Faydalı olacağını düşündüğüm bir paylaşım ,Setur Marina hazırlayıp ,kitapçığını da dağıtmıştı. Ekleyecekleriniz olabilir reisler.
DENİZDE NEZAKET
Adına ister “Deniz Adabı Muaşereti”, isterseniz “Deniz Etiketi”, isterseniz de “Deniz Nezaket ve Kaideleri” deyiniz, denizciliğin ve yatçılığın kendisine göre uyulması lazım gelen incelik esasları vardır.
Bunlar kanun değildir. Bilebildiğime göre alt alta sıralanmıştır. Uymasanız da kimse size “Ne terbiyesiz insan”, “Ne görgüsüz adam” yahut da “Üç kuruşu var diye kendini ne zannediyor?” demeyecektir.
Memleketimizde son 4-5 seneden beri hem çok yat inşa edildi, hem de çok yat ithal edildi. Buna rağmen hâlâ bizdeki yat sayısı, diğer ülkelere göre azdır. Yatçılık ilerledikçe ve de geliştikçe, resmi makamlar tarafından, gerek yat sahiplerine, gerekse kaptan ve gemicilere bazı kaideler getirilmek mecburiyeti vardır.
Ben doğuştan denizci değilim. Deniz kenarında da dünyaya gelmedim. Ailede de denizci sayılabilecek kimse yok. Bununla beraber denizi sevdim, çok dinlendirici buldum ve denizle ilgili bilgi toplamaya başladım. Bunları kendime göre sıraladım.
Benimle mutabık olanlar olabileceği gibi mutabık olmayan, belki de “Ukalalık ediyor” diyenler de olacaktır. Maksat, birkaç neşeli dakika geçirmektir.
Yatçılığı rahatlıkla üçe ayırmak mümkündür. a. Marina Yatçılığı b. Deniz Yatçılığı c. Yarış Yatçılığı
Marina yatçılığı kendi başına bir ekoldür. Bu tip yatçılığın yat sahipleri, kaptanları, gemicileri, aşçıları, misafirleri ve giyim kuşamı kendine göredir. Bilhassa bu tip yatçılıkta teknenin denizde olmasından ziyade süslü ve şık olması, mutfağının ve buz makinasının iyi işlemesi, barında bol içki stoğu bulunması ve de marinanın stratejik bakımdan en iyi yerinde bağlı olması lazımdır. Marina yatçılarının (gerek beyin, gerek hanımın) zengin bir gardrobu vardır. Her gün elbise değiştirilir ve yandaki tekneler ile sohbet edilir. Bu tip yatçılarda maksat, yatın büyük ve rahat olmasıdır. En büyük
yatı olan, diğerlerine müstehzi müstehzi bakma hakkına da sahiptir. Bununla beraber onlar, diğerlerine hem ihtiyaç hem de boy farkı bakımından kol kanat germek mecburiyetindedirler.
Marina yatçılarının gemici ve kaptanları güzel yemek pişirirler, iyi servis yaparlar, misafirleri oyalayabilecek içki vermeyi bilirler ve misafirlerini de günübirliğine yüzmeye götürürler.
Bu tip yatçılığın özel butikleri vardır. Bilhassa İtalya ve Fransa’da bu yönde ihtisas yapmış mağazalar mevcuttur. Ne alırsanız, mavi, beyaz, kırmızı ve sarı renkler hâkim ve daima çapa, halat, pusula, flama ve gemi resimleriyle süslenmiş mallardır. Bir tanesi üzerinde halat bulunan tuvalet kâğıdı dahi satıyordu, sonuna doğru çapa geliyor.
Marina yatçıları, yatlarını sosyal faaliyetleri ve de yazlıkları gibi kullandıklarından, marinada çalışanlara gayet iyi davranırlar, ücret ve fiyatlara hiç itiraz etmezler (bol bahşiş verirler) ki; onların telefonu işlesin, suları aksın, elektriği kesilmesin.
Buna karşılık, deniz yatçılığı bambaşkadır. Yatlar daha küçük fakat denizci; sahipleri ve umumiyetle kaptanları işi bilen, bir yerden bir yere giderken marinaya uğramış kişilerdir. Bu tip insanların bütçeleri umumiyetle sınırlı olduğu için, denizciliği büyük fedakarlıklarla sürdürmektedirler. Sahibinden başka ekseriyetle bir veya iki gemicileri vardır ve bu insanlarla kader birliği etmektedirler. Onlar, daha az maaş vermesine rağmen, eşit muamele yaptığından dolayı, denizci patronunu marina patronuna tercih ederler. Deniz yatçıları, marinaları muayyen bir müddet ihtiyaçların karşılanması için kalınacak yerler olarak görürler ve o iş biter bitmez, akşam dahi olsa, sakin bir koya giderler. Onlar için sükunet ve kendi kendilerine bakmak, en büyük lüks ve en önde gelen arzularıdır.
Hakiki yatçılar, gayet sadedirler ve tercihen yeni üst baş giymezler. Onlar için temiz bir şort ve marinada da bir t-shirt kafidir. Mali imkânlarını daha ziyade teknelerinin daha denizci, daha iyi olması için kullanırlar. Bu tip yatçıların alışveriş ettikleri dükkânlar butikten ziyade, yat donanımı satan yerlerdir.
