Tekne Yaptırmak Hiç de O Kadar Zor Değil ! II
Iyi güzel de ; bu kadar seri imalat tekne varken tekne yaptırmaya niyetlenmenin gereği ne ?
Bu soru üzerine düşünürsek ( ki sahiden uzun uzun düşünmeliyiz , kalkişilan hic de ucuz, ehemmiyetsiz bir proje değil zira ) farklı farklı argümanlar bulabiliriz. Bu argümanlar ekonomik olabilir ( maliyet ) ; tarz ve tasarımla ilgili olabilir ( sonuçta tekneler de her geçen gün tıpkı otomobiller gibi, daha fazla birbirlerine benzediler ) ; dönemimiz teknelerinin tasarımı hoşumuza gitmiyordur. Belkl dikte edilen iç yerleşimler sizce uygun değildir. Malzeme cinsinden ( fiberglas sevmezler bile varmış galiba aramızda ) hoşlanmayanlar, piyasadaki tekneleri denizci bulmayanlar ( ters yönde non stop dünya turu yapacaktik da...Mesela ), fazla hafif veya fazla ağır ve hantal bulanlar, iflah olmaz romantik klasikçiler, performansdan başka hic bir şey düşünmeyen sportmenler, daysailer veya weekender meraklılari, ama teknelerinde yaşamak ve buna göre hacimler ve bakım/tutum maliyetleri isteyenler de var. En sonda da ( kibir fazla ağır bir tabir olur ) farklı olmak, özel bir şey sahibi olmayı önemseyenler var. Bu argümanlar önemli / önemsiz veya kısmen çürütülebilir dahi olsalar orta yerde duruyorlar ve bunlardan kimisi bizim için geçerli ise tekne yaptırmalıyız. Değilse kesemizin yettiği ıçimize en fazla sinmiş serı üretim tekneyi alıp ; bir an önce halatları çözmek en akıllıca çözümdür ( bunu söylerken de gidip yarın istediğim tekneyi alamayacağımı bilmeliyim. Alır , parasını da öderim de tekne bana kaç ay sonra teslim edilecek ? Muhtemelen aynı boy bir tekne yaptırma süresinin yarısi, en iyi ihtimalle üçte biri sürede ancak...).
Sevgili Cem ise söz konusu soruya en güzel cevabı doğrudan vermiş :
Reis / Donatan / Sahip, tam olarak ne istediğini biliyorsa, isteklerine en yakın hayalindeki tekneyi de bulabilmiş ise makul harcamalar ile "personalize edilmiş" kendine özgü kayığa kavuşabilir.
Bu cümlenin can alıcı noktası " personalize edilmiş " tabiri...Bu talep gayet insani, anlaşılır, yanlış değil ve önemli. Başka sektörler çoktan bunun farkındalar ( teknecilikte de, - ama bizlerin belki % 90'inimizin erişemeyeceği fiyat ve boyutlarda tekne imal eden kimi tersanelerin semi-custom denilen bir dümen yöntemleri var ; teknenizi daha özelleştirebiliyorsunuz. Ama aslında yapılan size projeleri yine hazır iç yerleşim planı ve mobilya malzemelerinin başka cins, renk ve desende olanlarının ellerini ovuşturarak çok iyi fiyata " kaptırılmasından " ibaret ). Işte otomobil sanayinde de bu var, zaten çok güçlü, çok pahalı, çok lüks bir arabayı her tarafını kurcalayıp bir üst düzeye taşıyorlar. Size dört kör duvar satan ; ıçini keyfinize göre siz yapacaksınız efendim...diyen inşaat sektöründe de.
Demek ki tekne yaptıracaksak bir şeyler bizi tam tatmin edemedi ; başka bir çözüm arayışına girdik.
Bunun haklı bir ekonomik nedeni olabilir mi ? Daha açık , dürüstçe soralım:Tekne almak yerine yaptırirsam daha ucuza mal eder miyim ?
