Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Son romantiklerin sonu..

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#15: 18 Eylül 2017, 15:19:53
Ağaç tekne demek , daha çok orman , daha temiz hava, daha temiz deniz, daha çok iş ve daha adil gelir paylaşımı , daha uygun fiyat demek olurdu.
Yürü be! :)
DÜNYANIN TÜM AĞAÇLARI BİRLEŞİN!

Ama "endüstri" olan hiçbirşeyden insana hayır gelmez ve romantiklikle işi olmaz.

Üretim romantiktir. Ürettiğini tüketmek daha romantiktir.



öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#16: 18 Eylül 2017, 15:39:28
Ağaç tekne demek , daha çok orman , daha temiz hava, daha temiz deniz, daha çok iş ve daha adil gelir paylaşımı , daha uygun fiyat demek olurdu.
Yürü be! :)
DÜNYANIN TÜM AĞAÇLARI BİRLEŞİN!

Ama "endüstri" olan hiçbirşeyden insana hayır gelmez ve romantiklikle işi olmaz.

Üretim romantiktir. Ürettiğini tüketmek daha romantiktir.



öZgür (mobil)

Türkiye'de tekne sayısı görece olarak az ki...
Bu ağaç işini evlerde niye uygulamayalım.
Hem eskiden neredeyse hepimizin dedesi ahşap evlerde otururmuş.
Türkiye'de evlerin ahşaptan yapılsa, Ankara'da bozkır kalmaz.

Ersin'im, seni inşaatçılara havale edelim.
Orada proje başlasın.
Zaten o zaman bollaşan ahşap, artan usta ve malzeme sebebi ile maliyetler zaten bizi ister istemez ahşap tekneye iter.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#17: 18 Eylül 2017, 16:53:32
Millet bunlar neyin kafası anlamadım ?0-?
Bira 7.5 tl.
Ne kullanıyorsanız söyleyin de biz de takılalım :D
Ortalık uçuyor 8-)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#18: 18 Eylül 2017, 17:34:05
Utku Ağabey'im,

Bir ofis çalışanı olarak Pazartesi günü kafası diye tanımlayabilirsin.
Hele ki bugün okulların açılması ile sabah trafiğini de eklersen...

Ersin'im bi de aklıma geldi, orman zengini Kuzey ülkeleri, Kanada filan ne yapıyor bu konuda...

Bilirsen sen.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#19: 18 Eylül 2017, 17:59:28
 :)

Nerden getirdim ki bu konuyu ahşaba filan.. Takıntı işte.. Neydi cep telefonundan konuşuyorduk..

Kongur Reis , cumartesi günü Tayo Mar da idi.. Gidene kadar çok keyifli sohbet ettik. Hazır dil konusunda böyle bilgi birikimini yakalamışken , merak ettiklerimi sorma fırsatı da buldum.

Sohbet , daha katılımlı bir şekilde , sicri Adada da devam etti. Kullandığımız dilin düşünce şeklimizi de şekillendirdiğini çok güzel ve örneklerle anlattı Kongur reis.

Size öğretilen dil kalıpları ile düşünüyoruz.  . Öğretildiği gibi düşünüyor , ve inandırıldığımız şeyleri savunuyoruz.

Ahşap , fiber geyiğini geri açmamın nedeni de bu idi.

Endüstriyel ormancılık diye daha önce yazmadığım bir kısım ekledim.. Matay , işi inşaata kadar götürdü.

İnşaata gelmeden bir örnek vereyim .. Kapadokya da , aile şarapçısı bir firmanın sahibi, torunu için bağ yapıyordu. Muhtemel, o bağın şaraplarından hiç tadamayacak olmasına rağmen. Onun babası da hali hazırda kullanılan bağları , torunu için yapmış.

Birmanya tiki kalmadı denir ya hep..  :) geçen gün sevdiğim bir dostum , gördüğü tik ağacı tarlasını anlatıyordu gözleri açılmış..

Yirmi yıllık periyotlarda kesiliyormuş ağaçlar.  Bizdeki kavak ağacı mantığı ile aynı neredeyse. Çocuk doğunca ekilip, yirmi yaşına geldiğinde kesilen kavak ağaçları.

Ben okurken ODTÜ de atık sular kavak ağacı tarlarında arıtılırdı. Hala öyle mi bilmiyorum.

İnşaat konusuna gelince.. Sadece bir bakın bakalım evinizin yüzde kaçı endüstriyel ahşaptan oluşmuş?  Parkeleriniz, dolap kapaklarınız, mobilyalarınız, inşaat yapılırken bile.. Taşıyıcı sistem ve kaba inşaat evin sadece % 20 si oysa. Dış cephe malzemeleri bile ahşap kıymıklar ile beton türevlerinden üretiliyor.. Kullandığınız evin çoğu malzemesi endüstriyel ahşap orjinli.

Beton tekne ODTÜ inş. Müh deparmanının önünde durur. Mimarlık öğrencileri de her yıl gelir boyarlardı. Beton tekneden çok önceden haberim var yani.

Gelelim son romantiklere.. İyi niyetliydiler, birşeylerin doğru gitmediğini biliyorlardı. Değiştirilmesi gerekenleri biliyorlardı da ne koyacakları konusunda rasyonel değillerdi. Kedilerini yenileyenediler.

Hepsi gururlu, özgürlüğe düşkün adamlardı. Kendilerinden önce yaşadıkları ülkeyi düşünen gerçek vatanseverler..

Çoğu dönüştüler, kimileri öldüler, kimileri kırgın ve küskünler. Artık istenmiyorlar da . aynı Roninler gibi huzursuzluk kaynağı oldular.

Onların devri bitti. Onlar daha hayat sahnesinden çekilmeden üstelik. Ne şanssızlar.


Ya ne olacak?

Daha önceden düşünülmüş düşünceleri benimsemek yerine yeni düşünceler geliştirebilirsek, bunları kişisel çıkarların önüne koyabilirsek, bireyselliğin değil, beraber olmanın bize keyif verdiğini yeniden keşfedebilirsek eğer..

Başkalarından önce kendimizi eleştirebilirsek en ağır  şekilde.. Teknolojinin sunduğu rahatlık ve kolaylıkları benimserken tembellik etmesek. Özgürlüğümüzden fedakarlık etmeden kullansak onları. Gerektiğinde al uydularını başına çal diyip, basit bir sekstantla bile konumumuzu belki biraz zahmetli , belki biraz daha kaba ama kendimiz bulabilsek.

Teknolojinin özgürlüğümüzü elimizden almasına izin vermesek.. Hava raporları olmasa da sadece bulutlara ve ayın konumuna bakarak bile , göçenlerin atasözlerini bile can kulağı ile dinlesek havayı tahmin edebildiğimizi görsek..?

Teknolojiyi, geleneksel değerler ile harmanlasak ve değerlerimizi aşındırmasına izin vermesek?

Çok mu zor olur?








  • IP logged

  • *
  • İleti: 68
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#20: 18 Eylül 2017, 18:38:05
Abey, konu ney?
Romantizm? Eskiye özlem? Teknoloji? Özgürlük? Hepsi? Hiç biri? ?0-?

Başım döndü, vertigom tuttu sandım... değilmiş ::)
  • IP logged

n

nuri_kongur

Son romantiklerin sonu..
#21: 18 Eylül 2017, 18:46:26
:)

..

Başkalarından önce kendimizi eleştirebilirsek en ağır  şekilde.. Teknolojinin sunduğu rahatlık ve kolaylıkları benimserken tembellik etmesek. Özgürlüğümüzden fedakarlık etmeden kullansak onları. Gerektiğinde al uydularını başına çal diyip, basit bir sekstantla bile konumumuzu belki biraz zahmetli , belki biraz daha kaba ama kendimiz bulabilsek.

Teknolojinin özgürlüğümüzü elimizden almasına izin vermesek.. Hava raporları olmasa da sadece bulutlara ve ayın konumuna bakarak bile , göçenlerin atasözlerini bile can kulağı ile dinlesek havayı tahmin edebildiğimizi görsek..?

Teknolojiyi, geleneksel değerler ile harmanlasak ve değerlerimizi aşındırmasına izin vermesek?

Çok mu zor olur?
Valla bence bu kısım çok yerinde olur. Düşünsenize bütün hesapları bilgisayar zaten yapıyor diye mühendislik fakültelerinde yüksek matematiği kaldırdığımızı! Ya da zaten hesap makinası var diye ilk öğretimde dört işlemi artık öğretmediğimizi!  Problem eşyada mı bizde mi? O bilgisayarı bulan da insan, bulduğu bilgisayara bağımlı o ne derse yapan da insan... hatırlayın navigasyon cihazları ilk çıktığında içimize sinmese de cihazdan gelen sese boyun eğip yolunu kaybeden kaç kişi oldu Türkiyedeki en büyük çözüm ortağı firmanın sahibi ile bir fuarda tanışmıştım. Adam öyle bir durumda kendi gözünüze güvenin dedi soranlara.  Var bu beşerde kutsal buzağı sendromu
Ahmet reise gıbta ediyorum hava ile ilgili isabetli öngörüleri için.
Milan Kundera'nın bu konuları irdelediği bir romanı var "Ölümsüzlük" adında. Orada yazar eskiden insanların hayatlarını idame etmesini sağlayan ne varsa kendisinin yapabildiğinden bahis eder. Günümüzün insanı ise gündelik yaşantıda kullandığı en ufak nesneyi bile yapabilecek bilgi ve beceriden yoksun olduğuna işaret eder. Kullandığı şeylere böylesine uzak olmanın, beşeri kendisine ve çevresine yabancılaştıracağı konusunda uyarır yazar.  "Yabancılaşma" burada hem psikolojik hem de sosyolojik anlamdadır.
Aynı kaygı romancı Robert M. Pirsig tarafından Zen ve Motorsiklet bakım sanatında irdelenir iki motorsikletci, birisi motorunun bütün bakımlarını kendisi yaparken diğeri motorun mekanik anlamda hiç bir şeyinden anlamaz. İki dost birisinin yanında oğlu diğerinin yanında karısı , yola çıkarlar. Yolda bu bakış tarzının kendilerine getirdikleri ile onlardan götürdükleri bol bol kıyas edilir. Her iki kitap da, günümüz modern insanının iç bunalımını anlatan sabun köpüğü değil özlü kitaplardır.
Benim yaklaşımım olaya "klasik, realist, idealist, romantik" gibi kavramlar değil de, "beşer , insan, serbest, serseri , hayır " zaviyelerinden.  Ve elbette Yunus Emre'nin "çiğdik piştik elhamdulillah "ile "ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir" dizelerinden.



Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged
« Son Düzenleme: 18 Eylül 2017, 18:55:01 Gönderen: Nuri Kongur »

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#22: 18 Eylül 2017, 18:55:23
Bökecim, her dönem insanoğlunun önemli sorunlarından biri varoluşu kendi 70-80 yıllık yaşam periyodunu referans alarak yorumlaması. İnsanlık tarihinin en muhteşem metinlerinden biri Mahabharata'dır bana göre. Okumayana şiddetle tavsiye ederim. Onda bir bölüm vardır, 2000 yıl önce, dertleri yozlaşma, geçmişe özlem ve savaşlardır. Kitabı yine hediye etmiştim elimde yok ama o pasajı bulursam paylaşırım. Temelde her şey değişiyor gibi görünse de büyük resimde görünen bir şey yok. 200 yıl önce Katolik Kilisesi 36 km hızın üzerinde insan ölür diyorken insanlar hayretle Wright kardeşlerin uçuşunu izlediler. Yeni olan bir şey yok, bizim için yeni olan şeyler var. Yeni doğanın, varoluşun içinde var. Aslolan sürekli değişim. Özlediğim o kadar çok şey var ki, ama kızgınlığım yokoluşlarına değil, farkındalığı bir yaşam periyodundan ötesini göremeyen insanoğluna. Homo sapiens sapiens olarak anılmayı hakketmeyen insanoğluna...

