Ali aşağıdaki mesajı yazınca hah! dedim, işte bu konuda bir yazı yazmak için fırsat! Aldım elime sazı-klavyeyi!
Yeni telsiz anteni almam lazım,eskisi koptu içinden teller çıktı sallanıyor aşağıya doğru.
Nasıl bir anten almalıyım?markası modeli konusunda sıfır bilgiliyim.
NOT1: Aşağıdaki yazı hiçbir izin almadan istenildiği gibi kopyalanabilir, istenilen her türlü ortamda yayınlanabilir, ortamlarda kendi cümleleriniz gibi kullanılabilir!
NOT2: Bu yazı pek çok teknik detay atlanarak, genele hitap etmesi amacıyla basitleştirilerek yazılmıştır. Akademik makale isteyenler lütfen yazılı başvursun.NASIL BİR VHF TELSİZ ANTENİ SEÇELİM?Önce altlık olarak kısaca bu
anten denilen şey nedir, ne işe yarar ondan bahsedelim.
Anten telsiz cihazından çıkan ses-
elektrik sinyallerinin elektromanyetik radyo dalgalarına çevrilmesi, havada-boşlukta belirli bir yöne veya her yöne aynı anda iletilmesi ve sonra yine bu radyo dalgalarının
havadan toplanarak telsiz cihazına elektrik sinyali olarak iletilmesini sağlayan parçadır.Temelde elektrik iletken bir metale herhangi bir frekansta (
döngü-tekrarlama) elektrik sinyali verirseniz bu sinyalin bir kısmı elektromanyetik radyo dalgasına dönüşür ve havaya-boşluğa yayılır, büyük bir kısmı ise yok olur, soğurulur veya kaynağa geri yansır. (
Mundar olur!)
Belirli bir frekansa (
döngüye-tekrarlamaya) sahip elektrik sinyallerinin
frekansı ile ters orantılı bir DALGA BOYU (
sinyalin aynı tepe noktasını tekrarlanması arasında geçen süre / havada-kabloda kapsadığı fiziksel boyut) vardır.
İşte bu frekansın dalga boyu ile
antenin fiziksel boyu birbiri ile uyumlu olduğundan REZONANS (
titreşimlerin uyum ile çoğalması) meydana gelir, anten bu sinyale direnç göstermez ve en yüksek oranda bu elektrik sinyalinin elektromanyetik radyo dalgasına dönüşmesine izin verir.
Rezonansı anlamak için bir grup askerin boğaz köprüsünden tempolu (frekanslı) geçmesi ile köprünün boyunun rezonansa girerek titreşimlerin artarak köprüyü yıkması veya bir opera sanatçısının belirli bir frekansta ses çıkartarak şarap kadehini kırması örneklerini gözünüzde canlandırabilirsiniz.Neyse.. Teoriyi fazla uzattım..
Tüm bunların özeti şudur :
BOYU ÖNEMLİ !! Pratiğe gelmeden önce azcık da hesap kitap yapalım.
Teknelerde kullanılan anten boyunun ne olması gerektiğini hesaplayalım.
Formül şöyle diyor:
anten boyu (m) = ışık hızı (km/sn)/ frekans (KHz)Işık hızını pratikte düz 300.000 km/sn kabul ediyoruz.
Frekans ise bizim deniz VHF sistemleri için
156-174MHz bandının tam ortası olan 165MHz veya KiloHertz olarak yazarsak 165.000KHz kabul edebiliriz. (
Gerçekte 162Mhz üstünü kullanmıyoruz, dolayısı ile 156-162 arası 159MHz 'i orta olarak tercih etmek daha hassas ve doğru sonuç verir, ama henüz bu konuda sesimi duyuramadım.)
Yerlerine koyalım rakamları;
Anten boyu = 300.000 / 165.000 = 1,81 metreOhuu! Neredeyse 2 metre mi? Biraz büyük değil mi?
Pek değil aslında.
Buna "TAM DALGA" anten diyoruz. Yani dalga boyuna eşit boyutta.Teorik olarak en verimlisi bu, ama gerçek hayatta kullanmak için pek
pratik değil.Bunu küçültmenin yolu ise bu rezonans işini çok bozmayacak ölçüler olan 1/2, 1/4 veya 5/8 gibi özel ölçüleri kullanmak.
Genelde ucuz antenler 1/4 dalga boyu yani 1,81 m / 4 = 45cm ölçüsünü kullanır.
Biraz daha kaliteli, verimli olanlar ise 5/8 ölçüyü, yani 1,81 m / 4 = 113cm gibi.
Ee? Bu çok kolaymış! Neden tonla para verip hazır anten alıyoruz? Haydi şuradan iki parça bakır boru kesip yapalım?eeehh.. Gerçekte tam öyle değil.
Çünkü bu çok kaba hesaplarda hesaba katmadığımız minik minik pek çok değişken var ve ne yazık ki tam olarak formülize edilemiyor, kullanılan bakırın, alüminyumun veya kablonun cinsine-alaşımına göre bile değişiyor ve antenin verimini fena halde düşürüyor.
Eğer elinizde SWR METRE denilen (
antenin o frekansla tam rezonansa girip girmediğini, o frekanstaki elektrik sinyaline ne kadar direnç-empedans gösterdiğini ölçen) alet yoksa pratikte iyi bir anten yapmanız pek kolay değil. Elbette yapılır, yapılıyor, ama kolay değil. Çok tecrübe lazım.
