Heyamola Hey

Havuzluk => Köşe Yazıları => Konuyu başlatan: Bülent Büyükdağ - 02 Ocak 2017, 11:09:38

Başlık: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 02 Ocak 2017, 11:09:38
    Jean Baudrillard, "look" çağında yaşadığımızı söyler. İmajı da aşan, "bak, bana bak, buradayım, gör beni" denilen bir çağ. Daha 1997'de  sosyal medya henüz ortada yokken yazmış bunu.
   
    Eskiden "duy beni" derdik, şimdi "bak-bak bana, beni gör" diyoruz, olabilecek en çürümüş pazarlama taktikleri ile. Her birimiz, neredeyse birer emtia olmaya başladık. 
 
    İnsanların sıkıntıları vardı, başarmak istediği şeyler, kendini gerçekleştirmek isteği, yaşamdan haz alma arzusu vardı. Dertlendikleri zaman insanların kendilerini duymalarını isterlerdi. Belki yardım eli, belki bir kaç güzel söz için. Şimdi pek öyle değiliz. Daha çok, çektiğimiz acılara "bakılmasını" istiyoruz. Diğer taraf ise, bu isteğe "bakarak" yanıt veriyor, elini uzatarak değil.

   Aynı düşünür dalgaya alarak insanları "iletişim kurmak bu kadar kolayken konuşmak niye?" diye de bir soru atmıştı ortaya. Sosyal medya da allah eksikliğini vermesin,  olabilecek bütün görevleri o kadar kolaylaştırıyor ki! "Babam öldü" diyorsunuz, canınız yanıyor, bir ses arıyorsunuz fakat , heyhat! Facebook sayfasına bir üzgünüm ikonu koyuyor arkadaşınız,  görev tamamlandı. Fırtına atlattı biri, beğen tuşu emrinizde. Soru yok, konuşmak yok, dinlemek yok!

    Masal, her yıl 100 deniz mili tatil yapmak için 950 mil yol yapmak zorundadır. Ben, hiç durmadan yol yapmayı sevenlerdenim. Genellikle Gökova Körfezinden yola çıkar, Kaş'a kadar durmadan gider, buradan ikmali tamamladıktan sonra hiç durmadan 48-50 saatlik bir seyirle Kumkuyu'ya ulaşırım.
   
    Kaş'tan ayrılıp pruvanızı doğuya çevirdikten takriben 8-9 saat sonra Geledonya Burnuna (Yardımcı Burun) ulaşırsınız. Burası ucundaki 4-5 adacıkla vahşi bir görüntü sergiler. Görüntüyü vahşi kılan, burundan sonra ufka kuzey-güney-doğu yönlerinde hiç bir kara parçasını görmemenizdir.
   
     Burun geçildikten 8-10 mil sonra kara ile telsiz dışında bütün bağınız kopar. Ne internet vardır ne telefon. Sosyal Medya ulaşabildiğiniz yer değildir. 3-5 mil sonra da kara ile görsel temasınız da kesilir. Oradan ta Sündürme burnunu görene kadar 80 mil kadar yolunuz vardır. Güvenle sığınabileceğiniz yer ise, buradan da 20 mil ötededir. Neredeyse 16 saat boyunca siz-tekneniz-yelkenleriniz-motorunuzun ve deniz.

    İşte  burada düşünürün söylediği her şey anlamını yitirir. Bir tek siz varsınızdır. Kimsenin size bakmasını isteyemezsiniz. Yokturlar. Giyiminiz kuşamınız, sigarayı tutuşunuz, teknenizin, yelkenlerinizin  şekli şemali, sevgilinizin acayip seksi oluşu, sinemadan çok anlamanız, sabaha kadar Karl Marx'ın 1844 el yazmaları ile Grundrisse'si arasındaki fikir dönüşümünün 1917 ekim devrimi üzerindeki etkileri veya hangi pavyonda daha çok eğlenebileceği hakkında konuşma yeteneğiniz hiç bir anlam ifade etmez.  Buradaki tek şey denizin hükümdarlığıdır, burada her şey gerçektir, yalana yer yoktur. Çünkü denizlerin imajı yoktur. O gerçektir. Hem de çok güçlü bir gerçek.
   

    Gemi trafiğinin pek az olduğu bu yerde insan olduğunuzu  anımsarsınız. Yapmak zorunda olduğunuz her şey, "look"- "bak, bana bak" demek için değildir. Yalnızca kendiniz için yapmak zorundasınızdır. Selametle hedefinize varmak için uyur-yemek yer- motorunuzu-yelkenlerinizi dinlersiniz. Altınızda 3.000 metreyi aşan  derinlik, dört yanınız alabildiğince mavi. Dalgalar. Gece çökünce mutlak karanlık. Uzaklarda bir yerlerde tesadüfen göreceğiniz bir kırmızı bir yeşil ışık mutlu eder sizi. Duyulabileceğinizi bilmenin mutluluğunu yaşarsınız. 'Yalnız değilim' dersiniz. Bilirsiniz, bir şey olsa, size bakmayacak sizi duyacak, bir ikon yollamak yerine ses verecektir. Sahici bir iletişiminiz olacak, konuşacaksınızdır. Güven duyarsınız. O tanımadığınız kırmızı-yeşil ışığa güven duyarsınız.
     
   
     İşte bu nedenle Körfezi kıyıyı takip ederek değil, doğrudan geçmeyi severim. Çünkü hem gerçektir, hem de bu çağın insan ilişkilerinden uzaktır. İşte yine bu nedenle  bir gün sahiden daha uzun daha uzak denizlere gitmeyi istiyorum. Yeni yerler görmek, yeni denizler görmek için değil, bu pis, yalancı ve karanlık çağın olabildiğince uzağında kalmak için. Biliyorum, aptal değilim, ne yapsam kaçamayacağım, en nihayetinde bir yere bağlandığımda yine aynı ilişkiler içine gireceğim. Ama Şair'in dediği gibi "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi".

   
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Serkan Güvenen - 02 Ocak 2017, 11:59:13
Bülent korsan ,

Yüreğinize sağlık ,ne güzel geldi şu yazı .

Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ersin Böke - 02 Ocak 2017, 12:16:56
Benzer duyguları sanırım her denizci yaşıyor..
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Tan Kaan Özkan - 02 Ocak 2017, 12:24:13
Eline sağlık.
Ne güzel demişsin.

Hele o yalnız kalma duygusu var ya, belki biraz da merdümgirizlik. Denize olan tutkumun başında gelir.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Fatih Tanış - 02 Ocak 2017, 13:41:13
Kalemine sağlık Bülent Ağabey. Bu geçiş için yazı kısa bile olmuş.  :) Sevgiler..
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Can Deniz <Ercan H> - 02 Ocak 2017, 15:01:31
Çok içten duygular. Harika.

İşte tam da bu nedenle yazmıyorum face denen yerde.
Biraz daha önceleri üzgün ikonu da yoktu.
Eşiniz dostunuz öldüğünde dostum saydığınız arkadaşlardan üçü beşi bas sağlığı dilerken, altısı yedisi paylaşmakta,
üç beş yüz kişi beğenmekte altı yedi yüz kişi bas sağlığı dileyenleri beğenmekte, bir o kadarı da paylaşanları beğenmekte idi.

Yeri burası değil gibi belki, ama yazmadan edemeyeceğim. Affola Bülent.

Hep söyledim durdum eşe dosta;
-Abi bir günde bu kadar şey paylaşıp durma paylaştığın her konu çok özel ve üzerinde durulması gereken,
hatta doktora tezi olabilecek konular. Ancak sen paylaştıkça insanlar göz ucuyla bakıp beğeni balonuna bir tık atarak
güzelim konuların ömürlerini üç beş yüz tık ile bitiriyorlar yapma diye.

Çocukluğum radyonun üç beş evde bulunduğu bir muhitte,  dedemlerin yanında köyde geçti.
Üç beş evden biri dedemin evi idi.

Bildiğiniz akülü radyolar. Yemyeşil bir ışığı radyo ısındıkça parlar radyoda ses duyulmaya başlardı.
Dedemin arkadaşları gelir ajans dinlerlerdi.

Akü bittiği zaman aküyü şarj etmek için Tireye benim şehrime gönderilirdi.
Beni dolmuşa bindiriler şehre yollarlardı.  Balta baş Reno dolmuşlar, 16 km lik yolda üç defa bozulur
bazen birkaç kere lastik patlar neredeyse 1-2 saatte şehre varırdı.

Sanayide sarı Mehmetin dükkanına bırakılan aküyü ertesi gün alıp köye geri götürürdüm.
Akünün kablolarına Rıza emmi gelir takardı.  Ben takayım dede desemde dedem;
-Dur oğlum akşam ajans var neme lazım bırak Rıza emmin halleder diye beni savardı.

Belkide bu hırstan elektrikçi oldum.

Ajans için toplandıklarında herkes sus pus kulak kesilir kimse konuşmazdı.
Hiç sevmezdim o anları. 
Ajans bittiğinde ise çaylar kahveler içilirken dedemin arkadaşlarıyla konuşup onlardan hikaye dinlemeye bayılırdım.

Ardından TV ler girdi hayatımıza gene ses vermenin ses duymanın yok sayıldığı yıllar 30 yıl kadar sürdü.
Ardından hepinizin bildiği gibi bilgisayar dönemi başladı.

Sonumuzu da akıllı telefonlar getirdi.

Can çekişen kuzunun son ayak darbeleri ne kadar güçlüdür bilirsiniz.
Günün birinde bir deli fişi çekecek.

O deli olmayı öylesine arzuluyorum ki.
Belki eski sesler geri gelecek.

Tekrar affola araya girdiğim için.

Bu arada karaya en yakın olduğun mesafe  bir buçuk iki mil imiş yahu Bülent.










Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 02 Ocak 2017, 16:42:53
En yakın, evet mümkün... o da sizin takip ettiğiniz seyirde. Diğerlerinde biraz daha açık. En uzak 45 mil diye anımsarım, Geledonya-Sündürme arası.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Erman Yerman - 02 Ocak 2017, 17:49:11
Ben yaşadım... hem de neredeyse aynı hislerle yaşadım...

