Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Tekne tasarımcıları ne kadar " denizci " ?

e

ersinboke@icrs.com.tr

sildim . Daha derli toplu yazacağım. 
  • IP logged
« Son Düzenleme: 23 Eylül 2018, 07:25:51 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 1049
Tekne tasarımcalırının denizci olmalarını geçtim, iyi bile denemez.
O kadar uygunsuz kullanım noktaları var ki...

Mesela benim hem 2008, hem 2103 Bavaria’da, kıç ıstralya ikiye bölünerek, sancak ve iskeleye geliyor.  Ve her iki tekne de çift dümen ve dümenci oturakları da yanda.
Dümen başında ayaktaysam, kenarlara doğru her hareketimde başımı vuruyorum. Üstelik selvi boylu filan da değilim.

İç tasarımlar daha da beter. Yine bu 2013’de, elektrik panosuna ancak yandan yaklaşmak mümkün. Karşıdan bakacaksam, minderlerin üzerine çıkmam lazım. Yandan bakınca da göstergedeki bilgileri okumak mümkün değil. Tekneye 220 bağlandıysa, elektrik gelip gelmediği anlmak da bir mesele. Yine mindere basıp, bir kapak açıp, içindeki sigorta panelindeki ışığın yanıp yanmadığı, ters akım ışığının yanın yanmadığı kontrol ediliyor.

Daha da yazarım. Sen hele bir deyeceklerini de... bakalım ne kadar uçacaksın?
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

e

ersinboke@icrs.com.tr

Malum bir süredir yelkenli tekne planı arayışım var. En son Buehler 'in tasarımı ilgimi çekmişti. Tam da yazışacak iken adamcağız vefat etti.

Proje çok içeme sinmişmiydi? Hayır . Ama baktıklarım arasında istediklerime en yakın olan bu idi. Arma hariç. Zaten yazışmanın konusu da buydu.

Hepi topu beş yıllık bir yelken tecrübesinden sonra benim öğrendiklerim ile gerçekler arasında öyle büyük farklar var ki.

Sadece kullanan olarak ben bile bunları bilebiliyorsam, bir tasarımcının da benim bildiklerimi bilmesini istemem çok mu ?

Bence değil.

Cumartesi günü Kalamış 'te düzenlenen etkinlikte Tanju Kalaycıoğlu 'nu dinlerken kafamdan bunları geçiriyordum.

Anlıyorum piyasanın talepleri var .Bir profesyonel olarak o taleplere göre hareket etmek zorundasınız. Ancak bir tasarımcı hiç mi  " olması gereken "  bir tekne tasarlamak istemez? Yapılsın ya da yapılmasın önemli değil.

Örnekler ile gidelim. Teknelerde denizin altında bulunan tek hareketli parça pala. Seyirde palayı kaybettin mi bittin.
Şİmdi eskiden bu pala teknenin hemen arkasında görünür iken , şimdiki teknelerde kıçta dinlence konulduğundan
Bizim zavallı pala teknenin altına kaydırıldı.

Bakınız şu ilgilendiğim 35 feet tekne ile 23 feetlik Tayo Mar 'ın pala ebatları nerede ise aynı.  Geçenlerde çoğumuzun tanıdığı " çok bilen " bir yelkenci omurga salma dümen dinlemez en az 3 tekne boyu önceden tornistana başlamak lazım diye hararetle anlatıyordu. Nereden buldun marinada 3 tekne boyu alan?  Eee nasıl girip çıkıyoruz biz o zaman?

Tornistan da dümen " geç " dümen dinleme her şeyden önce pala nın nasıl konumlandırıldığı ve boyutu ile ilgili.

Konumuza dönersek, koca tekneler için gerekli olan pala alanı büyüdüğünden tasarımcılar skeg pala dan vazgeçiverdiler. Sap gibi aşağı doğru uzanan palalar ile her yıl bir çok dümen kazası yaşanıyor.

Dönünce çok güzel konuşma yapan Türk tasarımcıyı dinledikten sonra yaptığı tasarımları inceledim. Klasik ahşap tekneler ile ilgili böyle güzel bir konuşma yapan bir tasarımcının sitesinde en azından böyle bir tekne tasarımı beklerdim. Bulamadım.

