasından sonra yola devam ediyoruz. Mitillini ye kadar hava sakin, deniz neredeyse dümdüz. Mitillini ye yaklaşırken önce solugan , sonra dalga başlıyor. On dakika sanra da kafadan esen rüzgar. Güya hava raporlarına göre sakin olması gereken bu bölge kısa sürede ciddi bir rüzgar ve dalgaya maruz kalıyor. Biz etkilenmemek için iyice Midilli ye yakın geçiyoruz. Bu bölge herkesin çekindiği bir alan çünkü bir sürü balıkçı ağı var.

Ahmet in yazdığı balıkçı ağları konu başlığını okumadan buradan geçmeyin ya da benim gibi yapın yanınıza Ahmet 'i alın.  :) Ahmet, ağları tanıdığından salom yapa yapa nereden geçilmesi gerekiyor ise oradan geçiyor. Dalga artınca , tirinketi çalıştırmak için sancak yönünda kafayı açıyoruz. Burak trinketi basıyor. Çalışan yelken teknenin pruvasını bastığından rahatız. Artık o kadar sallanmıyoruz.

Ben bu arada yemeği hazırlıyorum. Hava kararmadan yemeğimizi yesek iyi olacak. Doyunca keyfimiz tekrar yerine geliyor. İleride kuleler artık devasa bir bulut kütlesi halinde. Artık gelen havayı görmek için hava tahmin raporlarına bakmaya gerek yok.

Ayvalık açıklarına geldiğimizde aynı şekilde seyir yapıyoruz. Bir saatsonra müsellim kanalına girilecek. Burada daha önce de Ahmet ile gece seyri yaptık. O yüzden rahatım. Dalganın durumuna göre Behramkale kaçış limanımız. Sonrasında babakale.

İleride gördüğümüz bulutlar, artık coşmuş akıyorlar. Havaraporunu tekrar bakıyorum. Değişiklik yok. Ancak çuvalladılar belli.

Belli ki Babakale de kalmak zorunda kalacağız. Zello dan Hasan abi ve reisimiz Mustafa abi ile konuşuyoruz. hasan abi hava raporlarını yolluyor profesyonel bir siteden. Babakale , Çanakkale arası uçuyor.

Bu durumda Babakale de kalmak bizim için sıkıntı. Ulaşım ve ikmal açısından rahat bir yere ihtiyacımız var. Mustafa abiye Ayvalığa dönmek istediğimi söylüyorum. Hem ikmal yaparız,hem Ayvalıkta eğer seyiri sonlandırırsak, dostların ulaşımları için çok daha kolay ve rahat bir nokta.

Mustafa abi daha doğru olacağını , Hasan abi ise bu durumda bordadan yüksek dalga alacağımız konusunda bizi uyarıyor. Her iki reis te önerilerini iletip kararı bize bırakıyorlar.

Bu konuşmaları ben kamaradan yaptım. Ahmet serdümen, Burak tek yelkenimiz olan trinketi kumanda ediyor. Bundan sonraki yeni ilave görevi ise gelen üçlemeleri haber vermek oluyor..

- dalgaaa.. İskele borda da ..
-dalgaaaa yok artık bu ne yaaa..

Ekibe dönüp, Mustafa ve Hasan reislerin görüşlerini iletiyorum. Baştan söylediğim gibi ortak karar alınacak. Gerçi şimdi itiraf edeyim biraz hile yaptım. Ahmet ile çok seyir yaptık. Ahmet dönmek istemeyebilir. Hasan ve Mustafa reislerin görüşünü aktarıyorum. Sadece son cümleyi değiştiriyorum.

- Ahmet, Mustafa abi Ayvalığa  dönsün Ahmet zorlamasın dedi.

Mustafa abinin denizciliği ile Karadeniz de tanışmış olan Burak ta kararı uygun buluyor.

Biliyordum ki Ahmet , Mustafa abinin sözünden çıkmaz.