Akıllı telefona neden kızıyorsun ki; radyoaktivite gibi düşün; yaşam da kurtarabilir, yok da edebilir. Elimizdekiyle ne yapacağımız bize kalmış ve doğru şeyi yapmıyor olmamız o gereçlerin ya da teknolojinin suçu değil ki.

30 yıl önce de elde telsiz "break break bayan arkadaş arıyorum" muhabbeti vardı sonuçta. Sadece bu örnekten bile yola çıkarsak, o dönem için teknolojinin ulaştığı son noktayı bir kısım varolmak için kullanırken bir kısım karı-kız bulmaya çalışmak için kullanıyordu. Ee, şeytan bunun neresinde???
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#23: 18 Eylül 2017, 19:00:37
Sevgili Ersin,

Şu,  "Son Romantik" kimdir, kimlerdir, Romantiğin senin gözünde ki tanımı nedir bir deyiver hele ki doğru yoldan gidelim. Sanki konu çok dağıldı gibi geldi.
Şahsen, anlatmak istediğin asıl noktayı kaçırdığımı düşünüyorum.


"Öğretildiği gibi düşünüyor , ve inandırıldığımız şeyleri savunuyoruz." düşüncesinin geneli yansıttığını düşünmüyorum.
Mesela bu düşüncenin anlattığı kişilerden küçücük forumumuzda bile örneğini görmedim.


"Teknolojiyi, geleneksel değerler ile harmanlasak ve değerlerimizi aşındırmasına izin vermesek?" Doğru, güzel bir önerme ama nasıl ? Mesela neleri karıştırıyoruz ? Teknolojiyi akıllaca kullanmanın bir zararı olmadığına göre sınır nedir, nasıl belirlenebilir ?


Bunlar bana elimde sigara varken çocuğuma sigaranın zararlarını anlatmak gibi geliyor.
Teknoloji özgürlüğümüzü kısıtlamasın. Peki, akıllı telefon kullanma, cepten internete girme. Anı yaşa, kafanı kaldır çevreye bak. Üstelik kapitalizmin dayattığı her yer ofis, her yer çalışma alanı fikrinden de kaçmış oluruz. Ama bu fikir aklımıza gelince, sosyal medya da hemen paylaşır hale geldik. Yapma demek için yapar olduk.
Spor salonlarına gitmek yerine zımpara yapana kadar, her gün yürüyüşe yada koşuya çıkardık. E bunun doğru olduğunu biliyorsak, göbeklerimizi niye yaptık.

Bak, diğer bir başlıkta gelenekler konuşuluyordu, daha onun üzerinde bile hem fikir olamadık, bırak ayrımını gerçeğe dökebilelim.


Kendimden örnek vereyim ;
Akıllı telefonum var lakin internete bağlanmam, gps'ini açmam, denedim, bir yerim düşmüyor.
7 yıldır televizyon seyretmiyorum.
Her gece istisnasız gökyüzünü seyretmeden yatmam.
Sigarayı bıraktıktan sonra oğluma zararlarını anlattım.
Koşu bandında bile olsa, her gün 7 km koşmam ama yürürüm. Koşu bandım mümkün olan en açık alandadır. (Yaş ilerlemeye başlayınca hedeflere ağır ama emin adımlarla gidilmeli  ;D )
Her ne kadar ironik olsada özgürlüğüme çok düşkünüm.
Sistemden nefret ederim, mümkün olan her şekilde uzak dururum.
Bir şeylerin tamir edilmesinin önemine inanırım.
Benim için konfor rahatsızlık vermeyecek ve akılıca kullanılabilecek her şey demektir.
Bilgiye inanır, paradan nefret ederim.
Ahşap tekneleri çok sever ama hakkıyla yapılmış, fiber, çelik yada alüminyum tekneleri hayranlıkla seyrederim. Ki aslında çok var.
Doğa sevgim tartışmasız vardır ve doğa içinde yaşamak büyük haz verir.

