Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: DENİZDE NEZAKET

  • *
  • İleti: 2553
DENİZDE NEZAKET
OP: 16 Şubat 2017, 16:37:56
Faydalı olacağını düşündüğüm bir paylaşım ,Setur Marina hazırlayıp ,kitapçığını da dağıtmıştı. Ekleyecekleriniz olabilir reisler.


DENİZDE NEZAKET
 
Adına ister “Deniz Adabı Muaşereti”, isterseniz “Deniz Etiketi”, isterseniz de “Deniz Nezaket ve Kaideleri” deyiniz, denizciliğin ve yatçılığın kendisine göre uyulması lazım gelen incelik esasları vardır.
 
Bunlar kanun değildir. Bilebildiğime göre alt alta sıralanmıştır. Uymasanız da kimse size “Ne terbiyesiz insan”, “Ne görgüsüz adam” yahut da “Üç kuruşu var diye kendini ne zannediyor?” demeyecektir.
 
Memleketimizde son 4-5 seneden beri hem çok yat inşa edildi, hem de çok yat ithal edildi. Buna rağmen hâlâ bizdeki yat sayısı, diğer ülkelere göre azdır. Yatçılık ilerledikçe ve de geliştikçe, resmi makamlar tarafından, gerek yat sahiplerine, gerekse kaptan ve gemicilere bazı kaideler getirilmek mecburiyeti vardır.
 
Ben doğuştan denizci değilim. Deniz kenarında da dünyaya gelmedim. Ailede de denizci sayılabilecek kimse yok. Bununla beraber denizi sevdim, çok dinlendirici buldum ve denizle ilgili bilgi toplamaya başladım. Bunları kendime göre sıraladım.
 
Benimle mutabık olanlar olabileceği gibi mutabık olmayan, belki de “Ukalalık ediyor” diyenler de olacaktır. Maksat, birkaç neşeli dakika geçirmektir.
 
Yatçılığı rahatlıkla üçe ayırmak mümkündür. a. Marina Yatçılığı b. Deniz Yatçılığı c. Yarış Yatçılığı
 
Marina yatçılığı kendi başına bir ekoldür. Bu tip yatçılığın yat sahipleri, kaptanları, gemicileri, aşçıları, misafirleri ve giyim kuşamı kendine göredir. Bilhassa bu tip yatçılıkta teknenin denizde olmasından ziyade süslü ve şık olması, mutfağının ve buz makinasının iyi işlemesi, barında bol içki stoğu bulunması ve de marinanın stratejik bakımdan en iyi yerinde bağlı olması lazımdır. Marina yatçılarının (gerek beyin, gerek hanımın) zengin bir gardrobu vardır. Her gün elbise değiştirilir ve yandaki tekneler ile sohbet edilir. Bu tip yatçılarda maksat, yatın büyük ve rahat olmasıdır. En büyük
yatı olan, diğerlerine müstehzi müstehzi bakma hakkına da sahiptir. Bununla beraber onlar, diğerlerine hem ihtiyaç hem de boy farkı bakımından kol kanat germek mecburiyetindedirler.
 
Marina yatçılarının gemici ve kaptanları güzel yemek pişirirler, iyi servis yaparlar, misafirleri oyalayabilecek içki vermeyi bilirler ve misafirlerini de günübirliğine yüzmeye götürürler.
 
Bu tip yatçılığın özel butikleri vardır. Bilhassa İtalya ve Fransa’da bu yönde ihtisas yapmış mağazalar mevcuttur. Ne alırsanız, mavi, beyaz, kırmızı ve sarı renkler hâkim ve daima çapa, halat, pusula, flama ve gemi resimleriyle süslenmiş mallardır. Bir tanesi üzerinde halat bulunan tuvalet kâğıdı dahi satıyordu, sonuna doğru çapa geliyor.
 
Marina yatçıları, yatlarını sosyal faaliyetleri ve de yazlıkları gibi kullandıklarından, marinada çalışanlara gayet iyi davranırlar, ücret ve fiyatlara hiç itiraz etmezler (bol bahşiş verirler) ki; onların telefonu işlesin, suları aksın, elektriği kesilmesin.
 
Buna karşılık, deniz yatçılığı bambaşkadır. Yatlar daha küçük fakat denizci; sahipleri ve umumiyetle kaptanları işi bilen, bir yerden bir yere giderken marinaya uğramış kişilerdir. Bu tip insanların bütçeleri umumiyetle sınırlı olduğu için, denizciliği büyük fedakarlıklarla sürdürmektedirler. Sahibinden başka ekseriyetle bir veya iki gemicileri vardır ve bu insanlarla kader birliği etmektedirler. Onlar, daha az maaş vermesine rağmen, eşit muamele yaptığından dolayı, denizci patronunu marina patronuna tercih ederler. Deniz yatçıları, marinaları muayyen bir müddet ihtiyaçların karşılanması için kalınacak yerler olarak görürler ve o iş biter bitmez, akşam dahi olsa, sakin bir koya giderler. Onlar için sükunet ve kendi kendilerine bakmak, en büyük lüks ve en önde gelen arzularıdır.
 
Hakiki yatçılar, gayet sadedirler ve tercihen yeni üst baş giymezler. Onlar için temiz bir şort ve marinada da bir t-shirt kafidir. Mali imkânlarını daha ziyade teknelerinin daha denizci, daha iyi olması için kullanırlar. Bu tip yatçıların alışveriş ettikleri dükkânlar butikten ziyade, yat donanımı satan yerlerdir.
 
