Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Amatör Denizciliğe Övgü

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ooops ! "İyi insan" faktörü bu tanımlama içinde ancak bir "ideal talep" olabilir.
Tabii iyi insan tanımının çerçevesini belirleyebilirsek.
Eğer "iyi insan "kavramının evrensel olduğunu kabul edecek isek bu kere de Nuri Kongur'un haklı olarak dikkat çektiği İyi insan olmak kavramı evrenseldir ama insanın naturası her şartta iyi değildir.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

T
  • *
  • İleti: 2171
Abi, bunu için önce amatör denizci tanımı yapıyoruz.

"İdeal kural bilgisi ve dahi uygulayıcısı olan, bu davranışları ile kültürel değerlere hizmet eden, bunları yaparken iş olmayan iş anlayışı ile gerçekleştiren herkes amatör denizcidir."


Sonrasında sürekli tartışma konusu olan ve "iyi insan iyidir, amatör denizci ile alakası yok" kısmına, bir açıklama getirebilmek ve tanımı söylediğimiz kişiye bir anlamda tanım harici amatör denizciden genel beklentinin ne olduğunu da anlatabilmek için kullanıyoruz diye düşündüm. 

"İdeal kural bilgisi ve dahi uygulayıcısı olan, bu davranışları ile kültürel değerlere hizmet eden, bunları yaparken iş olmayan iş anlayışı ile gerçekleştiren herkes amatör denizcidir. Bu tanıma uyum sağlayıp öğrenen yada öğrenme isteğinde olan, kültürel değerlere ve bilgiye, iyi insan özelliklerini de katabilen kişiye iyi amatör denizci denir."


İkisini bir arada başka türlü nasıl yapabiliriz ?
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ooops ! "İyi insan" faktörü bu tanımlama içinde ancak bir "ideal talep" olabilir.
Tabii iyi insan tanımının çerçevesini belirleyebilirsek.
Eğer "iyi insan "kavramının evrensel olduğunu kabul edecek isek bu kere de Nuri Kongur'un haklı olarak dikkat çektiği İyi insan olmak kavramı evrenseldir ama insanın naturası her şartta iyi değildir.


Öncelikle hiç bir tanımın her yönü ile mükemmel olmayacağı kabulü ile başlamak sanki doğru olacak gibi geliyor.
İyi insan dediğimizde kabaca aklımıza neler gelebilir ?

    Çevresini, karşılık beklemeden sevip saygı duyandır.
    Sadece kendi mutluluğunu değil, diğer kişilerin de refahını düşünendir.
    Maddi ve manevi birikimlerini paylaşmaktan keyif alandır.
    Davranışları ve söylemleri ile karşısındaki insanı kırmaktan çekinendir.
    Kendi şefkat ve merhamet duygusunu çevresine hissettirebilendir.
    Hatayı önce kendisinde arayandır.
    Alçak gönüllü olmanın en değerli erdem olduğunu bilendir.
    Kalpleri yumuşatmanın öncelikli yolunun güler yüzlü olmaktan geçtiğini her daim hatırlayandır.
    İnsanlara ve topluma faydalı olmayı kendine ilke edinip, çalışkanlıktan ödün vermeyendir.
    Yaşadığı her anın değerini bilen, zamanını boş geçirmeyendir.
    Varlığına, sahip olduklarına ve yaşadıklarına her adımında şükretmeyi unutmayandır.
    Ağzından çıkacak her bir sözcüğü önce kalp sonra mantık süzgecinden geçirebilendir.
    Borcuna sadık kalabilmeyi başarandır.
    Vefalı olan, kendisine yapılan iyilikleri unutmayandır.
    Yaptığı iyilikleri de, gördüğü kötülükleri de unutandır.
    Affetmenin ve teşekkür etmenin insanı yücelten değerler olduğunun farkında olandır.
    Karşısındakini kandırmaya çalışan insanların aslında kendisini kandırdığını bilip buna itibaretmeyendir.
    Bir insana güvendiğini hissettirmenin onun için en büyük destek olduğunun farkında olandır.
    Kendi hakkından önce başkalarının hakkını gözetendir.
    Sözü bir ve doğru olandır.
    Öfkesine hakim olabilendir.
    Kin duygusunun kendisini esir almasına izin vermeden, bu duyguyu kalbinden atabilendir.
    Alçakgönüllü ve hoşgörülü olmasını bilendir.
    İsraftan kaçınan, sahip olduğu kaynakları verimli kullanmaya özen gösterendir.

Peki bu her şart altında geçerli midir ? Elbette değildir, kapitalizm sundukları, tüketim toplumunun bir parçası olmaya devam etmemiz, değerlerimizi, örf ve adetlerimizi, kültürel değerlerimizi kaybetmeye başlamakla birlikte, bu özelliklere zeval geldi.

Bu yüzden mükemmel olmayan ama günümüz şartlarında mümkün olabilecek en iyi haliyle bir "iyi insan" beklentimiz var. Haliyle bunu hiç olmazsa denizde daha fazla görme ve deniz kültürü içerisine bunu, en azından bir değer olarak işleyebilme çabası olarak göremez miyiz ?
 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Eline sağlık. Böylece "amatör denizci" tanımı içinde yer alan "iyi insan" çerçevesini de belirlemiş olduk ve  mükemmel olmayan ama günümüz şartlarında mümkün olabilecek en iyi haliyle bir "iyi insan" beklentimiz var. Haliyle bunu hiç olmazsa denizde daha fazla görme ve deniz kültürü içerisine bunu, en azından bir değer olarak işleyebilme çabası olarak görmeliyiz.

Şimdilik,  ;) - ola ki ufkumuzu genişletecek başka katkılar da gelebilir - "İdeal kural bilgisi ve dahi uygulayıcısı olan, bu davranışları ile kültürel değerlere hizmet eden, bunları yaparken iş olmayan iş anlayışı ile gerçekleştiren herkes amatör denizcidir. Bu tanıma uyum sağlayıp öğrenen yada öğrenme isteğinde olan, kültürel değerlere ve bilgiye, iyi insan özelliklerini de katabilen kişiye iyi amatör denizci denir.(*)"

(*)  Çevresini, karşılık beklemeden sevip saygı duyandır.
    Sadece kendi mutluluğunu değil, diğer kişilerin de refahını düşünendir.
    Maddi ve manevi birikimlerini paylaşmaktan keyif alandır.
    Davranışları ve söylemleri ile karşısındaki insanı kırmaktan çekinendir.
    Kendi şefkat ve merhamet duygusunu çevresine hissettirebilendir.
    Hatayı önce kendisinde arayandır.
    Alçak gönüllü olmanın en değerli erdem olduğunu bilendir.
    Kalpleri yumuşatmanın öncelikli yolunun güler yüzlü olmaktan geçtiğini her daim hatırlayandır.
    İnsanlara ve topluma faydalı olmayı kendine ilke edinip, çalışkanlıktan ödün vermeyendir.
    Yaşadığı her anın değerini bilen, zamanını boş geçirmeyendir.
    Varlığına, sahip olduklarına ve yaşadıklarına her adımında şükretmeyi unutmayandır.
    Ağzından çıkacak her bir sözcüğü önce kalp sonra mantık süzgecinden geçirebilendir.
    Borcuna sadık kalabilmeyi başarandır.
    Vefalı olan, kendisine yapılan iyilikleri unutmayandır.
    Yaptığı iyilikleri de, gördüğü kötülükleri de unutandır.
    Affetmenin ve teşekkür etmenin insanı yücelten değerler olduğunun farkında olandır.
    Karşısındakini kandırmaya çalışan insanların aslında kendisini kandırdığını bilip buna itibar
    etmeyendir.
    Bir insana güvendiğini hissettirmenin onun için en büyük destek olduğunun farkında olandır.
    Kendi hakkından önce başkalarının hakkını gözetendir.
    Sözü bir ve doğru olandır.
    Öfkesine hakim olabilendir.
    Kin duygusunun kendisini esir almasına izin vermeden, bu duyguyu kalbinden atabilendir.
    Alçakgönüllü ve hoşgörülü olmasını bilendir.
    İsraftan kaçınan, sahip olduğu kaynakları verimli kullanmaya özen gösterendir


  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Nedir? Durduk mu? Yorulduk mu?
Bülent devam etmeyecek misin?
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Etmez miyim abi, Patalya uzaktan seslenmiş, yanıt vermezsem olmaz. Ama Antalya'dayım. Fırsat bulursam, devam. Olmazsa yarın.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

