[Hakan Tiryaki]

Şu an benim de endişem benzer. Şişmeden gresin etkisini yitirmesi. Pazartesiye kadar oynaymayacağım daha yerinden.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Ahmet Kabaalioğlu]

Şu an benim de endişem benzer. Şişmeden gresin etkisini yitirmesi. Pazartesiye kadar oynaymayacağım daha yerinden.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Sürtünme olmazsa gres bırakmaz,tutunur, çok endişe etme bence.

[Özgür Ökten]

Evet, gres talaşa göre daha dayanıklı olacak, daha uzun şişme süresi sağlayacaktır.

Talaş hareket edince hemen gidiyor, ama avantajı gres gibi tek tek sürmüyorsun, poşeti karinaya yakın patlatıyorsun o kendi delikleri çatlakları bulup dolduruyor, uygulama çok pratik.

Ersin,
benim 1 numaralı kötü seyir tecrübem Kırım-Samsun arasında 30 saatlik tek motoru ve dümeni çalışmayan motoryat transferimdi.

öZgür (tapatalk)

[Ahmet Kabaalioğlu]

Evet, gres talaşa göre daha dayanıklı olacak, daha uzun şişme süresi sağlayacaktır.

Talaş hareket edince hemen gidiyor, ama avantajı gres gibi tek tek sürmüyorsun, poşeti karinaya yakın patlatıyorsun o kendi delikleri çatlakları bulup dolduruyor, uygulama çok pratik.


öZgür (tapatalk)

Greside bir müddet sonra balıklar yemeye başlıyor.

[Mehmet Köstekçi]

Geçmiş olsun Tiryaki. Hemen bütün sıkıntılarının sonu diyebiliriz.

Nasılsa benim de başıma gelecek. Bu gres ve talaş ikilisini çok duydum. Hiç prim de vermedim. Ama anlaşılan işe yarıyor.

Şimdi. Tlaşı gresle karıştırıp bu macunumsu karışımı mı sıvıyorsun armuzlara? Yoksa sadce gresi mi basıyorsun?

Ustacığım seninki farklı; Yengeç kurumak zorundaydı. Teknenin altını hergün ıslatmayı ihmal etme kısmen kurtarırsın. Burda bir Namık usta var sanırsın domates biber ekmiş; her gün muntazaman suluyor. Hatta içine ağzı açık 5Lt.lik petlerle değişik yerlere su koy ıslatmaktan daha iyi olabilir.

[Cem Gür]

   Anlaşılan o ki İonia da denize inmeden zehirli boyası gresle yağlanacak.

[Hakan Tiryaki]

   Anlaşılan o ki İonia da denize inmeden zehirli boyası gresle yağlanacak.

Bugün atölyede geyiğini yapıyorduk. Lan dedik keşke zehirli yerine gres vuraydık

[Cem Gür]

Vallaha olmayacak iş değil hani.
Pazartesiye kadar ellemeyeceksin de arada içeri girip bakıyor musun ? Pompaları çalıştırıyor musun ? Yoksa iyice suyu kesti mi?

[Hakan Tiryaki]

Vallaha olmayacak iş değil hani.
Pazartesiye kadar ellemeyeceksin de arada içeri girip bakıyor musun ? Pompaları çalıştırıyor musun ? Yoksa iyice suyu kesti mi?

Henüz suyu kesmedi. Üç kademe flatör var, kıç miço otomatik basıyor fazlasını. Daha fazla yükselmesini elektrik vs yüzünden göze alamıyorum. Biraz da bu yüzden süre uzuyor sanırım. Gözlemim gittikçe azaldığı yönünde ama hala seyre çıkmak için yeterli değil. Bugün gözlemim miçonun 45 dakikada bir devreye girip 1 dakika çalıştığı yönünde. Ben ayda yılda bir sintine basmaya alışığım, ciddi sorun gibi görünüyor bana hala. Yarın biraz daha detaylı inceleyeceğim, gözümden kaçan bir yer olup olmadığını. Bu arada bir tane 220 dalgıç da hazır bekliyor, ne olur, ne olmaz diye.

[Hakan Tiryaki]

Miço 750 galonluk. Kabaca hesapla bir dakika çalıştığında 45 lt kadar su atıyor. Bugün hala dakikada 1 lt kadar su aldığım sonucu çıkıyor. Daha bayağı bir şişmesi gerek ahşabın ya da gözümden kaçan bir yerler var. Kovandan kıllandım, ki kıllanmamı gerektirecek bir şey olmadığı halde. Fakat ne salmastra ne de iç glen çevresinde su yok. Bulmaca gibi anasını satiim.

