Hava tahmini dediğimiz şey günümüzde artık bir "tahmin" değildir herşeyden önce. Bir simülasyonun çıktılarıdır, bu konuda çalışan bilim insanlarını eleştirmeden bazı şeyleri netleştirmek lazım.
Gezegenlerin 10.000 yıl önce nerede olduklarını büyük bir kesinlikle biliyoruz, 10.000 yıl sonra nerede olacaklarını da öyle. Ancak 3 gün sonraki havayı tam bilemiyoruz. Bu niye böyle sorusu güzel bir soru, oradan başlamak lazım. Cevabı tek kelime: kaos.
Hava ve atmosfer olayları kaotik mekanik dediğimiz sınıflandırmaya giriyor. Ne demek kaos? Bir sistem ne zaman kaotik olur? Bunun basit bir tanımı var: başlangıç koşullarına hassas bağlılık gösterdiği zaman. Yani bir sistemde başlangıç koşullarından birini azıcık değiştirdiğinizde kısa sürede şaşırtıcı biçimde farklı tepkiler elde ediyorsanız ona kaotik sistem diyoruz.
Öyle çok karmaşık çok parçalı olmasına gerek yok kaotik bir sistemin. Iki tane sarkacı arka arkaya takın buyrun size kaos. Yani sistemdeki parça sayısı ile ilgili değil hareket denklemlerinin doğrusal olmamasından kaynaklanır genelde.
Buna misal olarak hep "kelebek etkisi" örnek gösterilir. (Yani dünyanın diğer yarı küresinde kanat çırpan bir kelebeğin burada kasırga tetikleyicisi olma ihtimali) Ne doğru bir tevafuk ki buradaki örnek de meteoroloji üzerinden seçilmiş.
Peki bu kadar hassasiyet söz konusu ise nasıl incelenir kaotik sistemler? Model ve simülasyonlarla tabii ki... Başka ne yapabiliriz ki...
Meteoroloji örneğine döner isek bugün kullanılan modellerin en popülerlerinden biri olan GFS (global forecast system) çok isabetli bir biçiminde dünyayı bir bütün olarak ele alır ve aralarında 13 km lik mesafeler olan noktalar ile modeller. Bu noktalardan her birinde sıcaklık, basınç, nem, rüzgar hızı, vs. gibi temel parametreler hesaplanır, yapılabildiği kadar anlık ölçümlerle güncellenir ve temel akışkanlar mekaniği denklemleri nümerik olarak yürütülerek belli bir zaman adımı sonra ne olacağı hesaplanır. Günümüzde meteorolojik "tahmin" budur. Temel denklemlerin hepsini biliyoruz ama aşırı derecede non-lineer ve çiftlenimli olduklarından analitik olarak çözemiyoruz. Nümerik olarak çözünce de ancak bu kadar oluyor işte...
Elbette ki incelenen konunun kaotik tabiatı gereği zaman geçtikçe başlangıç koşullarındaki belirsizlik birkaç gün sonraya daha sert etki etmeye başlıyor ve gerçekte olan ile model arasında uyumsuzluklar artıyor. Daha hassas simülasyonlara gitmek istediğiniz zaman sizi sınırlayan şey genelde hesap gücü yetersizliği oluyor. Yanlış anlaşılmasın meteorolojiye harcanan para az buz değildir ve ciddi süper bilgisayarlar bu işlere koşulmasına rağmen elimizdekinin teoride ve pratikte en iyisi bu. Bu muhtemelen sonu hiçbir zaman gelmeyecek bir "iyileştirme" sürecidir.
Mevcut durumda normal havalarda 3 gün sonrasını çok başarılı (ortalamada %80 diye hatırlıyorum) bir biçimde bilebiliyoruz. Medicane örneği ise ekstrem bir örnekti. Alçak basınç oluşup yürümeye başladıktan sonra modeller de yürütülmeye başlandı ve Türkiye kıyılarına ulaşılabileceği öngörüldü. Hiçbir bilim adamı bunu kafasından atarak söylemedi. İnsan sezgisinin belki de en güvenilmemesi gereken tabiat hadisesi meteoroloji bence.
Asırların verdiği ampirik tecrübe elbette ki değerli ama pozitif bilim anlamındaki yeri tartışılır bugün. Modellerin ve bilgisayar simülasyonunun sonucu verdi bu tahminleri 2-3 gün önce. Elbette ki mora yarımadası ve binlerce minik minik adanın arasından geçmesi ve bunların yarattığı öngörülemeyen "kelebek etkileri" o çözünürlükte tahmin yapmayan modellerin çuvallamasına neden oldu. Benim takip ettiğim bütün aklı başında meteorologlar da 24 saat öncesine kadar kesin konuşmamak lazım dedi. Kendilerini garantiye almaya çalıştığını zannetmiyorum bu insanların, o ilmin gerektirdiği şekilde konuşuyorlar ve yapılan uyarıları (her ne kadar tutmadı ise de) değerli buluyorum. Eldeki veriler ışığında olası bir ihtimal dile getirtildi çünkü...
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier