Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Tırhandil

  • *
  • İleti: 2306
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Tırhandil
OP: 27 Aralık 2016, 18:49:22


“Homeros'un koca karınlı gemilerine kadar götürülebilir tırhandillerin soyu. Formu Mısırlıların papirüs teknelerine de bağlanabilir kolaylıkla; baş-kıç oluşları itibarı ile.
İlk bakışta ilkeldir görüntüsü; günümüz tekneleri kadar görkemli tasarımları ya da lüks detayları yoktur. Çünkü teknolojiden nasibini almamış günlerin denizcilerinin deneyimlerine göre şekillenmiştir. Konfor kavramı sırıtır. Sürat kavramı göz yaşları içinde kalır. Ama diğer taraftan dayak yedikçe ağlayan, burununu çeken ama dayak yemekten vazgeçmeyen çingene çocukları gibi vazgeçmeden ilerler, sizi varmak istediğiniz yere götürür.
"Nasıl bir kavunun içinden çekirdeğini çıkarıp parmaklarınız arasında sıkarsanız kayıverir, işte tirhandilde deniz sıkıştırdı mı kaçıverir öyle." demiş usta Nami Uyav... Ele avuca gelmeyen bir formu vardır. Hem mucizesi, hem lanetidir formu.
Bin yıllarla ölçülen bir dönem boyunca zeytinyağından şaraba, aklınıza gelen ne varsa onlarla taşınmıştır Ege havzasında. Altın postun peşi sıra yola çıkan Argos'a kadar uzatmak mümkün olabilir kökenlerini. Gerçi o kürekliydi ama zaman değişiyor, şimdikiler de motorlu.
Ben henüz yenisiyim ama bir yandan da ilk gördüğüm Yunan tirandilinden bu yana delisiyim. Neden? Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır diyeceğim, çok açık bir ifade olacak, ama öyle.”

Yavaş yavaş, keyifle yazmak istiyorum tırhandili. Yaşadıkça, öğrendikçe paylaşmak; kendi perspektifimden not düşmek istiyorum tarihe. Adım gibi biliyorum ki bir ahşap tekne ustasına yavan gelebilecektir yazdıklarım ya da çok sığ. Sonuçta yüzyıllar süren evrimin sonucu var elimde ama tam olarak kestiremiyorum bir çok detayın nasıl şekillendiğini. Ya da neden bir o kadar detayın değişmeden kaldığını. Sadece yaşıyor ve yaşayarak öğreniyorum.



Bir tırhandilin doğuşuyla başlayalım, arkası gelir...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 3585
Ynt: Tırhandil
#1: 27 Aralık 2016, 20:09:16
Daha geçen akşam Zello da Mustafa abi postaların sıklığı ile ilgili yorum yapıyordu. 20 cm de bir olur dediydi. Şimdi senin fotoğraflarda benzer posta aralıklarını görünce ilgimi çekti..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5842
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Tırhandil
#2: 27 Aralık 2016, 20:15:52

Yavaş yavaş, keyifle yazmak istiyorum tırhandili. Yaşadıkça, öğrendikçe paylaşmak; kendi perspektifimden not düşmek istiyorum tarihe. Adım gibi biliyorum ki bir ahşap tekne ustasına yavan gelebilecektir yazdıklarım ya da çok sığ. Sonuçta yüzyıllar süren evrimin sonucu var elimde ama tam olarak kestiremiyorum bir çok detayın nasıl şekillendiğini. Ya da neden bir o kadar detayın değişmeden kaldığını. Sadece yaşıyor ve yaşayarak öğreniyorum.



Bilmediğim bir kayık türü tirhandil, hep çok merak etmişimdir. Bu teknenin tanıtımını Hakan Tiryaki Reis'ten okumak çok keyifli olacak.Selametle...
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2306
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Tırhandil
#3: 27 Aralık 2016, 21:34:29
Daha geçen akşam Zello da Mustafa abi postaların sıklığı ile ilgili yorum yapıyordu. 20 cm de bir olur dediydi. Şimdi senin fotoğraflarda benzer posta aralıklarını görünce ilgimi çekti..

