İlginç bir detay daha paylaşmak istiyorum. Bahriye'yi böyle satır satır okuyunca Piri Reis'in kişiliği ile ilgili de önemli detaylar yakalıyorum.
Bakınız şu satırlar ;
İzle Dare adalarına Türk tayfaları üç adalar derler. Fransa'nın bu adaları Türk ve Arap donanmaları için av alınacak yerlerdir.
Çünkü o sahillerden kafirlerin ticaret gemileri eksik olmazlar. Gidip gelirler. Merhum Kemal Reis ile bir defa buradan üç adet barçayı avlayıp, Tunus'a götürüp sattık.
Şu cümleyi bu konular ile ilgili bilgisi olmayan biri okusa "barça " yı iri bir balık türü filan zannedebilir.
Piri Reis, tarihte karşımıza bir çok kimlikle çıkıyorsa da her şeyden önce bir Korsan idi. Bu açıdan bakıldığında bir korsanın yazdıklarını okuyor olmak da heyecan veriyor insana.
Tunus'ta bulunan bu liman, muhtemel Sicilya 'dan buğday getirip " Arab" (köle) ile takas eden gemilerin bulunduğu ilmandı belki de.
Piri Reis 'in yine cümlelerini dikkatlice okuduğumuzda öne sürdüğüm bir görüş de kanıtlanmış oluyor.
Şu cümlelere bir bakalım;
" Evvela Rumeli tarafındaki yüksek dağ gözükür. Bu dağa Monte Roso derler ki Kızıldağ demektir. Gerçekte de kızıl bir dağdır. "
Bilmem detayı farkedebildiniz mi? Her durumda elde ettiği bir bilgiyi mutlaka kendisi de kontrol ediyor. Piri Reis evet bu bölgelerde çok dolaştı, akınlar düzenledi korsanlık yaptı. Bölgeyi çok iyi biliyor olması doğal.
Ama hadi gelin kendimizden ve günümüzden bir çıkarma yapalım. Gökova 'dan İstanbul 'a kadar kaç liman, burun, koy isim aklınızda tutabilirsiniz? Benim isim hafızam zayıf. saydım bir seferde hatırladıklarım 20 isimi geçmiyor. Oysa Piri , her bir burnu, limanı , koyu hem yöresel dildeki isimleri ile hem de Türk ve Arapça isimleri ile biliyor.
Bu detayları elinde daha önceden elde ettiği döküman ve haritalardan derlediğini düşünüyorum. Bir de şu var. Yukarıda da okuyacağınız üzere üç barça avladık diye yazmış. Hint okyanusunda da avladığı Portekizilieri kürek mahkümü olarak kullanıyordu.
Bu derece harita ve belgelere düşkün bir kaptanın Fransa kıyılarında ele geçirdiği üç barçanın içerisinde bulunabilecek harita , kitap ve seyir ekipmanlarını da "avladığını " rahatlıkla düşünmemiz gerekir.
Piri Reis'in elinde inanılmaz bir arşiv olmalı. Daha önceden de yazdığım üzere Bahriye 'yi Seddülbahir 'deki kalelerde yazdığına göre belkide bu arşiv ile ilgili bu kalelerde bir ipucu bulunabilir. Arişivin kıymetini şöyle düşünün. Var olduğunu tahmin ettiğim bu arşiv bulunabilirse muhtemel içinden Kristof Colomb'un bulunamayan haritası da çıkabilir. Ele geçirilmiş, satılmş, yakılmış gemilerin seyir defterleri çıkabilir.
Düşünsenize Akdeniz'de yol yapmış batmış ya da avlanmış gemilerin seyir defterleri. Nasıl da eşsiz bir kaynak olurdu bunlar.