Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Yengeç karada...

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#570: 20 Ekim 2020, 00:59:32
Eğer bir arazim olsa kayığı koyacak, inan bana bitsin istemem bu işler. Bir o kadar da keyif alıyorum aslında. Ama memleketin vahşi düzeni bezdiriyor insanı...

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#571: 20 Kasım 2020, 21:11:11
Bizim buralarda son durumlar yine biraz karışık. Son olarak tekneyi taşıyamayıp marina ile sözleşmeyi 6 ay daha uzatmıştım. Hemen ardından marina bir gün içinde iki kez arayıp tüm ayarlarımı bozmayı becerdi.

İlk aramalarında üzerindeki çadır ve kenarda duran direğim için fark istediler. Elimden geldiği kadar kabalaşmadan direğin teknenin direği olduğunu, evimden getirmediğimi, tekne bakım-onarımı için kara parkta olduğu sürece tekneye ait çeşitli donanımlar için yere ihtiyacım olduğunu anlatıp böyle bir fark ödemeyeceğimi belirttim. Çadır içinde daha önce de ödemediğimi, bundan sonra da öde-ye-meyeceğimi anlattım. Daha oh bile çekemeden ikinci bir telefon daha geldi. Olaylar hepten eğlenceli bir boyuta taşındı. Dediler ki, teknenizi bulunduğu yerden kaldırmamız gerekiyor. Nedenini sordum, güvenlik dediler. 11 ay sonra mı farkettiniz buranın güvenli olmadığını dedim, yeni düzen dediler. Şimdi, taşıyacağım diye dağıttığım çadırı yeniden toplamışım ki 5 günümü almış, diyorlar ki çadırı sök, taşınıyorsun. Ben daha çadırı tekrar nasıl kurarım diye düşünürken demezler mi, yeni yerinizde çadır kuramayacaksınız. İyi de dedim, teknem boyanacak. Nasıl olacak o iş açıkta. Tüm marinayı boyarım valla dedim. Biraz tartıştıktan sonra orta yol olarak bir an evvel boya işini bitirip, sonra taşınması konusunda neredeyse anlaşıyorduk ki asıl bombayı sona saklamışlar. Söz konusu taşıma işlemi için "taşıma ücreti" ödemem gerekecekmiş. Bu sonuncusu artık bardağı taşıran son damla oldu.

Bir süredir parasızlıktan iş durmuştu zaten. Şimdi bir de üzerine belirsizlik eklendi. Bu boşlukta bende banyo tezgahlarını falan söküyorum, iş iskelesini adam ediyorum falan...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 76
Ynt: Yengeç karada...
#572: 22 Kasım 2020, 14:02:55
"Bedava tekne almak pahalı bir iştir" diye bir İngiliz atasözü varmış. ?0-? Sana daha çok sabır dilemekten başka birşey yapamıyoruz sevgili Hakan. "Sabrın sonu selamettir" de güzel bir Türk atasözüdür netekim  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#573: 23 Kasım 2020, 09:45:09
"Bedava tekne almak pahalı bir iştir" diye bir İngiliz atasözü varmış. ?0-? Sana daha çok sabır dilemekten başka birşey yapamıyoruz sevgili Hakan. "Sabrın sonu selamettir" de güzel bir Türk atasözüdür netekim  :)
Sıkı laf etmiş İngiliz dedeler. :) Sağolasın Nur...

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Yengeç karada...
#574: 23 Kasım 2020, 10:15:02
Hakan kolay gelsin,
Marinanın bahsettiğin tutumu normal birini katil eder. Tahmin ediyorum Göcek için özel bir durum. Diğer marinalarda bu kadar köy kurnazlığı yapılabileceğini sanmam.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#575: 23 Kasım 2020, 10:17:27
Ya inan bazen bana mıdır bunların kıllığı diye düşünüyorum :)

