[Kamil Kurdoğlu]

Kaleköy güzelmiş.Tarihin içine kurulmuş bir köy. Ama herkes kan ağlıyor.Geçen sene de kötü geçmiş bu sene de iyi gitmiyormuş.Yabancı yatcı çok azaldı yerliler de zaten gelmezdi durum kötü diyorlar.Diyorlar ama hesabı da boğazdaki restoranlar gibi düzenlemekten de geri durmuyorlar.Neyse buraya bir gece yeter dedik sabah çıktık.Amacımız dışardaki Karalos denen salyangoz şeklindeki koya girip kalmak.Ama bir de gittik ki duyan gelmiş arkadaş.Ne alarga ne kıçtan kara mümkün değil.
E ne yapalım o zaman devam dedik yine Sıcak denizine geldik güzel bir yer bakalım dedik ama küçücük koyun içinde bile kuzucuklar başlamış.Yok biz en iyisi dibe gidip yine Yörük Ramazan a bağlanalım dedik.
İsabet de yapmışız.Gece yarısına kadar esti durdu.
Bu Ramazan ilginç bir adam hazin de bir öyküsü var.30 yıldır buradaymış.Önce 20 yaşında oğlunu kalp hastalığından kaybetmiş.Sonra karısında üzüntüden mi artık nedense beyin tümörü çıkmış.Birkaç ameliyat sonrası adam onu da kaybetmiş.İki kızı var onlarda evliler ve uzaktalarmış.Ramazan  orada tek başına yaşıyor.Vaktiyle 300 keçisi varmış.Bütün kazandıklarımı oğluma ve karıma hastanelere verdim.Para benim için artık hiçbirşey diyor.Yediğin içtiğin şeylere ver abi bişeyler diyor.60 yaşındaki bu adam yapayalnız ve insana ihtiyaç duyuyor.Kaleköy 'dekilere çok kızıyor onlar kazıkçı beter olsunlar diyor.
İşte Yörük Ramazan.



Burada geçen güzel bir geceden sonra sabah erkenden Kekova'ya veda ettik.
Bol soluganlı ve perişan bir ikinci kaptanla kendimizi Kaş Setur'a attık.Yakıt stoklarımı tamamladım,atığı verdim kartımı işlettim(bunu kendiniz yapıyorsunuz).Sonra da bağlandım.Temizlik , alışveriş ,duş filan derken insana benzedik yeniden.
Şimdi burada biraz keyif yapıp dinlenelim bakalım yarın ne yaparız.

[Bülent Büyükdağ]

Abi bu Yörük Ramazan'ın iskelesine bağlanılabiliyor mu?

[Kamil Kurdoğlu]

Abi bu Yörük Ramazan'ın iskelesine bağlanılabiliyor mu?

Tabii ki işte böyle:

Bizim boylarda 4 tekne aborda olabilir derinlik 3 mt kadar.

[Kamil Kurdoğlu]

Kaş marina hoşumuza gitti.Bir gün daha kaldık.Akşamüstü Hakan Tiryaki  ziyaretimize geldi.Kaş hakkında gıybet yaptık.
Sabah 7 de çıktık Kaş Marinadan.Güzel bir seyirle Kalkan girişinde iskelenizde kalan Yeşilköy koyuna demirledik.Şöyle bir yer.

Ama alargada kalmak hataymış.Dışarının soluganını aldığı gibi arkadaki dağdan sürekli rüzgar indi ve bu kısa süren bir civarna değildi.Bütün gece esti gürledi.Belki de bana denk geldi bilemem.Ama koyun girişinde sancağımda kalan girintiye 15 mt ye 55 mt zincir serdim , ultra ile kıpırdamadım bile.2.kaptanım 55 mt zincir serince benim adımı "rahatsız adam" olarak değiştirdi.Olsun varsın 50 mt daha var onu da sererim billahi.Alman ekolüyüm ben kafam rahat edecek.
Ama burada doğru olan üşenmeyip koy ağzına başı verip dibe kıçtan koltuk almak.Ben üşendim.
Neyse bol rüzgarlı ve uğultulu bir geceden sonra sabah 05.30 da aldık demiri.Rotamız Karacaören.Sabahın köründe tam kafadan rüzgar ve dev soluganlarla çamaşır makinası gibi bitmek bilmez Patara ve Yediburunlar'ı geçip 5 saat 15 dk da Karacaören 'e vardık.Ama ikinci kaptanım yine kedi ile beraber yere yapıştı.
Şunu itiraf edeyim ne Kalkan ne de Kaş , bu yolu gidip hele de dönmeye değmez.Evet Kekova çok güzel ama illa göreceksen efendi gibi Kaş a kadar araba ile gelirsin.Kaş Marinadan bir haftalığına bir tekne kiralarsın Kekova'yı gezer dolaşır , insan evladı gibi evine dönersin.
Ha buraları geçtim ben aslanım diyeceksen bir kere git.Göreceksin....
Tabii bu benim acizane görüşümdür.
Neyse efendim sonuçta bu akşam yine Karacaören'deyiz.
Görüntü şöyle:

