RODOS-SİMİ
Rodos'ta dört gün geçirdik.Bu günlerin denizcilikle bir ilgisi yok.Tarihi ve turistik bir gezinin konusu olabilir.
Tek istisna akşam marinaya dönüş.
Rodos Marina henüz yeni bitmiş hatta tam bitmemiş.Örneğin bizim bağlandığımız pontonlardaki duş ve tuvaletler henüz bitmemiş.Kafelerin ve önbüronun olduğu yerdekileri kullanıyorsunuz.Hem uzak hem yetersiz, sıra bekleniyor, yatılı okul duşları gibi.Çevre düzenlemesi de yarım.
Gecelik ben 34 euro ödedim.Bizim ordaki pedestallar henüz su veremiyordu bir yerden hortum çekmişler ve su bedavaydı.Elektrik isterseniz var.Ponton araları geniş ve yakıt istasyonunun yeri çok rahat.
Önbüro personeli ilgili ve çalışkan.
Neyse Rodos'tan memnun ve suyu mazotu tamamlamış olarak pazartesi sabahı 10.00 da ayrıldık.Güzel bir motor yelken seyri ile doğru Simi Pedi koyuna geldik ve alargada demirimizi çaktık.Botla karaya çıkıp bizim meşhur surat asan bakkalın önüne botlarımızı bıraktık.Herkesi topladım ve bakkala sokup birşeyler almaya zorladım.Suratsız bakkalın suratı yumuşadı. Botlar burda kalsın mı dedik tabii merak etmeyin dedi.Serbest ekonomi çok enteresan vesselam.
Sonra ana limana indik polis ve gümrükten geliş ve Yunan'dan çıkış işlemlerimizi yaptık.
Burada Taj teknesi ve sevgili Tunç Aytunç korsanım ve eşi ile karşılaştık.Onlar da 5 ay süren Yunan seferlerini sonlandırıp bizim gibi ertesi gün Bozburun'dan giriş yapacaklarmış.Biraz sohbet edip Bozburun'da görüşmek üzere vedalaştık.
Gece Pantelis'te yemek yiyip otobüsle Pedi'ye döndük.Botlar çalınmamış yerinde duruyordu.
Teknelerimize çekildik.Hava tamamen kalmış ve sütlimandı.Arkadaşlar çok sevindi ama onları uyardım gece hava gelebilir gevşemeyin dedim bana güldüler.
Sabah 03.40 ta koyun dibindeki sırttan cıvarna geldi.06.30 a kadar esti durdu.Ben de kıs kıs güldüm bizimkilere.
Neyse sabah bizim bakkaldan elmalı kurabiye aldım sıcak sıcak.Kahvaltı sonrası saat 09.00 da demir aldık.Çıkıştaki Ay Marina denen küçücük ama berrak koyda üç tekne bir saat yüzme molasından sonra doğru Bozukkale'ye gelip barınağa bağlandık.Tunç'lar bizden önce gelip karşı tarafa bağlanmışlar.Ben de yanlarına gireyim dedin ama görevli delikanlı ısrarla düdük basıp beni restoranların orada gösterdiği yere aldı.Burayı pek sevmem restoranlar masaları neredeyse pasarellanın dibine koyarlardı.Ama geçen sene restoranlar ile kooperatifin kavgasını barınak kazanmış ve şu anda tel örgüler yapmışlar restoranlar püskürtülmüş.
Biraz dinlenip acentaya evraklarımızı verdik.Sonra gidip yemek yedik , erkekler berber Bayram'a gidip efendi olduk.
Bu arada acenta işi bitirmiş bizi çağırdı.Polise gidip girişlerimizi de yaptık ve bir Yunan seferini daha tamamlamış olduk.
Bundan sonrası bizim kıyılarda geçecek.Öncelikle uzun süre Hisarönü ve Datça taraflarında kalmayı düşünüyorum.Arkadaşlar da bana katılacaklarını beyan ettiler.Daha sonra ne yaparım bir planımız yok ama Bodrum'un kalabalığı bitene kadar dönmek istemiyoruz.
Buralardaki dolaşmaları yazar mıyım onu da bilemiyorum.Bakalım ilginç olursa yazarım.