Heyamola Hey
Tersane => Tekne Yapımı => Konuyu başlatan: Ersin Böke - 11 Şubat 2018, 14:32:59
-
İki gün önce Aali ile Kalamış'ta bir kafede buluştuk.. Ben , okuduklarımdan artık iyice kafam karışmış halede bir sürü soru sordum Aali ye.. O da bıkıp usanmadan çize çize anlattı. artık kendi işlerini yapmayan iki mühendis , saatlerce konuştuk..
Ancak esas güzellik , Aali 'nin kendisinden çok daha az bilgisi olan birine , bıkıp usanmadan , sabırla bildiklerini anlatıyor olması..
Öğrendiklerimi özetlemek istiyorum.. Sorduğum sıra ile gideceğim.. Çelik tekneden başlayalım önce..
Malumunuz bu kardeşiniz yıllarca çelik konstrüksüyon üzerine çalıştı.. Çeliğe yabancı değil yani.. O yüzden çelik tekne yapımı çok uzak değil.. Avantajları malum .. Ya dezavantajları.. ?
-AAli kabuğu saç yapsam diyorum..
-Hayırdır kutuplara filan mı gidicen.. ?
- ??? ???
Muhabbet böyle başladı.. Bittiğinde artık her şey son derece net idi..
Geliyor efendim.. Hiçbir yerde okumadığınız bilmediğiniz tekne yapımı ile ilgili çok önemli bilgiler..
Tekmili birden..
-
Eyvaah...Deşifre oldum :-\
DT'ler mi beni ihraç eder, namusumla kendim mi forumdan ayrılayım ? ?0-?
-
Yandık.
-
Yandık.
Ersin ortaya turnusol kağıdını bıraktı,
şimdi dost düşman belli eder kendini...
-
Eyvaah...Deşifre oldum :-\
DT'ler mi beni ihraç eder, namusumla kendim mi forumdan ayrılayım ? ?0-?
Özelden görüşelim:)
-
:)
İşin ilginci neden ahşap tekne tercih etmemizin gerektiği de ortaya çıkıyor.. Tabi dürüstçe söylemek gerekir ise yaptığımız gövde aslında tam bir hibrid oluyor.. Biraz ipucu vereyim.. Strip planking..
Neyse biz önce çeliğe gelelim.. Elbette dayanım açısından bakıldığında çelik gerçekten çok uygun. Ancak dezavantajları şunlar..
Genelde 4mm saç kalınlığı işleme kolaylığı açısından tercih ediliyor.. Ancak 2,5 mm bile yeterli.. Araba imalatında olduğu gibi kalıp kullanılabilse çelik belki de fiberin pabucunu dama atabilir..
Ancak saç, soğuk , pis ve ağır bir malzeme.. Üstelik çok doğru kaynak işçiliği gerektiriyor.. Çelik teknelerde gördüğümüz yüzey çöküntüleri muhtemelen bu kaynak çekmelerinden kaynaklanıyor..
Kaynak kalitesi çok önemli. İnce işlerde kullanılacak macun miktarı bu işçilik ile ilgili.. Her durumda kumlatmanız ve epoksi geçmeniz gerekiyor.. Sonrasında aynı ahşapta olduğu gibi gelsin zımpara macun işleri..
Ancak esas öznemlisi iç kabinde ortaya çıkıyor.. Sonuçta izolasyon için ya köpük, poliüratan gibi malzemeler ya da ahşap kullanılacak.. İşçilik ciddi artıyor anlıyacağınız..
Alüminyum elbette çeliğe göre işleme açısından çok daha avantajlı ancak çok daha hassas bir işçilik istiyor.. Maliyetler çok daha yüksek..
Her durumda çelik ya da alüminyum tekne uzun yolcuların işi..
eh , benim gibi ahşap takıntısı olanlar için ise uygun olan çözüm strip palnking. Türkçesi şerit kaplama..
Bu bizim klasik ahşap tekne yapımından çok farklı elbette.. Avantajı şu.. Ayrıca bir iç izolasyon ve ince işçiliğe gerek kalmıyor..
ŞÖyleki.. Şeritler üzerine oluklar açılıyor.. her bir şerit epoksi ile yapıştirilıyor ve iç içe geçiyor. Oluk sayesinde postalara tam bir uyum sağlanıyor. Üstelik her bir ahşap şerit, birbirine yan yüzeyden değil , üstten çivileniyor.. Sonrasında bu çivileri sökmek gibi bir durum söz konusu değil.. İçinde kalıyor. Sonrasında yüzey yine ahşap papelleri ile çapraz olarak sargılanıyor. Bu da yine çok zor bir işçilik gerektirmiyor. Epoksi ile yapıştırıp, üstten bildiğiniz zımbalıyorsunuz.. Zımbaları da çıkartmak çok gerekli olmuyor..Çıkarmak ta mümkün ancak üzerine belli bir kalınlıkta elyaf ve epoksi geldiğinden çok gerekli görünmüyor..
Şahsi görüşüm , çıkarılmamasından yana.. Çıkarma işlemi sırasında belki de lokal olarak kalkmalar ya da zayıflıklar olabilir..
elbette bu tekne sonrasında klasik bir ahşap tekne olmuyor ancak gerçekten de ahşabın tüm dezavantajları, kurt , çürüme, açılma ve bakım gibi sorunlar tarihe karışıyor.. Kaplanan elyaf ve epoksi ile çok üstün bir sağlamlık, hafiflik ve özellikle iç ince işçilikten önemli bir avantaj sağlanmış oluyor..
Bir de bunun bir kolay yolu daha var.. Ucuz bir kalıp yapmak ve tamamen fiber bir tekne yapmak.. Bir diğeri ise tamamen su kontrasından imalat..
Ancak sağlamlık açısından ahşap şerit kaplama çok daha sağlam ve az maliyetli duruyor.. Bu şeklide o çok şikayet edilen rutubet sorunlarından da ciddi şekilde kurtulunmuş olunuyor..
Adana 'da bulduğum Opr. Doktor Ahmet beyin imalatanesi şu anda önemli bir alternatif olarak duruyor.. Bir yandan Cem Gür 'ün imalat ile ilgili önerileri var.. Dün fuarda Teknomarin standında tanıştığım marangoz Murat usta ile 20 sinden sonra buluşacağız.. Yahu iş ciddiye bindi ha..
Aali , benim tarzıma uygun bir iki modern klasik olarak adlandırılabilecek projeler önerdi.. Minimum 30 max 34 feet , bir yelkenli.. ahşap şerit kaplama yöntemi ile inşaa edilmiş bir yelkenli.. İşin güzeli aynı kalıptan tekneler üretmek mümkün..
Hafif teknenin çok değil ama faydası da daha düşük beygir gücüne sahip bir motor kullanabilmek. 30 feet için bu yöntem ile Yanmar'ın 21 beygir motoru yeterli olur diye düşünüyorum..
Mesela 4 teknelik bir proje düşünülebilir.. O zaman maliyetler çok daha uygun oluyor..
Kabuk işin 20 -25 i kadar.. Diğer önemli ana kalemler elbette salma, arma yelkenler ve motor..
Hayalim şu..
Geçmişte elde edilmiş tüm tecrübeleri , yeni ve modern malzemeler ile yeniden yorumlamak.. karbon fiber bir seren neden olmasın? yeteri kadar hafif alüminyum bir direk.. Ama yine modern gargari halkaları ile basılan bir yelken.. Kolay, ucuz, basit ve dayanıklı.. Her havada giden , hem günübirlik hem de uzun seyirler yapabileceğiniz bir yelkenli tekne..
En önemli özelliği ise uygun maliyetle alınabilecek en uygun tekne..
Çok mu zor..?
Aali ile pek de zor gözükmüyor..
-
Ersin reisim, bahsettiğiniz epoksi-lamine tekniği. Bence de en iyi ve sağlam tekne yapım malzemesi ve yöntemi. Geko'da bir korsan bu şekilde bir yelkenli imal etmiş, standart yapımdan farklı olarak kalıp tahtalarını uygun şekilde imal edip kaplamadan sonra sökmemiş, eğri olarak içerde bırakmıştı. Bu da tekneye extra stabilite kazandırmıştı. Bu başlık ve anlatım forumda duruyor ama resimler sonradan, resim yükleme programı paralı hale geldiği için, kayboldu.
-
Saliha 2,sonra Sariyaz oldu, şimdi de Zerdali...
Bu sistemle üretilmiş ve belli bakımları takiben hala pırıl pırıl ve üstelik de çok estetik.
1980’lerde, Gorbon ya da Arduman yapımı, iyi bir bakımla/restorasyonla pırıl pırıl ortaya çıkabilecek ve bir dönemi temsil eden nice tekneler alternatif olabilir.
Mesela Zerdali, ilk sahibi rahmetli Umur Teoman tarafından, dönemin önemli fransız tekne dizaynırı François Sergent’a sipariş edilmiş, dünyada one-off tabir edilen, yani bir ikincisi olmayan bir teknedir.
Sergent’la ilgili bir kitap yayınlanmış ve tekneyi sattıktan sonra sevgili Cem’le paylaşmıştım.
Teknenin planları, Arduman şantiyes yangınında gittiği için, Sergent’ın eşine ulaşıp, birer kopyasını temin etmiştim. Onlarda, Zerdali’nin şimdiki sahibi sevgili Mustafa Erol’da olmalı.
http://www.sariyaz.com/sariyaz/Hikayelerimiz/Entries/2012/8/26_SARIYAZ_2.html
Eğer büyütme ihtiyacında olmasam -ki iyi ki büyütmüşüm, kesinlikle satmazdım. Hele o kadar emekten sonra....
Eski Saliha 2 gibi olup, kurtarılmayı bekleyen, Zerdali olmayı hakeden tekneler bulacağına eminim. Onların da kaybolmasını bir nebze de olsa azaltmış oluyoruz.
Yolun açık olsun.
-
Saliha 2,sonra Sariyaz oldu, şimdi de Zerdali...
Bu sistemle üretilmiş ve belli bakımları takiben hala pırıl pırıl ve üstelik de çok estetik.
1980’lerde, Gorbon ya da Arduman yapımı, iyi bir bakımla/restorasyonla pırıl pırıl ortaya çıkabilecek ve bir dönemi temsil eden nice tekneler alternatif olabilir.
Mesela Zerdali, ilk sahibi rahmetli Umur Teoman tarafından, dönemin önemli fransız tekne dizaynırı François Sergent’a sipariş edilmiş, dünyada one-off tabir edilen, yani bir ikincisi olmayan bir teknedir.
Sergent’la ilgili bir kitap yayınlanmış ve tekneyi sattıktan sonra sevgili Cem’le paylaşmıştım.
Teknenin planları, Arduman şantiyes yangınında gittiği için, Sergent’ın eşine ulaşıp, birer kopyasını temin etmiştim. Onlarda, Zerdali’nin şimdiki sahibi sevgili Mustafa Erol’da olmalı.
http://www.sariyaz.com/sariyaz/Hikayelerimiz/Entries/2012/8/26_SARIYAZ_2.html
Eğer büyütme ihtiyacında olmasam -ki iyi ki büyütmüşüm, kesinlikle satmazdım. Hele o kadar emekten sonra....
Eski Saliha 2 gibi olup, kurtarılmayı bekleyen, Zerdali olmayı hakeden tekneler bulacağına eminim. Onların da kaybolmasını bir nebze de olsa azaltmış oluyoruz.
Yolun açık olsun.
Herkese selamlar. Zerdalinin tum dosyasi sagolsun cok degerli Mehmet Atay tarafindan bana teslim edildi. Ayrica yapim asamasindaki resimleri de mevcut. Zerdali de hicbir curume kurtlanma su yapma veya nem rutubet sorunu yok. Sintinesi kupkuru. İyi havalanan bir tekne. Nefes aliyor. Yapim teknigi tamda yukarida anildigi gibi. Epoksi emdirilmis capraz seritler ile olusturulmus ve disi elyaf epoksi kapli. Rahmetli Arduman gercekten iyi bir tekne yapmis. Gormek incelemek isteyen olursa Yesilkoydeyiz. Pazar gunleri beklerim. Ben ailemle birlikte keyifle kullaniyorum. Mutlaka yaz kis her hafta gitmeye calisirim. Makinasini calistirir. Hepimizin yaptigi malum kontrolleri yaparim. Yapim asamasindaki resimler flash bellekte. İlk firsatta paylasirim.
ASUS_X00DD cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Mustafa reis , mutlaka paylaşmalısın.. Çok merak ettim şimdi..
-
Mustafa reis , mutlaka paylaşmalısın.. Çok merak ettim şimdi..
Tamam yarin paylasirim.
ASUS_X00DD cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
:)
./...
Hayalim şu..
Geçmişte elde edilmiş tüm tecrübeleri , yeni ve modern malzemeler ile yeniden yorumlamak.. karbon fiber bir seren neden olmasın? yeteri kadar hafif alüminyum bir direk.. Ama yine modern gargari halkaları ile basılan bir yelken.. Kolay, ucuz, basit ve dayanıklı.. Her havada giden , hem günübirlik hem de uzun seyirler yapabileceğiniz bir yelkenli tekne..
./...
http://egeiou.blogspot.com.tr/2016/05/randa-arma-gecmis-bugun-gelecek.html (http://egeiou.blogspot.com.tr/2016/05/randa-arma-gecmis-bugun-gelecek.html)
./...
"Buraya kadar anlatılanlar dünü idi. Acaba bu makaleden ve başkaca verilerden yola çıkarak ilk okunuşunda ütopya gibi görünen "modern teknelere randa yelken uygulaması" ne aşamada diye soranlar da olacaktır.
Sıkı durun.... Tadını çıkartın... Ve yeniden düşünün... !!!"
-
Eyvaah...Deşifre oldum :-\
DT'ler mi beni ihraç eder, namusumla kendim mi forumdan ayrılayım ? ?0-?
Sanela’nın planlarını ve imalat yöntemini paylaşırsanız bu işi DT Leri işe karıştırmadan sükunet içinde çözeriz 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Aali'nin önerdiği projeleri incelerken hoş cümle gördüm..
Nuhun gemisini amatörler , Titaniği profesyoneller yaptı..
iyiymiş..
-
Aali'nin önerdiği projeleri incelerken hoş cümle gördüm..
Nuhun gemisini amatörler , Titaniği profesyoneller yaptı..
iyiymiş..
Proje sahibine bak sen :P
-
:)
ŞÖyleki.. Şeritler üzerine oluklar açılıyor.. her bir şerit epoksi ile yapıştirilıyor ve iç içe geçiyor. Oluk sayesinde postalara tam bir uyum sağlanıyor. Üstelik her bir ahşap şerit, birbirine yan yüzeyden değil , üstten çivileniyor.. Sonrasında bu çivileri sökmek gibi bir durum söz konusu değil.. İçinde kalıyor. Sonrasında yüzey yine ahşap papelleri ile çapraz olarak sargılanıyor. Bu da yine çok zor bir işçilik gerektirmiyor. Epoksi ile yapıştırıp, üstten bildiğiniz zımbalıyorsunuz.. Zımbaları da çıkartmak çok gerekli olmuyor..Çıkarmak ta mümkün ancak üzerine belli bir kalınlıkta elyaf ve epoksi geldiğinden çok gerekli görünmüyor..
Âli reis aşağıdaki soruna daha açıklayıcı cevap verecektir sanırım.
Papelleri birbirine zımbalamak yerine kürdan gibi inçe ahşap parçalarla çakıp çıkıntıları kesilmek suretiyle de imalat yapılabiliyor muydu yoksa ben bambaşka birşeyden mi bahsettim ? 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Oğuzhan reisim şimdilerde kompozit zımba telleri ve çivileri var. Bildiğim 8mm. derinlikten başlayıp 16mm.ye kadar çeşitli boyları var. Stripplank, laminasyon yapmaya karar verdiğimde araştırırken bulmuş ve Türkiye'ye gelmiş ilk Omar zımba makinasına ulaşmıştım. :)
Masif ahşaba bile nüfuz ettiği derinliğe inanamazsın. Zımbalama işinden sonra tel sök derdi kalmamış. İş bitimi zımpara ile de neredeyse hiç izi kalmıyor.
(https://i.hizliresim.com/nORdBR.png) (https://hizliresim.com/nORdBR)
Senin söylediğin yöntemi Melody II nin yapımında uygulamışlardı. Proje sahibi Ahmet Bakır paylaşmıştı.
-
Aali'nin önerdiği projeleri incelerken hoş cümle gördüm..
Nuhun gemisini amatörler , Titaniği profesyoneller yaptı..
iyiymiş..
Proje sahibine bak sen :P
Olağaüstü bir espri, kahkaha attım.
-
Eyvaah...Deşifre oldum :-\
DT'ler mi beni ihraç eder, namusumla kendim mi forumdan ayrılayım ? ?0-?
Sanela’nın planlarını ve imalat yöntemini paylaşırsanız bu işi DT Leri işe karıştırmadan sükunet içinde çözeriz 
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Sanela'nın planlarının başına her evli erkeğin başına gelenler geldi...
Tekne yapıldi, bitti. Projeler rulo yapılmış karton ambalaj tüplerinde hiç de fazla yer işgal etmeden, evde bir kenarda duruyordu. Sevgili eşim ise belli aralıklarla " Bu luzumsuz tozlu nesneler daha ne kadar ortada sürünecekler ? 8-) " deyu bana hucum göstermekteydi...Bir gün mağlubiyeti kabul edip katlanıp dosyasına girecek A3 ve A4 ebadından büyük ne çizim varsa hepsine veda etmek zorunda kaldım. Ama tasarımcısıyla hala temastayız, bir kaç senede bir Türkiyeye gelir, buluşuruz. Proje yeniden gerekse onda var ; mesele değil.
Imalat yöntemine gelince ; önce bir kalıp yapıldı. Lamine postalar ve omurga, bodoslama bu kalıba monte edildi. Sonra gövde double carvel denilen boyuna çift kat masif 12 mm'lik maun kaplamayla epoksi lamine edilerek inşa edildi. Sonra ters çevirip, içinden kalıbı çıkardık. Gövde içten ve dıştan tekrar iki kat epoksi ile kaplandı, dışı verniklendi.
Güverte ahşap lamine kemereler üzerine çift kat su kontrplağı ve tik kaplama, kamara ve havuzluk duvarları, bölmeleri su kontrplağı uzerine içten ve dıştan masif maun lamine edilerek 3 kat yapildı.
Kurşun torpil salması hazırladığımız ahşap modele göre dökülüp ( döken imalathanenin binası kurulan ocak, yığılan kömür , kalıp kumu ve kurşunun ağırlığı nedeniyle çöküyordu...Bu güzel ve eğlenceli bi hikayedir, başka zaman anlatırım. Salmayı tutup binanın 3. katında dök diye ben söyledim sanki dökümcü ustasına ? ) gövdedeki yığma masif ahşap yuvasına bağlandı. Krom dümen şaftı ve buna kaynakli krom desteklerinin üzerine yine masif ahşap dümen palası yapılıp takıldi. Bu arada bittikten sonra salmasız olarak tekne bir kamyona yüklenip, salma da ayrı bir araçla tartılmaya gidip tartıldı ki, tekne düşünülenden ağır olmamış olsun da benim içim rahat etsin diye .
Sonra mekanik işleri, krom işleri, elektrik işleri filan...Bir yaz başı tekne bitti. Danimarkadan direği geldi. Tekne Fenerbahçede, direk Ataköy marinada donatılacak. Biz yelkenli görünümlü motoryat olarak Fenerbahçe - Ataköy seferlerine başladık. Direk dikildi, çarmik telleri kesildi, her şey tamamlandı. Armacı arkadaşımız baktı " Bu çarmıklar yanlış, kisa olmuş bunlar..." dedi. Danimarkadan yeni çarmıklar ( ve eskileri boydan kesilmiş olduğu için ) yeni teller geldi. Direk tekrar indi, tekrar bindi...Yine bir hata oldu, bir daha çarmiklar ve teller değişti...Bu masrafların tamamını direk imalatçısı ve Türkiye mümessili karşıladı ; benim payıma sadece o yaz Fenerbahçe marinada edindiğimiz şöhret kaldı : " Bunlar sabah üzerlerinde direk Fenerbahçeden çıkıp Ataköye giderler, akşam direksiz geri dönerler ! ". Bu da fazla sürmeyen ve eğlenceli bir süreç olduydu ama
-
Sanela’nın hikayesi ilginçmiş gerçekten
ahşap tekne merakı olmayan , tahta romantizminden çok uzak birisi olmama rağmen hayranlıkla bakmış maşallah demeyi de unutmamıştım Bodrum’da pontonda sanela’yı gördüğümde. Ersin reis ne zaman ahşap tekne sohbeti açsa ( zaten kapattığı görülmemiştir.) ahşap olacaksa Sanela gibi olsun derim hep
güzel günlerde kullanmanız ve karinasından su eksik olmaması dileğiyle
( 3. Katta salma dökme olayına hala gülüyorum
)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
İki gün foruma giremedim, konular uçmuş gitmiş, bu konuyu en sona bıraktım. Çünkü sohbet detayını fuarda biraz Böke'den dinledim ve daha bir heyecanlandım. Deneyimlerinizden haberdarız ama bizimle paylaşıyor olmanızdan ve deşifre olmanızdan ayrıca çok mutlu oldum. Böke kayık yapar mı? Bilinmez .Ama o kayık yapana kadar a dan z ye herbir bilgi yazılır ve ortaya çıkar sanırım. Bizlerde böylelikle istifade ederiz.
