Nereden başlayacağımı bir türlü bilemedim. Yeniden yazı yazmaya nasıl başlayabilirdim? En iyisi sonan başlayıp yazının gidişatını görmek.
Bugün Bodrum Turgutreis’te dördüncü günüm. Deniz daha doğrusu rüzgar geçit vermiyor. Bu nedenle en uzun konaklamalardan birisini burada yapıyorum. Şu anda Ebabil’in bulunduğu nokta D-Marin Turgutreisin girişinde halka açık batılı rüzgarlara ise kapalı bir alan. Ebabil burada demirli. Üstündeki çadırla birlikte rıhtımda yürüyüş yapanların epey ilgisini çekiyor. Buraya Gülümser Korsanın önerisi ile demirledim. İyi ki öyle yapmışım.
Buraya güneyli rüzgarların desteğiyle kuş uçuşu yaklaşık yiri deniz mili seyirden sonra vardık. Bir parantez açmak istiyorum. Enerji kaynağı eksikliği yüzünden yazılarımı bir sure için elektronik ortamda değil, deftere kaydetme kararı aldım.
Nerede kaldık? Turgurtreise varışımız… demirlediğimin ilk gecesi biraz zor geçti. Ilk saatlerinde içeri doğru girmeyen dalgalar içeri girmeye başladı. Buna rüzgarın zaman zaman içinde yattığım çadırın parçalanacağına dair korkunun artmasını ekleyelim. Soluğu pruvada aldım. Daha fazla zincir döşedim. Böylece demirin tarama olasışığı azalacak, Ebabil kıyıya uzanmayacaktı.
Bu şekilde sabahı bulduk. Sabah az da olsa yağan yağmur, rüzgarı dindirdi, havayı rahatlattı. Iyi geçmeyen ir gecenin ardından kendime bir konaklama izni verdim. Iyi mi yaptım yoksa kötümü bilmiyorum. Çünkü seyir yaparak değerlendirmediğim 3 günü bugünlerde Turgutreise çakılarak ödüyordum. Bir yandan da kişisel depomda o gün enerji kalmadığı için ilerlemeyi sürdürmek riskli olabilirdi. Anlaşılan o ki, direncimi artırmak için ek çalışmalar yapmalıyım.
Zaten iletişim halinde olduğumuz Deniz Akaltan’a mesaj gönderdim. Bir sonraki gün için sözleştik.
Bundan sonra kıyıya çıkıp biraz erzak tedarik etmeliydim. Bunun için hazırlanmaya başladım. Küçük sırt çantamı, büyük sırt çantamı, içinde değerli eşyalarımın olduğu plastic kavanozu, ayakkabılarımı ve şu anda hatıtlayamadığım bir kaç eşyamı su geçirmez çantaya sığdırdım. Çantayı suya bıraktım, yüzüyor. Öyleyse sorun yok. Ayaklarımda deniz botlarım suya atladım.
Çantayı sol koltukaltımla kavrayıp ayaklarımın ve sağ elimin yardımıyla yüzerek kıyıya çıktım. Yüzerken denizin dip yapısının kumluk olduğunu fark ettim. Keza daha kıyı da öyle. Demek Ebabil kıyıya savrulsaymış bir zarar görmeyecekmiş. Sevindim.
Kıyıya çıkınca bir soyunma kabinin olduğunu görünce hiç zaman kaybetmedim. Su geçirmez çantayı boşalttıktan sonra bütün eşyalarımı büyük sırt çantasının içine yerleştirip sırtıma çektim. Artık bir kara adamı daha doğrusu bir kara gezgini sayılabilirdim.
Rıhtıma çıktığımda gözüme ilk çarpan... oldu.
Rıhtımın bitiminde başlayan... Tsrtan zeminli bu yaya yürüyüş yolu onun yanında bisiklet yolu, bu yolu motorlu taşıt yolundan ayıran bitki ve ağaçlar, nihayet gidiş gelişli motorlu araç yolu. Güzel bir düzenleme...
Rıhtımda Akyarlar yönüne doğru yüz metre kadar yürüdükten sonra Bulvarıın karşısına geçip erzak temini için süpermarkete girdim. Dört adet bel litrelik içme suyu çeşitli bisküvitlerden ikişer üçer adet satın aldıktan sonra sahile götürdüm. Yüzerek kanoya çıktım. Kanoyu sahile getirdim. Eşyaları ve erzakları yükleyip alargaya çekildim. Bir süre uyuduktan sonra çadırın içindeki sıcaklıktan dolayı uyandım. Çadırdan çıkıp şöyle bir etrafıma bakındım.
Alt yapısı benim açımdan oldukça iyi bir yer Turgutreis. Emniyetli bir demirleme yeri. Hemen orada bir süpermarket...
Kısa bir süre sonra çevreyi tanımak için karaya çıktım. Bulvardan geçen bir minibüse Yalıkavağa nasıl gidebileceğimi sorup marina yönüne doğru yürümeye başladım. Bel dakikalık bir yürüyüşten sonra alt tarafta bir tuvalet keşfedip içeri girdim. Temiz ve kullanışlı...
Oradan çıkıp yürümeyi sürdürdüm. Beş dakika sonra bir esnafa otogarın yerini sordum. On dakikalık bir yürüyüş daha yapıp otogara ulaştım. Dolmuşlar akşam saat dokuza kadar saatte bir saat başlarında hareket ediyormuş.
... Ulaşım turumuzu da tamamamladım derken gözüme duş alabikeceğim bir yer çarpıyor. Dışarıdan pek davetkar görünmüyor. Aynı gün iöinde kanoya gidip geldikten sonra orada banyo yaptım. Temiz bir banyo değil ama yapacak birşey yok. Yıkanmam lazım.
Denizci olmak için bir çok niteliğe sahip olmak gerekli. Bu nitelikletden belki de biri " uyumlu olmak, çözüm üretmek "...
Banyomu yapıp sakal tıraşımı da olduktan sonra aynada kendime bakıyorum. Kendi kendime " Biraz insana benzedin " deyip keyifleniyorum.
Banyodan çıkınca hemen orada bir esb lokantası bulup sıcak yemek ihtiyacımı da gideriyorum. Yemekten sonra kendimi bir arkadaşımın deyişiyle " mükemmelden biraz daha iyi " hissediyorum.
Temizim, lokum gibiyim.
İlk günü çevreyi ihtiyacım kadar tanıyacak şekilde geçirdikten sonra Ebabile dönüp günü sonlandırdım.
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER