Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Avrupa'dan Tekne Getirmek ,Nasip'in Montenegro - İstanbul Seyri

  • *
  • İleti: 9
Gece, gündüz, çoğunlukla  kör seyir çeşmeye varışınıza kadar epey meraklandım, selametle gelmeniz en önemli tarafıydı. Hadi bitti derken Çeşmeden çıkışınız Porto Novi’den çıkışınızı inan arattı, Ataköye bağlandık dediğinizde o an bende bağlandım desem inan abartmış olmam…
  • IP logged
Pada…

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Sabah ben sekize doğru uyandım, Kemal Kaptan uyanmış her yeri tavaf etmiş , keşfetmiş, mazotu tamamlamış , çayı koymuş. Mustafa abi de uyanmış. Bende acayip uyumuş ve dinlenmişim. Ponton da acayip bir kalabalık var, sabahın bu saatinde insanlar koşuşturup duruyor. Ne olduğunu havuzluğa çıkınca anladım. Meğersem teknesinde yaşayan tüm gezginler buradaymış. Hani önceden Marmaris, Kuşadası Finike gibi yerlerde olanların hepsi buraya gelmişler. Ben hiç bu kadar eski model HR ve Najad ı bir arada görmedim. Tabi ki diğer uzun yol teknelerini de. Malum bizim ilgimizi bunlar çekiyor. Pontondaki hararetli kalabalık ise köpeğini, kendini çişe götürenler, duşa gidenler , spor yapanlar v.s. Mahalle gibi valla. Neyse biz mükellef bir kahvaltı yapıp başladık arıza aramaya. Marinanın çekek alanını baştan sona dolaştık sonra ön büronun desteği ile bir usta bulduk. Fakat oda telefonda net bir şey söylemedi. O sırada ön büronun yanında güzel bir marin market bulduk. Oradan ilave kafa lambaları, kaliteli yedek piller,led ve halojen yedek ampüller ,flok furling halatı için cem kilitli makara gibi ihtiyacımız olan bir çok malzemeyi bulduk. Dükkan sahibi Türk’lere aşina . Adamı pazarlığa alıştırmışlar. Bizede epeyce indirim yaptı bu arada.
Sonrasında tekneye geldik başladık uğraşmaya. Her tarafı kontrol edip ölçüp biçerken bir anda sevgili Mücahit’in geçen yaz başına gelen elektrik arızası aklıma geldi. Bana detaylı anlatmıştı. Bu yanmar motorlarda alternatörün arkasında bıçaklı bir sigorta olduğunu ve onların teknesinde bunun attığını epeyce uğraşılardan sonra tesadüfen güneyde bir yerlerde bir ustanın olayı çözdüğünü anlatmıştı. Benim de aklımda kalmış . Paneldeki tüm sigortaları kontrol ettik hepsi sağlamdı. Bu sigortayı yerinden çıkarttım  bana kopmuş gibi geldi.Mustafa Abiye uzattım bir ölçtü bu sigorta atmış dedi. Baktık 20 amper, biz buradan giderken kendi yedek sigorta çantamızı yanımızda götürmüştük. 20 bulamadık ama 15 amper bulduk ve taktık. Sonra tekneyi kara elektriğinden çekip motoru çalıştırdık baktık şarz oluyor. Acaba çözdükmü diye birbirimize bakıp duruyoruz. Ama ben ısrarcıyım profesyonel destek alalım diye diretiyorum. Çünkü bu kadar basit bir arıza olamaz, olmamalı. Biz bunun yüzünden mi gece boyu kör seyir yaptık. Tam o sırada ön bürodan bulduğumuz usta aradı. Neyse çağırdık geldi. Oda sağı solu ölçtü bunda problem yok dedi. Aküler şarz oluyor, sorunu çözmüşüz. Sonra kendisinden seyir fenerleri için yardım istedik. Neyse biraz uğraştı gerekli enerjinin gelmediğini ledleri çalıştırabileceğini ama halojen ampülleri sağlıklı çalıştıramayacağını söyledi. Ledleri yerine takıp test etti ve çalışıyor. Bizde hemen ortalığı toparlayıp , marinayla ilişiğimizi kesip avara olduk. Hemen marina çıkışında kara tarafında bulunan yakıt iskelesine yöneldik. İki tane bidonumuz var boş , onları bari dolduralım. Ama o da ne Yakıt iskelesinin yanı port polis, gümrük ve Sg. Hepsi bir aradalar. Neyse efendim yakıt iskelesinde koca bir motoryat var. Mazot alıyor. Bizde yanına sıkıştık ve mazotumuzu alıp ayrıldık.Burada mazot Montenegro dan 50 cent daha pahalı.Hemencecik kanaldan çıkıp ana kara ile ada arasındaki manzarası harika olan boğaza açıldık ve seyrimize başladık
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1062
Devam devam...
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Gouvion Marinadan ayrılıp boğaza çıkınca başlıyoruz etrafı seyretmeye Korfu’nun ana karaya bakan tarafında 3 tane marina gördük. Ayrıca büyük bir liman ve cruıse gemilerin yanaştığı  bölümlerde bu tarafta yer alıyor. Ciddi anlamda turist çeken bir ada olduğu her halinden belli. Ekim ayının sonuna yaklaşmış olmamıza rağmen bir sürü cruıse gemisi vardı. Bir tanesi bizimle birlikte ayrıldı . Ayrıca adaya çalışan feribotlarda vızır vızır yanaşıp ayrılıyorlar. Daha güneye indiğimiz ve öğlen saatleri olduğu için güneş içimizi ısıtıyor. Birde durgun denizde seyrin konforu sayesinde çok keyifliyiz.
Bu  bölgede video bile çekebilmişiz.Aşağıdaki linklerde Corfu Kanalın detayı görünüyor.
https://youtu.be/w82Z_TivIDU