Yarın sabah kısmetse nispeten sert olacak bir havada , uzun bir geçiş ile Marmaris Çiftlik Koyu'nu hedefliyoruz.
Sabah ola hayrola.

[Ahmet Kabaalioğlu]

Selametle.

[Serdar Çırak]

Helal olsun valla..benim iki senede yaptığım mili on günde yaptın..

[Ersin Böke]

İki mi? Abi rivayete göre tekne ile önceden sadece Simi ye gidip gelinmiş. O da ciddi bir ikna faaliyetleri sonrası olmuş diye duyduydum zamanında.. Hatta biraz içkiliydi o yüzden kabul etti diiye de farklı rivayetler var. 

[Bülent Büyükdağ]

Sen alt tarafı Bodrum 'dan kalktın zevkine gittin dönüyon. Ya ben ? Satayim mi tekneyi şimdi. 100 mil tatil için 1000 mil yol.

[Ersin Böke]

Senin bu yolculuk ta tam arabesk bir hal aldı. Acıların çocuğuyum hesabı..

O yolu keyifle yaptığını biliyorum, Mantıklı değil tabiki de.. Zaten hangimizin yaptığı mantıklı ki..

O yüzden , ben biliyorum ki sana kalsa , aynen devam eder İstanbul a kadar yürürüsün. Yeme bizi..

[Bülent Büyükdağ]

Senin bu yolculuk ta tam arabesk bir hal aldı. Acıların çocuğuyum hesabı..

O yolu keyifle yaptığını biliyorum, Mantıklı değil tabiki de.. Zaten hangimizin yaptığı mantıklı ki..

O yüzden , ben biliyorum ki sana kalsa , aynen devam eder İstanbul a kadar yürürüsün. Yeme bizi..

Hem ağlarım hem giderim. Haklısın:)

[Kamil Kurdoğlu]

Evet artık dönüş yoluna iyice girdik.Bu yüzden biraz acele ediyoruz.Bayramda bizim kızlar gelecek o bakımdan öncesi evde olalım diye.
Neyse efendim sabah 05.30 da Karacaören'den çıktım.Açıktan direk bir rota ile 7,5 saatte Çiftlik koyuna girip Rafet Baba'nın iskelesine bağlandık.
Gelirken yine açıktan gelen dalga ve soluganlar fena salladı taa ki Kurtoğlu burnunu geçip Peksimet Adasını bordalayana kadar.Sonra açıktan gitmenin faydasını gördük hem soluganlar azaldı hem de Dalaman açıklarında rüzgar gelince yelkenleri de açtık tekne stabil oldu ve 2.kaptanım da rahatladı.Yaklaşık 3 saat yelken yapabildik ama sonra rüzgar saçmaladı biz de direnmedik.
Rafet Baba'da iskele de aborda olabildik.Burayı daha önce forumda(ötekinde) çok okumuştum,sevgili Serdar'ın favori yeridir bana da Rafet Baba'yı tavsiye etti zaten.
Olay şöyle;

[Bülent Büyükdağ]

Provokasyonlara gelmeyelim, demeyelim, gelelim.

[Ali Ünalan]

Kaleköy güzelmiş.Tarihin içine kurulmuş bir köy. Ama herkes kan ağlıyor.Geçen sene de kötü geçmiş bu sene de iyi gitmiyormuş.Yabancı yatcı çok azaldı yerliler de zaten gelmezdi durum kötü diyorlar.Diyorlar ama hesabı da boğazdaki restoranlar gibi düzenlemekten de geri durmuyorlar.Neyse buraya bir gece yeter dedik sabah çıktık.Amacımız dışardaki Karalos denen salyangoz şeklindeki koya girip kalmak.Ama bir de gittik ki duyan gelmiş arkadaş.Ne alarga ne kıçtan kara mümkün değil.
E ne yapalım o zaman devam dedik yine Sıcak denizine geldik güzel bir yer bakalım dedik ama küçücük koyun içinde bile kuzucuklar başlamış.Yok biz en iyisi dibe gidip yine Yörük Ramazan a bağlanalım dedik.
İsabet de yapmışız.Gece yarısına kadar esti durdu.
Bu Ramazan ilginç bir adam hazin de bir öyküsü var.30 yıldır buradaymış.Önce 20 yaşında oğlunu kalp hastalığından kaybetmiş.Sonra karısında üzüntüden mi artık nedense beyin tümörü çıkmış.Birkaç ameliyat sonrası adam onu da kaybetmiş.İki kızı var onlarda evliler ve uzaktalarmış.Ramazan  orada tek başına yaşıyor.Vaktiyle 300 keçisi varmış.Bütün kazandıklarımı oğluma ve karıma hastanelere verdim.Para benim için artık hiçbirşey diyor.Yediğin içtiğin şeylere ver abi bişeyler diyor.60 yaşındaki bu adam yapayalnız ve insana ihtiyaç duyuyor.Kaleköy 'dekilere çok kızıyor onlar kazıkçı beter olsunlar diyor.
İşte Yörük Ramazan.