Gıdaları basit, bazen kuru, bazen ısıtılmış yemeklerdir. Onlar da içkiyi, sohbeti ve diğer bir hakiki yatçıyı ziyareti severler. Ağ taşırlar ve bir gece evvel attıkları ağdan çıkanları yemeğe bayılırlar.
 
Tabii bir de yarışçı denizciler vardır. Bu arkadaşlar bütün seneyi yazın yapılacak yarışlarda daha iyi derece alabilmek için teknelerini, ekipmanlarını, stratejilerini ve ekipleri yenilemek için geçirirler. Bizim Küçüksu’da teknelerini görürüm, kimi salma, kimi direk, kimi pervane değiştiriyor. Tabii yelken zaviyesi ve hızına göre tekneleri kıyafet değiştirir. Vinçler, ipler ilk bakışta göze görünmeyen masraflardır. Yat yarışçılığı pahalı bir zevktir.
 
Gerek marina yatçısı, gerek deniz yatçısı, gerekse yarışçı yatçı olsun hepsinin müşterek tarafı temizliktir. Yatçılar umumiyetle temizdirler, yahut teknelerini temiz tutmayı candan arzu ederler. Tabii, temizlik anlayışı farkı, kimin yatının diğerinden daha titizlikle bakıldığıyla ölçülür. Gemicisinde bir karış sakal, pis bir şort varsa ve de çıplak ayağı ayakkabılıdan daha kirli ise yat sahibi ondan pırıl pırıl bir tekne bekleyemez.
 
• Bir dostunuzun yatına binecekseniz, davetli dahi olsanız, önce müsaade isteyeceksiniz. Yata çıkınca, sahibinden başka, gemicisi veya kaptanının elini sıkarak, ona moral ve ehemmiyet verdiğinizi gösterin.
 
• Yat sahibi yatına geldiği zaman, personelin onu güvertede karşılamaları (bir de olsa, birkaç da), elini sıkmaları ve varsa forsunu ana direğin sancak tarafına çekmeleri icap eder.
 
• Bir yata, kim olursanız olun, ayakkabı ile çıkılmaz. Ayağınızdaki ayakkabının altı lastik dahi olsa, ayakkabınızı çıkarmayı teklif ediniz ve şayet yat sahibi ısrar ediyorsa bile çıkarınız, altını silip tekrar giyiniz. Şayet evvelden davetli geliyorsanız, bir çift önceden hiç yere basmamış ayakkabı getiriniz, onları giyiniz. Yat sahibi ve yatına ne kadar itina ettiğinizi göstermiş olursunuz. • Bir dostunuzun teknesine gecelemeye yahut hafta sonu geçirmeye gidiyorsanız bavulla gitmeyiniz, yumuşak bir çanta yahut da bir gemici torbasıyla gidiniz.
 
• Muhakkak, onları düşündüğünüzü gösteren küçük bir hediye götürünüz. Bir şişe şarap, küçük bir kek veya evde yapılmış bir kavanoz reçel makbule geçer.
 
• Yatacağınız yer size gösterilinceye kadar soyunup dökünmeyiniz.
 
• Akşam size içki ikram edilinceye kadar, içki istemeyiniz.
 
• Arkadaşınızı iyi tanımıyorsanız, teknenin yaşama adetlerini sorunuz ve kendinizi ona göre hazırlayınız.
 
• Hiçbir zaman kapı ağzında ya da tekne içinde trafiği aksatacak şekilde durmayınız.
 
• Tuvaletlere umumiyetle kâğıt dahil hiçbir şey atılmaz. Yatlarda tuvalete yanlışlıkla yahut el alışkanlığı ile bir şey attı iseniz, mekanizmasını zorlamadan, ya gemiciye yahut da yat sahibine durumu derhal bildiriniz. Bilhassa tek tuvaleti olan yatlarda bu çok önemlidir. Kâğıtlar umumiyetle içinde plastik torba olan bir kutuya veya sepete atılırlar. Gemici bilahare bu sepetleri temizler.
 
• Şayet tuvaleti kullanmak için bir vana açmak icap ediyorsa, işiniz bitince bu vanayı kapatmayı unutmayın.
 
• Bir yatta, ne misafir gibi bir kenarda oturup herkesin size servis yapmasını bekleyin ne de işgüzarlık yaparak soyunup, mutfağa girip, ahçıbaşı olun.
 
• Yat ne kadar küçük olursa olsun akşamları insanın kendine bir çeki düzen vermesinde fayda vardır. Ne moda gösterisi yapın ne de bütün gün giydiğiniz şort ve t-shirtle akşam yemeğine oturun. Tercihen yepyeni bir giyecek giymemeye çalışın.
 
• Öğleyin; büfe olsun, beş çayı olsun, (mayoyla dahi olsanız) masaya çıplak gelmeyin, mutlaka üzerinize bir gömlek veya t-shirt geçirin. Hanımlar tek parça mayo giyiyorsa bellerine bir pareo sarmaları şık olur.
 
• Misafir olduğunuz yatta gemiciye yahut yat sahibine yatın idaresinde yardımcı olun, fakat işi zorlaştırmayınız. Ne yapın deniyorsa sadece onu yapınız ve daha başka bir hareket yapmak için sahibinden yahut da kaptandan talimat bekleyiniz.
 
• Yatın lastik botuna sahilden binecek iseniz, ayakkabınızı orada çıkarınız. Yani bota çıplak ayakla bininiz.
 
• Bütün yatlarda (su tasfiye cihazı olanlar dahil) tatlı suyu dikkatli kullanınız. Erkekler, tıraş olurken suyu akıtmayınız. Yıkanmak icap ediyorsa, önce vücudunuzu ıslatınız, suyu kapatınız, rahat rahat sabunlanıp sonra durulanınız. Yat sahibine su durumunu önceden sormakta fayda vardır.
 
• Yatlarda başka bir ihtiyaç maddesi de buzdur. Bilhassa sıcak denizlerde. Buz da keza su gibi dikkatli kullanılmak durumundadır. Zira buz makinası da çoğu zaman jenaratörle çalışır. Kalıp buz varsa miktarı bellidir; eritmeden, zayi etmeden kullanmak lazımdır.
 
• Yatında misafir olduğunuz bir arkadaşla bir limanda yahut marinada iseniz ve bir başka arkadaşınızı görürseniz; ne o arkadaşı yat sahibine sormadan davet ediniz ne de onu bırakıp öbür arkadaşınızın yatına giderek saatlerce oyalanınız.
 
• Arkadaşınızın teknesiyle hafta sonu çıkacaksanız ve de onunla dönmeyecekseniz, evvelden nereye ve ne zaman çıkacağınızı bildiriniz. Son dakika böyle bir talepte bulunmayınız.
 
• Çıktığınız gemi büyük ya da küçük olsun, güneş yağı, havlu, mayo, gözlük, terlik, fular gibi eşyanızı işi bitince ortada bırakmayınız. Hem kalabalık edersiniz, hem kaybolabilir yahut unutabilirsiniz.
 
• Bilhassa hanımların nazarı dikkatine; güvertesi “teak” olan bir yatta güneş yağı sürüp yatmayınız. Mutlaka altınıza kendi havlunuzu veya vermişlerse, deniz havlunuzu seriniz. Her şeye rağmen “teak” güverte güneş yağı veya başka bir nedenle leke olmuşsa hemen fırça ile temizlenmesi gerekir, aksi takdirde leke kalıcı olur.
 
• Denize girecekseniz, tekneye nasıl tekrar çıkacağınızı sormadan suya atlamayınız. Deniz merdiveninin ucundan kendinizi denize atmayınız. Bunlar umumiyetle zayıf olur; ayağınızı vurunca, çekmez ve denize düşersiniz.
 
• Denize girerken tuvaletlerin hangi tarafta olduğuna, kullanılıp kullanılmadığına ve suyun akıntı yönüne dikkat ediniz.
 
• Yatlarda umumiyetle, hele seyir halinde iken, sigara içmek doğru değildir; yine de sigara içecekseniz, sahibinden müsade isteyiniz. Kamaralarda sigara içmekten emniyet bakımından çekininiz. Açıkta sigara içecekseniz elinize tütün tablasını alınız (rüzgâr siperlikli marin için yapılanı) ve rüzgâraltında içiniz.
 
• Yemekler müstakil tabaklarda servis yapılıyorsa, yerlere dökmemeye dikkat ediniz. Güverteye, halıya veya döşemeye dökülen bir şey varsa, hemen gemiciyi ikaz ediniz ve sildiriniz. Tabak ve çatal bıçağı kendiniz götürüp teslim ediniz. 
 
• Sizin deniz hakkında bilginiz yat sahibinden fazla ise, onu misafir veya mürettebatının yanında zor durumda bırakmayınız.
 
• Geminin seyrine göre, icap ediyorsa, kamaranızın lumbozunu kapatınız. Bunu yaptığınızı da gemici yahut kaptana bildiriniz.
 
• Yatlarda giyeceğiniz kıyafetlerde, çapa, halat gemi yahut gemi bayrakları, resim ve motifleri olmasın. Hele hele uydurma amblemli ceket ve sweter hiçbir zaman giymeyiniz. Diğer taraftan da av ve kar kayağında kullanılan yelek ve anorak denizde yabancı kaçar.
 
• Bilhassa bir günü geçen kruzlarda kendinizi oyalayacak gazete, mecmua, kitap veya okuma malzemesi getiriniz. Ev sahibinden sizi devamlı meşgul etmesini beklemeyiniz. Kendi kendini oyalayan misafir, ev sahibesinin sırtından büyük yük alır.
 
• Denizdeyken planlanmış davet yahut gidilecek lokanta varsa, yat sahibinin sizi üst baş bakımından zamanında haberdar etmesi ve giysi bakımından zor durumda bırakmaması icap eder.

 • Yattan ayrılırken mutlaka teşekkür edeceksiniz ama çektiğiniz fotoğraf filan varsa, birkaç gün sonra onları ev sahibine güzel bir yazı ile göndermeniz iyi bir jest olur.
 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
DENİZDE NEZAKET - 2
#1: 16 Şubat 2017, 16:39:55
MARİNA VE DEMİRLEME ADABI
 
• Çoğu yatçılar denize kafa dinlemek, yorgunluk gidermek, kendi aleminde hayal kurmak için çıkarlar.
 
• Sakin bir koyda demirlersiniz, yer yokmuş gibi yanınıza bir tekne gelir; koca koyda nerede ise size çarpacak kadar da yanaşır ve demirler. Başlar arabesk müzik, çığlık atarak şarkılar, nağralar, bazen saz çalınır. Hepsi güzel, demokrasi var falan; ama gece yarısından sonra bu patırtı devam ederse, hem saygısızlık hem de ayıp olur.
 
• Bir marinaya girersiniz, iki yanınızda iki tekne; birinde çıt yok, öbüründe sahibi olmadığı halde gürültü patırtı. Gemici radyoyu sonuna kadar açmış ve bırakıp gitmiş. Müzik kafanızı şişirir, kapatmasını rica ettiğiniz zaman fena adam olursunuz.
 
• Marinaya bağladınız, ya siz ya da kaptan mutlaka marina ofisine gidip, gerekli işlemleri yaptırınız ve o marina ile ilgili kuralları öğreniniz.
 
• Marina içinde güzel ve liberalce soyunmuş bir hanımın bulunduğu bir tekne, yanında da bizim meşhur guletlerden, sahibi de yok. Gemiciler işi gücü bırakır, başka işi olmayanlar da gelir; sabahtan akşama kadar, o kişiyi “dikiz” ederler. Bu çok ayıptır.
 
• Marinadasınız. Yanınıza bir tekne yanaşmak ister, mutlaka yardım ediniz. Halatını alıp bağlayınız. Onun usturmaçaları yetmiyorsa, siz birini ona bağlayın (sonra almayı unutmayın) Sizden küçük bir yat ise, bir ihtiyacı olup olmadığını sorunuz.
 
• Marinada bağlandıktan sonra, komşu tekne ile su yüzünden kavgaya tutuşmayınız.
 
• Jeneratörünüzün kokusu ve gürültüsü rahatsız ediyorsa, çalıştırmayınız. Ya da komşunuz dışarı ne zaman çıkar ise onlar olmayınca çalıştırınız. O da olmaz ise, siz bu amaçla marinadan dışarı çıkıp, bataryalarınızı doldurunuz.
 
• Marinada veya demir yerinde iken sintine basmak çok ayıptır. Bu işlem için mutlaka açık sulara çıkmayı bekleyiniz.
 
• Yanınızda küçük bir ekstra Türk bayrağı bulundurunuz. Türk bayrağı çok eskimiş ecnebi yatçıya hediye ediniz, bu jesti o anlar.
 
• Marinada teknenizin önünde, karada tatlı su ile hamamda gibi sabunlanarak, yıkanmayınız. İlla yıkanmanız lazımsa, kendi teknenizin baş ucunda yıkanınız.
 
• Marinada çöp konusu da hem görünüş, hem sağlık açısından önemlidir. Çöp kutusu yok ise çöpünüzü bir naylon torbaya koyup ağzını iyice sıkıp bırakınız.
 
• Marinada bulunduğunuz süre içinde selamlamak için dahi olsa düdük veya korna çalınmaz.
 
• Marina içinde seyir esnasında mutlaka hız limitine uymak gerekir.
 
• Marinalarda bir diğer önemli husus da yangın emniyetidir, bu nedenle ateş, mangal yakılması son derece mahzurludur.
 
• Marinalardan ayrılırken sabah çok erken gidecekseniz, her iki taraftaki teknelere tercihen haber veriniz. Asgari gürültü ile çıkınız. Hareketinizden bir saat evvel motor işletmeyiniz. 
 
• Dışarıda yemeğe veya eğlenceye gittikten sonra sabaha karşı tekneye dönüp bir de orada gürültülü patırtılı sohbet seansı yapmayınız.
 
• Tekneyi yıkarken, bilhassa sizden alçak ve yanınızda olan teknelere haber veriniz, lumbozlarını kapatsınlar, onların kamaralarını sırılsıklam etmeyiniz.
 
• Her teknenin haleti ruhiyesi aynı değildir, bu nedenle aşırı neşe, coşku ve yüksek seslilik komşu tekneleri rahatsız edebilir, dikkatli davranmak ve bu tür davranışlardan kaçınmak gereklidir.
 
• Marinaya gece yarısından sonra girmemeye bakınız. Mutlaka mecbur iseniz, mümkün mertebe gürültüsüz ve yandaki tekneleri rahatsız etmeden giriniz. Sabaha bırakılacak işler var ise, onları gece yarısından sonra yapmayınız. 
 
• Ayrıca marinada araba kullandığınız hallerde denizde olduğu gibi trafik kurallarına itina gösterilmelidir.
 
• Teknelerin marinaya giriş ve çıkışlarında, marina idaresinin önceden haberdar edilmesi gerekmektedir. Liman trafiğinin daha düzenli olması ve herhangi bir kazaya meydan vermemek için, teknenin yanaşma ve ayrılma zamanları hakkında marina yetkililerinin olurunu almakta fayda vardır.
 
• Tekne marina içindeyken bulaşık ve çamaşırları güverte ya da kıyıda yıkanmamalı, bunun için marinada ayrılmış üniteler kullanılmalıdır. Denizin ve çevrenin temizliği, kötü görüntü ve kokuların oluşmaması, haşere ve böceklerden uzak durmak için bu konuda titizlik gösterilmelidir.
 