https://www.youtube.com/watch?v=gtBrUrodyRI

Ayrıca artık anakara tarafında  Arnavutluk bitti Yunanistan başladı ve bizde de bir rahatlama oldu. Zaten Akşam corfu’ya girince biraz rahatlamıştık ama bu seferde Corfuya girişin tedirginliği vardı. Ama şimdi kafamız daha rahat. Hatta çok güzel bir deniz ve hava olması iştahımızı açtı . Acayip güzel bir salata makarna ve çorba yaptık. Montenegrodan bir organik domates ve biber sosu almıştık. Makarnaya, sosise ve yemeklere öyle bir yakıştı ki inanılmaz lezzetli oldu. Bizde artık normal vardiya düzenine geçtik. Mustafa abim gece 12 ye kadar ayakta, biz ise her boşlukta dinleniyor yatıyoruz.
Burada iki farklı bilgi vermeliyim. Birincisi artık telefon hiç kesilmiyor iletişim hep var. Hatta telefonun kesildiği yerde internet hala 3g de olsa devam ediyor ve mesajlaşmada devam ediyor.
İkincisi ise Yunan’a arızadan dolayı acil durum girişi yaparsanız size resmi survey onayı olmadan  ayrılma ve seyir izni vermiyorlar. Duyduğumuza göre maliyetli ve zaman alan bir şeymiş. Ustanın bile iki gün sonrasına randevu verdiği bir coğrafyada devletin surveyi ne zaman gelir kimbilir.
Biz artık dalgasız  bir denizde seyir yapmanın ve güzelim batı rüzgarını sağ yanağımızda hissetmenin keyfini sürüyoruz. İlginç bir şekilde hız hala çok iyi , bu da bize ekstra keyif veriyor. Bütün bu konforun beraberinde harika bir akşam yemeği sofrası kuruyoruz. Bu sefer hazırlık imece usülü, örneğin salata Mustafa abimden, artık hepimzin  keyfi yerinde.  Hem artık İyon denizindeyiz.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Gece, gündüz, çoğunlukla  kör seyir çeşmeye varışınıza kadar epey meraklandım, selametle gelmeniz en önemli tarafıydı. Hadi bitti derken Çeşmeden çıkışınız Porto Novi’den çıkışınızı inan arattı, Ataköye bağlandık dediğinizde o an bende bağlandım desem inan abartmış olmam…
Çok sağol Abicim .tüm dostlar gibi telefonun ucunda ve takip ediyor olman  bize güven veriyordu.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 594
Çok keyifli okuması. Ama Kısa Kısa olunca da yetmiyor Ahmet abi 🙂
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Biz İyon denizinin keyfini sürerken yemekti çaydı derken akşam oldu. Rotamız Lefkas kanalı, bu adaların saçağındaki denizlerin konforu bize iyi geldi. Korfudan sonra sancağımızda başka adalarda var  , zaten ege gibi burada da  epeyce ada var. Hava iyice karardıktan sonra bir ara içeriye girdim oda ne  servis aküleri yine sınıra gelmiş. Hemen bir kabin lambası yaktım oda ne söndü sönecek. Belliki bizim sorun devam ediyor.Hemen dışarı çıkıp ekibi uyardım. Seyir fenerleri de artık ölmek üzere . Hemen eski usül seyir düzeneğini kurduk önce Mustafa abi manuel dümene geçti.Herşey kapatıldı. Seyir fenerlerinin içine yeniden kafa lambalarını koyduk. Manuel dümen ve tablet ile pusula seyrine