Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Bodrum Cup, İstanbul Challenge ' a katılıyoruz.

  • *
  • İleti: 248
  • Arayanlar bulamaz , bulanlar arayanlardır
Müthiş macera muhteşem anlatım . Film kıvamında izliyorum... devam devam
  • IP logged
« Son Düzenleme: 31 Ekim 2018, 08:57:59 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
I need your clothes your boots and your motocycle

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Evet Midilli -Sakız Etabı için yine sabahın köründe hareket vakti geldi. Ayrılma işlemimiz sırasında kimseyi rahatsız etmemek içinyandaki guletten aldığımız koltuk halatlarımızı onlarda bırakıyoruz. Vargel olmadığı için çıkıp çözmek lazım. Sabahın köründe adamların teknelerine de çıkmak olmaz. Zaten millet mültecilerin hareketlerinden dolayı diken üstünde uyuyor. Herkes tekneleri rıhtımdan metrelerce açmış vaziyette.
Efendim biz sessiz sedasız yine Ege'nin bir yerlerinde verilen konuma gitmek üzere yola koyulduk. Bu gün öyle şiddetli bir hava yok gibi, yani şans bizden yana , mesafe iyi rüzgar az gibi bir sürü lehimize etken var. Giderken rapalayı salıyoruz. Mustafa Abi bir çıkrık üç rapala haricinde her şeyi kıyıya bırakmış ,yoksa envayi çeşit malzemesi vardı İstanbul'dan biliyorum. Bir fırdöndümüz bile yok. Neyse Mustafa abi aradı taradı liftin ayağı gibi bir şeyden fırdöndü yaptı ve attık denize. Sonradan geyik konusu olan yarışta bile sırtı çekiyorlar söylemlerinin konusunun çıkış noktası burasıdır. Burak hiç sevmiyor bu olta molta işini ama balığın kralını tutuyor ilerde zamanı gelince bahsedeceğim üzere.  Tabiki yarışta topluyorduk ama kamış kıçta asılı durunca geyik konusu oldu.
Neyse efendim biz keyifli bir yolculukla start noktasına kahvaltı sohbet muhabbet  falan derken geliverdik. Günler geçtikçe komite ve yarışçılar konuya çok daha vakıf oldular, artık her şey nizami. Tabi ki bizde bu kurallara herkesten fazla uyuyor ve dikkat ediyoruz. Disiplinimizi, herkesten önce belirtilen yerde olmamızı falan defalarca gelip takdir ettiler.
Bu gün herşey bizden yana  ve Midilli Sakız Etabı için start verildi. Yine her zaman olduğu gibi en sağlıklı çıkış biz de ve Gargantua teknesinde. Kısa sürede arayı açıyoruz. Yine spinnaker ile start aldık ve yürüdük gittik.

Klasik start halleri işte  ;D ;D ;D


Yarışın en keyifli günüydü, soğuk yok, hava çok güzel, şöyle bir durum işte.


Sakız Finish e doğru;




