Bir de şu alternatifi tartışsak ;
Matay'in Sarıyaz II hatıratından anımsayacaksınız , hani yüzen gezen farş tahtaları ve boğulan lap top olayı. Mehmetin teknede de bir kaç sintine pompası vardı, hepsini çalıştırmıştık, pompalar basıyor basıyor ; su bir kaç milim bile azalmıyor...
Sonunda şunu keşfettik, sintine pompası, eviye vs gibi nesnelerin giderleri kuzine tezgahının altinda gizli yaklaşık 5 litre hacimli krom bir depocuğa toplanmış ; buradan tek bir borda çıkışıyla denize verilmişti. Meğer Ayvalıktaki o harika tekne renovasyon ekibi bunun hortumunu söküp bi kenara koymuş. Sintineden basılan su mutfak tezgahının altindaki depodan yine sintineye akıyormuş...( Benzer bir hadiseyi ben de ilk teknem Uçarı'da yaşamıştım, boyacı portuçun içini boyarken önüne çıkan sintine pompasının tahliye hortumunu borda çıkışından söküp, sintinenin içine yatırmış. Tekneye yağmur suyu dolunca otomatik sintine çalışmış, aynı suyu tekne içinde devrede devrede aküyü de bitirmişti ).
Teknede fazla delik delmek istemeyenler veya riski azaltmak isteyenler için Matay'ın teknesindeki gibi tüm tahliyeleri bir depoda toplayıp oradan tabii akışla deşarj etme fikrine ne dersiniz ?