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#576: 27 Kasım 2020, 22:48:25
Marina tarafında ürkütücü bir sessizlik var günlerdir. Sonu hayrolsun bakalım. Sonunda atölyedeki işlerin de biraz olsun hafiflemesiyle Yengeç'te zaman geçirmeye başlayabildim. Fakat durum korkutucu. Nereden başlayacağımı bilmiyorum desem yeridir. Önce şaft kovanını yataklayan betonu kırayım dedim, arkadaş o nasıl beton, 33 yıl sonra hala "beton" gibi maşallah. Bir hilti bulana kadar onu bir kenara bırakıp banyo ve mutfak tezgahlarını adam edeyim dedim. Tam onları tekneden çıkartacaktım ki, "dur ulan, önce bir ortalığı biraz toplayıp, temizleyeyim" dedim. Temizlik yaparken mutfak tezgahının altındaki farş ve raf gözüme takıldı, yenilemek için söktüm. Onları sökebilmek için üzerine monte buzdolabı kompresörünü sökmem gerekti. Kompresörü sökmüşken ona da bir kasa yapayım dedim ki birden dank etti, gidişat kötü. Her ne yapıyorsan bırak dedim kendi kendime. Bir iki gün kafa dağıtacak kıytırık işlerle vakit harcamaya karar verdim. Böylelikle giriştim banyo tezgahlarına. Küçük tezgahın önce verniğini kazıdım sıcak hava tabancası ile. Sonra el ile sıkı bir zımpara çektim. Şimdi açılan kenarlarını Semparoc'la basacağım. Ardından iki kat daha zımpara, sonra vernik... Arada büyük tezgahı da kazıdım, bir ucundan başladım zımparasına. Hafta başı geriye kalan mutfak tezgahını da kazıdıktan sonra toplu zımpara seansı başlar.

   

Bu arada aylardır boylu boyuna, tembel tembel uzanan ve kapladığı yer ile de marinanın ekstra bedel istemesine sebep olan görkemli direği yüklenip taşıdık laf edemeyecekleri bir yere. Daha doğrusu laf edebilecekleri ama para isteyemeyecekleri bir yere :) Daha önce bahsetmiştim, o kadar özendiğim daha altı yaşındaki direğim gurcata bağlantılarından yürüyen su ile kısmen hasar görmüştü. Sonunda bir marangozla giriştik ona da. Düşündüğüm kadar kötü değilmiş, rahatladım. Çürükleri temizlerken farkettik ki, ağaçları basarken kullandıkları vidaları çıkartmamışlar. Ahşap içerisinde bu cidden büyük bir sorun. Sika vs herhangi bir kimyasal da kullanılmadan atılmış bu vidalar suyu da yiyince çürümüş ve oldukları yerleri de çürütmüşler. Aslında yürüyen su çok da ciddi sorun olmayabilirmiş bu lanet vidalar olmasa. Sonuç olarak başladık tamirata. Bir kaç güne biter.



Bilmem kaç bin parçalık puzzle'da son durumlar böyle...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#577: 14 Aralık 2020, 19:19:09
Yengeç'te sükunet hakim hala. Malum para bitti. Yeniden paralanana kadar, ki nasıl olacağını bende bilmiyorum henüz, bu sükunet devam edecek gibi duruyor. Bu arada boş durmayıp ıvır zıvır işlerle vakit geçirmeye devam ediyorum. Bu ıvır zıvır işlerden biri ki, aklı selim bir adam için aslında bayağı kallavi ve majör bir iş, mekaniğin revizyonu. Fakat benim hatunun iş yükü içerisinde ancak ıvır zıvır kategorisinde şu aşamada.

Neyse, malum, şaftı alalım derken tüm mekaniği hamuduyla hatta bir miktar da betonuyla almıştık. Geçen hafta bir fırsatını bulup önce yekpare gelen şaft-kovan-iç glen sistemini bir birinden ayırmaya denedik. Sanırım söz konusu beraberliğin bir otuz yılı olsa gerek ki, ilk denemeler fiyaskoyla sonuçlandı. Yengeç'in şaft kovanı 167 cm boyunda paslanmazdan imal bir boru nihayetinde. Ancak bu tür teknelerde şaftı yataklamak için çok fazla seçenek olmadığından kovanın pervane tarafındaki girişinde bir fiber yatak çakılı. O yatak beş yıl önce Kaş'ta çakılmıştı. Yatak ve şaft neredeyse kaynamış. Baş aşağı dikip, glenden yatağa doğru hatırı sayılır bir miktar porçöz boca edince biraz araları açılır gibi oldu. Fakat yine de pürmüzle tavlayana kadar yerinden oynamadı. Bir kaç saatlik uğraşın sonunda şaft, kovan ve hatta salmastralı iç glen birbirinden ayrılabildi.