Sakız adası Finali şöyle bir görüntü vermişiz,


Neyse efendim bu yarışta çok iyi bir süre yaptık çok keyifli idi sanırım üçüncü varışa üçüncü geldik ama rating muhabbetinden dolayı çok arkalara gittik. Bizden yarım saat sonra gelenler falan önümüze geçebildiler. Tabi bunlar benim bildiğim işler değil. Bir de yarışta yaşanılan ilginç bir olayı aktarmak istiyorum. Grubumuzda olmayan alakasız bir tekne  yarışın yarısından itibaren bizi resmen taciz etti. ısrarla rüzgar üstümüzden geçmeye çalıştı ve bizde ona müsade etmemek için önüne yükselmek zorunda kaldık. Bu didişme ona da bize de ciddi zaman kaybettirdi. Bizim derdimiz şuydu üzerimizden geçtiğinde bizim rüzgarımızı tamamen kesecek bir yelken alanına sahip bir tekneydi. Nitekim öyle de oldu onun kirli rüzgarı bizim dakikalarca toparlamamızı engelledi. Bir ara telsizden anons etmeyi denedik ama Leo müsade etmedi.  Gulet sınıfında bile değildi modern tekneler için açılmış mozaik grubundaydı. Çok daha hızlı gidebilecekken bizle uğraşıp rakibinin çok gerisinde kaldı. Neyse tesadüf Sakız da bizi yanyana kıçtankara yaptılar. Bende kendimi tutamadım o teknedeki arkadaşa sordum. Niye böyle yaptığını, arkadaşta bana Bodrumda sürekli yarıştığını yarışın tabiatı bu olduğunu ve kendisinin yarışçı olduğunu anlattı. Ayrıca bilerek yaptığını da özellikle belirtti. Hatta bizi nasıl durdurup yavaşlatacaklarını ekip olarak izlemek istemişler. Ben de bizim yarışçı olmadığımızı , dümencimizin bir yabancı olduğunu ve bu yapılanın nezaketsizlik olduğunu düşünüp çok üzüldüğünü söyledim. Bunun üzerine o arkadaşta mahçup oldu Leo dan özür dilemek istedi. Fakat fırsatta olmadı çünkü biz daha fazla uzatmayıp yine aralarından ayrıldık ve kafamıza göre bir yer aramaya gittik. Sakız'a diğer adalara göre daha erken geldiğimiz için bayağı vaktimiz oldu. Sakız'da gördüğüm kadarıyla Rum kalmamış. Afrika ülkelerini andıran bir görüntü vardı. Hadi Suriyelileri anladım da Afrikalılar ne alaka onu da çözemedim. Seyyar satıcılar bile yabancıydı. Yine güzel bir yer bulup oturduk epeyce dinlendik market eksiklerimizi tamamladık ve yine erkenden yattık yarın ki yolumuzda uzun epeyce. Yarışı Doğanbey'den başlatacaklarmış. Hadi hayırlısı bakalım.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Anlatım çok keyifli yalnız resimler de müthiş  :)xx :)xx
  • IP logged

  • *
  • İleti: 938
Resimler efsane hakikaten, bu aralar çok yoğun olmama rağmen nefes almak niyetine açıp okuyorum, çok iyi geliyor.
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 103
Arkadaş ne biçim bir mantıktır senin grubunda olmayan bir tekne ile uğraşıp onu rüzgarını kesmek için plan yapmak. Kafanı başka şeylere yoracağına uğraştığı şeye bak. Neymiş yarışçıymış. Yesinler. Atatürk boşuna dememiş ben sporcunun zeki,çevik ve aynı zamanda AHLAKLISINI severim diye. Bunlar sporcu falan değil.
  • IP logged
IN BOOST WE TRUST