Ama ondan önce tüylerimi diken diken eden birşeyi anlatmam lazım: Şu kısa denizcilik hayatımda daha önce karadan ziyaret ettiğim 2 feneri - Biri Deveboynu diğeri de Gelidonya - denizden geçerken göz yaşlarımı tutamadım çünkü her iki feneri de ziyaret ettiğimde içimden tek bir dilek geçiyordu; bunları denizden kendi teknemle selamlamak. Kattetiğimiz yollar boyunca arkadaşlarımla yaptığımız tartışmalardan biriydi bu, fenerde durup denizi seyretmek mi güzel yoksa gelip geçen bir teknede olmak mı? Burada dostlarla yollar ayrılıyordu benim denizde seyretmem; fenerleri denizden seyretmem gerekiyordu...

Bülent Bey anlatınca birden aynı duyguları tekrar yaşadım.

Yardımcı Burnunu geçerken geceydi; o gece ilk defa tekne ilerledikçe kaçışan balık sürüsünün oluşturduğu eşsiz yakamozu gördüm. Deniz sonsuz bir ışık hüzmesiyken doğuya doğru önümüz sonsuz bir karanlıktı.
Gelidonya diye haykırdım... Fenerin tepesinden şimdi geçtiğim denizlere bakarak kurduğum hayal aklıma düştü yine, nihayet gerçek olmuştu. Kaptan dedim bak Gelidonya Feneri; şaşırdı isimlerini nasıl biliyorumdu. Bizim kaptan içinse sadece bir çakardı. Yapma kaptan Deveboynuna da çakar demiştin. Gözümdeki yaşı karanlık gizlediyse de sesimin titremesini bastıramıyordum.

Kri-kri istikametini Anamur'a doğru vermişken kaptan dümende bense arkam dönük gözüm hep Gelidonya fenerindeydi taa ki küçük bir nokta kalıncaya kadar...Yeniden görüşene dek..Artık belli ki bir hiçliğin içine dalıyorduk.. Radyo susmuştu, telsiz susmuştu...sadece Marmara Ege Haritası yüklü olan chartplotter detay vermez olmuştu. Belli ki artık başka bir diyara giriş yapıyorduk... Benimle yaşıt Kri-Kri, kim bilir ne denizler gezmişti... Acaba buralara daha önce gelmiş miydi? Kıbrıs'a gideriz Kri-Kri, belki de Beyrut'a ne dersin? Belki savaşlar biter de şöyle tadıyla uzun bir Doğu Akdeniz turu atarız Kri-Kri, ne dersin? Uyumuşum...

Sabah uyandığımda sıfır rüzgar, çarşaf gibi bir deniz ve sonsuz bir mavilik; yer mavi gök mavi; başka hiçbirşey yoktu. İrkildiğimi hatırlıyorum ilk defa karadan böylesine kopmuştum; biraz rüzgar olsaydı daha mı iyi olurdu acaba, gerçi kaptan istemiyordu ya.. Saatler ilerledikçe kaygı yerini huzura, hep olmasını dilediğim o eşsiz anlara bıraktı. Müziği kapattım, kaptana gece uyumadın git biraz uyu dinlen dedim; şimdi yalnızca biz vardık; sonsuz deniz, teknem ve ben. Sanki sırf bunun için almıştım bu tekneyi... deniz de bana bir jest yapmıştı, en ufak bir kıpırtı bile yoktu, bir an kendimi Pasifiği geçerken hayal ettim. Bir farkı olmayacaktı ya sadece fazladan birkaç gün daha... gerçi o zaman motor da çalıştırmazdım, ne anlamı olacaktı ki ?

Babam hep sorar oğlum nereden kapıldın sen bu işe diye; hep merak eder neymiş beni bu kadar çeken denizde; deniz niye bu kadar vazgeçilmezmiş benim için:

Söyleyim mi Babacığım: Eğer istersek zamanı ve mekanı yok edebileceğimiz tek yer de ondan, yaşamımızda zaman sürekli hızlanırken; benim bunu yavaşlatabileceğim ve belki yok edebileceğim tek yer deniz. Ondandır yelkenli sevişim, ondadır ahşabı sevişim. Kaçla giderse onla giderim; bir yere yetişmem...Şehrin eteklerindeki vahşiliktir, insanları yiyip bitiren o yarışın içine sızan zamansızlıktır deniz. Bilinmezdir, başka hiçbir yer veremez bunu sana.

Ve şimdi bu uçsuz bucaksız mavilik, bu sonsuzluk hissi kusursuz bir şekilde kavrıyor beni; sadece gidiyorum. Öncesi olmamış, sonrası da olmayacak gibi öylece gidiyorum...   

