Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: T/T heyamola patalyası duyuruları

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#60: 07 Ocak 2019, 17:05:29
Bende bu konuyu ilgi ile takip ediyorum. Bilgim yetersiz olduğu için sadece okuyorum, ama çok iyi gidiyor. Sağolsun Ersin Reis


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#61: 07 Ocak 2019, 17:44:22
Sağolasın Eyüp abi.  :) kibar adamsın vesselam.

Aynem öyle.. serçe Limanı Batığı limanın hemen dışında batmış. Ancak liman içinde de daha çıkarılmamış batıklar olduğu biliniyor. Sizin de söylediğiniz gibi liman içi batıkları civarna yüzünden batmış olamazlar. Orada çok daha başka ve günümüz şartları gibi sorunlar olabilir. Gümrük prosedürü dört bin yıl önce de çok farklı değilmiş mesela. Belki de terkedilmiş ya da alıkonulmuş bir gemi kendi kendine battı. Olamaz mı ?

Şöyle bir formül belirledim kendime. Tartışılacak olan konuları bu bölümde açıyorum. Tartışma imkanı olan konuları tartışıldıktan sonra bir yazı hazırlayıp bloğa koyuyorum. Blog uygulaması basit ve resim yüklemek çok kolay. Yani tek başına gelip link vermek hoşuma gitmiyor.

Yazdığım konu benim için çok ilginç ancak çoğu reis için öyle olmayabilir. Hem yazmak istese dahi oralarda seyir yapmadığı için belki yorumu yoktur. Eh iki yıl boyunca bir sürü çok okunan konu açtım. BU da varsın az okunsun ya da az yazılsın. Forum işlerine bulaşınca böyle konularda yanıt yazmak için kişilerin bu konuda donanımlı olması, donanımlı değilse de benim gibi çalışması gerek. O zaman daha bir okuyucu kalıyor insanlar doğal olarak.

Bir de ben forum işlerinden elimi eteğimi çektim malum. Bu yüzden kişiler ile gereksiz yere tartışmaktan sıkıldım. Yelkeni seviyorum. Günlük hayat yeteri kadar yorucu zaten. Bir de burada benzer stresler yaşamak istemiyorum artık. İlgilendiğim konuları okuyup geçiyorum. İlgilenmediklerimi okumuyorum. Yorum da yapmıyorum. Malum benim yorumlar sivri olur biraz


Via böyle .. 

Nerede kalmıştık.. Hah! Serçe limanı diyorduk. Liman içindeki batıklar belki de korsan gemileri idi . Lindos tan gelen Minos savaş gemileri bir gece limanı basıp, korsanları dağıttılar belki. ÇOk mu Hayalperestim? Yok yahu . Bir benzeri olmuş da ondan yazıyorum. Attika Delos birliği Persler ile savaşırken, Skyros adası korsan adası imiş. Bakmışlar problem , Birlik tepeleyivermiş korsanları bu adada. Daha da sıkıntı olmasın diye adaya göçmen göndermişler.

Belkide benzeri serçe limanında yaşanmıştır.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#62: 07 Ocak 2019, 17:51:54
Eğer okumadıysan, hatta okuduysan bile yeniden okursan-madem bu konulara merak sardın- İlyada ve Odyessa açık yol gösterici olacaktır, kanısındayım.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#63: 07 Ocak 2019, 18:55:26
Odysseus'un Siren'lerle karşılaşmasının anlatıldığı pasajda, yanlış anımsamıyorsam, bütün mürettebatın kulaklarını balmumu ile tıkar. Çünkü kimsenin o sese dayanamayacağını, teslim olacağını, o sesin büyüsüne kapılanların akıbetlerini hakkında anlatılanları daha önce duymuştur. Yola devam etmenin yegane şartı o "ses duvarını" aşmaktır. Fakat kendisi kulaklarına bal mumu tıkamaz, yalnızca mürettebatına kendisini  direğe sıkıca bağlamalarını söyler. Sirenleri  duymak ister.

Odysseus'un diğer bütün denizcilere yansıyan yüzü (Mehmet Sürücü'nün Onlar başlığındaki sorusuna da yanıt olarak  yazıyorum) belki de budur; bitmek tükenmek bilmeyen merak.

O nedenle bu sayfadaki çabaya kıymet veriyorum.
Umuyorum ki müellifi de, çabaya katkı koymaya çalışanlara bu gözle bakma nezaketini gösteriyordur.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 492
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#64: 07 Ocak 2019, 22:32:36
Ersin muhtemel görmüşsündür ama ben gene de şu linkleri ekleyeyim.
İstanbul da olsam George F.Bass tarafından yazılmış bir ingilizce kitap arşivimde idi ama ne yazık ki Marmaris'teyim.

https://www.world-archaeology.com/features/underwater-archaeology-george-bass/
https://www.penn.museum/sites/expedition/underwater-archaeology-george-f-bass/
https://nauticalarch.org/ina-turkey/ina-turkiye/
https://nauticalarch.org/projects/  GÜNEY AVRUPA / AKDENİZ / EGE batıklar haritası ve listesi

  • IP logged
Saygı, Sevgi ve Selametle. Netsel Marina - Marmaris Dimple Y/Y

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#65: 08 Ocak 2019, 04:58:27
Teşekkür ederim efendim. Bu Bass denilen arkeolog zaten bir fenomen. Neredeyse tüm batıkları o bulmuş.

Şİmdi sözüm meclisten dışarı diyerek bir şeyler yazmam gerekiyor zorunlu olarak. Hatta forumdan dışarı diyeyim ki daha rahat anlaşılsın.

Elbette bu konunun uzmanı değilim. Ancak bu konular çok ilgimi çekiyor. Tayo Mar , bu batık ve antik limanların tam da göbeğinde durmakta. Ben de malumunuz geçen sene İstanbul 'dan Gökova 'ya inerken antik limanları geze geze inmiştim. Konuya ilgim oradan başladı aslında. Sonuçta amacım bu ilgimi çeken konu ile yelken keyfimi birleştirmek. Bu yılki rotamı antik limanlara çevirdim yani.

Burada paylaşmamın da iki nedeni var. Birincisi belki antik limanlar ve batıklar ile ilgili konular ile ilgilenen başkaları da vardır. Onların da ilgisini çekmiş oluruz. Ya da konu ile ilgili son derece bilgili kişiler de katkılarını  koyarlar ve daha çok şey öğreniriz.

Bir diğeri ise bu toprakların şimdiki sahipleri olarak, bizden önceki uygarlıkların mirasını korumak, incelemek ve aktarmak bizim sorumluluğumuz olmalı diye düşünüyorum. Konunun uzmanı , profesörü olmak gerekmez bunun için. Farkında olmak ya da bir farkındalık yaratmak bile önemli.

Tüm bunların dışında , geçen yıl Samos'ta tanıştığım İtalyan avukat , Likyalılar ile ilgili benden çok daha bilgili idi mesela. Ne yalan söyleyeyim kendimi çok eksik hissetmiştim.

Denizlerimizde inanılmaz bir sualtı arkeolojisi var ve bu bile bu sularda yelken yapmak için başlı başına bir neden.

O yüzden anlamsız polemikler çıkartmak için gayret etmeye, eğlence olsun diye konuları ve yapılmak isteneni çarpıtmak anlamsız yazılar yazmak hiç hoş değil. Gereksiz üstelik. dahası istenen sonuç da çıkmıyor çünkü herkes neden yazıldığını çok iyi biliyor.

O yüzden başka mecralarda böyle yazılar yazacağın yerde bir değişiklik yapsan ve birşeyleri kırıp dökmek yerine pozitif yönde ilerlesen? İnsanları kırmak ya da küçük görmek yerine kendileri için önemli olduğunu düşündükleri işleri yapmalarına yardımcı olsan? Üstelik sana çok anlamsız geldiği halde sırf onalar bundan mutlu oluyorlar diye bunu yapmayı denesen?