Z

Ziya Gunes

Bülent, klasik avukat gözlüğü ile yaklaşıyor olaya.
İnsanları, sınıfları içinde tek ve homojen bir  "sınıf" olarak gösteriyor.
Ama hem “insanın hayal etme sınırı, bildikleri ile belirlenir, bilmediğini hayal bile edemez”i gözden uzak tutuyor.
Hem de tekne sahibi olan herkesi, aynı kap ve sınıf içinde eritiyor.
Herkesin teknesinde "iş" yaptığını ve günün birinde parasının satın alamayacağı bir durumda kalacağını empoze ediyor, çaktırmadan.
Her şeyde olduğu gibi denizcilikte de, önce insan olan, kendisine olduğu kadar çevreye de saygılı insanlar olabildiği gibi (bunu tüm meslek-hobi-yaşam gruplarında görebiliriz), kendisini bile sevmeyen, çevrede yarattığı tahribatın ucunun kendisine dokunduğundan bihaber insanlar da olabilir.
Bu nedenle “amatör denizci” kavramının kelime anlamını kullanmak yeterli olacaktır.
Bu kavrama çok da fazla bir anlam yüklememek gerekir.
Yere tükürmenin özgürlük olduğunu düşünen bir coğrafyada ikamet etmekteyiz nihayetinde.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Şimdi, beyan ortada, soldan açık bir saldırı alıyorum. Ama anlaşılan o ki, Patalya da sağdan saldırıyor.
Cem abi,
Böke nam kişisi,  buraya gelip, sağ saldırısını ayan edip  , beni revizyonizmle suçlayan bu yokırda adı geçen zevata yanıt vermeyeceğim.

Zira hem sol saldırıyı hem sağ saldırıyı def etmek işte benim boynumun borcudur. Tek elimle, her ikisini birden yere sereceğim. And olsun.

Açtım bağrımı bekliyorum.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 14 Mayıs 2018, 16:31:18 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
"ayan etmeden*" olacaktı. 40'lık. Artık bu kadar olsun.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
"Bence" ......

Olan biteni "saldırı" olarak nitelemek yerine "eleştirel yaklaşım" olarak değerlendirmen, sanki, işlere biraz daha yumuşak yaklaşmak olur Bülent. Aynı teknede endazeyi doğru tutup hedefe birlikte yol almak...

Eğer, geçip giden fırtınanın Heyamola çektirmesinde amatörce ve naifçe hatta edilgen bir tutumla karşılandığını kabul ediyorsak, Böke'nin yeniden aramızda olmasını istemeyecek bir donatan olacağını tahmin etmiyorum.

Bir de nacizane bir kaç önerim var: Heyamola bayrağı altında kendi demokratik cumhuriyetimize sahip çıkıp tam bağımsızlığımızın farkında olmak, her şartta ve durumda bunu unutmayıp bu kıymeti bağrımızı açıp koruyup kollamak.

Matay'ın, Tiryaki'nin ve benim de dikkat çektiğimiz uyarısına kulak verip yeniden kuralları, ama bu kere, daha profesyonelce tartışmak vaaz etmek ve  uygulamak.

Donatanların ifade özgürlüklerinin başkalarının özgürlük sınırına kadar olduğu ön kabulü ile HÜR bir forum olduğunda ortaklaşa hemfikir olmak.

 

  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Abi taşlamaydı saldırı sözcüğü. Eski terminoloji. Ama tabii, bunlar genç adam, anlamazlar, siz de haklısınız.
Bi sinir edeyim dedim. Böke'yi dellendirmenin, kuşanıp gelmesinin başka yolu yok. O bana dalaşmadan rahat edemez.
Yazı yazmış, okumadım sanmış, söyleniyor, okudum diyorum, yok okumadın, gel lan gel, diyor. A ha ben de sen gel diyorum. Gelir sanırsam, kırmaz beni. 

Matay'la Üç gün önce konuştuk. Önerisini çok ciddiye alıyorum ve bana kalırsa behemahal yapılmalı.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye


Ben de seni kırmayacağını düşünüyorum, gelecektir.