Yine Tanju Kalaycıoğlu'nu dinlerken Kayık adı altında bir dernek olduğunu öğrendim. Sonradan gidip kendisi ile tanışıp, dernek ile ilgili bir kaç soru sordum. Meğerse ahşap tekne üreticilerinin kurduğu bir dernekmiş. Yani benim gibi ahşap tekne sahibi olanları almıyorlarmış. Ben de saf saf nasıl üye olabilirim diye sordum iyi mi :)

Ahşap tekneler ile ilgili karınca kararınca sosyal medyada gezinen ben denizin böyle bir dernekten haberdar olmaması kimse kusura bakmasın ama benim hatam değil. Bu Kayık derneği 2013 yılında kurulmuş. Sitesinde etkinlikler bölümünde hepi topu iki etkinlik yapmış. İlk etkinliğinde yurt dışından önde gelen kimi basın mensupları ve yazarlar davet edilmiş ve tersanelerimiz v.s. gezdirilmiş. Aynen şöyle yazıyor ;

" Classic Boats dergisi Editörü Dan Houston, Yachting World Editörü David Glenn, Boat International Yazarı Bruno Cianci, Nautica Yazarı Luca Sordelli ve Yacht Emirates Yazarı Shaun Ebelthite yer aldı."

BU adamlar her kimse, çağrıldıklarına göre önemli olduklarını varsayıyoruz , yemiş içimiş ve ülkelerine dönmüş sonra ne yazmışlar acaba bizim ahşap teknelerimiz ile ilgili diye merak ederseniz hiç bir bilgi yok ama :P

Koca koca firmalar bir araya gelmişler 2013 yılında bir dernek kurmuşalar hepi topu iki etkinlik yapmışlar , yapılanlarda bunlar. Oysa ki daha geçen sene Cruisers forum da bizim guletlerin nasıl da kalitesiz imal edildiği ile ilgili atıp tutuyorlardı.

Sonra yazınca kabahat oluyor , forum ve misyonu ile ilgili yazı yazarken. Bizim hepi topu bir buçuk yıllık Heyamola da bunlardan çok aha fazla etkinlik yapmışız. Ben tek başıma yabancı forumlarda Türkiye ile ilgili daha çok yazı yazmışım.

Cem Gür 'ün yazdıkları ? Üstelik Garibim (kusura bakmasın ama doğru tabir bu ) Emekli maaşı ile tirhandil yapmaya çalışıyor randa arma. Burada desteklemeye çalışıyoruz elimizden geldiğince. Oysa Kayık diye derneğimiz varmış. Koca koca firmalar hepsi. Destekleseler ya orjinal bir tirhandil yapan kimseyi. Yurt dışında olsa bu iş belgeselini çekerler.

Sadece o etkinliğe harcanan para ile 4 defa tirhandilini bitirirdi Cem Gür.  Ya Tiryaki ye ne demeli? Adam gerçek bir tirhandil yaşatmaya çalışıyor üç otuz kuruş ile. Kayık derneği yardımcı olamaz mı Tiryaki ye ? koca koca tersaneleri her bişeyleri var üstelik. Yani para da vermeyecekler ha.

Neyse efendim , konuyu dağıtıyoruz yine.

Biz de olmasını beklemiyorum zaten ama , inanın benim yaptığım araştırmalara göre dünya da da yok.

Çünkü yelkencilik , artık bir yarış sporu olduğundan tüm gelişmeler de bu yönde olduğundan, yarış teknelerine kullanılan tasarımları gelip gezi teknelerine de kullanıyorlar.

BU saatten sonra tekne tasarımı yapacak halimiz de yok ki kardeşim.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
KÜDENFOR Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu yakından izlenmeli.

Çalıştay dokümanlarını yayınlıyorlar https://kudenfor.ku.edu.tr/dokumantasyon/

Em. Amiral Cem GÜRDENİZ'in bir sunumundan; https://drive.google.com/file/d/0B0ikEfBrano8dHZXZ0c3cXdKTUE/view

- Halkın ve Devletin deniz bilinci gelişmemiştir.
-Denizcilik sektörleri parçalı yapıda ve bütünsellikten uzaktır.
-Her sektör ben merkezlidir.
-Sektörler aynı derecede büyüyememiştir.
-Tanıtım ve bilinçlenmede Devlet politikası yoktur. Medya ve halkla ilişkiler desteği yoktur.

- 8.333 km kıyı şeridi 175 liman.
-84 marina 29.000 tekne
      ABD   19.000 marina
      İsveç   1.000 marina
      İtalya      380 marina

* AMATÖR DENİZCİLİK
      Kıyısı olmayan ülkelerin daha gerisindeyiz:
      -  Türkiye'de 2.218 kişiye 1 tekne
      -  Yunanistan     78 kişiye 1 tekne

* YELKEN KULÜPLERİ
      - Türkiye   66 kulüp  1.800 yelkenci
      - Fransa  4.00 kulüp 550.000 yelkenci
      - G.Kore      750.000 yelken öğrencisi
  • IP logged
« Son Düzenleme: 24 Eylül 2018, 09:34:54 Gönderen: Cem Gür »
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Çünkü yelkencilik , artık bir yarış sporu olduğundan tüm gelişmeler de bu yönde olduğundan, yarış teknelerine kullanılan tasarımları gelip gezi teknelerine de kullanıyorlar.



