Bu adalar bitince normalde batıdaki ilk yarımadanın en doğu ucundaki ada ile ana kara arasından geçeceğimiz rotamızı revize ettik. Hava güzel diye o adanın da dışından üç parmak olan yarımadanın ortadaki parmağın ucuna rotamızı revize ettik. Normal rotamız birinci resimde görüldüğü haldeydi . Revize ettiğimiz hali , gerçekleşen hali şeklinde ikici haritada mevcut.
Biz tüm bunlarla uğraşırken takribi saat gece yarısı 00:30 gibi hava değişti. Bir terslik hissetmeye başladım önce ay keyifsiz bir hal aldı. Kemal abiye haber verdim. Şimdilik Mustafa abiyi kaldırmaya gerek yoktu. Önce rüzgar artmaya başladı Bu arada biz arasından geçeceğimiz adayı daha tam dışına varamadık. Bu arada bu adanın güneyinde yine güneyinden geçmemiz gereken iki küçük kayalık ada var. Navionicste yada gogle earthte iyice büyütmezseniz görmeniz mümkün değil. Bu arada bu tarz seyirlerde navionicsi sık sık zoom in yapmalısınız. Çünkü çok yakınınızda şamandıra veya küçük kayalıklar olabiliyor. Bu çok önemli bence.
Tam o anda arkama döndüm bir de ne göreyim, inanılmaz bir şey döne döne bir bora geliyor. Hemen Kemal abiye seslendim. Bu nedir arkadaş okyanus mu burası , bir anda bora mı gelir. Gözlerime inanamadım. Zaten batı rüzgarının bu kadar sıcak esmesinden huylanmıştım. Ay ışığında bu boraların görüntüsü bir ürkütücü oluyor. Çok hızlıca her şeyi neta ettik. Sprayhood u falan kapattık. Uçacak ıslanacak her şeyi içeri aldık can yeleklerimizi giydik derken olanca gücüyle bastırdı. Dalgası rüzgarı aman Allah’ım. Daha önce havaya girmedik mi, sayısını bilmiyorum belki de çevremde küçük teknelerle benim kadar sert havaya yakalanan çok az kişi vardır. Ama her fırtına yeni bir tecrübe işte. Adanın altına dönsek 2,7 mil bordadan hava alıyoruz, adanın üstüne revize ettiğimiz kayalıkları geçmeye kalksak 2,2 mil. İkisini de denedik fakat ilerleyemiyoruz, geri dönmeyi de denedik o da olmadı. Hatta içeride Mustafa abiyi yataktan bile düşürdük. Kayık kuru direk toparlayamıyor kendini. Aslında yaz havası gibi geçecek ama biz kötü yerde yakalandık. Tek rahat ettiğimiz seyir dalgayı ve rüzgarı pupadan almak. Bizde orada bir çılgınlık yaptık. Belki de en yapılmaması gereken şeylerden biriydi . Döndük havanın önüne verdik yolu kayalıkların arasına, kayık rahatladı. Bu arada navionicsten defalarca inceledik bu süre zarfında derinlikleri ve kayalıkların durumunu. En derin yerinden sörf yapa yapa geçtik. Zaten bu kayalıkların etrafı sığ olduğu için dalgalarda büyümüştü. Yarıntı ve kayalara vuran dalgalar bembeyaz köpük içinde. Ürkütücü.Üçüncü haritada bu kayalıları da Bevetiko adasının hemen güneyinde görebileceksiniz. Zaten bu adalarda falan yaşayan yok galiba.
Bu riskli geçişi yapana kadar manueldeydik, bağlandık. Sonrasında havuzluğun tabanına oturduk , hızımız iyi önümüz neta havanın geçmesini bekliyor ve yolumuza devam ediyoruz. İçten içe kendime kızdım, yaş ilerledikçe böyle riskleri fazla almaya başladığımı hissediyorum. Biraz sonra yağmurla birlikte bir rahatlama oldu. Dalgalar büyüdü , rüzgar kaldı yağmur bastırdı. Biraz sonra ay diğer taraftan yeniden göründü. Bu esnada biraz soluklandık , birer kahve ve çikolata aldık . Döndük tekrar orta parmak yarımadasının burnuna doğru, gerçek rotamıza. Buralar koy, körfez gibi görünse de içerilere uzaklık bazı yerlerde 20 mil falan, yani poyraza da saçak altı değil aslında. Aynı bizim Büyükçekmece gibi, Geçenler bilir Poyrazda Baba Burnundan Ambarlı ne kadar yol, ama sert havada deniz bile kaldırır adamı zorlar. Buraları sert poyraz da düşünemiyorum. Zaten batı, doğu ve güneye açık. Mataban Mataban dedikleri buymuş demek ki. Bizde güle oynaya geçeriz diyorduk. Ama daha macera bitmemiş, arkama dönmemle yenisini görmem bir oldu. Bir bora daha geliyor. Ve onun tam içine doğru 3 tane feribot ışıl ışıl gidiyorlar. Hızları da bayağı var. Neyse çok geçmeden ikinci borada geldi. Ama bu sefer önümüz açık olduğu için çok tınlamadık, oturduk havuzluğun tabanına, yağmurunu bekledik. Bu diğerinden çabuk geçti ve doğuya doğru gitti. Bu sırada batı aydınlandı, tertemiz bir hal aldı. Bende bir rahatladım. Bir müddet sonra rüzgar da azaldı, ay temize çıktı, sanırım yarın güzel bir gün olacak gibi geldi bir anda bana. Bu boraların meresimi aslında toplamda 2,5 saat sürmüş ama insana gece boyu varmış gibi geliyor. Sabaha yakın ortadaki burunu bordaladık ve en doğudaki üçüncü burun olan Cape Maleas’ a doğru rota tuttuk. Bir yandan da sabah kızıllığı meydana çıktı. Deniz kolayına rahatladı, rüzgar mutedil oldu, apazdan 15-18 falan esiyor, biz flok açık 7 falan gidiyoruz konfor o biçim.