Yazmaya başlamadan önce yanlış olmasın diye kontrol ettim. Gün itibariyle toplam 368 donatanız HeyamolaHey forumunda.
Kuruluşundan beri ve tabii bugün itibariyle 366 da 2 olduğumuzu üzülerek görüyorum. Sadece Ersin son bir kaç yıldır kullandığı Tayo-Mar'dan yola çıkarak ve zaman zaman da gerek kiralık gerek se arkadaşlarının "güncel" teknelerine de binerek, seyir yaparak edindiği deneyimlerle akıntıya karşı yüzmeye çabalıyor. Olabildiğince minimalist, seyir güvenliğinden de vazgeçmeden, ana akımın dışında da bir yol olduğunu, askı dümenin, randa ve bölünmüş armanın, bana göre de, sloop bermuda armadan daha "denizci", güvenli, zevkli, MANTIKLI ve ucuz olduğunu "bağrınıyor".
Âli'nin de tespit ettiği gibi günümüzde "hız" olmazsa olmaz aranan faktörlerden biri. Son 40 yılda gezi tekneleri sanayii artık otomobil sanayii kavramları ile üretim yapıyor. Bu aynı zamanda şu da demek: " 21. yüzyılın Zeitgeist'inde romantizm de neymiş?"
Kendi adıma Ersin'in canhıraş çabasını çokça sempati ve saygıyla karşılıyorum. Onun da tıpkı benim gibi dost sohbetlerinde bıyık altından sevimli bir gülümseme ile anıldığından adım gibi eminim. Varsın bizleri opsesif kompülsif, iflah olmaz gelenekselciler olarak aranıza kabul edin.
Ama şu örneği belleğinizin bir köşesinde kenarda tutun: Her ne boy olursa olsun alüminyum direk, sıvama veya sıkma bağlantı parçaları, döngerler, paslanmaz 9x17 teller ile donatılan sabit arma mı daha hesaplıdır yoksa bizim önerip uyguladığımız ahşap direk, ahşap bumba seren, direk üzerinde tutucu tırnaklar ve en ucuzundan galvaniz teller ile dönger yerine palanga edilmiş el incesi sistem mi? Hareketli donamda marka makaralar, vinçler, raylar, piyanolar, clem kilitler, yönlendirmeler mi daha ucuzdur yoksa bütün hareketli donamın sadece ahşap makaralar olarak hazırlanması mı?
Şahsi çabam gelenekselin de var olduğunu anlatmak ve kaybolmasını engellemek, güncele not düşmek, denizciliğin bir disiplin, bir kültür, bir yaşam tarzı olup yaşatmaya devam etmek. "Balıkçı"nın da vasiyeti benden sonrakilere anlatmak.
2/366 olunca doğal olarak zaman zaman "şiddetli geçimsiz" olabiliyoruz.
BU arada yazı gözümden kaçmadı elbette.. Bence o kadar da az değiliz diye düşünüyorum.. en azından yazılanlar okunuyor.. farklı fikirler gelişiyor.. Kendi adıma konuşmak gerekir ise Beş yıl öncesine kadar bu konulardan haberim dahi yoktu..
Matay 'ın dediği ve takıldığı gibi ben bilmediğimden ve yeni öğrendiğimden başkası da bilmiyormuş benim gibi imiş zannediyorum..
Şu Luna yı yapan kişinin ilginç bir yorumu var.. Her durumda kendi yaptığınız tekne ikinci el bir teknenin fiyatını geçer diyor.. Ancak euro bazındaki artışlar öyle seviyeye geldi ki ikinci el kaliteli tekne fiyatları da uçtu gidiyor.. Hurda , marka olmayan , kötü yapılmış tekneler bile fiyatlarını bir yılda ikiye katladılar.. Bu kadar fiyat artışı hiç bir sektörde yok..
Bu açıdan bakıldığında , kolay yapılan , dayanıklı tekneler en azından sıfır teknelerden daha ucuza yapılabiliyor.. Üstelik kendi ihtiyaçlarınıza göre..
Kaan, elbette izledim..
Bu arada teknenin güvertesine dikkatini çekerim..