Öğleden sonra artık gözümüz iskele baş omuzluk - pruva hattında; buralarda artık kara görünmesi lazım... Önce kaptan görüyor kıpkırmızı şahin gözleriyle; ben karartı ararken o sarı bir açıklığı işaret ediyor az solumuzda; gerçeklik öyle çarpıyor suratıma; öyle ya Galapagos'a yaklaşmıyoruz Erman, dağların diz çöktüğü, dağların bile sömürüldüğü bir medeniyete yaklaşıyoruz. Önce insanı görecektin... Sonra burun görünüyor aslında ilk olmasını istediğim gibi ve tam 6 saat sürüyor o burna varmak,
Yetiş Erman, hayat kovalıyor seni...

Çok teşekkür ederim Bülent Bey....
ne zamandır hep ortak olmak istediğim,  paylaşmak istediğim duygulardı,

Sevgi ve Saygılarımla, 
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Tan Kaan Özkan - 02 Ocak 2017, 18:08:54
Çok güzel Erman reis.

Böyle denize dair duygular ortaya saçıldığında, mutluluk kaplıyor içimi.

Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 02 Ocak 2017, 19:19:42
Sevdim çocuk seni. Gel bi Adana'ya.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Alper Yıldırım - 02 Ocak 2017, 19:43:30
Müthiş,,
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Emin Alp Alayunt - 02 Ocak 2017, 20:10:52
Bir gün yine yeniden hergünkü kibin Mandalyadayım. Gece gelmişim teknemi çok özlemişim hemen  yerleştim elektrik su bağlantı işleri filan, bu denizcilik iyi de angaryası çok be neyse ıslak filan ama denizi seviyorum işte sağlam denizciyim evvelallah, açtım vebastoyu keyif keka... Mübarek ön kamaraya sıcak nefes yetiştiremiyor bende orayı ayrıca ısıtıyorum doğayı doğalı çok severim de, neyse vurduk kafayı yattık iki üriner sistem hatırlatması sonrası sabah olmuş... Kahvaltı benim gibi  Barbaros torunu denizci için çok önemlidir, saat 12 gibi biten kahvaltı sonrası şöyle çıktım ortalığa baktım o ne az  8-9 knot rüzgar var ortalık uçuyor şimdi kazıklı körfezi dışında 12- 13 knot oluyordur bu meret, riski göze aldık gittik diyelim halatları çözmek neyse de gelip bağlanması da var bir sürü ıslak soğuk halat filan , yelken açsan bir dert yorulacağız bir yana , kapanmama ihtimali var işin yoksa uğraş dur.  Forumda habire yazılır durur deneyimli kaptan kötü havada belli olur en deneyimlisi kötü havada ortalıkta dolanmaz marinada bekler diye bende öyle yaptım. Marina komşumla aslanlar gibi sahanda yumurtalı öğle yemeğinden sonra bir puro keyfi anlatamam deme gitsin... Akşam çabucak oluyor iyiki çıkmamışız yoksa salaş balıkçıya yetişemiyecektim be yaa... Mükemmel bir salaş ambiyans durumu  ye iç afiyet olsun periyodu sonrası  ertesi gün ne yapmıyacağımızı planlayarak herkes teknesine gitti uyudu... Eeee ne yapalım vermemiş mabut neylesin mahmut bizde yazı yeteneği bu kadar  bu şekilde ilk denizcilik seyrüsefer yazımı da yazmış oldum  sizlere kolay gelsin artık :)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Tan Kaan Özkan - 02 Ocak 2017, 20:17:55
 ;D ;D ;D

Öyle deme abi,
Kimisi yazarak okuyanın hayalinde canlandırır, kimisi yazarken okuyanın tamamen hayal gücüne bırakır. Lütfen yani.  ;)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Erman Yerman - 02 Ocak 2017, 20:53:58
Çok güzel Erman reis.

Böyle denize dair duygular ortaya saçıldığında, mutluluk kaplıyor içimi.

Teşekkürler.
Tan reisim, çok teşekkür ederim. Ama ne yalan söyleyeyim ateşimi Bülent reis yaktı...

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Erman Yerman - 02 Ocak 2017, 20:58:38
Sevdim çocuk seni. Gel bi Adana'ya.
Çok tesekkur ederim abi... Her zaman gelirim, muhakkak buluşup görüşmek isterim...

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Oğuzhan Oğuz - 02 Ocak 2017, 21:13:13
Kalemlerinize sağlık Bülent ve Erman reis. Beraber yapmış gibi olduk seyirleri :)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 02 Ocak 2017, 21:14:08
Edebi ve duygusal metinler yazmak için Antalya Körfezini geçmek lazım galiba. Erman ve Bülent Reis, ellerinize sağlık, harika paylaşımlar.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 02 Ocak 2017, 21:16:17
Edebi ve duygusal metinler yazmak için Antalya Körfezini geçmek lazım galiba. Erman ve Bülent Reis, ellerinize sağlık, harika paylaşımlar.
Alp ve Can Abilerim sizleri pas geçmiş olmayayım, bir çırpıda okuyunca  böyle oldu elinize sağlık.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Emin Alp Alayunt - 02 Ocak 2017, 21:29:45
Edebi ve duygusal metinler yazmak için Antalya Körfezini geçmek lazım galiba. Erman ve Bülent Reis, ellerinize sağlık, harika paylaşımlar.
Alp ve Can Abilerim sizleri pas geçmiş olmayayım, bir çırpıda okuyunca  böyle oldu elinize sağlık.

Ahmetcim millet  bir güzel geziyor bir güzel yazıyor hepinizi kıskanıyorum inan. Zevkle okuyorum hepsini...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: erdal duran - 02 Ocak 2017, 21:33:04
Hepinizin kalemine sağlık. Ne güzel anılar yazıyorsunuz. Aynı duyguları ben Antalya'dan açık denize bakarken yaşar ve bir gün o açıklarda olacağımı hayal ederdim. Sizlere gıpta ediyorum. Sağ olun var olun.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 03 Ocak 2017, 10:59:44
Herkese teşekkürler.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 11:05:15
Biz Bulent ile beraber uc sene once Antalya colunu gecmistik,

Col, bende edebi hicbirsey yaratmadi,

Bulent'te otopilotu bozdu sonra uyudu😎

Sonra kalkti, tamir ettigimiz otopilotun uzerine sarap dokup gene bozdu...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 03 Ocak 2017, 11:11:00
Biz Bulent ile beraber uc sene once Antalya colunu gecmistik,

Col, bende edebi hicbirsey yaratmadi,

Bulent'te otopilotu bozdu sonra uyudu😎

Sonra kalkti, tamir ettigimiz otopilotun uzerine sarap dokup gene bozdu...

Niye ve nasıl uyuduğumu da anlat bari :)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 11:21:39
Sabah uyandigimda,

 ki soyle bir sesle uyandik (o zaman ki ortagi Ahmet'te kayiktaydi)

"Allahini seven, insanevladi yokmu bu kayiktaaaaa" (Hic edebi olmayan bir davranis ile hatta edep disi kufurler ile :)  )

Saat 07.00 Bulent elindeki bir sise sarabi,  otopilota ve havuzluga tattirmis ayni zamanda cildir vaziyette,

Neyse eline gecirdigi bilumum alet ve edavat ile otopilota girisir

Sasirtici bir sekilde otopilot calismaz😎

Tam uc saat otopilotsuz yapilan seyir sonrasi Kumkuyu marinaya varis...

(Neden uyuduguna gelince Bodrum-Mersin Kumkuyu arasinda sadece 2 saat kestirmisti)





Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 03 Ocak 2017, 11:34:53
Hiç küfretmedim. Yalnızca "İnsan evladı olan iskele alabanda yapar" dedim yumuşacık bir sesle.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 12:44:43
zaten sakin ve yumusak bir ses tonuyla soylediğin için kufur sayılmaz :)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ersin Böke - 03 Ocak 2017, 16:45:22
ha ha ha .. offf kasıklarıma ağrılar girdi..  Cengo.. birisi senin diline düşmeye görsün..

Bence edebi duygulara kapıldığı seyir bizden sonraki olmalı.. Özellikle senin olduğun ortamlarda daha ilkel beyine yönelik muhabbetler oluyor genelde..

Hani tecrübe ile sabit.. ha ha ha ...

Of çok güldürdün bu arada beni bu kadar işimin arasında.. Sen ağzıma içki sürmem diyen adama 8 bira, ayrıca kola da içmem diyene de seyir sırasında " nasıl biter ya kola nede benim kolam " diye bağırtmış adamsın.

Bülent'in senin fotoğrafını hatıra olarak koyduğun bu seyri tek kelime ile " efsane" dir.

O seyir bir zorunluluklar seyri idi. Bülent beni çağırmıştı , ben de Cengo yu. ancak Bülent ve Cengo hiç tanışmamışlardı. Be de Bülent'i o zaman sadece bir kez görmüştüm.

Bu kadar zaman geçti, yazmakta bir sakınca yok. O zaman çok daha toyduk tabi. Bülent seyrin sonlarına doğru  Mobidiği arayan Kaptan Nemo kıvamına gelmişti.

Biz de hain isyankar tayfa durumundaydık. Bülent uyurken gizliden yelken açıyorduk filan. Sabah saat 6 sularında yaramaz çocuk edası ile Bülent uyurken cenovayı açmış ve mükemmel bir seyir yapmıştım. Korkumdan motoru bile kapatamadımdı. en ufak bir ses farkında hemen uyanıveriyor çünkü. sadece rolentiye almıştım. Hayatımda yaptığım en güzel seyirlerdendir.

Neden korkuyordun derseniz yine Bülent haklı olarak güvertede kimsenin tek başına kalmasını istemiyordu. Ben de tek başıma kalmak.. Böyle bir köşe kapmaca ile geçti seyir. Ben Kaş'ta işim çıktı bahanesi ile uzadım.. Cengo'yu da ekmiş oldum böylece. Gerçi Cengo da benim gitmem konusunda hmfikir di. (neden acaba?   :) )

Cengo benim bu satışımdan beridir beni çok sever.  ;) O yüzden bir çok başka teknelerde seyre çıkmışlığımız vardır. Hepsinde de aşırı eğlenmişizdir.

Ama Bülent ile yaptığımız seyir her ikimizde de çok önemli bir anı olarak kalmıştır. Tekneye gelenlere nasıl davranılması gerektiğini biz Bülent'ten öğrenmişizdir mesela..