Şimdi senin kriterlerine göre ben ne oluyorum ?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 248
  • Arayanlar bulamaz , bulanlar arayanlardır
Ynt: Son romantiklerin sonu
#24: 18 Eylül 2017, 20:16:28
1968 den sonra doğan bizim kuşağımız genelde  tv ile büyüdü Kitap okumadı (tommiks teksas hariç) mektup yazmadı almadı. Bence en büyük şansımız malın değerli olduğu zamanların sonunu görebildik. Bir konvers ayakkabı iyi bir kot pantolon bir saat bir çakmak sahip olanı acaip mesut ederdi. tek şansımız bu. Cep telefonu bilgisayar hayatımıza 20-30 yaşımızdan sonra girdi diye bence romantiğiz diyemeyiz. Biz bir devirdik ve geçiyoruz yaşlanıyoruz ve soruyoruz birbirimize bizden sonra ne olacak diye...bizden öncekiler gibi...
Şu an 10-20 yaşında olan z kuşağımı dersiniz ne dersiniz onlar da 30-40 yıl sonra (dünya olursa) way be bizim zamanımız ne güzeldi şöyleyei böyleydi diycekler..
  • IP logged
I need your clothes your boots and your motocycle

Z

Ziya Gunes

Ynt: Son romantiklerin sonu..
#25: 18 Eylül 2017, 20:40:14

Gelelim son romantiklere.. İyi niyetliydiler, birşeylerin doğru gitmediğini biliyorlardı. Değiştirilmesi gerekenleri biliyorlardı da ne koyacakları konusunda rasyonel değillerdi. Kedilerini yenileyenediler.



Üzgünüm ama en katılmadığım bölüm bu

İkinicisi de bu:

"Hepsi gururlu, özgürlüğe düşkün adamlardı. Kendilerinden önce yaşadıkları ülkeyi düşünen gerçek vatanseverler..

Çoğu dönüştüler, kimileri öldüler, kimileri kırgın ve küskünler. Artık istenmiyorlar da . aynı Roninler gibi huzursuzluk kaynağı oldular.

Onların devri bitti. Onlar daha hayat sahnesinden çekilmeden üstelik. Ne şanssızlar. "
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#26: 18 Eylül 2017, 22:34:18
Dünya nüfusu devamlı olarak arttığı sürece elbette seri üretim kazanacak. Bundan kaçış yok. Ayrıca eskiden evlerde ve arabalarda telsizler vardı. O zamanda millet "eskiden sohbet ederdik. bu telsiz muhabbeti öldürdü" diyordu. İhtiyaçla birlikte teknoloji gelişmek zorunda bırakılıyor. Üstelik romantizmi öldüren cep telefonu sayesinde bankaya gitmeden banka işlemlerini yapabiliyor, postaneye gitmeden mektup gönderebiliyor, ankesörlü telefon kulübesinde sıra beklemeden istediğin insanı arayabiliyorsun.

Hayat artık çok hızlı geçiyor. Eskisinden 40 kat daha fazla iş üretiyor insanoğlu teknoloji sayesinde. Hatta hafta içi işlerinden fırsat bulup seyir yapabilmene de bu teknoloji müsaade etmiyor mu? Eğer cep telefonun olmasaydı yukarıda yazdığım işlerden nasıl vakit bulup seyir yapabilecektin?

Getirileri olduğu gibi götürüleri de var elbet. Benim 2 yaşındaki oğlumun motor kaslarından öncelikli olarak pinch yaptığı parmakları gelişti :) Ben de bazen dalıp gidiyorum sosyal medyayo takip edeyim derken. Şimdi özellikle şu facebook ve instagramı telefondan silmeyi planlıyorum. Gereksiz zaman öldüren aplikasyonları eleyerek kullanım kalitesini arttırmayı planlıyorum. Teknolojiyi seviyorum ama bu mum ışığında rakı içmeyeceğim anlamı taşımıyor :)
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#27: 18 Eylül 2017, 23:56:46
Öğretildiği gibi düşündüğümüz çoğu kere doğrudur. Hatta pek çoğumuz, genel olarak bize öğretilenlerin dışına pek çıkamaz, ancak bir kısmımız çeperlere yaklaşır, pek azımız da o çeperin dışına çıkar. İşte o çeperin dışına çıkan kişilerin sayısı arttıkça, dünya değişir. Bir güzel hal alır.

