Bir iki ay önceydi sanırım, Cem Gür ile telefon ile görüşüyorduk. Konu Tayo Mar dan açıldı. Konu döndü dolaştı Tayo Mar 'dan daha büyük bir tekneye geçip geçmeme konusuna takıldı. Gür, çok ilginç bir yorum yaptı.
O 'sana bir gün " artık beni bırak " der.. Sen merak etme..
Peki ben nasıl bir tekne istiyorum. ?
Öyle Atlantik geçmek gibi bir arzum yok. Açıkçası bana biraz anlamsız da geliyor. Akdeniz yeter bana. Gerçi düşündüğüm tekne ile millet okyanus geçiyor.
Bir kere 30 feet 'ten büyük tekne istemem. Çok denk geldi 32 feet maksimum.. Ben öyle teknede yaşayacaklardan değilim. Kara hayatını da, evimi de seviyorum. O yüzden gerek bakım, gerekse abarma bakımından 30 feet tekne çok ideal bir boy.
Açıkçası tekne ahşap olacağından, bakımını da tek başına yapabilmeliyim. Ayrıca 30 feet, barınma açısından da son derece ekonomik. Kamarası iyi tasarlanmış 28 feet bile iş görür aslında.
Başı kıçı bir tekneler evet, hoşlar. Ancak havuzluk çok küçük. Eh Akdeniz çocuğuyuz, havuzluk biraz da geniş olmalı diye düşündüğümden bir ayna kıç olmalı. Ama projesi denk gelir de havuzluk az biraz geniş ise başı kıçı bir tekne de daha iyi olur tabi.
BU tür başı kıçı bir teknelerde malum havuzluk küçük. Böyle bir tekne olacak ise yeke dümen olsun isterim. Ama en olmaz ise olmaz olanı , pala mutlaka dışarıda olmalı. Bana göre dümenden daha önemli bir aksam yok teknelerde. O yüzden benim palam gözümün önünde olsun isterim. Yeke dümen ve pala kıç aynaya asılı olacak. Ne kadar basitlik o kadar az sorun ve tabi o kadar ekonomi.
Elbette omurga salma olacak. Bana göre lüks tekne demek omurga salma demek çünkü. Her halde söylemeye gerek yok. Sonra denize yakın olmalı.. Öyle tepeden bakmak olmaz , elini attın mı suya elim değsin isterim. Yelken seyrinde de yattığında, küpeşte girsin suya, denizde olduğumuzu bilelim, hissedelim isterim. Yani buz dağı gibi olsun. Altı kocaman omurga salma, su üstü ince olsun. Rüzgar tutmasın.
Sokaklar çok önemli.. Her havada teknenin her noktasına ulaşabilmeliyim. O yüzden sokakları, baş güvertesi geniş olmalı.
Tek başıma tekne kullanmayı seviyorum. Kolay abarabileceğim arma olmalı. Uskunalara , kech lere hayranım ama Yol (yawl ) armaya çok alıştım. Evet, yol olsun.
Yol teknede mizana açmak biraz zahmetli, tehlikeli bile denebilir eğer tek başına iseniz. Bu yüzden bence bir yol teknede önce Bocurum açılmalı. Daha tekne yürümüyorken. Üstelik bocurumu açtınızmı hooop doğru rüzgara dönüverir tekne.. Diğerlerini rahat rahat açarsınız artık. Bocurumu açtınızmı bir yol teknede, unutursunuz artık o yelkeni, sanki kıçtan takma bir motor gibi ittirir durur sizi. Hiç çapariz vermez. Tramolalarda kendi kontra değiştirir. Güverte üstünde olmadığından çok konforludur da, açık unutmuşluğum dahi vardır. O derece yani. Omurga salmadan sonra en büyük lüks bocurum yelkendir bana göre.
Elbette kotra arma olmalı. Cenova yerine flok ve trinket.. Trinket tramola arabalı olmalı ki sert havalarda bocurum ile birlikte konforlu seyir yapabileyim.
Ana yelken randa olacak elbette. Başkası düşünülemez. Ama direk kırma olmalı. Malum direk ahşap olacağından kırma direk bakımı en kolay yapılacak direk ama her durumda omurgaya kadar uzamalı.
Çarmıhları tutan yüzükler var ya yüzükler.. İşte en önemli detaya geldik.. Bunlar zamanla ahşap direkte sıyırıyor dostlar. Çok manyak fikirlerim var onlar için. O da şimdilik bana kalsın.
Civadra olacak elbette. Civadra aynı mizana direği gibi yelken alanını güverteden deniz üzerine kaydırıyor. Ferahlıyor tekne. Abarması kolaylaşıyor. Öyle kısa, ırgat için yapılan civadralardan değil ama. Civadra gibi civadra olmalı. 2 m. ye yakın.
Bumba yine hareketli olsun, tamam ama son noktası biraz yukarıda kalsın. Kamara girişi ise dar olmasın ki bir serpinti körüğü takabilelim. Böylece , geniş havuzluk da koruma altında olabilsin. Bimini de takabilelim ahşap taşıyıcı olmak kaydı ile.
Direğe tırmanabilmeli , ama ana yelkeni raylı istemem asla. Garari halkaları olacak gene. Direğe yandan gerili ip merdiven ile çıkılabilmeli. Direk ve tasarlanmış olan yüzük, bu yükü taşıyabilmeli. Gurcata da istemez. Zaten markoni arma değil ki bu. Lüks randa arma. Gerek yok o kadar yüksek direğe.
