Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: S/Y Serenity Notları

  • *
  • İleti: 2553
S/Y Serenity Notları
OP: 06 Haziran 2017, 17:16:23
Geçen sene restorasyonunu bitirip ekim ayı gibi suya indirdiğim benim kızın yanına hem ihmal ettiğim günlük hayat işlerini toparlamak hem de mesafenin uzaklığı (ben Bulgaristan da o Finike de, tek gidiş 1500 Km) Nedeniyle bir türlü gidememiştim..Biraz da rehavet çöktü herhalde.

Ancak küçük oğlum kışın sömestre tatilinde teknenin yanına uğrayıp kontrol etti ve kötü bir de haber verdi , tekne de elektrik yoktu.! İyi haber sintine kupkuru idi ve sintine pompasına da ihtiyaç yoktu.
Zaten ayrılmadan önce ben kendimi bildiğim için ,koltuk halatı gerdirme yaylarıyla vs. Deli danalar gibi de bağlamıştım kışı geçirsin diye.

Sebebini telefonla öğrenmeye çalıştım bu akü işinin ,sadece öğrenebildiğim güneş paneli regülatörünün çalışmadığı idi.
Ehh yapacak bir şey yok dedim , kötü şansla sıfır akülerim öldü ise ölmüştü.
Kışın çok sert geçti Bulgaristan da ,neredeyse Aralık 15 2016 dan Mart 15 2017 ye kadar çoğu zaman yollar kapalı ve ısı -25 lere varan şekilde idi. Evin bahçesinden bir görüntü aşağıda .



Bir de benim Bulgaristan daki kız hamile kalıp o soğuklarda yedi tane yavru doğurunca ve yavruları 2 aylık olup dağıtıncaya kadar evin içinde büyütme mecburiyeti olunca öyle de kitlendim kaldım, kimim kimsem yok ki baksın bu memlekette  :(

 

E bir de bu yeni aldığım köy evinin tadilat işi var (ömrümüz tadilat oldu ) o bindi üzerime, tadilat yaptığım bir köşe resimde görüldüğü şekilde :)



Ve derken nihayet geçtiğimiz mayıs ayının 14 ünde nihayet yedi ay sonra yine bir takım malzemeleri arabanın tavanına kadar yükleyip teknemin yanına gidene kadar benim denizdeki kız kendi halinde bekledi beni..

Bu arada teknenin yanına niye gitmiyorum diye soranlara söyleyeyim, bir de bana sorun beni ,dışardan sormak kolay.  ???

 -Devam edecek
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#1: 06 Haziran 2017, 18:21:48
Tekne dışardan normal görünüyordu , fakat içeri girip  aküleri ölçtüğümde ; Bağımsız 105 AH Kurşun kalsiyum motor aküsü 4 Volt a , 3 adet 90 AH lik kuru (yazmıyor ama okuyunca Can hoca kızmasın diye söylüyorum  :D, ''asiti elyafa emdirilmiş'' ) servis akülerim ise 3 Volt a düşmüştü. Yani ölüm döşeğinde.

Güneş enerjisi regülatörü bir nedenle kendisini imha etmiş ,açık kalan akü monitörü ve desulfatör cihazı gibi cihazlar ile belki de buzdolabının arızalı termostatı geri kalan işi halletmişti.

Güvertede ise altında ufak bir delikle bıraktığım orjinal Zodiac botun bazı yapışma yerlerinde açılmalar gözlemledim. neredyse 15 senedir çantasında sakladığım bot kendini bırakmaya başlamıştı bazı yapışma yerlerinden , zaman her şeyi etkiliyordu.

Tekne de temizlik yapıp yıkadım , kışlık havuzluk örtüsünü çıkardım ,yelkenleri taktım, geçen sene makara eksikliği yüzünden yapamadığım Tembel Jack donanımını yaptım,arabadan malzemeleri boşalttım,bir kısmını yerleştirdim veya ortalığa dağıttım sonra da teknemin havuzluğunda iki gün hasret giderdim dinlendim biraz beni özleyen ponton komşularımla. Bu arada söylemeyi unuttum, yavruları nı evlatlık dağıttığım köpeğim Cussy de geldi benimle oraya. Oradaki yabancı yatçılar gölgem adını taktılar ona. :)

Vardığımın ertesi günü teknem.



Dört gün sonra ise hem bana yardım etmek hem de biraz değişik hava almak isteyen Hüseyin abi geldi oraya , orada geçirdiğim üç haftanın bir haftası sağolsun benimle kalıp yardım etti.