Biraz daha gayret etseniz Âli&Matay'a rakip olup taş çıkartacaksınız  ;) ;D ;D

  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Abi onlar aşılamaz.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1049
Aşılır, aşılır.
Aali de, ben de dünyevi işlerimizle meşgulüz.
Formdan düştük.
Ama bir araya gelince, hele de rakı sofrası ile, aşmak zor olur valla.
Benden büyük olmasına rağmen, muazzam hoşgörüsü ve ince cevapları vardır.
Tipinden belli olmaz ama
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 629
Burası "sadece" bir forum olsaydı yönetilmesi de kırk kez kolay olur ; çıkan tartışmalar da somut, elle tutulur, anlaşılması da kolay konularda ve teknik ya da bilgi, tecrübe bazlı olurdu...Yani falan armanın filan armaya üstünlüğü konusundan pek hır çıkmaz, çıkarsa da önemli bir tartışma mevzuu olmaz, söner gider.

Mesele ( bu mesele sözünü olumsuz anlamda kullanmadım. Kastım problem, sorun demek değil...) bizim forumları belki de yaradılış amaçlarını esnetip, genişletip ; üyelerinin sanal kulüp gibi kullandığı oluşumlar haline getirmemiz. Haliyle bizim hobimize özel durumumuzda da  bu ve benzeri forumlar da yeri, yurdu, resmi varlığı olmayan amatör denizcilik kulüplerine dönüştüler.

Kulüplerde kimlikler açık ve bilinirdir. Büyük oranda herkes herkesin çocukluğunu, mahallesini, nerede okuduğunu, ne yaptığını, mesleğini, sosyal statüsünü bilir. O nedenle herkes herkese doğru/yanlış  bir not vermiştir ; o yüzden ilişkiler de beklenmedik kötü sürprizlere gebe olmadan, bir biçimde ittire kaktira yürütülür.

Forumlarda ise normalde kişiler perde arkasındadır. Nickname ile tanınır, adını, sanını, yaşını, tecrübesini, yerini yurdunu bilmezsiniz. Yurtdışından takip ettiğim bir iki forum var, hepsi denizcilikle ilgili değil, bunca yıldır edindiğim intiba insanların birbirlerini tanımadıkları için birbirleriyle de ( fazla ) bir zoru olmadığı yönünde. Oralarda da çok eski, hobisinde çok aktif , çok paylaşmacı veya yardımsever kişiler var, diğer forum üyeleri yıllar içinde onların kim olduğunu tabii öğreniyor, tahmin edebiliyor. Bizim forumlarda da mahlaslarla var olsaydık, yine de camia içinde tanınan dostlarımızı nickname'larine rağmen usluplarından, ilgi ve bilgi alanlarından bulacaktık. Ama büyük çoğunluk anonim kalacaktı ; tanımadığım bir insanla da çekişeceksem bu ancak açılmış bir konudaki fikirlerle ilgili olurdu. Bunun varabileceği en azami nokta da ; " Sen yanlışsın, bilmiyorsun. Ben doğruyum ! " deyip çekilmek olur, iş de kapanırdı.

Ama işte beraber yaşanmışlıklar varsa, şurada rakı/balığa, burada ortak geziye gidilmişse , önce arkadaşlıklar kurulmuş sonra hayal kırıklıkları doğmuşsa, diyelim ki forumda bir gerginlik doğmuşken arka planda ( buradaki bencileyin bi standart vatandaşın bilmediği, bilemeyeceği; bilmeyi de istemeyeceği) telefonlar, görüşmeler, klikleşmeler yürüyorsa iş çetrefillenip zorlaşıyor.
İşin iç yüzünü bilmeyen forum sakini için de fikir yürütmek, müdahil olmak olanaksız hale geliyor ; ama bu defa da
" ne kokar ne bulaşır vatandaş " yaftası yemeniz olası... :-[

Imdi bu saatten sonra, herkes birbirini bu kadar tanımışken, köklü dostluklar kurulmuşken ve hepimizin bilgileri ortadayken forum kurulurken o kadar üzerinde düşünülmüş , tutarlı ve düzgün kuralları ve yapıyı değiştiremeyiz. Aali San adlı üyeliğimi kapatıp " happysailor58 " diye burada tekrar türesem, kim yutacak ?

O zaman paradigmamızı değiştirelim...Burasının bir forumdan öte bir oluşum olduğu belli.
Kanlı-canlı, adı sanı bilinir, hobidaş gerçek bireylerin bulunduğu sanal bir kulüp gibi yönetmenin yoluna bakalım. Artık Yönetim kurulu, üye kabul heyeti, disiplin kurulu , haysiyet divanı filan mı kurarız ; ne yaparız onu da ben bilmem. Lakin içimi dökmek istedim bir biçimde...  ;)


 
 
  • IP logged

 
Yukarı git