İlk gece havuz problemlerini hatırlayıp durdum havuzlukta nöbet tutarken. Biliyordum bir gün lazım olacağını

[Cem Gür]

220 lik dalgıç hazırda bekliyor deyince .....

11.25mt "Thalassa" motor teknesini Tuzla'da yapıp suya indirdik, Fenerbahçe Marinada bir de kolay yer bulup bağladık. Tekne üzerine 10-14 kişi çıkıyor, ortada adam görünmüyor. Tadını çıkartıyoruz cümbür cemaat.

Bir Pazar günü Boğaz'da yapılan bir etkinliğe katıldık. Yine bol nüfusla. Boğaz'da endamımızı gösterdikten sonra akşam saatlerinde Fenerbahçe'ye döndük. Bağlandık. Milletin kafası zaten güzel, güle oynaya tekneyi terk ettiler.Teknede ben ve 2 oğlum kaldık. En son kontrollerden sonra kapatıp eve döneceğiz.
 
Onlar baş tarafı hallettiler. Ben de Motor kaportasını açtım. Aman allah !! Motor yarı beline kadar su içinde. 2 Vakvak ve bir elektrikli pompayı çalıştırmaya başladık. Sürekli su basıyoruz ama eksilme yok. Hatta motor üzerinde daha da yükseliyor.

Sonunda maskeyi taktım, elime bir de fener alıp kıç ambarda daldım suya. Oraya bak, buraya bak, şaftı, iç gleni kontrol et, görünürde bir şey yok.

Dışarı çıkıp marina gece görevlilerini diktim ayağa. 220'lik 2 dalgıç pompa getirdiler. Başladık suyu boşaltmaya... Gece oldu saatin biri. 2 dalgıç cayır cayır çalışıyor ama su azalsa da bitmiyor. 
Tek çare gecenin o saatinde Thalassa'yı lifte almak kaldı. Millet uykusuz, sürekli her söylenene yan çiziyorlar....

Saat iki buçuk cıvarında marinadan bir başka adam durum değerlendirmesi için tekne başına geldi.
Oraya baktı, buraya baktı, hikayeyi dinledi. Ve "Motor ters emiş yapıyor. Stop ettiğinde bir kere emerse durmaz " dedi. Kıç ambara indi. Manifolttan egzostu söktü.  Yangın hortumu gibi deniz geliyor. Bir şekilde suyu durdurdu. Hortumun içini boşalttı. Ağzını ambar kapağı üzerine gelecek şekilde bağladı. Gitti. Biz de eve sabah ezanında girebildik.

Motor çok zarar görmedi. Teknedeki su boşaltıldı. Ertesi gün egzost çıkışının fileto çizgisi altında olduğunu gördüm. Hemen bir tapa ve macunla tıkadık. Nurettin gelip yeni deliği bu kere korkudan neredeyse borda yüksekliğinin ortasından açtı.

Demem o ki 220lik dalgıçların da yetemediği durumlar olabiliyor. Kimsenin başına gelmesin.

[Hakan Tiryaki]

Bugün bütün gün camların montajıyla uğraştım. İtiraf edeyim, bir yandan geçen zaman zarfında ne derece ustalaşmış olduğumu farkettim, kıçım kalktı Tek tek yerlerine alıştırarak, tüm vidalarını senkronize bir şekilde sıkarak ve tabi her bir vidasına sika sürerek sanırım temiz iş çıkarttım. Bana akşamı ettirdi ama yine yoran bildiğin sıcak esen sert rüzgar ve acımasız güneş oldu. Yarın artık temizliğe başlamayı planlıyorum ama öncelikli konu hala aynı debide devam eden sızıntı. Her yarım saatte bir bir dakika çalışıyor miço. Yarın gerekirse dalarak bir kez daha kontrol edeceğim altını. Biraz da talaş kullanıp çözmeye çalışacağım kaynağını. Marina şimdilik idare ediyor ama bugün yarın bi git artık derler sanırım. Bir an evvel çözmem ve işe koyulmam lazım artık...

[Hakan Tiryaki]

Sabah sonunda üç hafta kadar önce incittiğim bileğimi göstermeye gittim. Merhem, iğne, hap, bileklik... adam bir fitil vermedi.  Tendonun canına okunmuş ama adam olurmuş. Döner dönmez kayığa gittim. Hala durum aynı, 30 dakikada bir 1 dakika. Serdar abiyle konuştum, beni ne zaman kovacaklarını sordum. Fazla uzun sürmez ya da ücret yazarlar dedi. Sağlık ossun, öderiz dedim. Sonuçta bu halde çıkasım yok alargaya.