Ancak Hasan abinin de yorumu doğru. Midilli önlerinden Ayvalık kanalına döneceğiz ve dalgalar iskele bordadan gelecek. Üstelik kanal girişi havaya çok açık. Daha aşağıda çıplak ada arasından girebiliriz. Hem daha kısa , hem de adanın gölgesinden kanala daha rahat ulaşabiliriz. Ancak kanal dar gözüküyor. Hava karardı ay yok, bulutlu ,zifiri karanlık bir gece.

Tekrar zello da Mustafa abiye çıplak ada arkasından kanala dolanalım mı diye soruyorum.Derinlik açısından her iki yerden de kanala yanaşabileceğimizi öğreniyorum.

Mustafa abi pilot kitap gibi adamsın be..

Ancak bu rotanın bir dezavantajı var . Dalgalar tamamiyle iskele bordadan gelecek. Ve biz o rotayı seçiyoruz.

Size hava şöyleydi ya da böyleydi diyecek değilim. Hava ne kadar sertti başka bir kriter ile anlatacağım.

Dönmeden önce Ahmet can yeleklerini istiyor. !!!

Ben kamara da rota veriyorum. BUrak gelen dalgayı haber veriyor, Şimdi diyeceksiniz ki dalga görünmüyor mu? o karanlıkta sadece iki üç metreden farkedilebiliyor.. Ahmet , tuttuğu kerterize bakarak seyir yaptığından, her dalga da rotayı en az otuz derece değiştirdiğinden yeniden kerterize dönmek ve üstelik dalga üzerinden " zıplamak " gerekiyor. O yüzden dalga haberciliği önemli.. Ben de navionics ten ahmet doğru rotasına dönmüşmü kontrol edip, rapor ediyorum.

Bu zıplamak ifadesini de ben buldum. Ayrıca anlatacağım. Hesap edemediğimiz tek şey çıplak adanın sığlığı oldu. Çıplak adaya girerken dalgalar kırılmaya başladı ve " zıplamak " mümkün olamadı.

Ahmet'in deyimi ile dalgalar " tekneye çöktü" , yani Tayo Mar 'ın üstüne kırılmaya başladı. Burada bizi güldüren bir anıda paylaşayım.
 
Burak , teknede havuzluğun ıslak olmasını sevmiyor. Ahmet ise kova ile denizden su çekip havuzluğu yıkadığından tatlı tatlı atışıp duruyorlar.

Burak itiraz ediyor. Ahmet , bu Tayo Mar, havuzluğu her daim ıslak olur diye takılıyor. Basıyor suyu.

Midilliye giderken hava sıcaktı ve dalga da olmayınca , Burak şükür kuru kuru gidiyoruz dedi. Demese iyiymiş.

Dalga haberciliği dolayısı ile ilk dalga Tayo Mar ile eş zamanl Burağın üzerinde patlıyor.   :)

Dalglar öyle bir hal alıyor ki, kamaraya dolma riski var. Patlamış dalga sonrası , Burak nispeten iyi durumda  olan bana sesleniyor.

- kamara kapağını kapatsak mı..? Orası ıslanmasın bari.  :)

Tayo Mar da her türlü konfor var arkadaşlar diyor ve termostan sıcak çay dolduruyorum. O havada kaç yudum aldılar bilemiyorum ama bana farketmez ben doldurdum ve verdim.

En nihayet çıplak ada saçağına giriyoruz. Zaten burası demir yeri aynı zamanda. Kanala giremez isek burada demirleyeceğiz. Sakin deniz bizi kendimize getiriyor. İstemeye istemeye kanala doğru ilerliyoruz.

Kanala girmek ayrı dert. Çünkü bu seferde dalgalar tam pupadan gelecek ve aykırılayacağız. Eh buraya kadar geldik , kanlı da geçeriz diye düşünüyoruz.




  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#147: 24 Ağustos 2017, 00:40:35
Sevgili Ahmet reisin tekne yıkama gibi eskiden kalma bir takıntısı var.Havuzluk güverte kurudu mu limandaysak hortumla seferdeysek kova ile basıyor suyu .