başladık. Bu arada ben yine aynı sigorta atmıştır diye kontrol ettim.Yine aynı sigorta atmış. Sigortanın yenisini taktım. Seyir fenerlerini ve direk tepesiyle bağlantılı her şeyin kontrol panelinden düğmelerini kapattım. Sonra tek tek deniyoruz. Çakmaklık sigortayı attırmıyor, oto pilot attırmıyor , chartplotter attırmıyor, kabin lambaları ve hidrafor attırmıyor. Ama tespitimize göre, seyir ,demir ve silyon fenerleri kombinasyonu sigortayı attırıyor. Hatta direk tepesinde bir sorun varki, telsiz çalışmıyor, rüzgar ölçer çalışmıyor, Silyon feneri çalışmıyor. Bunların hepsini kapattık ve paneldeki açma kapama düğmelerini bantladık. Bütün bunlarla uğraşırken Lefkas kanalı girişine yaklaşmak üzere olduğumuzu fark ettik.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Saat gece yarısı olmak üzere Lefkas kanalı ışıkları uzaktan görünüyor. Daha önce bu kanal girişini  harita üzerinde çalışmıştım. Normalde ilk kez geçecekler için gece geçmek pek doğru değil. Lütfen bizim dediğimizi dikkate alın ama yaptığımızı yapmayın.  Neyse efendim normalde buraya girilmese daha güvenli olunabilir ama biz sakin suları tercih etmek istiyoruz. Bu arada bu kanala kuzeyden yaklaşırken derinlik uzunca bir mesafe 8-10 metrelerde. Çok sağlıklı demir tutan bir dip yapısı varmış. Bu bilgiyi bana daha önce kendi teknesini kendisi getiren Sevgili İsmail Kavak vermişti. Hiç korkma oralarda  bir arıza ve terslik durumunda iyi demir tutar demişti.  Bu sırada ben kanalı öncesinde öyle bir çalışmışım ki sanki daha önce geçmiş gibi olduğumu hissediyorum. Yaklaşma hattında kanal ile ilgili Mustafa ve Kemal Reislere manevra sıramızı anlatıyorum.  Bu sırada hiç fark etmemişiz Mustafa abi 8 saattir neredeyse aralıksız dümen tutuyormuş. Biz kanal girişine yanaşırken içeriden büyük bir balıkçı kayığı çıktı. Fakat bir terslik var kanalın girişinde  bir zigzag çizmemiz gerekiyor. Yani kuzeyden gelip iki fener arasından geçip sancağa yani batıya dönüyorsunuz. Sonrasında tekrar güneye yani iskelenize dönerek kanala giriş yapıyorsunuz, zaten hemen karşınıza Lefkas Köprüsü geliyor.Kanala girişte köprüye kadar sancak taraf rıhtım. Buraya ücretsiz aborda olup dinlenebiliyorsunuz. Yada köprü açılış saatini veya sabahı bekleyebiliyorsunuz. Burası sabahı bekleyen dinlenen yelkenlilerle doluydu. Bizde  güncel Navionics vardı fakat Navionics’te derinlikler doğru değildi. Giriş Navionics’ten daha derindi .Belki yeni taranmıştır. Muhtemelen bu tarz bir su yolu sürekli taranıyordur. Navionics’in kum bankı gösterdiği yerde yeşil fener vardı ve navionicste kumbankı yeşille kırmızı arasında bitiyordu. Yani geçilecek yerin yarısı haritada kum bankı olarak görünüyordu.  Ayrıca sıralı 6 fenerden en dıştaki ikisi  haritada hiç yoktu. Bunları navionicse bildirdim. Bizimde telaşlanmamıza neden oldu. Tam fenerlerin önüne gelince  olayı tam anlamak için olduğumuz yerde bir geri döndük.  