Selametle efendim.
-
Köstekçi bu arada dün aramışsın.. Görmedim kusura bakma fuardaydım.. Yarın sabahtan ararım.. Bu arada kompozit zımba nasıl birşey..?
-
Yanlış yere gitti sildim. :)
-
Senin söylediğin yöntemi Melody II nin yapımında uygulamışlardı. Proje sahibi Ahmet Bakır paylaşmıştı.
Şimdi hatırladım Mehmet reisim. Teşekkürler.
-
İki gün foruma giremedim, konular uçmuş gitmiş, bu konuyu en sona bıraktım. Çünkü sohbet detayını fuarda biraz Böke'den dinledim ve daha bir heyecanlandım. Deneyimlerinizden haberdarız ama bizimle paylaşıyor olmanızdan ve deşifre olmanızdan ayrıca çok mutlu oldum. Böke kayık yapar mı? Bilinmez .Ama o kayık yapana kadar a dan z ye herbir bilgi yazılır ve ortaya çıkar sanırım. Bizlerde böylelikle istifade ederiz.
Selametle efendim.
Ahmet Bey muhabbet en az kayık yapmak kadar zevkli , üstelik bedava ve stresi yok. Böke tekneyi yapsa da yapmasa da güzel vakit geçiririz.
Yaşlandıkça gevezeleşiyorum sanırım, bir fakülte arkadaşımla beni epey düşündüren bir anım vardır . Şimdi "çocuğu" yanlış değerlendirmemeniz için önce biraz tarif etmem gerek, mükemmel futbol, iyi basket oynayan, daima fit, tekneci ;- hatta yatlarda yarışmışlığı bile vardır, yetmez amatör pilot, başarılı bir iş adamı ; yerinde duramayan bir 60'lık "delikanlı" yani.
Ikimizde de beyinler kaçak yapmaya yatkın olduğundan gençliğimizden beri durma "şu nasıl yapılır, bunu yapsak nasıl olur " konuşur dururduk. Yıllar sonra bir gün ben uyandım, kafamda bir şimşek çaktı : Ülen dedim, imkanların var ; durma şu nasıl yapılır, bu nasıl yapılir konuşur durursun ; ama hiç bir şey yapmadın ? ( gerçi güzel de bir ev yaptı ).
Bizimki hiç kendinden beklenmeyen bir ciddi yüz tavrı takındı, biraz düşündü , sonra :" Yahu ben onların hepsini kafamda planlıyorum, çıkabilecek sorunları düşünüp onlara teker teker çözüm buluyorum, adım adım sonuna kadar gidiyor projeyi tamamlıyorum. Sonra gerçek hayatta bir şey düşündüğümden mükemmel zaten yapılamaz deyip tatmin olup,vazgeçiyorum..." dedi.
Ben düşündüğümü dayanamayıp yapanlardanım. Fakat arkadaşımın ( aslında şimdi yıllar sonra benim burada formüle ettigimden daha fazla felsefe içeren, benim çok da iyi aktaramadığım ) bu argümanı beni etkiledi...Gerçi yeri geldiğinde bu görüşü anlattığım başka insanlar bu yorumdan hiç de etkilenmediler , peeh, saçmaymış ! diyen de oldu. Ama ben hala bunun üzerinde düşünür dururum.
