"
Bunlar denizin perdahlayıcı etkisinden en çok istifade edenlerdir. Ortamlarındaki çakıl taşları gibi köşeli tarafları yontulmuştur. Engin hoşgörüleri , dinginlik ve bilgelikleri ön plandadır. Karakterleri gereği yaşamlarını, yazılı olmayan kuralları zerafetle uygulayarak güzelleştirirler ve Nirvana'ya ulaşırlar. Yüzücü, yelkenci, tekneci, tamirci gibi eğitimle sonradan kazanılabilecek vasıflarda rekabete girmezler. Üstün nitelik sıfatları umurlarında olmaz. Her insan deniz yüzlü' ye dönüşebilir. Yeter ki önce yüzünü denize dönsün. Sonra yüreğinin kapılarını o ummana açıp tüm hücrelerindeki üzeri hırslarla katmanlaşmış ilk genlerini yıkayıp arındıracak deniz suyunun damarlarına dolmasına izin versin. Belki o zaman bu evren biraz daha yaşanabilir hale gelir."
Banyoda aynaya yapıştırıp her sabah cemalimize baktığımızda okunası, ne kadarı olabildim? sorulası ....
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.