Bir iki kere abi temiz heryer neden ıslatıyorsun kupkuru yeri minder yok 24 saat tahtanın üstünde oturuyoruz bari kuru kalsın dediğimde yok yok temiz olsun deyip basıyor suyu baktım olmayacak Ahmet reisim yok balık yağı burada ıslatma şu havuzluğu dedim.Nedese beğenirsiniz balığı attınmı başa kadar durmadan kayacak.Sonrasında Ahmet ile aramızdaki şakalaşma şöyle oldu 2 gün boyunca Ahmet sen artık balıkçı değilsin biliyorsun değilmi.😀

Bu arada Tayomarda iki yatak olduğu külliyen yalan Ersin bisiklet almış yatağın  birinin üstüne yatırmış Tayomar denizaltısında tek yatak denizaltıcılar gibi hiç soğumadan birimiz yattık birimiz kalktık.

Şaka bir yana çok güzel bir seyirdi. Teşekkürler Ersin Teşekkürler Ahmet.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#148: 24 Ağustos 2017, 07:42:10
Şimdi efendim bu yere göre sığdıramadığımız omurga salmanın böyle yüksek havalarda ve dalga bordadan gelirken yaşattığı önemli bir probleme gelelim.

Sanırm geçen yıl, salma konusu Geko da tartışılırken Orhan Barut , meşhur Fast Net kazasında tumba olan omurga salma yelkenliden bahsetmiş, sonrasında da bu kazada tumba olan yelkenlilerin özelliklerinden hareketle hazırlanmış bir raporu tercüme etmişti.

O sırada yazılanlara çok bir anlam verememiştim. Ancak son seyir sonrası omurga salma bir teknenin nasıl tumba olabileceğini gözlerimle görünce , bu kazanın nasıl olabildiği üzerinde fikir yürütebilecek hale geldim.

Yukarıda bahsettiğim dalgalar üzerinde zıplamaktan bahsediyorum. Aslında sekme desek belki daha doğru olacak.

Omurga salma bir teknede her durumda en güvenli dalga karşılama yöntemi baş omuzluklar. Bu biliniyor. Hele bir de rüzgar varsa ön yelkenlerinizi biraz açarsanız tekne son derece stabil bir şekilde yol alıyor.

Pupa seyrinde de tekne aykırılıyor , yani dalga tekneyi kendi doğrultusunda çeviriyor. Siz tekrar toparlıyabiliyorsunuz ama. Şu meşhur sörfe kalkmak olayı yani. Tekne aykırılasa da dalga teknenin altından yuvarlanıp geçiyor. Yine sıkıntı yok.

Ancak bordadan geldiğinde , eğer anlatacağım şekilde bir dümen tutmaz iseniz , galga teknenin altından yuvarlanamıyor omurga salmadan dolayı. Bu durumda tekne dalganın üzerine çıkamıyor ve içinde kalıyor. İşte tumba tehlikesi tam da bu durumda oetaya çıkıyor.

Bu durumda tek çözüm, dalgaya tırmanmak ve en tepe noktasında ani bir dümen hareketi ile teknenin kıçını dalgaya dönerek , dalganın teknenin altından yuvarlanmasını sağlamak. Bu süreçte teknenizin hızı da dalga hızı ile uyumlu olmalı. Bu şekilde dalgalar arasında sekerek, dalganın size olan etkisini azaltıyor ve tumba tehlikesini önlemiş oluyorsunuz.

Gelelim Buraktan öğrendiğim önemli bir pupa seyri yelken trim detayına. Nasıl orsa seyrinde direk tepesindeki rüzgar okunun arkasındaki V içine girmiyorsak, pupa seyrinde de aynısı yapılmalı. Yani iğnecik seyri yapacağım diye uğraşmayacaksınız. Bu eumda torlu bırakacağınız tüm ön yelkenler de çalışıyor olacak. Üstelik bu seyir pupa seyrinden daha da hızlı bir seyir.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#149: 24 Ağustos 2017, 11:35:10
Anca yetiştim ama hepsini okudum şimdi.

Çok güzel bir deneyim yaşamışsın(nız), pek hoşuma gitti.
Deprem deneyimi de bonus olmuş. Geçmiş olsun.

Selametle.
  • IP logged

 
Yukarı git