30 Eylül 2019 ..... İonia ilk deneme seyrini Faruk, Osman ve bendeniz ile
yaptı. Onlar ilk defa bir geleneksel bir tekneye bindiler. Bakış açıları, heyecanları, yorumları farklıydı. Ama derin bir beğeni taşıyordu.
Ben ise, gaz kolunun ileri hareketleri ile devir sesi dinleyip İonia'nın yol alışını, dümen dinleyişini, denize uyumunu, suyun tekne üzerindeki direncini tartmaya çabaladım.
a- Pervane öngördüğüm gibi küçük geldi. Ancak 3000+ devirde kabaca 5 ila 5.5 bahri mile ulaşabildi. 2000 devirde 3,5 mil yapıyor olmalı. Telefonumu denize vermeseydim ölçebilirdim
Gelecek yıl pervane hatvesi aynı, pervane doluluk oranı aynı kalacak ama çap 24 santimden 30 belki 32 santime çıkacak) Bu pervanenin karşı rüzgar ve dalgaları yenmesi olanaksız.
b- Tekne altından su hiçbir dirençle karşılaşmadan akıp gidiyor.
c- Dümen yol alırken asla sapma yapmıyor. Hatta omuzluk dalgalarında bile. Uzun süre dümene dokunmadan tekne içinde latif sıvı tüketip, akıp giden İonia'dan denizi seyrettim.
d- Bildiğim ve hep söylendiği gibi Tırandil oynak, "gaydırıguppak" teknedir. Sert dönüşlerde gövde kabaca 10 derece yatıyor.
e- Yol kesildiğinde ataleti en az bir gomina yol yaptırıyor.
f- Asıl hedefim açık güverte bir teknede bütün iç hacmi kullanabilmekti. İki değil 6-8 yolcu alsa bile kimse kimseye değmeyecek kadar ferah ve güvenli.
g- Patalya tam da beklediğim gibi ancak tek kişilik. Kürekle iyi yol alıyor.
10 Kg Admiralty'i peşine 10 metre zinciri ve 50 metre naylon halatı patalyaya koyup uygun mesafede demiri funda ettim. Naylon halata uygun bir uzaklıkta yol parke taşı bağlayıp halatı batırdım. Bunu şimdilik tonoz olarak kullanacağım. Kıçtan kara iskeleye bağlandık.
h- Tekeneye yüksek bodoslamadan giriş çıkış zor olduğu için ip merdiveni kıça bağlayacağım.
i- İlk fırsatta, belki yarın artık yelken ölçülerini alabilirim.
Ekim ortalarına kadar bir kaç kere daha seyir yapıp İonia'yı kışlık uykusuna hazırlamak üzere karaya alacağım.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.