Bu arada telsizle bir daha sorduk, doğrumu bu yanaşma şekli diye. Elbette yanaşma öncesi  kanal 11 de Lefkas kanalını anons edip bilgi veriyorsunuz. Biz öncesinde anons ettiğimiz için kanal görevlisi bir araçla geldi bize köprüyü açtı.  Normalde saat başı açılıyormuş fakat bizim gibi gece geç saatlerde geçmek isteyenler için gelip açıyorlar. Sonrasında  biz köprüyü görecek şekilde kanala girdik. Baktık köprünün ucunda bir kısım havaya kalkıyor , biz önce oradan geçeceğiz diye düşündük, fakat köprünün kalan kısmı da kendi ekseni etrafında dönerek kanal girişini boydan boya açıyor. Biz bu esnada geçtik ve vatandaşa teşekkür ettik. Oda biz geçer geçmez tekrar köprüyü kapattı. Sonrada atladı arabasına bastı gitti şehir merkezine doğru. Köprüden içeri girince Mustafa Abi dümeni bıraktı , biz de o zaman fark ettik bu kadar zamandır dümen tuttuğunu. Kemal Reis Dümen de ben tablet elimde kanalın ortasından bir kuğu edasıyla resmen yokuş aşağı iner gibi gidiyoruz. Ortalıkta bizden başka kimsecikler yok.  Ortam çok güzel  rüzgar sıfır, ayışığı var makine düşük devirde hızımız 3,5 knot civarı. Sadece egsozdan çıkan suyun sesi ortamın ahengini bozuyor. Kanaldan geçmesek hepimiz neredeyse uyuyacağız. Bu şekilde kısa bir sürede Lefkas Marinanın önüne geldik. Kuzeyden gelirken Marinanın hemen dışında sancakta demirleyebileceğiniz bir alan var. Hatta burada rıhtımda var. Bu alana demirlediğinizde dışarıdan bot ile usta gelebiliyormuş. Bunu da sevgili Tamer Yavuzbarut söylemişti. Dinlenmek , uyumak içinde iyi bir alarga yeri. Bizde yakından inceledik. Lefkas Marina çok tekne barındırıyor. Burası da gezgin tekneleri ile dolu. Yine her yer Halberg Rassy’ler, ve adını sanını bilmediğimiz bir sürü uzun yol teknesiyle dolu. Sancakta marina , iskelede ise çekek alanı var. Çok ilginç deltanın ortasında Kayıkları karaya almışlar , kara bağlantısı devam ediyormu  gece karanlığında onu bile tam anlayamadım. Ne dediğimi anlamak için google earth den veya bir dijital haritadan bakmak daha sağlıklı olur. Bu sayede hiç geçmemiş de olsanız bu su yollarını rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yol boyunca kanal iyi markalanmış , fenerlerin birinden diğeri net görülebiliyor fakat arada bazı fenerler yanmıyor.Pür dikkat seyir yapmaktan doğru düzgün video resim falan çekemedik. Neyse ki Mustafa Abi arada bir iki küçük video çekmiş. Kanal böylelikle çabucak bitiveriyor. Evet yine karşımızda adalar saçağında kalmış güzel bir iç deniz var. Evet ben kahve yapmaya , Mustafa abi yatmaya gider. Artık ortam neta sabaha kadar böyle saçak altı devam , hızımız yine çok iyi hemencecik çıkıverdik 7 knotlara. Bu kayık çok gidiyor yahu.
Mustafa abinin Lefkas Marina ve Kanal seyrine dair çektiği videolar  , buyurunuz.

