Yarın Ocak da bitiyor. Yengeç hala yerli yerinde duruyor. Dışarıdan bakan hala 2-3 ay iş var diyor. Ben de her seferinde boya bittikten sonra 3 haftası var diyorum. Ama gel gör, boya işi hala başlayamamaya devam ediyor. Günlerim macun-takoz zımpara arasına sıkışmış halde devam ediyor. Malum, adam çalıştıracak para kalmadı, iş başa düştü. Elim iyiden iyiye alıştı ama tek başına doğal olarak yavaş ilerliyor. Bir de daha önce yapmadığım işler bir kısmı. Mesela köşelere macun çekmek belki zor bir iş değil ama ilk deneme her daim fiyasko. Şimdi elim alıştı. Takoz zaten başlı başına bela bir iş. Çok ciddi efor istiyor. Son iki gece sağ kolumun ağrısından uyuyamadım. Ki bayağı dayanıklıyımdır aslında. Yeteri kadar takoz zımparayla gerçekten nefis bir yüzey çıkıyor ortaya. Fakat ciddi sabır işi. Macun çekerken itinalı olmazsanız takoz zımparaya geldiğinde sıra kendi kendinize bayağı bir küfür ediyorsunuz
Hele bir de sakarlığım efsane. Lumbozların altına çektiğim cillop gibi macunu güvertede gezinip, iş yaparken tepikleye tepikleye mundar etmişim. Kendi topuğuma sıkmak istedim valla. Şimdi artık macun çektiğim tarafta bir daha iş yapmıyorum macun donana kadar. Macunun donma süresi de ayrı sorun tabi bu mevsimde...
Öncesi
Sonrası
Bir kaç güne üst bina büyük ölçüde bitecek gibi. Ama asıl "challenge" yumrular
Makine dairesi neredeyse hazır. Yeni şaft ve kovan geldi. Bu hafta esnek kaplin ve şaft yatakları da gelince mekanik kurulumu da bir yandan başlayacak.
Neyse, devam işte...
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be... Whom the sea has taken Never shall be free."