Akşamüstüne kadar temizlik, derleme ve toplama işleri ile uğraştım. Akşamüstü marangoz arkadaş bir çuval talaş getirdi. Doldurdum bir poşete, kuşandım ekipmanı ve indim yine Yengeç'in altına. Daha önce farketmediğim ya da daha sonra açılmış bir kaç armuz gördüm. Yakınından salıverdim talaşı. Daha önce hiç yapmadığım bir iş ama ne kadar zor olabilir ki; mantık belli. Açık yerler talaşı vakumlayacak, akıntıya kapılan talaş armuza dolacak. Armuz armuz gezindikten sonra baktım daha malzeme bol, bu sefer omurganın altından doğru yüzerek saldım malı. Poşet boşalınca da çıktım kayığa.

Merakla beklemeye başladım. Şansıma tam çıkarken çalıştı miço. 17:53'te. Bu arada aşağıda kayda değer bir aksaklık görmemek biraz olsun içimi rahatlattı. Bir kaç gündür debi yüzünden ciddi bir açıklık bekliyordum ama görmedim.

18:53 oldu saat, hala miçodan ses yok. Su seviyesine bakıyorum hala flatör seviyesine ulaşmamış. En azından yarı yarıya azaldı diye seviniyorum. Bir yandan temizlik yaparken, bir yandan sürekli kulağım miçoda. 19:45 ve hala tık yok. Yoruldum ve biraz da muzaffer komutan edasıyla bıraktım işi, eve attım kendimi. Galiba az da olsa işe yaradı. Biraz olsun keyfim yerine geldi.

Bakalım devamı nasıl gelişecek...

[Serkan Güvenen]

Sabah sonunda üç hafta kadar önce incittiğim bileğimi göstermeye gittim. Merhem, iğne, hap, bileklik... adam bir fitil vermedi.  Tendonun canına okunmuş ama adam olurmuş. Döner dönmez kayığa gittim. Hala durum aynı, 30 dakikada bir 1 dakika. Serdar abiyle konuştum, beni ne zaman kovacaklarını sordum. Fazla uzun sürmez ya da ücret yazarlar dedi. Sağlık ossun, öderiz dedim. Sonuçta bu halde çıkasım yok alargaya.

Akşamüstüne kadar temizlik, derleme ve toplama işleri ile uğraştım. Akşamüstü marangoz arkadaş bir çuval talaş getirdi. Doldurdum bir poşete, kuşandım ekipmanı ve indim yine Yengeç'in altına. Daha önce farketmediğim ya da daha sonra açılmış bir kaç armuz gördüm. Yakınından salıverdim talaşı. Daha önce hiç yapmadığım bir iş ama ne kadar zor olabilir ki; mantık belli. Açık yerler talaşı vakumlayacak, akıntıya kapılan talaş armuza dolacak. Armuz armuz gezindikten sonra baktım daha malzeme bol, bu sefer omurganın altından doğru yüzerek saldım malı. Poşet boşalınca da çıktım kayığa.

Merakla beklemeye başladım. Şansıma tam çıkarken çalıştı miço. 17:53'te. Bu arada aşağıda kayda değer bir aksaklık görmemek biraz olsun içimi rahatlattı. Bir kaç gündür debi yüzünden ciddi bir açıklık bekliyordum ama görmedim.

18:53 oldu saat, hala miçodan ses yok. Su seviyesine bakıyorum hala flatör seviyesine ulaşmamış. En azından yarı yarıya azaldı diye seviniyorum. Bir yandan temizlik yaparken, bir yandan sürekli kulağım miçoda. 19:45 ve hala tık yok. Yoruldum ve biraz da muzaffer komutan edasıyla bıraktım işi, eve attım kendimi. Galiba az da olsa işe yaradı. Biraz olsun keyfim yerine geldi.

Bakalım devamı nasıl gelişecek...

Talaş olayı kafamda bir türlü oturmuyordu nasıl oluyor diye , anlatınca kafama yattı eline sağlık 

[Cem Gür]

Hatırlarsınız. Komşuda büyük emekler ile yapılan "Medon Plioni" denize indi, arması donatıldı. Hoop! Bir de baktık ki tekneyi yedekleyip bir çekek sahasında kızakla karaya almışlar. Denize inen tekne doğal olarak armuz yapmış. Yoklamaya başladılar.

Dün itibari ile aşağıdaki fotoğraflar paylaşıldı bir kısa notla: Baş ve kıç tarafta ulaşamadığınız yerlere reçine, katran ve talaş çorbası ile doldurun.  Ki Medon Plioni mükemmelen de kalafatlanmıştı.