Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Motosikletle Avrupa Yollarında

  • *
  • İleti: 92
Motosikletle Avrupa Yollarında
OP: 27 Eylül 2019, 08:18:01
Motosikletle Avrupa Yollarında;

Bu yolculuğum uzun olduğu için her ayrıntısını günü gününe yazmam çok zor.

O nedenle önemli ya da ilginç gördüğüm  günleri yazmak daha kısa ve kolay olur..

Yolculuğa yazın başladığı günlerde çıktım. Motosikletim 250 cc.  Benelli.

Yunanistan Konsolosluğundan vize aldım.. Yunanistan vize konusunda bana hep
cömert davranmıştır.

Altı aylık istediğim vizeyi bir yıllık vermiş..  Sağolsunlar.

Motosiklete iki yan çanta onların üzerine, arka oturağa da büyük bir çanta daha
yerleştirdim.

Çadırım, uyku tulumu, yatak matı, ocak, kap kacak, konserve vs. her şeyi doldurdum..
Rejisör koltuğumu da en üste bağladım..

Denizlerde olduğu gibi karada da net bir yol haritam yok.. Yolların beni götürdüğü yere
 kadar gideceğim..

Evdekiler biraz endişeli, ama denizlerdeki yolculuklarımdan artık alışıklar..

İlk gün için düşüncem İpsala sınır kapısından geçip Dedeağaç'ta konaklamak.

Güzel bir Haziran sabahı  İstanbul'daki evimden yola çıktım..

İpsala gümrük kapısına öğleden sonra geldim. Sıra var.. Sıraya girdim.  Birkaç
araç sahibi “bekleme öne geç” dedi.

Biraz yaşlı ve motosikletli olmak insanı imtiyazlı kılıyor.Ben de öne geçtim..

Gerçi ben böyle bir yüzsüzlüğü pek yapmam ama kanıma girdiler..

Hemen Türkiye'den çıktım..

Yunanistan gümrüğü de aynı.. Pasaportu vermemle damgalamaları bir oldu..
 
Anlaşılan bende tehlikeli biri olma potansiyeli görmüyorlar..

Yunanistan tarafı bana biraz tenha göründü.. Ortalıkta pek kimse yok.. Dedeağaç'a
kadar boş yollarda geldim...

Dedeağaç'ta bir kamp yeri var. Herkesin bildiği gibi.. Kamp yerini çok kolay buldum.
Haritada incelemiştim. Tekrar bakmaya bile gerek duymadım.

Kamp yeri, Türkiye'de kaldığım kamp yerlerinden çok daha iyi durumda. Fiyatı da
makuldu.

Çadırı kurdum.....

Ve işte, ilk gecem..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#1: 27 Eylül 2019, 09:51:43
Gümrük kapılarında Araç sırasında bisiklet ve motorsikletin en öne geçmesine kanunlarla izin verilmiştir.
Ben edirneden  bisikletle çıkış yaparken her zaman en öne geçerim geçmesem bile zaten görevli memur çagırır.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#2: 27 Eylül 2019, 10:47:04
Gümrük kapılarında Araç sırasında bisiklet ve motorsikletin en öne geçmesine kanunlarla izin verilmiştir.
Ben edirneden  bisikletle çıkış yaparken her zaman en öne geçerim geçmesem bile zaten görevli memur çagırır.

Emin olun bilmiyordum... Teşekkürler.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#3: 27 Eylül 2019, 17:35:02
Dedeağaç (Aleksandropolis);

Dedeağaç'ta eksik olan bazı ihtiyaçlarımı almak için kasabayı gezmeye çıktım..

Benim gibi yürüyüşçü olan biri için kasaba küçük kaldı.. Bütün marketlerini gezdim.. 
Hepsi birbirinin aynı ürünleri satıyorlar.. Ve bizdeki zincir marketler gibi çeşitlilik yok.

Terlik lazım, hiç birinde yok. Sinek ilacı yok.. Şort, mayo yok.. Sadece gıda ürünleri var..

Su aldım, geldim..

Arkamdaki kamp yerine BMW motosikletleri ile bir Alman çift geldi.. Dev gibi motosiklet
altlarında küçük kalıyor.. Anlayın yani...

Kampta yan komşum Makedonyalı.. Çat pat Türkçe konuşuyor.. Yunanistan'dan sonra
Makedonya'ya gel diyor.. Yollarının, şehirlerinin, doğasının çok iyi olduğunu söylüyor..

Bilmiyorum.. Pek bir yol haritam yok.. Belki giderim...
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#4: 28 Eylül 2019, 10:00:44
makendoyaya kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim.Ohrid şehri ve gölü  harikadır.Hediyelik inci türü süs eşyası alırsınız.Marketlerde öglen olunca pişmiş yemekte satıyorlar yemegine göre gramla veya adetle.Yemek pişirme yada lokanta arama derdiniz olmaz hem hesaplı hemde pratiklik.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#5: 28 Eylül 2019, 10:11:42
3. GÜN

Türk Köyleri;

Kavala'ya gitmek için yola çıktım..Yol beni doğrudan otobana soktu. Otoban
çok tenha.. 120 km. hızla uzun süre yol aldım..

Otoyolda devam ederken yolun sağ tarafında, dağların eteklerinde köyler
gördüm.. Köylerde camiler vardı.. Minareleri görünüyor.. “Bunlar batı Trakya'daki
Türk köyleri” dedim.. Otobandan çıkıp o köylere doğru yol aldım.. Merak ettim..
 Oralarda hayat nasıl acaba?

Yakın olan köye girdim..Köyün meydanında kahve var.. Kahvenin önüne motosikleti
çektim..  Selamlaştık...Köyde Türkler ve Yunanlılar birlikte yaşıyorlar.. Türkler dahil
hepsi Rumca konuşuyor..

  Kahveyi Yunanlı güzel bir kadın işletiyor.. Boynunda da kocaman bir haç kolye taşıyordu.

Bana nereden geldiğimi sordular. “İstanbul” dedim.. Kahve söylediler, (Şu Yunan
kahvesini de hiç sevmem.. Çay istemiştim ama yokmuş.)

Biraz sohbet ettik... Tuhaf olacak ama havadan sudan konuştuk.. Epey soru da motosikletten
sordular..  Ben de kim Türk, kim Yunanlı olduğunu bilmediğim için sıkıntı olacak
konulara girmedim..

İkinci bir kahve içmek korkusundan dolayı kalktım. İzin istedim. Ayrıldım..

Başka bir kaç köyden daha geçtim.. Özetle köyler çok güzel ve temizler..Maalesef bizim
köylerimize fark atarlar..

 Navigasyon aracılığıyla hedefimdeki kamp yerine doğru yola koyuldum.. Navigasyon ile
son derece mükemmel sonuç alıyorum.. Motosiklet ile bu ilk navigasyon kullanışım..

Artık bana karada ölüm yok.

Kamp yerini buldum.. Yer çok sakin..  Deniz kıyısında..Kamp Bulgar kaynıyor..Çoğu
genç aileler ve küçük çocukları var.. Çocukların motosiklete ilgisi yoğun.

Buraya gelme nedenleri sanırım deniz çok sığ.. Küçük çocuklar için mükemmel..

N'apalım ben de yaşlı biri olarak kampa renk katarım.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#6: 28 Eylül 2019, 10:15:37
makendoyaya kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim.Ohrid şehri ve gölü  harikadır.Hediyelik inci türü süs eşyası alırsınız.Marketlerde öglen olunca pişmiş yemekte satıyorlar yemegine göre gramla veya adetle.Yemek pişirme yada lokanta arama derdiniz olmaz hem hesaplı hemde pratiklik.

Hüseyi Abi, maalesef yoluma Arnavutluk'tan devam ettim. Sonraki günlerde Yunanistan'ın batısına gidince Arnavutluk kuzeye çıkmak için bana daha müsait geldi.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#7: 28 Eylül 2019, 10:42:41
Canın sağ olsun.
Yazılarınızı geriye dönük yazdığınızı biliyorum.Başka okuyanlara o anki konu için tavsiye olarak yazıyorum yani daha sonraya kullanılmak için ekleme.
Arnavutlukta 39.742754, 20.018809 noktasındaki o derme çatma salla karşıya geçtiniz mi?
  • IP logged
« Son Düzenleme: 28 Eylül 2019, 10:52:14 Gönderen: Hüseyin Tayfun Durmaz »

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#8: 28 Eylül 2019, 11:21:32
Hayır.. Öyle bir şeyle karşılaşmadım..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#9: 28 Eylül 2019, 14:04:36
Arnavutlukta o verdiğim koordinata gittiniz mi?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#10: 28 Eylül 2019, 16:16:35
Hayır, gitmedim..

Sahil tarafında Serande'ye gittim.. Sonra ana yolu takip ederek Tirana çıktım..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 331
  • YAZDIKLARIMA O KADAR ÖNEM VERMEYİN.İHTİYAR İŞTE !!
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#11: 28 Eylül 2019, 16:33:27
Ah o güzel detayı atlamışsınız.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#12: 28 Eylül 2019, 19:06:38
GÜN

Müthiş Bir Gün;

Bugün sabah ile akşamın arasında sanki bir ay geçmiş gibi hissediyorum..

Sabah 8,45 te yola koyuldum. Hava güneşli. Niyetim Selanik yakınlarında bir kamp
yeri bulmak. 

Yola çıkınca, bir süre sonra bir benzinciye rastladım.  Benzin aldım. Otobana girmeden
Kavala'ya gitmek için benzincideki çocukla konuştum.. Çocuk Kavala ve Selanik
deyişimden Türk olduğumu anlamış.
“Abi ben Türk.. Türkçe konuş .” dedi..Biraz Türkçe biliyor..   Yolu tarif etti.  Ayaküstü
biraz konuştuk.  En büyük hayali İstanbul'u görmek...

O kadar da görmek istenecek bir şehir değil ama herkesin bir hayali var.. Gerçeğiyle
uyuşmasa bile..

Yola devam ettim..

Navigasyon harika; “Paralı yollar hariç bir rota oluştur” diyorum, öyle yapıyor.

Kavalaya gelmeden 10 km. önceydi sanırım,bir kasabadan geçiyordum.  Börekçi gördüm..
 “NİĞDE AKSARAY'LI YORGO”  Tabelada böyle yazıyor..

İçeri girdim. Tezgahta kuyruk var. O kadar işi yoğun.. Yer self servis işliyor.. Kuyrukta
bekledim, sıra bana geldi;

Türkçe  “Bir porsiyon peynirli börek, bir büyük çay.” Dedim.

Yorgo dondu kaldı..”Aaa! Türk” dedi.

Ben de neden bu kadar şaşırdığına şaşırdım.. Sonuçta buralarda, seyahat eden
çok Türk var.. Tabelayı da Türkçe yazmış.

Yorgo “Uzun zamandır Türkçe konuşmadım” dedi. Çay bardağını aldı hala
şaşkın..  Hesabı uzattım, “sonra alırım, sen şimdi otur.” dedi.

Masaya oturdum börekle çayı içtim.  Börek harika. Zaten müşterilerden belli..

Hesabı ödeyip gitmek için tekrar tezgaha gittim. Yine kuyruk var..

“Bekle” dedi. Bekliyorum da benim de gitmem lazım. Onun niyeti biraz konuşmak.
Konuşuyor da.   İstanbul'dan, Türkiye'den, babasından daha bir sürü şeyden..

Kuyruk bekliyor. Ben kuyrutan rahatsızım.  Herkes bize bakıyor..

“Yorgo kuyruk uzuyor. Hesabı al, ben gideyim.” dedim.

“Hesap falan yok. Biraz vaktin olsaydı, oturup konuşsaydık. “ dedi. “

Ayrılırken, ne oldu anlamadım, ikimizde duygusallaştık..  Vedalaştık..

Evet.. Anlattığı şeyler, yaşananlar maalesef üzücü..

Yola devam ederken bütün bunlara sebep olan nedenler kafamdan geçiyor.. 
Tarih, coğrafya, milletler, dinler, diller...

Karma karışık. Çöze bilene bravo.. Ben çözemedim..

Çok sonra motosiklet sürdüğümü fark ettim..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#13: 29 Eylül 2019, 10:48:01
YORGUNLUK;

Yola devam ediyorum.. Kavala'ya geldim. 

Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın memleketi. 

Birkaç yıl önce de Kavala'ya tekneyle gelmiştim.  Şehri biliyorum.. Hiçte
sevmemiştim. Bana enteresan gelen hiç bir tarafı yok.

Sadece güzel espreso kahvesi olan bir yer vardı. Orayı hatırladım. Gittim, buldum.. 

Kapısının önünde bir Transalp motosiklet duruyor. Onlarda uzun yolcu.  Yüklerinden belli..
  Yanına motosikleti çektim. İçeri girdim..

Transalp'le yolculuk eden çift  içerideler. Giyimleri tam robokop gibi. Kahvemi içerken
durmadan birbirimize baktık..

Onlar önce konuşsun, ben konuşmayacağım. Onlar bana bakıp bakıp aralarında konuştular. Bu kadar
bakışmadan sonra hiç konuşmadan ayrıldık.  Komik oldu...

Selanik'e daha çok yolum var.. Devam ettim..

Yolu yarılamışken yağmur başladı.. Motosikleti bir kenara çekip yağmurlukları giydim.. Yağmur
git gide şiddetlendi. Hızımı hiç kesmedim. 

Tuhaf; Daha Kavala'da iken sıcak bir güneş vardı..

Selanik'e gelmeden güneye inmem lazım. Haritada bulduğum kamp yeri orada, Halkiyadis'te.

Güneye inişte çok güzel manzaralarla karşılaştım. Güzel kasabalar ve yerleşim yerleri vardı.

Nihayet yağmur durdu..  Motosikleti kenara çekip yağmurlukları çıkardım..

Yolda yürüyerek yanımdan bir gurup Yunan askeri geçti.. On veya on beş kişi kadardılar. Bunlar,
bunlar ne yaa....!

On yaşındaki bir Kürt çocuğu bunları döver. Öyle narin, öyle kibar.. Bazıları gözlüklü.. Bunları
 bildiğimiz klasik bir savaşta düşünemiyorum..

Neyse..

Kamp yeri çok uzakmış. Bugün epey yoruldum. Yorgunlu ne demek PERİŞANIM.
Kamp yerini buldum.. Çadırı kurup, çimenlerin üzerine uzandım. Hava çok güzel.

“ Ah ! Dedim . Şimdi biri bana bir yorgunluk kahvesi yapıp getirse, ne güzel olur.”
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: Motosikletle Avrupa Yollarında
#14: 29 Eylül 2019, 18:47:18
5. GÜN

YAĞMUR...!!!

Halkiyadis'teki kamptan yola çıktım.. Planım Selaniği biraz turladıktan sonra
Kalambaka (Meteora) ya gitmek.

Selanik'e otoyoldan gittim.. Otoyoldan sonra Selanik'e giriş tam bir facia.  Daracık
sokaklarda arabaları takip ede ede merkeze indim. Böyle bir giriş mi olur ?

Merkezinde bulunan ana caddeleri  dolaştım.. Küçük bir kafede kahvaltı yaptım.  Böyle
yerler ucuz oluyor. Kahve dahil kahvaltı 3 Euro tuttu.. Sonra Kalambaka'ya doğru yola koyuldum.. 

Selanik'ten aklımda kalan tek şey, şehir her şeyiyle çok “eski”.    Yollar, binalar, otobüsler,
duraklar, her şey eski....  Fakat bu eskilik Roma gibi tarihi bir eskilik değil, öylesine sıradan bir eskilik..

Kalambaka'ya giderken yollar dağlardan geçiyor. Çok dağlık.. Dağlara çıktıkça hava epey
soğudu.. Bu yaz havasında ciddi üşüyorum..  Derken soğuk yetmezmiş gibi bir de yağmur
başladı..  Motosikleti kenara çekip yağmurlukları giydim..

Sular seller içinde gidiyorum.. Ne yol bitiyor, nede yağmur.. Üstelik hava da çok soğuk.

Güya geziyorum.  İşkence........

Anayol bitti, dağ yolları devam ediyor.. O kadar yağmura rağmen ne hız kestim, nede virajlara
yavaş girdim.. Gözümü kararttım.. Motosiklette ne bir milim olsun kayıyor, nede  kıç atıyor.. Nasıl
oldu anlamıyorum..?

Çok risk aldım.. Yapmamam lazımdı, biliyorum..Yorgunlu ve bitmeyen yollar bana bunu yaptırıyor..

Nihayet geldim.. Kamp yerini buldum. Yağmur sağ olsun hiç hız kesmiyor.. Yağmur altında çadırı
kurdum. İçeri girer girmez yattım.. Derin bir uyku çektim..  Ne kadar zaman geçti, bilmiyorum,
sonra biri bana sesleniyor.

 “Merhaba..... bakar mısınız? “ Tuhaf ...Türkçe.  Çadırdan kafamı
çıkardım iki kız, Türkiye'den..

“Sizin plakanızı gördük.  Türkiye'den diye, tanışalım dedik..”

Uykulu uykulu tanıştık... Bursa'dan geliyorlarmış. Bayram tatilini değerlendirmek istemişler... vs. 
Ve gittiler..

Hava karadı.. Yağmur dindi. Çadırın önüne rejisör koltuğumu çıkardım. Bir kahve yaptım..

Aptal aptal etrafa bakınarak içtim.
  • IP logged

 
Yukarı git