Tam böyle bence de.
Bu çağ ve muhtemel önümüzdeki çağlar da, hız, bir an önce erişmek, bir an önce gidilecek yere gitmek, bir an önce tanışmak, bir an önce kavga etmek, bir an önce evlenmek ve mümkün olan en kısa sürede boşanmak, bir an önce çocuk yapmak ve elden gelse çocuğun bir an önce kendi ayakları üzerinde durması için zamanı ileri sarmak,  mümkün olan en uzun süre yaşamak ama bir an önce cennete gitmek üzerine kurulu.

Bu açıdan bakıldığında Kumkuyu'dan Bodrum'a 72 saatte gitmek, bu çağda akıllı insan işi değil. O halde denizlerde sahiden çoğalmayalım. Bir tek bizim gibi deliler kalsın.

Bu arada Matay, benim 2002 Bavaria'da dediğin defolar yok.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Konu içinde bir çok konuyu barındırıyor. Ama asıl konuya dönersek, araba tasarımcıları da benzer durumdalar. Eğer kendileri kullansalar kesinlikle tasvip etmeyecekleri ergonomiden uzak şeyleri yapmazlardı.  Tabi ki teknelerde bu daha belirgin.  Dönemsel olarak farklı farklı tekne sahibi olanlar bunu daha net  gözlemleyebiliyorlardır.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1049

Bu arada Matay, benim 2002 Bavaria'da dediğin defolar yok.

Ne mutlu; aslında, Ersin’i ve klasikçileri haklı çıkaran bir durum.
Bazı gelişmelerin ergonomiye etkisinin ne olacağını görmeden yapılan ve sonra da önem verilmeyen detaylar bunlar.

Ersin, makro gidiyor, ben de mikro devam edeyim:

Mesela benim şimdiki Bavaria’dan bir örnek daha...
Kıç platformu: neredeyse 4 m2 ve haliyle ağır. Evet bir demir yerinde bağlıyken açıldığında çok keyifli... Akşam üzerine sandalye masa kurup denize sıfır keyif yapabiliyoruz.

Ama açmak için elektrikli kollar lazım. Elektriğini geçtim, kollar en çok bozulan unsur. O nedenle, son modellerinde tekrar makaralı sisteme döndüler. Bozulunca yapılacak bir şey yok, kolları söküp manuel kullanmaktan başka. Ama onun için de ya palanga sistemi kurulacak, ya da vinçten destek alınacak. Hadi bu ufak ihtimal.

Yanaşırken bir iskeleye tekneden birisinin atlaması gerekiyorsa, mecburen kapak açık yanaşıyorsun. Ama o kadar geniş ki... İki tekne arasında girerken, kaçırırsan çizgiyi, boynuz gibi sokma ihtimalin var yandaki teknenin bordasına. En iyi ihtimal, uzuuun bir çizgi.

Hadi girmeden değil, girdikten sonra açayım dedin: bir parmak açma düğmesinde, feribot kapağı gibi 1/2 dakika sürüyor. O sırada, tekneyi stabil tutma mücadelesi sürüyor.

Bir senaryo da şu: diyelim dalgalı denizde, denize adam düştü. Teknenin kıçında o platformu açacaksın, tekne baş kıç sallanırken o platform şaaaap şaaaaap diye olanca ağırlığı ve teknenin yükü ile suya çarpacak. Teknenin önündeki depodan merdiveni alacaksın, yerine takacaksın, adamı sudan alacaksın. Ama kısmen bunu düşünmüşler, teknenin dibinde bir acil durum merdiveni var. Küçük bir kulbu çekiyorsun, içinden ip merdiven çıkıveriyor. Ama sen de orada kalıyorsun, çünkü bordayı nasıl aşacağın muamma. Yeni modellerinde, nispeten bunu çözmüşler, iki krom basamak eklemişler.

O yüzden ben bu tekne ile uzun yol yapmazdım. Asla. Ama işte Hisarönü, Yünan adaları filan 3-5 saatlik seyirlerde sorun olmuyor. Yanışınca da, büyük yaşam mahalli, bunları unutturuyor.

Ama bu teknenin Class’ı A’dır, Okyanus geçer, diyen de, onaylayan da, bence benim bilmediğim bir şey biliyor.


Tabii, sakin havada bunlar sorun değil.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Yeni modellerinde, nispeten bunu çözmüşler, iki krom basamak eklemişler.




Ama bu kadar temel bir şeyi nasıl atlarlar? Sorun tam da burada sanki? Yani kamaralardaki ergonomiye aykırı bir durumdan söz etmiyoruz. Bir kayık sudayken olabilecek bir tersliğin göz ardı edilmesinden söz ediyoruz. Koyda adam öldürür bu yapı.
Aklım almıyor.