• Marina içinde balık tutmak yasaktır. Bu amaçla yapılan eylemler can ve mal güvenliği için tehlike yaratmaktadır. Marina içinde zıpkınla balık avlamaya çalışan, ağ atan ya da oltayla balık avlama gayreti içinde olanlar yüzünden kazalar meydana gelmektedir. Bunlardan “oltayla balık avlama” en masum gibi görünen eylem türü olsa da, tonoz halatlarına takılıp kopan oltaların bu halatı elleyenin elinde yaralanmaya neden olduğunu, kopmuş ve denizde başıboş kalmış misinaların pervaneye sarılarak ciddi problemler yarattığını unutmamak gerekir.  • Teknenin inşa edildiği malzeme, fiziksel yapısı ya da donanımında komşu tekneler için olumsuz etki yaratacak bir özellik varsa, tekne marinaya bağlanmadan önce yetkilileri bu konuda bilgilendirmek gerekir.
 
• Marinalarda bulunan çöp torbalama sistemleri, geri kazanımı sağlayacak şekilde oluşturulmaya başlanmıştır. Bu nedenle tekneden çıkacak çöplerin
uygun şekilde ayrıştırılmasına dikkat etmek çevremizi korumak için örnek bir davranış olacaktır.
 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
DENİZDE NEZAKET - 3
#2: 16 Şubat 2017, 16:41:43
KAPTAN VE GEMİCİLERE BİRKAÇ SÖZ
 
• Her yattan bir kişi nihai sorumludur. Bu şahıs kim ise; vazifesi, esas tekne seferden dönüp, bağlandıktan sonra başlar; a. Umumi temizlik, b. Seyirde arızalanmış cihaz ya da ekipman varsa bakımı, c. Yedek parça alınacaksa bunların doğru isim ve parça numarasının yazılarak alınmasının temini.
 
• Bakım yapmaya elektrikçi, elektronikçi yahut usta gelecekse, bunlardan zamanında randevu almak ve gelmelerini temin etmek gerekir.
 
• Teknede yakıt ikmalinin tercihan gerek makina, gerek dıştan takma motorların ful olması, buna imkân yok ise 3/4’ü dolu olmalıdır.
 
• Tekne alet ve edavatının temiz, tertipli ve tam olması sağlanmalıdır. 
 
• Gelecek teknisyenlere göstermek üzere elektrik, su, elektronik şemalarını ve marangoza göstermek üzere de tekne planları tamam ve hazır tutulmalıdır.
 
• Motor, jeneratör, şanzıman bakım ve yapım katalogları el altında bulundurulmalıdır.
 
• Yelken veya tente tamiri varsa, bunlar hafta arası yapılmalıdır. • Lastik bot ve dıştan takma motorların bakımı, tahtaların cilası, yağı ve benzini hazır olmalıdır.
 
• İşleri yoluna koyduktan sonra teknenin umumi temizliğine geçilmeli, vernik ve boya işleri zamanında yapılmalıdır.
 
• Güverte ve varsa “teak”leri örselemeden temizleyecek malzeme hazır edilmelidir.
 
• Her teknenin iki at nalı can simidi ortasında bir fener bulunması ve işler vaziyette olması şarttır. (Simitlere tekne ismi yazılırsa iyi olur)
 
• Büyük teknelerde cankurtaran botu (her sene kontrolden geçmiş olarak) ve denize düşenlere atabilmek için iki uzun sopa (denizde dik durur ki, uzaktan görülebilsin) ve can yelekleri olması lazımdır.
 
• Yelkenlilerde, kendinizi fena havada bağlamak üzere, emniyet kemeri, teknenin boyuna göre ilk yardım kutusu; en azından deniz tutması, baş ağrısı kesmesi, kabızlık, ishal, ağrı dindirici, antibiyotik hapları, yara temizleme, yanık ilacı, kulak ve göz ağrılarına karşı damla, kırık sabitleştirici tahtalarla bol miktarda gazlı bez ver sargı olması lazımdır. Tehlikeli güneş yanıklarına karşı, bir de krem olursa iyi olur.
 
• Teknede daima 3-4 fener bulundurmak, bunların pillerinin taze olmasına dikkat etmek, bakımlarını yapmak gerekir. Bir fenerin gemicide, bir fenerin patronda olmasını sağlamak lazımdır. Radyo, walkman, el VHF’i varsa pillerinin yahut şarjlarının tamam olması sağlanmalıdır.
 
• Gemicilerin bazıları patron yokken, onun kamarasında yatmayı adet edinmişlerdir. Bu sureti katiyede ayıptır. Mahremiyete tecavüzdür ve yapılmaması lazımdır. Patron yokken gemicilerin tekneyi kahvehane gibi kullanmamaları lazımdır. Ahbap çağırmanın da bir derecesi vardır.
 
• Sarı varsa ya her gün parlatılmalı yahut da vernik atılmalıdır. • Paslanmazların silinip, vazelinlenip hazır hale getirilmesi lazımdır.
 
• Seyire çıkmadan 2-3 gün evvel, yemek LPG gazı ile yapılıyorsa tüplerin dolu olması lazımdır. Valflarını iyi kontrol etmek gerekir.
 
• Patronun ve misafirlerinin sevdiği tip içkilerin yanında, standart sayılabilecek içkilerin de tedarik edilmesi gerekir.
 
• Seyire çıkmadan evvel yat sahibesi gıda maddelerini getirecekse, kendisine icabında ilave liste vermek, malzemelerin gelip yetiştirilmesini kontrol etmek gerekir.
 
• Gemide daima konserve ve dayanıklı gıda maddesi  bulundurmalıdırlar.
 
• Uzak yola gidilecekse, geminin kâğıtlarının tamam olması sağlanmalıdır. (Cüzdan, liman kâğıdı, ehliyetler vs.)
 
• Yurt dışına çıkılıyorsa gidilecek memleketlerin bayraklarını hazır etmek, yedek Türk bayrağı almak (Daima bir ecnebi istiyor, iyi bir jest olur); yat sahibinin forsu varsa hazır ettirtmek, teknenin kıçına takılacak bayrağın nizami büyüklükte olmasını sağlamak (Yatlarda her feet boy için bir inç bayrak boyu)
 
• Pasaportlarda gidilecek ülkelerin vizelerinin bulunmasını sağlamak.
 
• Kendi üst başını pırıl pırıl hazır etmek; bir tulum, bir yağmurluk, bir rüzgârlık, alt-üst çizme, bir kasket, 3-4 şort, bir jean, bol  t-shirt, bir boyunlu yünlü kazak, bir tekne için, bir tekne dışı için ayakkabı hazır etmek (Tokya terlik katiyen giyilmemelidir); patron üniforma veriyorsa ne ala, vermiyorsa lacivert ve haki renklerini tercih etmek (Beyaz çok güzeldir fakat çabuk kirlenir)
 
• Seyire çıkılacağında gidilecek yer ezbere biliniyorsa haritaya lüzum yok. Hava raporu almak ve fırtına varsa patronu evvelden ikaz etmek gerekir. Gidilecek yer bilinmiyorsa bir ön rota çizilmesi lazımdır.
 
• Teknede ilk ayak basacak yere bir paspas hazır etmek, kirli ayakkabıları koymak üzere de teknenin boyutuna göre bir sepet bulundurulmalıdır.
 
• Şayet başka limanlara gidilecek ise yan ve arka merdivenleri hazır ve fonksiyonel olmalıdır.
 
• Güvertede yemek yeme adeti varsa ve tekne boyu buna müsait ise masa ve güverte iskemlelerinin hazır olması şarttır.
 
• Yemek masasının üzerine bir lamba uydurulması gerekir.
 
• Teknelerde umumiyetle güneş kremi bulundurulmalıdır.
 
• Her tuvalette birden fazla tuvalet kâğıdı ve bol silme mendili el altında bulundurulmalıdır.
 
• Seyirde güneş batarken, bayrağın mutlaka indirilmesi lazımdır, marinada buna lüzum yoktur.
 
• Yat sahibi teknede ise gemicinin akşam 19:00-20:00 arası içki ikram etmesi ve bunu hazır etmesi lazımdır.
 
• Gece bir yerde demirlerken, teknenin etrafında dönebileceği kadar yer bırakılması, demiri sağlam tutturduktan sonra da baş tarafa küçük bir deniz feneri asılması gerekir. Trafiği fazla olan limanlarda birkaç ışık daha açık bırakılırsa faydası olur.
 
• Patron ağ atmayı severse; mürettebatı onu hazır edip atar.
 
• Sabah misafirler yahut tekne sahibi kalkmadan gürültü edilmez. Temizlik bile çok sessiz olabilirse yapılır. Ekmek ve gazete alınabiliyorsa ağ çektikten sonra olur.
 
• Patron dalıyorsa, tüpleri, elbisesi, ağırlıkları, tüfekleri, zıpkın uçları ve aksesuarları; sörf yapıyorsa yelkeni ve sörf board’u; su kayağı yapıyorsa onunla ilgili tek çift kayak, ip, can yeleği ve giyiyorsa lastik kıyafeti ve eldiveni; balık tutuyorsa balık takımı taklavatı, oltalar, iğneler, kurşunlar, kova, bıçak, yem, vs. Hazır elde tutulur.
 
• Gemiciler her sabah tıraşlı ve tertemiz, patronu ve misafirleri karşılamak mecburiyetindedirler.
 
• Yanlışlıkla bir şey bozulursa mutlaka patrona bir eşref saatinde haber vermek lazımdır.
 
• Kaptan ve gemicinin adam yetiştirmekten korkmamaları gerekir.
 
• Gemici veya kaptanların maaş ve ücretlerini sezon başı yerine, sene başında görüşmeleri iki tarafın da menfaatinedir.
 
• Sezon bitip, tekne çekilecekse  ve devamlı bir yeri yoksa vakitlice yer bulup, randevu alıp, patrona haber vermek lazımdır.
 
• Tekne çekildikten sonra her tarafı havalanacak şekilde dolaplar, kapaklar, çekmeceler, lumbozlar, farş tahtaları açılıp teknenin üstü sıkı sıkı kapatılmalıdır.
 
• Makine, şanzuman, jeneratör ve icap ederse diğer (prinçler, buzdolapları, air condition, ocak, fırın, şofben, radyo, telefon) ekipmanı kışlamaya hazır hale getirilir.
 
• Küçük setler ve TV’ler mutlaka çıkarılıp eve götürülmeli; bunlarla birlikte üst baş, havlular, çarşaf ve battaniye ve buna benzer rutubet kapabilecek malzemeler de eve gitmelidir. Götürülemeyen elektronik cihazlar, haftada birkaç gün çalıştırılmalıdır.
 
• Büyük tamir ve dışarıdan gelecek parçalar varsa derhal zamanlama bakımından programa alınmalıdır.
 
• Donabilecek sıvı LPG tankları cinsinden ne varsa tahliye etmeli, bilhassa tesisat borularında kalmış sular tehlike arz edebilir.
 
• Rutubet alıcı tuz yahut bir cihaz gemiye yerleştirilmeli, imkânı varsa yangına sebep olmayacak şekilde hafif hafif ısıtılmalıdır.
 
• Pervane ve şaftın tutyaları yenilenmelidir.
 
• Geminin her türlü tulumba ve pompalarının çalışıp çalışmadıkları kontrol edilmelidir.
 
• Demir ve zincirleri gerekiyorsa galvanize edilmek üzere verilmelidir.
 
• Şayet arma süs değil fonksiyonel ise inceden inceye kontrol edilmeli, direkleri ne malzemeden olursa olsun yukarıdan aşağıya dikkatlice tetkik edilmelidir.
 
• Her sene geminin sigortasının zamanında yapılması elzemdir. Tekne çekilirken sigortaya haber vermek lazımdır.
 
• Kaptanlar unutmamalı ki, yatlar patronların hem dinlenme aracı hem keyif ettikleri ve misafir ağırladıkları, hem de iftihar ettikleri varlıklardır. Yatlar pahalı nesnelerdir. Bu kadar fedakarlık yapan patron yatıyla gezeceği kısa sürede baş ağrısı, yahut programsızlıktan zuhur eden aksamalar, haklı olarak istemez. Bu gibi olaylara da sinirlenir ve üzülür.
 
• Kaptan ve denizcilerin bir şey daha unutmamaları lazımdır; yatçılık ve marinacılık dünyası küçüktür, daima yüz yüze gelinecektir. Dolayısıyla ihtilaflar ve ayrılmalar daima tatlılıkla olmalıdır. Bu politika gibidir. Bakarsınız bir gün yine beraber çalışmak icap eder. Köprüler hiçbir zaman atılmamalıdır. Aynı kural marina personeli ile tekne personeli arasında da geçerlidir ki bu kişilerin daima beraber çalışabilecekleri göz önünde tutulmalıdır. Netice olarak; başkasının adamını ayartmayınız. Adam size geçmek istiyorsa patronunun müsaadesini alınız. Patronlar da yüz yüze gelmek mecburiyetindedirler.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#3: 16 Şubat 2017, 16:46:45
Hay patronuna da yatına da adabına da!!

Bıktım valla bu "elit denizci" adabı muaşeret kurallarının sürekli karşımıza çıkmasından..
Gitsin patronlar önce sömürdükleri işçilere, yok ettikleri doğaya, ülke kaynaklarına edepli davranmayı öğrensinler sonra bize ahkam kessinler!
Deniz ahlakını patronlardan öğrenecek değiliz!

(Sözüm bunu paylaşana değil elbet, lüks yatı var diye kendini elit zannedenlere sesleniyorum.. duymasalarda..)
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#4: 16 Şubat 2017, 17:10:40
Öcal kardeşim yukarıda paylaştığın kurallar silsilesi bir kaç istisna dışında
amatör denizcileri ilgilendirmeyen konular.

Hele sondan ikinci şık,
Setur ve sahiplerinin amatör denizcilere bakış açısını ve marina kiralarını
belirleme  dürtülerini iyi bir şekilde anlatmakta.

• Kaptanlar unutmamalı ki, yatlar patronların hem dinlenme aracı hem keyif ettikleri ve misafir ağırladıkları, hem de iftihar ettikleri varlıklardır. Yatlar pahalı nesnelerdir. Bu kadar fedakarlık yapan patron yatıyla gezeceği kısa sürede baş ağrısı, yahut programsızlıktan zuhur eden aksamalar, haklı olarak istemez. Bu gibi olaylara da sinirlenir ve üzülür.


Kent soylu olma gayretlerinin ve soyluluk dayatmasının paçadan akma durumu desek abartmış olmayız.






  • IP logged
« Son Düzenleme: 16 Şubat 2017, 17:18:36 Gönderen: Can Deniz »
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#5: 16 Şubat 2017, 17:47:01
Üniversite öğrenimim Ankara da geçti.
O yıllar genel yönetmenliğini Rutkay Aziz' in yaptığı AST Türkiyenin önemli Tiyatrocularının ilk oyunlarına kucak açmaktaydı.

AST' ta;
Bir Halk Düşmanı,
Rumuz Goncagül,
Vanya Dayı,
Vişne bahçesi,
Yaz Misafirleri,
Küçük Adam Ne Oldu Sana,
Galilenin Yaşamı,
Güneyli Bayan,
Bir Ceza Avukatının Anıları,
gibi çok güzel oyunları ve Rutkay Aziz, Kerim Afşar, Meral Niron gibi deneyimli oyuncuların yanında
Altan Erkekli, Nurseli İdiz  gibi yetenekli genç oyuncuları izledik.

Rumuz Goncagül oyununda Altan Erkeklinin seslendirdiği;
Halet Rezaki figürü hala aklımdadır.
Seturun yayınladığı patron denizciler şıklarını okurken, Halet Rezaki  geliverdi aklıma.

Maalesef Altan Erkeklinin seslendirdiğini bulamadım,
Timur Selçuk'tan;   Halet Rezaki'nin Şarkısı

  • IP logged
« Son Düzenleme: 16 Şubat 2017, 17:50:25 Gönderen: Can Deniz »
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#6: 16 Şubat 2017, 17:50:21
Öcal Abi ; özel teknelerde ağ bulundurulamaz kanunen artık yasaktır. Bayağı eski bir yazı galiba. Tabi bu kuralların  yada tavsiyelerin içinde önemli noktalar var ama, anlatılan  gruplarla benim tanışmışlığım yok. Nadiren adalar civarında falan görüyorum. Birde marina da bulunmadığımız için nadir karşılaşıyor olmamız da ayrıca sevindirici.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#7: 16 Şubat 2017, 17:54:48
Reisler , paylaşımımın amacı zaten bir mum yakarak görüşlerimizi  ortaya çıkarmak .
Sizin yazdıklarınızı memnuniyetle okudum. Olumlu yanlarını ortaya koyacak reisler de olacaktır Mesela marinalarda davranış konusunda eksiği olan çok tekne sahibi tanıdım , yine gittiği teknelerde ortaya koydukları davranışlarla tekne sahibini (ben dahil) davet ettikleri için pişman eden bazı konukları da bu başlık altında biraz eğitebiliriz belki .
Sevgi ve saygılar,

Not: Ahmet reis ,bu kitapçık hala hazırda da dağıtılmakta marina ofislerinde. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#8: 16 Şubat 2017, 18:10:53
Ahmet reis ,bu kitapçık hala hazırda da dağıtılmakta marina ofislerinde. :)

O zaman küçük bir düzeltme mahiyetinde güncel bir bilgi, her türlü ağ sadece D plaka ve üstü profesyonel balıkçı kayıklarında bulunabilir. Bizlerin özel kayıtlı teknelerinde bırakın kullanmayı bulundurulamaz dahi.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#9: 16 Şubat 2017, 18:14:48
Şu daha evvel bir sürü tepki alan Koç'un hazırladığı kitapcık sanırım.

İşin profesyonel çalışan ve patron kısmına girmiyorum, o kısım biraz netameli, her iki tarafta da olmadığım için o kısımlara söz söylemek haddim değil. Üstelik irite edici maddeler.

Diğer bölümlerde ki bazı maddeler ise basit, herkesin uygulaması gereken, elitlikle alakası olmayan, gerçekten nezaket gereği uygulanması gereken maddeler de mevcut.
Bu maddelerin bazıları, denizcilik kültürü/nezaketi nedir dendiğinde sayılabilecekler arasına da girebilir. Yanlışların arasında olmaları onları da yanlış yapmaz.

Bu, herkesin hem fikir olduğu maddeler uygulanabilirse, herşey güzel olur, uygulanmazsa sınırlarına göre görmezden gelinir çünkü kanun değil, nezaket kuralıdır.

Bu kuralları dayatmak ne kadar yanlışsa, sırf kural dendiği için ve farklı olmak adına tersini yapmak, nezaketten uzaklaşmak, bunu özgürlük saymak, istediğimi yaparım kimse karışamaz demekte yanlıştır.

Bu konular açılınca hep aynı örneği veririm;

Birisi ile karşılıklı sohbet ederken ağzınız yırtılırcasına esnerken elimizi kapatmak nezaket gereğidir, yapmazsak kimse bizi uyarmaz ama saygı ve nezaket derecemizi belirler.
Ama örneğin,
Kimse özgürlüğüme karışamaz diyerek gecenin bir yarısı böğüre böğüre şarkı söyleyip, yüksek sesle müzik dinler ve herkesi rahatsız edersek bu insanı özgür değil ancak öküz yapar.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#10: 16 Şubat 2017, 18:38:11
Patronlar ve çalışanlar da var ama ! Belki okuyorlardır burayı. :)
  • IP logged

C

Cem Eğrikavuk

Ynt: DENİZDE NEZAKET - 2
#11: 16 Şubat 2017, 19:15:00
Alıntı
• Yanınızda küçük bir ekstra Türk bayrağı bulundurunuz. Türk bayrağı çok eskimiş ecnebi yatçıya hediye ediniz, bu jesti o anlar.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#12: 16 Şubat 2017, 19:20:23
Pardon beyler ben şahsen patronum  8)

Emrimde çalışan aşçım ve bulaşıkçım var. Arada temizliğe de yardım ediyor  0/_/

Bir birimizi incitecek ifadelerden kaçınalım lütfen  C:-)

  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 492
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#13: 16 Şubat 2017, 19:37:15
Bu arada ben gerçekten özel nakış işleme yaptırdığım küçük bayrak teknemde bulunduruyorum hatta bazı küçük objeler de.
Gerektiğinde hediye ediyorum.Iyi bir animsatma oldu stokta 2 küçük bayrak kalmış yeniden yaptırayım.
  • IP logged
Saygı, Sevgi ve Selametle. Netsel Marina - Marmaris Dimple Y/Y

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: DENİZDE NEZAKET
#14: 16 Şubat 2017, 19:41:32
Mesele nezaket kuralları değil, bunların farklı bir üstünlük penceresinden sunulması, bahşedilmesi, tebliğ edilmesi durumu..

bunun yayılması, kitapçık olarak dağıtılması toplumda zaten fazlası ile var olan "zengin yatçılar" imajını parlatmak ve orta direk halkı denizden uzaklaştırmak dışında hiçbir bir işe yaramaz..

yok patronmuş, misafirmiş fasa fiso!
insana ve doğaya insan gibi davranmanın, kimseyi rahatsız etmemenin, birlik içinde yaşamanın kitabı, kuralı mı olur?
kitapçık değil ilkokuldan başlayan insanlık ve ahlak derslerimiz olmalı..

tekrar ediyorum, bu elit takımı önce kendi sömürgen ahlaklarını sorgulasın!
  • IP logged
« Son Düzenleme: 16 Şubat 2017, 19:45:27 Gönderen: Özgür Ökten »
><(((º>

 
Yukarı git