İnsanları kırmanın, alaya almanın eğlenceli olmadığını bir görsen? Alay etmek ile şaka yapmak arasında fark olduğunu bir anlasan.

Yazdıkların ile yarattığın üzüntü ve kırgınlıklardan eğleniyor ve bunlardan besleniyor olmanın sağlıklı bir ruh halini yansıtmadığını nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Bu gerçekten uzmanlık isteyen bir konu işte.

Neyse biz konumuza dönelim efendim. Nerede kalmıştık? Bu yıl üç gün pineklediğim Bodrum Pabuç burnunda da meğer bir batık varmış iyi mi ? Balkın bunu da meşhur arkeolog Bass bulmuş mesela.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#66: 08 Ocak 2019, 09:31:39
Bökecim, fırsatını bulup dahil olamadım bir türlü ama söylemeden de duramayacağım; Baas yabana atılacak adam değil ama bulduğu batık falan da yok. Süngerciler, balıkçılar olmasa haberi bile olmazdı. Önce INA ve sonrasında TINA'nın sualtı arkeolojisindeki yeri tartışılmaz gibi görünüyorsa da altı tarafı denizlerle çevrili bir ülkede akademik olarak sualtı arkeolojisi bölümünün neden ancak ikibinli yılların başında ve Konya'da açıldı sorusu irdelenmelidir.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 08 Ocak 2019, 09:48:18 Gönderen: Hakan Tiryaki »
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#67: 08 Ocak 2019, 10:47:19
Muhtemel doğrudur. Sorun da tam burada işte. BU adamın haberi oluyor da neden bir başkasının olmuyor ? diye sorası geliyor insanın.

Aynen dediğin gibi, süngerci ve balıkçılar olmasa batık filan bulmak mümkün olmazmış.

  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#68: 08 Ocak 2019, 12:23:05
BU arada bu konuda okuma yaparken, hep  yazdığım şu binlerce yıllık yelken teknolojisi diye kurduğum cümlenin nasıl doğru olduğunu da görüyorum.

En basit örneği demirleme. Bu konuda da çok yeterli kaynak olmadığını düşünüyorum. Uluburun batığından çıkan demir yerine kullanılan altı düz, delikli oval taşlar gerçekten demirmiydi acaba?

Böyle düşünmemin nedeni şu. Demir diye adlandırılan bu ağırlıklar zamanın denizcilik ve gemi yapım tekniğine göre  göre çok ilkel. Her durumda daha gelişmiş demirleme sistemleri olmalı.

Sonraki yüzyıllarda ince uzun ve uçlara doğru incelen silindirik taşlar daha bir demirleme için kullanılıyor olmalı.

Böyle düşünmemin en önemli nedeni sadece yelken ve kürek ile seyir yapan teknelerin demirleme ihtiyaçları günümüzden çok daha önemli olmalı.

Şöyle bir fikir jimnastiği yapmak mümkün.  Altı günümüz omurga salma teknelere göre daha düz olan bu yelkenliler dalgada çok yalpa yapıyor olmalı. Nitekim Uluburun replikasının videolarında da bu görülüyor. Uluburun 'un bu derece yalpaya düşmesinin bir diğer nedeni de boş olması elbette.

BU teknelerin seyir konforu ve güvenliği , taşıdıkları yükün ağırlığı ile doğru orantılı olmalı. Peki yük yoksa ne olacak?

Bence bu demir zannedilen safralar bu amaç için kullanılmaktaydı. Yani eksik ağırlığı tamamlamak için.  Bu durumda Uluburun yelkenlisinin tam yük kapasitesi ile seyir yapmadığını da düşünmek yanlış olmaz. Elbette yeri geldiğinde günümüz tonoz sistemleri gibi iş gördükleri de kaçınılmaz.