Gıdaları basit, bazen kuru, bazen ısıtılmış yemeklerdir. Onlar da içkiyi, sohbeti ve diğer bir hakiki yatçıyı ziyareti severler. Ağ taşırlar ve bir gece evvel attıkları ağdan çıkanları yemeğe bayılırlar.
Tabii bir de yarışçı denizciler vardır. Bu arkadaşlar bütün seneyi yazın yapılacak yarışlarda daha iyi derece alabilmek için teknelerini, ekipmanlarını, stratejilerini ve ekipleri yenilemek için geçirirler. Bizim Küçüksu’da teknelerini görürüm, kimi salma, kimi direk, kimi pervane değiştiriyor. Tabii yelken zaviyesi ve hızına göre tekneleri kıyafet değiştirir. Vinçler, ipler ilk bakışta göze görünmeyen masraflardır. Yat yarışçılığı pahalı bir zevktir.
Gerek marina yatçısı, gerek deniz yatçısı, gerekse yarışçı yatçı olsun hepsinin müşterek tarafı temizliktir. Yatçılar umumiyetle temizdirler, yahut teknelerini temiz tutmayı candan arzu ederler. Tabii, temizlik anlayışı farkı, kimin yatının diğerinden daha titizlikle bakıldığıyla ölçülür. Gemicisinde bir karış sakal, pis bir şort varsa ve de çıplak ayağı ayakkabılıdan daha kirli ise yat sahibi ondan pırıl pırıl bir tekne bekleyemez.
• Bir dostunuzun yatına binecekseniz, davetli dahi olsanız, önce müsaade isteyeceksiniz. Yata çıkınca, sahibinden başka, gemicisi veya kaptanının elini sıkarak, ona moral ve ehemmiyet verdiğinizi gösterin.
• Yat sahibi yatına geldiği zaman, personelin onu güvertede karşılamaları (bir de olsa, birkaç da), elini sıkmaları ve varsa forsunu ana direğin sancak tarafına çekmeleri icap eder.
• Bir yata, kim olursanız olun, ayakkabı ile çıkılmaz. Ayağınızdaki ayakkabının altı lastik dahi olsa, ayakkabınızı çıkarmayı teklif ediniz ve şayet yat sahibi ısrar ediyorsa bile çıkarınız, altını silip tekrar giyiniz. Şayet evvelden davetli geliyorsanız, bir çift önceden hiç yere basmamış ayakkabı getiriniz, onları giyiniz. Yat sahibi ve yatına ne kadar itina ettiğinizi göstermiş olursunuz. • Bir dostunuzun teknesine gecelemeye yahut hafta sonu geçirmeye gidiyorsanız bavulla gitmeyiniz, yumuşak bir çanta yahut da bir gemici torbasıyla gidiniz.
• Muhakkak, onları düşündüğünüzü gösteren küçük bir hediye götürünüz. Bir şişe şarap, küçük bir kek veya evde yapılmış bir kavanoz reçel makbule geçer.
• Yatacağınız yer size gösterilinceye kadar soyunup dökünmeyiniz.
• Akşam size içki ikram edilinceye kadar, içki istemeyiniz.
• Arkadaşınızı iyi tanımıyorsanız, teknenin yaşama adetlerini sorunuz ve kendinizi ona göre hazırlayınız.
• Hiçbir zaman kapı ağzında ya da tekne içinde trafiği aksatacak şekilde durmayınız.
• Tuvaletlere umumiyetle kâğıt dahil hiçbir şey atılmaz. Yatlarda tuvalete yanlışlıkla yahut el alışkanlığı ile bir şey attı iseniz, mekanizmasını zorlamadan, ya gemiciye yahut da yat sahibine durumu derhal bildiriniz. Bilhassa tek tuvaleti olan yatlarda bu çok önemlidir. Kâğıtlar umumiyetle içinde plastik torba olan bir kutuya veya sepete atılırlar. Gemici bilahare bu sepetleri temizler.
• Şayet tuvaleti kullanmak için bir vana açmak icap ediyorsa, işiniz bitince bu vanayı kapatmayı unutmayın.
• Bir yatta, ne misafir gibi bir kenarda oturup herkesin size servis yapmasını bekleyin ne de işgüzarlık yaparak soyunup, mutfağa girip, ahçıbaşı olun.
• Yat ne kadar küçük olursa olsun akşamları insanın kendine bir çeki düzen vermesinde fayda vardır. Ne moda gösterisi yapın ne de bütün gün giydiğiniz şort ve t-shirtle akşam yemeğine oturun. Tercihen yepyeni bir giyecek giymemeye çalışın.
• Öğleyin; büfe olsun, beş çayı olsun, (mayoyla dahi olsanız) masaya çıplak gelmeyin, mutlaka üzerinize bir gömlek veya t-shirt geçirin. Hanımlar tek parça mayo giyiyorsa bellerine bir pareo sarmaları şık olur.
• Misafir olduğunuz yatta gemiciye yahut yat sahibine yatın idaresinde yardımcı olun, fakat işi zorlaştırmayınız. Ne yapın deniyorsa sadece onu yapınız ve daha başka bir hareket yapmak için sahibinden yahut da kaptandan talimat bekleyiniz.
• Yatın lastik botuna sahilden binecek iseniz, ayakkabınızı orada çıkarınız. Yani bota çıplak ayakla bininiz.
• Bütün yatlarda (su tasfiye cihazı olanlar dahil) tatlı suyu dikkatli kullanınız. Erkekler, tıraş olurken suyu akıtmayınız. Yıkanmak icap ediyorsa, önce vücudunuzu ıslatınız, suyu kapatınız, rahat rahat sabunlanıp sonra durulanınız. Yat sahibine su durumunu önceden sormakta fayda vardır.
• Yatlarda başka bir ihtiyaç maddesi de buzdur. Bilhassa sıcak denizlerde. Buz da keza su gibi dikkatli kullanılmak durumundadır. Zira buz makinası da çoğu zaman jenaratörle çalışır. Kalıp buz varsa miktarı bellidir; eritmeden, zayi etmeden kullanmak lazımdır.
• Yatında misafir olduğunuz bir arkadaşla bir limanda yahut marinada iseniz ve bir başka arkadaşınızı görürseniz; ne o arkadaşı yat sahibine sormadan davet ediniz ne de onu bırakıp öbür arkadaşınızın yatına giderek saatlerce oyalanınız.
• Arkadaşınızın teknesiyle hafta sonu çıkacaksanız ve de onunla dönmeyecekseniz, evvelden nereye ve ne zaman çıkacağınızı bildiriniz. Son dakika böyle bir talepte bulunmayınız.
• Çıktığınız gemi büyük ya da küçük olsun, güneş yağı, havlu, mayo, gözlük, terlik, fular gibi eşyanızı işi bitince ortada bırakmayınız. Hem kalabalık edersiniz, hem kaybolabilir yahut unutabilirsiniz.
• Bilhassa hanımların nazarı dikkatine; güvertesi “teak” olan bir yatta güneş yağı sürüp yatmayınız. Mutlaka altınıza kendi havlunuzu veya vermişlerse, deniz havlunuzu seriniz. Her şeye rağmen “teak” güverte güneş yağı veya başka bir nedenle leke olmuşsa hemen fırça ile temizlenmesi gerekir, aksi takdirde leke kalıcı olur.
• Denize girecekseniz, tekneye nasıl tekrar çıkacağınızı sormadan suya atlamayınız. Deniz merdiveninin ucundan kendinizi denize atmayınız. Bunlar umumiyetle zayıf olur; ayağınızı vurunca, çekmez ve denize düşersiniz.
• Denize girerken tuvaletlerin hangi tarafta olduğuna, kullanılıp kullanılmadığına ve suyun akıntı yönüne dikkat ediniz.
• Yatlarda umumiyetle, hele seyir halinde iken, sigara içmek doğru değildir; yine de sigara içecekseniz, sahibinden müsade isteyiniz. Kamaralarda sigara içmekten emniyet bakımından çekininiz. Açıkta sigara içecekseniz elinize tütün tablasını alınız (rüzgâr siperlikli marin için yapılanı) ve rüzgâraltında içiniz.
• Yemekler müstakil tabaklarda servis yapılıyorsa, yerlere dökmemeye dikkat ediniz. Güverteye, halıya veya döşemeye dökülen bir şey varsa, hemen gemiciyi ikaz ediniz ve sildiriniz. Tabak ve çatal bıçağı kendiniz götürüp teslim ediniz.
• Sizin deniz hakkında bilginiz yat sahibinden fazla ise, onu misafir veya mürettebatının yanında zor durumda bırakmayınız.
• Geminin seyrine göre, icap ediyorsa, kamaranızın lumbozunu kapatınız. Bunu yaptığınızı da gemici yahut kaptana bildiriniz.
• Yatlarda giyeceğiniz kıyafetlerde, çapa, halat gemi yahut gemi bayrakları, resim ve motifleri olmasın. Hele hele uydurma amblemli ceket ve sweter hiçbir zaman giymeyiniz. Diğer taraftan da av ve kar kayağında kullanılan yelek ve anorak denizde yabancı kaçar.
• Bilhassa bir günü geçen kruzlarda kendinizi oyalayacak gazete, mecmua, kitap veya okuma malzemesi getiriniz. Ev sahibinden sizi devamlı meşgul etmesini beklemeyiniz. Kendi kendini oyalayan misafir, ev sahibesinin sırtından büyük yük alır.
• Denizdeyken planlanmış davet yahut gidilecek lokanta varsa, yat sahibinin sizi üst baş bakımından zamanında haberdar etmesi ve giysi bakımından zor durumda bırakmaması icap eder.
• Yattan ayrılırken mutlaka teşekkür edeceksiniz ama çektiğiniz fotoğraf filan varsa, birkaç gün sonra onları ev sahibine güzel bir yazı ile göndermeniz iyi bir jest olur.