Yani demem o ki ; sonunda cisme bürünmese de bizler burada elbirliğiyle Böke'ye gerçeğinden mükemmel harika bi tekne yapariz ki ? ;)
-
İlk elegelir teknem Karadeniz yapısı 9.50 m. Alamatra dan dönüşmüş ahşap bir motor yattı.
Onu motor yelken e çevirirken 3 sene kuşadası marina da uğraştım (1995-98), malzeme taşımaktan 2 araba heba oldu , ustalar 2 kamyon bira ve rakı (biraz abartmış olabilirim) içti , sonunda güzel bir tekne oldu.
Hanım hala derki o zamanımı ve parayı işime harcasam şimdi İzmir de iki işhanım vardı. ::)
Bu işlere kalkışanlar bunu da göz önüne alsın. :-\
-
Eh madem hikayeler anlatıyoruz.. :) Ben bu tekne yaptırma işini çok abarttığımızı düşünüyorum. Efendim çelik işindeyiz.. Amerikan Butler Builder 'in Türkiye temsilcisiyiz.. 3M Çorlu da fabrika kuracak çeliği Butler den satın aldı.. Biz de montajını yapacağız.. ankrajlar atıldı , Temel atma töreni için bekliyoruz. Avrupa müdürü gelip temel atacak, tören yapılacak filan.. Adamın programı değişmiş , iki hafta sonraya ertelendi tören.. İki hafta sonra tören için geldiklerinde şok olmuşlardı.. Temelini atmak için geldikleri fabrika binası karşılarında duruyordu..
Yine efendim Kazakistan da Chevron un işlerini yapıyoruz.. Yüz küsür villanın çelik çatı işleri ve tüm sosyal tesislerin çelik çatı işleri bizde.. Benden önceki şef , yavaş kalmış Çatılar kapanmamış , çatılar kapanmaz ise kışa giriliyor içeride ince işler başlayamayacak. Türkiye de kriz var. Ana yüklenici iş gecikti diye hakediş ödemiyor, işçiler de maaş alamıyor diye işe çıkmıyorlarmış. Şantiyeye bir gittim ki ekip, benim Türkmenistan ekibi.. Sarıldık öpüştük..
Beni hep, problemli şantiyelere gönderirlerdi. Bu ekip beni çok sever.. Türkmenistan da uçak hangarı yaparken ilk çalışmıştık bu ekiple.. Yine benden önceki şef, İşçilere Telefon yasağı getirmiş.. Adamlar Ailelerini , çoluğunu çocuğunu arıyamıyor.. Ben gelince tüm aramaları serbest bıraktım . Hem de şirketten.. Aslında şantiyecilik biraz askerlik gibidir.
ekip beni görünce paraları ile ilgili bir sorun olmayacağını anladı.. Bu işçiler dünyadaki en helal parayı kazanırlar.. Atrau gibi bir yerde 45 derecede çelik galvanizli saçı monte etmek tavada hamsi gibi pişmek demek. .. Benden önceki şef klimalı konteynırda otururmuş. Ben şef konteynırını çayhane yaptımdı. Daralan gelip soluklanıp, bir çay sigara içer işine dönerdi. BU şantiyede 40 gün içinde tüm çelik imalatlar bittiydi.. Kimse inanamadı.. Bizim gecikmemizi bahane edip, kendi hatalarını örmeye çalışan ince iş taşeronları ile çok eğlenmiştim..
Tekne yaptırmak sıkıntı değil yani.. İş önce doğru projeyi bulmakta.. Gerisi açıkçası hiç bana korkutucu gelmiyor.
-
Yani demem o ki ; sonunda cisme bürünmese de bizler burada elbirliğiyle Böke'ye gerçeğinden mükemmel harika bi tekne yapariz ki ? ;)
Abi ne güzel özetlemişsiniz.
(Ayrıca bende, bu hayali, zaman zaman ütopik projelerle dolu özel dünyada yaşayanların ön sırada oturanlarındanım.)
