Tiryaki valla ben de sıkılmışım bu konulardan . Senin yazıyı bile tam okumadım kusura bakma. O anda İlkay reisin yazdığı yazı daha ilgimi çekti. Öyle Comminity filan muhabbeti geçince gaza geldim birden. Hiç tartışamam. Dedim ya çektim kendimi bu işlerden. Sigarayı bırakmak gibi birşey bu . Arada bir kaçamak oluyor bırakırken . Öyle düşün sen.
İlkay reis verdiğim linki Cem Gür bulup özelden mail atmış. O çalışma gerçekten çok önemli. Limanları bir bütün halinde görünce fikir yürütmek daha kolay oluyor. Yine Cem Gür 'ün çapalar ile ilgili gönderdiği bir İtalyanca çalışma var ki ayrıca yazmaya değer.
Çalışma yapılmış olan çapaları tarihsel bir perspektifte inceliyor. Şimdi düşünsenize dünyanın parasını verip modern bir çapa alıyorsunuz. Bu niye bu kadar pahalı diye sorduğunuzda suya atıldığında her durumda doğru pozisyon aldığı için cevabı geliyor. Harbiden de çalışmış adamlar . Ağırlık merkezi falan filan.
Oysa antik bir çapa , yani şu;
Şimdi bu çapa da her durumda denizde doğru pozisyonda duruyor.
MAliyeti ise neredeyse sıfır. Üstelik o dönemlerde zincir olmadığından bakınız eski denizciler nasıl koloma bırakıyorlarmış.
Uzun süre forumlarda yazı yazınca böyle bir yazı yazdığınızda gelecek cevabı da biliyorsunuz. Hatta işi eğlenceye çevirip bakalım şimdi kim "ne yani kardeşim teknede taş mı taşıyalım , o kadar kilo taşı nereye koyacağız " gibi bir yorum yazar diye bekliyorsunuz.
Oysa ne anlatmak istiyoruz;
Denizcilik geleneklerinin ne kadar köklü olduğunu,
denizcilikte basit çözümlerin en doğru çözümler olduğunu ,
ama her şeyden önemlisi ;
Çok kıymetli bilgilerin günümüz değer biçme yöntemine göre "para etmediğini " ve bu yüzden kaybolmaya yüz tuttuğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Şimdi bir çapa firması ve bunu geliştirenler antik çağlardan kalma bu çapayı bilmezler mi ? Bilirler elbet. Ancak bu çapayı mevcut teknolojiye uyarlayabilirlermi ? bence evet. Ama yapmazlar. Aslında yapamazlar. Çünkü o zaman para kazanamazlar. İşte bu sistem "para etmeyen" ancak son derece kıymetli denizci geleneklerinin ve pratik çözümlemelerini tek tek yok ediyor.
Peki zaten kaynak eksikliği inanılmaz boyutlarda olan bizim ülkemizde ne yapacağız? İşte buralarda yazacağız, dikkat çekeceğiz , paylaşacağız. BU tür araştırmacıları elimizden geldiğince destekleyeceğiz , hiç bir şey yapamıyor isek bari takdir edeceğiz. Kendim için demiyorum ha. Mesela bir Cem Gür için diyorum. Yazdığı kitap öyle değerli ki. Hep beraber basacağız umarım ki. Kendisi basamıyor çünkü. BU derece bilgili tekne yapımı konusunda deneyimli , tekneler yapmış bu gibi insanlar maddi sıkıntılar ile boğuşuyorlar.
Bakınız Yazılarını kitaplarını bayıla bayıla okuduğumuz Çetin Kent, inşaat mühendisidir. İyi bir üniversiteden mezun. İstese yerli yabancı bir inşaat şirketinde genel müdür filan olur. İyi de para kazanır. Ancak o bu mesleği bırakmış ve denizcilik ile ilgili kitaplar yazıyor.
Elbette tahmin edeceğiniz üzere geçimini kitap satışlarından karşılamıyor. Yetmez çünkü. Yemişim bu denizcilik işlerini demiyor. Kuyruğu dik tutuyor eski mesleğine dönmüyor. Ya ne yapıyor ? bildiğim kadarı ile tekne transferi yapıyor.
Muhtemel yazdıklarına güzel kaynak da oluyordur. Bakınız Çetin Kent'in Kazancakis 'in peşinde kitabını okursanız orada o geziyi nasıl da dar bir bütçe ile yaptığını satır aralarında fark edersiniz.
Dar bir bütçe ile bunu yapabilen, kazandığı parayı ve zamanı hepimizin sadece adını bildiği ancak kim olduğunu bilmediği Athar Başpınar kim diye araştırıp mükemmel bir yazı dizisi çıkaran bir yazardan bahsediyoruz. Ne teşekkür aldı burada değil mi ?
Tekne transferi yapacak çok kişi böyle yazılar yazamıyor ama. Şİmdi dernek kurduk değil mi. DADD , devasa problemlerle uğraşıp zaman harcıyorlar. Bir sürü yaptıkları ciddi iş var. Kimi kanunlar değişecek v.s. Ancak kalıcı olmanın yolu işte bu tür çalışmaları desteklemekten geçiyor.
Bakın Aali nin yazdığı kitapları bulmak için nasıl da çırpınıyoruz. Kim basmış? Kendi gitmiş ama ismi kalmış yadigar. İşte kurum böyle olunur. Kültürü desteklemek ile eser bırakmak ile olunur.
BU ülkenin amatör denizcisi filan yok. Yelken yapan hali vakti yerinde kimseleri var. Bunların da barınak sorunu filan yok. Zaten yakında marinalar yerlerini kiralamaya değil satmaya başlayacaklar. Hiç bu problem kalmayacak. Ev alır gibi bastırıp parayı alacaksınız marinadaki yerinizi.
Peki esas problem nerede? Amatör denizci yok. Nasıl özendireceğiz? Çetin Kent ile Cem Gür ile Tiryaki ile (bildiğim onun da bir kitap projesi vardı. ) Vikiderya ya destek olarak, onların video çekimlerine bütçe ayırarak belkide televizyonlarda izlenmesini sağlayarak. enes 'e destek olacağız belkide. Adam kano ile dünya tutu atacağım diyor. Tam da galiptir bu yolda malup durumu..
Bak gene .. ben antik çağlardaki demirlemeyi anlatmıyormuydum? Pardon Pardon.. Durduk yere odun yemeyelim yine.