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Evet Sakız Samos etabı için yine gecenin bir vakti yola çıktık. Bu sfer demir atıp kıçtan kara olmak zorunda kalmıştık. Bilmediğimiz bir liman, bir şeye takmadan demirimizi alabilmek için hepimiz dua ettik desek yeridir. Sonuçta sağ salim demirimizi aldık, derinlikte biraz fazlaydı kaloma da 60 metre verilmişti. Hatta Mustafa Abi sorun yaşarsak diye demiri ve zinciri feda etmenin yollarını bile düşünmüş. Ama limanın içi o kadar endişe vericiydi ki demirimizin sağlıklı bir şekilde gelmesine çok sevindik. İyi ki çıkmışız , çıkmasak saat sabah beşbuçuğa kadar çıkış vermeyeceklermiş. Çünkü 4-5,5  arası iki büyük yolcu gemisi manevrası varmış bu yüzden giriş çıkışı durduracaklarmış. İyi zaman da kaçtık oralardan yani.
Yolumuz yine epeyce var bu sefer ki etabı Doğanbey Burnundan başlatacaklar. Yine Apaz ama bu sefer hava daha sert, etap da uzun , bizim aleyhimize bir durum. Koca tekneler gövde süratlerine çıkabilecekler ve bu bizden çok daha yüksek hızda gidebilmeleri demek.
Bu gün balık tutalım istedik. Dün akşam Sakız da bir marin malzeme dükkanı bulmuştuk. Oradan fırdöndü de almıştık. Hemen kurduk düzeneği. Bizim Burak sevmiyor bu balık işini. Bu oltayı arkamızda unuturuz falan diyor.  Biraz gittikten sonra hemen bir tane bir şey asıldı fakat alamadık. Tamamen benim hatamdı. Çünkü çıkrık denen modern aleti ilk defa görüyorum. Frenini tamamen boş bırakmışım, anladığım kadarıyla biraz sıkı olması lazımmış. Balık iyice köstekleyince freni yavaş yavaş bırakması gerekiyormuş.Zaman içinde öğrendim. Peşi sıra ikinci geldi hemen aldık vurduk satırı. Biraz kuyruğundan bağlayıp dümen suyunda çektik temizleyip attık buzluğa.Baktık çok balık tutulacak gelecek balıkları salıvermeye  karar verdik. Ardı sıra gelenleri Mustafa Abi saldı denize.

Mustafa Abinin Balıklarla olan diyaloğu
Burağın tabiriyle balık denize dönünce arkadaşlarına diyordur. Yukarıda bi adam vardı önce boğazımı sıktı sonrada öpüp geri bıraktı diye. Bu arada balıkçılık günlerim aklıma geldi. Ağdan ilk çıkan balığı alnından öper atardık güverteye selam olsun o günlere.


Neyse efendim balık , kahvaltı falan derken yaklaştık DoğanBey Burnuna , bu arada diğer tekneler de yetiştiler. Hava iyice sertledi.Bizi geçenlerin bir kısmı Doğanbey koyuna demirlemişler. Biz de en son buraya Tayo-Mar ile Burak ,ben ve Böke girmiştik. Hatta bir günübirlik Gulet teknesinden yemek almıştıkta paramızın üstünü getirmemişti.

Ben bu koya girerken oltayı harbiden unutmuşum. allah'tan Burak farketmiş toplamaya başlamış bile. Bu arada Koya giriyoruz yolda bizi geçen bir sürü tekne demirlemiş ve insanlar yüzmeye başlamışlar. Biz aralarından geçiyoruz , insanlar bize yine garip garip bakıyor, kendi aralarında muhtemelen konuşuyorlardır, yine geldi bunlar , bak bak  sırtıyı da unutmuşlar diye . Bu sırada Burak bu bir yere takıldı diyor, bende yardıma koştum yine çektik değişik bir balık. Tam da bu sırada teknelerin bordasında gemiciler balık tutmaya çalışıyor biz balıkla boğuşuyoruz. Şaka gibiyiz, zaten millet bize hafiften garip bakıyor. Gerçi kabul etmek lazım bizde biraz garibiz.

Sonunda koyun en dibine gittik en rüzgarsız yere demirledik. Dışarıda kıyamet kopuyor içeride yazdan kalma bir gün. Yarışın başlamasına daha bayağı vakit var, erken geldik keyfini çıkartalım.  Bendeniz atlar hemen suya, deniz o kadar güzel ki. Bu koyda ikinci defa yüzüyorum, her taraf balık dolu, tur tekneleri olmayınca heryer tertemiz. Yüzdüm çıktım karaya , biraz yürüdüm  kendime geldim, her şey harika. Zaten denizin yüzü insan dolu ,herkes atlamış suya.

Sonrasında ekip disiplinimiz gereği herkesten önce starta hazırlandık, usturmaçalar ve benzeri herşey toplanıyor, hiç birşey düşmeyecek şekilde içerisi neta ediliyor, uçacak düşecek hiç bir şey bırakmıyoruz . İşin doğrusu da bu bütün yarış boyunca sadece iki bardak kırıldı, onlarda düşmeden dolayı değil, dökülen , akan, devrilen , uçan hiç bir şeyimiz olmadı. Biraz bu psikoloji fazlaca hazır olmamızı sağlıyordu.