Peki bu yelkenciler bu safraları hep teknelerinde mi taşıyorlardı? Bence hayır. Bakıldığında bunlar aynı günümüzün ucuz demir çapaları gibi bir görev görüyor olmalıydı. Son derece basit işçiliği olan düzeltilmiş delikli taşlar bunlar. Yani rahatlıkla feda edilebilir , ciddi bir maliyeti olmayan zamanın denizcilik ekipmanları yani.

Bunlar belkide limanlarda çok ucuz bedeller karşılığı gemicilere satılmaktaydı. Depozitolu ağırlıklar gibi düşünün. Diyelim bir limana yanaşıp yük boşalttınız ancak bu limandan yeterli ağırlıkta yük bulamadınız. BU durumda 4 tonoz taşı da teknelerine yükletiyorlardı.  Diğer bir limana gittiklerinde eğer yük fazla ise bu taşlar yine çok küçük bedeller ile o limanda bu işin ticaretini yapan eski yaşlı denizcilere sadaka olarak bırakılıyor olmasın?

  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#69: 08 Ocak 2019, 12:43:03
Sürücü reise özelden mesaj attım. Odysseia yı okumadım. Öff yazmak bie utanç verici. Kendisinden şöyle bir ricam oldu. Malum son zamanlarda yazdıklarını keyifle okuyoruz. O dönem edebiyatını da iyi biliyor belli. BU eserleri bir tarasa. Rota, seyir, deniz, hava şartları, yolculuk süresi ile ilgili yazılan tasvirleri ayıklasa. Sonra bunlar üzerine yoğunlaşıp yorumlar yapsak. Nasıl olur?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#70: 08 Ocak 2019, 12:58:31
Bökecim, kendin okumalısın. Aradığın yanıtları detaylarda bulacaksın çoğu zaman. Anlatılar seyir öyküleri değil savaş ve kahramanlık hikayeleri ama mesela bir Symplegades'le karşılaştığında sana bir sürü yeni soru getirecek. Argonautica mesela, Odysseia'dan çok daha fazla ipucu gizler. Arrianos'un Karadeniz Seyahati'nde bugünün rehber kitaplarında dahi bulamayacağın detaylara rastlarsın. Bu konu başlığına kendi adıma bir şeyler yazabilmek için önce hatırlamak, sonra tekrar kaynakları kontrol etmek lazım ki gerçekten katkım olsun. Kesinlikle çok değerli bir başlık bu. Uzun yıllar sürmeli buradaki paylaşımlar.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 151
  • Keşke insanyürüyüşünü dünya ile bütünleştirebilsek
    • Kapina
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#71: 08 Ocak 2019, 13:30:14
“Bu konu başlığına kendi adıma bir şeyler yazabilmek için önce hatırlamak, sonra tekrar kaynakları kontrol etmek lazım ki gerçekten katkım olsun. Kesinlikle çok değerli bir başlık bu. Uzun yıllar sürmeli buradaki paylaşımlar.”

Hakan Tiryaki’nin düşüncelerine katılıyorum. Bir kavrama-nesneye bakış nedenimiz-arayışımız onda bulmayı beklediğimize göre şekilleniyor. Şöyle denilebilir, yerdeki bir baltaya sapını oturtan, rende, ağaç, törpü, demirini döven ateş-çekiç darbeleri, ısındıkça eriyen metal gözünden bakacaktır.

Odysseus, Argonautika ve benzeri mitolojik anlatılar bir edebi eserdir ilk önce. Dünya edebiyatını, dinleri, felsefeyi etkilediler. Bunun yanında içlerinde dönemin yaşamı ve coğrafyası ile ilgili pek çok bilgi de içeriyorlar.

Ben bu metinleri okuduğumda sözcüklerle oynana oyunlar olarak tüketirken, Ersin Reis en -benim için- sıradan bir ayrıntıdan farklı sonuçlara gidebilir.