Öncelikle benim özel yapım, 15 volt veren redresörümün büyük ihtimalle kışın tekneye gelen oğlumun kurcalaması sonucu atan sigortası ve teknede bulunan yedek güneş paneli regülatörü takıldı ve akülere iki koldan ceryan verilmeye başlandı.

Diğer yandan kablolar bir kez daha elden geçti, buzdolabının termostatı ve motor önündeki sigortası değişti , her ihtimale karşı akü grubunun üzerine de buzdolabı için devre kesici bir düğme koydum ,gereken değerlerde tabii.
Silyon ve pupa fenerlerinin ampullerini led olarak değiştik .
Tekne puntel demirlerindeki 2,5 m. lik katlanır pasarella ve gözümden düşen şişme botu İstanbul a geri getirmek için tekneden dışarı taşıdık .
Yine benim oğlumun kışın geldiğinde arızalanan (eski ve pek sağlıklı değildi, gözüme gözüküyordu zaten) tuvalet pompasını yedek sıfır pompa ile   değiştik , çok pis bir iş bu. :-[

Motor daki Jabsco pompanın komple iki adet yedeğini geçen sene İstanbul a getirip bakım ve kontrolünü yaptırıp sıfırlatmış ,yanımda gelirken getirmiştim. Motorun üzerindekini söküp yerine bunu taktık. Motora giren kafa biraz huysuzluk yaptı ise de sonunda Finike Sanayisinde huyunu düzelttiler ve oldu. :) ,diğer bakımlı komple yi de hortum adaptörlerini ayarlayarak baş altına yedek olarak attım.
Motorun üzerinden çıkanı ise iki yeedek te biraz fazla oluyor diye ihtiyacı olan bir reise vermek üzere arabaya attım. Nitekim bugün yerini buldu. :)

Bu arada akülerin değişik varyasyonlarla 5 gündür kurtarılmaya çalışıldığını ,bu ara o işe de baktığımızı söyleyeyim.

-Devam edecek.


  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: S/Y Serenity Notları
#2: 06 Haziran 2017, 18:34:06
Tuvalet pompası değiştirme işinin ne menem bir iş olduğunu çok ama çoook iyi biliyorum.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#3: 06 Haziran 2017, 19:21:33
Tuvalet pompası değiştirme işinin ne menem bir iş olduğunu çok ama çoook iyi biliyorum.

Sen benim içeri hortum çekip tuvaletin altından beri sintineyi domestosla şakır şakır yıkadığımı görmedin daha. :) ,teknenin sintinesini de komple boşluksuz epoksi kaplamak iyi olmuş. :)

Bu arada bilmeyenler için ekleyeyim , dökülen belki yarım çay bardagı, içinde katı bir şey olmayan tuvalet suyu için oldu bunlar. ???
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: S/Y Serenity Notları
#4: 06 Haziran 2017, 20:16:27
Nasıl yani abi, anlamadım? Hortum işini yani.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#5: 06 Haziran 2017, 20:26:51
Nasıl yani abi, anlamadım? Hortum işini yani.

Pontondaki su doldurduğumuz veya teknenin dışını yıkadığımız hortumu teknenin içine alıp , farş tahtalarını da kaldırıp , tuvaleti ve tuvalet altından sintine çukuruna kadar olan tüm sintine bölgesini domestosla fırçaladım ve yıkadım yani.  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#6: 06 Haziran 2017, 22:00:49
RÜZGAR YÖN GÖSTERGESİ

Bu arada tekneyi aldığımdan beri altındaki rüzgar gösteren fincanları olmayan , üstündeki yön okunun da yarısı olan elektronik rüzgar göstergesinin parçalarını kışın İngiltere den getirtip yanımda tekneye götürmüştüm. Hüseyin abi buradayken yardımcı olur ,onları da takayım dedim. Tabii direğe çıkmak lazım ,benim tekne de direkte basamaklar olduğu için o iş kolay ama kendini de emniyete almak lazım.

Hüseyin abiyle aramızda şöyle bir konuşma geçti ; Abi ben çıkayım ,sende emniyet kemerime taktığım halatın boşluğunu direkteki vinçle alarak beni emniyete al, rahat çalışayım .