Bülent tabi ve doğal olarak bizi bir daha hiç bir seyrine çağırmadı. Muhtemelen edebiyat yönünü törpülediğimizdendir diye düşünüyorum. Ne dersin Cengo..  :) :) :)

Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: O.Utku Uçkan - 03 Ocak 2017, 18:07:40

Çocukluğum radyonun üç beş evde bulunduğu bir muhitte,  dedemlerin yanında köyde geçti.
Üç beş evden biri dedemin evi idi.

Demek ki her evde radyo varmış ama deden senin gibi çok sevilen bir zatı muhterem zevat olduğundan cihetle ahali yanında acans(ajans:haber) dinlemeyi tercih eylermiş  :)  .

Beni dolmuşa bindiriler şehre yollarlardı.  Balta baş Reno dolmuşlar, 16 km lik yolda üç defa bozulur
bazen birkaç kere lastik patlar neredeyse 1-2 saatte şehre varırdı.


O zamanlarda da bir terso luk hafiften başlamış mı nedir ;)


Bu arada karaya en yakın olduğun mesafe  bir buçuk iki mil imiş yahu Bülent.


En uzağında zaten kendini okyanuta hissetmesinin nedenseli bundan kaynaklanıyor (Bülent'e de bu arada dokundurmasak adımız neden terso olacak de mi )  :)  .


Bu arada hoş bulduk demiş miydim ?


Dede
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 21:56:32
Film repligi olacak ama,

Hastasiyiz Dedeeeee hosgeldin...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 22:06:02
ha ha ha .. offf kasıklarıma ağrılar girdi..  Cengo.. birisi senin diline düşmeye görsün..

Bence edebi duygulara kapıldığı seyir bizden sonraki olmalı.. Özellikle senin olduğun ortamlarda daha ilkel beyine yönelik muhabbetler oluyor genelde..

Hani tecrübe ile sabit.. ha ha ha ...

Of çok güldürdün bu arada beni bu kadar işimin arasında.. Sen ağzıma içki sürmem diyen adama 8 bira, ayrıca kola da içmem diyene de seyir sırasında " nasıl biter ya kola nede benim kolam " diye bağırtmış adamsın.

Bülent'in senin fotoğrafını hatıra olarak koyduğun bu seyri tek kelime ile " efsane" dir.

O seyir bir zorunluluklar seyri idi. Bülent beni çağırmıştı , ben de Cengo yu. ancak Bülent ve Cengo hiç tanışmamışlardı. Be de Bülent'i o zaman sadece bir kez görmüştüm.

Bu kadar zaman geçti, yazmakta bir sakınca yok. O zaman çok daha toyduk tabi. Bülent seyrin sonlarına doğru  Mobidiği arayan Kaptan Nemo kıvamına gelmişti.

Biz de hain isyankar tayfa durumundaydık. Bülent uyurken gizliden yelken açıyorduk filan. Sabah saat 6 sularında yaramaz çocuk edası ile Bülent uyurken cenovayı açmış ve mükemmel bir seyir yapmıştım. Korkumdan motoru bile kapatamadımdı. en ufak bir ses farkında hemen uyanıveriyor çünkü. sadece rolentiye almıştım. Hayatımda yaptığım en güzel seyirlerdendir.

Neden korkuyordun derseniz yine Bülent haklı olarak güvertede kimsenin tek başına kalmasını istemiyordu. Ben de tek başıma kalmak.. Böyle bir köşe kapmaca ile geçti seyir. Ben Kaş'ta işim çıktı bahanesi ile uzadım.. Cengo'yu da ekmiş oldum böylece. Gerçi Cengo da benim gitmem konusunda hmfikir di. (neden acaba?   :) )

Cengo benim bu satışımdan beridir beni çok sever.  ;) O yüzden bir çok başka teknelerde seyre çıkmışlığımız vardır. Hepsinde de aşırı eğlenmişizdir.

Ama Bülent ile yaptığımız seyir her ikimizde de çok önemli bir anı olarak kalmıştır. Tekneye gelenlere nasıl davranılması gerektiğini biz Bülent'ten öğrenmişizdir mesela..

Bülent tabi ve doğal olarak bizi bir daha hiç bir seyrine çağırmadı. Muhtemelen edebiyat yönünü törpülediğimizdendir diye düşünüyorum. Ne dersin Cengo..  :) :) :)



Haklisin, bizden sonraki seyirlerde bizden baska dusunecegi bir sey kalmadigi icin isin edebi tarafi cok kuvvetlendi Bulent'te.

Saka bir yana hakikaten cok keyifli bir seyirdi. Bodrum, Kas, Mersin.

Kas' ta Boke'nin isinin cikmasi :)

Bulent'in hic uyumamasi ve tedirginligi,

adama uyusun diye en kotusunden (kayikta kalan son alkol nevi) uzo yu zorla icirip sizmasini saglamamiz,

... Rodos adasinin git git bitmemesi ve inen yuzlerce ucak,

Boke'nin pupadan gelen (dalga kictan gelsin isterse kol gibi gelsin lafi yalan) 5mt boyundaki dalgalardan hic urkmemesi :)

Kumkuyu marina'ya vardigimizda palamari tutanin simdi ismini hatirlayamadigim bir geko olmasi (Ender Avcu)

Ayrica su Leros hikayesini bir gun eksiksiz bir sekilde tum detaylari ile yazacagim, kizmaca darilmaca yok :)

Tupte sokella :)
Leros'ta yasanan Leros'ta kalmayacak herkes bilsin zamani geldi...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ersin Böke - 03 Ocak 2017, 22:15:57
Harbiden.. iyiydi be.. Dalgalar da sıkıydı.. amabenim derdim, Rodos a girmekti.. Olmadı Kıbrıs.. Ne hayaller kurduyduk.. Hepsi hayal kaldı.. Alacğın olsun Bülent, bize bir Kıbrıs borçlusun..
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 22:18:27
Bulent edebi bir adam,

ne seni ne beni bir yere goturmez,

uretkenligini etkiledik adamin :)

En son Adana bulusmasinda kose bucak kacti benden...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 03 Ocak 2017, 22:42:52
Bulent edebi bir adam,

ne seni ne beni bir yere goturmez,

uretkenligini etkiledik adamin :)

En son Adana bulusmasinda kose bucak kacti benden...
İkinizi birlikte hiç bir yere götürmez
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 22:48:15
En dogru teshis bu :)
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ersin Böke - 03 Ocak 2017, 23:10:11
O kesin..Ha ha ha ..
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Cengo - 03 Ocak 2017, 23:44:14
Hadi Adana'ya gidelim Ocak sonunda?
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 04 Ocak 2017, 10:02:32
Hadi Adana'ya gidelim Ocak sonunda?

Hadi gelin.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Ersin Böke - 04 Ocak 2017, 10:47:04
Düsseldorf' ta fuar var.. Ben oraya gidicem..
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 04 Ocak 2017, 11:28:12
Bulent edebi bir adam,

ne seni ne beni bir yere goturmez,


Bay-Te ve biri daha var. İkisi de gencecik. 30 var yok.
Bir gün işte sıkça olduğu gibi, öğlen ocakbaşına kurulmuşuz, soylemişiz 20'lik, kıyma pişiyor bir yandan,
sohbet :

BayTe : Abi bizi Kıbrıs'a götür bir gün ya.
BayX   : He abi ya...
BayTe  : Abi çok eğleniriz, hem sen de yol yaparsın,
BayX   : Valla abi, çok güzel yerler var iyi eğleniriz, değişiklik olur, kafamız dağılır.

Ben     : Tamam çocuklar, bahara doğru, söz olsun.
BayTe  : nerede abi marina
Ben      : Karpaz , teknede kalırız.
BAy X   : Hııı.... Abi otelde kalsak?
Ben      : Siz kalın.
BayTe  : Nerede abi otel, Girne'de mi? Çok güzel ora, eğlenecek çok yer var, tam dağıtırız.
Ben     : Yok yok. Girne Uzak. 100 km.  Çok güzel bir yer var Dipkarpaz'da. Otel şahane, bahçe içinde tek odalar.... ıssız sessiz, keçiler, nefis doğa.
       

BayTe  : Abi?  Otel... keçiler?
Ben     : Hı hı... ruhunuz dinlenir,
BayX   : Abi sen ne diyon ya, biz uçakla gideriz abi sen sağol.

Bir yudum rakı aldım. Kıyma şahane!
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Can Deniz <Ercan H> - 04 Ocak 2017, 15:25:28
E tabi adamlar bekar,
ne işi var günlük 6-7 litre süt veren Saanen keçilerinin ardında.

(http://www.torunoglutohum.net/tkei/t2_1265996121.jpg)

Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Suat Zeybek - 05 Ocak 2017, 19:06:01
Biliyorum o körfezi ve de tüm yönlü geçişleri....
Ha bir de senin bir kahve içimlik de olsa beni görmek için P.Geneviz'e gelişini de hep keyifle hatırlıyorum....
Sağolasın, var olasın....
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 06 Ocak 2017, 11:14:11
Abi sen sağol. Yakında sık sık Antalya'ya geleceğim zaten.Kahveyi aşarız.
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Mücahit Karabaş - 07 Ocak 2017, 00:29:20

    Gemi trafiğinin pek az olduğu bu yerde insan olduğunuzu  anımsarsınız. Yapmak zorunda olduğunuz her şey, "look"- "bak, bana bak" demek için değildir. Yalnızca kendiniz için yapmak zorundasınızdır. Selametle hedefinize varmak için uyur-yemek yer- motorunuzu-yelkenlerinizi dinlersiniz. Altınızda 3.000 metreyi aşan  derinlik, dört yanınız alabildiğince mavi. Dalgalar. Gece çökünce mutlak karanlık. Uzaklarda bir yerlerde tesadüfen göreceğiniz bir kırmızı bir yeşil ışık mutlu eder sizi. Duyulabileceğinizi bilmenin mutluluğunu yaşarsınız. 'Yalnız değilim' dersiniz. Bilirsiniz, bir şey olsa, size bakmayacak sizi duyacak, bir ikon yollamak yerine ses verecektir. Sahici bir iletişiminiz olacak, konuşacaksınızdır. Güven duyarsınız. O tanımadığınız kırmızı-yeşil ışığa güven duyarsınız.
     