Geldik start hattına , ölçtük biçtik, hava bayağı sert, bizim için keyifli seyir havası ama , bize yarış havası değil. Bu sefer belki ratingimizi düşürürler diye yolu uzatalım diyoruz ama nafile yine aralarda bir yerlerde gidiyoruz.

Efsane startlarımızdan yine biri işte,
 


Devasa teknelerin arasından ayrılda gel vaziyetlerimiz


Görüldüğü gibi riskli durumlar, ama dümenci efsane , öyle bir sıyrılıyoruz ki aralarından ders niteliğinde


Her startta böyle sıyrıldık aralarından, ama hava yükseldikçe , rüzgar arttıkça , bu sert havalarda da ortalarda bir yer edindik kendimize.


Bugün kü etabın yarısından sonra simetrik balonu topladık, cenova trinket kombinasyonuna geçtik. Yapılan değerlendirmelere ve Leo'nun bilgilendirmesine göre  Baba Tunca'da Spinnaker  kullanım üst sınırı yarışta 22 knot , cruise da 18 Knotlar mış . Çünkü bundan sonraki rüzgarlarda  tekne gövde süratini aşıyor, bu yüzden kapatılması gerekiyor. Biz zamanında topladık ve konforlu seyre devam ettik  ama bir sürü balonu yırtılan oldu.

Samos'a da vakitlice geldik. Bu etapta çok gerilerdeydik ama yine bir sürü teknenin önündeydik. Bir de  finishe yakın, bir kaya parçası etrafından dönüş ve kısa bir orsa vardı. Buradan dönemeyen tekneler oldu. Çünkü hava iyice sertleşmişti.
Samos'un Limanına girdik . Liman berbat durumda, kirlilik ,lağım kokusu had safhada, soluganı sormayın kayık parçalanacak neredeyse . Mecbur demir attık  ve kıçtan kara olduk. Tekne yi güvende hissetmedik ve hemen yanımızdaki grubun en nazik insanlarla dolu guleti Büyük Yunus'tan koltuk aldık. Sağolsunlar bize her yerde selam verdiler ve sohbet ettiler. Bir de Miho Teknesi Murat Bey ve Silvermoon Teknesi Ahmet Abi ile ekibi varki onlardan en son bahsedeceğim.
Leo daha önce bu adaya gelmiş burada rehberimiz o oldu. Telaşeden iskeleye bakmamıştık. Aman allahım , oda ne? Diğer adalarda hiç mülteci yokmuş, hepsi buradalarmış aslında. Maalesef zor durumdalardı, artık ne kadardır oralardalarsa, gelen teknelere resmen saldırıyor vaziyetindeydiler. Yüksek sesle Samos hakkın da küfürler savuruyorlardı. Hem üzücü hemde ürkütücü bir durum. Kimse bu durumda olmak istemezdi sanırım. Şu insanlar ne kadar kötü diye düşünmeden edemiyor insan. Koca dünyayı paylaşamıyoruz.

Karaya çıkınca önce toplu olarak gümrüğe gittik ve çıkışlarımızı yaptık, artık yurda dönüyoruz. sonrasında biz ayrıldık ve başladık kordon boyu Leo'nun peşi sıra yürümeye. Epeyce yürüdük ve iki katlı bir evin girişinde pizzacı olarak işletilen bir yer bulduk. Müşteri falan yok sezon bitmiş sayılır. Karı koca asmanın altına oturmuşlar televizyon seyrediyorlar. Neyse biz rahatlarını bozduk. açız biz dedik, o kadar mutlu oldular ki ne yapacaklarını bilemediler. Biz o varmı bu varmı derken, vakit varsa her şeyi yaparız dediler. Bizde de bu gün vakit bol, wifi de var. Kurulduk yine en rahat köşeye. Bu sırada kadıncağız fırını yaktı adam markete koştu. Muhtemelen bu gün tek müşteri biziz. Seyahatin en güzel ve nezih yemeklerinden birini yedik. Adaya özel kendi yapımları içecek ve yiyeceklerden ikram ettiler. Her şey çok güzeldi, Samos'un tüm kötü görüntüsünü unutturdu. Geç saatte ayrıldık oradan ve tekneye gelip yarınki seyrin şokunu yaşadık. Sabah 45 mil Didim taraflarına biryere start hattına gideceğiz. Ondan sonra Yalıkavağa 25 mil yarışacağız. Hadi hayırlısı bakalım. Selametle
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1343
Ölçü olarak aramızdaki müthiş farkı çok açık anlatıyor fotoğraflar.
Ahmet'cim çok akıcı anlatıyorsun.Tekrar yaşamış kadar oluyorum.Üşenmeden bunca işinin arasında yazmaya vakit ayırdığın için teşekkür ederim.Sağol dostum ,kardeşim.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

e

ersinboke@icrs.com.tr

Böyle resimleri görünce nasıl üzülüyorum.  Böyle bir organizasyon Türk basınında ne de yurt dışında ses getirmeli idi.

Geçen yıl Cruisers forum da bizim guletlere atıp tutuyorlardı. Ne güzel bir cevap olurdu bir şeyler yazmak.  Keza WBF da 5 kayık bir yerde toplanıyor olay oluyor. Şöyle bir olay ülke tanıtımı için ne kadar da faydalı olurdu. Üstelik şu günlerde.

ama muhtemel bu yarış komitesinin, başka bir organizasyon ile , diğerinin bir başkası ile, bir diğerinin de yine..

Böyle organizasyon yap, bu kadar sponsor al, sonra bir NTV kameramanını bir tekneye yerleştirme.

İnsanlar izlesin istemiyorlar demek ki. Şu gizli denizlerde çoğakmayalım aman kafası işte.  Başka hangi camiada egosu bu derece şişmiş insanlar var bilemiyorum gerçekten.

Yazık.. Gerçekten.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Sen üzüleceğineTayo Mar ile seneye yapılacak Bodrum Cup'a  katılmanın yolunu yap. Bu yıl küçücük Tirhandiller yarıştı.
En küçük tekneyle deniz domuz dinlemez basar gidersin.Sağlıklı olursak ben de Baba Tunca ile katılırım.Tozunu attırırız ortalığın.
Dediğin tanıtımı nasıl yapacaklarını da anlatırsın Organizasyon komitesine.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ahmet Reis
Yine süper bir anlatım olmuş. Çok güzel


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 663
    • S/Y DUA-1 SEYİR DEFTERİ
Bir zamanlar buralarda bir Reis vardı, elektronik devre resmi yayınlarken yanına çakmak koyardı. O misal, resimler geldikçe Baba Tunca'nın o büyüklerle ne mücadele yaptığı çok iyi anlaşılıyor. Ahmet Reis, sana da teşekkürler, kalemine sağlık çok iyi anlatıyorsun.
  • IP logged
S/Y DUA-1 Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir DUA'nın içinde yer almaktır. Şems-i Tebrizi

  • *
  • İleti: 938
Balığı çok içten öpmüşsün Mustafa Abi,  ;D hayvan şaşırmıştır hakikaten geri dönünce  :) :)
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 103
Bence Baba Tuncanın yanına Atom Karıncayı da ekleyin. Boyundan büyük işler becermiş helal olsun.
  • IP logged
IN BOOST WE TRUST

  • *
  • İleti: 1343
Balığı çok içten öpmüşsün Mustafa Abi,  ;D hayvan şaşırmıştır hakikaten geri dönünce  :) :)
Pek belli olmasa da tamamen iyi niyetliydim. :)
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Balık birden deniz kızı olurmuş. ;D
  • IP logged
DeDe

 
Yukarı git