Hüseyin abinin cevabı ; Olmaz ,ben o mesuliyeti almam ,bu işten (Vinç) anlamam ,anlayan birini çağır.! Abi kimi çağırayım , birini çağırsam euro ile para isterler bizden burada. Vb. Muhabbet sürerken atladım ben bumbanın üzerine , oradan da basamaklara ve çıkmaya başladım.
Çıkarken de konuşuyordum kendi kendime , bana bir şey olursa yine senden bilecekler Hüseyin abi , hemde soracaklar niçin bir halatla emniyete almayı önermedin diye.  ;D

Ancak kendi halatımı alıp öyle emniyet tedbiri almadığıma pişman oldum ,şöyleki her iki basamakta bir emniyet kemerinin kilidini üst basamaklara takıyorum, oraya varınca söküp tekrar üste takıyorum vs. Basamaklar biraz enli benim ,karabin kilidi söküp takmak zor oluyor birde tek elinle askıda iken.
Netice de çıktım ama kolumda derman bitti. Neyse sonunda tepeye vardım işe başladım . Bu parçalar bit gibi küçük ve tüy gibi hafif belki 2 belki 3 mm çapında rondelalar la sabitleniyor. Önce bir normal rondelanın ince bir mile ipliğin iğneye geçmesi gibi parçanın altına üstüne geçirilmesi ve sonrasında mil üzerinde hani şu içi tırtıklı olan kilitli rondela (o da bit gibi)  ile sıkıştırılması ile sabitleniyor.
Biz Hüseyin abinin buluşu ile tükenmez kalemin içini çıkarıp,dışını kullanarak bu kilitli rondelayı mil üzerinde ileri yitmeyi denedik  ,gözümüzde iyi görmüyor zaten o da cabası.

Bu bit gibi şeyler üstteki oku tutar eyvallah ta, tek başına alttaki fincanı nasıl zaptediyor anlamadım. Daha doğrusu niçin bu fincanlardan olmayan çok sayıda rüzgar göstergesi olduğunu orada anladım , birde kargalar kırıyor derler ,hadi canım ! :)

Netice de daha önce hiç direğe eşliksiz çıkmamanın veya rüzgar gülü takmamanın da acemiliklerini yaşayarak zor bela üstteki rüzgar yön göstergesini takdım ama başaşağı takılan alttaki fincanı takmak için iki elininde boşta olup çok dengeli bir durumda olman lazım ,o da bizde ne arar tek koluyla ağaçta sallanan maymun gibiyim  ::)

Alttaki fincanın rondelasını geçirdim ,fincanı geçirdim ,bir rondela daaha geçirecem onu da geçirdim ama o kilitli rondelayı geçirmeye çalışırkeen , fincan yerinden bir çıktı doğru uçarak denize.
Bir baktım Hüseyin abi kakıçla almaya ya da pontona sürmeye çalışıyor , abi komşudan kepçeyi al diyemeden fincan su doldu ve battı. Şimdi orada çıkartmamı bekliyor ,yerini biliyorum eğer dipteki balçığa gömülmediyse . :)

Şimdilik rüzgar yön göstergem var ona da şükür , fincanı bulamazsak rüzgarın süratini deniz yüzeyinden az biraz anlıycaz artık.

Not : Siz siz olun bu rondelayı plastik tükenmez kalemle yitip oturtmaya çalışmayın , esniyor ve o kadarcık esneme yetiyor düşürmek için ,metal ince tükenmez kalem dibi kullanın.

Rüzgar göstergesi macerasından resimler aşağıda ,





  • IP logged
« Son Düzenleme: 06 Haziran 2017, 22:07:01 Gönderen: Öcal Turan »

e

erdal duran

Ynt: S/Y Serenity Notları
#7: 06 Haziran 2017, 23:00:47
Öcal hocam, ben geleyim, hem dalıp parçayı çıkarırım hem de direğe çıkıp montajı yaparım. Sütlü kahve yeterli :).
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#8: 06 Haziran 2017, 23:55:35
PİS SU TANKI

Yukarıda tuvalet pompası değişimini anlatırken pis iş deik ya; Aşağıdaki yazıyı okuyunca çok temiz kalacak. ???

Geçen sene büyük yenileme sırasında gözüme teknenin zorla yerine sığdırılmış krom pis su tankındaki delikler çarptı ve zamandan kazanmak için ilk kez tekneye bir usta çağırdım ve bu tankı söküp yerine aynısından bir tank koyarmıyız? Dedim.
Verilen cevapta ancak kesilerek yerinden çıkabilecek olan tankı kendimin sökmesi gerektiği , bilmem kaç yüz euro ya tanıdıklarına yaptırılacak tankı gelip ancak takabilecekleri (yani hortumlar geçecek) bununda 400 TL işçilik ücreti olduğu vb. Şeyler söylenince oğlum Öcal iş yine başa düştü hadi gayret dedim. Daha epoksi - elyaf işine başlamamıştım ve tekne ham halde karada idi.

