Gördüm gördüm..
Şimdi efendim. Şu Wharram 'a taktığım 4 gün boyunca bu çok gövdeli tekne dünyasının bambaşka bir dünya olduğunu gördüm.
Biz elbette ülke olarak yine konudan çok geriyiz. Cem Gür 'ün linkini verdiği, yazdığı yazıdan başka çok ciddi bir kaynak yok maalesef.
Şimdi 4 gün boyunca yapmış olduğum çalışmaları buraya aktarayım. Bu süreçte görüşlerine güvendiğim kim varsa aradım. Hiçbiri katamaranlar ile ilgili hoş şeyler söylemedi.
Öyle ya da böyle bu çift gövdeli olanlar ile tarih boyunca üstelik okyanuslarda ve zor denizlerde seyir yapmış insanlar.
Genellikle amatörler için tasarlanmış yapımı kolay olan tekneler denizde çok başarılı performans sergileyemiorlar gibi bir önyargım var.
ancak bu wharram tasarımları için geçerli değil. Her şeyden önce amatör kullanıcı için çok düzgün yapım planları hazırlamışlar. Biraz pahalı ancak hak ediyor anlaşılan.
Diğer bir önemli özelliği yapımının çok kolay olması. Hepi topu iki tüp , üç kiriş ve bir havuzluk imalatından bahsediyoruz. Üstelik herbir parça ayrı ayrı erde imal edilebilir ve kolaylıkla nakil edilebilir. Zaten benim ilgilendiğim 30 feet tiki trayler ile çekilebilen en büyük model.
Bu tekne neden bu derece ilgimi çekti? İnsanın denizle olan macerasında çok önemli iki deniz aracının toplamı aslında. sal ve kano. Stabilitesi çok yüksek olan sal ile çok stabil olmayan ancak çok hızlı olan kanoyu birleştiren hibrid bir tasarım.
Çok hızlı , hafif , stabil. Yelken yaparken bayılmıyor. Çok ilginç ki tirimaranlar için bu durum geçerli değil. Trimaranların ortası aslında bildiğiniz tekne ve yan taraflarda tüpler var. ancak tüpler nispeten küçük olduğundan bayılıyor ve tüpler denizden kopabiliyor.
Wharram tasarımlarında randa arma kullanmasının en önemli nedeni de işte bu stabiliteyi kuvvetlendirmek. Randa arma ile bu stabilite ayıca kuvvetleniyor. Markoni armaya göre kısa direk ancak büyük yelken alanı ile tekne resmen uçuyor.
30 feet tekne sadece bir ton. salma ve safra yok. Hal böyle olunca 10 beygirlik kıçtan takma bir motor ile 7 knot hız yapabiliyor. Yelken ile 10 knotun altına düşmüyor zaten. Hafif havalarda balon yelken kullanımı da son derece kolay.
Şimdi yelken basmak öyle kolay ve yelken ile seyir öyle kolay ki motor kullanmadan yelken ile her yere gitmek mümkün. Hani yelkenli tekne yelken ile gider'in gerçek bir örneği.
Draftı 50 cm. Aslında kötü bir rakam değil. En çok eleştirilen orsa performansı hiç de yabana atılır gibi değil.
Tüpler çok iyi tasarlanmış. Kıça doğru kamara kısmı yükseliyor. BU yüksekliğin en yüksek olduğu arka kısımda tüplerin birinde tuvalet, diğerinde mutfak var. He birinin önünde ise bir buçuk kişilik yataklar mevcut.
Klasik tek gövdeli bir tekne ile kıyaslandığında bayılmadığından , 20 knot havada dahi üzerinde çalışmak mümkün.
tüpleri birbirine bağlayan 3 adet kirişin arasında tam dört adet güverte oluşuyor. Kıçta ve başta oluşan güvertelere ağ geriyorlar. Geriye havuzluğun olduğu ve bunun önündeki ön güverte var. Şimdi burası önemli. BU bahsetiğim ön güverte önemli. Hafif aralıklı ahşap yapıyorlar bu zemini. ağlar ve üzerine kırılan dalgaların enerjisinin absorbe edilmesini sağlıyor. Havuzluğa gelen dalga ve serpintiler için de aynı durum geçerli. Suyun tekne üzerinden atılması gibi bir problm yok bu teknelerde.
İşte bu yüzden sanki sıcak havaların teknesi imiş gibi duruyor biraz. O yüzden klasik havuzluk tasarımlarından farklı şeyler yapmak mümkün.
Şöyle mesela:)
Depolama alanları muhteşem. 30 feet tekne ile kumsala yanaşabiliyorsunuz. Nasıl bir rahatlık!
Sözün özü çok etkilendim tekneden.