Şaftın durumu genel olarak fena görünmemekle beraber glene bağlanan kısmında bir miktar korozyon ilk göze çarpan sorun. Henüz bağlayamadık ama tornada balansını kontrol ettikten sonra önümüzdeki dönem için kendisiyle devam edip etmeyeceğimize karar vereceğiz. Kovan neden ve nasıl bilmiyorum ama bildiğin eğik çıktı. Yani tabi ki öyle "U" gibi falan değil ama kendisinden beklenmeyecek kadar kaçık. Onu yazdık bir kenara, hatta bir dost sağolsun bulduk alternatifini. Kovanın boyunda küçük bir revizyon olacak ki, biraz da şaftın durumuyla ilgili. Ona göre ölçüyü netler netlemez yenisi gelecek.

İç gleni artık kullanmamaya karar vermiştim. Sulu sistem bir şaft körüğü ile hayata devam edeceğiz artık. Tabi bu durum bir dizi revizyonu da kaçınılmaz kılıyor. Yeni bir kaplin, körük bağlantısı için bir dudak, benim usta öyle diyor, her seferinde gülüyorum vs vs...

Tabi tüm bu yukarıdakiler hiç bir şey değilmiş. İş kısmen kırılan betonu kırmaya geldiğinde çok çirkinleşti. Arkadaş o nasıl bir beton yahu... Zaten hacim can sıkacak kadar büyük. Yetmezmiş gibi beton değil de tam yerine kaya alıştırmışlar sanki. İlk başta mütevazı bir çekiç ve irice bir tornavida ile giriştim ki ilk iki darbeden sonra ben de güldüm kendi kendime. İkibuçuk kiloluk çekiç ve yepyeni bir murç ikilisi ile giriştim, birbuçuk saatin sonunda ucundan tırtıklayabildim ancak. İş bir hilti bulmaya geldi dayandı. Yarın bir de hiltiyle girişeceğim bakalım.

Bu beton kısmı pek bir neşeli. Daha önce de neden bilmiyorum, Hamdi (Atalay) ile üzerine konuşmuştuk ve betondan kurtulmamı ve yerine benmari usülü reçine kullanmamı önermişti. O zaman da kafam çok basmamıştı ne yalan söyleyeyim. Sonra birisi, ki inatla hatırlamıyorum kim olduğunu, Sika'nın bir malzemesini önermişti. Benim motorcu zift ya da beton dedi. Başka bir arkadaş epoksi, bir başkası polyester+zift önerdi. Üzerine bolca kafa yorduktan sonra Hamdi'yi aradım bugün, anlatmasını istedim nasıl yapacağımı. Bu sefer süreç iyice gözümde canlandı. Fakat şöyle bir sorun var, doğal reçine nereden bulunacak, kilosu kaç para gibi kritik sorular henüz yanıtsız. Betonu zaten eledim, ahşaba tutunmayacak bir malzeme artık epoksi-elyaf uygulanmış bir teknede seçeneklerin dışında. Ya da farklı bir uygulama gerekecek. Zift nereden alınır, o miktarda zift nasıl eritilir, teknenin üzerine alınır, oradan makine dairesine indirilir ve o daracık yerde nasıl dökülür, hayal edesim bile yok. Hele ki benim sakarlığım da eklenince ürpertiyor insanı... Reçine için de aynı endişeler söz konusu tabi ki ama nedense zift daha bir korkutucu geliyor bana :) Bu arada kabaca bir tahminle hali hazırda rahat 200 kg kadar beton olduğunu tahmin ediyorum. Her nasıl bitecekse eğlenceli ve acılı bir deneyim olacağı şimdiden aşikar bu işin :)