  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

e

ersinboke@icrs.com.tr

İyi ya işte .. Şimdi buna çok şaşırdın ya.. Mahmuz gibi önde paslanmaz prıl pırl demir taşıyorsunuz. En az böyle ciddi iki kaza hatırlıyorum . Oysa bildiğim demirn böyle taşınmaması gerekiyor.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Orası biraz karışık.Bizim de civadralarımuz var.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Orası biraz karışık.Bizim de civadralarımuz var.

Değil mi?

Ve benim söylediğim, en temel en basit şey. Denize düşen adam nasıl bir daha çıkacak ? Tabii şu da denebilir, eskiden bu nevi güvenlik önlemleri mi vardı? Muhtemelen yoktu ama tekneler bu kadar az mürettebatla bu kadar yol yapmıyorlardı sanki. İnsan hayatı da bu denli değerli değildi. Fabrikalardan biliyoruz.  Güvenlik  bu çağın temel sorusu/sorunu. Bu çağın temel sorusu, bu çağın üreticileri tarafından nasıl atlanabilir?
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1049
İyi ya işte .. Şimdi buna çok şaşırdın ya.. Mahmuz gibi önde paslanmaz prıl pırl demir taşıyorsunuz. En az böyle ciddi iki kaza hatırlıyorum . Oysa bildiğim demirn böyle taşınmaması gerekiyor.

Öyle demir taşınmaması yarışlar için geçerli bir kuraldır.
Gezi teknelerinde ben onu bir risk olarak görmüyorum. Zaten birine kafadan giriyorsan, demir olsa da olmasa da ciddi sıkıntılar yaşanır.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 1049
Orası biraz karışık.Bizim de civadralarımuz var.

Değil mi?

Ve benim söylediğim, en temel en basit şey. Denize düşen adam nasıl bir daha çıkacak ? Tabii şu da denebilir, eskiden bu nevi güvenlik önlemleri mi vardı? Muhtemelen yoktu ama tekneler bu kadar az mürettebatla bu kadar yol yapmıyorlardı sanki. İnsan hayatı da bu denli değerli değildi. Fabrikalardan biliyoruz.  Güvenlik  bu çağın temel sorusu/sorunu. Bu çağın temel sorusu, bu çağın üreticileri tarafından nasıl atlanabilir?

Bülent, bunu ikiya ayrımak lazım: teknede adam var mı, yok mu?
Teknede adam yoksa, marina da bile düşsen sorun.
Teknede adam varsa, indirir merdiveni kıçtan ya da yandan alır (alabilir) Ama bu yeni Bavaria’larda (sadece Bavaria da değil, bir çok marka ve modelde, platform açmadan adam alamazsın. Platform açıkken de bir cüssesine, ve baş kıç dalgada oluşacak yükü gözünün önüne getir. Kırılır o platform, yoluna kıçın açık devam edersin.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Evet Matay, ben de aynı şeyi söylüyorum; tek başına ya da tecrübesiz/bilmeyen mürettebatla seyir yapan o kadar çok kişi var ki artık. Hatta tekneyi kullananların çoğu da tecrübesiz, öngörüsüz.

Bir olay biliyorum. Kayıkta 4 kişiler. Adamın karısı denize girmek istiyor. Adam eşini kırmıyor, duruyor. Tekne demirde değil. Açıktalar. Motor stop.  Kadın denize giriyor. Her ne olduysa, kadın panikliyor. Adam eşimi kurtaracağım diye suya atlıyor. Tekne kendilerinden uzaklaşıyor. Teknedekiler hayatlarında ilk kez bir yelkenliye binmişler. Bizim adamın aklı karısına ulaştığı zaman başına geliyor. Güçlükle, bağır çağır tarif ediyor motoru çalıştırmayı. Teknedekiler sallan yuvarlan zor bela yanaşıyorlar. Allahtan deniz durumu o kadar kötü değil. Çıkıyorlar kayığa.

Böyle bir teknede böyle bir anda bir de merdiveni tarif edeceksiniz...
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1049
Tabii bazen fazla senaryo üretiyoruz. O nedenle de uç noktalara gidebiliyoruz.
Muhtemelen ben hayatımda hiç açık deniz seyri yapmayacağım. O nedenle bazı riskler gerçekten çok düşük.

Ama daha önce yukarıda yazdığım “kafa çarpma” ve “platfomlu/suz yanaşma” konuları her seferimde bana sıkıntı yaratıyor.

Yazmayı atladığım bir konu da: çarmık telleri. Çarmık telleri bordadan çıkıyor ve kısa çarmık, başa giden yolda engel oluyor. Eğilmeden, yamulmadan geçmek mümkün değil. Hele elde bir şey taşıyorsanız...
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

 
Yukarı git