[Kenan Biçen]

 Link de vereyim de tam olsun.
10 bölüm Türkçe alt yazılı.
https://www.dizibox5.com/diziler/the-terror/

[Özgür Ökten]

Buyurun ilginç bir kısa film: MAYDAY RELAY


Konusu: "Akdeniz'de yatlarıyla seyahat etmekte olan bir baba ve kızı, zor durumdaki bir tekneden acil durum çağrısı alırlar. Acil durum çağrısına cevap verirler ve teknenin rotasını değiştirirler. Fakat durum hakkında daha çok bilgi edindikçe, zor bir ikilemde kalırlar."

Fragman:


Filmin Tamamı:


Web Sitesi: https://maydayrelay.eu/

Türkçe altyazısı: https://www.turkcealtyazi.org/mov/6205530/mayday-relay.html

[Mehmet Atay]

Ya bu forumda ya da diğerinde deniz konulu filmleri konuşurken, 2002 Oscar sahibi “İl Mediterraneo” (Akdeniz) filmini konuşmuştuk.
DVD’si ortalıkta çok az olan bir filmdi.
DVD’si bende vardı...
Ben mesajı ortaya koyayım, bakalım kim alacak ?
 

Tamam tamam.

Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ...
Ne kebap yerim ama...

[Bülent Büyükdağ]

Bİliyorsun, yakında geliyorum. Ama önce gelirsen, daha bi şahane olur.

[Mehmet Atay]

Sen filmi kopyaladın mı?
Bizim evde neredeyse DVD player kalmadı.
Benim o filmi bir şekilde softcopy’e çevirmem lazım.
Eğer sen kopyaladıysan, soft kopyası da çok makbule geçer.

Ama hiç acelesi yok.
Takılmak için yapıyorum.
Nasır gibi, ara ara ... 

[Doğan Erbahar]

Buyurun ilginç bir kısa film: MAYDAY RELAY


Konusu: "Akdeniz'de yatlarıyla seyahat etmekte olan bir baba ve kızı, zor durumdaki bir tekneden acil durum çağrısı alırlar. Acil durum çağrısına cevap verirler ve teknenin rotasını değiştirirler. Fakat durum hakkında daha çok bilgi edindikçe, zor bir ikilemde kalırlar."

Fragman:


Filmin Tamamı:


Web Sitesi: https://maydayrelay.eu/

Türkçe altyazısı: https://www.turkcealtyazi.org/mov/6205530/mayday-relay.html

Şimdi seyrettim, çok iyiymiş ya, Avrupa'nın bu konudaki duruşunu gösteren cesur bir metafor demiş biri yorumlarda, katılmamak elde değil. Benim başıma gelse ne yapardım diye de düşünmeden edemiyor insan... 

[Bülent Büyükdağ]

Sen filmi kopyaladın mı?
Bizim evde neredeyse DVD player kalmadı.
Benim o filmi bir şekilde softcopy’e çevirmem lazım.
Eğer sen kopyaladıysan, soft kopyası da çok makbule geçer.

Ama hiç acelesi yok.
Takılmak için yapıyorum.
Nasır gibi, ara ara ... 

Abi şu softcopy nedir öğreneyim önce.

[Mehmet Atay]

DVD’yi, bilgisayarda izlenebilecek dosya haline çevirmek.
Sen uğraşma, ben halledeceğim onu her halükarda.
Çünkü artık hakikaten DVD çıktı hayatımızdan.

[Özgür Ökten]

Şimdi seyrettim, çok iyiymiş ya, Avrupa'nın bu konudaki duruşunu gösteren cesur bir metafor demiş biri yorumlarda, katılmamak elde değil. Benim başıma gelse ne yapardım diye de düşünmeden edemiyor insan... 

Evet, ne ilginç değil mi?
Biz de 3 denizci arkadaş birlikte izledik, sonunda birbirimize baka kaldık, binbir düşünce ile..

İnsanın kendi güvenliği ve hatta sadece konforundan bile vazgeçerek başkaları için birşey yapması garip bir his.
Altyapısı içimizde var belki ama oturduğumuz yerden cevaplanabilecek, "kesin şöyle yaparım" denilecek bir durum değil, o anı yaşarken verilebilecek kararlar..

[Hakan Tiryaki]

Şimdi seyrettim, çok iyiymiş ya, Avrupa'nın bu konudaki duruşunu gösteren cesur bir metafor demiş biri yorumlarda, katılmamak elde değil. Benim başıma gelse ne yapardım diye de düşünmeden edemiyor insan... 

Evet, ne ilginç değil mi?
Biz de 3 denizci arkadaş birlikte izledik, sonunda birbirimize baka kaldık, binbir düşünce ile..

İnsanın kendi güvenliği ve hatta sadece konforundan bile vazgeçerek başkaları için birşey yapması garip bir his.
Altyapısı içimizde var belki ama oturduğumuz yerden cevaplanabilecek, "kesin şöyle yaparım" denilecek bir durum değil, o anı yaşarken verilebilecek kararlar..

İlkyardım eğitimlerine başlarken öncelikle kursiyerleri niyetlendikleri şeye psikolojik olarak uygunlukları konusunda uyarır, hatta kendi kendilerini sorgulamalarını sağlamaya çalışırdım. Nitekim, tam da Özgür'ün dediği gibi, olası bir acil durumda tam olarak kimin ne yapacağını kestirebilmek çok zor gerçekten. Benzer bir durumda ne karar verirdim, ben bile emin değilim. Filmdeki pozisyonda kalıp da gideni takdir eder miyim bilmiyorum ama şundan eminim ki, gitmeyeni de eleştirmem.

