Ve Kalkan da sabah oldu.Buradan hemen çıkalım dedik ama bizi bırakmıyor bu barınak.Yanımıza bağlanan 43 feet bir yelkenli demirini güzelce benim zincirin üstüne atmış, bir de adamlar sabah erkenden tekneyi kapatıp tura gitmişler.
Durum şöyle, adamın demiri benim zincire takılı , benim demir de limanın ortasından geçen boş tonoz hattına takılı.
Manzara pek hoş bizim tekne de limanın ortasında.
Asıldık masıldık olacak gibi değil.Karşıdan birkaç balıkçı-turcu karışımı adam seyrediyor bizi.Bir tane piyade çalıştırıp motoru yanıma geldi.Yukardan baktı abi kötü takılmış ha şu arkadaşa bir 150 TL ver uğraşma iki dakkada çikarsun oni dedi.Sen nerelisin bakiim dedim Rize Pazar demez mi?
Kalkan da bir laz uşağı var o da beni buldu iyi mi.
Yok hemşerim her yere para dağıtarak gidemem sağolsun o arkadaş , ben dalarım deyip taktım maskeyi dalıp yabancı demiri halatla askıya aldım yukardan çektim kurtardım zincirimden.Sıra geldi kendi demirimi tonozdan döndürmeye.Zinciri biraz boşlayıp demir üstünde tornistanla 180 derece dönünce tonozdan da kurtulduk bastım çıktım bu lanet yerden.
İstikamet Kaş.Oraya gelene kadar da sıkı hava yedik o da ayrı konu.İkinci kaptanım ve Shima(kedi olan) yere yapıştılar.Neyse Kaş ta Hakan Tiryaki sağolsun beni Yengeç in yanına aldırdı.Daha doğrusu Cem Eğrikavuk çıkmış onun yerine ben girdim.
Kaş liman içi çok sıkışık.Ben daha önceleri buraya dalış için çok gelirdim ve liman içinde oldukça fazla sayıda yelkenli tekne olurdu ve çoğu da yabancı idi.Ancak bu defa tamamen ticari teknelerle dolmuş ve ne yazık ki çoğu da boş boş yatıyorlar.
Üzülerek belirtmeliyim ki dalış yaptığım yıllardaki eski Kaş bence artık yok.Hoşlanmadım.
Burada da Liman içi dışarıdaki havanın tüm soluganını alıyor ve sürekli baş kıç yapıp duruyorsunuz.
Akşam yemekten sonra Yengeç in havuzluğunda toplandık ki bizim evin salonu kadar var .
7 kişi rahat rahat oturduk yayıldık ,Hakan' ın güzel çaylarını bitirdik.Cem ve Hakan Kekova için bana güzel tiyolar verdiler.Biraz da gıybet yaptık.Sonra ben yorgunluktan yığılmak üzereyken izin istedik ve yattık.
Sabah erken kalkıp taksi ile bidonlarıma mazot aldım ikmalimizi de yapıp bastık motora ve çıkamadık tabii ki.
Yine demir yandaki motoryatın zinciriyle beraber gelmiş.Ek olarak fazladan birkaç eski tonoz halatı.Bu sabah daha bereketliyiz.Neyse uzatmadan hemen dalıp yine bir halat askı ve kurtarma olayı ile yaşasın özgürlük.Artık barınak faresi oldum.Her şekilde dalıyorum.
Kaş'tan Kekova'ya kadar çok sakin ve güzel bir seyirle geldik.İçerdeki Ölüdeniz mevkiine girip Sıcak burnunu bordalayıp tam iskeleye dönünce direk karşıda Sıcak koyuna gidiyorsunuz.En dipte Yörük Ramazan'ın yeri var.Dört tekne ikişer ikişer aborda olabiliyor.Nefis sessis sakin bir yer.Demir tonoz koltuk almak derdi yok.İsterseniz balığı pişirip tekneye de getiriyor.Hemen restoranın arkasından yaklaşık 1,5 km yürüyüşle ki burası Likya yolunun başı sanırım ,Aperlai antik kentine varıyorsunuz.Burası Sıcak yarımadasının boğaz yaptığı yer.Asar koyunun dibine çıkmış oluyorsunuz.Kent çok dağınık bir alana yayılmış ve bir kısmı denizin içine uzanıyor.Çok güzel şnorkeling yapılabilir.
Antik yürüyüşten yorgun dönünce denize girip bu huzurlu ortamda rahatlıyorsunuz.Burayı çok sevdik.Gece güzel bir uyku çekilir burada şu anda hava da kaldı hiç ses yok.
Şöyle bir yer: