Marmara Ereğlisi Limanı karşımızda. Buradaki barınağa girip bidonlardan, yakıt deposuna takviye yapacağız. Ben daha önce yanaştığımız iskeleye yanabiliriz diye teklifte bulunuyorum. Ahmet daha once bu barınağa girmiş. Barınakta su bir anda sığlaşıyormuş. Önceki girişlerinde burada adamın birisinin yanlarında yürüdüğünü söylüyor. Ben de “adam evliya olabilir mi acaba? diye yorum yapıyorum.
Epey önce Abimle birlikte, Marmara- Avşa-Paşalimanı Adalarına gidelim dedik. Marmara da denizciliğimiz yok. Akşam üstü Marmara Ereğli'sine gireceğiz. Burada tecrübemiz yok Ama Rahmetli Sadun Boro'nun pilot kitabı rehberimiz. Petrol tanklarından bitmemiş mendireğin döküntüsüne kadar herşeyi yazmış. Neyse hepsi kitaptaki gibi çıktı. Sanırım ağustos ayıydı. Balıkçı barınağı kısmına giriyoruz, mendireğe yakınız, ben dümendeyim ve mendirek tarafını kolluyorum. Derinlik ölçerimiz yok. Abim baş üzerinde elinde halatlarla hazırlanmış yanaşma manevramızı bekliyor . Tam o sırada bana ıslık çaldı, sancak tarafımızı işaret ederek. Baktım ve bakakaldım yaklaşık bir kayık boyu yanımızda adamın biri suyun içinde yürüyor ve su yarıbelinde yok. Eyvah dedim şimdi buralara otururuz, ama biz kanaldaymışız. Yaklaşık 15-20 metre genişliğinde bir kanal var . Girişte mendireğe olabildiğince yakın kalmak gerekiyor. Sancak tarafı bildiğiniz plaj ve kumsal. Sonraları farklı teknelerle defalarca girdim, her seferinde bir balıkçı teknesine bordaladım. Bence yolculuklarda iyi bir mola noktası, çarşı yakın , yiyecek içecek bol fakat yakıt biraz uzakta bidonla almak gerekiyor.