Hafif hava yelkenleri karanfil ve valena olmaz ise olmaz yine.. Vince filan gerek yok.. Palanga yeter de artar bile. Bu oyuncaklara para harcamaya gerek yok. Tekne zaten 30 feet . Yelken alanı 55 m
2 yi geçmez muhtemelen o da maksimum. Parçalı yelkenleri palanga ile tirim etmek mümkün kolayca.
İçeride mutfak önemli. Hemen Girişte iskele tarafında olmalı. Kamara kapağını açtın mı tüm mutfak kokuları buradan gidebilmeli kolayca. Eğer kamara ortasında bir masa olacak ise, harita masası gereksiz bence. Yer israfı.
Tek başına seyirlerde sıkıntı değil ama, hadi tuvalet kabini de olsun. Ama kabin portatif olmalı, kamara bölmeleri de .. Çok farklı fikirlerim var kamara tasarımı için.. Oraya ayrıca geleceğiz. Elbette ki ihtiyaçlar ve deniz şartları göz önüne alınarak.
Küpeşte seviyorum ama çok da gerekli değil kanımca. İlave ahşap işi bakımı. Gerek yok.
Uzun direk olmadı mı, ağır torpil salmaya gerek yok. Gurcataya da gerek yok zaman. Yelkenler parçalı ve küçük, daha ucuz olacak yani. Ah küçük yelkenleri trim etmek için vince de gerek yok o zaman. Dolap dümen de yok. Yeke hem basit, hem kolay. Yanaştın mı çıkarıver paladan. Çapariz de vermez dolap dümen gibi. Tabii ki de tuvalet elektrikli değil. Pompalı.
Hele hele buz dolabı.. Asla koymam. E soğuk bira..? Bira içki mi ki..? Neden soğuk içiliyor biliyor musunuz. ? Sıcak içilemiyor da ondan. Keza viski de .. Arpanın damıtılmışı sonuçta.. Konyak öyle mi ama.. Ya da şarap.. İçkilerin şahı..
Kırmızı şarap ya da beyaz farketmez. Deniz suyu sıcaklığı neyse o.. Koy bir fileye.. Salla denize.. 15 dakikada kıvamında.. Kaldı ki buz dolapları uzun seyirde bir halta yaramıyor. Küçücük. Adı buz dolabı işte. Charter kiraladığımızda aldığımız ne varsa bozuldu bir haftada.
Bir buz kalıbı ve mutfakta bir portuç..Hemen postaların arasına. Denize yakın yani.. Ahşap teknede soğuk koyduğun kola bile iki gün serin kalır.
Sanki 30 günlük seyre çıkacağım.. Ne buzdolabı..! Hem ben limanda asla teknede yemek yemem. İşim olmaz.. Fakir miyim ben..
15 Euro ya 20'lik uzo , salta ve sarımsaklı fesleğenli midye haşlama.. Budur. Teknede yemek alargadayken yapılır.
Tabi ki televizyon yok.. Ne yeri ne kendisi.. Yahu doğanın ortasındasınız, manyak bir manzara.. Ne televizyonu.. Çok haber almak istiyorsan denizin ortasında bile gelir bulur seni merak etme. Ben 15 Temmuz'da tam da kuzey Egenin göbeğindeydim.. Zello dan duydum her şeyi..
Hem unutmayın sakın.. Haber yoksa bu iyi haberdir.
Kullandığın gıdaları saklamayı bilirsen buz dolabı denizde en gereksiz, en masraflı alet..
Buzdolabı koymadın mı küçücük güneş paneli bile aküleri şarjda tutmaya yeter. Eh o zaman koca koca güneş panellerine, onu taşıyacak havalı krom taşıyıcılara da gerek yok. Ne de çirkinler üstelik.. Yalan mı. ? Işıklar yansın, telsiz çalışsın, müzik dinleyelim, otopilot ve ırgata yetecek akü iki adet.. Hepsine yeter..
O zaman manyak elektrik aksamlarına da gerek yok. 120 volt kablolamaya ise hiç gerek yok.Vebasto saçmalığını da .. Boşuna mı tekne sobası yaptık.. İlla çok sıcak istiyorsan bağla bir çorum kaloriferi motordan gelen sıcak suya bitti gitti. İşte.
Ne kaldı ki geriye..? Samimi söylüyorum hep yalnız başıma seyir yapacağımı bilsem tekneye tuvalet bile koymam. Kısmet'te tuvalet yoktu beyler bayanlar.. Kova neyimize yetmez. ? Face'de görmüştüm, adam bir de kovanın etrafına silindir sünger geçirmiş. al sana lüksün dibi.. Sapına da tuvalet kağıdı..
Bakın, gerçek bir hikaye.. Marmaradayız yine .. Yine üçleme ,yine üçleme , Dümeni bırakmak mümkün değil. Nasıl da çişim geldi. Delireceğim. Kamaraya inmem mümkün değil. Teknenin ortasına yapacakta değilim.. Yerde duran pet şişe vardı.. Çakıyı çıkardım, kafasını kesip kullandım. Al sana Poseidon efendi.. Hep ekmek atacak değiliz ya.. Sen git havayı patlat.. Sonra ekmek iste.. Yok öyle.. Neyi hak ediyorsan o.. Hava biraz daha devam etseydi.. İçine de ederdim ben böyle havanın diye..
GPS ve otopilot önemli ama. Bir de sıkı bir akıllı telefon. Pusula şöyle pirinçten.. Yine pirinç seyir fenerleri.. Lamba gitti, kablo koptu.. Yak içine kandilini eskiden olduğu gibi..
İşte böyle tekne hayal ediyorum ben...