O denli sık postadan oluşan bir omurganın ne derece dayanıklı olabileceğine dair şöyle bir hatırlatma yapayım, motorun koptuğu akşam Yengeç o koca cüssesi ve 22 ton ağırlığıyla sadece sancak camları üzerine dört kez devrildi. Beşbuçuk saat boyunca Büyükçekmece önlerinden Ambarlı'ya kadar 36-38 knot esen Lodosta kontrolsüz bir şekilde her türlü yalpaya defalarca girdi. Römorkör peşinde o hava koşullarında ikibuçuk saat boyunca çekildi ve dalgalar üzerinde inanılmaz bir mücadele verdi. Sonuç, ne armuslarda en ufak bir açma, ne en ufak bir fiziksel hasar. Ve Yengeç neredeyse 30 yaşında...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Tırhandil
#4: 27 Aralık 2016, 21:38:45
Aslında, küçük bir not ilave edeyim çünkü anlam değişiyor. Eski Tırhandil yapımcılarına sorarsanız şöyle derler ; "Posta aralığı en fazla 20 cm"  ;)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Tırhandil
#5: 27 Aralık 2016, 22:25:03
Tiryaki, senin kaleminden senin gözlerinle tırandili okumak benim için de zevk olacak.
Tadını çıkara çıkara, yavaş yavaş, hazmettire hazmettire yaz, anlat.

Belki sonra sıra IYONIA'ya gelir.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Tırhandil
#6: 28 Aralık 2016, 14:46:32
Tiryaki, senin kaleminden senin gözlerinle tırandili okumak benim için de zevk olacak.
Tadını çıkara çıkara, yavaş yavaş, hazmettire hazmettire yaz, anlat.

Belki sonra sıra IYONIA'ya gelir.

Belki ben de tecrübe edinirsem eski adıyla Bebhinn, yeni adıyla Kri-Kri'yi anlatabilirim. ( bu konuyu favorilerime / takibime alıyorum)
  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Tırhandil
#7: 28 Aralık 2016, 14:59:46

Belki ben de tecrübe edinirsem eski adıyla Bebhinn, yeni adıyla Kri-Kri'yi anlatabilirim. ( bu konuyu favorilerime / takibime alıyorum)

Hepimiz tekne hikayelerine bayılırız. Hele konu Tırhandil olunca, özellikle bir kaçımızın gözbebekleri büyür. Anlatınız lütfen.

Kri-Kri, bu sefine midir ?

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Tırhandil
#8: 28 Aralık 2016, 15:06:51

Belki ben de tecrübe edinirsem eski adıyla Bebhinn, yeni adıyla Kri-Kri'yi anlatabilirim. ( bu konuyu favorilerime / takibime alıyorum)

Hepimiz tekne hikayelerine bayılırız. Hele konu Tırhandil olunca, özellikle bir kaçımızın gözbebekleri büyür. Anlatınız lütfen.

Kri-Kri, bu sefine midir ?



Evet, Ta kendisi... ;D İlk günlerimiz... Sığacık - Mersin Rotasında  1 gecelik mola için Fethiye körfezine girerken ...
  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Tırhandil
#9: 28 Aralık 2016, 15:09:03
Hep huzurla, keyifle gezdirsin.
Tırhandil candır.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 760
    • sy-gezgn
Ynt: Tırhandil
#10: 05 Ocak 2017, 17:01:02
Keyifle takip edeceğim bir konu, bayılıyorum Tirhandillere...
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Ocak 2017, 17:05:45 Gönderen: Suat Zeybek »

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Tırhandil
#11: 05 Ocak 2017, 17:02:31
Keyifle akip edeceğim bir konu, bayılıyorum Tirhandillere...

Devamı gelmedi, ben de heyecana bekliyorum Hakan Reis'i
  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4269
Ynt: Tırhandil
#12: 05 Ocak 2017, 18:36:26
8 gün geçmiş, tık yok. Yarın bir gün de Tayland neyin... yaz artık :)
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 2306
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Tırhandil
#13: 05 Ocak 2017, 20:36:08
Tarihçesini yazabilmeyi isterdim ama çok daha geniş araştırma ister. Ama gönül rahatlığıyla formundan yola çıkarak neredeyse Homeros'un koca karınlı gemilerine kadar sürebiliriz izini. Uluburun bile aynı soyun izlerini yansıtır. Kesin olarak söyleyebileceğimiz yüzyıllardır aynı mütevazı, sade ama etkileyici formu koruyagelmiş bir iş teknesidir tırhandil.