https://youtu.be/D4QHOhvVz9c


https://youtu.be/mr8nlXQ_eN0
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Çok keyifli okuması. Ama Kısa Kısa olunca da yetmiyor Ahmet abi 🙂
Bu sefer yazması zor geldi bana Murat'cım , seyir biraz uzun olunca.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Bekleriz devamını, bu sıkıntılı günlerde çok iyi geliyor Ahmrt’ciğim


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Klavye azizliği için özür diliyorum Ahmet


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı

Lefkas’tan çıktıktan sonra sabaha kadar keyifli bir yolculuk sürdü. Artık İthaki adası saçağını da bitirdik. Kefalonya’ya doğru gidiyoruz. Bir gün önce Eyüp Abi ile görüşmüştük , Kefalonya’nın Sami Limanında bizi kahvaltıya bekliyorlardı. Çok yakınlarından geçiyor olmamıza rağmen planımızın onbeş saat gerisindeyiz , ayın 25 ine beklediğimiz havada gücünü arttırıyor. Uygun havayı bulmuşken yol yapalım istiyoruz. Üzülerek Eyüp Abiye telefon edip uğrayamayacağımızı bildirdik. Şimdi düşünüyorum da tüm çabamıza rağmen havanın boşluğuna yetişemedik. Hava bir gün öne geldi biz onbeş saat geri kaldık her şey planladığımız gibi olmadı. Ama bu kadar uzun seyirlerde bu normal aslında. Eyüp abiye Selamet diledikten sonra Kefalonya'nın saçağından uça uça gidiyoruz. Aslında Korinth açık olsa bu yolculuk keyifli olurmuş.
Artık rotamız Mora’nın  batıdaki ilk yarımadası,  yavaş yavaş  sancağımızdaki son ada olan Zakintos’uda  geride bırakarak gün boyu ilerledik. Akşam hava kararmak üzereyken meşhur Navarin’i  iskelemizde bırakarak Güneye doğru yolculuğumuz devam ediyor. Artık sancaktan batı rüzgarını alıyoruz. Bir miktar dalga da kaldırıyor. Yine deniz çalkantılı oldu. Gece yarısına doğru Mustafa Abi dinlenmeye gitti , ben vardiyadayım , Kemal Abi ara sıra yanımda vardiyada ara sıra dinlenme de , yine deniz keyifsiz oldu. En batı yarımadayı döner dönmez Sapientza isimli adanın saçak altına girdik, ve dalgalarda rüzgarda sancak kıç omuzluktan gelmeye başladı. Bizde rahatladık . haritada  görülen adaların saçak altında oldukça rahat bir şekilde ilerliyorduk.