Tarih bunun örnekleri ile doludur. Elbet, çoğu yenilgiyle biter bunların. Ama her yenilgi, mutlak surette bir iyiye taşır insanlığı.
Ben şu; "pek çok az" sözünü seviyorum. Dünyada pek çok az kişi teknesinde yaşıyor, pek çok az kişi kendi iradesi ile daha doğal bir yaşamı seçiyor, pek çok az kişi projesi olmayan bilimle uğraşıyor, pek çok az kişi milyarlarca kişiden farklı düşünüyor, eyliyor.  İşte bu pek çok az kişi sayesinde, onlardan olmayanlar, yani kahir ekseriyet, yani bizler, başka bir dünyanın mümkün olabildiğini aklımızda tutabiliyoruz, umutlarımızı besleyebiliyoruz, düş kurabiliyoruz.

Ben önümüzdeki bir kaç on yılda iyi şeyler olacağına inananlardanım. Meğer ki bu sırada dünya yok olmamış olsun.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Son romantiklerin sonu..
#28: 19 Eylül 2017, 00:46:56
Öğretildiği gibi düşündüğümüz çoğu kere doğrudur. Hatta pek çoğumuz, genel olarak bize öğretilenlerin dışına pek çıkamaz, ancak bir kısmımız çeperlere yaklaşır, pek azımız da o çeperin dışına çıkar. İşte o çeperin dışına çıkan kişilerin sayısı arttıkça, dünya değişir. Bir güzel hal alır.

Tarih bunun örnekleri ile doludur. Elbet, çoğu yenilgiyle biter bunların. Ama her yenilgi, mutlak surette bir iyiye taşır insanlığı.
Ben şu; "pek çok az" sözünü seviyorum. Dünyada pek çok az kişi teknesinde yaşıyor, pek çok az kişi kendi iradesi ile daha doğal bir yaşamı seçiyor, pek çok az kişi projesi olmayan bilimle uğraşıyor, pek çok az kişi milyarlarca kişiden farklı düşünüyor, eyliyor.  İşte bu pek çok az kişi sayesinde, onlardan olmayanlar, yani kahir ekseriyet, yani bizler, başka bir dünyanın mümkün olabildiğini aklımızda tutabiliyoruz, umutlarımızı besleyebiliyoruz, düş kurabiliyoruz.

Ben önümüzdeki bir kaç on yılda iyi şeyler olacağına inananlardanım. Meğer ki bu sırada dünya yok olmamış olsun.
Son paragraf hariç katılıyorum... çeperine dokunup, onu görüp, elimle biraz da zorlayıp ama diğer tarafa geçemeyenlerdenim diye görürüm hep kendimi. Sonunda iyi olacak ama bence bir kaç on yılda değil daha zaman var.. Ben değil Marks dede söylüyor ya da kıyamet kopacak...Bilemiyorum...
Teknoloji zamanı hızlandırıyor, zamanın hızlanması demek "daha çok" demek. Daha çok...
Günde 50 telefon görüşmesi, 200 e-posta, ıvır zıvır bi sürü şey...
Ersin reisin "romantizmine" atıfla; o yüzden "slow sail", o yüzden deniz; zamanı yavaşlatmak için...


SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

B

Burak Doneray

Ynt: Son romantiklerin sonu..
#29: 19 Eylül 2017, 00:54:59
İnsanın duygularıyla karar vermesi iyi bi şeydir .Romantik desinler naif desinler sözlük anlamı olumludur bu sözlerin.İlk ben romantik demiştim Ersin reise kesinlikle olumlu anlamda söyledim.
  • IP logged

 
Yukarı git