Kaş marina hoşumuza gitti.Bir gün daha kaldık.Akşamüstü Hakan Tiryaki ziyaretimize geldi.Kaş hakkında gıybet yaptık.
Sabah 7 de çıktık Kaş Marinadan.Güzel bir seyirle Kalkan girişinde iskelenizde kalan Yeşilköy koyuna demirledik.Şöyle bir yer.
Ama alargada kalmak hataymış.Dışarının soluganını aldığı gibi arkadaki dağdan sürekli rüzgar indi ve bu kısa süren bir civarna değildi.Bütün gece esti gürledi.Belki de bana denk geldi bilemem.Ama koyun girişinde sancağımda kalan girintiye 15 mt ye 55 mt zincir serdim , ultra ile kıpırdamadım bile.2.kaptanım 55 mt zincir serince benim adımı "rahatsız adam" olarak değiştirdi.Olsun varsın 50 mt daha var onu da sererim billahi.Alman ekolüyüm ben kafam rahat edecek.
Ama burada doğru olan üşenmeyip koy ağzına başı verip dibe kıçtan koltuk almak.Ben üşendim.
Neyse bol rüzgarlı ve uğultulu bir geceden sonra sabah 05.30 da aldık demiri.Rotamız Karacaören.Sabahın köründe tam kafadan rüzgar ve dev soluganlarla çamaşır makinası gibi bitmek bilmez Patara ve Yediburunlar'ı geçip 5 saat 15 dk da Karacaören 'e vardık.Ama ikinci kaptanım yine kedi ile beraber yere yapıştı.
Şunu itiraf edeyim ne Kalkan ne de Kaş , bu yolu gidip hele de dönmeye değmez.Evet Kekova çok güzel ama illa göreceksen efendi gibi Kaş a kadar araba ile gelirsin.Kaş Marinadan bir haftalığına bir tekne kiralarsın Kekova'yı gezer dolaşır , insan evladı gibi evine dönersin.
Ha buraları geçtim ben aslanım diyeceksen bir kere git.Göreceksin....
Tabii bu benim acizane görüşümdür.
Neyse efendim sonuçta bu akşam yine Karacaören'deyiz.
Görüntü şöyle:
Yarın sabah kısmetse nispeten sert olacak bir havada , uzun bir geçiş ile Marmaris Çiftlik Koyu'nu hedefliyoruz.
Sabah ola hayrola.