  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Bu adalar bitince normalde batıdaki ilk yarımadanın en doğu ucundaki ada ile ana kara arasından geçeceğimiz rotamızı revize ettik. Hava güzel diye o adanın da dışından üç parmak olan yarımadanın ortadaki parmağın ucuna rotamızı revize ettik. Normal rotamız birinci resimde görüldüğü haldeydi . Revize ettiğimiz hali , gerçekleşen hali şeklinde ikici haritada mevcut.
Biz tüm bunlarla uğraşırken takribi saat gece yarısı 00:30 gibi hava değişti. Bir terslik hissetmeye başladım önce ay keyifsiz bir hal aldı.  Kemal abiye haber verdim. Şimdilik Mustafa abiyi kaldırmaya gerek yoktu. Önce rüzgar artmaya başladı  Bu arada biz arasından geçeceğimiz adayı daha tam dışına varamadık. Bu arada bu adanın güneyinde yine güneyinden geçmemiz gereken iki küçük kayalık ada var. Navionicste yada gogle earthte iyice büyütmezseniz görmeniz mümkün değil. Bu arada bu tarz seyirlerde navionicsi sık sık zoom in yapmalısınız. Çünkü çok yakınınızda şamandıra  veya küçük kayalıklar olabiliyor. Bu çok önemli bence.
Tam o anda arkama döndüm bir de ne göreyim, inanılmaz bir şey döne döne bir bora geliyor. Hemen Kemal abiye seslendim. Bu nedir arkadaş okyanus mu burası , bir anda bora mı gelir. Gözlerime inanamadım. Zaten batı rüzgarının bu kadar sıcak esmesinden huylanmıştım. Ay ışığında bu boraların görüntüsü bir ürkütücü oluyor. Çok hızlıca her şeyi neta ettik. Sprayhood u falan kapattık. Uçacak ıslanacak her şeyi içeri aldık can yeleklerimizi giydik derken olanca gücüyle bastırdı.  Dalgası rüzgarı aman Allah’ım. Daha önce havaya girmedik mi, sayısını bilmiyorum belki de çevremde küçük teknelerle benim kadar sert havaya yakalanan çok az kişi vardır. Ama her fırtına yeni bir tecrübe işte. Adanın altına dönsek 2,7 mil bordadan hava alıyoruz, adanın üstüne revize ettiğimiz kayalıkları geçmeye kalksak 2,2 mil. İkisini de denedik fakat ilerleyemiyoruz, geri dönmeyi de denedik  o da olmadı. Hatta içeride Mustafa abiyi yataktan bile düşürdük. Kayık kuru direk toparlayamıyor kendini. Aslında yaz havası gibi geçecek ama biz kötü yerde yakalandık. Tek rahat ettiğimiz seyir dalgayı  ve rüzgarı pupadan almak. Bizde orada bir çılgınlık yaptık. Belki de en yapılmaması gereken şeylerden biriydi .  Döndük havanın önüne verdik yolu kayalıkların arasına, kayık rahatladı. Bu arada navionicsten defalarca inceledik bu süre zarfında derinlikleri ve kayalıkların durumunu. En derin yerinden sörf yapa yapa geçtik. Zaten bu kayalıkların etrafı sığ olduğu için dalgalarda büyümüştü. Yarıntı ve kayalara vuran dalgalar bembeyaz köpük içinde. Ürkütücü.Üçüncü haritada  bu kayalıları da Bevetiko adasının hemen güneyinde görebileceksiniz.  Zaten bu adalarda falan yaşayan yok galiba.
Bu riskli geçişi yapana kadar manueldeydik, bağlandık. Sonrasında havuzluğun tabanına oturduk , hızımız iyi önümüz neta  havanın geçmesini bekliyor ve yolumuza devam ediyoruz. İçten içe kendime kızdım, yaş ilerledikçe böyle riskleri fazla almaya başladığımı hissediyorum. Biraz sonra yağmurla birlikte bir rahatlama oldu. Dalgalar büyüdü , rüzgar kaldı yağmur bastırdı. Biraz sonra ay diğer taraftan yeniden göründü. Bu esnada biraz soluklandık , birer kahve ve çikolata  aldık . Döndük tekrar orta parmak yarımadasının burnuna doğru, gerçek rotamıza. Buralar koy, körfez gibi görünse de içerilere uzaklık bazı yerlerde 20 mil falan, yani poyraza da saçak