Sanırım Hakan Reis’in demeye çalıştığı bunun gibi bir şeye çıkıyor.

Okumalarımın içerisine Odysseia ve İlyada’yı almak ilk yapacağım şey olacak. Sizlerin -denizi bir tutku olarak yaşayan, ona farklı bakan sevdalılar- gözünden bakmaya-yaklaşmaya çalışarak okuyacağım. Ve bunları yazarım tabii ki.

Ersin Reis’in kendini adadığı, tutkuyla dağıldığı, ufak ayrıntıların peşine düşüp dağılıp serpildiği çalışmasına hayran olamamak elde değil.

Teşekkür ediyorum böyle bir insanın varlığını bana gösterdiği için.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#72: 08 Ocak 2019, 13:41:34
Marmara adası ile ilgili bir çalışma da varmı acaba ?
Algarna ağlarına habire çanak çömlek takılıyor da . ::)
Özellikle adanın mermer yataklarının olduğu kuzey batı köşesi açıkları , '' Badalan" mevki açıklarında.
Ben orada iken adaya gelirsen balıkçılarla görüştürürüm Ersin seni .
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#73: 08 Ocak 2019, 19:53:48

Ersin Reis’in kendini adadığı, tutkuyla dağıldığı, ufak ayrıntıların peşine düşüp dağılıp serpildiği çalışmasına hayran olamamak elde değil.

Teşekkür ediyorum böyle bir insanın varlığını bana gösterdiği için.

Vay canına bunu bana mı yazmış olmamalısınız. Ben alışık değilim forumlarda böyle yazılmasına. Teşekkür ederim . :)

Sürücü reisten rica ettiğim şu idi. Yazdığı yazılardan anladığım bir edebiyatçının yazdıklarını benden çok daha iyi yorumlayabilecek olması. Denizcilik ile ilgi bir detayı, bir edebiyat gerekliliği için mi yazdığını en iyi fark edecek olan O. 

 Örnek roman kahramanının ne kadar iyi bir denizci olduğunu anlatabilmek için fırtınaları abartabilir belkide. Ya da benzer nedenle tek başına seyir yapığını ve uçarcasına yol aldığını yazabilir. Bunlar edebiyatta olabilen , olması gereken yöntemler. Oysa bize saflaştırılmış gözlemler lazım. Ben bu detayı kaçırıp, o bölgenin fırtınalı olduğunu düşünüp bir batık olabilir mi diye düşünebilirim.  Ancak bunu bir edebiyatçı çok daha doğru yorumlayabilir diye düşünüyorum. Sürücü reisten talebim bu şaheserde yazılan , bu konular ile ilgili bölümleri yorumlayabilmesi. anlatabildim mi bilmiyorum.

Hem Tan Kaan hem de Sürücü reis (bence bu tabir çok yakıştı ) kitapları göndermişler. Okuyacağız mecbur. :) Ben mühendis olurken bu kadar okuma yapmadım ha. :)

Öcal abi ne zaman dönücen Bulgar dan. Bir geleyim yanına olmadı.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 08 Ocak 2019, 19:58:38 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: T/T heyamola patalyası duyuruları
#74: 08 Ocak 2019, 20:05:56
Mesela Argonautica'yı okurken Symplegades'ları geçebilmek için saldıkları hayvanın kumru olması önemlidir. Öykü açısından çok da önemli olmayan bu detay, kumrunun rüzgara karşı en narin kuş olması açısından önemlidir. Ama olay örgüsü açısından karga ya da güvercin de olsa üzerinde çok da durmadan geçilebilir. Güncel bir gözlemle, bir kumrunun uçmayıp bir kuytuya sığındığı rüzgar şiddeti o dönemdeki denizciler için Symplegades'ları geçebilme sınırı olarak kabul edilebilir. Tam olarak kastettiğim, Mehmet reisin de kastettiği gibi; neyi aradığımız.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

 
Yukarı git