Tabi ki varoluşun kaçınılmaz devinimi bugün gördüğümüz gibi kendi içinde evrilmiş. Ambar yaşam alanı olurken, havuzluk denen konformizm icadı başbelası tırhandilin de kıçını ele geçirmiş. Latin, randa derken tembel işi Marconi armaya hükmetmiş ama belki de en önemlisi o hantal gövdesini ittirebilmek için motor kullanılmaya başlamış. Bunların herbiri konforla birlikte geri dönüşü olmayan ya da bertaraf edilemeyen yeni sorunları da beraberinde getirmişse de, insanız işte, konfor ağır basmış.

Öncelikle küçük bir hatırlatma; ben ne tekne imalatçısıyım, ne de tarih araştırmacısı. Çok da derinlemesine diyemeyeceğim araştırma ve üç yıldır süregelen bireysel deneyimlerimle yazıyorum. Yani, ne otoriteyim ne de bilirkişi.

Daha önce de bahsettiğim gibi, beni tırhandil manyağı yapan beyaz bordası, rengarenk kuşakları ile bir Yunan tırhandiliydi. Yakın zamana kadar Yunan tırhandili ile Bodrum tırhandilini kolay kolay ayırt edemezdim sanırım. Oysa o kadar da kolaymış ki...





Bodrumlu ustalar zaten tarih boyunca alabora olmadığı söylenen bir tekneyi alıp daha da denizci hale getirmeyi başarmışlar. Daha ilk bakışta form farkı kendini belli eder; Bodrum tırhandilinde baş ve kıç daha yüksek, tekne yanal formu hilale yaklaşan bir formda ve vasatta daha alçak.





Pruvalar bile hemen farkı göz önüne koyar. Bodrumlu ustaların en önemli katkısı, lale formu da diyorlardı sanırım, teknenin dışa doğru açılan yapısı.

Tabi daha kestirme yolları da var ayırt etmenin. Yunan tırhandillerinin bir türlü gözüme hoş gelmeyen bodoslamaları:



Devam edecek...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 2306
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Tırhandil
#14: 05 Ocak 2017, 22:47:00
Yengeç, ustalarının tabiriyle "düşürülmüş" bir tırhandil. Yani, orantıları düzgün, olması gerektiği gibi. Ne de olsa ustadan çırağa, babadan oğula aktarılmış bir miras ve deneyimden öte planı yok. Fotoğraflara baktıkça daha iyi anlaşılacaktır böyle bir tekneyi düşürmenin pek de kolay olmadığı.







Bastondan palaya ölçüsü 16,5 metre, eni 5, su kesimi 1,6 metre. Oysa yaygın tırhandil ölçüleri 7,5 - 12 metre aralığındaymış. Daha büyük olanları da var ama tabi ki 12 metreyi geçmemeleri tesadüf değil. Bir bölgenin yaygın tekne ölçüsünü belirleyen ihtiyaçtan önce o bölgenin deniz koşulları ve özellikle dalga rejimi. Özellikle kafadan havalarda dalgalar arasında boğuşurken insan daha iyi anlıyor...

Yakın geçmişe kadar iş teknesi olarak kullanıldıklarından çektirmeler gibi, tırhandiller de aslında yaşam alanları olmayan, geniş ambarlı, kıç tarafına kurulan tente ya da çadırla yaşamın idame ettirildiği tekneler. Oysa iş değil de keyif için kullanılmaya başlamaları ile görüntülerinde ve ister istemez karakterlerinde de köklü değişimler olmuş.

Özellikle tekne boyu küçüldükçe yaşam alanı ihtiyacı ne yazık ki güzelim teknelerin en başta oranlarını bozmaya başlamış. Kapalı alanlarda ayakta durabilmek için yükseltilen üstyapı estetik açıdan facia bir görüntüye neden oluyor. Mesela çok sevdiğim bir dostumun 12 metrelik tırhandili ne yazık ki hep gözümü tırmalamıştır.



Bir diğer lanetimiz de davlumbazlar. Hala yıkıp indirmek istememe karşın özellikle uzun süreli seyirler, yağışlı ya da çok sıcak havalar yüzünden bir türlü vazgeçemediğim davlumbaz... Tamam, on kişi yayıla yayıla alem yapabilmek cidden keyifli ama yüzlerce yıldır yelkenle seyretmiş, doğuştan yelkenci bir tekneye yapılacak şey değil şu davlumbaz.

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

 
Yukarı git