Harika bir yazı olmuş. Eline , zihnine sağlık. Ben de Masal'ın bir köşesinde  körfezi geçiyormuşum gibi hissettim. Benim de aklımdan şunlar geçti;

Belki o sırada küçüklüğünüzde gördüğünüz bir rüyadasınızdır. O kırmızı yeşil ışığı da bilinç altınız koymuştur oraya. Büyüdüğünüzde karanlık sularda yalnız kalmayın diye  Hayallerine kavuşmuş kahramanına küçük bir hediye...
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Şevket Civelek - 07 Ocak 2017, 12:33:40
👏 teşekkürler
Başlık: Ynt: Antalya Körfez Geçişi Uzun Sürer.
Gönderen: Deniz Akaltan - 19 Kasım 2017, 19:19:36
Antalya Körfez geçişi, iki gariban denizci, koca karınlı bir kayık, 15-20 knot aralığında mutedil Batı rüzgarı, gökyüzünde parlayan dolunay ve aylardan Mayıs. Sevgili Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemisiyle çatışma rotasına girdiydik.

Gemi sertleyen hava nedeniyle Antalya Limanı'na dümen tutmuş, biz ise kıçtan gelen dalgalarla sörf yapa yapa 8-9 mil hızla Anamur yönünde seyir halindeyiz. Gemi bizi telsizden koordinatlarımız da vererek İngilizce ve Türkçe birkaç kez çağırmış ancak vardiyadaki gariban hiç üstüne alınmamış. :) Uykumun ortasında uyandırıldım, kokpite projektör tutan, uyku sersemi bana transatlantik gibi görünen bir gemi 500 metre ileride ve borda bordaya Antalya Limanı'na doğru seyir halindeyiz :)

Aldım makinayı boşa, uslu uslu bekledik gururumuz Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin bizi geçip gitmesini ve tekrar rotamıza girdik
ha ha ha .. offf kasıklarıma ağrılar girdi..  Cengo.. birisi senin diline düşmeye görsün..

Bence edebi duygulara kapıldığı seyir bizden sonraki olmalı.. Özellikle senin olduğun ortamlarda daha ilkel beyine yönelik muhabbetler oluyor genelde..

Hani tecrübe ile sabit.. ha ha ha ...

Of çok güldürdün bu arada beni bu kadar işimin arasında.. Sen ağzıma içki sürmem diyen adama 8 bira, ayrıca kola da içmem diyene de seyir sırasında " nasıl biter ya kola nede benim kolam " diye bağırtmış adamsın.

Bülent'in senin fotoğrafını hatıra olarak koyduğun bu seyri tek kelime ile " efsane" dir.

O seyir bir zorunluluklar seyri idi. Bülent beni çağırmıştı , ben de Cengo yu. ancak Bülent ve Cengo hiç tanışmamışlardı. Be de Bülent'i o zaman sadece bir kez görmüştüm.

Bu kadar zaman geçti, yazmakta bir sakınca yok. O zaman çok daha toyduk tabi. Bülent seyrin sonlarına doğru  Mobidiği arayan Kaptan Nemo kıvamına gelmişti.

Biz de hain isyankar tayfa durumundaydık. Bülent uyurken gizliden yelken açıyorduk filan. Sabah saat 6 sularında yaramaz çocuk edası ile Bülent uyurken cenovayı açmış ve mükemmel bir seyir yapmıştım. Korkumdan motoru bile kapatamadımdı. en ufak bir ses farkında hemen uyanıveriyor çünkü. sadece rolentiye almıştım. Hayatımda yaptığım en güzel seyirlerdendir.

Neden korkuyordun derseniz yine Bülent haklı olarak güvertede kimsenin tek başına kalmasını istemiyordu. Ben de tek başıma kalmak.. Böyle bir köşe kapmaca ile geçti seyir. Ben Kaş'ta işim çıktı bahanesi ile uzadım.. Cengo'yu da ekmiş oldum böylece. Gerçi Cengo da benim gitmem konusunda hmfikir di. (neden acaba?   :) )

Cengo benim bu satışımdan beridir beni çok sever.  ;) O yüzden bir çok başka teknelerde seyre çıkmışlığımız vardır. Hepsinde de aşırı eğlenmişizdir.

Ama Bülent ile yaptığımız seyir her ikimizde de çok önemli bir anı olarak kalmıştır. Tekneye gelenlere nasıl davranılması gerektiğini biz Bülent'ten öğrenmişizdir mesela..

Bülent tabi ve doğal olarak bizi bir daha hiç bir seyrine çağırmadı. Muhtemelen edebiyat yönünü törpülediğimizdendir diye düşünüyorum. Ne dersin Cengo..  :) :) :)



Hatırlıyorum ben bu seyri :)

Telefonla katılmıştım bir bölümüne... Kıçtan gelen dalga deyince düştü jeton...