-
Sanela’nın hikayesi ilginçmiş gerçekten
ahşap tekne merakı olmayan , tahta romantizminden çok uzak birisi olmama rağmen hayranlıkla bakmış maşallah demeyi de unutmamıştım Bodrum’da pontonda sanela’yı gördüğümde. Ersin reis ne zaman ahşap tekne sohbeti açsa ( zaten kapattığı görülmemiştir.) ahşap olacaksa Sanela gibi olsun derim hep
güzel günlerde kullanmanız ve karinasından su eksik olmaması dileğiyle
( 3. Katta salma dökme olayına hala gülüyorum
)
Gezgin korsan ilk yarışlarından biriydi Ataköy Marinada izin isteyerek Sanela'yı hayranlıkla gezmiştim.O dönemde ahşabın her haliyle Cemre'de uygulamalar iyileştirmeler yapıyordum.Biraz hayret etmiştim.Sanela ahşap tekneyse bizimkiler ne acaba diye.
-
Bir şey soracağım Ersin arkadaşlar ; Ahşap ve ahşap lamine (kompozit ) kavramlarını biraz rahat karışık kullanmıyormuyuz ?
-
Bir şey soracağım Ersin arkadaşlar ; Ahşap ve ahşap lamine (kompozit ) kavramlarını biraz rahat karışık kullanmıyormuyuz ?
Hocam, sevgili Cem Yılmazın ''şu ortaya karışık alevli bir ''siparişi var ya,bu da öyle karışık bir şey. ;D
Yazanların eline,düşünenlerin beynine,yapacakların koluna sağlık. :)xx
Biz de ne güzel sıcacık köşemizde okuyup tekne ve deniz eksiğimizi gideriyoruz. ;)
-
Bir şey soracağım Ersin arkadaşlar ; Ahşap ve ahşap lamine (kompozit ) kavramlarını biraz rahat karışık kullanmıyormuyuz ?
Hocam, sevgili Cem Yılmazın ''şu ortaya karışık alevli bir ''siparişi var ya,bu da öyle karışık bir şey. ;D
Yazanların eline,düşünenlerin beynine,yapacakların koluna sağlık. :)xx
Biz de ne güzel sıcacık köşemizde okuyup tekne ve deniz eksiğimizi gideriyoruz. ;)
Deniz eksikliğini anladım da gitti mi Faraway? Ne bu tekne eksikliği?
-
Köstekçi bu arada dün aramışsın.. Görmedim kusura bakma fuardaydım.. Yarın sabahtan ararım.. Bu arada kompozit zımba nasıl birşey..?
Bileşimi nasıldır bilmiyorum ama sertleştirilmiş plastik gibi bişey; adı üstünde kompozit. :) Piyasadan farklı marka makinalarla denedim Omer'in makinadan başka çalışmıyor. Bu 12,7 genişlik önemli yani. 6-8mm. den başlıyor, 16-18mm.e kadar boy seçeneği var.
Ayrıca aynı malzemenin 50mm.den başlayan çivisi ve makinesi de mevcut. Bende makinesi yok denemedim ama zımbanın performansı müthiş.
(https://i.hizliresim.com/A1LaQv.jpg) (https://hizliresim.com/A1LaQv)
(https://i.hizliresim.com/1JL5PB.jpg) (https://hizliresim.com/1JL5PB)
Aradığıma gelince: Blue moon'un planlarıyla birlikte verilen "constraction manual" var. Bana ingilizcesi lazım. Senin WB forumla diyaloğun iyi oradaki BM sahiplerine elinde olan var mı diye bir sorsan diyecektim.
-
olur sorarım.. BU zımba iyiymiş ha..
-
Bir şey soracağım Ersin arkadaşlar ; Ahşap ve ahşap lamine (kompozit ) kavramlarını biraz rahat karışık kullanmıyormuyuz ?
Hocam, sevgili Cem Yılmazın ''şu ortaya karışık alevli bir ''siparişi var ya,bu da öyle karışık bir şey. ;D
Yazanların eline,düşünenlerin beynine,yapacakların koluna sağlık. :)xx
Biz de ne güzel sıcacık köşemizde okuyup tekne ve deniz eksiğimizi gideriyoruz. ;)
Deniz eksikliğini anladım da gitti mi Faraway? Ne bu tekne eksikliği?
Far out duruyor da ben Teos marinaya kışın ne zaman gitsem üşütüp hastalanıyorum. :-X
Zaten sinameki bir adamdım 66 olunca hepten çaptan düştük. ;)
Ya da Teos marina bana yaramadı. ???