Peki ne yapıyoruz? Elbette
piyasadan yapılmışını alıyoruz! ee peki neyi alıyoruz, milyor tane anten satılıyor piyasada,
hangisini nasıl seçiyoruz? (Ulan!)hah! nihayet başlıktaki soruya gelebildik!
Şimdi yine birazcık teorik bi durumdan bahsedeceğim. (
Sesler yükselir: Aaa! Yuuh! Yeteer!)
Bu VHF (Very High Frequencies) denilen
30-300MHz arasındaki radyo dalgaları özelliklerinden dolayı sanki bir lazer pointeri tutuyomuş gibi yayınlandığı noktadan
ileriye doğru dümdüz ilerler. Genelde bir yerlerden yansımaz, dünyanın ufuk çizgisinin arkasına geçmez, dağları tepeleri pek aşmak istemezler.
Teorik olarak VHF telsizle haberleşme (
karşılıklı iletişim) mesafesi
alıcı ve verici antenlerin ufuk mesafelerinin toplamıdır.Grafik ve formülü aşağıda;
Hemen bir örnekle pekiştirelim;
Örnek: Sizin teknenizin anten yüksekliği 12m, kıyıda haberleşmek istediğiniz marinanın anteninin denizden yüksekliği 20m olsun. Hemen formüle koyalım;Toplam iletişim mesafesi = (3,57 x √12) + (3,57 x √20) = 28km = 15 deniz mili
Uff.. Tamam tamam! Sizi formüllerle uğraştırmayayım, burada hesaplanmışı var!
Gerçek hayat şartlarında bu mesafeler pek çok sebepten dolayı çok değişken olabilir. Şimdilik takılmayın.Eee ne anladık bu tablodan?
Antenin yüksekte olması iletişim mesafesini arttırıyor. Süper! Bu cepte.
Peki başka ne var bu
mesafeyi etkileyen?İki temel şeyden de bahsedebiliriz;
- Çıkış gücü
- Anten kazancıÇıkış gücü demek telsizimizin gücü demek. Ama bildiğimiz üzere tüm dünyada VHF deniz telsizlerinin çıkış gücü max 25W olarak sabitlenmiştir. (
Kara istasyonları 50W, idare sahil radyosu 100W) Dolayısı ile bu değişiklik yapabileceğimiz bir seçenek değil.
Ama burada yapabileceğimiz telsizimizden çıkan 25W gücündeki elektriksel
sinyalin zayıflamadan anten'e kadar ulaşmasını sağlamaktır. Yani aradaki kablo ve konnektörlerin kaliteli ve sağlıklı olması lazım.
Kablo mesafesi ne kadar artarsa ve arada ne kadar ek veya konnektör olursa burada bir kaybımız oluyor. Eğer kablo mesafemiz çok ise daha kaliteli (
düşük kayıplı) bir kablo kullanmak, kaliteli konnektörler kullanmak ve anten kablosuna ek yapmamak gerekir.
Peki
ANTEN KAZANCI (GAIN) nedir?
İşte bu süper bişeydir!
Bir koyup beş almaktır! Nasıl düzgün anlatabilirim bilmiyorum ama kısaca bahsettiğim
rezonans olayının antenin fiziksel özellikleri ile oynayarak veya bazı elektronik devreler yardımı ile
arttırılmasıdır. Antene gönderdiğiniz bir birim sinyalin 3, 5, 10 birim arttırılarak, yükseltilerek havaya yayılmasıdır.
vee artık gelelim gerçek dünyayaaa..
Bu kadar laf kalabalığı yapma, şu anteni nasıl seçiyoruz kardeşim, marka model filan ver, uğraştırma bizi diyorsunuz, duyuyorum! Yok, valla marka model vermem, veremem, kusura bakmayın. Bilsem dükkan sizin!
ama temel kurallar şöyle;
Eğer
anteni yüksek bir yere monte edebiliyorsak (
yelkenli tekne direği gibi) rüzgardan vb etkilenmeyen, boyutları küçük, kazancı düşük veya normal bir anten tercih edilebilir.
Elbette hem
direk tepesinde hem kazancı yüksek anten tadından yenmez! ama kazancı yüksek antenler genelde fiziksel olarak daha büyük olduklarından direk tepesinde çok tercih edilmezler.
Eğer motoryat kamarası gibi daha alçak veya yelkenlide kıçtaki matafora üstüne filan monte edecekseniz daha
yüksek kazançlı antenleri tercih etmek yükseklikten kaybettiğiniz mesafeyi tolere edecektir.
Elbette kötü kaliteli (
sinyal zayıflaması yüksek) uzun bir kablo, oksitlenmiş bir konnektör tüm bu yapacağınız yatırımın boşa gitmesi demektir.
Akü+telsiz+konnektör+kablo+konnektör+anten zincir halinde
komple bir sistemdir, bu herhangi
bir halkasının zayıflığı tüm sistemin zayıflığıdır.Üstelik kablo konnektör sisteminizdeki 1 birim zayıflık iletişim mesafenizde 10 birim kayıp meydana getirebilir. (
Ahh! bu radyo dalgaları ahh! ne hınzırlar..)
Haydi bakalım, şimdi herkes gugılda "
marin anten", "
vhf anten" , "
tekne anteni" gibi aramalara başlasın!
(
Yuh! adam bu kadar laf salatası yaptı, yine seçim işini bize bıraktı!)