Buna dünya çapında geçerli tek bir cevap vermek olası değil...Nerede yaşadığınız veya tekneyi nerede yaptırdığınızla doğrudan alakalı. Bati veya Orta Avrupada, Kuzey Amerikada sanayi ve denizcilikte ileri bir ülkede yaşıyorsaniz cevap çok net bir hayır ! Bilen çok vardır ama yine de yazalım. Bu ülkelerde sipariş üzerine yapılan özel bir tekne boyu, posu, tarzı, donanımı ile karşılaştirabilecek; yani kendisiyle aynı sınıfta olan seri imalat bir tekneden 2 veya 2,5 kat daha pahalıdır. Yani hazırini 100.000 dolara alabileceğiniz tekneyle aynı klasmanda özel yapım bir tekneye 200-250 bin dolar ödemeniz gerekir. Nedeni elbette büyük oranda bu ülkelerdeki el emeği ücretleridir; ama bu pahalilığınin tek sebebi değildir. Bunda tekneyi yaptıranın ( bu durumda gayet haklı olacak olan ) kişisel tercihlerinin maliyete etkisi de az değildir. Bir tekneye muadilinin iki misli fiyat verdiğinizi biliyorsanız o tekneyi donatırken de maliyet kontrolu için her cent'i hesap eden , etmek zorunda olan seri üretimcinin seçimlerini siz yapmazsınız...Muhtemelen aynı marka armayı ve yelken üreticisini kullanmaz, sektörün en iyilerine gidersiniz. Belki bir büyük motoru takarsınız. Daha karmaşık ve rafine bir elektrik, elektronik sistemleriniz olacaktır. Seri imalatçı güverteyi 4 mm papel tikle kaplarken siz 10mm mi olsun, 12 mi olsun diye düşünürsünüz. Herhalde aklınıza ( madem bu kadar para veriyorsunuz ) salmayı ucuz demir dökümle yapmak değil ; pahalı ama daha efektif kurşun salma gelir. Herhalde mobilyanızı dösemecinin en ucuz suni derisiyle değil ; zevkli ama pahalı bir kumaşla , hakiki deriyle kaplatırsınız. Lafı boşuna uzatmayalım...Pruvada loca deliğinden kıçta krom ekzost çıkışına kadar bir tekneye bağlanacak binlerce malzemenin kesenizin elverdiği en iyi dolayisiyla kaçınılmaz olarak pahalı mal olacağını biliyoruz ; hiç kendimizi kandırmayalım...Gidip malzemenin en pahalısinı almak için daima haklı,pratik, doğru bir nedenimiz vardır ( mesele eşinizin veya çevrenizin sizin nedenlerinize pek aldırmamasıdir...).
Hal böyle olunca ucuz maliyet beklemek hayaldir. Ama iki, iki buçuk mislini de ödemek bırakalım tuzu kuru batılıların derdi olsun. Bizde durum ne ? Türkiyede tekne yaptırmak mantıklı olabilir mi ?
Bu soruya benim yanıtım EVET ! Hem de tam da Türkiyede yaptırılır diye düşünüyorum...Zira son demler. Yarın öbür gün kaçınılmaz oalarak bizde de saat ücretleri, maaliyetler, maliye düzen ve takibi, iş güvenliği ve ortam düzenlemeleri fiyatlara yansıyacak. O zaman da artık tekne yaptırmak bizi aşacak. 1990larda , 2000lerde Turkiyede bir tekne yaptırmak benzeri hazır tekneyi almaktan % 25- 30 ucuzdu. Bu neredeyse hazir teknelerde niyetlendiğimiz kayığın bir büyüğünü alabilecek kadar bir tasarruf ; hiç yabana atılamaz. Son 10 senede tekne yaptırmadım. Biraz uzaklaşmış dahi olsam, bir kaç denizci dostumun ve tanidiğim bir iki üreticinin sipariş aldıklari teknelerin fiyatlarıni takip ettim. Şu an düşüncem benzer bir seri üretim tekne fiyatınin biraz altına veya aynisina tekne yaptirabildiği yönünde.
Bu nedenle son demler, yaptıracak olan yaptırsin...diyorum. Yarın artık bizlerin gücu yetmeyebilir ; yerli piyasa sadece kendi ülkelerinde kafalarindaki projeyi gerçekleştiremeyip uygun alternatif arayan yabancı yatçılara kalır.
Kafalardaki bir soru muhakkak ki kalite sorusu olacaktir...Bu konuda benim hiç bir endişem yok. Unutmayın ki bu ülke ( gemi yapımında veya başka hiç bir sanayi sektörunde esamesi okunmaz iken ) daha 1990larda dünyanın 4. büyük yat ınşacisi idi ve hala uluslar arası taninmış bir seri ureticimiz yokken tüm bu hacim ve ciroyu yakalayanlar siparişle üretim yapan özel yapımcılar...Kimisi orta ölçekli 50 - 100 kişi çalıştırir ; kimisi ancak 3-5 kişinin çalıştiğı küçük aile işletmeleri.
Maliyetleri konuştuk. Daha iyi donatılmış olan ( şüphesiz ki öyle : o donanım ve aksesuarları siz seçtiniz ) bir tekneyi ( dikkatli davranmış ve iyi hesap tutmuş iseniz ) seri üretim bir tekneden daha ucuza veya daha gevşek davranıp " olmuşken en iyisi olsun bari ! " deyip harcamaların ucunu salarak aynı fiyata mal ettiniz. Kalitede de endişemiz yok ; yoksa bu kadar yabancı, hatta tekne simsarı vs gelip burada tekne yaptırmaz.
Bu iki kalem tekne yaptırmak için yeterli mi sizce ? Bence değil...
Bu işe girişeceksem başka avantajları da olmalı. Kaldı ki maalesef özel yapım bir tekne ikinci elde satışı ve elde edilecek fiyat açısindan dezavantajlı. Ne seri imalat bir tekne kadar çabuk ve kolay ; ne de onun kadar az değer kaybı ile satabilirsiniz ( aksine örnekler de var ama, mesela ülkemizde yapılıp onlarca sene kullanıldıktan sonra yurt dışina ilk maliyetinin üzerinde satılmış tekne var. Bir Jongert, Swan, HR sahibi dahi olsanız başıniza konmayacak devlet kuşu. Ama bunlar tabii ki istisna ).
Mesela otomobil gibi üç beş senede bir tekne yenileme adetiniz varsa : özel yapim tekne bence cazip değil. En az bir sene yapımını bekle, sat, yenisinin yapımını bekle...Kullan, yine sat. Tersanelerin yüzü güler ama ; hem zaman kaybı hem de ciddi maddi kayıp.
Özel imalat bir tekne bence ya son tekneniz olmalı ; ya da uzun bir süre kullanma fikriniz olmalı. Ha arada varlığından haberdar olmadığiniz yaşlı bir akrabanız vefat eder ; size beklenmedik bir miras kalir...Ya da işleriniz çok iyi yürüyüp gelişiyordur çok şükür. Kim bakar üçüne, beşine...Satar daha büyük daha ıyisini yaptırirsınız, kimin haddine mani olmak ?
Burada da mutabık miyiz ? Teknenizi çok uzun süre kullanmak ve keyif almak istiyorsanız diğer tüm teknelere ve seri üretim teknelere göre bunu hak edecek bir özelliği olmalı. Yani bazı şeyleri farklı olmalı ki, bıkmayın. O zaman bu teknenin harcialem teknelere göre farklılıkları olmalı. Tasarım farkı, donanım farkı, ne bileyim dış görünüşü, iç yerleşimi...Kisaca aradiklarınizi içeren, farkıni gösteren bir tasarım. Bu nedenle ben özel yapım olup da ; seri imalat teknelerin tüm belirgin özelliklerini taşiyan tekneleri gördüğümde : " ama ne gerek varmış ki, bu riski almış bu projeye girişmiş...Hazır bir tekne alsaymış ya , hiç olmazsa bir sezon önce denize çıkmaya başlardı ? "
diye düşünmeden edemiyorum. Ama bana ne ; herkesin kendi tercihi.
Eğer zaten seri üretimi olmayan bir geleneksel tekne, mesela bir tırhandil, bir gulet , bir gerçek klasik veya retro design veya ahşap yada ille aluminyum bir tekne veya Antartikaya gidecek tekne arıyorsanız zaten imal ettireceksiniz. Iki kişi çok uzun seyirler yapacak büyücenek ama sadece tek veya iki kabinli, kocaman salonlu veya içinde minik bir atölye barındiran bir tekne istiyorsanız yine yaptırtmak zorundasınız. Balıkçı görünüşlü veya bir trawler yada commuter tarzı motoryat hayal ediyorsanız muhtemelen yine yaptirmak zorundasiniz.
Özel yapım tekneler işte böyle bir özel amacı temsil ettiklerini gosteriyorlarsa yaptırmaya değer ve denizler için bir kazanç, dıger reisler için suda karşılaşılan hoş bir görsel sürpriz olurlar.