Bu arada direğin tamiri bitti. Zımparası neredeyse bitmek üzere. Bir sonraki hafta iki-üç kat epoksi reçine emdirilip sırasını beklemek üzere paketlenecek. Dolayısıyla Alüminyum direk arama fantezisi de sona erdi. Daş gibi oldu maşallah Bir de bu haftasonu mallık edip, havalandırmak için açtığım 3-4 metrelik kısmını açık bırakmayaydım, yağmuru yemeyeydi daha da iyi olacaktı ama oluyor işte

 

Yine bir can sıkıntısı anında, sermayesiz uğraşlardan biri de ıstralya ve çarmık ayaklarının temizliği oldu. Ne zamandır bir köşede durup duruyorlardı. Yarım gün de onlarla eğleştim, mis gibi oldular.

Şimdi bu haftanın iki temel uğraşı, direğin ıslanan ahşabını kurutmak ve makine dairesini toparlayarak bir hafta içinde motoru yerine koymak.

Özellikle ikincisi çok iddialı bir uğraş. Makine dairesi detaylı temizlenecek, vana kovanlarının yerleri tekrar açılacak, elektrik tesisatını taşıyan kablo kanalları değişecek, hidrolik hortumları sökülecek, egzoz çıkışı bağlanacak... kısacası motor gelince yapılamayacak işler bir bir hallolacak. Ve ardından asıl başa bela olacak işe gelecek sıra, çatının bir kısmının açılması. Özellikle motoru bindireceğimiz kısmı öyle sağlam çaktık ki lodoslara karşı, bu da çok acılı olacak...
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Yengeç karada...
#578: 14 Aralık 2020, 21:23:50
Kolaylıklar diliyorum Hakan. Bitince kruvazör gibi olacak kesin


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#579: 14 Aralık 2020, 23:35:38
Bende ermiş gibin bir şey olacağım herhalde :)
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Yengeç karada...
#580: 15 Aralık 2020, 10:14:26

   Hakan'cığım yazdığın her satırı okuyorum ve benzetmemi mazur gör kabus gibi geliyor. Tanrı sana sağlık ve kuvvetli bir beden ve dahi cüzdan versin diyorum.  :-\

   Oyalanmak için yapıyorum dediklerin bile bana göre büyük iş ve bunları yaptırmaya kalksan çok ciddi paralar olduğunu gayet iyi biliyorum. :)xx
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#581: 15 Aralık 2020, 10:16:53
Kardeşim sıkça beni şu sırtında haç taşıyan İsa figürüne benzetiyor, kızamıyorum :)

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#582: 29 Aralık 2020, 20:53:16
Geçtiğimiz hafta marinaya 32.098 tl daha toka edince süregelen atalet durumu süregitmeye devam ediyor Yengeçte. Bir türlü başlayamadık şu boya işine. Ama gözümde büyüyen işlerden biri daha bugün geride kaldı. Mekanik revizyonu kapsamında, yaklaşık 35 yıl önce dökülmüş kovanı sabitleyen beton bugün en sonunda kırıldı, temizlendi ve altında kalan ahşaplar otuz küsur sene sonra tekrar günışığı gördü.


 

Şimdi, 8 çuval beton molozu çıkarttığım bu alan, yeni şaft, yeni kovan, yeni şaft körüğü, yeni şaft yatakları ve yeni esnek kaplin tedarikinin ardından bu kez Hamdi'nin (Atalay) tavsiyesi üzerine doğal reçine ile doldurulacak. Sağolsun bu kez nasıl yapacağımı da anlattı. Tek sorun bu kadar (150 kg kadar) reçineyi kaça bulacağım ve nereden bulacağım hakkında hiçbir fikrim olmaması  :P
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Yengeç karada...
#583: 30 Aralık 2020, 09:36:32
Dolgu altındaki ağaçlarda temiz çıkmışlar, bu güzel bir şey. Hiç su yürümemiş demekki.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: Yengeç karada...
#584: 30 Aralık 2020, 13:29:52
Omurgaya yakın ağaçlarda biraz nem var, o kadar. Ağaçlar sağlam, süngerleşen, mantarlaşan vs ağaç yok. Şimdi hazır açık haldeyken bir kaç gün kurutacağım.

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

 
Yukarı git