altı değil aslında. Aynı bizim Büyükçekmece gibi, Geçenler bilir Poyrazda Baba Burnundan Ambarlı ne kadar yol, ama sert havada deniz bile kaldırır adamı zorlar. Buraları sert poyraz da düşünemiyorum. Zaten batı, doğu ve güneye açık. Mataban Mataban dedikleri buymuş demek ki. Bizde güle oynaya geçeriz diyorduk. Ama daha macera bitmemiş, arkama dönmemle yenisini görmem bir oldu. Bir bora daha geliyor. Ve onun tam içine doğru 3 tane feribot ışıl ışıl  gidiyorlar. Hızları da bayağı var. Neyse çok geçmeden ikinci borada geldi. Ama bu sefer önümüz açık olduğu için çok tınlamadık, oturduk havuzluğun tabanına, yağmurunu bekledik. Bu diğerinden çabuk geçti ve doğuya doğru gitti. Bu sırada batı aydınlandı, tertemiz bir hal aldı. Bende bir rahatladım. Bir müddet sonra rüzgar da azaldı, ay temize çıktı, sanırım yarın güzel bir gün olacak gibi geldi bir anda bana. Bu boraların meresimi aslında toplamda 2,5 saat sürmüş ama insana gece boyu varmış gibi geliyor. Sabaha yakın ortadaki burunu bordaladık ve en doğudaki üçüncü burun olan Cape Maleas’ a doğru rota tuttuk. Bir yandan da  sabah kızıllığı meydana çıktı. Deniz kolayına rahatladı, rüzgar mutedil oldu, apazdan 15-18 falan esiyor, biz flok açık 7 falan gidiyoruz konfor o biçim.   
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Sabahla birlikte her şey kolayına döndü Cape maleası kahvaltı yaparken döndük. Tüm büyük burunlarda yaptığımız gibi burada da ekmeğimizi böldük, bu sefer Rahmetli Cem Gür  Abimizi de andık. Hatta Egenin muhtelif yerlerinde de andık. Cape maleas aynı Kerempe burnu gibi. Bence havanın taksim olduğu yer. Hemen hava değişti. Artık lodosa döndü, bizi kuzeye uça uça tırmandırıyor.
Bu arada her sütliman veya saçak altı ortam bulduğumuzda mazotu tamamlıyoruz. Bu eylemin bizde bir adı var. Kurbağayı öpmek. Bu işte tekne sahibine düşer. Transfer pompamızı götürmediğimiz için Montenegro dan aldığımız şeffaf hortumla mazotu transfer ediyoruz. Bunu yaparken hortumdan çekmek yerine bidona üflüyoruz. Tabiki tüm bu görev tekne sahibinin. Vakit gelince hadi Kemall Abi gel öp şu kurbağayı diyoruz. Yüzünü buruştura buruştura geliyor. Neyse efendim yine depoyu tamamladık. Hatta sonrasında Kemal abi denize bile girdi. Hoş geldin ege yaptık. Buralarda hava daha sıcak , dünya kadar güneye geldik, daha yaz bitmemiş buralarda.
   Normal rotamız Direkt Babakale idi, fakat matabanda değiştirdik. B planımız vardı, Şerifos ve Mikonosun güneyinden Çeşmeye gitmek. B planına geçtik. Çünkü 25 inde beklediğimiz hava 24 üne geldi ve bizi midillinin batısında yakalayacak. Böyle bir durumda ısrarcı olup dövüşmenin bir alemi yok. Hem gidebilsek te Babakale de falan mahsur kalacağız. Bu nedenle kırdık rotayı Çeşme’ye. Hatta rotayı biraz daha kuzeye aldık, Andros ve Tinosun arasından direk Sakız Çeşme rotasına girdik. Her şey kolayınaydı. Bu arada her yer Yunuslar la doldu yunuslar bizi karşılamaya gelmiş epeyce bir süre onlarla oynaştık. Hesaplarımıza göre gece yarısı Çeşme’ye yanaşmış olacaktık. Bu beklediğimizden çok daha iyi bir süreydi. Hedeflediğimizden tam bir gün önce geliyorduk. Tabi bunda havanın çoğunlukla kolayına  ve teknenin hızlı olmasının da etkisi büyük.

Video da yunuslar bize egeye hoş geldin diyorlar.


https://youtu.be/p6R44kYGmNU
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Harika bir anlatım


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

 
Yukarı git