Tekneyi aldığım adam pisin birisi çıktı , pis su deposu dolu idi ve dahası pislik beklerken tankın dibine çökmüş katılaşmış , tankın yanlarında korozyonla oluşan deliklerden pis su taşmış ,sintinenin diğer bölgelerinden yalıtımlı bu bölme adeta pis su deposu haline gelmiş ve adam da onun üzerinde mutlu şekilde  yaşayıp uyumuş.!

Ben de tekneyi alırken , yerine sıkı şekilde oturan ve üst kenarları da köpük takviyeli v şekilli tankın altını tabiiki görememiş ,sonradan başka yalanlarını da yakaladığım adamın (yabancı) söylememesi sonucu bu iş başıma gelmişti.

O tankı nasıl zorlukla kesip çıkardığım , katılaşmış pisliği sıcak su ve lavabo açla nasıl eritip temizlediğim ,günlerce yıkayıp kurutup içten o bölmeye bir kat daha elyaf epoksi atmam vs. Ayrı bir bölüm konusu olur.

Netice de geçen sene Eylül sonu itibariyle tekne bitmiş ancak boş ve temiz bölgesi pis su tanksız kalmış idi . Marina tuvaletlerini kullandık orada olduğumuz anlar.

Ben teknede bu tankın bir planını bulmuştum ,aynısını uygulayarak 5 mm. Kontrplaktan bir tank yaptım ancak kenarlarını ikişer santim daraltarak yaptım ki ,bir daha çıkarma mecburiyeti olursa yine kesme ya da koyarken çok zorlanma olmasın. Finike de geçen sene zamanım da bitince  iki kat epoksi reçine atıp , ek yerlerini de mikrofiberle yaptığım epoksi macunla sağlamlaştırıp öylece diğer malzemelerle beraber eski filikanın içine (bu filika konusuna bundan sonra geleceğiz) atıp üzerini örtüp Bulgaristan a döndüm.   

Evvelki pazar günü Hüseyin abi yi yolcu edince tekrar işleri hızlandırdım , ve geçen seneki malzemelerden artanları içerisine koyup üzerini branda ile örttüğüm ; Marinanın kara park sahası kenarında rıhtımda bulunan filikanın yanına tekne ile gidip oraya yanaştım.
Tekne ile gittim çünkü tekneden de kullanacağım malzeme ve aletler var idi, hemde bir soğuk su içerim bazen diye düşündüm.

Maalesef bu geçen sürede filikaya su girmiş ,boya ruloları ,zımpara kağıtları gibi malzemeler heba olmuş ,güneşten dolayı çift kompenentli boyaların çoğunun sertleştiricileri donmuş idi.

Ama elyafım teknedeydi ve ağızlarını hem sıkıca kapattığım hem bantladığım epoksi malzemelerde ve ayrıca tank müsveddesinde :) bir zarar yoktu.

Bu minvalde işe başladım ve güzelce arap sabunu ile yıkayıp ,kurutup,180 no zımpara ile çizip , asetonla temizlediğim tanka bir kat daha epoksi reçine sürdüm ve 1 saat sonra parmak yapışma moduna gelince önceden şablonla kestiğim 300 gr M2 elyafı uygulamaya başladım.

Parmak yapışma moduna 1 saatte geldi ve sabahlara kadar kurudu çünkü Finike de olduğum sürede ,Antalya damıyım ,Horn Burnun damıyım bilemedim. Her gün sert rüzgarlar, yağmur geçişleri ve soğuk bir hava. Yani epoksinin sevmediği ne varsa var.! O yüzden ufacık tank beni çok yordu, hatta kapağını kapattığım gün gene dağın üzerinde bulutları görünce ; Allahım bana ne olur bir saat ver diye yalvardım ve o da verdi ,şükrettim.

Şimdi tankın epoksi -elyaf atıldıktan sonraki görüntüsü, geri planda tekne :





Kapağın resmi:



Sonrasında temizliğini yapıp ,bir kat daha reçineyi müteakip iki kat epoksi arakat (jelkot) attım tankın içine ve dışına. Kapağın ve tankın altındaki tekne benim filikam ,bir yandan da onun da çatlaklarını tamir edip epoksi ve arakat atıyorum, hemde kurutma platformu olarak kullanıyorum. Kapağın yanında tankın içinin tahliye ve alım borusu kısmen çıkmış.






Tankın dışına attığım epoksi arakat,epoksi astar ve sonrasında fittingleri takıp (sikaflex le sızdırmazlık sağlanmış vaziyette) , kapağını kapattım ve kenarlarına tekrar elyaf uyguladım. Rıhtımda su doldurup muhtelif testlerini yaptıktan sonra da ,tankı bölmesine koyup hortumlarını bağladım.Oldukça haafif ve sağlam ve aynı zamanda ekonomik bir çözümle bu dert te bitmiş oldu.
Marina ustalarına oh olsun.:)

Bu son anlattıklarıma ait resim çekmemişim , bu gittiğimde yerinde resmini çekip koyarım buraya.



  • IP logged
« Son Düzenleme: 07 Haziran 2017, 00:15:35 Gönderen: Öcal Turan »

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#9: 06 Haziran 2017, 23:58:18
Öcal hocam, ben geleyim, hem dalıp parçayı çıkarırım hem de direğe çıkıp montajı yaparım. Sütlü kahve yeterli :).

Her zaman Erdal hocam, hep çalışma zamanıma denk geldin bir kahveyi zor içtik ama tekne şu an yine pontondaki yerinde. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#10: 07 Haziran 2017, 11:03:24
FİLİKA

Tekne ile beraber aldığım ,bana neredeyse üç senedir karada malzeme deposu ve çalışma platformu vazifesi yapan no-name polyester filikayı ,katamaran olmasından dolayı dengeli ve süratli olduğunu tahmin etmeme ve dizaynını sevmeme rağmen aslında kullanma niyetim yoktu. En iyi ihtimalle Çınarcığa yazlığa götürür bırakırım çocuklar biner ya da ihtiyacı olan bir reise veririm diyordum.
Sebebi de ; Senelerce hoyratça marina da güneşin altında kalmış, oradan oraya taşınırken jelkotunda çatlaklar ve kırıklar oluşmuş bu filika yapımında zaten çok kötü bir finish le bitirilmiş ,kalıptan çıktığı haliyle içine veya dışına bir boya bile sürülmeden iki ıskarmaozla ortaya salınmış bir nesne idi. Ve bu filika, 9.95 m boyundaki teknem için biraz büyükçe idi. (3.5 m.boy !)

Yukarıda tank konusunda çalışma platformu halini gördünüz , aşağıda da geçen sene depo halindeki resimleri :




Bu filikanın yerine kullanmak amacıyla , benim onbeş senedir ,çantasında pudralayıp sakladığım  3-4 kere denize girmiş orjinal Zodiac botumu da geçen sene tekneye götürmüş idim.Şişirdim ve problem göremedim , tmm dedim.

Aşağıda teknenin üzerine yüklenmişken resmi :



İşte bu resim çekildikten az sonra botu güverteye yatırmak isterken çıt diye bir ses duydum , Ana çarmıh liftinindeki kopilyalardan birisinin ucu biraz kalkık kalmış , botun yan duvarı da gidip onu bulmuştu. On beş sene sakladığımız botu ilk şişirmede patlattık yani. ::)
Neyse ,nazar oldu bu seneye yaparım dedim , havasını indirip iskele küpeşteye güzelce bağladım ve ayrıldım oradan.

Bu sene gittiğimde  inceledim ve gördüm ki botun üzerindeki bazı aksesuarların yapışkanlarında ayrılmalar başlamış , hımm, bu yapışkanların da bir ömrü var demek ki , bu bot bana gelmez arkadaş dedim .

E , paramız da sıkıntılı bu kadar işlerin ve masrafın üzerine (sadece tekne değil , bir de ev tadilatından geçiyoruz) ,yenisini alamam bunun.!
Genelde alarga da kalmayı düşünen bir adam filikasız da gezemeyeceğine göre tek çare polyester filika yı adam etmekti benim için.! Geçen seneden kalan malzemeleri de değerlendiririm hem, dedim.

Yukarıda da anlattığım şekilde pis su tankını yaparken onun kuruma sürelerinde başladım filikayı da tamire.

Altta Jelkot un hasarlı yerlerine elyafa kadar zımpara ile açtım ve gerek epoksi sürerek gerekse mikro fiberle yaptığım macun ile tedavisini yaptım ,sonrasında epoksi arakat (jelkot niyetine kullanılıyor ama daha iyi) sürdüm iki kat , karışım kuruma sürelerine hava şartlarına göre dikkat ederek.



Sonrasında yine geçen seneden elimde kalan poliuretan astar ve boya ile bordasını tekne ile aynı renge boyadım.

İçini ise daha önceden zaten sırasıyla ; Oksalik asitli su, arap sabunu , aseton ile  temizleyip , 150 no ile zımpara ile çizmiştim.. Bir kat üniversal astar ve üzerine ultraviole için poliuretan bariyer boya (kalan bir kaç damla boyamla renklendirdim biraz) attım , aslında beyaza boyayıp tabana interdeck kaymaz boya atmayı da düşündüm  ama bir de filikayı daha da ağırlaştırma riski var , o nedenle yapmadım.

En son kurala uysun diye su hattını tahmin etmeye çalışarak elimde kalan zehirli boya artıklarından zehirlisini de ihmal etmedim ,

Sonuçta , çöpe gidecek kayıktan ,ortaya Picasso nun eseri gibi ,şöyle bir şey çıktı arkadaşlar ,memlekete hayırlı olsun.  :) ;















  • IP logged
« Son Düzenleme: 07 Haziran 2017, 11:07:22 Gönderen: Öcal Turan »

  • *
  • İleti: 1631
Ynt: S/Y Serenity Notları
#11: 07 Haziran 2017, 11:19:12
Eline sağlık Öcal reis  :)xx :)xx filika bambaşka hale bürünmüş
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#12: 07 Haziran 2017, 11:54:17
Eline sağlık Öcal reis  :)xx :)xx filika bambaşka hale bürünmüş

Sağol Oğuzhan reisim .
Biraz özgün bir şey oldu, ana teknenin yavrusu gibi galiba. ;D
Özel yaptırdım zannedecek görenler.  :)
  • IP logged
« Son Düzenleme: 07 Haziran 2017, 11:57:58 Gönderen: Öcal Turan »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: S/Y Serenity Notları
#13: 07 Haziran 2017, 12:27:06
Öcal reis,

Eline sağlık cidden Picasso nun eseri gibi olmuş , teknenin yavrusu gibi olmuş  ;D
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: S/Y Serenity Notları
#14: 07 Haziran 2017, 12:35:23
Pasarella ;
Teknede 2.5 m uzunluğunda, tek başına gezecek adam için affedersiniz Eşşek ölüsü gibi ağır belki 15 kg. Alimunyum bir pasarella var idi. Katlanır olmasına rağmen hem küpeşte de yer kaplıyor ,Cenova ve diğer halatlara çapariz yapıyor, hem de arkaya takdığımda denize iniş platformunun kapanmasını engelliyor idi. 9.95 m. Bir teknede Marina kaptan ı deryaları için ideal ama gezecek adam için büyüktü.
Resimler şurada ;





Tekneden çıkardım ve satmak için bizim DADD ikinci el whats up grubunda ilan verdim. Sağolsun bizim Poseidon Marine ,Hakan Meriç ve Hayrettin Edremitlioğlu reisler durumu öğrenince bana jest yapıp , en son ürünlerinden ve aslında fuarda da uzaktan gördüğüm  7.3 Kg ağırlığındaki ,1.95 m . tek parça pasarella ile başabaş takas teklif ettiler, aslında hediye gibi bir şey oldu bu beni sevindiren ama nazik insanlar işte , adına takas deseler de ben biliyorum ne olduğunu. Buradan da teşekkür ederim , gerçekten çok güzel ve işlevsel bir şey yapmışlar ,tek kolunun altına al ve güvertede tur at. :)

Yalnız burada yazmak isterim ,üzerine markalarını vurmuyorlar ve görenler çok beğenmesine rağmen Çin işi filan zannediyorlar , muhakkak vurulsun ki bizim ülkemizde de böyle güzel şeyler yapıldığı bilinsin. Poseidon Marine' nin internet sitesinde de resmi yok.

Pasarellanın tam resmini çekemedim son gün geldiği ve onu acele ile takıp tekneden ayrıldığım için ama şurada çıkmış. Bu gittiğimde daha güzel resimlerini çekip koyarım.
Ya da Hakan Meriç ve Hayrettin Edremitlioğlu reisler buraya eklerlerse sevinirim.

Şurada kısmen çıkmış.


  • IP logged

 
Yukarı git