Ormanları, kumsalları ve hem Portekiz hem de İspanya tarafındaki güzel kasabalarıyla bu cennet gibi sakin köşede bir hafta değil, tam iki hafta kaldık. Çünkü bizim alçak basınç sistemini başkaları izledi. Peş peşe Batı Afrika açıklarında doğduktan sonra fırıl fırıl döne döne Karayiplere varmadan doğuya dönüp, Atlantik'in ortasında zaten dönüp durmakta olan önceki sisteme katıldılar ve daha da güçlenerek İber Yarımadası'nın bütün Atlantik kıyılarını dövüp, Biscay'ı aşıp, aynı şiddetle Fransa ve İngiltere'ye vurdular. 7-8 şiddetinde güneyli rüzgarlar, yüksek dalgalar ve şiddetli yağmurlarla. 10 günlük hava tahminlerinin son günlerinde dahi durum değişmiyordu. Sanki artık hava hep böyle kalacakmış gibi.. Aralarda bir, bazen iki rüzgarsız gün oluyordu ama ne yapalım bunları, başka nereye sığınabiliriz ki? Bütün Portekiz'i motorla mı geçeceğiz? Hem o soluganla hangi nehir ağzından girebiliriz?
Portekiz'in batı kıyısı dümdüz kumsallardan oluşur, demirleyecek yer azdır. Limanlarda demirletmezler, marinalara para ödemek gerekir. Demirlenecek yerler, burada, Rio Minho’da olduğu gibi, nehir ağızlarından girince hemen içeride bulunan, med cezir ve nehir akıntısının etkili olduğu koylar/ceplerdir genellikle. Ve buralara uygun şartlarda girmek gerekir, ihmal kaldırmaz. Mesela şiddetli güney rüzgarlarında ve batıdan gelip kıyıya vuran büyük dalgalar durumunda bir-iki liman hariç hiçbir yere girmeye çalışılmamalıdır. Zaten limanları, nehir ağızlarını kapatırlar, yani gündüz siyah küre çekerler açıktan görünen direklerine, gece de kırmızı ışık yakarlar, girilmez, tehlikelidir diye uyarı olarak. Böyle zamanlarda bir yere sığınmaya çalışmak yerine açık denizde kalmak daha güvenli olur. Birinci elden duyduğumuz çok acı bir hikaye var, inat edip girmeye kalkan bir teknenin hikayesi. Yazmayayım. Tadımız kaçmasın.
Bu iki hafta içinde son 3-4 güne kadar içerideki tek tekneydik. Aralardaki sakin günlerin birinde iki yelkenli daha girdi Minho nehrine, o kadar.
https://photos.app.goo.gl/t2yG8P1LZyAG284S8Zaten bizim nehri de girişe kapattılar şiddetli günlerde. Balıkçılar dahi çıkamadılar. Med cezirin yüksek seviyesinde burada bile içeriye solugan girdi bir miktar. Başka yerler kimbilir nasıldı.. Biz de umutsuzluk ve hayıflanmaktan artakalan vaktimizi ormanda, kasabalarda, plajlarda dolaşarak geçirdik.
https://photos.app.goo.gl/9ZA8FmTCeyjHSxuA7https://photos.app.goo.gl/J89N5L8xB5aqJuMAABu arada sintine suyunu boşaltmaya yarayan manuel plastik pompayı, İspanya tarafında, nehrin az yukarısındaki unutulmuş bir köyün minik hırdavatçısında bulduk (hem de Çin değil İtalyan malı, belki daha uzun ömürlü olur).
Ve nihayet bu alçak basınç sistemleri silsilesinin sonu göründü. Beklenen kuzeyli rüzgarlar hafiften başlayacaktı. Moralimiz yerine geldi. Ufak tefek eksikleri, ihtiyaçları giderip o güne hazırlandık. O gün (16 Eylül 2022) med cezirin yüksek seviyesi sabah 7 gibiydi. Erkenden kalktık. Hafif bir batı rüzgarı vardı ve fırtınaların şişirdiği solugan azalmıştı. Biz demir alırken, önceki gece gelmiş olan devasa katamaran da demir almaya başladı. O önde, biz arkada Minho'nun çetrefilli ağzından çıkma serüvenine başladık. Katamaran belli ki içeri girerken bıraktığı izi takip ediyordu. Biz de bu iki hafta içinde balıkçıları filan izleye izleye iyice bellemiştik çıkış yolunu. İçeriden çıkıp nehrin ağzını gördüğümüzde hayrete düştük. O fazla sığ olan giriş kanalı tamamen kapanmış gibiydi. Kırılan dalgalar hiçbir noktada geçit vermiyordu. Büyük ihtimalle son fırtına kum sığlığını değiştirmişti. Ne yapalım ne edelim derken öndeki katamaranı seyrediyorduk bir yandan. Onlar inatla o noktaya ilerliyorlardı. Bir önceki gece hiç rüzgar yoktu, herhalde altlarında 10 cm su ile filan bir şekilde girmişlerdi. Ama şu an imkansız görünüyordu. İnatla girdiklerinde o bölgeye, görüntü gerçekten çok ürkütücü oldu. Tekne şiddetle sağa sola sallanırken üstünden beyaz köpükler aşıyordu. Mark dedi ben girmem oraya, mümkün değil, dönerim daha iyi. Nehrin ağzının iki geçidi var; normalde bu güney geçidi kullanılıyor. Bunun biraz kuzeyindeki geçit daha dar olduğu ve çeperinde birtakım kayalar da bulunduğu için tehlikeli görülüyor ve sadece küçük tekneler kullanıyor. Biz de tam o sırada bu kuzey geçidinin başladığı noktadaydık. Ve o yöne baktığında kırılan dalga filan hiçbir şey yoktu, dümdüz su. Mark kırdı dümeni o tarafa, gözümüz derinlik göstergesinde ilerlemeye başladık. Her şey yolunda. En az derinlik 2 metre. Az sonra bir baktık, zavallı katamaran da dönmüş, yakından bizi takip ediyor. Çok geçmeden güvenli derinliğe ulaştık ve derin bir oh çektik. Bizim kaptanın sezgileri içeri girerken olmasa da dışarı çıkarken doğru çıktı ve hem bizi hem de katamaranı kurtardı.
https://photos.app.goo.gl/hYDe5jSrfPJyqijA9