Burada geçen güzel bir geceden sonra sabah erkenden Kekova'ya veda ettik.
Bol soluganlı ve perişan bir ikinci kaptanla kendimizi Kaş Setur'a attık.Yakıt stoklarımı tamamladım,atığı verdim kartımı işlettim(bunu kendiniz yapıyorsunuz).Sonra da bağlandım.Temizlik , alışveriş ,duş filan derken insana benzedik yeniden.
Şimdi burada biraz keyif yapıp dinlenelim bakalım yarın ne yaparız.

Kamil ağbi biliyorsunuz mevzuyu,Yörük Ramazanla radyo proğramı çekecektim.
Ulaştım durumu izah ettim,kabul etti uzun uzun telefonda hayat hikayesini anlatı,her şey iyi güzel tam sevdiğim tarz ve karakter,notlarımı aldım.
16 tane soru hazırladım,proğramı  çekmeden soruları aktardım,bu soruları soracağım uygun olmayan varsa söyle,hepsi uygun dedi.
Kayıt tuşuna bastım,proğramı çekmeye başladım,sıradan sorularımı sormaya başladım,normalde 16 soru ile 1.5 saat  proğram çıkar:)Yörük Ramazan ağbi her sorduğum soruya,evet,hayır cümleleri kurdu :)bir türlü detaylara girmedi,heyecan yaptı,tutulu cümle kuramadı,kayıtın 6 cı dakikasında 16 sorum bitmişti :)ve konuşacak konumuz kalmadı:)kayıttan çıktım proğramı kestim,ağbi daha sonra çekelim dedim,telefonu kapadım,özünde çok değerli bir isim,anıları yaşanmışlıkları çok ama kelimelere döküp anlatamıyor...

[Kamil Kurdoğlu]

Normal Ali korsanım.Şöyle düşün bu adam yaylalarda doğup büyümüş evlenince bu kıyıya ailesiyle gelip yerleşmiş keçileriyle burada da yayla yaşamını sürdürürken bir yandan da denizden gelenlere hizmet sunmaya çalışmış.Çektiği acılarda üstüne yığılmış bir adam.
Heyecan yapmıştır yazık.

[Kamil Kurdoğlu]

İkinci günümüzde yer yer 32 knot esen ve gün boyu devam eden hava bizi Çiftlik koyuna yapıştırdı.Ama iyi de oldu ve Altera'ları ile Ümit-İclal Sarp korsanlar geldiler ve onlarla akşam güzel bir havuzluk sohbeti yaptık.
Sabah kahvaltıdan sonra hava biraz düşünce saat 11.00 gibi çıktık.Hedef Bozukkale.
Hava düştü dediysem de yine 15-18 arası kafadan bir rüzgarla geldik.
Bu arada geceden botun altına saklanmış bir kaçak yolcumuz varmış bilemedik.

Tekne yelkende yatıp biraz da kafayı suya sokmalara başlayınca bu kaçak kedicik korku ile ağlayarak botun altından çıkıp havuzluğa gelmeye başladı.Çok şaşırdık.Bunun sesini duyan Şima çok kızdı mecburen onu aşağıya kapattık.Neyse kaçak yolcumuzla Bozukkale'ye gelip Ali Baba restorana bağlandık.Kaçağımızı restorana teslim ettik zira geçen sene geldiğimizde burada da kedilere baktıklarını biliyorduk.


Bu gece buradayız.Deniz çok soğuk ama müthiş güzel.
Bir ders demek ki bağlandığınız yerde kediler varsa ,avara olmadan önce dikkatli olmak lazımmış.Hele tekneden kedi maması kokuları yayılıyorsa.