[Doğan Erbahar]

Beni esas çarpan şey 5 kişiye gözün kapalı gidebilecekken 100 kişiye sırtını dönebilme ihtimali. Yani insan hayatının değerini 100'le çarpınca 5'le çarptığından çok daha değerli olması gerekirken, acaip bir ikilem bu... İnsanın ilk aklına gelen en doğal tepkisi esasında derler, bunlar geldi aklıma, giderdim herhalde gözü karartıp...

(Tek olsa idin giderdin diyor sol beyin, tanıyorum sağdaki ikizimi çünkü, ya kızın olsa idi yanında, sağ taraf ne tepki verirdi?... )

[ersinboke@icrs.com.tr]

Tekne kech miş bu arada

Bence tartışılacak çok bir şey yok. Böyle bir durumda denizcilik kuralları ne ise o yapılmalı.

İki yıldır sürekli aşağı inerken can yelekleri ile karşılaşıyorum. Bir keresinde de Ahmet ile Kuşadasından çıktıktan sonra devrilmiş bir bot ile karşılaşmıştık.

İyice yakınlaştık ancak kimse yoktu. Tüm seyir keyfimiz kaçmıştı hatırlıyorum.

Benim şahsen yapacağım, tüm diğer gemilerin dikkatini çekmek ve bölgeye yönlendirmeye çalışmaktan ibaret olurdu.

Yolda karşılaşırsam?  Her durumda tekneye kimseyi almazdım.  Önce can yeleği sonrasında da şişme botu şişirip atar, önce imkanlar dahilinde kişilerin hayatta kalmasını sağlar sonrasında çağrı yapardım. Zaten her yer çeşitli uluslardan sahil güvenlik kaynıyor.

Kuşadasında ve ayvalıkta gördüğüm kadarı ile her sabah 20 ye yakın mülteciyi bizim sahil güvenlik toplayıp geliyordu .

[Bülent Büyükdağ]

Şimdi seyrettim, çok iyiymiş ya, Avrupa'nın bu konudaki duruşunu gösteren cesur bir metafor demiş biri yorumlarda, katılmamak elde değil. Benim başıma gelse ne yapardım diye de düşünmeden edemiyor insan... 

Evet, ne ilginç değil mi?
Biz de 3 denizci arkadaş birlikte izledik, sonunda birbirimize baka kaldık, binbir düşünce ile..

İnsanın kendi güvenliği ve hatta sadece konforundan bile vazgeçerek başkaları için birşey yapması garip bir his.
Altyapısı içimizde var belki ama oturduğumuz yerden cevaplanabilecek, "kesin şöyle yaparım" denilecek bir durum değil, o anı yaşarken verilebilecek kararlar..

Benzer bir durumda ne karar verirdim, ben bile emin değilim. Filmdeki pozisyonda kalıp da gideni takdir eder miyim bilmiyorum ama şundan eminim ki, gitmeyeni de eleştirmem.

Daha önce deneyimlediğim şeyleri yeniden yaşasam yine aynı şekilde davranıp davranmayacağım hususunda bile emin değilken, tam böyle bir durumda  nasıl davranacağımı kestiremiyorum.

İnsanoğlunun bir kötü özelliği varsa, her durumu rasyonelleştirebilme yeteneğidir herhalde. En temel ahlak problemlerine bile karmaşık yanıtlar verebiliyor, bin dereden su getirebiliyoruz.

Teknede kızım var....denizde insanlar var.... denizde olanlardan biri ben de olabilirdim... Zor soru. Tekneye almaz mıydım, alır mıydım, gitmez miydim...gider miydim....  Herhalde en doğru yanıt Hakan'ın yanıtı. Bilemiyorum.

[Mehmet Atay]

100 kişiye iki kişi ve standart bir yatla asla gitmezdim.
Relay görevine asılırdım.
Bu kadar kişiye yardım sadece bir gemi ile yapılabilir.

Bir şekilde tekneye 30 kişi alınsa bile, bunun suyu, erzağı bir çok derdi de var.
Yeterli su olmadan (en az 24 saat yetecek kadar) o 30 kişi ayrı bir isyan ve sorun olur.
Üstelik tekneye alsak bile, bizi kendi istediklere seyir yapmaya zorlayacaklardır.

İltica için bu kadar riski göze almış kişilerin, tekne sahibinden kurtulmaktan çekineceklerini de sanmam.

[Erman Yerman]

Filmin sonu çok vurucu. Sizi bir vicdan muhasebesiyle başbaşa bırakıyor. Aklımda tek bir soru var. Şayet ertesi gün haberlerde İyon denizi açıklarında 100 insanın öldüğünü duyduğum bir habere denk gelirsem ne hissederdim? Muhtemel bu hesaplaşma ömrüm boyumca beni bırakmazdı.
Eldeki verilerle yaptığım varsayım; yanlışım varsa lütfen düzeltin..

En yakın kara Kefalonya ve 100 mil mesafede. Mülteci teknesine ait motor arızalı ve tekne su alıyor. Geçen 3-4 saatte mülteci teknesi batmadığına göre aldığı su kontrol edilebilir gibi geliyor bana. Eğer yeteri kadar yakıtım olduğunu biliyorsam giderdim, ki yine muhtemelen 40ft bir motoryatta yeteri kadar yakıt vardır. Bunları tek tek teyit ederdim. 
Saatte 2 mil süratle tekneyi yedekleyebilirsem 50 saatte açlık ve susuzluktan kimseyi kaybetmeden can güvenliklerini sağlayabilirdim gibime geliyor.. bir ihtimal yedekleme süresince yardım da bulabilirdim...
Bunlar filmi 2 defa izledikten sonra aklıma gelenler.. Orada olsam nolurdu bilemiyorum ama öylece geçip gidemeyeceğimi biliyorum..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi